Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşuyor.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şu şekilde;
Belediyelerimiz de ihtiyaç sahiplerinin kapısını çalarak, yetimlerin, öksüzlerin, gariplerin elinden tutarak kardeşlik görevimizi ifa ettik. Kahraman şehitlerimizin emanetlerini ve gazilerimizi bu bayramda da ihmal etmedik. Kırgınlıkların giderilmesi, dayanışmanın güçlenmesi, 783 bin kilometrekarelik vatan topraklarının her karışında bayramın manasına uygun şekilde idrak edilmesi için canla başla çalışan tüm teşkilat mensuplarımıza bu kürsüden şükranlarımı iletiyor, Rabbim eksikliğinizi bu millete hissettirmesin diye dua ediyorum.
Tabii burada samimi bir üzüntümü de sizlerle paylaşmak istiyorum. 86 milyonun siyasi farklılıklarını, anlaşmazlıklarını ve küskünlüklerini bir yana bırakıp muhabbetle kucaklaştığı ve helalleştiği bayram günlerinde Türkiye'nin ana muhalefet partisinin kendisini milletten ayrıştırması, bu mübarek günlerin ruhuna uygun olmayan bir davranıştır.
Gazze'de 620 gündür katliam yaşanıyor. Gazze'deki soykırım nedeniyle Kurban Bayramı yine buruk geçti.
Toplumdan ayrışarak siyaset yapılmaz. Ana muhalefetin durumu Türk siyasetine yakışmıyor.
'ETKİN PİŞMANLIKTAN FAYDALANMALI"
Arpalığa çevirdikleri belediyelerin kaynaklarıyla semirenler, Ana muhalefeti yolsuzluklarına canlı kalkan yaparak, Türk siyasetini de 'enfekte' ediyor. Türkiye’nin kronikleşmiş muhalefet açığı giderek derinleşiyor. Siyasi rakibimiz de olsa, biz bu tabloyu doğru bulmuyoruz.
Sayın Özel ve CHP yönetiminin yanlışta ısrar etmekte bir an önce vazgeçip 'etkin pişmanlıktan' faydalanmasını gerektiğine inanıyoruz. Sadece CHP'nin değil, Türk demokrasisinin de buna ihtiyacı vardır.
"ÜLKEMİZ ADINA UTANÇ VERİCİ"
Türkiye gibi büyük ülkenin Ana muhalefet partisinin aylardır 'kim kimin yüzüne tükürecek' tartışmasıyla meşgul olmasını, ülkemiz adına utanç verici buluyoruz.
Türkiye'nin ana muhalefet partisini mi yoksa entrikalarla ve ihanetlerle dolu bir pembe dizi mi seyrediyoruz inanın biz de karıştırır olduk.
Biri çıkıp birine çaldın diyor, diğeri çıkıp sen daha büyük çaldın diyor.
ÖZGÜR ÖZEL'E 'MAZOT HESABI' YANITI!
Dün Sayın Özel çıkmış, mazot şişesi üzerinden çeşitli hesaplar yapıyor. Doğrusu ben petrol istasyonu yönettiğini bilmiyordum, eczacı olduğunu biliyordum. Aslında selefi hesap uzmanı olması dolayısıyla bu konularda biraz daha maharetliydi. Hoş, onun da sesi soluğu artık çıkmaz oldu. Ancak Sayın Özel'in temel matematik bilgisinin tıpkı siyasetçiliği gibi pek iç açıcı olmadığı anlaşılıyor.
Madem hesap makinası yerine mazot bidonuyla gezmeye başladı, biz de buradan Sayın Özel'e kısa bir mazot hesabı yapalım. Şimdi bakınız değerli kardeşlerim, göreve geldiğimizde asgari ücret 184 liraydı. Bununla sadece 170 litre mazot alınabiliyordu. Yani asgari ücretle çalışan bir kardeşimiz şayet bir arabası varsa bir aylık geliriyle deposunu dört kez fulleyebiliyordu.
Biz bunu 2015 yılında 290 litreye çıkardık. Bugün ise asgari ücretle tam 445 litre mazot alınabiliyor. Asgari ücret alan bir vatandaşımız arabasının deposunu ayda 10 kez doldurabiliyor. Aynı oranlar dolar bazında yapılacak karşılaştırmada da geçerlidir.
Her alanda olduğu gibi asgari ücretin alım gücünde de 2002'ye kıyasla ciddi bir iyileşme söz konusu. Ama bu, her şey güllük gülistanlık demek elbette değildir. Hayat pahalılığı kaynaklı her türlü sıkıntının farkındayız. Buna çözüm bulmak için başarılı bir ekonomik program uyguluyoruz.
Enflasyonla mücadelede mevzi kazandıkça, inşallah, 86 milyonun tamamının refahını, alım gücünü ve hayat standardını daha da yükselteceğiz.
Biz hükümet olarak her alanda olduğu gibi ekonomide de ne yaptığımızı ve nasıl netice alacağımızı gayet iyi biliyoruz.
Burada ne yapacağını bilmeyen sadece CHP Genel Başkanı Sayın Özel'dir. Özgür Özel'e tavsiyem dış politika ve ekonomi gibi acemisi olduğu konular yerine ödenmeyen SGK borçlarından, hısım akraba çiftlerine çevirdikleri belediyelerden, toplanmayan çöplerden bahsetsin. Şayet yüreği yetiyorsa çıksın İstanbul'un yağmalanan belediyesinden bahsetsin.