Fransa’nın vahşet sicili

Abone Ol

İşgale karşı direndikleri için Fransızlar tarafından öldürülen ve kafaları kesilerek Paris’e götürülen Cezayirli mücahitlerden 24’ünün kafatasları geçen gün Cezayir’e iade edildi.

Fransa’nın başkentindeki İnsan Müzesi’nde dünyanın çeşitli bölgelerinden getirilen binlerce insan kafatası sergileniyor.

Orada hâlâ onlarca Cezayirlinin kafatası var.

Cezayir’de törenle karşılanan ve toprağa verilen kafataslarının iadesinden daha çok neden Fransa’ya götürüldükleri ve bunca yıldır ne hakla Paris’te tutuldukları konuşulmalı.

Konuşulmalı ki Fransa’nın işlediği suçlar ve kanlı sömürgecilik tarihi bir kez daha hatırlansın.

Fransız askerlerin Cezayir’de gerçekleştirdikleri vahşetin boyutlarına yeniden dikkat çekilsin.

O vahşetin içinde filmlere konu olacak acı olaylar var.

Örneğin Cezayirli alim el-Arabi et-Tebessi’nin (Larbi Tbessi) Fransız askerlerce işkence edilerek nasıl katledildiği tüm dünyaya anlatılmalı.

Cezayir’in kuzeydoğusundaki Tebessa kentinde 1895 yılında dünyaya gelen et-Tebessi, 15 yaşındayken Tunus’un güneyindeki Mustafa bin Azuz Medresesi’ne kaydoldu ve daha sonra eğitimine sırasıyla ez-Zeytune Üniversitesi’nde ve Mısır’daki el-Ezher Üniversitesi’nde devam etti.

1927’de Cezayir’e geri dönerek Tebessa’da küçük bir camide imamlık yapmaya başladı.

Direniş ve reform çağrıları sebebiyle Fransızların baskısına maruz kaldı ve Tebessa’dan ayrıldı.

Cezayir’in Fransız işgalinden kurtulması için mücadele veren Müslüman Alimler Cemiyeti’ne katıldı ve 1935’te cemiyetin genel sekreterliğine getirildi.

1947’den kapatıldığı 1956’ya kadar Abdülhamid bin Badis Enstitüsü’nün başkanlığını yaptı.

4 Nisan 1957’de Fransız askerler tarafından evine baskın düzenlenerek gözaltına alındı.

İşgale karşı direnişi desteklediği için ağır işkenceler gördü fakat görüşlerinden vazgeçmedi.

Fransızlar Cezayirli alimi çeşitli işkencelerin ardından akıl almaz bir şekilde idam etti.

Motor yağı ve katran dolu kaynar kazanın içine diri diri atılarak şehit edilen et-Tebessi’nin ne yazık ki bugün bir mezarı dahi yok.

Fransızların vahşice katlettiği Cezayirli mücahitlerden biri de el-Arabi bin Muheydi (Larbi Ben M’hidi).

İşgale karşı mücadelenin öncülerinden olan el-Arabi bin Muheydi, Şubat 1957’de Fransız askerlerince gözaltına alındı.

Korkunç işkencelere maruz kalmasına rağmen işgalcilere silah arkadaşları hakkında bilgi vermeyi reddetti.

Fransızlar Cezayirli mücahidi konuşturabilmek için yüzünün derisini dahi yüzdüler.

İşgale karşı mücadeleye ve bağımsızlık savaşına fikri katkılarından dolayı “Cezayir Devrimi’nin Akil Adamı” olarak da adlandırılan el-Arabi bin Muheydi, günlerce süren işkencelerin ardından Mart 1957’de şehit oldu.

Sorgulamayı gerçekleştiren Fransız general, onca işkenceye rağmen konuşturmakta aciz kaldığı Cezayirli mücahidi elleriyle boğarak öldürdü.

Yaşlı bir alimi canlı olarak motor yağı ve katran dolu kaynar kazana atarak eritmek, işkence altında bilgi almak için bir insanın diri diri yüzünün derisini yüzmek Fransızların sömürgecilik tarihindeki vahşetlerden sadece iki örnek.

Afrika’da Fransızlar tarafından gerçekleştirilen bunlar gibi daha nice cinayet söz konusu.

Fransa, ne yaparsa yapsın kanlı ve kirli geçmişini unutturamaz.