Bugün 28 Şubat darbesinin 27. yıl dönümü.

Refahyol hükûmetini devirmek üzere içerideki ve dışarıdaki aktörlerin iş birliğinde tezgâhlanan postmodern bir askerî darbeydi 28 Şubat.

Bu darbenin postmodern olarak nitelendirilmesinin temel sebebi, hükûmeti devirmek üzere konvansiyonel ve konvansiyonel olmayan yöntemlerin hibrit bir şekilde kullanılmasından kaynaklanıyordu.

Günün sonunda 28 Şubat darbesi Refahyol Hükûmeti’ni devirdi, Türkiye’de siyaseti yeniden dizayn etti ve dört yıl içeresinde Türkiye’yi cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizine soktu.

Siyasetin olağan akışına yapılan müdahale ve bu süreçte neden olunan ağır ekonomik maliyet ve toplumsal travmaya 2002 yılında Türk milleti siyasete reset atarak cevap verdi.

28 Şubat‘ın muktedir paşalarından birisi 28 Şubat’ın bin yıl süreceğini iddia etmişti. 28 Şubat belki bin yıl sürmedi ama 2002 yılında iktidara gelen AK Parti’nin 28 Şubat’ın izlerini silmesi ve askerî vesayeti geriletmesi hiç de kolay olmadı. AK Parti kapatılmaktan kıl payı kurtuldu, 27 Nisan e-muhtırası ile Erdoğan devrilmeye çalışıldı, Gezi ayaklanması ile bir kez daha denendi ve en sonunda silahlı bir darbe girişimi olan 15 Temmuz geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın âdeta bir virtüöz gibi yönettiği yıllar süren bir mücadele sonrasında 28 Şubat‘ın izleri kamudan birer birer silindi. Kamudaki başörtüsü yasakları kaldırıldı, imam hatiplere uygulanan ayrımcı katsayı uygulamasına son verildi ve daha da önemlisi askerî vesayet sisteminin organları ya tasfiye edildi ya da ıslah edildi.

Bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin büyük bir mesafe katettiğini, Türk toplumunun sırtına giydirilmeye çalışılan bu deli gömleğini yırtıp attığını söyleyebiliriz.

Buna rağmen şunu da bilmeliyiz ki 28 Şubat darbesini organize eden zihniyet 28 Şubat’la ortaya çıkmadı. Cumhuriyet tarihinin büyük bir kısmına damgasını vuran askerî vesayetçilik ve darbe geleneğinin kökleri Osmanlı’ya kadar uzanmakta.

Bugün askerî vesayet geriletilmiş olabilir, 28 Şubat darbesinin izleri ve yasakları kamu kurumlarından silinmiş olabilir.

Buna rağmen 28 Şubat darbesini kurgulayan ideolojinin bugün Türkiye’de hâlâ mevcudiyetini devam ettirdigini çok rahat söyleyebiliriz.

Bugün askerî darbeler ve askerî vesayetin Türkiye’deki temsilcisi olan Cumhuriyet Halk Partisi ve onu destekleyen entelektüeller ve toplumsal kesimlerin samimi bir şekilde bu geçmişle yüzleştiğini söylemek mümkün değil.

28 Şubat darbesinin yasaklarını sonuna kadar savunan ve direnerek mahkemelere taşıyan CHP’den bugüne kadar kuru bir özürden başka bir şey duymadık.

Hâlbuki daha önceki bir yazımda da belirttiğim üzere CHP’nin inandırıcı olabilmesi için her şeyden önce topyekûn tarihiyle bir yüzleşme gerçekleştirmesi gerekiyor. Bundan sonra mağdur ettiği toplumsal kesimlerden özür dileyip bu zararın tazmin edilmesini sağlaması gerekiyor.

Bunlar sağlanana kadar CHP’den duyduğumuz özürlerini hiçbir manası yok.

Zira kamu kurumlarından temizlenen 28 Şubat zihniyetinin ve yasaklarının bugün hâlâ özel sektörde sürdürüldüğünü hepimiz biliyoruz. Birçok firma başörtülü, sakallı olduğu ya da namaz kılıp oruç tuttuğu için dindar insanları istihdam etmiyor.

Bu da bize 28 Şubat’ın bazı toplumsal kesimlerde hâlâ devam ettirilmeye çalışıldığını çok net bir şekilde göstermektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel 28 Şubat’ın yıl dönümünden bir gün önce yapmış olduğu bir açıklamada, 28 Şubat döneminin darbecilik suçundan hüküm giymiş muktedir paşalarının sağlık sorunlarından dolayı tahliye edilmesini talep etti.

Bu insani nedenlerle anlaşılabilir bir talep ama açıklamanın devamı Özgür Özel’in ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin 28 Şubat zihniyetinin hâlâ arkasında olduğunu çok net bir şekilde gösteriyor. Zira Özgür Özel açıklamanın devamında bu darbecilerin bir suçu ve günahının olmadığını iddia ediyor.

Darbecileri meşrulaştıranın darbeyi de meşru gördüğü izahtan varestedir.

Gördüğünüz gibi CHP dönüyor, dolaşıyor yine darbecilerle aynı kareye giriyor. Zira darbecilik ve askerî vesayet maalesef Cumhuriyet Halk Partisi’nin kodlarına sinmiş durumda.

İşte bundan dolayı geçmişiyle yüzleşemeyip sadece kuru bir özürle suçlarının üstünü örtmeye çalışıyorlar. Bundan dolayı milletimiz CHP’ye pirim vermiyor ve geriletilen darbeciliğin her an fırsat kolladığını hiç unutmuyor.