Ramazan

Bayram sevinci!

Hicretin ikinci senesinde kutlanmaya başlanan Ramazan Bayramı’nın inancımızdaki önemi, İslam’ın temel ibadetlerinden sayılan oruçla ilgili olmasından kaynaklanır. Oruç ayının sonunda ulaştığımız bu kutlu günün coşkusunu evlerimizden başlayarak bütün cihana yayalım…

Abone Ol

Hüseyin Türkoğlu / Diriliş Postası

RAHMET, bereket ve mağfiret ayı Ramazan’ı bugün tamamlıyoruz. Her şeyden önce bizleri bayrama ulaştıran Rabb’imize sonsuz şükürler olsun. Bayramlar neşe, huzur ve kardeşliğin doruğa çıktığı zamanlardır. Oruç gibi bir ay süren meşakkatli bir ibadete gösterilen sabır imtihanının mükâfatı olan bugünler; sevgi ve saygının, ülfet ve muhabbetin, şefkat ve merhametin, vefa ve sadakatin zirve yaptığı günlerdir. Ramazan Bayramı ile ilgili tarihî süreci sahabenin ileri gelenlerinden Enes bin Mâlik (r.a) şöyle naklediyor:

HİCRETİN İKİNCİ YILINDA BAŞLADI

“Cahiliye devrinde yılda iki gün vardı ki halk o günlerde eğlenirdi. Peygamber Efendimiz (sav) Medine’ye teşrif edince, ‘Sizin de eğleneceğiniz iki gününüz var. Allah, cahiliye devrindeki o günlerin yerine size daha hayırlısını verdi. Onlar Ramazan ve Kurban Bayramı günleridir.’ (Nesâi) buyurdu. Ve Hicret’in ikinci senesinden itibaren kutlanmaya başlandı.” Yine Enes bin Mâlik’in (r.a) rivayet ettiğine göre, Resulullah (sav) Ramazan Bayramı günü birkaç tane hurma yemeden bayram namazına çıkmazdı. Ramazan Bayramı’nın dinimizdeki önemi, İslam’ın temel ibadetlerinden sayılan oruç ibadetiyle ilgili olmasından kaynaklanır.

  • GÜNÜN AYETİ
  • (Allah’ım!) Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, kendilerine nimet verdiklerinin yoluna ilet; gazaba uğrayanlarınkine ve sapıklarınkine değil. (FATİHA, 5-7)

DEĞERLENDİRENLER MUTLU

Müslümanlar Ramazan ayını Allah’ın emirlerine uyarak ibadet, güzel ahlak ve hayırlı işler yaparak geçirirler. Bu bir ayı oruçla ve ibadetle geçirmenin ve Allah’ın rahmetine nail olmanın ümit ve sevinci bayram yaparak zirveye ulaşır. Ne mutlu; Ramazan ayına ulaşıp, onun kıymetini bilip, hakkıyla değerlendiren ve mükâfat olarak da bayrama ulaşanlara...

  • GÜNÜN HADİSİ
  • Kim Ramazan orucunu tutar, sonra şevval ayından altı gün oruç tutarsa bütün yıl boyunca oruç tutmuş gibi olur. (MÜSLİM)

...

Dargınlıklar son bulmalı

MÜSLÜMANLARIN birlik ve beraberliği üzerine titreyen Sevgili Peygamber’imiz de din kardeşliğine gölge düşüren davranışlardan sakınmanın gereğine dikkatimizi çekerek “Bir Müslüman’ın din kardeşi ile üç günden fazla dargın durması helal olmaz.” buyurmaktadır. Müminlerin arasının açılmasına ve toplumda birlik ruhunun zayıflamasına sebep olan kin, haset ve düşmanlık duygularını kalplerimizden söküp atarak bunların yerine insan sevgisini ve kardeşlik duygularını yerleştirip dargınlıklara son verdiğimiz takdirde, bayram işte o zaman gayesine ulaşmış olacaktır.

  • BAYRAM O BAYRAM OLA!..

Can bula cananını,

Bayram o bayram ola.

