Hizbullah hücresi

Abone Ol

Körfez ülkeleri, birkaç gündür Kuveyt’te deşifre edilen Hizbullah hücresini ve ele geçirilen silahları, örgütün bu ülkelerdeki faaliyetlerinin boyutunu ve amacı konuşuyor.

Kuveyt güvenlik güçleri, perşembe günü kuzeyde sınıra yakın El Abdeli bölgesinde bir evin altında 19 ton silah ve mühimmat ele geçirildiğini açıkladı.

Yer altında özel olarak hazırlanmış ve betonla güçlendirilmiş gizli bölmede ele geçirilenler arasında 144 kg patlayıcı, 68 tabanca ve 204 el bombası da var.

Ülkenin farklı bölgelerinde aynı şekilde gizlenmiş daha başka cephaneliklerin olduğu söyleniyor.

Bütün bu silahlar ve mühimmat şüphesiz bir planın varlığına ve Kuveyt’te bir şeylerin hazırlığına işaret ediyor.

Velid El Tabatabai, Abdullah El Nefisi ve benzeri politikacılar ve entelektüeller, uzun bir süredir ülkede darbe planı yapıldığına dikkat çekiyordu.

Hatta eski milletvekili El Tabatabai, İran’ın veliaht prensi değiştirme girişiminden bahsettiği için gözaltına alınıp sorgulandı.

Abdullah El Nefisi, Kuveytli gençlerin Kızıldeniz’de İran’ın Eritre’den kiraladığı Dahlak adalarında Husilerle birlikte eğitim aldığını iki yıl önce söylemişti.

Yazar Aişe El Reşid, bir yıl önce katıldığı bir televizyon programında Irak’tan ve İran’dan ülkeye füze dahil her türlü silahın sokulduğunu anlatmıştı.

El Reşid, geçen Şubat ayında yaşanan elektrik kesintisi sırasında Kasım Süleymani’nin darbe girişimini organize etmek üzere gizlice ülkeye girdiğini iddia ettiği için “asılsız haberler yaymak” ithamıyla gözaltına alındı ve daha sonra kefaletle serbest bırakıldı.

O uyarıların ne kadar haklı olduğu şimdi daha iyi anlaşılıyor.

Ortada bir miktar yasa dışı silah ve mühimmat ele geçirilmesinin ötesinde bir durum var.

Hücre üyelerinin sorgularında İran Devrim Muhafızları tarafından eğitildiklerini itiraf etmeleri bunun en önemli kanıtı.

Kuveyt Şiileri İran’da, Irak’ta ve Lübnan’daki kamplarda silah ve patlayıcı eğitimi alıyor.

Ülkedeki Şiilerin önde gelen isimlerinin, Irak’ta Şii “El Haşd El Şaabi” milisleri saflarında savaştıklarını gösteren fotoğraflar yayınlanıyor.

Kuveyt yönetimi de bu konuda Şiilere karşı gayet toleranslı davranıyor.

Bu nedenle Kuveytliler öfkeli.

Deşifre edilen Hizbullah hücresinin ve ele geçirilen onca silah ve mühimmatın göz ardı edilmesinden ve üzeri örtülerek geçiştirilmesinden endişeliler.

Irak’ın Kuveyt’i işgalinden bu yana ülkeye yönelen en ciddi tehdidin sıradan bir “ruhsatsız silah” davasına dönüştürülmesini istemiyorlar.

Olayla ilgili yayın yasağı getirilmesine bakınca endişelerinde haksız da değiller.

Hizbullah’ın Körfez ülkelerinde ciddi bağlantıları ve yatırımları var.

Lübnanlı ve Körfez Şiilerinden işadamlarının şirketlerindeki ortaklıkları sayesinde Hizbullah’a Körfez ülkelerinden ciddi miktarda para akıyor.

Paraların bir bölümü İran’ın ve Hizbullah’ın bu ülkelerdeki faaliyetlerini finanse etmede kullanılıyor.

Yatırımlar, aynı zamanda İran yanlısı işadamlarının nüfuzunun artmasını sağlıyor ve dolayısıyla onlar için bir tür dokunulmazlık zırhı oluşturuyor.

Körfez ülkelerinin Sünni halkları bu durumdan gayet rahatsız.

Sünnilerin zekat ve sadakalarına getirilen ciddi denetimin aynı şekilde Şiilerin “humus” paraları için de uygulanmasını isteyen sesler her geçen gün biraz daha yükseliyor.

Kuveyt, Lübnan’dan “Hizbullah hücresi” olayına karışanların gözaltına alınıp sorguya çekilmesini istemiş.

Herkes biliyor ki, Refik El Hariri’nin katillerini yargılayamayan Lübnan’ın bunu yapmaya gücü yetmez.

“Hizbullah hücresi” skandalının daha fazla büyümesi beklenmemeli.