Arapça yayın yapan bazı internet sitelerinde paylaşılan haberlere göre işgal rejimi zindanlarında tutulan Filistinli binlerce esir, 17 Nisan 2017 Pazartesi günü Filistinli Esir Günü münasebetiyle açlık grevine başladı.
İşgal güçlerinin esirlerin beden ve ruh sağlıklarını bozmayı amaçlayan politikalarını protesto etmek ve esirlerin haklı taleplerini dile getirmek maksadıyla başlatılan açlık grevi eylemine başta esir hareketi liderleri olmak üzere çok sayıda esirin katıldığı bildiriliyor.
Esirlerin işgal zindanlarında başlattığı açlık grevi eylemine destek olmak amacıyla Batı Yaka ve Gazze Şeridi’nde resmî ve sivil kuruluşlar tarafından etkinlikler de düzenlendi. Esirler Enformasyon Ofisi Müdürü Abdurrahman Şedid, 17 Nisan’da başlayan açlık grevi eylemine tüm Filistinli gruplardan esirlerin farklı yoğunlukta katıldığını açıkladı.
Şedid, Filistin Enformasyon Merkezi’ne yaptığı açıklamada, işgal zindanlarında açlık grevi eylemi için 8 Ağustos 2016’dan bu yana hazırlık yapıldığını da sözlerine ekledi. Filistinli gruplarla yürütülen görüşmelerde açlık grevi eylemiyle ilgili tam bir mutabakat sağlanamadığını belirten Şedid, bununla birlikte tüm grupların düşük seviyede de olsa eyleme katılmayı kabul ettiklerini bildirdi.
İşgal yönetimi 16 Nisan 2017 sabahı Filistinli kadın esirlerin piri kabul edilen 43 yaşındaki Lina Ahmed el-Cerbuni’yi 15 yıllık esaretinin ardından serbest bırakmıştı. İşgal zindanlarında esaret yıllarının oldukça ağır geçtiğini belirten el-Cerbuni, esirlerin sürekli bir desteğe ihtiyaçları olduğunu vurgulamıştı. el-Cerbuni, işgal zindanlarında tutulan Filistinli esirlerin Filistinli Esir Günü münasebetiyle açlık grevi eylemine başlayacaklarını hatırlatarak, herkesin bu mücadelede esirlere destek vermesini temenni ettiğini ifade etmişti. (1).
Başlatılan açlık grevinin esirlerin en doğal hakları olan taleplerinin kabul edilmesiyle neticelenmesi için her vicdan sahibinin elinden gelen desteği vermesi bir insanlık borcudur.
‘17 Nisan Filistinli Esirler Günü’nde mahkûmların sesini duyurmak
Filistinli esirleri onurlandırmak, onlarla dayanışmak, onlara yapılan haksızlıkları unutmamak ve dünyaya duyurmak için Filistin Ulusal Konseyi 1974 olağan toplantısında 17 Nisan gününü Filistinli Esirler Günü olarak ilan etmişti. Mart 2017 sonunda “Filistinli Esirlerin Haklarını Savunma Merkezi”nin yayımlamış olduğu raporu, detaylı örneklerden -yer kısıtı nedeniyle- sarfınazar ederek ana hatlarıyla paylaşmakta yarar var:
“Filistinli esirlerle ilgili genel bilgiler
İsrail işgal devletinde gayri resmî ve gizli olanların dışında bazıları Nazi tutuklama kamplarını aratmayan çadırlarda ve ilkel şartlarda tutulan Filistinlilerin bulunduğu 23 adet hapishane bulunmaktadır.Mart 2017 sonu itibarıyla tutuklama kampları ile hapishanelerde 8000’e yakın Filistinli esir tutulmaktadır.1967’den 2017 Mart ayı sonuna kadar hapiste 209 Filistinli esir şehit edilmiştir.
Esirler arasında halkın çoğunluğu tarafından seçilmiş 13 Millet Vekili bulunmaktadır.Esirler arasında 58 kadın esir bulunmaktadır.Esirler arasında ömür boyu hapse mahkûm edilmiş 500’den fazla esir var.
Kadın Esirler:
58 Filistinli kadın işgal devletinin -çoğunlukla adi suçluların bulunduğu ve sürekli saldırılara maruz kaldıkları- kadın hapishanelerinde tutulmaktadır.Kadın mahkûmların 14’ü 18 yaşın altındaki çocuklardır.Dünyanın en küçük kadın esiri 12 yaşındaki Filistinli kız çocuk Dima Alwawi’dir.Kadın mahkûmların 14’ü yaralı olarak tutuklanmıştır.10 kadın esir hâlen hasta olduğu hâlde uygun tedavi görememektedir.Kadın mahkûmların 12’si çocuklu annedir.Bazıları sadece bir erkek esirin kardeşi, eşi veya annesi olduğu için tutuklanmış olup ya mahkemeleri izlemeye geldiğinde veya esir tutulan akrabasını ziyaret etmeye geldiğinde tutuklanmıştır.
