Bosna’da adalet geciktikçe, tehlike büyüyor

Abone Ol

Bosna Hersek’i Sırbistan’dan ayıran zümrüt yeşili Drina Nehri’nin kenarına kurulu olan Zvornik, savaş zamanında Boşnak nüfusun katliamlara maruz kaldığı bir kent olma özelliğine sahip. Savaş öncesinde yüzde 50’den fazlası Boşnak olan kentte, yapılan etnik temizlikle bu oran yüzde 5’lere kadar düştü. Şimdi şehrin gettolarında yaşayan Boşnaklar, bir taraftan ayrımcılık, diğer taraftan da işsizlik ve yoksulluğun pençesi altında topraklarına sahip çıkmaya çalışıyor. Zvornik, hala savaşın acılarının, izlerinin silinmediği kentlerden birisidir. Böylesi bir kentte önceki gece, otomatik silahla polis merkezine giren  24 yaşındaki Nerdin İbriç adlı Boşnak genç, içerideki Sırp polislere ateş etti. Çıkan çatışmada, 48 yaşındaki Dragan Curiç adlı Sırp polis ile saldırgan Boşnak genç öldü, 2 Sırp polis ise yaralandı. Bu saldırının ardından ülkede bir anda adeta nefesler tutuldu. Acaba, bundan sonra ne olacak diye? Çünkü, bu saldırıyı bahane edecek Sırpların zaten gergin olan atmosferden de yararlanarak, bölgede azınlıkta olan Boşnaklara, camilere saldırma ihtimalleri vardı. Bu ihtimalin gerçekleşmesi halinde de Boşnaklar’ın Gorajde’de, Tuzla’da veya Zenitsa’da Sırplara saldırma olasılığı da bulunuyordu. Böylesi bir gerginlik Allah korusun ülkeyi ve hatta bölgeyi bir ateş sarmalına sarabilirdi. Ancak çok şükür korkulan olmadı.

Olayın ilginç detayları

Bu olayın ne olduğunu anlamak için Bosna Hersek’te önemli görevlerde bulunan Boşnak  arkadaşlarla konuştum. Çok ilginç detaylar verildi bana. Bu olay gerçekten sıradan bir saldırı değildi. Çünkü ölen Boşnak genç ile Sırp polisin bir savaş kaderi vardı. Ölen genç, Bosna’daki savaş başladığı zaman henüz 1 yaşındaydı. Babası Seyfi İbriç, 1 Haziran  1992 yılında Zvornik’te Bijeli Potok bölgesinde, Sırp Çetnikler tarafından kurşuna dizilerek katledilen 750 Boşnak’tan birisiydi. Babası katledildiğinde henüz 1 yaşında olan Nerdin İbriç, annesi Halima ile birlikte uzun yıllar Tuzla’da mülteci kamplarında kaldı. Savaşın bitiminin ardından da Nerdin İbriç, annesiyle birlikte, Zvornik’teki Kuçiç Kula köyüne dönen ilk Boşnak aile oldu. Zor koşullarda büyüyen Nerdin İbriç, Zvornik’te liseyi bitirdi. İşsizliğin gençler arasında yüzde 65’lere vardığı ülkede Nerdin İbriç de herhangi bir iş bulamadı. İbriç’in, 3 yıl önce bölgede “Vehhabi” olarak adlandırılan grupla hareket etmeye başladığı bilgisi polis kayıtlarında bulunuyor.

Öldürülen ve yaralanan Sırp polisler ise yine ülkenin bir diğer gerçeğiyle bizleri yüzyüze bıraktı. Öldürülen Dragan Curiç adlı 48 yaşındaki bu polisin, savaş zamanında Byelyina bölgesinde Boşnak sivillere karşı işlenen savaş suçlarına karıştığına devletin resmi belgelerinde yer veriliyor. Hatta bu tür savaş suçuna karışmış polis, memur ve üst düzey 800 görevlinin isminin yer aldığı bir liste benimle de paylaşıldı.

Adalet Bosna’da gecikti

Bosna’da 1992-1995 yıllarında yaşanan savaşın üzerinden 20 yıl geçti. Ancak 20 yıl öncesinin adaletsizlikleri bugün bile giderilmedi. Bosna’da bir soykırım yaşandı, 50 bin kadına sistematik şekilde tecavüz edildi, 100 bine yakın insan katledildi, kültürel miras yok edildi.  Böylesi bir savaşın adalet karşısında hesabını sadece 500’e yakın kişi verdi. Peki diğer katillere, tecavüzcülere ne oldu? Hiç bir şey olmadı, ellerini kollarını sallayarak hala ülkede geziyorlar. Tecavüzcüle, katiller, mağdur ettiklerinin yüzüne bakarak gülebiliyorlar.

Savaşta Vişegrad kentinde kocası ve kızının gözleri önünde tecavüze uğrayan Bosna Hersek’teki Savaş Mağduru Kadınlar Derneği Başkanı Bakira Haseçiç, bana şunu söylemişti.

“Vişegrad, Brçko, Foça ve Bosna’nın diğer şehirlerinde bu akıl almaz suçları işleyen adamlar şu anda polis memuru, fabrika işçisi veya öğretmen olarak çalışıyor. Yüzlerimize gülüyorlar…”

Yine aynı derneğin üyesi olan ve isminin açıklanmasını istemeyen tecavüz mağduru bir kadın ise kendisine tecavüz eden kişinin yakalanması için mahkemeye başvurduğunu anlatmıştı. Ancak mahkemenin, bu kişinin adresinde bulunamadığını kendisine ilettiğini ifade eden bu mağdur kadın, “Bunun üzerine ben de Vişegrad’da yaşayan tecavüzcümle birlikte resim çektirdim. O kişi bana tecavüz ettiğini bilmiyordu. Ancak ben bu kişiyi hiç unutmadım. Çektirdiğim bu resmi mahkemeye sundum. Adresini, ismini verdim, ancak hala sonuç alamadım…” demişti.

Adalet, Bosna Hersek’te yerine getirilmedi. Geciken adaleti, mağdurların bugün 20’li yaşlarda olan genç çocukları bireysel olarak sağlamaya çalıştığı an, bu ülkede yeniden gözyaşı ve kan akacaktır. O nedenle bir an önce adaletin devlet veya uluslararası toplum tarafından sağlanması gerekir. Türkiye uluslararası alanda buna öncülük edebilir. Aksi takdirde, bu tür münferit hadiseler bir anda bütün Balkanlar’ı bir ateş sarmalına çekebilir.