Hayat

Yeşilçam ustasının yürekleri burkan ölüm hikayesi!

'Yadigar Ejder' adıyla tanınan Yeşilçam'ın usta sanatçısı Adnan Ayberk Taksim Gezi Parkı'nda donarak mı öldü? İşte Yeşilçam'da 200 filmde oynayıp 5 parasız bir şekilde hayatını kaybeden Mazlum'un hikayesi

Abone Ol

Yadigar Ejder’in sinema yaşamı 1966 yılında vizyona giren, başrollerini Yılmaz Güney ve Nebahat Çehre’nin paylaştıkları Eşrefpaşalı filmi ile başlar.

Eşrefpaşalı filminde jenerikte adını yazmaya değmeyecek kadar küçük bir rol oynamış olsa da Adnan Ayberk, beyaz perdenin tadını bir kere almıştır.

Bu ufacık rolün ardından gecesini gündüzünü Yeşilçam’da geçirmeye başlar. Atıf Yılmaz’ın Köroğlu filmi ve ardından gelen 1972 tarihli Aslanların Ölümündeki fedai rolünden sonra talihi dönmeye başlar Ejder’in.

20 yıl boyunca Yeşilçam’ın bütün jönlerinden, dayağın her türlüsünü yiyeceği günler başlamıştır artık.

Neredeyse günde 2-3 işe gider, üçüncü sınıf otellerde kalır, ucuz lokantalarda karnını doyurur.

Hatta bazen parası olmadığı günlerde film şirketlerinin depolarında bile yatar Yadigar.

Yadigar Ejder, Kemal Sunal ile birlikte bir yeni bir filmin çekimlerine başlamıştır.

Kilyos’ta karlı ve çok soğuk bir havada Sunal ile yağlı güreş sahnesi çekmektedirler. Çekim bir hayli uzadığından Yadigar Ejder üşümüştür, bu sırada filmin diğer oyuncusu Kemal Sunal çekim aralarını arabanın içinde geçirmektedir.

Yadigar Ejder bir süre Kemal Sunal’ın kendisini de arabaya davet etmesin bekler ama davet gelmez.

Bunun üzerine soğuk havadan dolayı iyice üşümeye başlayan Ejder arabaya binip kısa bir süre ısınmak ister.

Ancak filmin yapımcıları ve Kemal Sunal arabanın kirleneceği düşünülerek Yadigar Ejder’in arabaya binmesine izin vermez

Bu olay çok ağırına gittiği için olsa gerek Yadigar Ejder’in o gün sette yapımcıyla tartışır ve bu tartışmadan sonra Yeşilçam yapımcıları kendisine ambargo koyar ve Ejder için Yeşilçam’da iş bulamama günleri başlar.

O olayın ardından sonra hiçbir filmde rol alamayan Yadigar Ejder bir süre sonra parasız kalır, kirasını ödeyemez hale gelir ve nihayetinde sokaklara düşer.

Yadigar Ejder 1992 Yılında Taksim Parkı’nda bankların üstüne uyurken soğuktan donup hayatını kaybeder.

İddiaya göre, hem o dönemin yıldızı olan Kemal Sunal’ın hem de yapımcıların zorda kalmaması için bu olay gizlenmiş ve sanatçının yüksek tansiyon ve şeker hastası olduğu bu hastalıklara bağlı kalp krizi ve beyin kanaması geçirdiği ya da kayarak başını duvara çarptığı ve bu nedenle vefat ettiği söylenmiştir.

Hikayenin bir tarafı böyle demektedir, ancak ‘Bir Yadigar Ejder Kitabı’nın yazarı Erhan Tuncer başka bir hikaye anlatmaktadır.

Erhan Tuncer, araştırmaları sonucu Ejder’in ölümü ile ilgili edindiği bilgileri şöyle aktarmıştır: “Yadigar Ejder’in Taksim Parkı‘nda donarak öldüğü haberi gerçeği yansıtmıyor. Yadigar aslında 4 Mart 1991’de yemek yemek için girdiği bir lokantanın tuvaletinde beyin kanaması geçiriyor ve orada vefat ediyor.

Cenazesini lokantanın önüne çıkarıyorlar. Onu orada gören insanlar da sokakta öldüğünü sanıyor. Bu kulaktan kulağa ‘Parkta donarak öldü‘ oluyor.

Çünkü işsiz kaldığı dönemlerde gününü o parkta geçiriyor. Aslında öldüğü dönem ambargoyu kırıp iş bulmaya başladığı bir dönem. Öldüğünde 40 yaşında. Çok genç ama ileri düzeyde şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu var.”

Tam işlerini yoluna koymaya başladığı bir dönemde yaşadığı talihsizlikler yüzünden Yeşilçam bir emektarını sefalet içerisinde kaybetti.