Geçtiğimiz günlerde Sözcü Gazetesi’nde bir haber çıktı. Haberin başlığı aynen şöyleydi: “LGS’de şaibe gölgesi – derece yapan öğrenciler arasında Müftü oğlu da var.”
Müftü oğlu olmayı olağan şüpheli olmak için yeterli sayan bu zihniyeti hepimiz tanıyoruz. Dindar olmak, sakallı olmak, başörtülü olmak, imam hatip liseli olmak yahut imam çocuğu, müftü çocuğu olmak bu zihniyete göre bizatihi bir suç. Turhan Çömez gibiler de bu düşüncenin üstünde tepinerek imam hatip liselerini töhmet altında bırakmaya çalışıyor.
Bu kafayı milletimiz çok iyi tanıyor. “irtica geliyor” öcüsü üzerinden bu ülkede CHP zihniyetinin, medyasının ve siyasetinin geçmişten bugüne ne tarz kirli operasyonlar yürüttüklerini, hangi haksızlıkları meşrulaştırdıklarını biliyoruz.
Meşhur hikâyedir: Osman Yüksel Serdengeçti’nin anlattığı meşhur bir hikâye vardır. 1950’lerde Anadolu’da bir müftünün keçisi çalınmış, haber Cumhuriyet gazetesinde “Müftü keçi çaldı” şeklinde yayınlanmıştır. Müftü bütün uğraşlarına rağmen haberin doğrusunu gazetede yayınlatamamış ve derdini kimselere anlatamamıştır.
Yine meşhur hikâyedir: 1960’larda CHP’li bir monşer, sakallı sarıklı bir hacı amcayı göstererek, “El âlem aya gidiyor, biz hâlâ bunlar yüzünden geri kalıyoruz” demiş. Hacı amca ise taşı gediğine koymuş: “Yıllardır memleketi siz yönetiyorsunuz, aya gittiniz de paçanıza mı yapıştık Ulan teres!” diye cevap vermiş.
Yıllar geçiyor, CHP medyası kanadında, cenahında değişen hiçbir şey yok. Geçmişte “öğrenciler kıyma makinelerinden geçirildi” yalanını atan CHP medyası, 28 Şubat’ta camiye giden çocukları fişliyor, afişe ediyordu. Gezi’de TOMA’larla insanlar ezildiği yalanını, provokasyonunu yayıyordu. Dolayısıyla 2025 yılında CHP medyasına göre hâlâ müftü olmanın bir suç sayılmasını garipsememek lazım. Çünkü bu kafa gerçekten iflah olmaz bir kafa. Bu kafaya acımak lazım. Maalesef bu kafayla, bu zihniyetle bu ülkede yaşamak zorundayız. Bu adamlara tahammül etmek zorundayız.
Ülkemiz teknolojide, savunma sanayinde büyük atılımlar yapıyorken, bu kafanın derdi hâlâ milletin başörtüsü, gittiği lise, sakalı, bıyığı… Kendilerini bir türlü bu takıntıdan kurtaramamış durumdalar. Ne diyelim? Allah ıslah etsin, akıl fikir versin.