Kültür Sanat

Ayasofya Camisi müzeye çevrilirken bazı eserler depoya kaldırıldı bazıları da uzaklaştırıldı

Danıştay kararıyla yeniden cami statüsüne kavuşturulan Ayasofya 24 Temmuz'da cuma namazıyla birlikte ibadete açılıyor. İstanbul'un fethedildiği 1453 yılından 1934'e kadar Ayasofya Camiinde yer alan bazı hat, levha ve özel eşyanın müzeye çevrilmesinin ardından yapıdan uzaklaştırıldığı bildirildi. Bu eserler arasında minberde asılı olan Medine'den getirilen iki adet Ravza-i Mutahhara örtüsü de yer alıyor.

Abone Ol

<p>Vakfın, bir şeyin intifa veya mülkiyetinin kamu yararına tahsis edilip devamlı olarak başkalarının mülk edinmesini engellemek ve durdurmak manasına geldiğini ifade eden Al, Osmanlı vakıf geleneği içerisinde Fatih Vakfiyesi'nin önemli bir yeri olduğunu söyledi.</p>

<p>Arşivlerde Fatih Sultan Mehmet'in vakfiyesine ait bugüne ulaşan birçok nüsha bulunduğunu aktaran Al, "Bizzat Fatih Sultan Mehmet tarafından tescillendirilen orijinal vakfiye Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nde bulunmaktadır. Vakfiyenin uzunluğu 65,30 metre olup rulo halindedir." diye konuştu.</p>

<p> Vakfiyede bazı dikkati çeken şartların da yer aldığı bilgisini paylaşan Al, "Vakfiyede salahat ve dürüstlükle mevsuf, iyi Kur'an okuyan 20 kişi tarafından her gün öğle namazında sonra Ayasofya Camisi'nde birer cüz okunması ve yine öğle namazlarından sonra salih 20 kişinin tehlil ve tesbihde (kelime-i tevhid) bulunması şart koşulduğu belirtiliyor. Ayrıca vakıfla alakası bulunan bütün eşrafın her 6 ayda bir Cami-i Kebir'de toplanmasını, şahitler huzurunda vakfiyenin okunmasını, eğer şartlardan biri eksikse hemen tamamlanması şart koşulmuştur." ifadelerini kullandı.</p>

<p>Al, Ayasofya'nın yeniden cami statüsüne alınarak ibadete açılmasının son derece güzel bir gelişme olduğunu ifade ederek Ayasofya'ya ait olan eserlerin de tespit edilerek yeniden yerlerine konulmasının da önemini vurguladı.</p>

<p>Mihrap sofasının sağında ve solunda çeşitli dönemlere ait farklı boyutlarda yedi adet levha asılı olduğunu ifade eden Al, şu bilgileri paylaştı:</p> <p>"Mihrabın sağ tarafında bulunan ve bizzat padişahlar tarafından yazılan levhalarda Sultan II. Mustafa, Sultan III. Ahmet ve Sultan II. Mahmut'a ait imzalar bulunmaktadır. Mihrap sofasında bulunan çini yazı kuşağında Bakara Suresi'nin 255. ayetinin tamamı yazılıdır. Celisülüs hatla yazılı olan kuşağın sonunda, kırmızı zemin üzerine beyaz daire içerisinde 'ketebehu el-fakir Mehmed 1016' imzası bulunmaktadır.</p>

<p>"Ayasofya müzeye çevrilirken içerisinde bulunan Türk-İslam eserlerinin bir kısmının yapıdan uzaklaştırıldı" diyen Al, sözlerini şöyle sürdürdü:</p> <p>"Ayasofya'dan çıkarılan eserler arasında Sultanahmet Camisi'nde sergilenenler olduğu gibi depolara kaldırılmış ve izine rastlanılmayanlar var. Eski fotoğraflar ve kaynaklar üzerinden yapmış olduğum çalışmaya göre çeşitli yerlerde asılı bulunan farklı boyutlarda en az 16 levha günümüzde asli yerinde değildir.</p>

<p> Ayrıca tespitlerime göre iki büyük boy Kabe örtüsü (veya üzerinde ayetler yazılı siyah örtü), minberde asılı bulunan iki Ravza-i Mutahhara örtüsü ile bir minber kapı örtüsü, ayaklı saatler, en az sekiz adet -1849 tarihli ve Kelime-i Tevhid yazılı- sanatlı kapı hasırları eksik. Eskiden müezzin mahfili tarafında asılı bulunan ve üzerinde 'O, işiten ve bilendir' yazılı levha Türk-İslam Eserleri Müzesi'ne taşınmıştır. Yakın zamanda edindiğim bilgiye göre müzenin deposunda bulunmaktadır."</p>

<p>Bugüne ulaşmamış levhalardan birinde ise "Ölüm gelmeden tövbe etmekte acele edin." hadis-i şerifinin yazılı olduğunu aktaran Al, "Bir zamanlar minberde asılı olan iki adet Ravza-i Mutahhara örtüsü günümüzde asli yerinde mevcut olmamakla birlikte hala Ayasofya Müzesi envanterine kayıtlıdır ve müze deposunda bulunmaktadır.</p>

<p> Yine, üzerinde Besmele-i Şerif ve Kelime-i Tevhid yazılı olan minber kapı örtüsü de günümüzde asli yerinde olmayıp Ayasofya Müzesi envanterine kayıtlıdır ve müze deposunda bulunmaktadır." şeklinde konuştu.</p>