Gündem

İBB iddianamesi tamamlandı!

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca "İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütü"ne yönelik yürütülen soruşturmada 105'i tutuklu 402 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı. İmamoğlu için 828 yıldan 2352 yıla kadar hapis istendi

Abone Ol

SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ :


Mali nitelikli suçların işlenmesi yoluyla elde edilen sermayeyle maddi zenginleşmenin yanı sıra örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun mensubu olduğu siyasi parti olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin ele geçirilmesi ve sonrasında gerçekleştirilecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde örgüt liderinin aday gösterilmesi için fon oluşturulması amacını matuf “İMAMOĞLU ÇIKAR AMAÇLI SUÇ ÖRGÜTÜ” kapsamındaki örgüt mensupları ile bağlantılı oldukları şahısların eylemlerini konu alan iddianamemiz (7) ayrı bölümden oluşmakta olup birinci bölümde suç örgütünün genel yapısı ve özellikleri, ikinci bölümde soruşturmanın genel özeti, üçüncü bölümde örgüt liderinin Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde Beylikdüzü İlçesinde gerçekleştirdikleri eylemleri, dördüncü bölümde örgüt liderinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı (İBB) olduğu dönemde örgütün tıpkı bir ahtapotun kolları gibi ilimiz geneline yayılan eylemleri, beşinci bölümde örgüt liderinin İBB Başkanı olduğu dönemde İBB’ne bağlı iştirak şirketleri eliyle gerçekleştirilen eylemleri, altıncı bölümde örgüt mensubu olan şüphelilerin örgütsel konumlarına dair tahlilleri ve yedinci(son) bölümde ise hakkında kamu davası açılan şüphelilerin üzerine atılı eylemlerle ilgili suç tasnifleri ve sevk maddelerine yer verilecektir.

1.BÖLÜM

1.1. İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün Yapılanması ve Özellikleri

Bilindiği üzere örgüt kurmak işlenmesi amaçlanan suçlar açısından sadece bir araç niteliğindedir. Örgüt; soyut bir birleşme olmayıp bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki bazı örgüt yapılanmalarında gevşek bir nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır. Örgütün varlığı için suç işlemek amacı etrafındaki fiili birleşme yeterlidir. Örgüt niteliği itibarıyla devamlılık arzeder. Bu itibarla kişilerin belli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi halinde örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur. İştirak ilişkisinden bahsedebilmek için suç ortakları nezdinde suçun, konu veya mağdur bakımından somutlaşması gerekir. Buna karşılık örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağdur itibarıyla somutlaştırılması zorunlu değildir. Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması aranmalıdır. İstikrar kazanmış Yargıtay kararlarında; örgütün çıkar elde etmek için üç veya daha fazla kişiden oluşan, hiyerarşik biçimde yapılanmış sürekli ve disiplinli işbirliği öngören ve amaca yönelik suçları işlemek için oluşturulmuş bir grup olduğu ifade edilmektedir. Mevcut mevzuatımıza göre ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 220’nci maddesinde düzenlenen "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" suçu bakımından atılı suçun işlendiği ve örgüt varlığının kabul edilebilmesi için; üye sayısının en az üç kişi olması, üyeler arasında soyut bir birleşme değil gevşek de olsa hiyerarşik bir ilişkinin bulunması, suç işlenmese bile suç işlemek amacı etrafında fiili bir birleşmenin olması, niteliği itibariyle devamlılık göstermesi gereklidir.

Örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması da aranmalıdır. Örgüt yapılanmasında işlenmesi amaçlanan suçların konu ve mağdur itibariyle somutlaştırılması mümkün ancak zorunlu değildir. Kendilerine bu şekilde yer bulan suç örgütü liderleri öncülüğünde faaliyet gösteren organize suç örgütleri gizlilik, devamlılık, çeşitlilik, hızla değişime ayak uydurabilme gibi bir çok yeteneklere sahip ve haksız kazanç elde etme amacı doğrultusunda kurulmuş bir suç şirketi gibi hareket etmektedirler.

Suç işlemek için örgüt oluşturmak toplumda hakim olan düzen açısından tehlike arz ettiğinden, kanun koyucu, işlenmesi amaçlanan suçlar açısından sadece bir araç niteliğindeki suç işlemek amacıyla örgüt kurma eylemini bağımsız bir suç olarak düzenlemiştir. Kanunun suç saydığı fiilleri işlemek cezai sorumluluğu gerektirirken, bu fiilleri işlemek amacıyla bir yapılanma oluşturmak veya bu yapılanmanın içinde bulunmak ya da bu yapılanma kapsamında suç olarak belirlenmiş diğer davranışları gerçekleştirmek de suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun düzenlenmesiyle kanunda ayrıca cezai yaptırıma bağlanmış fiiller olarak belirlenmiş durumdadır. Burada ceza hukukundaki hazırlık hareketlerinin cezalandırılmaması şeklindeki genel kurala bir istisna getirilerek kamu düzeni, kamu güvenliği ve barışı açısından özel ve somut bir tehlikelilik halinin ortaya çıkması nedeniyle toplum yararı gözetilerek amaç suçlara ilişkin tehlike suçu niteliğindeki hazırlık hareketleri bağımsız bir suç kapsamına alınarak cezalandırılmaktadır. Bu suç tipinin düzenlenmesiyle korunan hukuki menfaat; kamu güvenliği ve barışı, dolayısıyla bireyin güvenli bir şekilde barış içinde yaşama hakkıdır. Kanun koyucu suç teşkil eden fiillerin sistemli bir biçimde, belirli bir organizasyon dahilinde işlenmesinin önüne geçerek toplumun huzur ve refah içerisinde varlığını sürdürmesini sağlamak istemektedir.

Şüpheli Ekrem İmamoğlu liderliğinde kurulan ''İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün'' silahlı olmadığı, maddi menfaate dayalı ve çıkar amaçlı kurulduğu, örgüt lideri dahil olmak üzere yönetici ve üye kadrosunda yer alan kişilerin bir kısmının kamuda (belediyelerde ya da bağlı iştiraklerde) görevli oldukları, bundan kaynaklı olarak örgütün; gerçekleştirmiş olduğu eylemlerinde daha çok kamunun kendilerine sağlamış olduğu gücü kullandıkları, hem örgüte mensubiyeti bulunan şüphelilerin hem de örgütün oluşturduğu ''sisteme'' para aktaran şüphelilerin kendi çıkarlarının da örgüt çıkarları ile paralel nitelikte olmasından kaynaklandığı, ''sisteme'' doğrudan veya dolaylı olarak para aktarmak zorunda kalan mağdur kişilerin ise örgütün kamusal gücünden korktukları anlaşılmıştır.

Aşağıda anılan suç örgütünün Türk Ceza Kanunu’nun 220’nci maddesinde yer alan suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunun unsurları açısından değerlendirilmesine yer verilecektir:

1.1.1. En Az Üç Kişiden Oluşması

Örgütün amacı kanunda suç sayılan fiilleri işlemek olduğundan örgütün bu amacı gerçekleştirmesinin yapısal olarak mümkün olması, bunun için de ilk olarak örgütün amaçlanan suçları işlemeye elverişli bir yapıya sahip olması gerekmektedir. Yapısal olarak amaç suçları işlemekten aciz bir birliktelik olması halinde suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütten de bahsedilemeyecektir. Ayrıca suç işlemek amacına ulaşmaya çalışacak birlikteliğin üye sayısı, yapıyı amacına ulaştırmaya yeterli olmalıdır. Üçten az üyesi bulunan oluşumların örgüt vasfı taşımayacağı kanunla belirlenmiştir. Hangi sayıya ulaşıldığında ise amaç suçları işlemeye yetecek kadar üyeye sahip olunacağı net olarak ortaya konulmamıştır. Bu durumda her olayın kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Soruşturma konusu eylemlerin şüpheli Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan suç örgütü bünyesinde suç işlemek amacıyla üç kişiden daha fazla şüphelinin bir araya geldiği, yapılan çalışmalar kapsamında suçu organize ettiği tespit edilen lider, yönetici ve örgüt üyelerinin görev mahiyetlerinde birlikte hareket ediyor olması ve bu şahısların da birbirleri arasında kademeli bir bağın bulunması, tek bir organizasyon çerçevesinde suçların işlendiğini göstermektedir.

1.1.2. Hiyerarşik Yapısı

Soruşturma konusu olayların incelenmesi neticesinde; haksız kazanç temin etme amacıyla bir araya gelen suç örgütü lider, yönetici ve üyelerinin bu eylemlerinin gerçekleştirilmesi ve elde edilen haksız kazancın örgüt içerisinde paylaşılması sürecinin tamamen belirli bir iş bölümü içerisinde gerçekleştirildiği anlaşılmıştır. Hiyerarşik ilişki; emir alan veya veren yani bir alt- üst ilişkisi olarak ifade edilmektedir. Eğer kişilerin organizasyon içerisindeki konumu aynı olursa genel suç ortaklığı diğer bir adıyla suça iştirakten bahsedilir. Suça iştirak örgütlenme olmayıp suç işlendikten sonra yeni bir suç işleme amacı taşımamaktadır. Bu nedenle TCK’nun 220’nci maddesi kapsamında suç işlemek amacıyla örgüt kurmadan bahsetmek için üyeler arasında bir hiyerarşi bulunmalıdır. Hiyerarşik yapının gevşek ya da katı olması arasında fark yoktur. Hiyerarşik yapının varlığı örgüt oluşumu için yeterlidir. Organizasyon ya da hiyerarşik ilişki dar anlamda örgüt kavramından söz edebilmek için aynı amaç etrafından bir araya gelen kişilerin bir hiyerarşik ilişki geliştirmeleri de gerekmektedir. Hiyerarşik ilişki, örgüt üyelerinin bir veya birden fazlasının örgütün faaliyetlerini planlaması, iş bölümünü belirlemeleri ve buna göre diğer örgüt üyelerine roller vermeleri, tüm bunlar için de diğer örgüt üyelerine emir veya talimat verme yetkisine sahip olmaları, diğer örgüt üyelerinin de organizasyon içinde kaldıkları müddetçe bu konuda verilen talimatları yerine getirmekle yükümlü olduklarını kabul etmeleridir. Buna göre hiyerarşi ilişkisi bir astlık-üstlü ilişkisini ifade etmektedir. Bu suretle örgüt, koordine hareket edebilecek, değişen ve gelişen durumlara karşı reaksiyon alabilecektir.

Liderliğini şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun yapmış olduğu suç örgütünün yöneticiliğini şüpheliler Murat ONGUN, Ertan YILDIZ, Fatih KELEŞ, Adem SOYTEKİN, Murat GÜLİBRAHİMOĞLU ve Hüseyin GÜN yapmaktadır. Bazı örgüt üyeleri ise (şüpheliler Tuncay YILMAZ, Mehmet Murat ÇALIK, Resul Emrah ŞAHAN, Yakup ÖNER, Mustafa AKIN, Yiğit Oğuz DUMAN, Cevat KAYA, Seza BÜYÜKÇULHA ve Mehmet PEHLİVAN gibi) arasında herhangi bir örgüt yöneticisi olmaksızın doğrudan örgüt liderine bağlı hareket edip liderden almış olduğu emir talimatları yerine getirmektedir.

Suç örgütünün üye ya da yöneticilerinin bir kısmı, örgüt liderinde olduğu gibi kamu görevlilerinden oluşmaktadır. Örgütün yapılanmasının da kamu kurumları (Belediyeler, İBB ve bağlı iştirakleri) içerisindeki ilişkilerle oluştuğu ve kamunun sağlamış olduğu nüfuz ve kaynakları kullanarak örgütün büyümesi gerçekleşmekle birlikte örgüt içerisindeki şüphelilerin örgüt içi hiyerarşik yapıdaki bulundukları pozisyon ile örgüt üyesi ya da yöneticilerin resmi görevleri olan kamu kurumu içerisindeki görev tanımları arasında farklılıklar mevcuttur. Yani kamuda görevli olmayan ve herhangi bir memuriyet sıfatı bulunmayan bir örgüt üyesinin, doğrudan örgüt liderinden veya örgüt yöneticisinden aldığı talimatla bir kamu görevlisine emir vermekte, ne yapacağı ya da neyi nasıl yapacağı konularında direktiflerde bulunmaktadır.

Ayrıca Belediye içerisinde görevli olan ve aynı zamanda örgüt hiyerarşisi içerisinde yer alan bir şahsın belediyede sorumlu olduğu birimin dışındaki başka bir birimin müdürüne/çalışanına emir ve talimatlar verdiği görülmektedir. Bu durum, örgütün hiyerarşik düzeninin, kamu kurumları içerisinde kamudaki görevlerinden bağımsız bir misyon ve görevlerinin olduğu, hiyerarşik ilişkinin kamudaki görevlerinden tamamen bağımsız olduğu, kamu içerisinde harici bir yapılaşmanın ve ''sistemin'' oluştuğu ve işlediğini göstermektedir.

Soruşturma kapsamında elde olunan başta etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan örgüt mensuplarının beyanları olmak üzere tüm deliller bir arada nazara alındığında örgütün hiyerarşik yapısını gösteren Ekrem İmamoğlu Çıkar Amaçlı Suç Örgütü şemasına ve örgüt mensuplarının konumlarına aşağıda yer verilmiştir:


1.1.2.1.Örgüt Lideri ve Kurucusu Ekrem İmamoğlu

Suç örgütü kurucusu ve lideri şüpheli Ekrem İmamoğlu hakkında yapılan açık kaynak çalışmalarında;

Ailesinin 1987'de Trabzon’dan İstanbul'a taşındığı, ilk olarak Üsküdar'ın Bağlarbaşı semtinde ikamet eden ve iki yıl sonra Kadıköy'ün Göztepe mahallesine yerleşen İmamoğlu ailesinin Beylikdüzü'nden ilk arsasını 1991 yılında aldığı, bu tarihten sonra inşaat işlerine başlayan ailenin şirketinde çalışan Ekrem İMAMOĞLU’nun 1992'de Güngören'de açtıkları İmamoğlu Akçaabat Köftecisi'ni işlettiği, şahsın askerliğini Hava Er Eğitim Tugayı'nda yaptığı, 2002 ve 2003 yılları arasında Trabzonspor'un yönetim kurulunda yer aldığı, bilahare Trabzonspor başkan yardımcılığını yaptığı, daha sonra Beylikdüzü Spor Kulübü'nde yöneticilik yaptığı, ilkokul, ortaokul ve liseyi Trabzon ilinde bulunan Trabzon Lisesinde tamamladıktan sonra üniversiteyle ilgili olarak KKTC'nde önce Doğu Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümünü kazandığı, fakat birkaç gün sonra kaydını Girne Amerikan Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümüne aldırdığı, ailesinin 1987 yılında İstanbul'a taşınmasının ardından KKTC'de iki yıl eğitim gördüğü, 1990 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi İngilizce İşletme Bölümüne yatay geçiş yaparak öğrenimine burada devam ettiği, 1994 yılında mezun olduğuna dair bilgiler olsa da mezun olduğu üniversite ve mezuniyet diplomasının sahte olduğu ve bu sahte belgeyi bilahare kullandığı gerekçesiyle Cumhuriyet Başsavcılığımızca başlatılan soruşturma sonucunda hazırlanan iddianame neticesinde kovuşturmasının devam ettiği, 1995 yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalında başladığı yüksek lisans (MBA) eğitimine bir süre ara verdiği, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde öğrenci affından yararlanarak yüksek lisans eğitimini tamamlandığı,

Devamında 16 Eylül 2009 tarihinde CHP Merkez Yürütme Kurulu tarafından CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı'na atandığı, 27 Aralık 2009'da yapılan CHP Beylikdüzü İlçe Kongresi'nde seçilen ilk ilçe başkanı olduğu, 18 Mart 2012'de yapılan CHP Beylikdüzü 2. Kongresi'nde yeniden ilçe başkanı seçildiği, 15 Temmuz 2013'te CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı görevinden istifa ettiği, 2014 yerel seçimlerine CHP'nin Beylikdüzü Belediye Başkan adayı olarak katıldığı ve Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildiğine dair bilgilerin yer aldığı anlaşılmıştır.

