Ey CHP, artık sus ve otur oturduğun yerde!

Abone Ol

1980’lerin en bilindik şarkılarındandı…

MFÖ söylerdi “aynen kasetten”…

Hayır, “Ali Desidero” değil; o doksanların…

Kastettiğim daha eski…

“Peki Peki, Anladık”…

Niçin daha eski olanı hatırlatmak istedim?

Zira eskide kalmak, eskiyi yaşamak isteyen birileri var!

Diyordu ki şarkıda, “En güzel sen bakarsın/En güzel sen ağlarsın/İlk önce sen başlattın/En önce sen yavaşlattın/En uzağa sen gittin/ En çabuk da sen döndün/Peki peki, anladık/Sen neymişsin be abi!”…

Şarkıyı meseleme karıştıracak değilim, sadece CHP hakkında yoğunlaşınca birden aklıma geldi…

Dikkatim dağıldı zahir…

Ne de olsa en uzak ve uçsuz sözleri verip yemininden en hızlı dönen bir dünya rekortmeni…

Ne de olsa türlü iftira süreçleri başlatıp, 90’ıncı dakikaya girerken deplasmanda beraberlik parolasıyla sahaya çıkan takım gibi oyunu hep yavaşlatan soğutma profesyoneli…

Ne de olsa millete tepeden bakıp bakıp sandık günlerinde ağlamak imtihanında “1” numara…

Sen neymişsin be CHP!

***

CHP eskide kalmak, eskiyi yaşamak istiyor.

Biz de eskiye kıymet veririz.

Fakat arzumuz eskiyi yaşamak değil, en fazla “eskiyle” yaşamak…

Bu da zaten müessese-i âlîleri ile mümkün…

Dikkat buyurulursa “müessese” diyoruz, “zât” değil.

Zira müessesede bulunan zevatın yalnızca susup oturması gerektiğine inanıyoruz.

Âlî olamasalar da susmalarından hayır devşiririz belki.

Zeytini dalından fidan eylerken devletimiz, sözünü ettiğimiz zevattan birini çıkartıp, MİT TIR’ları hâdisesiyle yapılan ihanetin türev bir sahnesini izlettiler, onun çirkinliğini kendileri dahi hazmedemeyince başka türlü numaralara yürüdüler.

Operasyona karşı olmak başka, ihanet başka!

Hayır konuşmuyorsan bari sus!

Ama bu ihanete girişenin o hadîsi bilebileceğini de sanmıyorum.

“İstedikleri eskiyi yaşamak” dedik ya, statükoları ellerinden alındığı gibi, statüleri de kalmayacak diye korkuyorlar!

Nasıl elde etmişlerdi o kutlu (!) statükoyu?

Anlaşma içinde anlaşmalar yaparak, önlerine sunulan doktrinlere uyarak…

Lozan görüşmeleri sonrasında İngiliz temsilci Lord Curson’un “Retlerinizi cebimize atıyoruz; bir gün gelecek, bugün reddettiklerinizi o gün kabul edeceksiniz” şeklindeki çıkışına İsmet İnönü’nün “Şimdi verin, sonra size gelirsek istediğinizi yapın” özetindeki cevabını kaydeden tarih, hegemonyanın İngiltere’den ABD’ye devredildiği yıllarda, yine İngiltere’nin isteği üzerine ABD’de çıkartılan ve “Truman Doktrini” adını alan yasayı da kaydetti.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına ipotek koyan söz konusu yasa, 1947 yılının Türkiye Cumhuriyeti idarecilerine, evet, CHP’ye tünelin çıkış ışığı gibi görünmüştü.

CHP’nin başında, Curson’a cevap veren İsmet Paşa bulunuyordu.

Statükoya karşı duranların çektikleri cefa karşısında “Bunu ben bile engelleyemem” diyenlerin zihniyet mirasyedileri, engelleme nâmına kıllarını dahi kıpırdatmadıkları 15 Temmuz’a da “tiyatro” dediler.

***

“Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır!” cümlesinden çıkardıkları mânâ, statükonun daima işlemesi…

Bu sözün mânâsı, o anladığınız şey değil, artık susun!

“Mevzubahis vatansa, gerisi teferruattır!” cümlesinden çıkardıkları mânâ ise, statükonun yanında hiçbir unsurun ehemmiyet ifade etmemesi…

Bu sözün mânâsı da o anladığınız şey değil, artık oturun oturduğunuz yerde!

Gerçi hep oturduğunuz yerde oturdunuz!

Masalcılar bile bir arpa boyu yol aldılar, siz arpa boyu kadar da yol alamadınız…

Oturdunuz, kalkmadınız…

Ah, doğru ya!

Millet, sürekli oturduğunuz sırtından sizi silkinip attı, ondan bu feryâdınız…

Ama artık susun!

Muhalefet edemediniz, anladık, bari ihanet etmekten geri durun!

Mazhar Alanson o şarkıya vokal yapalı kaç yıl oldu; ben yeni çalışmalarını takip ederken, siz de en azından “Mazeretim Var”ı dinleyin…

Zaman atlamış olursunuz hem…

Hem de yakışır…