Kent Uzlaşı davasından hapis yatan ve tahliye olduktan yaklaşık bir ay sonra MHP lideri Devlet Bahçeli’yi ziyaret eden Ahmet Özer, görüşmenin detaylarını anlattı.
Ahmet Özer röportajından dikkat çeken bölümler şöyle:
-Sayın Bahçeli’nin hızla çıkmasını beklediği yasa silah bırakılan PKK’lıların Türkiye’ye dönüşünün önünü açacak ‘infaz yasası’ değil mi?
Barış yasası.
Benim de bu sürecin bir muhatabı olduğumun altını çizdi -‘Barış yasası’ sizden bir gün önce Devlet Bahçeli’yi ziyaret eden DEM Parti İmralı heyetinin kullandığı terminoloji. Devlet Bey’in de aynı ifadeyi kullanması dikkat çekici. Konuştuğumuz şey bir çeşit ‘eve dönüş yasası’ ama. Doğru mu?
Yani evet, ben de öyle anladım. Bu konuyu çalışmasını Feti Bey’den rica ettiğini söyledi. Nitekim ben daha sonra Feti Bey ile konuşurken o da bana bu konuyu arkadaşlarla konuştuğunu söyledi. Yetişir mi, yetişmez mi orası başka bir şey. Ama sonuçta Devlet Bey süreç fazla uzamadan bu yasal çerçevenin de bir an önce bitirilmesini ve eve dönüşlerin gerçekleşmesini istiyor. Devlet Bey görüşmemizde, benim de bu sürecin bir muhatabı olduğumu ve bu sebeple hedef gösterilemeyeceğimin altını çizdi. Bu benim açımdan tabii önemliydi. Ben tabii kendisine Genel Başkan Özgür Özel'in selamlarını ilettim. Zaten Sayın Özel'le görüştüm kendisiyle görüşmeden önce.
"Bahçeli, ‘Kılıçdaroğlu’ndan sonra genel başkan kim olmalı diye sorulduğunda Özgür Özel’in ismimi zikretmiştim’ dedi"
-Yani Bahçeli kendiliğinden söylemedi. Bu konuyu siz gündeme getirince o da üzerine söyledi. Doğru mu anladım?
Evet, ben barış dilinin egemen olması ve siyasetteki tansiyonun düşürülmesi konusunu konuşurken o da buna katıldığını söyledi. Ayrıca Sayın Bahçeli siyasal istikrarın öneminin altını çizdi. Türkiye’deki istikrarın aynı zamanda dışarıdaki ilişkilerimiz için de önemli olduğunun altını çizdi. Ben Özgür Özel’in kendisine selamlarını ilettiğini söylediğimde o da şunu söyledi; “Ben Sayın Özel’i mecliste uzun yıllardan beridir tanıyorum. Hatta bana ‘Kemal Kılıçdaroğlu’ndan sonra kim genel başkan olmalı?’ diye kendisine sorduklarında ben Özgür Özel’in adını zikrettim” dedi.
"Ben o sözlerini Özgür Özel’e karşı bir tutumunun söz konusu olmadığı şeklinde anladım"
"İmamoğlu’nun bir yakının geçmişte kendi asistanı olduğunu, aileden kendi camialarında insanlar olduğunu söyledi"
-Bunu söylemesini, Özgür Özel’i beğendiği anlamına gelecek bir yorum olarak mı algıladınız?
Yani Özgür Özel’e karşı bir tavrının, bir tutumun söz konusu olmadığı şeklinde anladım ben onu. Öte yandan, İmamoğlu ailesini tanıdığını, bildiğini söyledi. Hatta İmamoğlu ailesinden kendi camialarında insanlar olduğunu söyledi. İmamoğlu’nun bir yakınının da geçmişte kendi asistanı olduğunu söyledi.
Silahları yakmanın gömmek veya teslim etmekten daha anlamlı bir davranış olduğunu söyledi -Bu çok ilginç. Ben bilmiyordum, siz biliyor muydunuz?
Yok, hayır. Ben İmamoğlu davalarındaki hukuk sorunlarından bahsettim. İmamoğlu’nun davalarında neredeyse hemen hemen biraz olumlu tavır sergilenen hâkimler değişmesinin hukuka duyulan güveni aşağıya çektiğini söyledim. O da o da İmamoğlu’yla ilgili bunu söyledi. Ayrıca yargılamanın gizli tanıklar ve itirafçılar üzerine kurulmasını da doğru bulmadığını, hatta bu konuda yardımcısı Feti Yıldız’ın açıklaması bulunduğunu belirtti. Barış yasasını önemsediğini, hatta mümkünse yılbaşından önce çıkmasını arzuladığını söyledi. Silahları gömmek veya teslim etmekten ziyade silahları yakmanın anlamı üzerinde durdu. Bunun daha anlamlı, daha yerinde bir davranış olduğunu söyledi.
“DEMİRTAŞ SERBEST KALMALI”
-Demirtaş konusunu siz mi açtınız, yoksa “kurucu önder” meselesi gibi kendisi mi izah etmek istedi?
Bunların büyük kısmı benim yaptığım konuşmalara verdiği cevaplardı. Ben AYM ve AHİM kararlarının uygulanması gerektiğinin altını çizdiğimde, “Selahattin Demirtaş’ın bir an önce serbest kalmasının ülkemizin yararına olduğunu, barış sürecine katkı sunacağını düşünüyorum ve bundan yana olduğumu bilmeni istiyorum” dedi. İşte benim, Ahmet Türk’ün, Selahattin Demirtaş’ın barış sürecine katkılarımızdan bahsetti.
“ÖCALAN’LA GÖRÜŞÜRÜM”
Gerekirse Öcalan ile de görüşür müsünüz?
Ben barışın gerçekleşmesi için herkesle görüşürüm. Kürt sorunun çözümü ve barışın gerçekleşmesi için diyalog ve müzakere şarttır. Bunu diyen biri olarak da ben konunun çözümü ve barışın gerçekleşmesi için herkesle diyaloga varım ve herkesle müzakere etmeye varım.