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun 2014 yılında Beylikdüzü Belediye başkanı olarak göreve başladıktan sonra ilk olarak 2015 yılında kendi başkanlığı yetki alanındaki inşaatlarda ruhsat, imar, iskan gibi belediye işlemlerinde çeşitli usulsüzlükler yaparak firma sahiplerinden maddi menfaat temin eden bir yapılanma kurduğu anlaşılmıştır.

Bilindiği üzere bir inşaat yapılırken belediyeden belirli izinlerin alınması gerekmektedir. Bu soruşturma kapsamında Ekrem İMAMOĞLU’nun kurduğu belediyedeki bu yapılanmanın yetkisini kötüye kullanarak proje/arsa sahiplerine gerekli izinlerin verilmesi neticesinde maddi menfaat temin etmeye başladığı, bununla birlikte imarsız alanları imara açma, yapılardaki usulsüzlükleri görmezden gelme gibi eylemlerde de bulunduğu, yapılanmada Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN’in Ekrem İMAMOĞLU’nun talimatlarıyla hareket ederek firma sahipleriyle görüştükleri, inşaat projelerindeki usulsüzlüklerden elde edilen maddi menfaatin firmaların sahiplerinden rüşvet olarak alınmasından sorumlu oldukları, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın belediyede imardan sorumlu başkan yardımcısı olduğu, imar ile ilgili usulsüzlüklerdeki işlemlerde rolü olduğu, Tuncay YILMAZ isimli şahsın ise İMAMOĞLU İnşaat unvanlı firmanın müdürü olduğu Ekrem İMAMOĞLU’nun talimatıyla inşaat firması sahipleri ile maddi menfaat görüşmelerini yürüttüğü,

Ekrem İMAMOĞLU ve Fatih KELEŞ, Adem SOYTEKİN, Mehmet Murat ÇALIK, Tuncay YILMAZ’ın imar izni, yapı ruhsatı, iskan verilmesi için kişilerden maddi menfaat elde ettikleri ve şahısların bu gaye ile biraraya geldikleri, bu şekilde ekonomik çıkar sağlamak üzere bir suç örgütünün kurulduğunun anlaşıldığı,

Bu süreçte 2015-2019 yılları arasında suç örgütünün 14 farklı başta rüşvet ve suç gelirlerinin aklama suçları olmak üzere muhtelif suçlara vücut veren eylemlerinin tespit edildiği, eylemlerin tümüne şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun bizzat iştirak ettiği ve yönlendirdiği,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun kurmuş olduğu çıkar amaçlı suç örgütünün temellerini Beylikdüzü Belediyesi'nde yapmaya başladığı usulsüzlüklerle attığı, bahse konu suç örgütünün eylemleri neticesiyle elde ettiği maddi menfaati ise 2019 yılında İBB başkanı seçilebilmesi amacıyla kullandığı,

Sonuç olarak kurulan bu suç örgütünün liderinin Ekrem İMAMOĞLU olduğu, Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN’in bizzat rüşvet görüşmelerini yönettiği, suç örgütünün yöneticileri konumunda oldukları, Mehmet Murat ÇALIK’ın İmardan sorumlu Belediye Başkan Yardımcısı olarak bizzat usulsüz işlemlerde rol aldığı, Tuncay YILMAZ’ın ise yine Ekrem İMAMOĞLU’nun ortağı olduğu İmamoğlu İnşaat genel müdürü olarak rüşvet eylemlerine iştirak ettiğinden örgüt üyeleri oldukları anlaşılmış, aşağıdaki “şahıs tahilleri” kısmında örgüt içerisindeki faaliyetleri ayrıntılı şekilde izah edilmiştir.

1.1.2.2. Yönetici Kadrosu

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yönetici pozisyonda bulunan şüpheli Fatih KELEŞ'in, İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı döneminde şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun danışmanı ve İBB Spor Kulübünün başkanı olduğu, 2009-2013 yılları arasında örgüt liderinin başkanlığını yaptığı CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı'nda örgüt lideriyle birlikte Yönetim Kurulu’nda görev aldığı, 2014-2022 dönemlerinde Beylikdüzü Belediyesinde CHP Meclis üyesi olarak yer aldığı, aynı zamanda şahsın Beylikdüzü Basketbol Kulübünün kurucularından olduğu ve 2018 yılında da söz konusu basketbol spor kulübünü başkanlığına getirildiği, örgüt liderinin gizli kasası olduğu, örgütün oluşmaya başladığı dönemden günümüze kadarki olan tüm süreçlerde aktif bir şekilde rol oynadığı ve örgütün en önemli yöneticisi konumunda bulunduğu, şöyle ki iş insanları ile olan rüşvet görüşmelerini ya da rüşvetin teminine aracılık yaparak ''sisteme'' dahil ettiği nakil para akışı sağlanmasına yönelik para alışverişine ilişkin görüşmeleri İBB Başkanlık konutunda bizzat kendisinin gerçekleştirdiği, belediye içerisinde başka herhangi bir sıfat ya da sorumluluğu bulunmamasına rağmen İBB'nin Floryada'ki başkanlık konutunu dahi kullanan ve örgütte 'yönetici' pozisyonunda yer almasından ötürü İBB'ye bağlı herhangi bir iştirak ya da Genel Sekreterliğin çıkacağı ihalelerin yönetimi, ihaledeki hakedişlerin ödenmesi, ihalelerin kimlere verileceği, kimlerin ihalelere davet edileceği, örgütün iş insanlarından imar, iskan ya da ruhsat başvurularına karşı belediye başvuruları sonrasında belediye görevlileri ile iş insanları arasındaki pazarlık süreçlerinden sonra anlaşılan miktara ilişkin olan rüşvetin ödenmesi ve rüşvetin temini süreçlerine aracılık ederek kurulan ''sisteme'' ciddi miktarda para akışı sağlanması gibi önemli süreçleri yürüttüğü,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yönetici pozisyonda bulunan şüpheli Murat ONGUN'un, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nda başkan danışmanı ve İBB iştiraklerinden olan Medya AŞ'nin yönetim kurulunda görevli olduğu, belediye içerisinde başka herhangi bir sıfat ya da sorumluluğu bulunmamasına karşın örgütte 'yönetici' pozisyonunda yer almasından ötürü İBB'ye bağlı iştirakler olan Medya AŞ ve Kültür AŞ ile Emlak Yönetimi Dairesi Başkanlığı'na ilişkin tüm talimatları verdiği; reklam panolarının asılması, kaldırılması, kimlerden bu işlemler karşılığında ne kadar paraların alınacağı, bu birimler bünyesinde gerçekleşecek olan ihaleye girecek olan firmaların belirlenmesi, yapılacak olan ödemeler, sosyal medya ve basın yapılanması gibi önemli süreçleri yürüttüğü,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yönetici pozisyonunda bulunan şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU'nun Cebeci bölgesinde bulunan maden sahalarını 2019 sonrası örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun bilgisi dahilindesatın alınmaya başladığı, 2021 tarihinden sonra ise İSTAÇ uhdesinde olan ve şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun tekelleştirildiği resmi hafriyat alanları İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından kullandırılmayarak maden sahasının bulunduğu Kuzey Cebeci ve Güney Cebeci maden alanları hafriyat alanı olarak İBB tarafından kullandırılmaya başlandığı ve hafriyat gelirlerinin şüphelinin şirket hesaplarına yatırılarak ''sisteme'' sokulduğu, şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU'nun, şüpheliler Hakan KARANİS, Hüseyin KÖKSAL, Tuncay YILMAZ, İbrahim BÜLBÜLLÜ ve Fatih KELEŞ ile çok yakın ilişkilerde olduğu, İBB Genel Sekreterliği ile Belediye iştirakleri olan İSTAÇ A.Ş ve İSFALT A.Ş de çok etkin olduğu, bu kurumlardan kamu zararı oluşturacak nitelikte örgüt üyesi şüpheli Ali NUHOĞLU ile iştirak halinde veya kendi şirketleri ile birçok usulsüz ihale aldığı ve sözleşmeler imzaladığı, ilgili kurum yöneticilerine Fatih KELEŞ üzerinden talimatlar verdirttiği verilen bu usulsüz talimatlar neticesinde yapmış olduğu işlerden elde ettiği suç gelirlerini "sisteme" aktardığı, yine soruşturma kapsamında birçok ifadeden anlaşılacağı üzere, şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun üzerindeki malların bir kısmının örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU ve örgütün en etkin yöneticisi olan Fatih KELEŞ’e ait olduğu ve bu şekilde tıpkı örgüt yöneticilerinden Adem SOYTEKİN gibi örgüt adına “Kasa” görevini ifa ettiği ve bu görevi 2022 yılından günümüze kadar yürüttüğü,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yönetici pozisyonda bulunan şüpheli Adem SOYTEKİN'in salt bir müteahhit olduğu, belediye içerisinde herhangi bir sıfat ya da sorumluluğu bulunmamasına karşın örgütte yönetici pozisyonunda yer almasından ötürü İBB'ye bağlı iştiraklerden olan Kiptaş AŞ'ye ait çıkılan ihalelerin kimlere verileceği, ödemelerin nasıl ve ne zaman yapılacağı, ihaleye davet edilecek firmanın kimler olacağı, daire satışlarının serbest bırakılması gibi önemli süreçleri yürüttüğü gibi örgütün yapılanmaya başladığı Beylikdüzü döneminde örgüt lideri ve yöneticiler tarafından bazı iş adamlarından inşaat yapımı sürecindeki belediyeye yapmış olduğu imar, iskan ya da ruhsat başvurularına istinaden belediye ile olan görüşmelerde kimi zaman aracılık ettiği kimi zaman da belediye görevlilerince talep edilen rüşvetin Adem SOYTEKİN'e ait olan Sulkar İNŞAAT ya da Asoy İNŞAAT'a devrinin sağlanıp rüşvetin teminine aracılık ettiği, bir çok zaman bu inşaat sahiplerinin yapmış oldukları projedeki kaba inşaatı yapmak isteyip normal rakamın çok daha üzerinde iş yapılmasına iş insanının zorlanıldığı gibi rüşvet olarak devrini aldığı daireleri, yapmış olduğu kaba inşaattaki işine karşılıkmış (barter) gibi gösterip yasal görünüme sokmaya çalıştığı, aslında kaba inşaat adı altında kendisini bir şekilde inşaat sahasına sokup inşaat sahipleri ile belediye arasındaki rüşvet zincirinde köprü vazifesi gördüğü, suça konu rüşvet eylemleri neticesinde müteahhitlik işi yapıyormuş izlenimi vererek suç gelirlerini perdelemek ve illiyet bağını kesmek amacıyla temin ettiği banka havaleleri, çekleri ve nakde hızlıca dönüştürülebilme kabiliyetine haiz olan taşınmazları ''sisteme'' aktardığı, bunlara müteakip gerçeğe aykırı faturalar keserek suç gelirlerini akladığı, yine örgütün bir çok farklı faaliyet alanından (Boğaziçi İmar, Silüet raporu, Şişli gibi) temin etmiş olduğu çek, gayrimenkul ve bir kısım nakdin Adem SOYTEKİN'in şirketlerine aktarıldığı, bu suretle Adem'in şirketlerinin bir nevi örgütün kasası işlevini yürüttüğü, bu şekilde kurulan ''sisteme'' ciddi miktarda para akışı sağlanması gibi önemli süreçleri yürüttüğü,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yönetici pozisyonda bulunan şüpheli Hüseyin GÜN'ün İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen 2025/57354 soruşturma numaralı dosya üzerinden ''Casusluk'' suçundan Necati ÖZKAN ile birlikte işlem gördüğü, işbu soruşturmada örgüt liderinin uzun yıllardır siyasi danışmanlığı yapan ve örgütte özel vasfa haiz üye konumunda bulunan Necati ÖZKAN ile yakın ilişki içerisinde olduğu ve WİCKR isimli uygulama üzerinden kod isimleri ile şifreli şekilde örgütün gizlilik ve mahremiyetine ilişkin bilgiler paylaşıp talimatlar verdiği, Hüseyin GÜN'ün ''Bilmenize memnun olacaksınız ki, İstanbul Belediyesi veritabanı kopyalama sorunu risklerini azaltmak için yapay zekâ dijital ordumuzu (etki aracı) kullandık ve aktive ettik. Bu kadar hassas araçları kullanırken dikkatli olmalıyız çünkü bize resmi yetki verilmiş değil ama ben riski aldım. Umarım bu siz ve kampanya tarafından not edilmiştir.'' şeklinde mesaj gönderdiği, USOM raporu uyarınca yaklaşık 4.7 milyon vatandaşın kişisel verilerinin ele geçirilerek usulsüz bir şekilde ABD ve Almanya ülkelerine gönderildiğin tespit edildiği ''İstanbul Senin'' isimli uygulamasına ilişkin öncelikle Necati ÖZKAN sonrasında da örgüt üyesi İsmet KOYUN üzerinden süreci yürüten kişi olduğu,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yönetici pozisyonda bulunan şüpheli Ertan YILDIZ'ın iştirakler üzerinde söz sahibi olan şahıslardan olduğu, şüpheli Murat ONGUN ile birlikte hareket ederek iştiraklerdeki iş ve işlemleri yönettikleri, İBB'ye bağlı olan iştirak şirketlerinin ihale dosyalarını ve tüm bilgilerini önceden temin edip gizli kalması gereken bilgilere önceden sahip olduğu, yaklaşık maliyet gibi sır bilgileri bilmesinden ötürü ihalelerin istenilen kişilere ve firmalara verilmesini sağlamak gibi önemli süreçleri yürüttüğü anlaşılmış, aşağıdaki “şahıs tahilleri” kısmında örgüt içerisindeki faaliyetleri ayrıntılı şekilde izah edilmiştir.


