Kültür Sanat

Türkiye'de görülmesi gereken 30 arkeolojik yapı

Bu listede, binlerce öneri arasında en çok söylenen yapıları görebilirsiniz. Belki bu liste sayesinde hangi arkeolojik yapıyı görmek için yolculuğa çıkacağınıza da karar verirsiniz.

Abone Ol

<p>     </p>

<p><strong>Hierapolis tiyatrosu (Hierapolis Antik Kenti – Denizli)</strong></p> <p><span>Hierapolis’in ortasında yer alan, 8500-10000 seyirci kapasitesi ve 91 metre yüksekliğe sahip, muazzam ve çok iyi korunmuş durumdaki Roma tiyatrosu. MS 60’ta meydana <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/gelen" class="tag-link" title="Son dakika Gelen haberleri" target="_blank">gelen</a> depremden sonra MS 62’de başlayan inşaatı ancak MS 206’da Severus Dönemi’nde tamamlandı.  Hierapolis’teki kazılar 1957’de başladı ve tiyatro 1974’te <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/bulundu" class="tag-link" title="Son dakika Bulundu haberleri" target="_blank">bulundu</a>.</span></p>

<p><strong>Odeon (Kibyra Antik Kenti – Burdur)</strong></p> <p><span>Orkestra bölümünü süsleyen ve “Opus Sectile” tekniği ile ince mermer plakalarla yapılmış yaklaşık 2000 yıllık Medusa mozaiği dünyada benzersiz. MS 1. yüzyıl civarında yapıldığı düşünülen Medusa mozaiği, %95 oranında orijinal; yalnızca %5’i rekonstrüksiyon. 3.600 kişilik bir kapasiteye sahip olan Odeon’un bir mahkeme, tiyatro ve meclis binası olarak kullanıldığına inanılıyor.</span></p>

<p><strong>Termessos tiyatrosu (Termessos Antik Kenti – Antalya)</strong></p> <p><span>Termessos Antik Tiyatrosu, agoranın hemen doğusunda bulunuyor. Yamaca yaslanmış ve Antalya Körfezi’ni görebilen konumdaki tiyatro, Roma tiyatrolarının en sağlam ve en güzel örneklerinden biri. Yaklaşık 4000-5000 seyirci kapasiteli ve kesme taşlardan örülü bu tiyatronun en ilginç yanı uçurumun kenarına yapılmış olması.</span></p>

<p><strong>Antoninler Çeşmesi (Sagalassos Antik Kenti – Burdur)</strong></p> <p><span>MS 161-180 yılları arasında Roma İmparatoru Marcus Aurelius zamanında yapılmış ve tanrı Dionysos’a ithaf edilmişti. Çeşmeye “Antoninler Çeşmesi” denmesinin sebebi, Roma İmparatorlarında Antoninler dönemine denk gelmesi. 28 metre genişliğinde ve 9 metre yüksekliğindeki çeşmenin en sağ ve en solunda Dionysos Tanrısı’na ait heykeller var. Bunlar orijinal pozisyonda duruyor. Diğer heykeller başka bir yerden, büyük ihtimalle bir tapınaktan veya tiyatrodan getirilmiş.</span></p>

<p><strong>Apollon Tapınağı (Didyma Antik Kenti – Aydın)</strong></p> <p><span>Didyma’nın hazinesi sayılan Apollon Tapınağı, o zamanki adıyla Didymaion, MÖ 560’ta inşa edildi ve antik dünyanın en önemli kehanet merkezlerinden biri haline geldi. Tapınak, uzun süre, orada yaşayan ve Brankhidler adı verilen aile tarafından yönetildi. MÖ 494’te Pers saldırısı sırasında, Miletos şehri ile Apollon Tapınağı da yerle bir oldu. Büyük İskender MÖ 334’te Miletos’u aldıktan sonra kehanet merkezinin yönetimi Miletos kentine verildi.</span></p>

