Bir kişiye dostum derken iki kere düşün

Abone Ol

Dostluk… İnsan ruhunun en hassas tellerine dokunan, kelimelere sığmayan, hayatı anlamlı kılan duygusal bir bağdır. Çocukken, oyun arkadaşımızı “dostum” diye çağırırız, gençlikte en sırlarımızı paylaştığımız kişilere bu kelimeyi yakıştırırız, yetişkinlikte ise kimi zaman hayatımızın dönüm noktalarını paylaştığımız insanları “dost” ilan ederiz. Ama bir kişiye dostum derken iki kere düşünmek, basit bir uyarıdan çok daha fazlasıdır: Bu, hayatın acı tecrübelerle dolu gerçeklerini hatırlatır.

Gerçek dostluk, yalnızca güzel günleri paylaşmak değildir. Dost, kötü gününde yanında olan, sessizce elini tutan, sırrını sır olarak saklayandır. Ne var ki, günümüzde bu tanım giderek eriyip gitmektedir. İnsanlar kolayca güveniyor, kelimeleri hızla sarf ediyor ama sorumluluğun ve sadakatin ne demek olduğunu unutuveriyor. Birine “dostum” demek, sadece samimiyetin değil, güvenin ve fedakârlığın da bir nişanesidir.

Hayat bana, dost kelimesinin değerini her zaman acı deneyimlerle öğretti. Kimileri vardı ki; yıllarca sırlarımı paylaştım, omzumda yükümü taşıdı sandım; ama en zor anda beni yalnız bıraktı. Kimileri ise hiç beklemediğim bir anda yanında belirdi, umut oldu, cesaret verdi. Bu yüzden artık bir kişiye dostum derken önce bakarım gözlerinin içine, sözlerinin ardındaki niyeti tartarım, eylemlerini izlerim. Dostluk bir sınavdır; sözlerle değil, davranışlarla ölçülür.

Dostluğun temelinde güven vardır, ama güven de kolay kazanılmaz. İnsan ruhu kırılgandır; yanlış bir dost, yıllarca inşa edilen güveni saniyeler içinde paramparça edebilir. İşte bu yüzden bir kişiye dostum demek, sadece duygusal bir ifade değildir; aynı zamanda sorumluluk gerektirir. Dostluk, günlük bir söylem değil, bir yaşam biçimidir.

Günümüzde sosyal medya çağında, insanlar kolayca “dost” ilan ediliyor. Beğeni sayıları, paylaşımlar, yorumlar… Bunlar gerçek dostluğu ölçmez. Gerçek dost, paylaşılan fotoğraflarla değil, zor günlerde ortaya çıkar. Hastalıkta yanında olan, sıkıntıda omuz veren, hatayı kabul eden ve affedebilen kişidir. Ne yazık ki çoğu zaman, biz bu ölçütleri göz ardı ediyoruz ve “dostum” dediğimiz kişiler bizi hayal kırıklığına uğratıyor.

Bu, yalnızca bireysel bir acı değil, toplumsal bir sorundur da. İnsanlar birbirine güvenemediğinde, toplumun dokusu çözülür. Mahalleler, okullar, iş yerleri, en küçük topluluklar bile güven zayıfladığında çatlamaya başlar. Bir kişiye dostum demek, öyle bir bağ kurmak ki; hem ruh hem vicdan hem de toplumsal sorumlulukla yoğrulmuş olmalıdır.

Dostluk, aynı zamanda empatiyi ve anlayışı da gerektirir. Karşımızdaki insanı anlamaya çalışmak, hatalarını hoşgörmek, zor anlarında yanında olmak, sırf kelimeyle değil, fiilen dost olduğumuzu gösterir. Eğer bir kelimeyi boş yere kullanırsak, sadece kendimizi aldatmış oluruz. Çünkü dostluk, sahte sözlerle var olamaz; yalnızca gerçek eylemlerle güç kazanır.

Bir kişiye dostum derken iki kere düşünmek, geçmişteki hatalardan ders çıkarmaktır. Hayat, yanlış dostlukların bedelini ödetir. Kaybolan zaman, kırılan güven, yaşanan hayal kırıklıkları, bazen tamir edilemez izler bırakır. Ama ders alınırsa, bir sonraki seçim daha bilinçli olur; bir sonraki “dostum” daha değerli olur.

Dostluk, bir hediyeyle, bir kutlamayla veya bir mesajla ölçülmez. En zor günlerde yanında olan, sessizce elini tutan, yüreğini açan kişidir. İşte bu yüzden, kelimeyi kullanmadan önce düşünmek gerekir. Kelimeler geçer, ama kırılan güven, zamanla yeniden inşa edilse de asla eskisi gibi olmaz.

Hayat bize bir şeyi öğretir: Gerçek dostluk, sınandıkça anlaşılır. İnsanların maskeleri düşer, niyetleri açığa çıkar. Bu süreç acıtır ama öğreticidir. Bu yüzden bir kişiye dostum derken iki kere düşünmek, yalnızca tedbir değil; aynı zamanda aklın, vicdanın ve kalbin uyum içinde hareket etmesidir.

Bir portakal kadar sıradan görünen şeyler, bazen büyük dersler içerir. Bir dost kelimesi de öyle. Yalnızca söylemekle bitmez; yaşamak, sınamak ve anlamak gerekir. Bugün yanında olduğun kişi yarın da yanında olacak mı? Bugün paylaştığın sır, yarın seni yaralar mı? İşte tüm bu sorular, dostum dediğin kişinin gerçek değerini ölçer.

O yüzden kelimeyi boşa harcama. Bir kişiye dostum derken, iki kere düşün. Çünkü dostluk, kelimelerle değil, sadakat ve fedakârlıkla ölçülür. Ve hayatın bize öğrettiği en acı gerçek, yanlış dost kelimesinin, kalbimizi ne kadar derin yaralayabileceğidir.