Erdoğan’ın Bilinçaltı ve AK Parti!

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kızılcahamam kampının açılış konuşmasında MHP Lideri Devlet Bahçeli’ye geçmiş olsun dileklerini iletirken sehven “Kendisine Refah Partisi olarak teşekkür ediyoruz” dedi.

Erdoğan’ın, AK Parti yerine “Refah Partisi” demesini bir dil sürçmesi kabul ederek, Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın oturduğu yerden “AK Parti, AK Parti!”diye bağırmasının üzerinde fazla durmaya lüzum görmeden geçiştirelim mi?

Yoksa şunları mı yazalım;

AK Parti’de kongre süreci başladı.

Siz bu satırları okurken de devam etmekte olan Kızılcahamam kampında kongre takvimi de netleşecek.

İlçeler ve sonra iller ve akabinde tahminime göre 2020 Ramazan ayından hemen sonra AK Parti Büyük Kongresi yapılacak.

Kampın gündemlerinden birisini de kongreler oluşturuyor.

Dolayısıyla Erdoğan’ın gündemini de…

Kürsüye çıkmadan önce AK Parti’nin mevcut durumu hakkında anketlere baktı, değerlendirmeleri dinledi ve bilinçaltına ‘bu iş böyle olmayacak, yeniden Refah Partisi günlerine dönüşten başka çözüm yok gibi görünüyor’ diye düşünceleri yerleşti.

Erdoğan’ın sehven ‘Refah Partisi’ demesi, bir dil sürçmesinden ziyade bir bilinçaltı fışkırmasıdır bana göre…

Ve bana göre de partiyi, Milli Görüş çizgisine çekmekten başka çare yoktur.

Hatta bana göre, partiyi bu sefer Milli Görüş çizgisinden daha da ileri götürmek vaktidir.

Daha önce de işaretlediğim gibi;

AK Parti’yi,

Özelde Filistin davasını ve genelde bütün dünya Müslümanlarının ıstırabını BM kürsüsünden haykıran bir liderin, ayağını bu çizgide sabit tutarak ve milli ve manevi cephede 18 yılda elde edilen kazanımları koruyarak devam ettireceği bu netlik ve kesinlik kurtaracaktır.

AK Parti’yi,

Yolsuzluğa prim vermeyen, aile saltanatına müsaade etmeyen hakkaniyet çizgisi kurtaracaktır.

AK Parti’yi,

Müslüman’a dar gelen üniter yapı, ulus devlet ve kuru ırkçılık güdücülüğü yerine ümmet davasını tercih eden ufuk kurtaracaktır.

AK Parti’yi,

İttifak yerine bütün partilerle koalisyona, birlikte yönetmeye, herkesin fikirlerini dinlemeye ve milli değerler üzerinden ‘işbirliğine evet diyen’ büyük fikri irade kurtaracaktır.

AK Parti’yi,

FETÖ’den sonra dağılan devletin müesses ve zihni yapısının milletin desteğiyle tamire, 15 Temmuz şehitlerinin ruhlarını şad ve onları yâd etmeye ve İbadet, ticaret ve ihanet farkı kabul etmeden topyekûn mücadeleyle devam eden kararlılık kurtaracaktır.

AK Parti’yi,

Kaybolmaya yüz tutmuş sosyal adalet ve barışı yeniden tesis edecek, Avrupa İnsan Hakları veyahut İstanbul Sözleşmesi’ni değil, İslam’ın çağlar üstü emir ve yasaklarını baş tacı yaparak;

İslam’ın can, mal, nesil, din ve akıl emniyetini sağlayacak teklifleriyle yeryüzündeki yegâne dünya görüşü olduğunu bütün insanlığa gösterecek ve AB projelerinin aileyi korumaya değil, fesada sürüklemeye hizmet ettiğinin idrakine varacak bir ekip ruhu kurtaracaktır.

Ve AK Parti’yi,

İş, eylem, oluş ne varsa hepsini ve her şeyi, kendimize has ve hususi, yaşanmaya değer hayatın ipuçlarını, kadim kültürümüzden damıtarak medeniyetimizin ‘kodlarını’ çözecek ve onu hayata geçirecek yeni bir anlayış ve bu anlayışın idrakiyle iş yapacak yeni kadrolar kurtaracaktır.