Yaşadığımız çağ, dünyanın neresinde bir hadise olsa kısa sürede haberdar olacağımız, bilgiye kolayca eriştiğimiz bir yapıya sahip.
Küresel bir köy haline gelen dünyamızda, hiçbir acı artık bizden uzak kalmıyor.
İletişim imkanlarının bu denli geliştiği bir dönemde, yaşanan dramlara karşı gözlerimizi kapatabilir, kulaklarımızı tıkayabilir miyiz?
Yaşananları görmezden gelirsek insanlığımızdan geriye ne kalır?
Bütün gelişmeler gözümüzün önünde oluyorken, haksızlık, hukuksuzluk ve namussuzluk karşısında bu dünya neden bu kadar sessiz?
Dünya vicdanını mı yitirdiyoksa?
Çocukları aç bırakmak, bir lokma ekmek ya da un yardımı almak için feryat eden anneleri vurmak, nasıl bir alçaklığın tezahürüdür?
Bir de bu gaddarlığı, insanlık dışı vahşeti kutsal bir inanca bağlamak!
Nasıl bir inançtır sizinkisi ki, insana kıymaktan imtina etmiyor, nasıl bir vicdandır sizinkisi ki, insanları açlıkla karşı karşıya bırakmaktan geri duymuyorsunuz?
İnsan kendi vicdanını öldürmeden bunları asla yapamaz.
Yüzbinlerce insanı öldürdüğünüz yetmedi, şimdi insanları açlıkla boğmak, nasıl bir insanlık dışılığın zirvesidir?
Vicdanını yitirmiş, kalplerini karartmış bu zalimlerle aynı insanlık paydasında buluşamayız bile; zira vicdanını yitirenlerle insanlık köprüsü kurulmaz.
Bu ayıp, insanlığın alnına kazınmış, nesiller boyu silinmeyecek bir kara lekedir.
Tarihin utanç sayfaları, bu tür zulümleri işleyenlerin isimleriyle doludur.
Sizler insanlığın yüz karasısınız.
Canilikte birbirlerinizle yarışıyorsunuz.
Vicdanlarını öldürmüş sizlere veyl olsun!
Bu kare lekeyi asla temizleyemeceksiniz.
Bu zulmü ilelebet sürdüremeyeceksiniz.
Kendi ateşinizi harlamaktan başka bir şey yapmıyorsunuz.
Tarih, gücüyle şımaran nice zalimin, zulümlerinin kendi sonlarını getirdiğine tanıktır.
Güçlü oluşunuz sizleri şimarttı.
Unutmayın ki, mazlumların ahı asla yerde kalmaz, sessiz çığlıkları bir gün mutlaka yankılanır.
İlahi adalet er ya da geç tecelli eder ve hiçbir zalim, işlediği zulmün bedelinden kaçamaz.
Ektiğiniz zulüm ateşi sizi birgün mutlaka bulacak.
Allah’ın ve meleklerin laneti, bu masum çocukları öldüren, açlığa mahkûm eden canilerin ve onlara çanak tutanların üzerine olsun!
İnsanlık vicdanı, bu utanca karşı harekete geçmeli, zulme dur demelidir; zira susmak, bu insanlık suçuna ortak olmaktır.
Zira sustukça insanlığımızdan birşeyler bizden uzaklaşıyor gibi.
İnsan kalmak istiyorsak vicdanımızın sesini dinlemeli ve onu kaybetmemeliyiz.