1.1.2.3. Özel Vasfa Haiz Üye Kadrosu

İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünde yönetici pozisyonunda bulunmamakla birlikte örgüt üyesi sıfatının üzerinde konumlanan ve Yerleşik Yargıtay İçtihatları uyarınca Özel Vasfa Üye olarak nitelendirilebilecek şüpheliler olan aşağıda isimleri yazılı olan şüphelilerin Belediye içerisinde herhangi bir görevleri olmamasına rağmen belediye görevlilerine veya diğer örgüt üyelerine talimatlar verdikleri, örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile bir şekilde diyalog içerisinde oldukları ve diğer örgüt üyelerinden daha aktif konumda bulundukları kıstas alınarak yapılan tespitler uyarınca;

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Tuncay YILMAZ'ın herhangi bir kamu görevlisi sıfatının bulunmamasına karşın şüphelinin örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'na ait olan İmamoğu İNŞAAT isimli şirket ile SSB Gayrimenkul isimli şirketlerinin genel müdürü olduğu, örgüt lideri arasındaki bu bağlantı ve ilişki neticesinde iş insanlarından belediyedeki iskan, imar ya da ruhsat işlerinde kolaylık sağlanması hususlarında yardımcı olma karşılığında kimi zaman örgüt liderine ait olan şirketler üzerine kimi zamanda yönlendirdiği 3.kişilere rüşvet parası olarak ev, daire ya da villa şeklindeki taşınmazların devrine ilişkin süreçleri yürüttüğü, ayrıca yine örgüt liderinin basın ve yayın organlarında ''Para Kuleleri'' olarak bilinen CHP'nin İstanbul İl Başkanlığını satın alma sürecinde de bahse konu siyasi parti ile herhangi bir mensubiyeti, resmi görevi ve organik bir bağı bulunmamasına karşın örgüt liderinin emir ve talimatları ile CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alma sürecini bizzat yürüttüğü,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Emrah BAĞDATLI'nın Murat ONGUN isimli örgüt yöneticisi şahsa en yakın şahıs olduğu, soruşturma dosyası kapsamında alınan ifadelerde isminin sıkça geçtiği, Murat ONGUN isimli şahsa İBB iştirak firmalarından Medya A.Ş. ve Kültür A.Ş. unvanlı firmaların yönetiminde destek verdiği, örgüt liderine kendi nikahını kıydıracak kadar yakınlığının bulunduğu, belediyeye ile herhangi bir resmi bağının bulunmamasına rağmen şahsın sahibi olduğu veya gayri resmi ortak olduğu firmalara usulsüz şekilde ihaleler verildiği, hem şahsın hem de örgütün maddi menfaat sağladığı, örgüt yöneticisi Murat ONGUN isimli şahıs ile birlikte hareket ederek ihale verilecek şahısları ve firmaları belirleyen şahıs olduğu, yine hiyerarşisinde bulunduğu örgüt yöneticisi Murat ONGUN isimli şahıs adına rüşvet görüşmeleri yaptığı,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Yakup ÖNER'in doğrudan örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'na bağlı olan örgüt üyesi olduğu, Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nde salt mühendis olarak görev yapmasına karşın örgüt liderinin kendisine sağladığı güç ve nüfuzu kullanarak Boğaziçi İmar Müdürü olan Elçin KARAOĞLU'a emir ve talimatlar verdiği, imar dosyalarını istediği ve incelediği, İstanbul'un boğaz bölgesinde yer alan tarihi ve lüks evlerin/yalıların tamirat, tadilat ve ruhsatlandırma işlemlerini bizzat kendisinin takip ettiği, yine örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU adına bahse konu bölgede yer alan taşınmazların/ işletmelerin sahipleri olan büyük iş adamları ile imar veya iskan işlemlerine dair süreçleri yürüttüğü ve yine kurulan çıkar amaçlı ''sisteme'' ciddi miktarda para akışı sağladığı,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Ali NUHOĞLU'nun Fatih KELEŞ isimli örgüt yöneticisi şahıs ile yakın ilişki içerisinde olduğu, Ali NUHOĞLU'nun, sahibi olduğu inşaat firmaları üzerinden İBB iştirak firmaları olan KİPTAŞ A.Ş. ve İSFALT A.Ş. üzerinden usulsüzihaleler aldığı, bu ihaleler neticesinde İBB üzerinden maddi kazanç elde ettiği, Güllüce Tarım unvanlı firmayı kurarak söz konusu paraları bu firmaya aktardığı, bu paralar ile taşınmaz satın aldığı ve şirketi bünyesinde bulunan taşınmazlarla birlikte çok düşük fiyata muvazaalı şekilde suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın sahibi olduğu İMAMOĞLU İnşaat firmasına devrettiğine ilişkin MASAK tarafından rapor düzenlendiği ve şüphelinin bu şekilde çıkar amaçlı suç örgütünün ''sistemine'' katkı sağladığı,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Hüseyin KÖKSAL'ın Murat ONGUN isimli örgüt yöneticisi şahıs ile birlikte hareket ettiği,Murat ONGUN'a İBB iştirak firmalarından Medya A.Ş. ve Kültür A.Ş. unvanlı firmaların yönetiminde destek verdiği, şahsın sahibi olduğu veya gayri resmi ortak olduğu firmalara usulsüz şekilde ihaleler verildiği, şahsın hem kendisine hem de örgütün kurmuş olduğu ''sisteme'' maddi menfaat sağladığı,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Necati ÖZKAN'ın Hüseyin GÜN isimli örgüt yöneticisi şahıs ile birlikte hareket ettiği, ''Siyasal ve Askeri Casusluk suçundan'' adli işlem gördüğü anlaşılan Hüseyin GÜN isimli şahıs ile uçtan uca şifreli gizli mesajlaşma uygulamaları ile yurt dışında bulunan şahıslara bilgi aktardığı ve Hüseyin GÜN isimli örgüt yöneticisi ile Ekrem İMAMOĞLU’nun seçim propagandalarında yapacağı konuşmalar üzerine yazışmaların bulunduğu, yine örgüt liderinin uzun yıllardır siyasi danışmanlığı yaptığı, buradan gelen ilişki neticesinde örgütün rüşvet eylemlerinden elde ettiği maddi menfaatin temininde üzerinde bedelsiz bir şekilde taşınmaz edinip rüşvetin teminine aracılık edip örgütün kurmuş olduğu ''sisteme'' maddi menfaat sağladığı,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Melih GEÇEK'in, Hüseyin GÜN isimli örgüt yöneticisi şahıs ile birlikte hareket ettiği, dönemin İstelkom Genel Müdürü olduğu, İBB’ye ait verilerin yurt dışına sızdırılması konusunda dahlinin olduğu, kendisi ile irtibatlı olan bir çok bilişim firması üzerinden 3G yönetimi ile ihaleler alarak menfaat temin ettiği, şahsın hem kendisine hem de örgütün kurmuş olduğu ''sisteme'' maddi menfaat sağladığı,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Resul Emrah ŞAHAN'ın suç örgütünün Şişli Belediyesi yapılanmasında örgüt lideri adına rüşvet görüşmeleri yaptığı ve rüşvetin temin edilmesinde rol oynadığı, Şişli Belediyesi üzerinden temin edilecek rüşvetlerde Resul Emrah ŞAHAN’ın etkin bir biçimde rol oynadığı, diğer örgüt yöneticileri ile irtibat kayıtlarının olduğu, suç örgütü lideri ile doğrudan irtibatının olduğu ve şahsın hem kendisine hem de örgütün kurmuş olduğu ''sisteme'' maddi menfaat sağladığı,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Seza BÜYÜKÇULHA'nın Güven Asfalt unvanlı firmanın belediyeden alacağını tahsil etmesi konusunda destek istediği, bu durumunda örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun bilgisi dahilinde olduğunu söylediği yönünde beyanların geçtiği anlaşılması sebebiyle Seza BÜYÜKÇULHA isimli şahıs İstanbul’da faaliyet gösteren inşaat firmalarının belediye ile ilişkilerini kontrol eden şahıs olduğu, söz konusu firmalar ile belediye arasındaki irtibatı sağlayarak hem kendisine hem de örgütün kurmuş olduğu ''sisteme'' maddi menfaat sağladığı,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Mustafa AKIN'ın suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın koruma müdürü olduğu, suç örgütü liderinin katıldığı toplantılardaki kamera bantlattırılması olayındaki hususları organize eden şahıs olduğu, başkanlık konutundaki kamera kayıt cihazının tahrip edilmesi olayında talimatlar verdiği, koruma müdürü olması sebebiyle doğrudan suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile irtibat kaydının bulunduğu, örgütün diğer yöneticileri ile de irtibat kayıtlarının bulunduğu,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Ali SUKAS'ın Ertan YILDIZ isimli örgüt yöneticisi ile birlikte hareket ettiği, şüphelinin Ağaç AŞ.'nin Genel Müdürü olarak görev yaptığı, Ağaç AŞ. üzerinden gerçekleştirilecek eylemlerde Ertan YILDIZ isimli şahıstan talimatlar aldığı, bu talimatlar neticesinde Ağaç AŞ tarafından gerçekleştirilen ihaleleri alacak olan kişileri usulsüz bir şekilde belirlediği, ihaleyi alan şahıslara yapılacak olan hak ediş ödemeleri karşılığında rüşvet temin ettiği ve bu şekilde hem kendisine hem de örgütün kurmuş olduğu ''sisteme'' maddi menfaat sağladığı,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli Mehmet PEHLİVAN'ın örgütün hukuk grubu içerisinde yer alan şahıs olduğu, örgüt liderinin müdafisi olduğu, müvekkili olan şüphelinin lehine en iyi savunmayı yapmak sanığın lehine olan delillerin toplanmasına yardımcı etmek, hukuki yardım sunmanın dışına çıkarak, müdafiilik görevi ile bağdaşmayacak şekilde soruşturma sürecinin ilerleyen aşamalarda dosya kapsamında tutuklu bulunan şahıslara baskılar yapılarak örgüt hakkında bildiklerini anlatmalarını ve örgütün deşifre olmasının engellenmesini amaçlandığı, "tutuklananlara maddi destek verileceği" yönünde talimatlar verdiği, kendisinin güvenmediği örgüt üyelerinin yurt dışına kaçışlarını organize ettiği ve kaçmaları için talimatlar verdiği, yine şüpheli Mehmet PEHLİVAN isimli şahıs tarafından tutuklu bulundukları ceza infaz kurumlarına avukatlar göndererek örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın talimatlarının iletildiği, tutuklu bulunan şüphelilere örgütün çözülmemesi için baskıların yapılması gibi önemli süreçleri yürüttüğü,

Örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede özel vasfa haiz üye pozisyonunda bulunan şüpheli İbrahim BÜLBÜLLÜ'nün örgüt yöneticilerinden Fatih KELEŞ'e bağlı hareket ettiği, örgütün kuruluş aşaması olan Beylikdüzü döneminden beri örgüt içerisinde aktif olduğu, örgüt liderinin İBB Başkanı olmasından sonra kendisini Ekrem İMAMOĞLU'nun hukuk danışmanı olarak tanıttığı, İETT ve Hafriyat alanında ihale alan müteahhitlerle iletişime geçerek baskı yaptığı ve şirketlerdeki parasal kontrol ile yönetimi sağladığı, Fatih KELEŞ'in talimatı ile örgüt yöneticilerinden Murat GÜLİBRAHİMOĞLU'nun İstaç ve İsfalt gibi kurumların genel müdürleri ile aralarındaki ilişkileri yürüttüğü, ihaleyi alan kişilerden rüşvetin teminine aracılık ettiği, bu şekilde hem kendisine hem de örgütün kurmuş olduğu ''sisteme'' maddi menfaat sağladığı anlaşılmış, aşağıdaki “şahıs tahilleri” kısmında örgüt içerisindeki faaliyetleri ayrıntılı şekilde izah edilmiştir.

Son olarak örgütün hiyerarşik ilişki unsuru açısından değinilmesi gereken önemli bir husus ise; çıkar amaçlı kurulan bu suç örgütünün lider, yönetici ya da üyelerinin her ne kadar bir kısmının kamuda görevli olduğu görülmüş ise de, örgütteki hiyerarşik yapı ile şüphelilerin kamudaki görev ve sorumluluğu arasında doğrudan illiyet bağının bulunmadığının anlaşılmasıdır. Şöyle ki; şüphelilerin görev yaptıkları kamu kurumunun içerisinde kendi öz yapılanmalarını oluşturarak ''iç örgütlenmelerini'' sağlamayı amaçladıkları, bu nedenle örgüt lideri dahil olmak üzere örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yer alan şüphelilerin kamudaki görevleri ile kurmuş oldukları ''sistemin'' birbiriyle karıştırılmaması gerekmektedir. Bunun en somut örneği, örgüt içerisindeki hiyerarşik silsilede yönetici ya da üye konumunda bulunup da kamuda görevli olmayan örgüt mensuplarının, İBB'de ya da bağlı iştiraklerinde görevli olan kamu personellerine emir ve talimatlar vermesidir. Bu bağlamda örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun kamu görevini yürütmüş olduğu kurumda kendisi ile birlikte kamu görevini ifa eden kişilere yönelik değil, liderin kurmuş olduğu ''sistem'' içerisine dahili bulunan kişilere yönelik olarak kurulan yolsuzluk çarkının ortaya çıkarılması amaçlanmıştır.


1.1.3. Gizlilik

Suç faaliyetleri kapsamında kurulan çıkar amaçlı suç örgütünün deşifre edilmesini ve örgüt içerisinde bulunan şüphelilerin yakalanmasının önüne geçilmesi amacıyla şüphelilerin görüşmelerini gizliliğe riayetle gerçekleştirdiklerinin tespit edildiği, örgüt mensuplarının sıklıkla bir arada bulunma ve buluşmaları, bu buluşmaların kamu binaları dışındaki özel yerlerde, gerektiğinde kamera kaydını engelleyerek örgütsel toplantı şeklinde gerçekleştirilerek da dikkate alınarak gizlilik prensibi ile hareket ettikleri anlaşılmıştır.


