Kültür Sanat

Unutulmaya yüz tutmuş sokak oyunları

Teknolojinin gelişmesiyle çocukluğumuzda oynadığımız oyunları yavaş yavaş unuttuk. Bu yüzden çocukluğumuzun unutulmaz oyunlarını sizler için sıraladık.

Abone Ol

<p><span>Körebe, <a href="https://www.dirilispostasi.com/haberleri/dunya" class="tag-link" title="Son dakika dünya haberleri" target="_blank">dünya</a> genelinde yaygın bir şekilde oynanan bir çocuk oyunu. Körebe olarak adlandırılan oyuncunun gözleri mendil veya eşarp gibi bir malzemeyle bağlanır ve ebe etrafını göremez hale getirilir. Diğer oyuncular körebenin etrafında dolaşır ve ona dokunurlar. Körebe onları yakalamaya çalışır.</span><span> </span></p>

<p><span>Oyuna ilk başlayan kişi önceden çizilen çizgiden elindeki küçük sopayı çukur üzerindeki sopaya atar. Vurur ise oyuna başlar. Elindeki büyük sopa ile küçük sopayı havaya kaldırır ve vurur. Küçük sopanın düştüğü yere kadar </span>oyunu<span> kaybeden gurubun oyuncuları sekerek gider.</span></p>

<p><span>Oyuncular yerini aldıktan sonra aşağıdaki eğlenceli tekerlemeyi söylemelisiniz. Bir, iki, üç, dört, beş. Son kelime söylendiğinde eline vurulan kişi elini çekmeli. Eğer çekemez ve diğer oyuncu eline vurursa eline vurulan kişi elenir ama vuramazsa vuramayan oyuncu elenir.</span></p>

<p>Aralarından bir ebe seçilir. Oyunculardan biri ortaya konan topa ya da teneke kutuya vurarak oyun alanından uzak bir noktaya atar. Tüm oyuncular ebe topu tekrar oyun alanına getirene kadar saklanır. Ebe, kukayı getirdikten sonra saklananları ararken, başka oyuncular yeniden kukayı uzağa atabilir.</p>

<p><span>Bir oyuncu, eline aldığı ip yumağını, ipin ucunu bırakmadan bir diğer oyuncuya atar. Yumağı yakalayan oyuncu ipi tutar ve elindeki yumağı başka bir oyuncuya atar. Böylece giderek büyüyen bir ağ meydana gelir. </span>Oyunun<span> ikinci bölümünde ise oyuncular atılan yumaktaki düğümü çözmeye çalışır.</span></p>

<p><span>Birinci oyuncu sadece ebe üzerinden, ikinci oyuncu ebe ve birinci oyuncu üzerinden atlar. Bu şekilde atlamaya devam edilir ve son oyuncu tüm oyuncuların üzerinden atlar. Bu türde herkes kendi sırasındaki dizeyi söyler. Örneğin birinci oyuncu "</span>birdir bir<span>", ikinci oyuncu "ikidir iki, ormandaki tilki" der.</span></p>

<p><span>Öğretmen çocuklar arasından iki-üç </span>bülbül<span> seçer. </span>Bülbüller kafes<span> içinde dolaşır. </span>Oyun<span> sırasında halkadaki çocuklar ''</span>bülbül kafeste<span>'' sözlerini yineleyerek ellerini çırpmaya başlarlar (Halkayı bırakarak). Bu sırada </span>bülbüller<span> halkadan çıkmaya çalışırlar.</span></p>

<p><span>İki kişi kapıcı olur ve aralarında kendilerine birer takma ad seçerler, bunu diğer oyuncular bilmez. Karşılıklı geçerek ellerini köprü gibi tutarlar. Bezirgân başı önde olmak üzere kuyruk olurlar. Geçmek için "</span>AÇ KAPIYI<span> BEZİRGÂNBAŞI!"derler.</span></p>

<p><span>Ebe, oyunculardan birinin adını söyleyerek topu havaya atar. Top yere düşmeden adı söylenen oyuncu topu havada yakalamak zorunda. Yakaladığı anda da “</span>istop<span>” diye bağırır. Diğer oyuncular </span>istop<span> sesini duyunca oldukları yerde kıpırdamadan kalır.</span></p>

<p><span>Oyuncu, kendi boyunun iki katı uzunlukta bir </span>ip<span> alır. İki elini aynı yöne çevirir ve </span>ip<span> yere değerken zıplar. Amaç ipe takılmadan zıplayabilmektir. Bunu yaparken hem yerinde sayabilir hem de koşabilir</span></p>