Dünya

“Çekilme” blöfü ile mini kaos!

Abone Ol

“Çekilme” blöfüyle çıkardığı “mini kaos” ile yeni bir projenin kapısını açan ABD’nin terör devleti hedefine “Güvenli Bölge” kılıfı ile yürümeyi hedeflediği belirtiliyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın 19 Aralık’ta yaptığı “Çekiliyoruz” açıklamasının ardından başlayan tartışmalar devam ediyor. ABD’nin bölgeden ayrılmasının istemeyen odakların Münbiç’te düzenlediği ve 4 Amerikalı’nın öldüğü saldırının ardından tartışmaların boyutu da değişmeye başladı. Birçok kesim ABD’nin zaten çekilme takvimi olmadığına işaret ederken, bir diğer kesim de DEAŞ’ın halen aktif olduğunu ve çekilme gerçekleşirse, bugüne kadar verilen mücadelenin boşa gideceği görüşünü savunuyor.

ÇEKİLME KARARI ACELE VE ENDİŞE VERİCİ!

Saldırının ardından bir açıklama yapan Demokrat Parti Senatörü Dick Durbin “Başkanın Suriye’den 30 gün içinde çekileceğini açıklaması acele ve endişe verici bir karar olmuş. Aralarında Kürt güçlerinin de bulunduğu ABD ile terörizme karşı savaşmış suçsuz kimseler için endişe verici bir karar” dedi. Bir başka Demokrat Parti Senatörü Richard Blumenthal da “Yaşanan trajedi Amerika’nın bir stratejisinin olmadığını gösteriyor. Buna dair bir plan ve yöntemi yok. Suriye’de bir strateji sahibi olunmamasından dolayı güçlerimiz üzerindeki tehlike büyüyor. Hızlı, plansız ve stratejisiz çekilme güçlerimizi tehlikeye atıyor” diye konuştu.

MACRON ABD’YE TEPKİLİ

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Menbic’te ABD askerlerini hedef alan saldırıya ilişkin, “ABD askerlerinin ölümü DEAŞ ile savaşın sona ermediğini gösteriyor” dedi. Suriye’de kalacağız diyen Macron, “ABD askerlerinin ölümü, DEAŞ ile savaşın sona ermediğini gösteriyor. Suriye ve Irak’taki varlığımızı gelecek yıl da koruyacağız. ABD askerlerinin ölümü DEAŞ’ın bitmediğini gösteriyor. Suriye ve Irak’taki askeri varlığımızı gelecek yıl da koruyacağız” diye konuştu.

Teröre güven!

ABD Başkanı Trump’ın Körfez Savaşı’nda “Uçuşa yasak bölge” ve Saddam Hüseyin’in Kuzey Irak’a yönelik olası saldırılarının önüne geçmek amacıyla oluşturulan “Çekiç güç” uygulamalarını andıran “Güvenli Bölge” teklifi, bölgedeki terör oluşumlarını güvence altına alma hamlesi olarak değerlendirildi. 1991’de başlayan Irak’ı bölme sürecini 2003’teki işgalle tamamlayan ABD, 2011’den beri devam eden iç savaşla siyasi, askeri ve fiziki olarak bölünmüş duruma olan Suriye’ye de uygulamak istiyor.

YPG KENDİ ÇIKARI İÇİN VAR!

Öte yandan Washington merkezli düşünce kuruluşu Woodrow Wilson Center (WWC) tarafından düzenlenen “ABD’nin Suriye’den Çekilmesi Doğru mu, Yanlış mı?” başlıklı telekonferansa eski ABD’nin Suriye Büyükelçisi Ford’un yanı sıra Dış İlişkiler Konseyi kıdemli uzmanı Philip Gordon, Atlantik Konseyi kıdemli uzmanı Faisal Itani, Washington Post Beyrut Büro Şefi Liz Sly ve WWC Orta Doğu Direktörü Aaron David Miller katıldı. ABD’nin, Suriye’de terör örgütü YPG/PKK unsurlarıyla kurduğu ilişkiyi “geçici ve taktiksel” kelimeleriyle tanımlayan Ford, YPG/PKK’nın DEAŞ ile mücadelesindeki ana motivasyonun ise örgütün kendi çıkarları olduğunu vurguladı. Ford, “Mevcut durumda ABD’nin Suriye’den geri çekilmesinin Suriyeli Kürtlere bir ihanet olduğunu düşünmüyorum.” diye konuştu.

“UZUN VADELİ BİR İTTİFAK KURMUYORDU”

YPG’nin PKK ile bağlantısının açık olduğunu kaydeden Ford, ABD’nin Suriye’de YPG ile ilişkisinin DEAŞ ile mücadele bağlamında ortaya çıktığını savunarak, “ABD, YPG ile uzun vadeli bir ittifak kurmuyordu, oradaki askeri bir taktiksel ittifaktı” yorumunu yaptı. Bölgede Kürtlerle Araplar arasında birçok sorun olduğunu dile getiren Ford, YPG’nin varlığının sorunları azaltmadığını ve DEAŞ’ın bu durumdan faydalandığını ifade etti.

“PKK’NIN UZANTISI OLDUĞU AÇIK”

Sly de mevcut gidişatın istikametini öngörmenin kolay olmadığını belirterek, “YPG’nin PKK’nın uzantısı olduğu açık. ABD, DEAŞ ile mücadelede esasen PKK olan YPG ile çalıştı ve bunun Türk-Amerikan ilişkilerine negatif etkileri oldu” ifadesini kullanarak, Türkiye’nin bu konudaki endişelerinin uzunca bir süre dikkate alınmadığını söyledi. Itani ise İsrail’in, ABD’nin Suriye’deki varlığından memnun olduğunu vurgulayarak, Amerikan askerlerinin ayrılması durumunda ortaya çıkacak tabloda birçok bilinmeyenin de olacağına dikkati çekti.