Rönesans dahisi Leonardo da Vinci, 1490 yılında çizdiği Vitruvius Adamı ile yalnızca sanatın değil, aynı zamanda geometrinin sınırlarını da zorladı. Bu ikonik çizimdeki oranların sırrı, yüzyıllardır çözülememişti. Ancak Londra'da yaşayan diş hekimi Rory Mac Sweeney, 500 yılı aşkın süredir gizemini koruyan bu sırra ışık tutabileceğini öne sürüyor.
Mac Sweeney’ye göre, çizimin merkezinde – Vitruvius Adamı'nın kasık bölgesinde – gizlenmiş olan eşkenar üçgen, bu oranlar üzerine kurulu geometrik düzenin anahtarı olabilir.
GİZEMLİ ÜÇGEN VE TETRAHEDRAL ORAN
Leonardo, notlarında şöyle yazmıştı:
“Eğer bacaklarınızı açar ve ellerinizi başınızın üstüne kaldırırsanız, bacaklarınız arasındaki boşluk bir eşkenar üçgen oluşturur.”
Mac Sweeney, bu üçgenin ölçülerini hesapladığında, ayakların açısı ile göbek deliğinin yüksekliği arasında 1.64–1.65 oranına ulaştı. Bu, bilimsel olarak tanımlanmış tetrahedral oranı (1.633) ile neredeyse birebir örtüşüyor. Bu oran, doğadaki en dengeli şekillerden biri olan dört yüzlü (tetrahedron) yapının yüksekliği ile tabanı arasındaki orandır.
DİŞ HEKİMLİĞİNDEN VİTRUVİUS’A: BONWILL ÜÇGENİ
Mac Sweeney'nin bu orana aşina olmasının nedeni ise diş hekimliğiyle ilgili: Bonwill Üçgeni, insan çenesinin ideal mekanik işleyişi için tanımlanmış ve 1864’ten bu yana kullanılan bir yapı. Bu üçgenin oranı da yine 1.633. Yani hem çenede hem de Vitruvius Adamı’nın vücut oranlarında bu evrensel geometrik düzenin izleri görülüyor.
LEONARDO EVRENSEL BİR İLKEYİ Mİ KEŞFETTİ?
Mac Sweeney'ye göre, bu oranlar sadece tesadüf değil. Tıpkı kristal yapılarda, minerallerde ya da doğal biyolojik sistemlerde olduğu gibi, insan anatomisi de evrensel geometri kurallarına göre şekillenmiş olabilir.
Leonardo da Vinci, o dönemde bu oran matematiksel olarak tanımlanmamış olsa bile, içgüdüsel olarak bu evrensel düzeni sezmiş olabilir.
“Aynı geometrik ilişkiler, doğadaki kristal yapılar, biyolojik formlar ve Leonardo’nun insan vücudu üzerindeki çalışmasında da görülüyor,” diyor Mac Sweeney.
“Bu da Da Vinci’nin, evrenin matematiksel doğası hakkında sezgisel olarak temel gerçekleri kavradığını gösteriyor olabilir.”