Çocuk esirler:
İşgal devletinin hapishanelerinde 10 ilâ 17 yaş arasında 350 çocuk esir tutulmaktadırÇocuk esirlerin 230’u askerî mahkemeler tarafından hukuksuz şartlar altında mahkûm edilmiştir.3 çocuk ise askerî mahkemenin “Suçu yoktur” kararına rağmen işgal devletinden başka hiçbir devlette uygulanmayan bir kanun ile ve aynı işgal mahkemesinin kararı ile “suç işleyebilir” bahanesi ile hâlâ esir tutulmaktadır.
İdari gerekçelerle tutuklanan çocuklar:
8 çocuk esir hâlen 14 yaşın altında hapiste tutulmaktadır.Birçok çocuk esir 16 ilâ 6 yıl arasında değişen mahkûmiyetler almıştır.Birçok uluslararası kuruluşun raporu ve çocukların ifadelerine göre çocuk esirler, tutuklandıkları ilk andan itibaren ağır işkence ve kötü muameleye maruz kalmaktadırlar.Birçok Filistinli esir gibi çocuklar da işkence altında alınan itirafları imzalamaya zorlanmıştır.
2016’da 10 yaşın altında çok sayıda çocuk tutuklanmış ve esir düşmüştür.
Gazeteci Esirler:
İşgal devletinin en çok çekindiği husus gerçeklerin anlatılması ve karanlık işlerinin ortaya çıkartılmasıdır. Bu yüzden bu görevi üstlenen gazetecileri ve basın kuruluşlarını ilk günden bugüne dek susturmaya devam etmektedir.Sadece 2016’da 135 Filistinli gazeteciye için tutuklama, suçsuz yere uzun veya kısa süreli gözaltı vakası kayıt altına alınmıştır.Birçok gazeteci “idari tutuklu” adı altında yıllar buyunca suçları olmadığı işgal mahkemelerince de tespit edilmiş olmasına rağmen hâlen hapislerde esir tutulmaktadır.2015 ve 2016 yıllarında esir gazetecilerin sembolü haline gelen Mohammed Alqiq açlık grevine başladıktan sonra mahkemeden serbest bırakılma sözü almasına rağmen birkaç gün serbest bırakıldıktan sonra yeniden tutuklanmıştır. 3 aydır idari tutuklu olarak işgal zindanlarında tutulmaktadır. 2 gün önce yeni bir bahane ile kendisine yeni bir dava açılarak mahkemeye sevk edilmiştir.
Filistinli esirlere yapılan işkenceler:
İsrail işgal devleti esirlere işkence edilmesini kanunen uygun gören dünyanın en vahşi ülkelerinden birisidir. Sadece 2016 yılında 156 defa genel koğuş baskını yapıldığı ve toplu işkence uygulandığı tespit edilmiştir.Nefha Toplama Kampı’nda esirlere sürekli saldıran işgal devletinin askerleri 80 esiri yaralamıştır.Çocuk esirlerin toplandığı Maciddo hapishanesine saldıran işgal güçleri 8 çocuğu darp etmiş ve çok soğuk havada tüm çocuk esirlerin üzerlerine soğuk su dökmüştür.İşgal askerlerin tutukladığı çocuklar ilk andan itibaren psikolojik ve fiziksel işkenceye ve kötü muameleye maruz kalmışlar ve insani ihtiyaçları olan psikolojik destekten mahrum bırakılmışlardır. Yüzlerce çocuk yıllardır hiçbir insani şarta uygun olmayan zindan ve hücrelerde tutulmaktadırlar.
İşgal devletinin güçleri esirlere psikolojik baskı yapmak için kaldıkları esir kampı veya hapishaneyi sürekli değiştirmekle birlikte kardeş veya akrabaları birbirinden uzak yerlerde tutup, bu şekilde onları ziyaret etmek isteyen ailelerine de zorluk çıkartmaktadır.
Sonuç:
Filistin davasına destek veren veya insan haklarını savunan herkese tavsiyelerimiz şunlardır:
Filistinli esirlerle ilgili faaliyetler sürekli yapılmalı ve sorunları dünyaya anlatılmalı ve gündemde tutulmalıdır.“1948 Cenevre Antlaşması”na imza koymuş uluslararası kuruluşlar antlaşma gereği bu ihlalleri fiili olarak durdurmak için harekete geçmeli ve işgal devletini bu antlaşmaya uyamaya zorlamalıdır.İslam dünyasında “Filistinli Esirleri Destekleme Komitesi” kurulmalı ve bu komite esirlerin davalarını yıl boyunca takip etmeli ve dünyaya anlatmalıdır.İdari tutuklamaların meşru bir yanı olmadığını ispatlayan ve bunu dünyaya anlatan uluslararası bir hukuk heyeti oluşturulmalıdır.Uluslararası insan hakları kuruluşları ile iletişime geçerek Filistinli esirlerle ilgili faaliyet göstermeleri için teşvik edilmeli, onlarla birlikte işgal devletine baskı uygulayabilecek bir heyet oluşturmalıdır.Her yıl 17 Nisan Filistinli Esirler Günü münasebeti ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni (TBMM) konuya ilişkin bir açıklama yapması için iletişime geçilmelidir.” (2).
