Gündem

Bakan Fidan'dan YPG ile ilgili açıklamalar: "Anlayış birliği sağlandı, her türlü senaryoya hazırız"

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, YPG'nin silah bırakma konusunu değerlendirerek Türkiye'nin güvenlik endişelerini ön plana çıkardı. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile yaptığı görüşmede, SDG-YPG ve Şam yönetimi arasındaki anlaşmaya dikkat çekti. Fidan, YPG'nin silah bırakması gerektiğini belirterek, "Bazı sorunlar ilerde engel olabilir. Suriye yönetimi eksiklik hissetmiyor, ama terör yapısının ortadan kalkması ve silahların devlete teslim edilmesi şart" ifadelerini kullandı.

Abone Ol

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, katıldığı TV100 canlı yayınında, Türkiye'deki bazı çevrelerin uluslararası gerilimleri iç siyasete taşımaya çalışmasını "talihsiz bir yaklaşım" olarak nitelendirdi. Fidan, bu tür girişimlerin Türkiye'nin dış politikadaki etkinliğini ve bölgedeki dengeleri bozmaya yönelik bir operasyona dönüştüğünü ifade etti. "Bunlar, başka bir yerdeki gerilimleri Türkiye'de bir taban bulmaya yönelik bir taktik olarak kullanıyorlar. Bu oldukça tehlikeli ve talihsiz bir yaklaşımdır," dedi.

Mezhepler arası farklılıkların ve bu farklılıkların zaman zaman bölgesel sorunlara yol açabileceğini belirten Bakan Fidan, Suriye’deki mezhepçi ayrımların ve çatışmaların önüne geçilmesi gerektiğinin altını çizdi. “Sünniler, Aleviler, Şiiler… Bölgedeki farklı mezhepler, kendi aralarında farklı özellikler barındırsa da bu durum, toplumsal barışı zedelememelidir. Türkiye olarak bu farkları göz önünde bulundurarak, herkesin bir arada yaşayabileceği bir anlayış geliştirilmelidir” ifadelerini kullandı.

SURİYE KÜRTLERİNİN HAKLARI VE SDG İLE ANLAŞMA

Fidan, Türkiye'nin Suriye’deki gelişmelere ilişkin tutumunu şu şekilde özetledi: “Türkiye olarak başından beri yeni Suriye yönetiminin YPG işgaline ve korsanlığına son vermesi gerektiğini söyledik. Bu, sadece Türkiye'nin güvenliği için değil, bölgedeki bütün halkların barış içinde yaşaması için de önemli bir adımdır.” Bakan Fidan, Suriye yönetiminin Suriye Kürtlerine haklarını verme konusunda tarihi bir fırsata sahip olduğunu vurguladı. Esad yönetimi döneminde bu hakların verilmediğine dikkat çeken Fidan, “Şimdi, yeni yönetimin böyle bir fırsatla karşı karşıya olduğuna inanıyoruz” dedi.

Türkiye'nin, SDG ve Suriye hükümeti arasında imzalanan 8 maddelik anlaşmaya dair değerlendirmede bulunan Fidan, bu tür anlaşmaların iyi niyetle yapılmış olsa da ilerideki gelişmelerin kritik olacağını belirtti. "Anlaşma gereği yerine getirilmezse, bölgede tezgahlar kurulabilir ve bu da bizim güvenliğimizi tehdit edebilir. Türkiye olarak bu gelişmeleri dikkatle izliyoruz ve her türlü olasılığa karşı hazırlıklıyız" şeklinde konuştu.

Fidan, Suriye'deki anlaşmazlıkların ve silahların kan dökme noktasına gelmesinin kabul edilemez olduğuna dikkat çekerek, "Artık sınırımızda silahların kan kusması kabul edilemez. Bu konuda büyük hassasiyet gösteriyoruz ve Türkiye olarak her zaman güvenlik önceliğimizdir" ifadelerini kullandı.

GÜVENLİK ENDİŞELERİ VE MAYIN TEHDİDİ

Fidan, SDG'nin Suriye hükümetiyle imzaladığı anlaşmaya dair güvenlik endişelerine değinerek, “İleriye dönük olarak döşenmiş mayınlar olabilir ve bu tür tehditler Türkiye’nin güvenliğini riske atabilir. Bizim için her şeyin net bir şekilde yapılması çok önemli. İyi niyetle imzalanmış bir anlaşma varsa, gereği yapılmalıdır. Fakat bu anlaşmaların, ilerideki gelişmelerle güvenlik zafiyetine yol açmaması için tüm önlemler alınmalıdır” dedi. Bu süreçte Türkiye’nin hem diplomatik hem de askeri anlamda dikkatli olacağına dikkat çeken Fidan, güvenli geçiş ve terörün sona ermesi için umutlu olduklarını ancak tedbirli davranacaklarını belirtti.

HER TÜRLÜ SENARYOYA HAZIRIZ

Fidan, Türkiye'nin her türlü olasılığa karşı hazırlıklı olduğunun altını çizdi. “Türkiye olarak her türlü senaryoya hazırız. Bölgedeki gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz ve her türlü duruma karşı stratejiler geliştirmeye devam edeceğiz. Bir adım geri atmayacağız” diyerek Türkiye’nin kararlı duruşunu yineledi. Bakan, terörün sona erdirilmesi ve Türkiye’nin terörsüz bir ülke haline gelmesi için güçlü bir siyasi irade ortaya koyduklarını belirtti. "Siyasi ayak da bu vesayet altından kurtulmalı. Terör örgütlerinin silahlı unsurlarının, siyaset üzerindeki etkisi son bulmalıdır" şeklinde konuştu.

Fidan, ayrıca, İmralı’dan gelen çağrının da bu süreç için önemli bir fırsat sunduğunu belirtti. “Bu fırsat penceresi değerlendirilirse, Türkiye ve bölge için büyük bir açılım olur. Ama başkaları bu fırsatı çalarsa, bu onların sorunu olur. Biz her türlü senaryoya hazırız, terörün bitmesi için gereken adımları atacağız” dedi.

TÜRKİYE’NİN BÖLGEDEKİ ROLÜ VE GELECEK STRATEJİSİ

Son olarak, Türkiye'nin bölgedeki güç dengelerini ve ulusal güvenliğini göz önünde bulundurarak uzun vadeli bir strateji geliştirdiğini ifade eden Fidan, Türkiye'nin hem ulusal hem de bölgesel güvenliği için güçlü bir vizyon ortaya koydu. "Suriye'nin geleceği, sadece Suriye’nin değil, bölgenin güvenliği açısından kritik bir öneme sahiptir. Biz, Türkiye olarak her zaman barışı, istikrarı ve güvenliği savunuyoruz" dedi.

Fidan, Türkiye'nin gücünü kullanarak bölgedeki tüm tehditlere karşı mücadelesini sürdüreceğini ve bu süreçte uluslararası topluma da büyük sorumluluk düştüğünü belirtti.