<p><strong>Basilica Therma (Yozgat)</strong></p> <p>Basilica Therma adlı Roma Hamamı, 2.000 yıldır doğal bir sıcak su kaynağı olarak kullanılıyor. 2018 yılında Unesco Dünya Mirası Geçici Listesi’ne kaydedilen Basilica Therma, antik zamanlardan beri kesintisiz olarak bir sıcak su kaynağı oldu. Orta Anadolu Bölgesi’nde eski çağlardan günümüze kalan en önemli Roma yapılarından biri olma özelliğini taşıyor.<span> </span></p> <p></p>

<p>Sardes<strong> Hamam-Gymnasium Kompleksi (Sardes Antik Kenti – Manisa)</strong></p> <p>Şehrin kuzey batısında 23.000 metrekare alanı kaplayan bu anıtsal kompleks, bu şehirde bulunan hamamlardan sadece birisi. Bina, orta ekseni boyunca konumlandırılmış sıcak ve soğuk su havuzlarının her iki yanında simetrik odaların bulunduğu bir plana sahip.  Restore edilmiş olan iki kat sütunlu, bezemeli cepheli, dikdörtgen planlı “Mermer Avlu” ise yıkanma kısmından ayrı bir bölüm.</p>

<p><strong>Zeus Tapınağı (Aizanoi Antik Kenti – Kütahya)</strong></p> <p><span>Kütahya’nın Çavdarhisar ilçesinde bulunan Aizanoi Antik Kenti’nde dünyanın en iyi korunmuş Zeus tapınaklarından biri bulunuyor. Bir tepenin üzerinde yer alan Zeus Tapınağı, şehrin ana mabediydi. Yapımına MS 2. yüzyılda, İmparator Hadrian döneminde başlanmıştı. Bu tapınağın en önemli özelliği, altında tonozlarla örtülü bir başka mekanın olması. Bu, Anadolu’da Roma döneminde pek alışılmamış bir uygulama ve bir benzerine henüz rastlanmadı. </span></p>

<p><strong>Gümüşkesen Anıtı (Milas – Muğla)</strong></p> <p><span>Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan Halikarnasos’taki Mausoleum’un küçük bir kopyası olduğu düşünülen Gümüşkesen Mezar Anıtı, MS 2. yüzyıla tarihlendiriliyor. Milas’a bağlı Gümüşlük Mahallesi’nde bulunan anıtın, Roma’nın Antoninler Hanedanı hükümdarlık döneminde yapılmış olduğu kabul ediliyor.</span></p>

<p><strong>Zeus (Olbios) Tapınağı (Mersin)</strong></p> <p><span>I. Seleukos Nikator tarafından yaptırılmış olduğu düşünülen Zeus Tapınağı, Anadolu’da dört bir yanı Korinth tarzında tek sıra 36 sütunla çevrili, peripteros planlı, en eski tapınaklarından biri olarak, sanat tarihinde önemli bir yere sahip. Romalılar tarafından da kullanılan tapınak, Hıristiyanlık döneminde, 5. yüzyılda yapılan değişikliklerle kiliseye çevrildi. </span></p>

<p><strong>Tetrapylon (Aphrodisias Antik Kenti – Aydın)</strong></p> <p><span>Tapınağın hemen doğusunda ve kuzey-güney caddesi üzerinde yer alan bu anıtsal kapı MS 2. yüzyıla tarihleniyor. Tam olarak işlevi bilinmemekle beraber genel anlamda bu yapının Aphrodisias’lı mimar ve yontucuların salt gösteriş amacı ile yaptıkları bir anıt olduğu düşünülüyor. Yapıda mimari olarak çok zengin tarzların bir arada kullanıldığını görüyoruz. </span></p>

