Dünyanın dengesi bozuldu, bozulmaya da devam ediyor. Uzmanlar, 10-15 gün içerisinde yağış olmaması durumunda Türk tarımının ciddi kayıplar yaşayacağını söylüyor.

Türkiye’nin tahıl ambarı Konya’da kuraklık tehlikesi var, çanlar Türk tarımı için çalıyor.

Malum!

Konya 2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanına sahip ve bu verimli ovalardan yılda yaklaşık 2,5 milyon ton buğday hasadı yapılıyor.

Ancak! Konya Ovası kışın yeteri kadar kar alamadı! Konya Ovası yağmura hasret!

Hava sıcaklıkları bir anda 30 derecelere dayandı!

Eskiden bölgede mart, nisan ve mayıs ayları serin ve yağışlı geçer; rekolte üreticiyi memnun ederdi. Ancak bu durum tersine dönmeye başladı ve bu yıl yağış olmadı. Aralık ayından başlayarak günümüze kadar geçen bu zamanda sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyretti.

Bütün bu sebepler bir araya geldiğinde kuraklık kapıda demektir!

Tedbir zamanı…

Üretim, stoklama, pazarlama ve tüketim politikaları revize edilmeli.

Şimdiden geleceğe hazırlanmak gerekiyor.

Ayçiçeği yağı…

Pandemi döneminin kritik ürünlerinden. Ekonomik vurgunda ününe ün kattı. Zamlı yaşamanın simge ürünü.

Zam rüzgârının sert estiği günlerdi…

Birileri vatandaşın cebine dadanmış, boğazına sarılmış, midesine musallat olmuş, âdeta canına kastetmişti.

Böylesi bir ortamda iktidar vatandaşın imdadına yetişmiş, gümrük vergileri yağlık ayçiçeği tohumunda yüzde 27 yerine yüzde 12’ye, ham ayçiçeği yağında ise yüzde 36 yerine yüzde 22’ye düşürülmüştü.

Yağlık ayçiçeği tohumu ve ham ayçiçeği yağında uygulanan indirimli gümrük vergisi uygulaması 22 Nisan'a kadar uzatıldı.

Bu manevra ne anlama geliyor?

Bir haftalık dönem için süre neden uzatılmış olabilir; bu durumdan kim, ne kazanabilir? Hedefte yeni bir vurgun planı mı var?

Seçimlerden önce köpürtülen zam iddiaları, “bugünleri arayacaksınız” tehditleri, “sandığın rengini değiştirdik” naraları ile birileri bir şeyler deniyor olmalı!

Bekleyip göreceğiz…

Birbirimizi kandırmaya ne zaman son vereceğiz?

Algıyla, görselle, başlıkla, sloganla ve kelime oyunlarıyla tüketiciyi kandırmakta üstümüze yoktur!

Tarım ve Orman Bakanlığı, gıda etiketlerinde tüketiciyi koruyabilmek ve kandırılmasını engellemek için yeni bir düzenlemeye gitti. Yeni düzenlemeye göre aroma verici kullanılan bir gıdanın etiketinde, aromayla ilgili gerçek gıda görseli olamayacak.

Örneğin, bitkisel margarinde sık kullanılan “tereyağı keyfi” veya “tereyağı lezzeti” gibi aldatıcı ifadelere müsaade edilmeyecek.

Gıda üreticileri ile işletmecilere yapılan değişikliğe uyum sağlaması için 31 Aralık 2026'ya kadar zaman tanınacak.

Ama bu süre çok uzun.

Böylesi hayati bir konu için üç yıl uyumluluk süresi çok çok uzun!

Bu durum toplum sağlığını direkt tehdit ediyor. Bunu bile bile, bu kadar süre koymak hangi mantıkla izah edilebilir?

Restoranlar fiyat listesine alışamadı!

Ticaret Bakanlığı fiyat listelerinin lokanta, restoran, kafe, pastane ve benzeri yiyecek ve içecek hizmeti sunan iş yerlerinde, giriş kapısının önüne ve hizmet sunulan masaların üstüne, tüketiciler tarafından kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde konulması şartı getirmişti.

Amaç tüketici haklarını korumaktı.

Ancak, bazı işletmelerin fiyat listelerini görünür yere asmadığı ve servis ücreti aldığı ihbarı Bakanlığı harekete geçirdi. Bu doğrultuda lokanta ve restoranlara fiyat listesi denetimleri sıklaştırıldı. İyi de oldu. Bu işin peşini bırakılmamalı. Tüketici aldatılmamalı.

Fiyat etiketi, fiyat tarifesi, fiyat listeleri ve haksız zamlar karşısında yaygın ve yoğun denetimlere devam edilmeli.

Fırsatçılara nefes aldırılmamalı ki vatandaş rahat bir nefes alabilsin.