Rusya’nın 24 Şubat 2022’de başlayan Ukrayna’ya saldırıları sonrası Avrupa ülkeleri savunma durumuna geçmişti. Almanya’dan da savaşla ilgili çarpıcı açıklamalar geldi.

İsrail'in Gazze'ye saldırılarında en az 5 Filistinli öldü İsrail'in Gazze'ye saldırılarında en az 5 Filistinli öldü

Almanya Genelkurmay Başkanı Carsten Breuer, Welt am Sonntag gazetesine verdiği röportajda, "savaşa hazır hale gelmenin" bir süreç olduğunu kaydetti. Breuer, "Ancak sonsuz zamanımız yok çünkü Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana ilk kez olası bir savaş dışarıdan bize dikte ediliyor. Analistleri takip ettiğimde ve Rusya'dan kaynaklanan askeri tehdit potansiyelini gördüğümde bu bizim için 5 ila 8 yıl hazırlık zamanı anlamına geliyor." dedi.

“5 YIL İÇİNDE SAVAŞA HAZIR OLMALIYIZ”

Bunun o zaman savaşın çıkacağı anlamına gelmediğini vurgulayan Breuer, "Ancak bu mümkün ve ben bir asker olduğum için 5 yıl içinde savaşa hazır hale gelmemiz gerektiğini söylüyorum." ifadelerini kullandı.

BREUER’DEN RUSYA YORUMU

Almanya Genelkurmay Başkanı Breuer, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ukrayna'nın ötesine uzanma olasılığını ne kadar yüksek gördüğüne" ilişkin soru üzerine de "Öncelikle buna niyet de dahildir. Bunu Putin’in yazdıklarında ve söylediklerinde görüyorum ve Ukrayna’daki eylemlerinden. Buna askeri potansiyel de dahil. Rusya’nın Duma kararıyla savaş ekonomisine geçtiğini gördük. Şu anda olasılık artıyor." değerlendirmesinde bulundu.

"ALMAN ORDUSUNDA AKIL DÖNÜŞÜMÜNE İHTİYAÇ VAR"

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius'un ilk kez savaşa hazır hale gelmekten söz ettiğinde bunun insanları uyandırdığını aktaran Breuer, sonuçta meselenin kendini savunma ve rakibin saldırıda bulunma kararı almaması olduğunu ifade etti.

"Bu da caydırıcılıktır" diyen Breuer, savaşa hazır olmanın zihniyet değişimini gerektirdiğini söyledi.

Breuer, "Savaşa hazır olmanın içinde çok şey var. Personel ve malzemenin göreve hazır olmasının yanı sıra zihniyet değişiminden de geçmemiz gerekiyor. Hem toplumda hem de özellikle Alman ordusunda akıl dönüşümüne ihtiyaç var." ifadelerini kullandı.

Almanya'nın (NATO'da) taahhüt ettiği ancak bunları vaatte bulunduğundan daha geç yerine getireceği katkıları olup olmadığına ilişkin bir soruyu da Breuer, "Evet var ancak onları söylemeyeceğim. Bu iyi sebeplerden dolayı gizli. Düşman bilgileri tüm mümkün olan kaynaklardan alır, gazetelerden de." şeklinde yanıtladı.

Breuer, Alman Silahlı Kuvvetlerinin NATO gibi bir değişimin içinde olduğunu kaydetti.

ALMANYA’NIN SAVUNMA HARCAMALARINI ARTIRMA KARARI

Almanya, Rusya-Ukrayna Savaşı'nın ardından savunma harcamalarını büyük ölçüde artırma kararı almış ve gelişmiş silah sistemleri satın almak, ülkenin silahlı kuvvetlerini modernize etmek için 100 milyar avroluk özel bir fon oluşturmuştu.

Hükümet, ABD yapımı F-35 savaş uçakları, Chinook nakliye helikopterleri ve İsrail yapımı Arrow-3 füze savunma sistemi alımı da dahil olmak üzere çok sayıda sözleşme imzalamıştı.

UKRAYNA SAVAŞI SONRASI BATI-RUSYA GERİLİMİ

24 Şubat 2022 tarihinde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, küresel sistemi derinden sarmış ve yeni bir rekabet ortamı doğurmuştur. Soğuk Savaş Dönemi’nden kalan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) ile Amerika Birleşik Devletleri (ABD) arasındaki rekabet, bu savaşla birlikte ABD-Rusya gerginliği şeklinde tekrar gün yüzüne çıkmıştır. Bahse konu olan durum 1989 senesinde Berlin Duvarı’nın yıkılması ve 1991 yılında da Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından Washington-Moskova hattında yaşanan en büyük gerilimdir, diyebiliriz.

Rusya, bu savaşın gerekçesi olarak Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Doğu Avrupa’da fazla genişlemesini ve ulusal sınırlarına dayanmasını göstermiştir. Bu bağlamda Avrupa Birliği (AB) ve AB üye ülkeleri arasında petrol tavan fiyat uygulamasını da kapsayacak bir şekilde Rusya’ya karşı ciddi yaptırımlar hayata geçirilmiştir. Zira söz konusu yaptırımların birçoğunun ABD’nin isteği neticesinde yapıldığı bilinmektedir. Nitekim mevzubahis yaptırımlardan Avrupa’nın da oldukça kötü etkilendiği düşünülürse Washington temelli bu mücadeleyi Brüksel’in ne kadar devam ettirebileceği soru işaretidir.

Öte yandan bu rekabet, birçok Avrupa devletini Rusya’ya karşı ciddi manada sertleştirmiştir. Bu durum, Avrupa-Batı konsolidasyonunu beraberinde getirmesi beklenmiştir. Aynı zamanda bu politikalar, Avrupa ile Moskova arasındaki mesafeyi daha da açmıştır.

Kaynak: HABER MERKEZİ