Beynelmilel kuşatma!

Abone Ol

7 Haziran seçiminin ardından oluşan boşluk o kadar belirgin ki, gelişmelerle alakası olmayan insanlar bile farkında.

“Meclis Başkanı kim olacak, ülkeyi koalisyon mu yoksa azınlık iktidarı mı bekliyor, 7 Haziran seçimlerine muhalefette giren partiler bir araya gelip AK Parti’yi iktidardan uzaklaştıracaklar mı, yoksa AK Parti’nin başını çektiği bir koalisyon mu söz konusu?” gibi sorular bir yana, memleketin gidişatında önemli bir dönemece girdik.

AK Parti’nin iktidardan gitmesi için oluşturulan müthiş ittifak, birinci emeline ulaştı ulaşmasına ama sonrası için nasıl bir hal çaresi üretecekleri konusunda kafaları bir hayli karışık.

MHP’nin oyunbozanlık etmesi, hesapların giriftleşmesine neden oluyor.

Bu yüzden mümkün mertebe AK Parti’yi yıpratacak hamleler deniyorlar.

Bunun için sadece iç dinamikleri değil, dıştaki gelişmeleri de manipüle ederek mevzi kazanmaya çalıştıkları çok açık.

Suriye sınırları içerisinde Türkiye’yi zora sokacak bir koridor açma maksadıyla PYD’yi sahneye sürmelerinden başkaca, bölgeyi ciddi anlamda sarsacak gelişmelerin temelleri atılıyor bir bir…

Bağımsız Kürdistan haberlerinin arkasında bu var.

IŞİD bahanesiyle PYD’nin mevzi kazanmasının perde gerisinde, ABD ve İngiltere ile birlikte Esed rejimini doğrudan kontrol eden İran’ın bulunması, Türkiye karşısındaki dış ittifakın gözü dönmüşlüğünün açık bir kanıtı.

Hizbullah ile PKK sözcülerinin birbirlerine yaptıkları güzellemeler boşuna değil elbet.

Bütün bunlar, kurulması muhtemel yeni hükümetin kucağına adeta canlı bomba koyma hazırlıklarından başka bir şey değil.

Bu kaos stratejisinin hedefinde ise hükümetten önce Erdoğan var.

Cumhurbaşkanı’nı yıpratacak ve dahası köşesine çekilmesini sağlayacak ne kadar melanet varsa hiç tereddüt etmeden ülke gündemine sokuyorlar.

Muhalefet partileri sözcülerinin AK Parti’yle koalisyon için şart koştukları, “Cumhurbaşkanı devre dışı kalmalı” mealindeki beyanlarının yanında AK Parti içerisine yönelik manipülasyonlar, bahse konu melanetlerin önde gelenleri…

Özellikle de Fehmi Koru ve Ahmet Sever mahreçli salvolar, istenilen etkinin oluşturulması için düzenlenen en dikkate değer fitne operasyonları…

Bu yolla, hükümet kurma görüşmelerinin yapılmasından önce AK Parti camiasında Erdoğan’ın otoritesinin sarsılması ve ilerleyen süreçte bu bağlılığın sorgulanması hedefleniyor.

Bu amaca yönelik olarak ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarının tam bir ittifak içerisinde oldukları ise gözden kaçmayan en önemli husus.

Amerika, İngiltere ve İsrail medyasının Erdoğan karşıtı yayınlarına geçtiğimiz gün Almanya’nın 6 medya kuruluşu ile katkı vermesi, ‘kör parmağım gözüne’ sözünde anlamını bulan menfur bir çabadan daha fazlası…

Erdoğan ve AK Parti bu beynelmilel kuşatmadan kazasız belasız çıkacak inşallah.

Yapılması gereken, mezkur fitneyi adlı adınca tespitle birlikte kelimenin tam manasıyla birlik ve beraberlik içerisinde olmak…

Tevekkelna Alallah!