Hayal Kurmak Serbest

Abone Ol

“Artık çocuk değilsin.”
“Büyü artık.”
“Gerçeklerle yüzleş.”

Ne kadar tanıdık cümleler değil mi?
Büyümek sanki hayal kurmaktan vazgeçmekle eşdeğer tutuldu.
Sanki hayal etmek, yalnızca çocuklara verilmiş geçici bir ayrıcalıktı.
Ama biz unuttuk: Hayal kurmak, yaşamanın bir yan etkisi değil, tam da özü.
Ve çocukluktan çıkmak, hayal kurmayı bırakmak zorunda olmak demek değil.

Yetişkinlik nedense hep sorumlulukla, ciddiyetle, hesap kitapla tanımlandı.
İyi bir kariyer, sağlam bir gelir, düzenli bir yaşam…
Ama bütün bunların arasında gözden kaçan bir şey var:
Hayal kurma hakkı.
O hak hâlâ sende.
Ve aslında belki de en çok şimdi ihtiyacın var ona.

Hayal kurmak kaçmak değildir.
Aksine, bulunduğun yerden başka bir yer inşa etmeye cesaret etmektir.
Zihninde kurduğun bir ihtimal, gün gelir gerçeğine dönüşebilir.
Çünkü her değişim, önce bir düşünceyle başlar.
Ve sonra bir dilek, bir istek, bir vizyon…
Hayaller, yolculukların pusulasıdır.

Gerçekler elbette vardır.
Ama hayaller, o gerçeklerin şekil alabileceği alanı yaratır.
Yani biri diğerini yıkmaz; doğru kurgulanırsa, birbirini besler.

Bugünün dünyasında umut pahalı.
Gelecek kaygısı, ekonomik belirsizlikler, toplumsal baskılar…
Tam da bu yüzden hayal kurmak artık bir lüks değil, bir direniş biçimi.
Karamsarlığa karşı bir panzehir.
İnanca tutunmanın yolu.

Bu yazı, sana “büyüme” baskısına karşı küçük bir isyan çağrısıdır.
Çünkü büyümek, hayal kurmamak değildir.
Tam tersi: büyüdükçe daha büyük hayaller kurmaktır aslında.
Kendine o izni ver.
Sadece olması gerekene değil, olmasını isteyebileceğin şeylere de alan aç.

Bir şeyi hayal edebiliyorsan, ona ihtiyacın var demektir.
Ve bazen o ihtiyaç, seni olduğun kişiden daha büyük birine dönüştürür.
Sana seni hatırlatır.

Unutma:
Her şey önce bir hayaldi.
Ve her hayal, bir ihtimaldir.
Hayal kurmak serbest.
Hem de her yaşta.