Daha önce İnegöl belediye başkanlığı da yapan Alinur Aktaş’ı ilk kez 2017’de Bursa büyükşehir belediye başkanlığına görevlendirildiği zamanlar tanıdım. Ne yalan söyleyeyim, -nispeten büyük olsa da- bir ilçeden gelen belediye başkanının büyükşehirde başarılı olabileceği konusunda endişelerim vardı. Geçen sürede Alinur Aktaş’a dair endişelerimin yersiz olduğunu yaşayarak öğrenmiş oldum.
1970 doğumlu olan Alinur Aktaş, partisinin ilçe kurucu yönetim kurulu üyesi olarak siyasete atıldığında henüz 30 yaşındaydı. 28 Mart 2004 seçimlerinde İnegöl belediye başkanlığına seçildiğinde ise 34 yaşındaydı. Çok genç olmasından dolayı kimi İnegöllülerin endişeli olduğunu hatırlıyorum. Fakat Aktaş döneminde İnegöl AVM, Yeni Pazaryeri, İnegöl TOKİ Konutları, İnegöl Mobilya Organize Sanayi Bölgesi, İnegöl Kent Müzesi gibi birçok yenilik İnegöl’e kazandırılmış; İnegöl, Güney Marmara'nın ikinci büyük kenti hâline gelmişti. Recep Altepe'nin istifa etmesi üzerine Belediye Meclisinde yapılan seçimle Bursa büyükşehir belediye başkanı olduğunda tarihler 2017’yi gösteriyordu.
Alinur Aktaş’ı tek bir cümleyle tanımlayacak olsaydık “Tam bir belediyeci” cümlesi sanıyorum en doğru olanıdır. 2017’de ağır bir yükün altına girdiğinin farkındaydı. Uzun yıllar Bursa’ya hizmet etmiş olan önceki yönetimlerin mental yorgunluğu, biriken sorunları taşımaya yetmeyecekti. Bu açığı kapatması beklenen Alinur Aktaş’ın enerjisinin geçen beş yılda beklentileri büyük ölçüde karşıladığı görülüyor.
Kendisini yakından takip eden biri olarak Aktaş’ın 2017’den bu yana tek bir gece huzurla uyuduğunu sanmıyorum. Ailesini dahi haftalar boyu göremediğini, gece gündüz Bursa’nın sorunlarıyla cebelleştiğini biliyoruz. Çıkmaza giren T-2 raylı hattı onun zamanında tamamlanarak Bursalıların hizmetine sunuldu. T-3 hattı ile Özlüce-Görükle-Çalı-Şehir Hastanesi ile Gürsu raylı hatlarının uzatılması çalışmaları da bu dönemde planlandı ve büyük bir hızla tamamlanıyor.
Aktaş’ın Bursa için önceliğinin trafiği rahatlatacak alternatif yollar, köprülü kavşaklar, tüneller, yeni bağlantı yollarının inşası ile şerit genişletilmesi ve raylı sistemin Bursa’nın en uzak köşelerine ulaştırılması olduğu görülüyor. Çünkü Bursa’nın kronik meselesi hâline gelen trafik sorununa çare bulunmaması durumunda şehrin doğusu ile batısı arasındaki yığılmanın hayatı yaşanmaz hâle getireceği herkes tarafından biliniyordu. Aktaş’ın kısa zamanda yapımını tamamladığı “Mudanya-Acemler-İzmir Yolu Bağlantısı ile Köprülü Kavşak ve Yol Yapımı”, “Acemler Çevre Yolu Bağlantısı Şerit İlavesi”, “Botanik Köprülü Kavşağı”, “Beşyol Köprülü Kavşağı “, “Yeni Adliye Köprülü Kavşağı”, “Oulu Tüneli”, “33 Akıllı Kavşak”, “Bursa Kentsel Trafik Yönetim Merkezi”, “Fuat Kuşçuoğlu Köprüsü”, “Demirtaş OSB Çevre Yolu Bağlantısı”, “Panayır Kavşağı”, “Balıklıdere, Mihraplı, Çekrice ve KGYS Köprüsü” gibi onlarca altın dokunuş içinden çıkılamaz hâle gelen trafik sorununa âdeta nefes aldırdı. Sayabildiğim kadarıyla bu konuda yapımı devam eden 120 proje daha bulunuyor.
Alinur Aktaş’ın tarihe geçecek projesi nedir diye soracak olurlarsa açık ara “Hanlar Bölgesi Çarşıbaşı Kentsel Tasarım Projesi” derim. Bu proje öylesine mühim ki sadece Bursa için değil, Türkiye için de büyük önem taşıyor. Daha önce nice belediye başkanının söz verip yapamadığı bu iş de Aktaş döneminde büyük oranda tamamlandı. Bu proje ile şehrin göbeğinde 14. yüzyıldan kalma tarihî çarşı ile 21 han ve hamamın yanı sıra Ulu Camii, Orhan Camii gibi onlarca tarihî yapının bulunduğu bölgenin önünü kapatan beton binalar yıkılarak Bursa’nın asıl silueti gün yüzüne çıkarılmış oldu. Tüm bunları mülk sahiplerini ikna ederek yapmak kolay iş değil. Bu durum Süleymaniye Camisi’nin veya tarihî Eminönü çarşısının etrafındaki tarihî olmayan yapıların yıkılarak etrafının açılmasına benzetilebilir.
Buradaki tespitlerimi Bursa’nın göbeğindeki tarihî Hisar semtinde 25 senedir oturan biri olarak yazıyorum. Aktaş’ın yapımını tamamladığı Bursa Mevlevihanesi, Zindankapı Surlarının restorasyonu, Millet Bahçesi gibi projeler şehre büyük değer kattı. Yine yapımı devam eden Süleyman Çelebi Külliyesi, Hisar Arkeopark Bölgesi çalışması, Havuzlupark restorasyonu gibi devasa projelerin anlamını en iyi Bursalılar bilir. O Süleyman Çelebi ki yıllarca mezarı bile belirsiz kalan Mevlid-i Şerif’in yazarı büyük şairimizdir.
Aktaş döneminde hayata geçirilen Burskoop projesi de on binlerce üniversite ve lise öğrencisine burs imkânı sağlayan örnek bir çalışmadır. Hele ki bir benzeri bulunmayan “Evde Hasta Bakım, Ev Temizliği ve Ambulansla Nakil Hizmetleri” Aktaş döneminin altın değerindeki çalışmalarındandır. Bursa’nın 17 ilçesinden müracaat veya ihbar ile tespit edilen hasta, yatağa bağımlı, engelli ve yaşlılara; tedavi, bakım, refakat, eğitim, yönlendirme yapmak ve ambulansla hasta nakil hizmetini gerçekleştirerek hastaların gereksinimi doğrultusunda yaşam kalitesini ve toplumsal saygınlığının korunmasını ve gereksiz yere hastaneye yatışlarının önlenmesini amaçlayan bu proje, tüm Türkiye’ye örnek olmuş harika bir çalışmadır. Mesire alanları ve kentsel dönüşüm çalışmaları da dâhil daha yüzlerce kritik öneme sahip çalışmayı da anlatmak isterdim lakin yerimiz ancak bu kadarına yetiyor.
Kısacası Alinur Aktaş, Bursa’da kısa zamanda çok iş yaptı ve daha yapacak çok işi var. Bir Bursalı olarak gördüklerimi paylaşmasam olmazdı. Umarım Bursa için bu altın dokunuşlar devam eder. Ziya Paşa ne güzel söylemiş: "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz/ Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde."
Teşekkürler Alinur Başkan.