Algoritmaların Gölgesinde Kendi Seçimlerimiz

Abone Ol

Bugün ne okuyacağımıza, hangi müziği dinleyeceğimize, kimi takip edeceğimize çoğu zaman biz karar vermiyoruz. Ekranlarımızın arkasında görünmez bir akıl, yani algoritmalar, fark etmediğimiz bir hızla hayatımıza yön veriyor.

Bir uygulama “senin için önerilenler” diyerek bize seçim sunduğunu iddia ediyor. Oysa aslında bizi yönlendiriyor. Biz özgür iradeyle seçim yaptığımızı sanıyoruz ama gerçekte önümüze sunulan sınırlı seçenekler arasından tercih yapıyoruz. Ve bu sınırlı seçenekler, zamanla zevklerimizi, ilgi alanlarımızı, hatta düşünce biçimlerimizi şekillendiriyor.

İşte tam da bu noktada tehlike başlıyor. Çünkü kendi zevklerimizi unuturken, fark etmeden bize “öğretilen” zevklere sahip çıkıyoruz. Teknoloji, bizi tanıdığını iddia ettikçe biz kendimizi tanımaktan uzaklaşıyoruz. Bir zamanlar tesadüfen keşfettiğimiz bir kitabın heyecanı, radyoda denk geldiğimiz bir şarkının sürprizi, sokakta gördüğümüz bir afişin merakı… Tüm bu doğal seçimler yerini, algoritmaların dar çerçevesine bırakıyor.

Özgürlük, sadece seçeneklere sahip olmak değil; seçimini gerçekten kendin yapabilmektir. Eğer karşına çıkan her şey zaten senin yerine seçildiyse, o özgürlük bir yanılsamadan ibaret olur.

Teknoloji ilerliyor, yapay zekâ büyüyor, algoritmalar daha da kişiselleşiyor. Ama insanın kendine hatırlatması gereken şey hâlâ aynı: Gerçek özgürlük, kendi seçimlerini kendin yapabildiğin noktada başlar. Belki de bugün hepimize düşen görev, zaman zaman algoritmaların önerdiği yolların dışına çıkıp, kendi yolumuzu yeniden keşfetmektir.