Aynaya Değil, İçine Bakmak

Abone Ol

Sabah uyandığında ilk iş yüzünü yıkamaksa, neden önce içini arındırmazsın? Soğuk suyla canlanan cildine gösterdiğin özeni, kalbine de göstermeyi hiç düşündün mü? Aynada gördüğün yansıma sadece dışını anlatır sana. Oysa gün içinde seni asıl yoran, cildindeki matlık değil; içindeki ağırlıklardır.

Kişisel bakım deyince çoğumuzun aklına cilt temizliği, saç bakımı, krem ve serumlar gelir. Raflar dolusu ürün, saatler süren ritüeller… Ama insan yalnızca bir bedenden ibaret değildir. Ruh, ihmal edildiğinde ses etmez belki, ama zamanla sessizce kendini unutturur. Bir kırışıklığı gidermek için saatlerce uğraşırken, içimizdeki kırıklıkları göz ardı etmek ne kadar adildir?

Zihnimiz de tıpkı cildimiz gibi kirlendiğinde solgunlaşır. Düşünceler, birikmiş kırgınlıklar ve bastırılmış duygularla donuklaşır. Kalbimiz de bakımsız kaldığında kurur; sevgiyi almakta da, vermekte de zorlanır hale gelir. Neşesizliğimizin, tahammülsüzlüğümüzün, karamsarlığımızın sebebi belki de yeterince “kendimize bakım” yapmayışımızdır. Ve bu bakım, dıştan içe değil, içten dışa doğru olmalıdır.

Bu yüzden her sabah aynaya bakarken sadece dışını değil, içini de yokla. Cildindeki lekeyi değil, ruhundaki sesi duy. Yüzündeki yorgunluğu değil, gözündeki ışığı ara. Neye ihtiyacın var? Ne seni eksiltiyor, ne seni besliyor? Belki de en çok ihtiyacın olan şey, sabahın sessizliğinde kendine sarılmaktır. Kimsenin görmediği, kimsenin bilmediği o içte kalan parçanı sahiplenmektir.

Kendine iyi davranmak, sadece bir maske uygulamak değil; sınır koyabilmek, hayır diyebilmek, yorulduğunda durabilmektir. Sessizliğe izin vermek, yalnızlıktan korkmamak, bir bardak suyu oturarak içmek kadar basit ama derin eylemlerle kendine dokunabilmektir. Çünkü gerçek bakım; başkaları ne görsün diye değil, sen iyi hissedesin diyedir.

Ve unutma: Cildin sana aittir, ama ruhun senin evindir. Evinin kapısını aralık bırakma; rüzgâr girmesin diye değil, sen kendine dönebil diye… İçeriye bir başkasını değil, kendini buyur etmek için. Kendinle baş başa kalabilmekten korkma. Çünkü huzur, en çok iç sesinle baş başa kaldığında ortaya çıkar.

Her sabahın bir ritüeli varsa, bir tanesi de bu olsun: Aynaya bakmadan önce gözlerini kapa. İçinden geçenleri dinle. Ve sonra ne olursa olsun, kendine “İyiyim ya da değilim ama buradayım, kendime sahibim” de. Çünkü hiçbir krem, hiçbir sabun, hiçbir bakım ürünü; insanın kendine verdiği şefkatin yerini tutamaz.