Örgütün 'Gizlilik' prensibine en somut örneklerden olan,

İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünde 'Özel Vasfa Haiz Üye' konumunda yer alan şüphelilerden Necati ÖZKAN'ın, örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun uzun yıllar siyasi danışmanlığını yapmasından ötürü örgüt lideri ile yakın irtibat içerisinde olduğu, yine örgütte yönetici konumunda yer alan Hüseyin GÜN ile sürekli iletişim halinde olan şahıslardan olduğu, ayrıca Necati ÖZKAN'ın Hüseyin GÜN ile birlikte İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2025/57354 soruşturma numaralı dosyası üzerinden ''Casusluk'' suçundan şüpheli sıfatıyla işlem gördükleri, casusluk konulu soruşturmada, iş bu iddianameye konu soruşturmada gerçekleştirilen ilk eş zamanlı yakalama, gözaltı ve arama tarihi olan tarihi olan 19/03/2025 tarihinden yaklaşık 4 ay öncesine ait “22/12/2024” çekilme tarihli bir fotoğrafın şüpheli Necati ÖZKAN'ın şahsına ait cep telefonundan İstanbul Emniyet TEM Şube Müdürlüğünce yapılan inceleme sonucunda ele geçirildiği, incelenen ve yukarıda görüntüsü yer alan fotoğrafta ''Ekrem İMAMOĞLU ve Geliyorum Diyen Operasyon'' başlığı ile bir yazının yer aldığı, yazıda örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'na yönelik olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yolsuzluk operasyonu yapılmasının planlandığının yazdığı ve bu operasyonun iftira niteliğinde sayılması için acilen yapılması gereken bazı hususların olduğunun belirtiltildiği, bu hususların ise İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün ''Gizlilik'' unsurunun vurgusu açısından önemli olduğu anlaşılmıştır.

Buna göre belge görselinden de anlaşılacağı üzere örgüt mensuplarına;

- Öncelikle yakın akraba ilişkileri olmayan, güvenilir bir kişi üzerinden kimsenin bilmediği yeni bir ofisin hazırlanması gerektiği,

- İnternete daha önce hiç bağlanmamış yeni bir Bilgisayar temin edilerek önemli ve özellikli bilgiler ile dosyaların sadece bu bilgisayarda bulunması gerektiği,

- Başkası adına daha önce hiç kullanılmamış yeni hat ve sıfır telefonun temin edilmesi gerektiği,

- Temin edilecek bu telefonun eski tip, internete bağlı olmayan, akıllı olmayan yani klasik telefonlardan tercih edilmesi gerektiği,

- Yine bu telefonun yalnızca bir kaç kişi tarafından bilinecek olan yeni numaralar ile sadece özel ve stratejik görüşmelerin yapılması gerektiği talimatları verilmiştir.

Tüm bu hususların örgütün illegal faaliyetlerde bulunan, bir çok bilgi ve belgeyi adli makamlar ve kamudan gizleme zorunluluğu hissettiren, suç delillerini gizlemeyi amaçlayan, örgüt mensuplarının deşifre olmasını engelleme gayreti içerisinde olan, ''sistemin'' işleyişine sekte vurulmamasını amaçlayan örgütsel davranışlardan ibaret olduğu, bu nedenlerle yalnızca örgütün yönetici ya da özel vasfa haiz üye konumunda bulunan üst düzey mensuplarının bileceği ve haberleşeceği ve de internet bağlantısı olmayan eski tip telefonlar ile iletişim kurmasının gerekli olacağı, yine suç içeriği olduğu değerlendirilen örgütsel dökümanların daha önce hiç internet bağlantısı olmayan yeni temin edilen bilgisayarda saklanmasının siber yollarla örgütsel dökümanların ele geçirilmesinin önüne geçmeyi ve örgütsel faaliyetlerin devamlılığını amaçlandığı anlaşılmış, tüm bu izahı yapılan amaç ve planların İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün ''Gizlilik'' prensibi ile hareket ettiğini açıkça göstermiştir.

Yine soruşturma kapsamında ifadeleri alınan şahıslardan;

Şüpheli Murat KAPKİ'nin "Hüseyin Köksal'ın Zorlu'nun otel kısmı olan Raffles'da bulunan kiralamış olduğu bir dairesi bulunmaktaydı. Burada hemen hemen her gün Murat Ongun, Emrah Bağdatlı ve Ahmet Köksal ile otururlardı ve gizli konular hakkında toplantılar yaptıklarını biliyorum." şeklinde,

Şüpheli Vedat ŞAHİN'in "Ancak yine de daha gizli yürütülmesi gereken işleri Güldem Şık takip etmeye devam etmiştir, çünkü benden 2024 yılının sonunda ya da 2025 yılının başında usulsüzce yapılan kesinti Güldem Şık tarafından yapılmıştır.(…)" şeklinde,

Şüpheli Servet YILDIRIM'ın "Beşiktaş’ta bulunan Zorlu Raffles Otelde Hüseyin Köksal bir oda kiralamıştı. Bu ofiste Hüseyin Köksal, Murat Ongun, Emrah Bağdatlı, Ahmet Köksal haftanın 3 günü toplanırlardı. Bu toplantılarda hangi ihalenin hangi bedel ile kime verileceği, paraların nasıl geri alınacağı konuşulurdu. Benim de odada durmamı istemezlerdi. Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile burada yukarıda isimlerini saydığım kişiler toplanıp yukarıda bahsettiğim konuları görüşürlerdi." şeklinde,

Şüpheli Eyüp SUBAŞI'nın "Fatih Keleş bana 'Bundan sonra dijital reklam alanları ile ilgili çalışmayı Murat Ongun yönetecek, dolayısıyla bu mecralarla ilgili almış olduğun işe Murat Ongun ortak olmak istiyor, ya onu da ortak edeceksin ya da ona devret' dedi. Ben de Tuncay Yılmaz'a 'bu konu hakkında Ekrem İmamoğlu'nun bilgisi var mı' diye sorduğumda Ekrem başkanın bilgisi dahilinde toplantı yaptığımızı söyledi." şeklindeki beyanlarının çıkar amaçlı suç örgütü içerisinde belirli bir hiyerarşik yapılanmada sadece bazı konularda bilgisi olması gerekenlerin ayrı tutulduğu, bazı toplantılara sadece bazı örgüt üyelerinin çağrıldığı, bu sayede örgüt içerisinde de farklı bir gizlilik uygulandığı, örgüt içerisindeki iş bölümlerin de yine gizlilik yapısına dahil olan şahıslarca yürütüldüğü, toplantılara katılımların sınırlı şekilde olduğu, her şahsın toplantıya katılmasına izin verilmediği, böylelikle örgütün gizlilik yapısının korunmasının amaçlandığı, yapılan toplantıların şüpheli suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun talimatları ve bilgisi dahilinde gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır.
Kamusal Alanda Gerçekleşen Olaylara bakıldığında ise;

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun katıldığı toplantılarda gizlilik kurallarının Mustafa AKIN tarafından organize edildiği, yapılacak toplantılarda kameraların bantlattırıldığı, bu toplantılara sinyal kesici cihazlar (JAMMER) getirtilerek önlem alındığı, 19/03/2025 tarihinden sonra Ekrem İMAMOĞLU’nun kolluk kuvvetlerine teslim etmediği cep telefonunun şüpheli Naim Erol ÖZGÜNER isimli şahsın beyanında bu telefonun kendisine verildiğini beyan ettiği, ayrıca Ekrem İMAMOĞLU’nun ikametinin kamera kayıtlarının yok edildiği,

Soruşturma dosyası kapsamında; CMK md. 135 İletişimin Tespiti, Dinlenmesi Ve Kaydı Alınması Kararı ve CMK md. 140 Fiziki Takip Kararı bulunan şüpheliler Tuncay YILMAZ ve Hüseyin KÖKSAL isimli şahsın 06/03/2025 tarihinde Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile buluştuklarının tespit edilmesi üzerine örgüt üyelerinin toplantı gerçekleştirdiği "Le Meridien Otel" kamera kayıtlarının incelenmesi sonucunda; şüpheli örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU, şüpheli Tuncay YILMAZ ve şüpheli Hüseyin KÖKSAL’ın otele ayrı ayrı giriş görüntülerinin yer aldığı, şüpheli yöneticisi Fatih KELEŞ ve şüpheli örgüt yöneticisi Adem SOYTEKİN’in otelde baz verdiği ancak otele giriş görüntülerinin tespit edilemediği bununla beraber yapılan görüntü incelemesinde toplantı yapılacak olan alanı gören kameraların şüpheli güvenlik görevlileri tarafından otele girişinden önce görüntü alınmasının engellenmesi amacıyla bantlandığı anlaşılmış, tespitin ayrıntılarına aşağıda yer verilmiştir.

Yine ayrıca farklı tarihler için yapılan çalışmalarda neticesinde Etiler Mah. Cengiz Topel Cad. No: 39 Beşiktaş/İSTANBUL sayılı adreste faaliyet gösteren Le Meridien Otel ünvanlı işletmeden temin edilen görüntüler incelenmiş, giriş kata ait olan incelenen görüntülerde;

Giriş Kat Hab Alanı-1 & Giriş Kat Hab Alanı-2 Görüntü İncelemesi:

Devam eden görüntü incelemelerinde;
Hüseyin KÖKSAL olduğu değerlendirilen şahsın VIP kapısından Le Meridien Otel’e 06.03.2025 tarihi saat 20.05 sıralarında giriş yaptığı,

Hüseyin KÖKSAL

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun VIP girişinden Le Meridien Otel’e 06.03.2025 tarihi saat 20.06 sıralarında giriş yaptığı,

Ekrem İMAMOĞLU ve Seza BÜYÜKÇULHA

Tuncay YILMAZ olduğu değerlendirilen şahsın X-Ray kapısından Le Meridien Otel’e 06.03.2025 tarihi saat 20.15 sıralarında giriş yaptığı,

Tuncay YILMAZ


06.03.2025 tarihinde otelde bulunan şüpheli şahıslarla alakalı yapılan HTS-BAZ çalışmalarında;
Görüntülere ek olarak 06.03.2025 günü Adem SOYTEKİN isimli şahsın kullanımında olan 5338976699 sayılı GSM hattının ve Fatih KELEŞ isimli şahsın kullanımında olan 5325044305 sayılı GSM hattının Le Meridien Otel Beşiktaş Koordinatını kapsadığı,
Le Meridien Otel Etiler koordinatı harita üzerinden işaretlenerek koordinata 500 Metre Çap Alanı 06.03.2025-08.10.2024-12.10.2024 Tarihleri kriter girilerek yapılan sistem sorgusu neticesinde; "Ekrem İMAMOĞLU, Murat ONGUN, Adem SOYTEKİN, Ahmet PALAZOĞLU, Barış KILIÇ, Edip Cenk ÜNALERZEN, Elçin KARAOĞLU, Fatih KELEŞ, Fatih YAĞCI, Fatoş Pınar TÜRKER, Gürkan AKGÜN, Hüseyin KÖKSAL, Mete SARISALTUN, Onur SOYTÜRK, Seza BÜYÜKÇULHA, Tuncay YILMAZ, Ümit POLAT ve Vahit DOĞAN" isimli şahısların ortak baz verdikleri anlaşıldığı,

İncelenen görüntülerden elde edilen çalışmalar neticesinde,
06.03.2025 tarihi saat 19.30 sıralarında kimlik tespiti şu an için yapılamayan ve görüntülerden erkek olduğu anlaşılan bir şahsın bant kullanmak suretiyle Giriş Kat Hab Alanı-2 kamera görüntülerini kapattığı akabinde aynı alanı farklı açılardan gösteren Giriş Kat Hab Alanı-1 kamera görüntülerini kapatarak görüntü alınmasını engellediği,

12.10.2024 tarihi saat 09.13 sıralarında Mal Kabul Rampa Çıkış kameralarına siyah ceketli elinde bir adet içerisinde sinyal kesici cihaz (JAMMER) olduğunu beyan ettiği çekçekli valiz taşıdığı görülen örgüt üyesinin09.13 sıralarında otele giriş kat X-Ray kameralarından otele giriş yaptığı, valizi X-Ray cihazından geçirmeden giriş kat lobi kısmına yöneldiği ve 09.14 sıralarında toplantı salonuna giden asansörler önüne geldiği ve bir önceki şahsın karartma yaptığından dolayı şahsın toplantı katına çıktığı,

12.10.2024 tarihinde saat 10.04 sıralarında şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun da içerisinde bulunduğu araç konvoyunun Mal Kabul Rampa Giriş kısmından geldiğinin görüldüğü, akabinde otele yanında kalabalık bir grupla giriş yaptığı, lobi kısmında ilerleyerek toplantı salonuna çıkan merdivenlere yöneldiği ve merdivenle toplantı katına çıktıkları,

12.10.2024 tarihinde saat 11.29'da şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun yanındaki grupla beraber toplantı katından lobi katına indiği ve mal kabul rampa çıkış kameralarından görüldüğü üzere 11.31 sıralarında konvoyuyla birlikte Le Meridien Otel'den ayrıldığı, saat 11.36 sıralarında ise otele çekçekli valiz içerisinde bulunan JAMMER ile gelen şüphelinin toplantı katından elinde aynı valizle mal kabul kısmına indiği ve 11.41'de otelden ayrıldığı tespit edilmiştir.

Birçok toplantı gerçekleştirildiği tespit edilen Le Meridien Otel’in kamera kayıtlarının incelenmesi neticesinde birçok toplantıda kameraların kapatılmadığı ancak bazı toplantılarda görüntü alınmasının engellemesi amacıyla kameraları bantlama yöntemine başvurulduğu anlaşılmıştır. Le Meridien Otel’in kamera kayıtlarının incelenmesi neticesinde 08/10/2024 ve 12/10/2024 tarihlerinde yapılan toplantılarda şüpheli şahısların kameraları bantladıkları ve sinyal kesici cihazları toplantı yapılacak alana getirdikleri anlaşılmıştır.

