Dinayet niye oldu Diyanet?

Abone Ol

Müslüman coğrafyası kan, gözyaşı içinde. Müslüman coğrafyasında her bir canın ayrı bir hikâyesi var elbette.  Bu imtihan bütün Müslümanlar için. Ancak, bazı Müslüman ülkelerin hiç sesi soluğu dahi çıkmıyor. Türkiye ise İslam dünyasının sözcüsü durumunda. (Hilafet Sancağı’nın İstanbul’da olduğunu hatırlıyorum her nedense bu cümleleri yazınca.) Türkiye hem muhacirlere ensar oldu hem de terörün kol gezdiği Müslüman coğrafyasına huzur getirmek için askeri ile orada mücadele ediyor. Allah kahraman askerlerimizin yar ve yardımcısı olsun.

İşte bu nedenlerle Türkiye’ye karşı topyekûn haçlı ittifakı oluşturulmuş. Biz inanıyoruz ki Allah (cc) mazlumun, doğrunun yanındadır. Dolayısı ile Allah (cc) Türkiye’nin yanındadır. İşte bu yüzden diyoruz ki güçlü Türkiye’nin önüne kimse set koyamayacaktır.

Ömür dediğimiz nedir ki? Her an yanımızda olmasına rağmen göremediğimiz ya da görmek istemediğimiz ölüm. Sanki herkes için var bizim için yokmuş gibi değil mi?

Misafirliğimizin ne zaman bitirileceğini bile bilmiyoruz. Kinimiz, öfkemiz, düşmanlıklarımız nefsi ise halimize üzülmeliyiz. Müslüman’ın derdi insanlığın kurtuluşu olmalı. İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (sas) derdi ne ise o olmalı.

Her geçen gün ömürden ömür gidiyor değil mi? Peki bunun ne kadar farkındayız? Tükenen ömre seviniyoruz ve her yılbaşı bunu kutluyoruz. Özel hazırlıklar, çılgınlıklar hala Müslüman kimliği adı ile yapabiliyoruz. Müslüman her gününün muhasebesini yapabilendir. Kimi kırdığımız, kimi üzdüğümüz, insanlık adına ne ürettiğimiz, insanlığa faydamızın ne olduğuna kafa yormalıyız. Bir yandan kan ve gözyaşı izliyoruz, diğer yandan kutlamalar yapıyoruz.

Yılbaşı kutlamaları çerçevesinde bazen çılgınlıklar, sarhoşluklar. Müslüman için yasak olan her şey… Son dönemlerde belki çok daha az kutluyoruz ama yine de Müslüman kimliğimizle bu kutlamalardan kendimizi alamıyoruz.

Bize enjekte edilen bu kültürün nereden geldiğini hatırlayalım mı?

Noel, her yıl 25 Aralık tarihinde İsa’nın doğumunun kutlandığı Hıristiyan bayramıdır. Noel, her yıl dünyadaki Hristiyanların çoğunluğu tarafından 25 Aralık’ta kutlanır. Kutlamalar 24 Aralık’ta Noel arifesiyle başlar ve bazı ülkelerde 26 Aralık akşamına kadar devam eder. Ermeni Kilisesi gibi bazı Doğu Ortodoks Kiliseleri, Jülyen takviminde 25 Aralık’a denk gelen 6 Ocak’ı Noel olarak kutlarlar. Hristiyanların çoğunlukta olduğu ülkelerde pratik olarak Noel tatili yılbaşı tatiliyle birleştirilir.

Bazı Ortodoks kiliselerinin Noel’i Jülyen takvimine göre kutlamasının nedeni, miladi (Gregoryen) takvimin Katolik Papa 8. Gregory tarafından düzenlettirilmiş olmasıdır. Bununla birlikte bazı Ortodoks kiliseleri miladi takvime dönüşüm yapmış ve 25 Aralık’ta kutlamaya başlamıştır. İşte Müslüman’a empoze edilen kültür budur.

Dinimiz ve ayetimizi ne kadar biliyoruz? Sahi din ayet deyince aklıma Diyanet geldi. Diyanet İşleri Başkanlığı var ya hani? İşte o geldi aklıma. Diyanet ne denek bilen var mı? Anlamı yani?

Aklımızla oynadılar, algılarımızı yıktılar. Benim bildiğim Dinayet’tir. Din ve ayet yani.

Osmanlı Devleti’nde din işleri Meşihat Makamlığı’nca Şeyhülislam eliyle yürütülürdü. 1920 yılında Ankara’da kurulan Meclis hükümetinde Meşihat, “Şer’iye ve Evkaf Vekâleti” adıyla “Bakanlık” olarak yer almış, 1924 ‘e kadar da bu statü aynen devam etmiştir.

3 Mart 1924 tarihinde Şer’iye ve Evkaf Vekâleti kaldırılarak yerine, 429 Sayılı Kanun’la, Başvekâlet bütçesine dahil ve Başvekâlete bağlı Diyanet İşleri Reisliği, bugünkü adıyla Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur.

Sadece bilinçaltımıza değil, resmiyetimize de din ve ayet yerine diyanet sokulmuştur. Tekke ve zaviyelerin kapatılması ile dinimizin öğrenilmesinin önüne geçilmesi gibi, Cumhuriyet’in kazanımları olsa gerek…