İsrail’in uyguladığı abluka sebebiyle Gazze Şeridi’nde açlıktan ve yetersiz beslenmeden hayatını kaybedenlerin sayısı her geçen gün daha da artıyor.
Şu ana kadar onlarca çocuk açlık sebebiyle can verirken anneler bir sonraki kurbanın kendi çocukları olmasından korkuyorlar.
Çarşamba gününden itibaren girişine izin verilen sınırlı miktarda insani yardım Gazze Şeridi’ndeki açlığı gidermek için yeterli değil.
Yetkililerin bildirdiğine göre Gazze Şeridi’nde açlık sorununun ortadan kalkması için haftalık 500 bin çuval una ihtiyaç var.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) İletişim Direktörü Juliette Touma, yaklaşık 6 bin tır gıda ve ilacın Mısır ve Ürdün’de beklediğini açıkladı.
Bu sadece hâlihazırda UNRWA’nın elinde bulunan yardım.
Gazze Şeridi’ne girmeyi bekleyen gıda, ilaç ve tıbbi malzeme miktarı daha fazla.
Çoğu da Mısır’da bekliyor.
Diğer bir ifadeyle, Gazze Şeridi’nde insanlar açlıktan ölürken binlerce tır insani yardım sınırın hemen ötesinde alıkonuyor.
Bu nedenle Mısır’a tepki büyük.
Kahire, Refah Kapısı’nın İsrail tarafından işgal edildiğini, dolayısıyla yardım tırlarının kapıdan geçişine İsrail’in izin vermediğini söylüyor.
Fakat bu bahane gerçeğin sadece yarısı.
Diğer yarısı ise Mısır’ın elinde Gazze Şeridi’ne insani yardım girişini sağlamak için İsrail’e baskı yapacak birçok kart olduğunu söylüyor.
En azından Gazze Şeridi sakinleri açlıktan kıvranırken İsrailli turistlerin Mısır sahillerinde keyif sürmelerine izin verilmeyebilir.
Gazze Şeridi’nin nefes boruları sayılan tünellerin savaştan çok önce Mısır tarafından yıkıldığı da unutulmuş değil.
Gazze Şeridi’ndeki açlık ve Kahire’nin tavrıyla ilgili tartışmalar sürerken, Mısır’ın tarihi üniversitesi el-Ezher, salı günü sosyal medya üzerinden bir bildiri yayınladı.
“Ezher Şeyhi uluslararası çağrıda bulunuyor ve vicdan sahiplerini Gazze sakinlerini öldürücü açlıktan kurtarmak için derhal harekete geçmeye davet ediyor.” cümleleriyle başlayan bildiride, İsrail’in Gazze Şeridi’nde gerçekleştirdiği vahşetin tarihte bir benzeri olmadığı ve büyük ihtimalle gelecekte de olmayacağı ifade ediliyor.
Binlerce çocuğun soğukkanlılıkla öldürüldüğü, katliamdan kurtulabilen çocukların ise açlık, susuzluk, ilaç yokluğu ve sağlık hizmetlerinin verilememesi sebebiyle can verdikleri belirtiliyor.
İsrail’in Gazze Şeridi’nde yaptığının tam anlamıyla soykırım olduğu, İsrail’e silah sağlayanlar ile kararlarıyla veya münafıkça açıklamalarıyla İsrail’i teşvik edenlerin de soykırıma ortak olduğu dile getiriliyor.
Bildiri Mısır yönetimini rahatsız etmiş olacak ki, kısa süre sonra yayından kaldırıldı.
Mısır gazeteleri, televizyonları ve haber siteleri de el-Ezher’in çağrısını görmezden geldi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi’nin bildiriyi geri çekmesi için el-Ezher Şeyhi Ahmed et-Tayyib’e baskı yaptığı söylenirken, el-Ezher yeni bir bildiri yayınlayarak, önceki bildirinin “ateşkes müzakerelerine zarar verebileceği” için geri çekildiğini öne sürdü.
Gerçek şu ki, ilk bildiriyi yayından kaldırtan da ikinci bildiriyi yayınlatan da Mısır yönetiminin baskısı.
Kahire’yi rahatsız eden ise ilk bildiride İsrail’in işlediği soykırım suçuna başka ülkelerin de ortak olduğundan bahsedilmesi.