Adı sizi yanıltmasın: Murderbot, yolundaki her insanı yok etmeyi arzulayan parlak, metal bir makine değil.
Alexander Skarsgård’ın Apple TV+’ta 16 Mayıs’ta yayınlanacak olan dizisinde canlandırdığı güvenlik androidi, Terminator veya M3GAN gibi hikayenin kötü karakteri değil. Aksine, isteksiz bir kahraman. Son derece isteksiz. Skarsgård’ın canlandırdığı mekanik güvenlik görevlisi, kendi programlamasını başarılı bir şekilde hackleyip özgür düşünceli hale geldiğinde kendisine "Murderbot" adını vermiş.
Ancak o noktadan sonrasını henüz düşünmemiş. Hâlâ eski emirlerini ve protokollerini yerine getiriyor, bu yeni kazandığı bilincin ne anlama geldiğini tam olarak anlamadan saklanmaya devam ediyor. “Sonunda yaptığı tek şey erteleme oluyor,” diyor Skarsgård. Bu şekilde belki de biz hepimiz Murderbot’uz.
ÇOK SATAN ROMAN SERİSİNDEN UYARLANDI
Murderbot, Chris ve Paul Weitz kardeşler tarafından yaratıldı, dizi, yazar Martha Wells’in çok satan The Murderbot Diaries kitap serisinden uyarlanmış. Dizi, kardeşlerin en bilinen iş birliklerinden, 1999’daki lise komedisi American Pie'dan 2002 yapımı About a Boy'a kadar birçok unsuru birleştiriyor; Hugh Grant’in daha insancıl bir misantropu canlandırdığı About a Boy'da olduğu gibi. “O karakterin de mizahı ve kendinden nefret etmesi var ve insanların anlamlı, duygusal etkileşimler kurabileceğinden pek emin değil,” diyor Paul, Vanity Fair için yaptığı özel açıklamada.
“Bir tür ergenlik hikayesi aslında,” diyor Chris, Murderbot’u bir ergenle kıyaslayarak. Robot büyük şeyler yapmayı düşünüyor, ancak çoğunlukla en klişe bilim kurgu dizilerini izleyerek güvenlik görevlerini isteksizce yerine getiriyor. “Telefonuna bakmak isteyip insanlarla ilgilenmek istememekle eşdeğer bir şey,” diyor Chris.