“Seslerin en çirkini, eşek sesidir!” diyor Kur’ân. Oysa Allah’ın, kendi yarattığı eşeğin, kendi tercih ettiği sesine ‘çirkin’ dememesi gerekir. Nihai tahlilde, yaratılan her şey ‘hayır’dır; bir şeyi ‘şer’ yapan insanın o şeye dair tercihidir, seçimidir.
Eşek sesi, eşeğin sesi olduğu sürece çirkin değildir; eşek sesi insandan çıkarsa çirkinleşir. Eşeğin sesinin şiddeti ile sesinin içeriği arasında büyük bir orantısızlık vardır. Sadece menfaati söz konusu olduğunda sesini çıkarır bu hayvan; diğer şartlarda susar. Sadece menfaatini dillendiren sesi ise çok uzaklara gider, hiçbir hayvanınkiyle kıyaslanmayacak yükseklikte çıkar. Çıkar sesidir bu; içeriği alçaktır!
İşte çirkinlik burada. Sözü alçak olanın sesinin yüksek çıkmasında.
Vakıa şu: Sözünü değil de sesini yükseltmeyi tercih edenler giderek artıyor, giderek cazgır sesleri seven ortamların gözdesi oluyor. Sesin yüksekliğini hak edecek söz yüksekliğini yitirmiş bu nasipsizler, slogancıların sevdiği, ezbercilerin tuttuğu, taklitçilerin tutunduğu, insafsızların yaslandığı boş, kof, çiğ ve sığ laflar üretiyor. İşte, sözü alçak olduğu halde, sadece sesi yüksek çıktığı için kendisini zorla dinletenlerin, kulakları istila edenlerin, görüntüleriyle her ekranı kuşatanların, taraftarlarının çokluğuna yaslanarak sesini uydulara çıkaranların ağzından çıkanları “eşek sesi”ne dâhil ediyor Kur’ân.
Sözü yüksek olanlar seslerini kısmayı tercih ederler. Sözleri yükseldikçe susmayı severler. Bir “hamuşân meclisi” kurarlar kalpten kalbe. Anlamın göğünde yer ararlar iç seslerine. Kalplerinin taraçalarında uçuşan ümit kuşlarını okşarlar sükûnetleriyle. Gönüllerinden akan anlam nehrinin akışından beslerler seslerini. Derin sükûtların, çileli suskunlukların gölünde yıkayıp durulaştırırlar sözlerini.
Ahiret hatırına dünyaya estetik kazandıran, dünyayı ebediyet umuduyla incelten, dünyanın işini ahiret adına derinleştiren bu iman sükûneti, bu sabır sessizliği, bu tevekkül suskunluğu, gittikçe cazgırlaşan, veba gibi her sevinci solduran ve karabasan gibi her neşeyi boğan sığ militanlığı, çiğ taraftarlığı, arsız slogancılığı, hoyrat borazancılığı yenecektir.
Kesinlikle…
“Akıbet [sesini Allah’ın işitmesine göre ayarlayan] müttakilerindir!”