Borçlanma oran ve sayılarında yükseliş

Abone Ol

2021 yılının sonlarındaki borçlanma ile ilgili veriler gerek vatandaşımızın bireysel anlamda gerekse de şirketler düzeyinde ciddi ve tehlikeli bir yükseliş trendine girildiğini gösteriyor.

Tabii bu borçlanma sürecinin sebepleri herkes tarafından malum ama bu oranlar ilerleyen süreçlerde içinden çıkılamaz bir ortama sebep olabilir.

Veriler şunu söylüyor; bireysel kredilerde ve kredi kartlarıyla yapılan borçların bakiyesinde Kasım 2020 ile Kasım 2021 arasındaki yükseliş oranı yaklaşık yüzde 18 seviyelerinde.

2021 Kasım itibariyle her iki konuda ki borçlanma bakiyesi 1 trilyon TL’yi geçmiş durumda.

2021 Aralık ve 2022 Ocak aylarında bu seviyenin çok daha yükseleceğinin altını şimdiden çizmek istiyorum.

Çünkü kasım ayından sonra dolar kurunda yükseliş ortaya çıkmış sonrasında düşmesine rağmen dolar kuru aralık ve ocak aylarında kasım ayının çok çok üzerinde seyretmiştir.

Burada sadece dolar kurunun yüksekliği değil enflasyondaki yükselmenin de payı oldukça büyüktür.

Yükseliş sadece borçlanma oranlarında değil borçlanan sayısında da hiç doğru bulmadığımız derece de yüksek seyretmektedir.

Şöyle ki yaklaşık 35 milyon kişinin borçlandığı ve ortalama kullanılan kredi seviyesinin kişi başına 29 bin TL’yi geçtiğini veriler ortaya koyuyor.

Kullanılan bireysel kredi dağılımlarına baktığımızda da yüzde 46 ile ihtiyaç kredilerinin başını çektiği ardından ise yüzde 30 ile konut sonrasında da yüzde 19 ile kredi kartları ve son olarak ise yüzde 5 seviyelerinde ki taşıt kredilerini görebiliyoruz.

Bu oranlarla ihtiyaç, kredi kartı borçları ve taşıt kredilerinde ciddi bir yükselişin olduğu gerçeğini özellikle belirtmek istiyorum.

Gerçekleşen bu oranlarla daha çok insanlar normal hayatlarındaki gerekli ihtiyaçları giderebilmek için borçlanıyorlar gibi bir tahmin her geçen gün daha da ön plana çıkıyor.

Durum böyle olunca da kredilerin geri ödemelerinde de bir yükselişin olması gayet normal bir hal alıyor ki takipteki kredilerin oranı da alınan verilerden anlaşıldığı üzere artıyor.

Son bir yılda ülkemizde kredi kullanan kişi sayısının 800.000 civarında artmış olması da bu verileri destekler niteliktedir.

Ortaya çıkan datalar ışığında yapılması gereken zorunlu ihtiyaçları dışında her kişi ve şirket harcamalarına çok ama çok dikkat etmeli, israftan kaçınmalı ve lüks harcamaların önü kesilmelidir.

Şirketler diyoruz çünkü ticari kredilerdeki oranlarda çok büyük boyutta artmaktadır.

Ticari kredilerdeki artışın sebebi eğer yatırım değilse sıkıntının çok büyük olduğunu söyleyebiliriz.

Ama geçtiğimiz haftaki yazımızda üzerinde önemle durduğumuz bir konu olan işletme sermayeleri noktasında bir kredi kullanımı varsa bu son derece olumsuz bir durumdur.

Piyasalardan edindiğimiz izlenimlere göre ticari kredilerin artışında maalesef işletme sermayesi konusu ağır basmaktadır.

Bir diğer veri ise 2021’de ülkemizde kurulan şirket sayısının 2020’nin altında; 2021’de kapanan şirket sayısının ise 2020’nin üzerinde olmasıdır.

Dolayısıyla da 2021 yılındaki büyümenin özellikle şirketler tarafındaki konumu ve durumu tartışmaya açık olmaktadır.

Tüm bu veriler çerçevesinde borçlanmalar üzerinde tekrar tekrar düşünülmeli ve uygun bir hareket tarzında yol alınmalıdır.