<p><strong>Zeus Lepsynos Tapınağı. (Euromos Antik Kenti – Muğla)</strong></p> <p><span>Anadolu’daki en iyi korunmuş tapınaklardan biri. MS 2. yüzyılda Korinth düzeninde yapılan tapınak cephelerinde 6, yanlarında 9 sütunlu. Bugün on altı sütunu hala ayakta ve on ikisinde bağışçılarını belirten yazıtlar var. Yazıtlara göre bağışçılar arasında, Menekrat adında bir doktor, kızı Tryphena ve Leo Quintus adlı bir bürokrat bulunuyor.</span></p>

<p><strong>Pergamon Tiyatrosu (Pergamon Antik Kenti</strong><span> –</span><strong><span> </span>İzmir)</strong></p> <p><span>Akropol’deki Helenistik tiyatro, antik dünyanın en dik tiyatrosu Pergamon. Alandaki ilk tiyatro, Attalos Hanedanının ilk günlerinde inşa edilmiş, bugün kalıntılarını gördüğümüz tiyatro ise, II. Eumenes döneminde yapılmıştır. Yetmiş sekiz koltuk sırasına sahip ve üç yatay oturma bölümüne bölünmüş. İnşa alanının fiziksel kısıtlamaları nedeniyle, genişlik eksikliğini gidermek için dikey olarak orkestranın 122 metre üzerine çıkarılmıştır.</span></p>

<p><strong>Athena Polias Tapınağı (Priene Antik Kenti – Aydın)</strong></p> <p><span>Kentin en eski ve en görkemli tapınağı. Tapınağın inşasının MÖ 4. yüzyılda Priene kentinin kuruluşuyla aynı dönemde başladığına ve mimarının Halikarnas Mozolesi’nin muhtemel mimarı Pythius olduğu düşünülüyor. Tapınak, Anadolu İon mimarisinin klasik bir örneği olarak kabul ediliyor.</span></p>

<p><strong><span> </span>Büyük Katedral (Ani Örenyeri – Kars</strong><span>)</span></p> <p><span>Ani arkeolojik alanının kalbinde, MS 10. ve 11. yüzyıllarda zengin Ermeni Bagratuni döneminden kalan en önemli mimari yapılardan biri. Kral II. Smbat tarafından MS 989 yılında temeli atılan ana katedral, Kraliçe Katramide tarafından 1001 yılında tamamlandı. Sivri kemerler ve kümelenmiş iskelelerden oluşan dört iç kolon tarafından ifade edilen haç biçimli bir plan kullanımıyla dikkat çeker.</span></p>

<p class="has-medium-font-size"><strong><span> </span>Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası (Sivas)</strong></p> <p class="has-medium-font-size"><span>Cami 1228–29 yıllarında Mengücekli beyi Ahmed Şah tarafından; Dârüşşifa ise aynı tarihte, Ahmed Şah’ın eşi Turan Melek tarafından Ahlatlı Muğis oğlu Hürrem Şah adlı bir mimara yaptırılmış. Hem iç hem de dış kısmı gösterişli ve etkileyici bir görünüme sahip. Dış kısımda üç yüksek ve girintili kapıyı süsleyen taş oymalar çok ince işlenmiş. İç kısımda taş sütunlar ve etkileyici kubbeli tavanlar bulunur. </span></p>

<p><strong>Aspendos tiyatrosu (Aspendos Antik Kenti – Antalya)</strong></p> <p><span>Anadolu’da Romalılar tarafından yapılmış türünün en büyüklerinden ve bugün Roma tiyatro mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biri. MS 160-180 yılları arasında Marcus Aurelius’un hükümdarlığı sırasında inşa edilir. Yaklaşık 100 metre genişliğinde ve 22 metre yüksekliğinde bir cepheye sahip.13. yüzyılda tiyatronun Selçuklu sarayı olarak kullanılması onu eşsiz bir durum haline getiriyor. </span></p>

