ABD'nin Orta Doğu politikası: Başarısızlık ve değişim ihtiyacı

Abone Ol

ABD'nin Orta Doğu politikası, son on yıllarda başarısızlığa uğramış bir politikadır. Bu başarısızlık, ABD'nin bölgedeki başlıca ortakları olan İsrail ve Suudi Arabistan'ın ABD çıkarlarına ve savunduğu değerlere aykırı politikalar izlemesine izin vermesinden kaynaklanmaktadır.

İsrail'in Gazze'deki savaşı, bu politikanın başarısızlığının en son ve en çarpıcı örneğidir. Bu savaş, Filistin halkının kaderini bir kenara atmaya çalışmanın aptalca bir strateji olduğunu gösterdi. Ayrıca, ABD'nin İsrail'e koşulsuz desteğinin, bölgedeki istikrarsızlığı ve şiddeti körüklediğini ortaya koydu.

ABD'nin Suudi Arabistan'la olan ilişkisi de başarısızlığın bir başka örneğidir. Suudi Arabistan, bölgedeki en otokratik devletlerden biri ve insan hakları ihlalleri konusunda uzun bir geçmişe sahiptir. ABD'nin Suudi Arabistan'a verdiği koşulsuz destek, bu istikrarsızlaştırıcı rejimi güçlendirmeye ve bölgedeki demokrasi ve insan hakları mücadelesini baltalamaya yardımcı olmuştur.

Bu başarısızlığın temelinde, ABD'nin Orta Doğu'da liberal olmayan bir bölgesel düzeni sürdürme çabası yatmaktadır. Ancak bu çaba, Filistin halkının haklarını ve Arap halklarının demokratik özlemlerini görmezden gelmektedir. Bu durum, bölgesel istikrarı ve güvenliği tehdit etmektedir.

ABD, Orta Doğu politikasını temelden değiştirmek zorundadır. Bu değişim, İsrail ve Suudi Arabistan'a verilen koşulsuz desteğin sona ermesi ve Filistin halkının haklarının savunulmasını içermelidir.

ABD, bölgedeki çıkarlarını ilerletmek için daha insani ve adil bir yaklaşım benimsemelidir. Bu yaklaşım, Filistin halkının haklarını ve Arap halklarının demokratik özlemlerini desteklemelidir.

Önümüzdeki yıllarda, ABD'nin Orta Doğu politikasında köklü bir değişim göreceğiz mi? Bu, ABD siyasi elitlerinin, bölgedeki çıkarlarını ve değerlerini korumak için gerekli adımları atma cesaretini gösterip gösteremeyeceğine bağlıdır.