Konuyla ilgili Emin TÜRE’nin Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinin; '' 06.03.2025 günü Le Meridien Otel’deki Giris Kat Hab Alanı-1 ve Giris Kat Hab Alanı-2 kamera görüntülerini ben kapattım. O güne özel bir kamera kapatma talimatı verilmemişti. Yukarıda da belirtmiş olduğum üzere bu önceden beri süregelen bir uygulama olduğu için o gün ekstra talimat almaksızın kamera görüntülerini kapatmıştım. Kamera görüntülerini kapatmamdaki amaç İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyla alakalı basına herhangi bir şekilde yanlış görüntü servis edilmesine karşı önlem almaktır. Daha önce de söylediğim üzere ben bunun yasaya aykırı olmayan basit bir işlem olduğunu düşünüyordum. İşe başladığım andan itibaren benden daha tecrübeli personellerden böyle gördüğüm için ben de rutin bir uygulama olarak başkanın basına kötü amaçlı görüntüsünün servis edilmesini önlemek amacıyla kameraları kapatıyordum.'' şeklinde olduğu ve her ne kadar örgüt mensuplarının yapmış olduğu toplantılarda görüntülerin kapatılmasına ve toplantı yerlerine Jammer (sinyal kesici cihaz) getirilmesine yönelik olarak gerçekleştirilen davranışın rutin bir uygulama olduğu belirtilmiş ise de; 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 2/3. maddesinde belirtilen TSK, Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı, MİT, EGM, Dışişleri Bakanlığı kurumlarının kamu düzeni ve milli güvenliği sağlamaya yönelik olarak anayasa ve yasalardan aldıkları yetkiden dolayı Jammer kullanabildiklerinin yazdığı, bu bağlamda belediye başkanları, belediyelerin 5809 sayılı kanun kapsamında Jammer kullanabilecek kişi, kurum ve kuruluşlar arasında yer almadıkları, yetkisiz olarak bu şekilde Jammer kullanılarak haberleşmenin kesilmesinin TCK md. 124/1 maddesi kapsamında suç teşkil ettiği anlaşılmıştır. Örgütün gerçekleştirmiş olduğu bu rutin uygulamanın anca örgüt içi uygulanmakta olan bir uygulama olabileceği, kamuya açık bir alana ait olan bir otelin girişinin görüntülerinin kapatılası ve sinyal kesici cihazların alana getirilerek kullanılmasının örgütsel bir davranışın tezahürü olduğu ve suç teşkil ettiği; özel hayata ilişkin kişisel alanı içermeyen, toplumsal ve kamusal alana açık olan yerlere yönelik alınan bu ''tedbir'' adı altındaki diğer sivil vatandaşların özel hayatına (haberleşmenin kesilerek) müdahale eden fiillerin; örgüt mensubu olan şüphelilerin illegal faaliyetlerinin ortaya çıkmaması, yine örgüt mensuplarının deşifre olmaması, ''sistemin'' işleyişine sekte vurulmaması, suç delillerinin gizlenmesi gibi durumlardan ötürü örgütün ''Gizlilik ” unsuru kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır.

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun ikamet ettiği Rumeli Hisarı Mahallesi Fenerli Türbe Sokak No: 7 Sarıyer/İSTANBUL sayılı adreste bulunan ikametindeki kamera görüntüleri ile alakalı olarak Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 25.04.2025 tarihinde verilen talimatta "19.03.2025 tarihinden önceki 15 gün, gözaltına alındığı 19/03/2025 tarihi ve sonraki 3 günün kamera görüntülerinin alınması." talimatı üzerine yapılan araştırma neticesinde; Davut BİLDİK isimli şahsın görevlilere yapmış olduğu şifahi beyan ile ikamette yer alan kamera kayıt cihazlarının 22.03.2025 tarihinde İBB Kasımpaşa Ek Hizmet Binasına bırakıldığını söylemesi üzerine yapılan araştırma neticesinde bu alanda herhangi bir delil bulunamadığı, 26.04.2025 tarihinde söz konusu kamera kayıtlarını söktükten sonra İBB Başkanlık Konutuna gelen bir İSBAK personelinin teslim aldığını beyan etmesi üzerine gerekli talimatlar alınmış ilgili Hakimlik kararına istinaden İSBAK merkezinde söz konusu kayıt cihazlarına el konulduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli Davut BİLDİK'in; "(…) Güvenlik Müdürlüğüne geçici yetkili Büro Personeli olarak atandım. 21/03/2025 tarihinde Ekrem İMAMOĞLU'nun koruma müdürü Mustafa AKIN bana başkanlık komutunun kamera kayıt cihazını sökmemi ve gelip alacak kişilere teslim etmemi söyledi. Ben Mustafa AKIN'ın bunu arayıp mı yoksa büroya gelip mi söylediğini hatırlamıyorum. O gün akşam geç saat olduğu için öğleden önce komuta gidip cihazı söktüğümü öğlen sularında da şuan açık kimlik ve adres bilgilerini hatırlamadığım belediye personeline cihazı teslim ettim. Ben cihazı teslim ettiğimde cihaz eksiksiz ve sağlamdı. Teslim ettiğimde cihaz eksik ve çalışır haldeydi. Teslim ettiğim kişiyi hatırlamasam da İSBAK A.Ş.'nin aracını kullanmaları sebebiyle isbak personeli olduğunu düşünüyorum. Yaklaşık 10-12 gün kadar önce Mali şube polisleri benimle irtibata geçti ve cihazın nerede olduğunu sordular. Ben kullanmış olduğum ilaçların etkisiyle Kasımpaşa da bulunan İBB Elektronik Sistemler Müdürlüğüne bıraktığımı söyledim. Ancakertesi gün olayı yukarıda anlattığım şekilde gerçekleştiğini polis memurlarına söyleyerek cihazların bulunmasını sağladım." şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Davut BİLDİK’in Ekrem İMAMOĞLU’nun koruma müdürü şüpheli Mustafa AKIN’ın talimatıyla ikametine ait kamera kayıtlarını kayden cihazı söktüğünü ikrar etmesi üzerine yapılan araştırmalarda kamera kayıt cihazlarının şüpheli Murat DEMİR’e teslim edildiği,

Şüpheli Murat DEMİR'in; "(…) Kamera kayıt cihazlarını kimin söktüğünü bilmiyorum. Bu iki kamera kayıt cihazını Ümit ÇAKIR İSBAK’A getirdi. Ümit ÇAKIR’a da bu cihazları kimin verdiğini bilmiyorum. Bu 2 cihazdan birinin arka power girişinin siyah renkte olduğunu gördüm. İşe başlayan yeni arkadaşların başına herhangi bir olumsuz iş gelmesin diye power girişini söktüm. Söktüğüm bu parça şuan nerdedir bilmiyorum ancak elektronik hurda bölümüne atılmış olabilir. Bu parça tekrar yerine takılabilen bir parçadır ancak ben yanmış olduğunu gördüğümden dolayı söktüm. Ayrıyetten bu gelen cihazların nereden geldiğini bilmiyordum bunları getiren Ümit ÇAKIR ilk başta bana bunların başkanlık konutundan geldiğini söylemedi. Ben bu cihaza müdahale ettikten sonra Ümit ÇAKIR’dan bu cihazların nereden geldiğini öğrendim. Kamera kayıt cihazlarının neden söküldüğü ile alakalı bilgim bulunmamaktadır.
Bu iki kayıt cihazını İSBAK’a Ümit ÇAKIR getirdi. Bu cihazlara daha önce herhangi bir işlem yapıldıysa haberim yoktur. Bu cihazları gördüğümde dış yüzeyinde herhangi eksik-kırık bir parça görmedim ancak bu cihazların güç kabloları olmadığı gördüm. Sadece cihazların birinin arka power (güç) bölümünün siyah renkte olduğunu gördüm ve yeni başlayan arkadaşların başına bir iş gelmesin diye söktüm."(…) şeklinde,

Şüpheli Ümit ÇAKIR'ın; "(…) Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın ikametinde bulunan kamera kayıt cihazlarını ben sökmedim. Kimin söktüğünü de bilmiyorum. Bana kamera kayıt cihazını Davut (soyadını ve nerede çalıştığını bilmediğim) isimli şahıs Rumeli Hisarı Mahallesi Fenerli Türbe Sokak No: 7 Sarıyer/İSTANBUL sayılı adreste verdi fakat konutun içerisinde vermedi çünkü benim konuta girme yetkim yoktu bu nedenle cihazı konut dışında verdi ve verirken de cihazın bozuk olduğunu söyledi. Ben cihazı alarak çalışmış olduğum Seyrantepe Mah. Cendere Cad. No:56 Kağıthane/İstanbul sayılı adresteki İSBAK unvanlı kuruma getirerek kendi ofise bıraktım fakat cihaza bakmadım üzerinde herhangi bir oynama yapmadım. Bana kamera kayıt cihazını gidip almamı kimin söylediğini hatırlamıyorum." şeklinde,

Şüpheli Naim Erol ÖZGÜNER'in ise; "(…)25 Nisan 2025 akşamı saat 8 sularında Özel Güvenlik Amiri Mustafa AKIN beni arayarak başkanlık konutundan sökülmüş bir kamera kayıt cihazı olduğunu, bunu nereye teslim etmeleri gerektiğini sordu. Konunun ilgilisi elektronik sistemler müdürü Hakan ÇAKIR'ı arayarak iade sürecinin nasıl işlediğini sordum. Kendisi de ya Kasımpaşa'daki Elektronik Sistem Müdürlüğüne veya yüklenici Kağıthane lokasyonlu İSBAK'a bırakılması gerektiğini iletti. Tekrar Mustafa AKIN'ı arayıp bu bilgileri verince Kasımpaşa'da polis var şuanda orası olmaz, sen bu cihazı aldır İSBAK'a teslim etsinler şeklinde bir yönlendirmesi oldu. Ben tekrar Hakan ÇAKIR'ı arayıp kim alabilir deyince ESM mühendisi Serdar lokasyon olarak uygun o cihazı alıp İSBAK'a teslim ettirebilir dedi. Bunun üzerine bildiğim kadarıyla Davut BİLDİK cihazı Serdar'a, Serdar'da İSBAK çalışanlarına teslim etmek suretiyle cihaz boş olarak envantere alınmıştır" şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.

Tahrip olan kamera kayıt cihazı ile alakalı yapılan çalışmalarda;

26.04.2025 günü Seyrantepe Mahallesi Cendere Caddesi No:56 Kağıthane/İstanbul sayılı adreste bulunan İSBAK merkezinden rızaen teslim alınan HIKVISION marka bütünlüğü olan ancak yanık olduğu için çalışmadığı anlaşılan F76826476 seri numaralı kamera kayıt cihazı ve HIKVISION marka siyah renkli "power supply" diye tabir edilen güç ünitesinin sökük olduğu anlaşılan F03596455 seri numaralı kamera kayıt cihazı İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlar Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliğine teslim edilmiş gelen 06.05.2025 tarihli cevabi yazıda "her iki DVR cihazı içerisinde herhangi bir depolama birimi olmadığı" belirtildiği buna dair rapor düzenlendiği,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun koruma müdürü olarak görev yapan şüpheli Mustafa AKIN’ın Ekrem İMAMOĞLU’nun gözaltında bulunduğu süre içerisinde şüpheli Davut BİLDİK’e şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun ikametindeki kamera kayıt cihazlarının sökülmesi talimatını verdiği, Davut BİLDİK’in Ekrem İMAMOĞLU’nun ikametinde bulunan kamera kayıt cihazlarını sökerek şüpheli Ümit ÇAKIR’a teslim ettiği, Ümit ÇAKIR’ın ise teslim aldığı bu cihazları şüpheli Murat DEMİR’e teslim ettiği, şüpheli Murat DEMİR’in ise kamera kayıt cihazlarına zarar vererek görüntülerin elde edilmesini engellediği, şüpheli şahısların bu şekilde hareket etmelerinden de anlaşılacağı üzere kamera kayıtlarında suç örgütünün faaliyetlerine dair delil niteliğinde birtakım görüntüler olabileceği anlaşılmıştır.

Şüpheli Davut BİLDİK’in soruşturma aşamasında görevlilerimizce yapmış olduğu ilk görüşmede, sökmüş olduğu kamera kayıt cihazlarının bulunamaması amacıyla, yanlış adres olarak "bahse konu kamera kayıt cihazının başkanlık konutundan sökülerek İBB Kasımpaşa Ek Hizmet Binasına bırakıldığını beyan ettiği" söz konusu binada yapılan çalışmalarda bahse konu kamera kayıt cihazının temininin mümkün olmaması akabinde 26.04.2025 günü "kendisinin yanlış hatırladığını bahse konu kayıt cihazlarının söktükten sonra İBB iştiraklerinden İSBAK’a ait bir personelin İBB Başkanlık konutuna gelerek kayıt cihazlarını teslim aldığını ve sonrasında İSBAK merkezine götürdüğünü" hatırladığını beyan etmesi üzerine şüpheli Davut BİLDİK’in yanlış yönlendirmeler yaptığı, şüpheli Ümit ÇAKIR ve Murat DEMİR aracılığıyla teslim alınan kayıt cihazının zarar verilerek saklandığı tespit edilmiştir.

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU tarafından kurulan İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün gizlilik kurallarına sıklıkla başvurduğu, örgütün hukuk işlerinden sorumlu üyesi olan şüpheli Mehmet PEHLİVAN ile 19/03/2025 tarihinden önce ve sonrasında örgüt yönetici ve üyeleri ile gizli mahiyetli toplantılar yaptıkları, bununla beraber örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun katıldığı (otellerde gerçekleşen) dış toplantılarda gizlilik kurallarının örgüt üyesi Mustafa AKIN tarafından organize edildiği, örgütsel manada yapılacak toplantılarda kameraların bantlandığı, bu toplantılarda sinyal kesici cihazlar getirttirilerek iletişimin dinlenmesi ve teknik takip kapsamında yapılabilecek hukuki izleme ve dinlemelere karşı önlemler alındığı, örgütün para trafiğinde kullandığı Zafer KELEŞ gibi şüpheli şahısların rüşvet veya irtikap eylemleri neticesinde teslim alacakları maddi menfaatleri temin etmeden öncesinde telefonlarını kapattıkları veya uçak moduna alıp birlikteliklerinin tespitini engellemeyi amaçladıkları, 19/03/2025 tarihinden sonra örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun kolluk kuvvetlerine teslim etmediği cep telefonunu saklattığı ve örgüt liderinin ikametinin kamera kayıtlarının yok edildiği, başkanlık konutunda bulunan kamera kayıt cihazlarının tahrip edildiği, şüpheli Mustafa AKIN ve diğer şüphelilerin savunmalarında söz konusu eylemleri genel prosedür olarak nitelendirmelerine karşın anılan eylemler şüphelilerin illegal faaliyetlerinin ortaya çıkmaması, örgüt mensuplarının deşifre olmaması, ''sistemin'' işleyişine sekte vurulmaması, suç delillerinin gizlenmesi gibi durumlardan ötürü örgütsel bir davranış tarzında hareket ettiklerinin göstergesidir.

