Bilim ve teknoloji

13 bin yıllık taşta var olmaması gereken bir renk tespit edildi

Almanya’daki Mühlheim-Dietesheim bölgesinde yapılan arkeolojik kazılarda, yaklaşık 13.000 yıllık bir taş eserde bulunan beklenmedik mavi pigment izleri, tarih öncesi sanat anlayışına ilişkin yerleşik bilgileri sarsıyor.

Abone Ol

Danimarka’daki Aarhus Üniversitesi araştırmacıları, taş üzerinde tespit edilen mavi kalıntının mineralli pigment azurit olduğunu belirledi. Bu keşif, Avrupa’daki bilinen en eski mavi renk kullanımı olarak kayda geçti.

Kızıl ve siyahın hüküm sürdüğü döneme meydan okuyor
Bilim dünyasında uzun süredir, Paleolitik dönemin sanatçılarının neredeyse yalnızca kırmızı ve siyah pigment kullandığı kabul ediliyordu. Mavi renkli eser bulunmaması, pigmentlerin ya nadir ya da ilgi görmeyen materyaller olduğu şeklinde yorumlanıyordu.

Çalışmanın baş yazarı Dr. Izzy Wisher, sonuçların beklentileri tamamen değiştirdiğini belirterek,
“Bu bulgu, Paleolitik pigment kullanımına dair bildiğimizi sandığımız her şeyi sorgulamaya zorluyor”
ifadelerini kullandı.

Mavi, eserlerde değil insanlarda mı kullanıldı?
Araştırmacılara göre mavi pigmentlerin günümüze ulaşmamasının nedeni, bu rengin vücut boyaması, giysi renklendirme veya geçici dekoratif uygulamalarda kullanılmış olması olabilir.

Bu tür materyallerin korunma şansı son derece düşük olduğu için, arkeolojik kayıtlarda görünmez hale gelmiş olmaları muhtemel.

Taş lamba sanılıyordu, aslında pigment paleti çıktı
Mavi pigment izlerinin bulunduğu taşın daha önce yağ lambası olduğu düşünülüyordu. Yeni bulgular ise taşın pigment karıştırmak için kullanılan bir palet olduğunu gösteriyor. Bu da hem sanatsal hem de kozmetik uygulamaların düşündüğümüzden çok daha gelişmiş olabileceğine işaret ediyor.

Wisher şu değerlendirmeyi yaptı:

“Azuritin varlığı, Paleolitik toplumların mineral pigmentleri ciddi bir bilgi birikimiyle seçtiklerini ve renk paletlerinin tahmin ettiğimizden çok daha geniş olduğunu gösteriyor.”

Bu keşfin, insanın kimlik, statü ve inançlarını renk yoluyla ifade etme biçimlerine dair yeni araştırma alanları açması bekleniyor.