<p><strong>Athena Tapınağı (Assos Antik Kenti – Çanakkale)</strong></p> <p><span>Antik kentin en yüksek noktasında bulunan tapınak Arkaik dönemde Anadolu’da yapılan ilk ve tek Dor düzenindeki tapınak olarak biliniyor. Kentin koruyucu tanrıçası Athena’ya adanmış olan tapınağın kutsal odasında bulunan tanrıça heykeli 1800’lü yıllarda Amerika’ya götürüldüğü düşünülüyor. Neredeyse 5 metre uzunluğundaki sütunların üzerlerindeki frizlerin bir kısmı Boston Müzesi, Louvre Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde bulunuyor.</span></p>

<p><strong>Aslanlı Kapı (Hattuşa – Çorum)</strong></p> <p><span>Kentin güneyini çevreleyen sur üzerindeki beş kapıdan biri olan Aslan Kapı, güney surunun ucunda Kral Kapısı’nın karşısında yer alır. Günümüzdeki kalıntılar itibariyle Hitit kabartmalarının en güzel örneklerini sunan kapı, MÖ 14. yüzyılın başlarında Hitit İmparatorluğu’nun en görkemli dönemlerinde inşa edildi. Adını iki kenarındaki birbirine taş bir kemerle bağlanan iki dikdörtgen formlu taş bloğa oyulmuş aslan kabartmalarından alıyor. Kemerin üst kısmı günümüze ulaşamamış.</span></p>

<p><strong>Midas Anıtı (Yazılıkaya – Eskişehir)</strong></p> <p><span>Frig kaya fasadlarının en görkemli örneği. Doğuya bakan anıt 17 m yüksekliğinde, 16.50 m genişliğinde. Alınlık ve cephe duvarı geometrik motiflerden oluşan zengin bir bezeme ile süslü. Merkezinde kapıyı simgeleyen büyük bir niş yer alıyor. Burası dini törenler sırasında içine tanrıça Matar’ın heykelinin yerleştirildiği en kutsal bölüm. Anıtın üzerinde Frigce yazıtlar vardır. Birinci yazıt, anıtın sol üst kısmında, düzleştirilmiş ana kaya üzerine kazınmıştır.</span></p>

<p><strong>Alahan Manastırı (Mersin)</strong></p> <p><span>4. ve 6. yüzyıllar arasında yoğun olarak kullanılan ve Hıristiyanlar için hac tapınağı sayılan bir yapı kompleksi. Kompleks, uzman Isauria taş işçiliğinin bir örneği ve erken Bizans mimarisinin gelişiminde önemli bir rol oynamış. Manastırın kurucusu, aynı zamanda manastırın içinde bir lahdi ve bir kitabesi de bulunan Tarasis adlı bir rahip. İnşaat iki dönemde gerçekleşmiş. İlki beşinci yüzyılın ortalarında İmparator I. Leo yönetimi, ikincisi ise beşinci yüzyılın son çeyreğinde İmparator Zeno yönetimi altında. </span></p>

<p><strong>Hadrianus Kapısı veya Üçkapılar (Antalya</strong><span>)</span></p> <p><span>MS 130 yılında şehri ziyaret eden Roma İmparatoru Hadrianus adına yaptırılan Roma zafer takı. Şehri ve limanı çevreleyen surların içindeki geriye kalan tek giriş kapısı. Üç kemeri de aynı büyüklükte. Tüm yapının yüksekliği ise, antik kaldırımdan saçakların en üstüne 8 metreden daha fazla. Kapının hem ön hem de arka tarafı, her biri dört sütundan oluşan cepheler tarafından süslenmiş. Granit sütun şaftları hariç olmak üzere beyaz mermerden yapılmış.</span></p>

<p><strong><span> </span>Diyarbakır Kalesi</strong></p> <p>Bereketli Hilal adı verilen Yukarı Dicle Nehri Havzası’nın bir yamacında yer alan müstahkem Diyarbakır şehri ve çevresi, Helenistik, Roma, Sasani, Bizans, İslam ve Osmanlı dönemlerinden günümüze dek ulaşmış önemli bir merkezdir. Alan, Amida Höyüğü’nün de içinde bulunduğu İçkale ve içinde çok sayıda kulesi, kapısı, payandaları ve 63 kitabesi bulunan Diyarbakır’ın 5.8 km uzunluğundaki surlarını kapsıyor.</p>

