Göz Altı Morluklarından Çok Daha Fazlası

Abone Ol

Sabahları aynaya baktığında sadece yorgun gözlerini mi görüyorsun, yoksa içinde taşıdığın ağırlıkları da fark ediyor musun? Aynalar çoğu zaman cildimizi gösterir ama asıl yansıyan, ruhumuzun yorgunluğudur. Ve bu yorgunluk, göz altı morluklarında değil; sessizce içimize çöken duygularda saklıdır.

Kişisel bakım deyince çoğumuzun aklına kozmetikler gelir. Krem sürmek, saç şekillendirmek, yüz temizlemek... Elbette bunlar önemlidir. Ama insan yalnızca beden değildir. Ruh da bakım ister. Çünkü beden aynada görünür, ruh ise aynaya bakarken kendimizi nasıl hissettiğimizde ortaya çıkar.

Göz altı morlukları geçicidir; uykusuzlukla, serumlarla, belki biraz dinlenmeyle silinir gider. Ama içimizde kemirilen endişeler, bastırılan kaygılar, konuşulmayan kırgınlıklar... İşte onlar kolay kolay geçmez. Onlar için sabır gerekir. Anlayış gerekir. En önemlisi, kendine şefkat göstermek gerekir.

Çoğu zaman başkaları için anlayışlı oluruz, ama sıra kendimize geldiğinde acımasız oluruz. Oysa en çok kendimize nazik olmaya ihtiyacımız var. Çünkü cilt altındaki koyuluklardan önce, kalp altındaki yükler temizlenmeli.

Kendini kötü hissettiğin bir sabah, aynaya baktığında şunu hatırla: Sen sadece göz altı morluklarından ibaret değilsin. Yorgun görünmen, güçsüz olduğun anlamına gelmez. Tam tersine, hayatla mücadele ederken hâlâ ayakta kalabildiğini gösterir.

Bakım, yalnızca dış görünümle sınırlı kaldığında eksik olur. Gerçek bakım, “Bugün iyi değilim ama bu da geçecek.” diyebilmektir. Göz altı morluğunu kapatmak değil, o morluğun sebebini anlamaya çalışmaktır.

Çünkü en pahalı serum bile iç huzurun yerini tutamaz. En ışıltılı makyaj bile içten gelen bir gülümsemenin sıcaklığını veremez.

Unutma, bakım dıştan başlar gibi görünse de, içten gelen iyilikle tamamlanır. Ve en derin iyileşme, kendine gösterdiğin anlayışla başlar.