Son olarak örgütün “gizlilik” unsurunu vurgulamak açısından dikkat çekiçi örneklerden olarak Hukuk Yapılanması sorumlularından şüpheli Mehmet Pehlivan’ın eylemlerine değinilmesi gerekmektedir. Buna göre;

Şüpheli Servet YILDIRIM'ın "(…) Cumhuriyet Başsavcılığınızca operasyon yapılmadan yaklaşık 1 hafta önce Av. Mehmet PEHLİVAN beni arayarak seni ifadeye çağırabilirler, senden dik durmanı istiyorum, bunu ailen ve çocukların için yapacaksın benim için değil şeklinde tehditvari bir konuşma gerçekleştirmiştir. Ben bu güne kadar hem ilk ifademde hemde cezaevinde bulunduğum süreç içerisinde bildiklerimi Cumhuriyet Başsavcılığınıza anlatmak için niyetlenmiş olsam da ceza infaz kurumunda avukatlar tarafından ciddi gözetim altına tutularak ifade vermemizin engellenmesi nedeniyle bu ana kadar ifade veremedim. Bana rızam dışında atanan avukatı değiştirmek istediğimi beyan ettiğimde de böyle bir şeyin mümkün olmadığını ilettiler." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldığı,

Şüpheli Servet YILDIRIM isimli şahsın ifadesinden de anlaşılacağı üzere suç örgütünde faaliyet yürüten şüpheli Avukat Mehmet PEHLİVAN isimli şahıs vasıtasıyla örgütün faaliyeti hakkında bilgi vermek isteyen şahısların üstü örtülü tehdit edilerek ifadelerinden vazgeçirilmek istenildiği, cezaevinde bile avukat görüşmelerinin örgütün gözetiminde tutulmaya çalışıldığı, bildiklerini anlatmasının engellediğine dair hususların yer aldığı anlaşılmış, bu hususlar kapsamında ise Avukat Mehmet PEHLİVAN isimli şahıs tarafından organize edilen hukuk ayağının şüpheliler üzerinde baskı kurdukları ve olay hakkında bildiklerinin anlatılmasının engellendiği, buna istinaden de örgütün yapısının korunmasının amaçlanmış olabileceği anlaşıldığı,

Şüpheli Adem SOYTEKİN'in; "(…)Söz konusu operasyon çok öncesinden duyulduğu ve Ekrem İMAMOĞLU başta olmak üzere Av. Mehmet PEHLİVAN tarafından sistemdeki tüm aktörler uyarıldığı için şuan ve operasyon esnasında nakit para bulunamamıştır.
Operasyon öncesinde nakit paranın Fatih KELEŞ'ten alındığını, Ekrem İMAMOĞLU'na bağlı dokunulmazlığı olan milletvekillerine devredildiğini biliyorum. Bunu bilmemin en büyük sebeplerinden birisi operasyondan önce fiziki takipte de bana sorulan Ekrem İMAMOĞLU'yla başkanlık konutunda yapmış olduğum görüşmede Ekrem İMAMOĞLU bana tedbirini aldın mı, operasyon yapılacak sen de listedesin, eğer emanet etmen gereken para veya belge varsa bunları Turan Taşkın ÖZER'e emanet ver demiştir. Bu görüşme esnasında Av. Mehmet PEHLİVAN da yanımızdaydı. Bu süreçlerin bir çoğunu bu avukat organize etmiştir. Dokunulmazlığı olduğu içinde Turan Taşkın ÖZER emanetçi yapılmıştır. Böyle bir para olmadığı savunması tamamen yalandır. Halihazırda söz konusu dosya kapsamında 130-140 avukat finanse edilmektedir. Bu avukatların aylık ortalama maliyeti 1 milyon dolardan aşağı değil, bunun finansmanı böyle bir para olmasa nasıl karşılanacak. Yine cezaevinde bulunan İBB bürokratları ile özel olarak ilgilenmekteler. Bunlarında finansmanı ağır bir yük getirmektedir. Şuan dosya kapsamında tutuklu bulunan Nezahat KURT'a da tutuklu bulunduğu Kütahya Ceza İnfaz Kurumuna CHP Kütahya İl Başkanlığı bir avukat göndererek bir ihtiyacı olup olmadığını sormuş, kendisinin hiçbir suretle bir şey talep etmemesini kimseye gebe kalmamasını ilettim. Cezaevindeki sistemi bu şekilde yürütmekteler.
(…) 7 Mart 2025 tarihinde saat 11 gibi benim telefonuma Zeytinburnu Tapu'dan gelen mesaj üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca mal varlığıma tedbir konulduğunu öğrendim. Bunun üzerine Av. Mehmet PEHLİVAN'ı aradım. Kendisine bana gelen mesajı ilettim. Kendisi bana konudan bilgimiz var, takip ediyoruz, akşam YTT Hukuk Bürosunda (Turan Taşkın ÖZER'in himayesinde bulunan bir ofis) buluşalım dedi. Akşam ofise gittiğimde Fatih KELEŞ, Tuncay YILMAZ, Turan Taşkın ÖZER, İbrahim BÜLBÜLLÜ (Murat GÜLİBRAHİMOĞLU'nu temsilen), Hüseyin KÖKSAL olarak bizler vardık.
Avukat grubu olarak Mehmet PEHLİVAN, Onur BÜYÜKHATİPOĞLU, Yenal BÜYÜKERŞEN bulunmaktaydı. Toplantı başlamadan önce herkesin telefonları toplandı, Fatih KELEŞ telefonunu evde bıraktığını söyledi, Tuncay YILMAZ telefonunun arabada olduğunu söyledi, ben ve Hüseyin KÖKSAL telefonumuzu vererek yan odaya bıraktırdık.
Odada dijital herhangi bir materyal bırakılmadı. Turan Taşkın ÖZER söz alarak El Koymaların bir operasyonun başlangıcı olduğunu, operasyon yapılması halinde kime hangi avukatın gideceğini, kimin nerede olacağını ve gözaltı yapılması halinde verilecek ifadeyi anlattı, Mehmet PEHLİVAN bana dönerek 'sen yurt dışına çıkmak istiyorsan sende çık git, Emrah BAĞDATLI'yı Murat ONGUN gönderdi, rahatladı, sen de gitmek istiyorsan gidebilirsin' dedi. Bende yurt dışı yasağım olduğunu,çıkamayacağımı söyledim. Mehmet PEHLİVAN bana 'Emrah'ı gönderdiğimiz şekilde senide Edirne üzerinden çıkarttırırız, sen üzerinde nakit parayla çık gerisini biz hallederiz' dedi. Ben kendisine 'devletime karşı bir suç işlemedim malım, mülküm, ailem burada bir suçum varsa bile cezamı burada çekerim, yurt dışına çıkmam' dedim. Mehmet PEHLİVAN Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ'a dönerek 'sizin yurt dışına çıkmanızı Ekrem İMAMOĞLU hiçbir şekilde istemiyor, siz burada kalacaksınız' dedi. Mehmet PEHLİVAN bu konuşmasında herkese hangi avukatın atandığının belli olduğunu, bana Onur'un atandığını, İBB'de gözaltına alınacak bürokratlara da hangi avukatların atandığının belli olduğunu, ifadelerde neler konuşulacağının belirlendiğini, belediye bürokratlarının tutuklanması halinde hepsine maddi yardım yapılacağını, herkese operasyonun siyasi olduğunu, ifade vermeyeceklerini söylemesi şeklinde öğütleme yapıldı. Bu toplantıda Mehmet PEHLİVAN operasyonun Medya A.Ş. özelinde olduğunu, Ekrem İMAMOĞLU'nun zaten gözaltına alamayacaklarını söyledi. Bu şahısların yapmış olduğu tüm kurgu Ekrem İMAMOĞLU'nun gözaltından sonra tutuklanmayacağı senaryo üzerine kurulmuştur. Ekrem İMAMOĞLU'nun tutuklanması üzerine kurdukları senaryo bozuldu. Bu toplantıda ara sıra gerilimler oldu. Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ 'bu Cumhurbaşkanlığı adaylığı nereden çıktı, çok mu gerekliydi, sefasını Ekrem İMAMOĞLU sürecek tasası bize mi düştü' şeklinde serzenişlerde bulundu. Fatih KELEŞ herkesin evini boşaltması gerektiği söylendiğinde 'benim evimde bir sürü şey var ben ne yapacağım şimdi' dedi. Tuncay YILMAZ 'benim evimde para var, ben ne yapacağım' şeklinde konuştu. Bu toplantıda herkes kendi derdine düşmüştü, ben de dahil. Toplantı esnasında Mehmet PEHLİVAN'ın yan odadan telefonunun çaldığını sekreteri söyledi. Mehmet PEHLİVAN çıkıp geldikten sonra Ali NUHOĞLU'yla görüşüp geldi. Ali NUHOĞLU'na da tedbir gelmiş dedi. Konuşmanın detayını bilmemekteyim. Bu toplantıdan 19 Mart'a kadar her akşam burada düzenli toplantı yapıldı. Bu toplantılara düzensiz olarak bende katıldım.(…)
Tutuklanmamın üzerinden yaklaşık 3 ay sonra ifade vermemin sebebi ise olayların bir bütünün anlamak maksadıyla geçen süredir. Bu sürede cezaevinde avukatlar aracılığıyla şahsıma ciddi baskılar, milletvekili teklifi yapılarak susturulmaya çalışıldım. El yazısıyla Ekrem İMAMOĞLU'na ait notlar tarafıma okutturularak susturulmaya çalışıldım. Hatırladığım notlardan birisi 'Adem dik dur bizi satma' içerikli nottur." şeklinde,

Şüpheli Ali NUHOĞLU'nun; "Güllüce Tarım ile ilgili konular ve sözleşme yapılması sürecinde Mehmet Pehlivan'la 4-5 defa görüştüm. Operasyon yapılmadan önce kendisiyle telefonda görüşmüş olabilirim. Güllüce Tarım ile ilgili basında haberler yapılmıştı. Bu nedenle bu konuyu önemsiyorlardı. Hatırladığım kadarıyla bana mal varlığıma tedbir konulup konulmadığını sormuştu. Tarihi net olarak hatırlamıyorum ancak operasyondan kısa bir süre önce bu görüşme gerçekleşti.(…)" şeklinde,

Şüpheli itirafçı Sarp YALÇINKAYA isimli şahsın ifadesinde; "CHP Cumhurbaşkanlığı adaylığı için ön seçim çalışması başlatınca bu hususu da Murat ile konuştuk. Murat, bana bir savcı marifeti ile Ekrem İMAMOĞLU’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın bazı casusların yolsuzluk soruşturması ile ilgili Ekrem İMAMOĞLU’na bilgi aktardığını, bu işleri Ekrem İMAMOĞLU’nun avukatı Mehmet Pehlivan’ın yaptığını, Ekrem İMAMOĞLU’nun da kendisine yapılacak olan yolsuzluk soruşturmasını haber alınca 1 yıl sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı ön seçim kampanyasını öne çektiğini, bu seçim çalışmaları ile Ekrem İMAMOĞLU’nun kendisine yapılacak yolsuzluk soruşturmasını siyasi operasyonmuş gibi göstereceğini, Cumhurbaşkanlığı ön seçim kampanyasının bu sebeple öne alındığını söyledi." şeklinde,

Şüpheli Hamit Serkan BALBAL'ın; "(…) Murat'ın çevresi oldukça genişti. Murat gözaltına alındıktan sonra eşi Feyza Hanım ile telefonda konuşan Avukat Mehmet Pehlivan 'Biz her şeyi organize ediyoruz, tutuklanan herkese avukat gönderiyoruz. Konu kontrolümüz altında, rahat olun' demiş. Bu konuşmayı Feyza Kapki bana anlattığında bu işin içeriğinin normal olmadığını anladım. Ben tutuklandıktan sonra cezaevine gerek Kapki ailesi, gerekse CHP tarafından tanımadığım avukatlar gönderildi. Ben bu avukatların hiçbiriyle görüşmedim. Cezaevi idaresine de kendi avukatım dışında herhangi bir avukat görüşmesi kabul etmeyeceğime dair dilekçe verdim." şeklinde,

Tanık Emin Erhan KARAÇAM'ın; "(…)Ben aktif olarak avukatlık yapmaktayım. Balmumcu'da bulunan ofisimde 4-5 tane avukat çalışmaktadır. Çalışan avukat meslektaşlar kendi özel işlerini de takip etmektedirler. İBB içerisinde gerçekleşen yolsuzluk soruşturması kapsamında operasyon sonrasında bir takım avukatların organize edilerek soruşturmanın sekteye uğratılmasına yönelik şahit olduğum hususları anlatacağım. Benim ofisimde Didem KILIÇ isimli bir avukat çalışmaktadır. Kendisine Av. Yiğit GÖKÇEHAN mesaj atarak bahsedilen soruşturmalar kapsamında güvenilir ve ağzı sıkı avukat aradıklarını, masrafları düşünmemelerini ve bu şekilde soruşturmada müdafilik görevini üstlenmek isteyip istemediğini sormuş, Didem bu mesajı bana gösterdi. İkinci operasyon sonrasında da benzer bir mesajı attı.
Operasyon sonrasında emniyette alınan ifadeler avukatlar tarafından whatsapp grubuna atılıyor, şüpheliler müdafilerini dahi tanımıyorlar. CMK'dan avukat atanması önleniyor. Hatta şüphelilerin varsa kendi özel müdafileri dahi çağırılmıyor. Av. Mehmet ZENGİN ve Av. Yiğit GÖKÇEHAN tarafından organize edilen bu olay kapsamında gözaltında bulunan şüphelilere Didem gibi seçtikleri kişileri gönderiyorlar ve seçtikleri avukatlara avukatlık masrafı olarak parayı kendilerinin vereceğini, gözaltındaki şüphelilerden para alınmayacağını söylüyorlar. Avukat Mehmet ZENGİN'in bu para transferini Ekrem İMAMOĞLU'nun avukatı olan Av. Mehmet PEHLİVAN'ın parayı göndermesi üzerine gerçekleştiriyor. Av. Mehmet PEHLİVAN da parayı CHP milletvekili olan Av. Turan Taşkın ÖZER'den alıyor. Bu para yurt dışından gelen paraymış. Bu hususları ben yanımda çalışan ve izah ettiğim şekilde dosyada görev alan meslektaşım Didem KILIÇ'tan öğrendim. İlk ödeme Av. Mehmet ZENGİN'in Beylerbeyi'nde bulunan ofisinde kurban bayramı öncesi ve/veya sonrası elden ödenmiş. Av. Mehmet PEHLİVAN tutuklandıktan sonra ödemelerin akışı kesilmiş. Ne zaman yeni ödeme alacaklarını bilmediklerini söylemişler. Alınan paralar 6 bin dolar ile gözaltındaki şüphelinin konumuna göre değişkenlik göstermekle 12 bin dolara kadar çıkıyormuş." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Tüm bu beyanlardan anlaşılacağı üzere, şüpheli Mehmet PEHLİVAN tarafından avukatlık mesleğinin gereği olan müdafinin müvekkili açısından maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasına yardımcı olmak, müvekkili olan şüphelinin lehine en iyi savunmayı yapmak sanığın lehine olan delillerin toplanmasına yardımcı etmek, hukuki yardım sunmanın dışına çıkarak, müdafiilik görevi ile bağdaşmayacak şekilde bir örgüt mensubu olarak hareket ederek;

