Sağlık

Çöl tozunun zararları neler? Türk bilim adamları 5 yıl boyunca 'çöl tozunun' sağlığa zararlarını araştırdı

Abone Ol

Türk Toraks Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bayram ve ekibinin 5 yıl süreyle 650 bin hasta başvurusunu incelediği, uluslararası bilimsel dergide yayımlanan araştırmada, çöl tozlarının astım, KOAH, solunum yolu enfeksiyonlarıyla ilişkili hastaneye yatışları ve ölümleri artırdığı gösterildi.

Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi de olan Prof. Dr. Bayram ve Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Boğan öncülüğünde, çöl tozları ve sıcaklık artışlarının akciğer hastalıkları üzerindeki etkilerini ele alan 5 yıl süreli bir araştırma yürütüldü.

Türkiye'de çöl tozlarından en yoğun etkilenen illerden Gaziantep ve çevresindeki tüm hastaneleri kapsayan araştırmada, çeşitli akciğer şikayetleriyle acil servise yapılan 650 bin hasta başvurusu incelenip takip edildi.

Sonuçları raporlaştırılan araştırma, dünyada alanındaki en saygın yayınlardan biri sayılan, Avrupa Alerji ve Klinik İmmünoloji Akademisi'nin "Allergy" adlı dergisinde de kısa süre önce yayımlandı.

"Hastaneye yatışları ve ölümleri artırdığını saptadık"

Prof. Dr. Hasan Bayram, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son iki gündür Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde de etkili olan çöl tozlarına ilişkin yürütülen araştırmadan elde edilen bulguları paylaştı.

Çöl tozu fırtınalarının küresel iklim değişikliğinin önemli bir sonucu olduğunu vurgulayan Bayram, geçen haftalarda da Avrupa ve dünyanın çeşitli yerlerinin çöl tozundan olumsuz etkilendiğini anımsattı.

Bayram, Türkiye'de Kuzey Afrika'dan gelen çöl tozlarının güney bölgeleri, Orta Doğu, Suriye ve Irak üzerinden gelen tozların ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni etkisi altına aldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Avrupa Alerji ve Klinik İmmünoloji Akademisi dergisinde yayımlanan, 5 yıl süreyle hastanelere akciğer şikayetleriyle yapılan 650 bin başvuruyu incelediğimiz araştırmada, çöl tozlarının astım, KOAH, solunum yolu enfeksiyonları ve pıhtıya bağlı akciğer damar tıkanıklığı ile ilişkili ölümleri, yine bu hastalıklara bağlı acil hastane başvuruları ve hastane yatışlarını arttırdığını saptadık. Benzer şekilde sıcaklık artışlarının da akciğer sağlığını olumsuz olarak etkilediği ortaya çıktı."

Yaşlılar ve çocuklar çöl tozlarından daha çok etkileniyor

Prof. Dr. Bayram, dünyanın farklı yerlerinde yapılan çalışmaların sonuçlarında da çöl tozlarının astım, KOAH, kronik akciğer hastalıklarının yanı sıra kalp ve diğer hastalıklara bağlı ölümlerin artmasına neden olduğunun belirlendiğini vurguladı.

Çöl tozlarının yoğun olduğu dönemde söz konusu kronik hastalıkların ağırlaşabildiğini anlatan Bayram, şu bilgileri paylaştı:

"Çalışmalar, bu hastalıklara bağlı acil hastane başvuruları ve hastane yatışlarının çöl tozlarına bağlı olarak arttığını göstermektedir. Çöl tozları herhangi bir kronik hastalığı olmayan sağlıklı bireylerde de baş ağrısı, boğaz kuruluğu ve boğaz ağrısı, burun akıntısı gibi nezle benzeri bulgulara yol açmaktadır. Kronik akciğer ve kalp hastalığı olanlar dışında, akciğer kapasiteleri azaldığı için yaşlı bireyler, yine akciğerleri henüz tam gelişmediği için çocuklar çöl tozlarından daha çok etkilenmektedir."

"İç ortamda kalın" uyarısı

Prof. Dr. Bayram, özellikle hassas grupların çöl tozundan korunmak için önlem alması gerektiğinin altını çizerek şöyle devam etti:

"Çöl tozlarının etkili olduğu süreçte özellikle risk altındaki kronik hastalar, yaşlı ve çocukların iç ortamda kalması önem taşıyor. Evde de kapı ve pencereler olabildiğince kapalı tutulmalı, tozun içeri girişi önlenmelidir. Zorunlu olarak dışarıya çıkmak gerekiyorsa pandemi için kullanılan maskeler takılmalıdır. Bu maskeler kısmen de olsa korunmaya katkıda bulunmakta, nefes ile alınan toz oranını azaltmaktadır."

Bayram, bu dönemde şikayetlerinden dolayı ilaç ihtiyaçları artabilecek astım ve KOAH hastalarının, doktorlarıyla iletişime geçip tedavilerini düzenlemesinin önem taşıdığını da söyledi.

"Çözüm, küresel iklim değişikliği ile mücadele"

Prof. Dr. Hasan Bayram, sorunun asıl çözümünün küresel iklim değişikliğiyle mücadeleden geçtiğine dikkati çekti.

Küresel ısınmaya yol açan sera gazları salınımının azaltılmasının gerekli olduğunu aktaran Bayram, güneş ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir temiz enerji kaynaklarına yatırım yapılmasının önemine işaret etti.