Filistinli esirlere reva görülen kötü muamele ve işkencelere ilişkin daha detaylı bilgi isteyenler için Haziran 2016’da Yeni Türkiye Dergisi’nin Ortadoğu Özel Sayısında yayımlanan “Filistinli Tutsak Çocukların Maruz Kaldığı Ağır Hak İhlalleri” (3) başlıklı makaleme atıfta bulunarak, 19 Mart 2017’de Genel Yönetim Kurulu’na üye seçildiğim İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği’nin (MAZLUMDER) Filistin Dayanışma Derneği (FİDDER) ile Filistinli Esirler Günü yıldönümü münasebetiyle yayımlamış olduğu basın bildirisini paylaşarak bitirelim:
Her daim mazlumun ve mağdurun yanında durmak
“Filistinli esirlere karşı Siyonist hapishanelerinde işlenen suç ve ihlallerin devam ettiği; işgalcilerin esirlere karış baskıcı uygulamaları kalıcı hale geldiği; savaş esirleriyle ilgili Cenevre sözleşmesi ve uluslararası hukukun tümüyle devre dışı bırakıldığı bir dönemde, Filistinli Esirler Günü münasebetiyle aşağıdaki hususları vurgulamak isteriz:
Birinci Olarak: İşgal zindanlarında Siyonistlerin her türlü baskısına maruz kalan esirleri selamlıyoruz. Zira onlar özgür ve sarsılmaz iradeleriyle Siyonistlerin ihlallerine karşı açıkça meydan okumaktadırlar. Uluslararası hukukun ve sözleşmelerin teminat altına aldığı meşru haklarını elde etmek amacıyla açlık grevi yaparak direnişlerini sürdürmektedirler.
İkinci olarak:Siyonist zindanlarında esirlerle tam dayanışma içerisinde olduğumuzu; Siyonistlere karşı vermiş oldukları mücadelelerini, insani ve adil davalarını kazanmak; gasp edilen haklarını yeniden elde etmek amacıyla ortaya koydukları tüm taleplerini ve hareketlerini desteklediğimizi İstanbul’dan ilan ediyoruz.
Üçüncü olarak: Siyonistlerin esirlere uyguladıkları her türlü barbar işkenceyi, tecrit ve sağlıktan mahrum bırakmayı, idari tutukluluğu, hapishane yönetimi tarafından belli bir program dahilinde yapılan tüm ihlalleri şiddetle kınıyoruz.
Dördüncü olarak: Uluslararası kuruluşlardan 7000’den fazla bay ve bayan Filistinli esire reva görülen Siyonist ihlalleri durdurmalarını, hasta olan 1200 esire gerekli tıbbi desteğin verilmesini, uluslararası hukuka aykırı olan idari tutuklama politikasının durdurulmasını, esirlerin aileleriyle görüşmesine müsaade edilmesini, tecrit etme politikalarına verilmesini, Siyonist zindanlarında bulunan 300 çocuğa karşı işlenen hak ihlallerinin ivedilikle durdurulmasını talep ediyoruz.
Beşinci olarak: Uluslararası medya kuruluşlarının işgalcilerin zindanlarında tutulan Filistinli esirler sorununa yoğunlaşmalarını, problemlerini ortaya koymalarını, işgalcilerin onlara yönelik ihlallerini ayrıntılı olarak açıklamalarını, esirlerin haklı davalarını tüm dünyaya duyurabilmeleri ve kamuoyu oluşturabilmeleri için gerekli desteği vermelerini talep ediyoruz.
Altıncı olarak: Esir ailelerinin direnişini kutluyoruz. Yüce Allah’tan en yakın zamanda çocuklarının serbest kalmasını ve her bir esirin kendi ailesine kavuşmasını niyaz ediyoruz.
Yedinci olarak: Filistinli Esirler Günü münasebetiyle dünyanın dört bir yanında esir durumda bulunan tüm esirlerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Sekizinci olarak: Bizler Türkiye’de bulunan kardeşleri olarak, Siyonist zindanlarında tutulan esirlerin yanında yer aldığımızı vurguluyoruz. Mücadelelerinin vatansever ve insani bir dava olduğunu, esirlerin direnişinin desteklenmesi gerektiğini, Siyonistlerin onlara karşı işledikleri ihlalleri ortaya koymanın zorunlu olduğunu düşünüyoruz. Siyonist zindanlarında tutulan esirlerle dayanışma amacıyla çeşitli etkinlikler düzenleyeceğimizi açıklıyoruz.
Siyonist işgalcilerin zindanlarındaki esirlere özgürlük!
İstanbul, 17 Nisan 2017.” (4).
Kaynaklar:
Filistin Enformasyon Merkezi, , 17.04.2017.Filistinli Esirler Raporu, Filistinli Esirlerin Haklarını Savunma Merkezi, 31 Mart 2017.Fethi Güngör; “Filistinli Tutsak Çocukların Maruz Kaldığı Ağır Hak İhlalleri”, Yeni Türkiye Dergisi Ortadoğu Özel Sayısı, Ankara, Ocak-Haziran 2016, Sayı: 86, c.6, 295-306. ).http://org/, 17 Nisan 2017.