Örgütün gizli toplantılarının yapıldığı, bu toplantıların 19.03.2025 tarihinde yapılan operasyondan önce olduğu ve toplantıların konusunun söz konusu operasyon olduğu, örgütün içerisindeki üst düzey gruba nasıl ifade vereceklerini, gözaltı süreçlerini, olası senaryoları anlatarak örgüt içerisinde üst düzey grubu ortak ifade vermeleri şeklinde örgütlemeye çalıştığı, ilerleyen aşamalarda ise tutuklu bulunan şahıslara baskılar yapılarak örgüt hakkında bildiklerini anlatmalarının engellenmeye çalışıldığı, bu şekilde örgütün deşifre olmasının engellenmesinin amaçlandığı anlaşıldığı, ayrıca mezkur soruşturma için 130 – 140 avukatın finanse edildiğini, bu avukatların soruşturma dosyasında ismi geçen İBB Bürokratlarıyla ilgileneceğini, kendi içlerinde avukatların kimlerin ifadelerine gireceğine kadar hesaplandığı anlaşılmıştır. Bu hususlar kapsamında da avukatlar aracılığı ile soruşturma dosyası kapsamında gözaltına alınacak/alınan şahısların ifadelerine etki edilmeye çalışıldığı, örgütü ifşa edecek bilgilerin ifadelerde geçmemesinin sağlanmasını amaçlandığı, yürütülen soruşturma kapsamında Mehmet PEHLİVAN isimli şahsın; suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU’ndan aldığı bilgileri dosya kapsamında bulunan diğer şüpheli şahıslara aktardığı ve örgütün hukuk ayağını yönettiği avukatlık mesleğini kullanarak şüpheli Ekrem İMAMOĞLU tarafından kurulan çıkar amaçlı suç örgütü hakkında yürütülen ve tutuklu bulunduğu gizli dosya kapsamında elde ettiği bilgileri örgüt yöneticileri ve üyelerine aktardığı ayrıca soruşturmaya karşı alınacak tedbirlerin belirlenmesinde belirleyici olduğu anlaşıldığı, operasyon öncesi şüpheli Mehmet Pehlivan tarafından organize edilen toplantıda dosya kapsamında bulunan şüpheli şahısların katıldığı ve telefonlarının toplanıldığından bahsedildiği, dijital kayıt yapılmasının engellendiği, mahremiyet kurallarına riayet edilerek toplantı gerçekleştirildiği, bu toplantılarda örgütün çözülmemesi için şüpheli Mehmet PEHLİVAN tarafından ayrıntılı planlamaların yapıldığı, operasyondan hemen önce bazı örgüt mensuplarını evlerinde bulunan nakit paraların ve belgelerin akıbetinin sorgulanarak bazı şüphelilerin evinde çok miktarda nakit bulunduğunu, bazılarının da belgelerin evde olduğunu ifade etmesi üzerine şüpheli Mehmet PEHLİVAN tarafından örgüt yöneticileri ve üyelerinin suç delillerini gizlemesi için uyarılarda bulunduğu, operasyon olması durumunda gözaltına alınabilecek örgüt yöneticisi ve üyelerinin emniyet ve savcılık ifadelerine hangi avukatların gideceği, örgüt hiyerarşisinin tespit edilmemesi için ifadelerde örgüt yöneticileri ve örgüt üyeleri hakkında hangi cümlelerin kurulacağı, atılı suçlamaların tamamına örgütün "operasyon siyasidir" yönünde söylem geliştirilmesi gerektiği, "tutuklananlara maddi destek verileceği" yönünde talimatlar verdiği, kendisinin güvenmediği örgüt üyelerinin yurt dışına kaçışlarını organize ettiği ve kaçmaları için talimatlar verdiği, yine şüpheli Mehmet PEHLİVAN isimli şahıs tarafından tutuklu bulundukları ceza infaz kurumlarına avukatlar göndererek örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın talimatlarının iletildiği, tutuklu bulunan şüphelilere örgütün çözülmemesi için baskıların yapıldığı,

Şüpheli Mehmet PEHLİVAN’ın avukatlık mesleği kimliğini kullanarak hukuki yardım sunmanın ötesine geçerek, doğrudan örgüt içerisinde suç örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olup aktif bir örgüt üyesi olarak bir rol üstlendiği, 19/03/2025 tarihi öncesinde kurduğu gayrı resmî ilişkilerle soruşturma gizliliğini ihlal ettiği, örgüt üyelerinin kaçış planlarını organize ettiği, hakkında soruşturma yürütülen şüphelilerin gözaltı ve sonraki süreçlerde soruşturma sürecini takip edecek avukatların kim olduğu hususunda planlama yaptığı, halihazırda dosya kapsamında tutuklu bulunan bir çok şüphelinin avukatlarını örgüt faaliyetleri kapsamında organize ettiği, dosya kapsamında ifade vermek isteyen tutuklu şüphelilere baskı yaptığı ve kontrolündeki avukatları şüphelilerin bulunduğu cezaevlerine yönlendirdiği, şüphelilerle görüşen avukatların dosya kapsamında tutuklu bulunan şüpheli şahısların konuşmamaları yönünde telkin ve baskılarda bulundukları, şüpheli örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıstan diğer şüpheli şahıslara notlar götürerek örgütün çözülmemesine yönelik eylemlerde bulunduğu,

Şüpheli Mehmet PEHLİVAN’ın bu organizasyonu tek başına yürütmediği, yine şüpheli ifadelerinde şüpheli Avukat Onur BÜYÜKHATİPOĞLU’nun da şüpheli Mehmet PEHLİVAN’ın organizasyonunda hareket ettiği ve Mehmet PEHLİVAN tarafından organize edilen gizli mahiyetli örgüt toplantılarında bulunduğu, yine şüpheli Mehmet PEHLİVAN’ın organizasyonunda, cezaevinde tutuklu bulunan şüphelilere vekalet ilişkisinin ötesinde hiç tanışıklığı olmadığı avukatlar gönderilerek şüphelilerin kendi iradeleri ifade vermelerinin engellendiği ve bu şekilde örgütün yargısal faaliyetlerle bağının bu şekilde düzenlendiği anlaşılmıştır.

1.1.4. Süreklilik

Suç teşkil eden fiilin icrasının bir anda tamamlanmadığı, icranın süreklilik arz ettiği suçlara mütemadi (kesintisiz) suç denmektedir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda kanundaki suç sayılan fiilleri işlemek amacıyla bir araya gelmiş örgüt mensupları, suç örgütü varlığını sürdürdüğü sürece sürekli bir suç işleme halindedir. Suç işleme amacında kesinti olmadıkça ve bu amaçla davranılması devam ettikçe bu suçun icrası da devam eder. Mütemadi suçlarda fiilin icrası devam ettiği sürece fiilin ortaya çıkardığı haksızlık işlenmeye devam ettiğinden söz konusu suç açısından da örgüt varlığını devam ettirdiği sürece hukuka aykırılık durumu devam etmektedir. Yoksa örgütün kurulma anında hukuka aykırılık var olup sonrasında hukuka aykırılık hali ortadan kalkıyor değildir. Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunda örgüt, geçici bir süre için değil süreklilik düşüncesiyle ve örgütün faaliyetlerinin devamlılık arz edeceği öngörülerek oluşturulmaktadır. Örgüt kurucuları, yöneticileri ya da örgüte üye olanlarda, sınırlı bir süre için bu örgüt adına hareket edip suç fiilleri işleme iradesi değil, devamlı surette ve belirsiz zamanlı olarak örgüt amacı doğrultusunda hareket etme iradesi vardır.

Söz konusu örgütün eylemlerini sürekli olarak gerçekleştirdikleri, örgüt lideri ve üyelerinin suç içeriği olduğu değerlendirilen ve süreklilik kavramı gösteren görüşmelerinin olduğu, bu durumun özellikle telefon inceleme tutanakları, iletişim tespit tutanakları, baz çakışmaları ve kamera görüntüleri ile sabit olduğu, şüphelilerin atılı suçları bir kereye mahsus işlemediği, sürekli bir şekilde işledikleri anlaşılmıştır. Söz konusu olaylar değerlendirildiğinde şüpheli şahısların organize bir şekilde hareket ettikleri, her üyenin kendine ait görevinin olduğu, şüpheli şahısların bu şekilde hem kendi ekonomik çıkarlarını hem de örgütün ekonomik çıkarlarını düşündükleri, hiyerarşik bir yapı içerisinde oldukları ve devamlılık arz eden eylemleri gerçekleştirdikleri işledikleri suçu mesleklerinin sağladığı güçle ve kolaylıkla işledikleri görülmüştür.

İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünde süreklilik unsurunu gösterir ve örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönem ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde de ''sistemi'' işletip, kimi zaman bizzat kendisinin çoğu zamanda da yöneticileri üzerinden örgüt liderinin başkanı olduğu Belediyeden ihale alan veya ruhsat, imar ya da iskan konularında belediyeye başvuran kişilere yönelik olarak ''sisteme'' para aktarılmasını sağladıklarını gösterir soruşturma kapsamında alınan ifade örneklerine vermek gerekirse;

- Şüpheli Abdullah UÇAN'ın 14/05/2025 tarihli ifadesinde; "(...)genel müdür yardımcısı Onur Aldı, üzerimizde baskı kurarak bu ihaleyi istisna (3G kapsamında) ihalesi olarak gerçekleştirmemizi istedi. İhalelerin hızlıca yapılmasını başkanlığın istediğini söyleyerek baskıyı arttırdı. (...)Yukarıda anlatmış olduğum süreçler Murat ONGUN'un talimatıyla gerçekleşmiştir. Bu işlemlerin Ekrem İmamoğlu'nun onayı olmadan yapılamayacağını herkes bilir " şeklinde,

- Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun 17/04/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Fatih KELEŞ yanıma gelerek 'başkanın selamı var, Beylikdüzü Voleybol Takımına sponsor olacaksın' dedi." şeklinde,

- Şüpheli Alaeddin VARDAR'ın 25/06/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Ağaç AŞ genel müdürü olan Ali Sukas'ın makam odasına gittiğimde bana 2024 yılı yerel seçimlerinde destek olmamı bunun için kendilerine para vermemi, para verdiğim takdirde ödemelerimi kolaylıkla alabileceğimi, aksi takdirde tarafıma yapılacak ödemelerin zorlaşacağını söyledi (...) Kendisi bu konuşmada 10.000,00 USD'ye daha ihtiyacının olduğunu, bu paranın yukarıdan istendiğini söyledi (...) şeklinde,

- Şüpheli Ali İhsan MENGİR'in 24/06/2025 tarihli ifadesinde; "(...) Ben de bunun üzerine Ali Sukas'ı arayarak bunun sebebini sordum, Ali Sukas bana bu konudan bilgisinin olduğunu, bu talebin yukarısının talebi olduğunu, bu paranın yukarıya ödeneceğini söyledi. Bu paraların verilmediği takdirde kurumdan ödemelerin alınamayacağını, bu durumlarda yukarının para göndermekten imtina ettiğini söyledi (...) şeklinde,

- Şüpheli Dursun KELEŞ'in 14/06/2025 tarihli ifadesinde; "(...)2020 yılının başlarında Adem beni aradı. Bana patron (Ekrem İMAMOĞLU) beni arayıp Keleşoğlu bir kreş yapsın dediğini söyledi. (...)Bunun üzerine telefonumdan bir arama yaptı, sesini hoparlöre verdi ve bana sus işareti yaptı. Telefondaki kişiye 'başkanım Dursun KELEŞ'in yanındayım, kreş yapmayacaklarmış, kendisiyle anlaşamıyoruz' dedi. Bunun üzerine karşıdaki kişinin Ekrem İmamoğlu olduğunu anladım ve "kreş yapmıyorlarsa ben de Keleşoğlu'na o projeyi yaptırmayacağım" dedi. (...) başkanım merak etmeyin ben kendileriyle bir şekilde anlaşacağım' deyip telefondaki görüşmesini sonlandırdı.(...)" şeklinde,

- Şüpheli Dursun KELEŞ'in 06/10/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Hatırladığım kadarıyla yanıma geldiğinde ise Deniz İstanbul projesinin kalan etaplarının kaba inşaatına talip olduğunu söyledi ve dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan Ekrem İMAMOĞLU'nu kastederek 'beni başkan gönderdi, bu işleri bana vereceksiniz' dedi(...) şeklinde,

- Şüpheli Ensar GÜNEY'in 25/06/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Bunun üzerine Ali SUKAS'la telefonda bir görüşme yaptım, bu görüşmede beni yanına çağırdı. Yanına gittiğimde odasında bana yukarısının para istediğini, bu parayı ödemem halinde alacaklarımın yüklü bir kısmını ödeyeceğini söyledi(...)" şeklinde,

- Şüpheli Ertan YILDIZ'ın 06/05/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Ekrem İMAMOĞLU tüm parasal sistemi kendisi takip etmekte olup, bu sistemde nam hesabına çalışan kişilere tek tek hesap sorardı. Bu şahıslarda kendi adlarına zaman zaman küçük işler yapar Ekrem İMAMOĞLU da buna göz yumardı(...) Birinci yılın sonundan itibaren her ne kadar doğrudan Ekrem İmamoğlu'ndan gelmese bile Ekrem İMAMOĞLU adına Fatih Keleş yanıma gelerek bazı firmalara ihaleler verdirmem hususunda telkinlerde bulunmuştur. Bu firmaların çoğunluğu hatırladığım kadarıyla Beylikdüzü kökenli firmalardı(...)" şeklinde,

- Fuat KELEŞ'in 21/04/2025 tarihli ifadesinde; "(...) Bu konu ile ilgili Ekrem İMAMOĞLU babamı arayarak 'bu davadan feragat et' diye emir vaki haber verdi. (...)Fatih Keleş isimli birisi ofisime geldi. Benimle görüştü. 'ben senin ruhsat işini çözerim' dedi ve bununla ilgili benim ofisimde (Mermerciler Sanayi Sitesi Beylizdüzü Dörter Mermer)'de görüşelim dedi. İlerleyen zamanda burada buluştuk. Benden 'senin ruhsat işini çözmem için bana Bir Milyon Dolar getirmen lazım' dedi. (...)Bu şahıs bu durumumuzu bilerek Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU'ndan aldığı direktif ile 'Bir Milyon Dolar'dan bir kuruş bile aşağı olmaz' diyerek beni korkuttu(...)" şeklinde,

- Şüpheli Furkan HAMZAOĞLU'nun 25/04/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Anlattığım üzere bahsettiğimiz inşaatlardan Adem SOYTEKİN'in talep ettiği para ve daireleri vermek zorunda kaldık. Bu taleplerin Ekrem İMAMOĞLU adına istendiğini biliyordum. Taleplerinin karşılanmaması halinde yaşayacağımız zorlukları da ön görebiliyordum. Bu nedenle taleplerini karşılamak zorunda kaldık..." şeklinde,

