Enflasyonla mücadele ve eylül enflasyonu

Abone Ol

Enflasyonla mücadelenin ciddi ve azimli bir süreç içerisinden geçtiği son zamanlarda geçtiğimiz ayın enflasyon verileri biraz moralleri bozdu açıkçası.

Eylül ayının enflasyon oranı aylık bazda yüzde 3.23 olarak gerçekleşince bu mücadelenin gidişatıyla ilgili de ciddi kaygılar ortaya çıktı.

Bu durumun birden fazla sebebi vardır ve bu sebepler arasında ekonomi politikaları, siyasi belirsizlikler ve hukuki kimi belirsizlikler yer almaktadır.

Ayrıca insanımızın kar hırsının da bu sebepler arasında ciddi ve önemli bir boyutta olduğunu söylemek son derece yerinde olacaktır.

Evet kar hırsı bilimsel olarak çok açıklanabilecek bir verisi bulunmayan anacak piyasa içerisinde olan kimselerin anlayabileceği ve açıklayabileceği bir neden olarak görülmelidir.

Maalesef ki bu hırsın önüne geçilebilmesinde tek ve yegane konu ise ahlaktır yani etiktir.

Ahlaklı olmayan bir iş insanının kâr hırsı için birçok noktada sorunlu yaklaşımlara sahip olacağı bilinen bir gerçektir iş dünyasında.

Hal böyle olunca da enflasyonu kontrol altına almak görüldüğü üzere mümkün olmuyor.

Ülkemiz dünyada Arjantin ve Zimbabve’nin arkasında en büyük enflasyona sahip üçüncü ülke konumundadır.

Düşünebiliyor musunuz Birleşmiş Milletler’in kayıtlarına göre üzerinde 205 ülkenin olduğu bir gezegende 205 içerisinde enflasyonda 3. durumdayız.

Bu durumun düzeltilebilmesi için yapılan çalışmaların en kısa zamanda başarıya ulaşması en büyük temennimiz ama mücadele pekte istenilen düzeyde gitmiyor.

Son 16 ayda bu mücadele iyi gidiyor ve enflasyonda herhangi bir yükseliş yaşanmıyordu ama Eylül ayı enflasyon verileri beklentilerin çok üzerinde gerçekleşerek bu durumu bozucu nitelikte ortaya çıktı.

Evet geçen yıl yani 2024 Eylül ayında yüzde 50 seviyelerinde gerçekleşen tüketici enflasyonu 2025 Eylül ayında yüzde 33.2 olarak gerçekleşerek ciddi bir gerileme kaydetmiş olsa da Avrupa’da tüm ülkeleri ciddi bir oranla geride bırakmaya devam etmektedir.

Eğer bu durumu düzeltemezsek şirketlerimizin dünya ölçeğinde rekabet etmesi imkansız hale gelmeye devam edecektir.

Enflasyonla mücadelede hem kişilerin hem de şirketlerin ekonomik konjonktürdeki yakın geleceğe dair endişelerinin bir an önce sona erdirilmesi çok ama çok önemli bir konu olarak önümüzde durmakta ve bunun zaman geçirilmeden hızlıca halledilmesi gerekmektedir.

Özellikle eğitim, konut ve gıda fiyatlarındaki artışların hızlıca sona erdirilmesinin enflasyon rakamlarının istenilen düzeylerde çıkmasına en önemli vesile kalemleri olacağı unutulmamalıdır.

Bunların yanında hizmet sektöründe ki fiyat artışları da bir başka enflasyon azdırıcı sebep. İnsanların almış oldukları maaşlar ile geçinememeleri sonucunda iş gücü maliyetlerinin artışı hizmet sektöründeki fiyatları artırmakta bu durumda enflasyonu yukarılara çekmektedir.

Eğer gidişat böyle devam ederse 31 Aralık 2027 tarihinde enflasyonun yüzde 20’lerin altına inmediğini görmek insanlar için sürpriz olmamalı.

Tabi burada Eylül ayı enflasyonun artışında etkili olan gıda fiyatlarında bu yılın kışında yaşanan zirai donun etkileri de her zaman göz önünde bulundurulmalıdır.

Şayet tablo böyle devam ederse Merkez Bankası’nın faiz indirimlerine belirli bir süreliğine dur demesi büyük bir olasılıktır.