Aktivistlerin asıl sözcüleri

Abone Ol

44 ülkeden 500’e yakın aktivistin yer aldığı 47 tekne, İspanya’dan, İtalya’dan, Yunanistan’dan, Tunus’tan yola çıktı. Gazzelileri boğan ablukayı kırmak istiyorlardı. Filonun adı SUMUD idi. ‘Direnişte sebat etmek’ anlamına geliyordu.
Türkiye’den katılan tekne olmadı. Türkiye’nin Mavi Marmara deneyimi vardı, onun devamı gibi algılanabilir, etkisini küçültebilirdi. İsrail, Türkiye üzerinden propaganda yaparak, hareketin sivilliğine saldırabilir, dünya kamuoyunun aklını karıştırabilirdi. Türkiye, Suriye topraklarında zaten İsrail’le karşı karşıya geliyordu, onun bir parçası sayılma endişesi de boş değildi. Sonuçta; incelikli ve doğru bir hesaptı.
SUMUD filosu, hedefine ulaşıp Gazzeli çocuklara yardım götüremese de soykırımı bir kez daha dünyaya duyurmayı başardı.

DÖNÜŞ YOLU
İsrail’in önce alıkoyup, sonra bıraktığı aktivistlerin dönüş yolundaki türlü türlü hallerine şahitlik ettik. Birkaçı, Gazze’nin ve Gazzelilerin önüne geçip, üç gün içinde İsrail’in kendilerine yaptıklarını anlatmaya başladılar. Öyle sevdiler ki anlatmayı, durdukları yeri sahneye çevirerek devam ettiler. Anlatılarını kendileri ile başlayıp kendileri ile bitirdiler. Neler çekmişlerdi neler…
Oysa bu hakikat, bu sabır, bu safiyet, bu direniş Gazzelilerin idi. Anlatmaya değer bir şey varsa, sadece onlara aitti. İsrail, aktivistlere yaptığının kat be kat fazlasını Gazzelilere yapmıştı. Kaç kat fazla olduğunu ölçmenin bir yolu var mıdır acaba?

DENKLEMİNİZ NASIL?
Sözlerim öne atılanlara, uzatılan her mikrofona yetişmeye çalışanlara, uçakta tıka basa yemek olduğunu anons edenlere, anonsu aktörlükle yapanlara.
“Madem biz SUMUD’a katıldık, bunu istediğimiz gibi kişiselleştirip, kullanabiliriz” mi diyorsunuz? Denkleminiz böyle ise itirazım var.
“Siz SUMUD’a katılmadınız, katılanların hiçbirine bir tek kelime söyleyemezsiniz” mi diyorsanız, buna da itirazım var.
Sizin “başardık” dediğiniz saatlerde İsrail uçakları ölüm kusmayı sürdürüyordu. Siz uçakta çay ısmarlarken Gazzeli çocuklar halen açtı.
Çıplak gerçeği hepimiz biliyoruz: İsrail ancak güçten anlıyor ve ancak güçle durdurulabilir. Peki güç biriktirmek dediğin ‘bir aktivistlik, bir kutlama’ temposuyla başarılabilir mi?
Bunu söyleyerek sizinle eşitlenmeye çalışmıyorum. Siz bizden öndesiniz. Tamam. Ancak keşke biraz daha vakur olsaydınız, keşke tavrınız, sesi olmaya çalıştığınız Gazzelilerin tavrına biraz benzeseydi! Keşke.

EVET KAHRAMANSINIZ
Buradan bakınca büyük iş başardınız! Peki ya Gazze’den bakınca…? Yaptığınız muhteşem iş, Gazze’den bakınca ufalanıp gitmiyor mu?
Evet, buradan baktığımızda kahramansınız. Cesur bir karar verdiniz, tehlikeyi göze aldınız, zahmet çektiniz, zorluklara katlandınız, sonuna kadar gittiniz, ablukayı kırdınız.
İzin verseydiniz, biraz zaman tanısaydınız, sizi takdir etmek için sabırsızlanan milyonlarca kişi vardı. Siz bekleyemediniz; yolculuğunuzu getirip popülerlikle takas ettiniz.


SELAM ONLARA
Türkiye kamuoyu, SUMUD yolculuğunu -maalesef- onlardan dinliyor. Öne çıkan o birkaç kişi -yine maalesef- ne Gazzelileri temsil ediyor ne SUMUD filosuna katılanları.
Türkiye’den giden aktivistlerin bir sözcüsü olacaksa, “bizi bu kadar ihtişamlı karşılamasaydınız” diyendir. “Aslolan biz değiliz, Aslolan Gazze’dir” diyendir.
Gerçek kahramanlar, görevlerini yapıp, sessizce köşelerine çekilenlerdir. Gazzelilerin hakkını Gazzelilere teslim edenlerdir. Onlara selam olsun.