Kanada’nın Ontario eyaletinde 1992–2023 yılları arasında yürütülen geniş kapsamlı bir araştırmada 5.142.339 gebelik incelendi. Bu gebeliklerin 3.451.968’i canlı doğumla sonuçlanırken, araştırmacılar gebelik öncesinde BT (bilgisayarlı tomografi) taraması yaptıran kadınlarda düşük ve doğumsal anomali oranlarının arttığını tespit etti.
KÜÇÜK AMA ÖNEMLİ ARTIŞ
Çalışmaya göre, hiç BT taraması yaptırmayan kadınlarla kıyaslandığında:
- 1 tarama sonrası düşük riski %8, doğumsal anomali riski %6 arttı.
- 2 tarama sonrası düşük riski %14, doğumsal anomali riski %11 arttı.
- 3 veya daha fazla tarama sonrası düşük riski %19, doğumsal anomali riski %15 arttı.
Bu oranlar yüksek görünse de uzmanlar, artışın mutlak değerlerde küçük olduğuna dikkat çekiyor. Örneğin, %10 olan temel risk, üç tarama sonrası %11,9’a çıkıyor.
NEDEN SADECE RADYASYON DEĞİL
Araştırmacılar, risk artışının yalnızca radyasyondan kaynaklanmadığını belirtiyor. Melbourne Üniversitesi’nden jinekolog Alex Polyakov, BT çektiren kadınların çoğunun diyabet, hipertansiyon gibi zaten risk faktörü olan sağlık sorunlarına sahip olduğunu söylüyor.
Benzer şekilde, travma veya kanser şüphesiyle tarama yapılan kadınların zaten yüksek risk grubunda bulunduğu vurgulanıyor.
İLGİNÇ BULGU: BAŞ VE PELVİS TARASI ARASINDA FARK YOK
Londra Üniversitesi’nden biyomedikal mühendis Derek Hill, ilginç bir ayrıntıya dikkat çekiyor:
“Baş bölgesine yapılan BT ile pelvis bölgesine yapılan BT arasında risk farkı neredeyse yok. Halbuki pelvis taramasında üreme organları çok daha fazla radyasyona maruz kalıyor. Bu da riskin asıl nedeninin altta yatan hastalık olabileceğini düşündürüyor.”
ALTERNATİFLER ÖNE ÇIKIYOR
Araştırma ekibi, mümkün olduğunda ultrason ve MR gibi zararsız yöntemlerin öncelikli tercih edilmesi gerektiğini vurguluyor. Yine de birçok durumda, şüpheli bir sağlık probleminin teşhis edilememesi, BT taramasının olası risklerinden çok daha büyük sonuçlar doğurabiliyor.