Pamuk ve keten gibi bitkisel kökenli lifler, doğal hâllerinde kıvrımlı ve düzensizdir. Tekstil üretiminde lifler gerilerek düzleştirilir, iplik hâline getirilir ve dokuma/örme yoluyla kumaşlara dönüştürülür. Ancak bu liflerin bir “hafızası” vardır. Su, ısı veya makinedeki hareketle karşılaştıklarında yeniden doğal, kıvrımlı formlarına dönme eğilimi gösterirler. Bu da kumaşların buruşmasına ve çekmesine neden olur.
YIKAMADA ÇEKME NASIL OLUYOR?
Sıcak su, liflerdeki hidrojen bağlarını gevşetir. Su molekülleri liflerin içine girerek şişmelerine yol açar. Çamaşır makinesindeki dönme ve çalkalanma hareketi de bu süreci hızlandırır. Gevşek dokunmuş kumaşlar daha kolay çekme eğilimi gösterirken, sıkı dokumalı olanlar daha dirençlidir.
Soğuk su da liflerin içine işleyip şişmelerine neden olabilir. Etki daha az olsa da çekme ihtimali tamamen ortadan kalkmaz. Bu yüzden özellikle pamuk ve viskon gibi kumaşlarda nazik yıkama programı tercih edilmesi öneriliyor.
YÜN NEDEN DAHA FARKLI ÇEKİYOR?
Bitkisel liflerden farklı olarak yün, hayvansal kökenli bir proteinden, keratinden oluşur. Yünün yüzeyinde küçük pullar (kutikül hücreleri) vardır. Yıkama sırasında bu pullar açılıp birbirine kenetlenir. Sonuç: “keçeleşme” denen yoğunlaşma ve küçülme.
SENTETİK KUMAŞLAR DAHA DAYANIKLI
Petrol türevi polimerlerden üretilen polyester veya naylon gibi sentetik kumaşlar, kristalimsi yapıları sayesinde çok daha dayanıklıdır. Bu içsel “iskelet” yapısı liflerin eski hâline dönmesini engeller.
Araştırmacılar, çekmeye karşı daha dirençli kumaşlar üretmek için doğal ve sentetik lifleri karıştıran iplikler veya “şekil hafızalı polimerler” üzerinde de çalışıyor.
ÇEKEN GİYSİLER KURTARILABİLİR Mİ?
Kıyafetinizi kurtarmak için ılık suya az miktarda saç kremi veya bebek şampuanı ekleyip ürünü bir süre bekletin. Ardından nazikçe esneterek eski formuna getirmeye çalışın. Tamamen eski hâline dönmese de giysiyi tekrar giyilebilir hâle getirebilir.