ABD’de dünyaya gelen bir bebek, tıp dünyasında yeni bir rekorun sahibi oldu. Çünkü bu bebek, tam 30 yılı aşkın süre dondurulmuş halde bekletilen bir embriyodan doğdu. Bu süre, şimdiye kadar kayıtlara geçen en uzun embriyo saklama süresi olarak tarihe geçti.
Söz konusu embriyo, 1994 yılında oluşturulup dondurulduğunda Bill Clinton ABD Başkanı’ydı; internet, e-posta ve cep telefonları henüz yaygın değildi. Onlarca yıl sonra bu embriyo çözüldü, anne rahmine yerleştirildi ve sağlıklı bir bebek dünyaya geldi.
EMBRİYOLAR NASIL BU KADAR UZUN SÜRE SAKLANIYOR?
Tüp bebek (IVF) tedavisinde, döllenen yumurtalardan kullanılmayan embriyolar dondurularak ileride kullanılmak üzere saklanabiliyor. Dünya genelinde her yıl binlerce embriyo uzun süreli depolamaya alınıyor. Ancak tedavi bittikten sonra “kalan embriyolar ne olacak?” sorusu çoğu aile için karmaşık bir konuya dönüşüyor.
Kimi aileler, embriyoların yok edilmesine gönlü razı olmadığı için yıllarca hatta on yıllarca saklama ücretini ödemeye devam ediyor. Bazı durumlarda ise embriyolar başka ailelere bağışlanıyor.
30 YILLIK BAĞIŞ HİKAYESİ
Rekor kıran bu vakada embriyolar, ABD’deki Snowflakes adlı bir Hristiyan organizasyon aracılığıyla bağışlandı. Donör, şu anda 60’lı yaşlarında ve 30 yaşında bir kızı var. Bu nedenle, doğacak çocuğun kendi kızıyla tam kardeş olacağını bilerek alıcı aileyi seçmek istedi.
Bu durum, gelecekte biyolojik kardeşlerin arasındaki yaş farkının 30 yılı aşabileceğini ve donörlerin çok daha yaşlı – hatta hayatta olmayabileceğini gösteriyor.
HUKUKİ VE DUYGUSAL SORULAR
ABD’de embriyoların saklama süresine dair yasal bir sınır yok. İngiltere’de ise bu süre geçtiğimiz yıllarda 55 yıla çıkarıldı. Bu, ileride onlarca yıl önce yaratılmış embriyolardan doğan çocukların sayısının artabileceği anlamına geliyor.
Bu durum, biyolojik bağlar, aidiyet hissi ve aile tanımı gibi konularda yeni tartışmalar yaratıyor. Ayrıca, DNA test hizmetleri (23andMe, Ancestry vb.) sayesinde insanlar resmi kayıt sistemlerini bypass ederek biyolojik akrabalarını bulabiliyor.