Kul bula sultanını,

Bayram o bayram ola.

Hüzn ü keder def ola,

Dilde hicâb ref ola,

Cümle günah affola,

Bayram o bayram ola.

(Alvarlı Efe Hz.)

...

İmam-ı A'zam’ın babası…

KÜFE şehrinde yaşayan Sabit (ra) isimli genç, küçük yaştan beri ahlakı temiz, takva ve ilim sahibi biri idi. Bir gün, bir derede abdest alırken suda bir elma gördü. Suda çürüyüp gidecek olan bu elmadan bir ısırık aldı. Bir tuhaflık hissedip tükürdüğünde ise kan gördü. Tükürükteki kanın bu elmadan ileri geldiğini düşünerek pişman oldu. Elmanın sahibini bulup helalleşmek için dere boyunca yürüdü. Nihayet bir meyve bahçesi gördü. Oldukça cömert olduğunu öğrendiği bahçenin sahibini buldu ve meseleyi anlatarak helallik istedi. Elmaya bedel olarak para istemeyen bahçe sahibi, eğer bahçesinde çalışıp hizmetkârlık yaparsa hakkını helal edeceğini söyledi. Bir süre hizmetkârlık yaptıktan sonra da “Bir teklifim daha var, onu da kabul etmen gerekir. Benim kör, sağır, dilsiz ve kötürüm bir kızım var; bununla evlenmeye razı olursan o zaman elmayı sana helal edebilirim.” dedi.

  • GÜNÜN DUASI
  • Allah’ım! Bize günahlarından arınmış, iyilik yarışında öne geçmiş, senin affına ve rızana nail olmuş bir kul olarak Ramazan Bayramı’na ulaşmamızı nasip eyle. Bugünde ümmet-i Muhammed’in (s.a.v.) yüzünü güldür.

TEKLİFİ KABUL ETTİ!

Sabit hazretleri ahirete kul hakkıyla gitmemek için bunu da kabul etti. Düğün hazırlığı yapıldı. Sabit hazretlerinin ilk gece odaya girmesiyle çıkması bir oldu. Hemen bahçe sahibine koşup “Bir yanlışlık var galiba. İçeride sizin bahsettiğiniz vasıflarda bir kız yok, tam tersi!” dedi. Kayınpederi tebessüm ederek “O benim kızımdır, senin de helalindir. Ben kör dediysem o hiç haram görmemiştir. Sağır dediysem o hiç haram duymamıştır. Dilsiz dediysem o hiç haram konuşmamıştır. Kötürüm dediysem o hiç harama gitmemiştir.” dedi. İşte bu evlilikten yani böyle anne babadan İmam-ı A'zam Ebu Hanife hazretleri dünyaya geldi.

...

İhtida nedir?

İHTİDA, sözlükte “hidayete erme, doğru yolu bulma, Müslüman olma, İslamiyet’i kabul etme” anlamına gelir. Terim olarak inançsız iken veya başka bir dine mensupken İslam dinini benimsemeyi ifade eder. İhtida eden kimseye mühtedi adı verilir. Kur’an-ı Kerim’de ihtida kelimesi sıkça geçer ve inancımızda Müslüman olmayanların ihtida etmesi arzu edilir, müminler bu konuda teşvik edilir. Nitekim Peygamber Efendimiz (sav) bir hadisişeriflerinde “Bir kişinin ihtida etmesine vasıta olmak büyük bir servete kavuşmaktan daha hayırlıdır.” (Buhârî, Müslim) buyurmaktadır.

...

Bayram namazı

BAYRAM namazı, kendilerine cuma namazı farz olanlar için vaciptir. İki rekâttır, ezan ve ikamet okunmaksızın eda edilir. Yalnız bayram namazında hutbe okunması vacip değil, sünnettir. Vakti, bayram günü güneş ufuktan bir mızrak yükselince girer ve zeval (kerahet) vaktine kadar devam eder. Bayram namazı vakitleri, her bayramda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından ilan edilmektedir. Bayram namazı sahrada da kılınabilir fakat camide kılınması daha makbuldür.