Dünya’dan 150 milyon kilometre uzakta yaşadığımız için sakinmiş gibi gördüğümüz Güneş, aslında nükleer yakıtla çalışan dev bir parçacık fırlatma makinesi. Araştırmacılar, Güneş patlamaları (solar flare) ve koronal kütle atımları (CME) sırasında yayılan enerjik parçacıkların farklı özellikler taşıdığını ortaya koydu.
Leibniz Astrofizik Enstitüsü’nden (AIP) Alexander Warmuth’un liderliğinde yapılan çalışmada, “impulsif” olaylar ile “gradual” (kademeli) olaylar net şekilde ayrıştırıldı. İlki, Güneş yüzeyinden aniden fırlayan parçacıkları, ikincisi ise daha uzun süre ve daha geniş alanlara yayılan parçacıkları temsil ediyor.
SOLAR ORBITER’DEN TARİHİ GÖZLEMLER
Avrupa Uzay Ajansı (ESA) liderliğinde geliştirilen Solar Orbiter, Güneş’e 42 milyon kilometreye kadar yaklaşarak 2020-2022 yılları arasında 300’den fazla olay inceledi. Araç, enerjik elektron akımlarının tam içinden geçerek onları “yerinde” ölçtü ve aynı anda Güneş’teki olayları gözlemledi.
Bu sayede, parçacıkların tam olarak nerede ve ne zaman ortaya çıktığı netleştirildi. Warmuth, “Yüzlerce olayı farklı uzaklıklardan gözlemleyebildiğimiz için bu iki grubu ilk kez bu kadar açık şekilde tespit ettik” ifadesinde bulundu.
GECİKMELERİN SIRRI ÇÖZÜLDÜ
Çalışma ayrıca, Güneş patlamalarıyla görülen radyo patlamaları arasındaki kafa karıştırıcı zaman farkını da açıkladı. Araştırmacı Laura Rodríguez-García’ya göre bu gecikme, parçacıkların yayılma sürecinde yaşanan türbülans ve dağılmadan kaynaklanıyor.
UZAY GÜVENLİĞİNE KATKI
ESA proje bilimcisi Daniel Müller, Solar Orbiter sayesinde elde edilen bilgilerin yalnızca bilimsel merakla sınırlı olmadığını vurguladı: “Bu veriler, gelecekte astronotlarımızı ve uydularımızı Güneş’ten gelen tehlikeli parçacıklara karşı korumamıza yardımcı olacak.”