<p><strong>Zeynel Bey Türbesi (Hasankeyf – Batman)</strong></p> <p><span>Zeynel Bey Türbesi 1462-1482 yıllarında Hasankeyf’te hüküm süren Akkoyunlular’dan kalan tek eser olma özelliği taşıyor. Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’ın oğlu olan Zeynel Bey’in, Osmanlı İmparatorluğu’nun kazandığı 1473 yılındaki Otlukbeli Savaşı’nda hayatını kaybettiği biliniyor. Türbe, dışarıdan silindirik, içeriden sekizgen miğfer başı şeklinde iki katlı bir yapıya sahip. </span></p>

<p><strong>Side Apollon Tapınağı (Side Antik Kenti – Antalya)</strong></p> <p><span>Roma Barışı olarak bilinen dönemde inşa edilen iki tapınaktan biri. Adını Side kentinin baş tanrılarından olan ve ışık, güzellik ve sanat tanrısı olarak bilinen Apollon’dan alır. MS 2. yüzyıldan günümüze ulaşan muhteşem bir mimarlık eseridir. O dönemdeki diğer tapınaklardan farklı kılan özelliği, bir çift büyük Korint sütunu bulunan giriş salonudur. </span></p>

<p><span><strong>Taşköprü (Adana)</strong></span></p> <p><span>Seyhan Nehri üzerindeyer alan ve Adana’nın sembolü olan Taş Köprü, Adana Arkeoloji Müzesi’ndeki Grekçe kitabeye göre, Roma İmparatorluğu döneminde MS 4. yüzyılda Mimar Auxentius tarafından yapıldı. Yüzyıllarca Avrupa ile Asya arasında önemli bir köprü olan ve tarihte birkaç kez onarım gören köprüde son onarım 1949 yılında yapıldı. Köprü toplam 319 m uzunluğunda ve 13 m yüksekliğinde. 21 kemerinden 14’ü hala ayakta.</span></p>

<p><strong>Mezgit Kalesi (Mersin)</strong></p> <p><span>Halk arasında “Korkusuz Kralın Mezarı” olarak anılan yapı, Kilikya tapınak mezarlarının en büyükleri arasında yer alıyor. MS 2. veya 3. yüzyıla ait mezar, 7.80 metre boyutunda ve ön tarafında Korint başlıklı sütunlar arasında konsollar bulunuyor. Bu konsolların ikisinde bulunan ayak oyuklarından mezarın üzerinde bir zamanlar heykeller olduğuna işaret ediyor. Anıt mezarın arka alınlığında ortada bir kalkan, iki yanında kılıç ve akrep kabartmaları var. Öndeki duvarın yan duvar taşı üzerinde fallos kabartması bulunuyor.</span></p>

<p><strong>İshak Paşa Sarayı (Ağrı)</strong></p> <p><span>Yapımı birçok efsane ve hikayeye konu olan İshak Paşa Sarayı, Osmanlı döneminde Ağrı’da yapılan en büyük ve en önemli mimari eser. Yapımına 1685 yılında Çıldır Atabeklerinden Çolak Abdi Paşa tarafından başlanılıp, aynı soydan gelen Küçük İshak Paşa zamanında 1784’te (99 yılda) tamamlandı. Mimarı, Ahıskalı ustalardır. Doğu-Batı yönünde yaklaşık 7.600 m2 bir alanı kaplar.</span></p>

<p><strong>Üçgözler (Tralleis Antik Kenti – Aydın)</strong></p> <p><span>Pergamon Krallığı’na bağlı Tralleis’te bu gün ayakta kalan tek yapı “Üç Gözler” olarak adlandırılan, antik çağın eğitim, spor ve kültür açısından önde gelen yapılarından olan gymnasiuma ait kalıntılar. MS 2. yüzyıla tarihlendiriliyor.</span></p>