Aşağılık medyanın, aşağılık işleri…

Abone Ol

Durum vahim.

O kadar vahim ki, artık, HDP/PKK’nın çoluk çocuk demeden katlettiği insanların bile aleyhine düştüler.

Şehit edilen polis ve askerlere yönelik nefretlerini gizlemiyorlardı, şimdi, bombayla paramparça edilen bir çocuğun cesedi üzerinde tepinmekten de imtina etmiyorlar.

Kelimenin tam manasıyla ‘şirazeden’ çıktılar yani…

Tabii ki, kendini muhalif olarak tanımlayan memleket düşmanlarından söz ediyorum.

Anlaşılan, olağanüstü bir toplum mühendisliği neticesinde husule getirilen 7 Haziran seçiminin, istedikleri noktaya varmadan, bir tür ‘tashih-i karar’ diyebileceğimiz ‘yeniden seçime’ dönüşmesi, resmen çıldırttı bunları.

Artık HDP/PKK’yı savunduklarını da gizlemiyorlar.

Açık söylemek gerekirse bunu bile bir yere kadar anlamak mümkün de, ruh taşıyan, insaf ve vicdan taşıyan normal bir insanda bulunması gereken zulme itiraz hassesini de yitiren bu canavarlaşmış kesim için hiçbir sıfat bulamıyorum.

Fanatik bir taraftar gibi “ölüm” tutuyorlar alenen.

AK Parti ve Erdoğan karşıtlığı ortak paydasında bir araya gelen Paralel İhanet Çetesi medyasının ve bendenizin “Vay şerefsiz!..” medyası diye isimlendirdiğim Doğan medyasının tüm unsurları, bu iğrenç psikoloji ile haberleri manipüle ediyorlar.

Geçtiğimiz gün PKK tarafından yola döşenen patlayıcının teröristlerce infilak ettirilmesi sonucu öldürülen 12 yaşındaki Fırat Simpil’in katlini, mezkur medya, işte bu aşağılık algı operasyonu mantığıyla haberleştirdi.

Parçalanan çocuk cesedi fotoğrafının altına, örgüt adına özür beyan edercesine; “Patlayıcı erken patladı!” yazma haysiyetsizliği gösterebildiler örneğin…

Bu, insaniyetten nasip almamış güruhun sosyal medya ayağı ise çok daha aşağılık işler yapıyor.

Sözgelimi, Suriye’de, Esed zalimince katledilen bir çocuğun fotoğrafı eşliğinde, provokatif bir mesajla, bunun Şırnak’ta devlet tarafından öldürülmüş bir çocuk olduğu yalanı yayılıyor.

Başta da dedik, durum vahim!

Düşmanlık yaptıkları insanların zor duruma düşmesi için girmeyecekleri kılık, üstlenmeyecekleri aşağılık bir insanlık suçu yok gibi…

Ne gerekiyorsa onu olmaya hazırlar.

Faşistse faşist, teröristse terörist, katilse katil, canavarsa canavar…

Yeter ki, kin ve nefretlerini kusmaya bir mecra bulabilsinler.

İşte bu yüzden beğendikleri ve hatta zil takıp oynadıkları ölümler var.

Görmezden geldikleri, kulaklarını sağır, gözlerini kör, dillerini lâl ettikleri akla ziyan toplumsal hadiselerin fanatik birer taraftarı olmaktan maada hiçbir şeyi umursamıyorlar.

Nazım Hikmet, Abidin Dino’ya; “Mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?” diye sormuş, bilirsiniz.

Abidin, mutluluğun resmini çizebildi mi bilmiyorum ama bu Paralel medya, “Vay şerefsiz!..” medyası ve ‘Beyaz Türkler’, her Allah’ın günü, bilumum ahlâksızlığın, aşağılık işlerin ve insaniyet suçunun tek perdelik şenaatini sergileyip duruyorlar, zerre kadar utanmadan ve haysiyet kaygısı taşımadan…

Bu kadar alçaldılar!