Diriliş Postası Muhabiri Batuhan Gülşah/Atina
Lozan Anlaşması’na göre Doğu Ege adalarını (Midilli, Sakız, Sisam, Nikarya) silahsızlandırması gereken fakat bu bölgeyi yasadışı bir şekilde garnizona çeviren Yunanistan, bu emellerinden geri atacak gibi gözükmüyor. Türk Silahlı Kuvvetleri; İpsara, Sakız ve Sisam adaları etrafında askeri tatbikat yapmak isteyen Yunanistan’ı 30 Nisan ve 15 Mayıs’ta yayınlanan iki ayrı Navteks (denizcilik bildirisi) ile uyardı. TSK’nın ilk kez Lozan vurgulu bir bildirim yayınlayarak bu uyarıyı gerçekleştirmesi kayda değer bir detay olarak ortaya çıkarken, bu gelişme Yunanistan kamuoyunda günlerdir tartışılıyor.
TEHDİT DİwLİ KULLANIYORLAR
Yunan ve Rum televizyon kanallarının Türkiye muhabirlerinin aktardıklarıyla daha da çetin hale gelen tartışmalarda “Türkiye, Ege’de Yunan egemenliğini ciddi bir şekilde sorgular hale geldi. Son yayınlanan 2 Navteks ile birlikte bir anlamda ‘Bizi buradan gücünüz yetiyorsa çıkarın’ mesajı vererek işi savaşa dahi götürecek duruma geldiler” ifadeleri kullanılıyor. Yapılan tartışmalarda dikkat çeken nokta ise, Türkiye karşısında tüm emellerini Lozan Anlaşması’nı kendine uygun şekilde yorumlayarak hareket eden Yunanistan’ın, Lozan’da bu konuda açık bir şekilde silahsızlanma şartı ortaya konmasına rağmen bunu görmezden gelmesi, daha da önemlisi bunu kendinde bir hak olarak görmesi.
Irkçıları rahatlatan mesajlar
Diğer taraftan Yunan Donanması üst düzey yetkililerinden konuyla ilgili alınan görüşler, Yunan kamuoyunda ortamı sakinleştirme şeklinde işliyor. Yunan askeri yetkililer “Gereken neyse yapmaya hazırız” türü ucu açık cevaplarla “Türkler’le savaş gerekirse onu da yaparız” mesajı veriyor, milliyetçi ve ırkçı tayfanın tepkilerini dindirmeye çalışıyor.
ARGÜMAN TAMAMEN GEÇERSİZ
Yunan kamuoyundaki iddia “Türkiye’nin bitmek bilmeyen provokasyonları karşısında kendimizi savunma hakkına sahibiz. Dolayısıyla adaların silahlanması tamamen yasaldır” şeklinde. 1955’te Kıbrıs’ta patlak veren, Rumlar’ın Türk katliamlarına kadar iki ülke ilişkileri Soğuk Savaş koşulları nedeniyle iyi ilerliyordu. Dolayısıyla Doğu Ege’de silahlanmaya 1950’de start veren Yunanistan’ın söz konusu argümanı hiçbir geçerlilik barındırmazken, Yunan kamuoyu beklendiği gibi bu tür detayları hasıraltı ederek her zaman olduğu gibi “Tek suçlu Türkiye” iddiasına sarılmaya devam ediyor.