Gündem

‘FETÖ sistemi yıkmak yerine ele geçirmeyi hedefledi’

Abone Ol

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 10 Temmuz 2010’da yapılan KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin 230 şüpheli hakkında hazırladığı iddianamede, “Fetullah Gülen ilk etapta devlete karşı savaş vererek, hedeflere ulaşmanın yıpratıcı olacağını teşhis etmiş, bu nedenle mevcut sistemi yıkmak yerine, devletin tüm kurumlarını ele geçirmeyi hedeflemiştir” değerlendirmesine yer verildi.

Cumhuriyet Savcısı Yücel Erkman’ın Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine geçen hafta gönderdiği iddianamede, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığının, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) raporuna yer verildi.

Raporun, usulsüz dinlemeler, kamu kurumlarına sızma, baskı cebir tehdit ve şantaj uygulamaları, mali yapılanma suç gelirleri ve aklanması konularından oluştuğu bildirilerek, FETÖ/PDY’nin, sadece tek kurumu değil, bir bütün olarak bürokrasiyi hedef seçtiği ve örgüt elamanı yerleştirdiği belirtildi.

Örgütün, kamu kurumlarına sızma amaçlarının özetlendiği raporda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

“Kritik görevlere kendi elemanlarını yerleştirerek bürokraside etkin olma ve bu şekilde devlet erkini örgüt menfaatleri doğrultusunda kullanma.

Kritik durumda olmayan yerlerde de kendi elemanlarının yer almasını sağlayarak, örgüt tabanının üst yönetime bağlığının artırılması ve örgüte yeni ve kaliteli eleman kazandırma çalışmalarını yapma.

Her yerde kendi elemanlarının olduğu algısının yaratılarak kendilerinden olmayanlara karşı tehdit ve baskı unsuru olarak korku duygusu yaratma. Şeklinde 3 temel saik göze çarpmaktadır.”

Kamu görevlileri aracılığıyla istihbarat ağı oluşturuldu

İsmi gizli tutulan bazı tanıkların beyanına da yer veriler raporda, tanığın, “rütbeli askeri ve emniyet personelinin terfi aldıktan sonra ilk maaşları ile Fetullah Gülen’e biat ettiklerini gördüğünü” anlattığı kaydedildi.

Tanığın, “Gülen hareketinin bir süre sonra yüksek mertebelerdeki askeri personel ve kamu görevlileriyle özel bir örgüt haline geldiğini, toplantılarda doğrudan Gülen’den talimatların alındığını ve bu şekilde kamu görevlileri aracılığıyla bir istihbarat ağı oluşturulmaya çalışıldığını” ifade ettiği bildirildi.

Kamu görevlisi olmak için belirli şartlara haiz olmak, belirli sınavlara girilmesi şartı olduğu belirtilen raporda, FETÖ/PDY üyelerinin, yapılacak sınavlardaki soruları yine kendi üyeleri aracılığı ile önceden alarak devlet kademelerine yerleşmeyi hedefledikleri aktarıldı.

Sorular ezberletildi

Örgütle ilk karşılaşmaların genellikle dershanelerde ya da benzeri eğitim kurumlarında olduğu, temas sağlanan öğrencilerin evlere dağıtıldığı ve bu evlerden “ağabeylerin” sorumlu olduğunun anlatıldığı raporda, şunlara yer verildi:

“Belirli bir okula yerleştirilmek istenen öğrencilerin gruplara ve bu grupların yine daha küçük gruplara ayrıldığı, bu şekilde örgütlenen grupların aynı yurtlara çıkarıldığı, her öğrenciye bir kod ad verildiği, mülki idare, emniyet, TSK ve yargı gibi kurumlara yerleştirilecek öğrencilerin özel şartlarda çalıştırıldığı, bu öğrencilere ‘Fetih Okumak’ denilen bir uygulamayla sınav sorularının sınavlardan önce verildiği ve ezberlemesinin sağlandığı görüldü.”

“Emniyet teşkilatına sızma”

Raporun, “Emniyet teşkilatına sızma” bölümünde, ahlaklı toplum yetiştirme arzusunda olunduğu vurgusu ile kandırılan dindar-muhafazakar ailelerin, çocuklarını Gülen cemaatine ait öğrenci evlerine ve dershanelere gönderdikleri belirtildi.

Öğrencilere, “sizin yeriniz polis akademisi, harp okulları, buralara kafirler mi yerleşsin, siz oralara yerleşin ki İslam’a hizmet edin” şeklinde telkinlerde bulunulduğu kaydedilen raporda, bu amaçla da emniyet teşkilatına girebilmek veya yükselebilmek için Polis Akademisi, Polis Koleji, Polis Meslek Yüksek okulları ve Komiser Yardımcılığı sınavlarında usulsüzlük yapıldığının yürütülen soruşturmalara konu olduğu kaydedildi.

Polis Akademisine sokulmak istenen öğrencilerin seçilerek, yeni bir öğrenci evinde bir araya getirildikleri, cemaatin rutin aktiviteleri ile yoğun ders programına tabi tutulduğu anlatılan raporda, öğrencilerin “ağabeyler” tarafından özel olarak sınavlara hazırlandıkları ve sınav provası yapıldığı belirtildi.

Raporda, öğrencilerin, sağlık sorunlarının önceden çözülebilmesi için yine kod isim uygulaması ile cemaatin belirlediği hastanelerde muayene edildikleri, diş çarpıklıkları, göz çizdirilmesi gibi çözümü kolay sorunlar için tedavi edildikleri ifade edildi.

Ayrıca raporda, FETÖ/PDY üyelerinin, komiser yardımcılığı, polis koleji, polis meslek yüksek okulları giriş sınavlarında da benzer yöntemler uyguladığı aktarıldı.

Raporun, “sonuç ve değerlendirme” bölümünde, “Fetullah Gülen ilk etapta devlete karşı savaş vererek, hedeflere ulaşmanın yıpratıcı olacağını teşhis etmiş, bu nedenle mevcut sistemi yıkmak yerine, devletin tüm kurumlarını ele geçirmeyi hedeflemiştir” değerlendirilmesinde bulunuldu.

FETÖ/PDY’nin, diğer devlet kurumları gibi polis teşkilatı içinde örgütlendiğinin kamuoyu tarafından bilindiği belirtilen raporda, “Örgüt, emniyet teşkilatındaki kadrolaşmasını belirli bir düzeye ulaştırdıktan sonra buradaki gücünü operasyonlarının ana aracı olarak kullanmaya başlamıştır” denildi.