ABB'de kara delik

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talebi üzerine İçişleri Bakanlığı, ABB Başkanı Mansur Yavaş ve Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu hakkında soruşturma izni verdi. Böylece aylardır konuşulan “ABB konser dosyası”, kulis bilgisinin ötesine geçerek devletin tüm denetim mekanizmalarının dahil olduğu dev bir yolsuzluk dosyasına dönüştü. MASAK raporları, Sayıştay tespitleri ve mülkiye müfettişlerinin incelemeleri bir araya getirildiğinde tablo ağır: “2021–2024 arasında ABB’nin düzenlediği 32 ayrı “konser ve etkinlik hizmet alımı”nda belediyenin 154 milyon 453 bin lira kamu zararına uğratıldığı değerlendirilirken, aynı dönemde bu ihaleler için 759 milyon liraya yakın ödeme yapıldığı ortaya çıkıyor. ŞİŞİRİLMİŞ BEDEL, PARAVAN ŞİRKET… Rapora göre sistem, “şişirilmiş bedel – paravan şirket” düzeni üzerine kurulmuş durumda. Bu bulgular üzerine savcılık, Yavaş ve özel kalemi hakkında resmî soruşturma izni talep etti. İçişleri’nin talebi olumlu karşılaması, dosyanın artık doğrudan ABB yönetiminin siyasi ve idari sorumluluğunu ilgilendiren bir aşamaya geçtiğini gösteriyor. Bundan sonra savcılık, Yavaş ve ekibi hakkında bağımsız bir soruşturma yürütme yetkisine sahip. Dosyanın yargısal boyutu ise çoktan başladı. Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesi, BUGSAŞ ve ilgili iştirakler üzerinden yürütülen konser ihalelerine ilişkin 59 sayfalık iddianameyi kabul etti. Aralarında ABB bürokratlarının da bulunduğu 5’i tutuklu 14 sanık hakkında “nitelikli zimmet” suçundan 7 yıl 6 aydan 31 yıl 6 aya kadar hapis isteniyor. İddianamede şu iddialar öne çıkıyor: – Konser ve etkinlik bedelleri gerçek piyasa değerlerinin çok üzerinde belirlendi. – Bazı organizasyonlar fiilen yapılmadı ya da gösterildiği ölçekte gerçekleşmedi. – Paravan şirketler ve aracı firmalar üzerinden belediye kaynakları sistematik biçimde boşaltıldı. – Süreç uzun süre “denetimsiz” bırakıldı. Mansur Yavaş ve özel kalem ekibi şu aşamada iddianamede sanık değil. Ancak İçişleri’nin soruşturma izni, belediye yönetiminin bu devasa kamu zararından tamamen bağımsız olmadığını ortaya koyuyor. Şimdi akıllarda tek soru var: Konser ihaleleri bu kadar yüksek bedellerle imzalanırken ABB yönetimi gerçekten hiçbir şey görmedi mi? Hiçbir uyarı gelmedi mi? 154 milyon liralık kamu zararı sadece bürokratların üzerine mi bırakılacak? Süreç iki koldan ilerleyecek: Bir yanda 14 sanıklı “zimmet davası” yargıda devam edecek, diğer yanda Mansur Yavaş ve özel kalemi hakkında yürütülecek soruşturmanın kapsamı netleşecek. Eğer savcılık müfettiş raporları doğrultusunda yeni deliller toplar ve dosyayı genişletirse, bugün “konser dosyası” diye anılan süreç, yarın Ankara Büyükşehir yönetiminin siyasi kaderini belirleyen geniş çaplı bir yolsuzluk davasına dönüşebilir.