Gel artık Kemal

Abone Ol

2023 seçimlerinin en akılda kalan sloganlarından biri, Sayın Kılıçdaroğlu’na ait “Ben Kemal, geliyorum” sözüydü. Kemal Bey gelmek şöyle dursun, “hançer siyaseti” ile yerinde dahi kalamadı. Davalara konu olan kurultay sürecinde, yol yürüdükleri tarafından siyaset pazarında bir mütahite satıldı. Ancak köşesine çekilmedi; “siyasetçinin emeklisi olmaz” dedi ve ofisine geçti. CHP’de Özel ve İmamoğlu ile birlikte parti içi dengelerin bir aktörü hâline geldi; “Kılıçdaroğlu kanadı”nı tahkim etti.

İktidara karşı senelerce mücadele veren, bu süreçte; kurşunlarla, yumruklarla sınanan adam, iktidarla işbirliği yapmakla suçlandı. İmamoğlu ve kurultay davalarında konuşmadığı için hakaretamiz ifadelere maruz kaldı. Ve konuştu…

***

Kılıçdaroğlu’nun son paylaşımı, siyasi gündeme bomba gibi düştü. Açıklamasında CHP’nin iki büyük misyonu olduğunu ifade eden Kemal Bey, “hesap sormak için hesap vermek gerekir”, “CHP rüşvet ve yolsuzlukla anılamaz”, “derhal arınmalıdır” gibi ifadeleri art arda sıralayarak temiz siyaset vurgusu yaptı.

İkinci olarak, CHP’nin “devlete istikamet çizen” bir parti olduğuna işaret etti. Partinin, “gönül coğrafyası”na sırtını dönemeyeceğini belirtti. CHP’ye Terörsüz Türkiye Süreci’nde mutlaka bir aktör olarak, devletin âli menfaatleri noktasında pozisyon almasını öğütledi. Konuşmasının son bölümünde ise “hak, hukuk ve adalet yürüyüşümüze devam edeceğiz” diyerek bir yandan millete, diğer yandan kendisini kuyuya atanlara “buradayım” mesajı verdi.

Öyle bir konuştu ki; bu kez masayı yumruklayan kendisi değil bu sözlerin muhatapları oldu.

***

Yukarıda özetlemeye çalıştığım konuşma, dikkatli bakıldığında detaylarla da fotoğraflandırılmış bir konuşmaydı. Kılıçdaroğlu’nun arkasında yer alan “tarihi” ve “Atatürk” temalı “TBMM” tablosu; Kemal Bey’in hangi motivasyonla hareket ettiğini gösteren, Silivri kapılarına savrulan yeni CHP’ye nerede durması gerektiğini hatırlatan, “özüne dön, kendine gel” çağrısı yapan bir fotoğraftı.

Bir başka mesaj ise masanın üzerinde yer alan üç kitap…

“Orta Doğu” ile emperyalizme karşı Türkiye

“Yunusça Bakmak” ile barış süreci

“Adalet” ile kendisiyle özdeşleşen siyasi yürüyüş işaret edildi.

Su, şeffaflığı ve temiz siyaseti; Türkiye rozeti ortak paydayı ve birlik-beraberliği hatırlattı. Yalnız benim dikkatimi çeken bir detay daha oldu; Kırmızı dosya. Acaba içinde ne yazıyordu?

Durun, ben tahmin edeyim:

“Ben Kemal, dönüyorum”

***

Vallahi hiç fena olmaz. Kendisi ile ilgili sayısız eleştiri yapmış biri olarak söylüyorum; yüzünü, sesini özlemişiz yahu…

“Yak gel bildiğin ne varsa”

“Gel Muharrem” edasıyla değil ha! Samimi olarak söylüyorum;

Bunlar seni mumla arattılar.

Mahkeme kapısından al partiyi, getir TÜİK’in kapısına.

Ankara’dan Diyarbakır’a bir “barış yürüyüşü” yap.

“Beytü’l-mal” ın muhafızlığına soyun yeniden. Ama…

Dikkat et bu kez sırtını döndüklerine.

Ve dahi bastığın yerlere dikkat et.

***

Velhasılı kelam

İstersen yine yenil, yeniden yenil

Ama dürüst ve temiz siyasetinden ödün verme,

Ne olursa olsun, kim ne derse desin

CHP’nin de, Türkiye’nin de bugünlerde sana ihtiyacı var.

Gel artık Kemal.