Birleşik Arap Emirlikleri Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayed, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gerçekleştirdiği ziyaretin hemen ardından Cezayir’e gitti.
Bu ziyaret “Cezayir, Türkiye ve BAE arasında arabuluculuk mu yapıyor?” sorusunu gündeme getirdi.
Abdullah bin Zayed, Cezayir Cumhurbaşkanı’na BAE Devlet Başkanı Halife bin Zayed en-Nahyan’ın davetini iletti.
Usulen Halife bin Zayed adına yapılmış olsa da davetin asıl sahibi BAE’yi fiilen yöneten Abu Dhabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayed.
Suudi Arabistan, BAE ve Mısır, Türkiye’nin Kuzey Afrika’daki Arap ülkeleriyle ilişkilerini geliştirmesinden rahatsız.
Kral Selman da Erdoğan’ın geçenlerdeki Tunus ziyaretinden sonra Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’ı göndererek Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’i Riyad’a davet etmişti.
Bu girişimlerin öncelikli hedefi, Tunus ve Cezayir’in Libya konusunda Türkiye’yle işbirliği yapmalarını önlemek.
Bir diğeri de Hafter’e zaman kazandırmak.
Ateşkes anlaşmasını ihlal etmeye devam eden Libyalı savaş baronuna BAE’nin silah, mühimmat, para ve lejyoner desteği sürüyor.
Sudanlı ailelerin Hartum’daki BAE Büyükelçiliği önünde gerçekleştirdiği protesto gösterisi Abu Dhabi’nin Libya’ya gönderdiği Sudanlı paralı askerlerin bir kısmını kandırdığını ortaya çıkardı.
Ailelerin iddiasına göre, oğulları “Black Shield Security” adlı özel güvenlik şirketiyle BAE’de çalışmak üzere sözleşme imzaladıktan sonra Abu Dhabi’de veya Dubai’de bir yerlerde güvenlik görevlisi olarak çalışmayı beklerken kısa bir eğitimin ardından Libya’ya Hafter komutasında savaşmaya gönderildi.
Adı geçen şirketin internet sitesinde Batı Avustralya’daki Mandurah kentinde kayıtlı ve güvenlik hizmetleri alanında 15 yılı aşkın tecrübeye sahip bir aile şirketi olduğu öne sürülüyor.
Özetle söylemek gerekirse, Körfez’in petrol ve doğalgaz zengini ülkesinde bir AVM’de, fabrikada, petrol tesisinde, barda veya gece kulübünde güvenlik görevlisi olarak çalışma hayali kuran Sudanlı gençler paravan şirket aracılığıyla cepheye sürülmüş.
Aileler, Sudan hükümetinden BAE tarafından kandırılarak paralı asker yapılan ve ölüme gönderilen oğullarını geri getirmesini istiyor.
Hartum’daki BAE Büyükelçiliği önünde gösteri yapan bir Sudanlı, oğlunun henüz 19 yaşında olduğunu, önce BAE’ye götürüldüğünü ve daha sonra oradan Libya’ya gönderildiğini söylüyor.
Konuşurken gözyaşlarına hâkim olamayan acılı baba, Sudan Askeri Geçiş Konseyi’nin Sudanlı gençlerin özel güvenlik şirketi aracılığıyla Libya’ya savaşmaya götürüldüğünden haberi olduğunu belirterek, “Çocuklarımızı niçin satıyoruz?” diye soruyor.
Hafter’in önceki gün Misrata’nın Ebu Kıreyn bölgesine düzenlediği saldırı sırasında Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) güçlerince esir alınan ve öldürülenler arasında Sudanlı paralı askerlerin de olduğu söyleniyor.
BAE’nin Çin’den satın aldığı SİHA’ları ve Sudan’dan topladığı paralı askerleri Hafter’e gönderdiğini uluslararası toplum da biliyor.
Berlin Konferansı’ndan sonra dahi devam eden ihlaller karşısında tüm dünya sessiz.
Bu durum da Libyalı savaş baronunu ve kendisini destekleyen ülkeleri daha çok masum kanı dökmeye ve savaş suçu işlemeye teşvik ediyor.