- Şüpheli Kemal ŞAHİN'in 30/09/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Ayrıca belirtmek isterim ki Mehmet Murat ÇALIK ile yaptığım görüşmede Ekrem İMAMOĞLU'nu kastederek 'başkan bu okulları yapmanı istiyor' diye defalarca söyledi(...)" şeklinde,

- Şüpheli Muzaffer BEYAZ'ın 14/04/2025 tarihli ifadesinde; "(...) Kale Kent ile bahsettiğim Teras Park arasında bulunan köprü için Adem SOYTEKİN yanıma geldi. Kale Kent isimli projeyi Metin GÜL yapıyordu. Adem iki proje arasında yapılacak köprünün ben ve Metin Gül'ün yapacağını söyledi. Ben de neden bizim yapmamız gerektiğini sordum. Bana 'yukarıdan talimat geldi, iskana karşılık burayı yapacaksınız' dedi. Yukarıdan kastı Ekrem İMAMOĞLU'dur (...) Beylikdüzü'nde 2017'de bir proje yapmak için arsa sahibiyle sözleşme yaptım. Sonrasında Adem SOYTEKİN yanıma geldi. 'Başkan burayı istiyor' dedi. Bende ne demek istediğini anlamadığımı söyledim. Bana Meydan Yakuplu isimli proje yapılacağını, benim sözleşme imzaladığım yerin yanındaki yeri proje kapsamında kendisinin yapacağını, bu nedenle bu yeri başkanın istediğini söyledi (...)" şeklinde,

- Okan ÇETİNDAL'ın 10/07/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Hatırlamadığım bir tarihte Ayhan Çopuroğlu, marinanın müdürü ve müdür yardımcısı Fuat' ın bulunduğu ortamda Yavuz İlkay 'başkanla görüştüm, kreş için 15 milyon para vereceksin' dedi (...) şeklinde,

- Selin ÇETİNDAL'ın 10/07/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Hatırlamadığım bir tarihte Ayhan Çopuroğlu, marinanın müdürü ve müdür yardımcısı Fuat' ın bulunduğu ortamda Yavuz İlkay eşimin yanına gelip 'başkanla görüştüm, kreş için 15 milyon para vereceksin' demiş (...)" şeklinde,

- Şüpheli Tamer GÜMÜŞ'ün 30/05/2025 tarihli ifadesinde; "... Yine gizli tanık beyanında ve Ümit POLAT'ın beyanlarında geçen 'Yukarının seçim dönemi için bir çok müteahhitten para istemesi' hususundaki iddialar doğrudur. Benden talep edilen yukarının talep ettiği iddia edilen ancak kime gittiğini bilmediğim paraları vermek zorunda kaldım (...) " şeklinde,

- Şüpheli Ufuk TETİK'in 16/05/2025 tarihli ifadesinde; "... Yine bu projede bir gün Adem Soytekin'e yatırımcılara tüm satışlarını bittiğini, bildirmek için yanına gittiğimde kendisi telefonla birisini arayarak ''başkanım oldu. Satışlar okeylendi.' şeklinde bir görüşme gerçekleştirdi. Bu görüşme neticesinde Adem Soytekin bana şaka yollu 'Ekrem başkanla görüştüm. Bir sıkıntı çıkarsa seni ayağından vururum' dedi. Görüşmenin içeriğinden anladığım, bu satışların bilgisi Ekrem İMAMOĞLU'na verilmiştir(...)" şeklinde,

- Şüpheli Ümit POLAT'ın 28/05/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Ali SUKAS 2024 yılı yerel seçimleri öncesi Ağaç A.Ş.'de iş yapan ve gizli tanık beyanında geçen Firmalardan sözleşme bedellerinin yüzde onluk kısmını getirmeleri konusunda firma yetkilileriyle görüşmemi istedi. Kendisine böyle bir görüşme yapmayacağımı beyan ettim. 'Ben istemiyorum yukarıdan böyle istiyorlar' söyleminde bulundu(...)" şeklinde,

- Şüpheli Veysel ERÇEVİK'in 20/08/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Adem SOYTEKİN tam tarihini hatırlayamamakla beraber 2022 veya 2023 gibi beni arayarak Mustafa KELEŞ ile Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatıyla görüşeceğini, yaptıkları işlere karşılık (Kreş, İl Binası Tadilatı vs.) Keleş İnşaattan bağış talebinde bulunacağını belirtti. Mustafa KELEŞ'in satış ofisine gittim, konuyu ilettim. Mustafa KELEŞ hakaret ederek bunu kabul etmeyeceğini söyledi(...)" şeklinde,

- Şüpheli Yakup ÖNER'in 10/07/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Seçim döneminde kimlerden para alındığını bilmiyorum ancak belediyeye iş yapan firmaların tamamından para, kart vs. talep edilmiştir" şeklinde,

- Şüpheli Yakup ÖNER'in 28/07/2025 tarihli ifadesinde; " (Süleyman Çetin SAYA'nın İBB bünyesinde Boğaziçi İmar'da, silüet onayında, imar planı işlerinde (Profilo AVM, Emirgan'daki iskanlı yapısını güçlendirme işi, Vadi İstanbul projesine yol planlama onayı, İstanbul'un değişik yerlerindeki onlarca projesi hakkındaki belediyeyle ilgili yasal işleri), ulaşım ve yol yapım işlerinin yapılması karşılığında 5 kreş yaptığını birçok yerde söylemesi Ekrem İMAMOĞLU'nun kulağına gitmiş. Ekrem İMAMOĞLU, Fatih KELEŞ'i çağırarak 'bu adamın bir sürü işi var, her yerde ben 5 tane kreş yaptım diye geziyormuş. Ne yapıp ne yapmadığını bir çalışın' demiş. Bunun üzerine Fatih KELEŞkreşlerle ilgili gerekli evrakları ilgili birimlerden alarak beni çağırdı. Bana 'Süleyman Çetin SAYA bugüne kadar 2 kreş yapmış. Başkan kız yurdunun 1.000.000 Dolar'lık kısmını karşılamasını istiyor' diyerek Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatını bana iletti. Yaptığımız görüşmede 'Başkan kız yurdu inşaatının 1.000.000 Dolar'lık kısmının maliyetini karşılamanı istiyor' dedim. Kendisi bu talebi kabul ederek yanımdan ayrıldı(...) şeklinde,

- Şüpheli Yakup ÖNER'in 23/06/2025 tarihli ifadesinde; "(...) Güçlendirme ruhsatı için Ekrem İMAMOĞLU ile yaptığım görüşmede kendilerinden büyük bir kreş (yaklaşık maliyeti o dönem itibariyle 700-800 bin dolar) yaptırılmasını istemem söylendi. Ben kendilerine bu talebi ilettiğimde bana bunun çok olduğunu, güçlendirme ruhsatının süreç açısından uzun zaman aldığını belirterek güçlendirme talebinden vazgeçtiklerini, basit onarım talebiyle yürümek istediklerini belirttiler. Ben bu talebi de Ekrem İMAMOĞLU'na ilettim. Bunun üzerine bu şahıslardan küçük bir kreş (o dönem maliyeti itibariyle 500-600 bin dolar maliyetli) yaptırılması istendi(...) Bunun üzerine Ekrem İMAMOĞLU bana 'biz bu ruhsatı onaylıyalım ancak bu kişilerden bir yurt talebinde bulunalım' dedi. Ben Mehmet TORUNLAR'a giderek Ekrem İMAMOĞLU ile görüştüğümü, 10 milyon dolarlık yurt için bağış yapılması durumunda ruhsat başvurusunun onaylanacağını kendilerine ilettim(...) " şeklinde,

- Şüpheli Yücel MENGİR'in 23/06/2025 tarihli ifadesinde; "(...)İzah ettiğim gibi ihale süreçleri ile DİNÇER ilgilendiği için bu parayı tam olarak isteyenin kim olduğunu en iyi kendisi bilir. Bana sadece 'bu para seçim için yukarıdan isteniyormuş' şeklinde bir söylemi oldu(...)" şeklinde,

- Selman NARMAN'ın 15/04/2025 tarihli ifadesinde; "(...) Bu birim ve ihaleler ile ihalelere katılacak firmaların belirlenme süreci de yine Ekrem İMAMOĞLU’nun onayı ile Murat ONGUN’un kontrolünde yürütülürdü. Ekrem İMAMOĞLU’nun onayı olmadan hiçbir firmanın bu torbadan ihale alması söz konusu dahi olamazdı(...)" şeklinde,

-Şüpheli Seyfi BEYAZ'ın 25/04/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Biz istenen 5 milyon doları ödemeyince belediye tarafından 197 Milyon TL'lik bir ceza kesildi. Bu cezaya ilişkin olarak İdare Mahkemesine dava açtık ve yürütmeyi durdurma kararı aldık. Ali Rıza AKYÜZ bizden para isterken bize 'Kardeşim geleceğin Cumhurbaşkanına yardım etmekten niye geri duruyorsunuz' gibi cümleleri çok sık kurmaktaydı(...)" şeklinde,

- Şüpheli Seyfi BEYAZ'ın 14/05/2025 tarihli ifadesinde; "(...)WestSide isimli projede Fatih KELEŞ, Ekrem İMAMOĞLU'nun yönlendirmesi ve Adem SOYTEKİN'in aracılığıyla bu projenin mermer işlerini bedelinden yüksek fiyatla almıştır(...)" şeklinde,

- Yıldırım DELİLER'in 02/05/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Bu görüşmeden yaklaşık 1 ay sonra Adem SOYTEKİN ile yine aynı ofiste konuştuğumuzda bana Ekrem İMAMOĞLU'nu kastederek 'başkan beni aradı uşaklara söyle başımı belaya sokmasınlar' dediğini iletti. Ben de kendisine zaten bir şey yapmadığımızı tüm taleplerini kabul ettiğimizi söyledim(...) şeklinde,

- Şüpheli Mehmet İlhan GÜLAY'ın 07/05/2025 tarihli ifadesinde; "(...) Tüm bu mağduriyetlere rağmen basında da yer aldığı gibi çok büyük bedellerle hissedarı olduğum şirketçe satın alınantaşınmazın daha fazla mağduriyet ortaya çıkarmaması için, bu süreçte Yavuz ERKUT’un Ekrem İMAMOĞLU’nun kesin talimatıdır ve Yakup ÖNER ne diyorsa ona göre hareket edilecek ve Yakup ÖNER’in bize gelip ısrarla baskı yaparak işlerinizin yürümesi içim ben ne diyorsam ona uyacaksınız dediği ve bizim dhaa önceden arsamızda yaptığımız feragatlerin haricinde ekstradan 5.400 m2 daha istediklerini ifade etti(...)" şeklinde,

- Şüpheli Eyüp SUBAŞI'nın 16/05/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Fatih KELEŞ, bana bu nakit para alımından bizzat Ekrem İMAMOĞLU'nun bilgisinin olduğunu söylerdi. Zaten ifademin bayında da belirttiğim üzere Ekrem İMAMOĞLU gayrıresmi işleri Fatih KELEŞ ile birlikte yürütebileceğimizi bizzat söylemişti(...)" şeklinde,,

- Şüpheli Umut ŞENOL'un 03/06/2025 tarihli ifadesinde; "(...)Bunun üzerine Kültür AŞ genel müdürü Serdal TAŞKIN ile konuşmaya Kültür AŞ'ye gittim. Sözleşmenin süresinin 2022'de biteceğini, İBB ile imzalanan Söğütlüçeşme ve Avcılar arasını kapsayan kısım ile Avcılar ve Beylikdüzü arasındaki kısmın birlikte yürütülmesi gerektiğini, CHP'li olduğumu, meclis üyesi olarak görev yaptığımı, neden böyle bir muamele ile karşılaştığımı söylediğimde bana 'Konuyu İBB Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU'nun bildiğini, burayı Urbanmedia'ya devretmem gerektiğini, Beylikdüzü döneminden bu yana işleyen bir sistem olduğunu ve sistemin böyle bir karar aldığını' bana söyledi(...) şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.

Bu beyanlardan anlaşılacağı üzere, örgüt liderinin 2014 yılında başkanı olduğu Beylikdüzü Belediyesi'nden başlayan ve günümüze kadar olan döneme kadar olan süreçte ''sistemi'' süreklilik arz edecek bir şekilde işlettiğini gösterdiği, ayrıca her ne kadar bazı söylemlerin ilk etapta ''kreş, okul, spor salonu'' gibi kamuya yardım yaptırmak adı altında ''şirin'' gözüküp faydalı yardımlarda bulunması vaatleri karşılığında iş insanlarının belediyeden olan taleplerinin hızlı ve olumlu karşılanacağı belirtilerek taraflar ikna edilmeye çalışsa da, vaatler sonrasında genellikle ya paranın elden alınıp herhangi bir kamuya yarar bina (kreş, okul vs.) inşa edilmediği ya da taraflara bu kamu yardımını nakden yüksek gösterip para ya da taşınmaz verilmesi konusunda razı ettikleri anlaşılmıştır. İnşaat sahiplerine ilk etapta kreş adı altında istenilen yardımın inşaat sahiplerinin nakit sıkışıklıktan ötürü ''barter'' yolu ile yapılan projeden taşınmaz alımına razı edilmiş ve kamuya yapılacağı iddia edilen yardım rüşvet talep edilen kişilere bir bahane olarak sunulmuştur. Süreklilik arz eden bu ''sisteme'' para aktarımı yapılırken yukarıda yer alan ifadelerde de belirtildiği gibi örgüt liderinin bizzat isminin zikredilerek taraflar üzerinde mevcut olan kamu gücü hissettirilmeye çalışılmıştır.

1.1.5. Faaliyet Alanı

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde 2014 yılı yerel seçimleri sonrasında yapılanmaya başlayan ''İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün'' liderliğini şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun yaptığı, örgütün ilk eylem tarihi 2015 olmakla birlikte suç örgütünün eylemi gerçekleştirdiği yerin de örgütün ilk yapılanmaya başladığı Beylikdüzü ilçesi olduğu, soruşturma kapsamındaki ifadelerden ilk eylemden sonra çıkar amaçlı suç örgütü 2019 seçim sürecine kadar Beylikdüzü ilçesi sınırlarında aktif olarak faaliyet gösterdiği, kamu gücünün kaynaklarının sonuna kadar kullanıldığı ve kullandırıldığı bu örgütün faaliyet alanları bakımından, 2014 seçim sürecinden 2019 seçim sürecine kadar suç örgütünün Beylikdüzü ilçesinde inşaat faaliyetleri gösteren şahısları ve firmaları hedef aldığı, alınan ifadelerden de anlaşıldığı üzere örgüt 2019 seçim sürecine kadarki döneminde soruşturma kapsamında tespit edilen eylemlerinden de İBB seçimleri için oluşturulması amaçlanan fonu tamamlamak amacıyla eylemlerine devam ettiği ve bu süreçten sonra da yine ifadelerde belirtilen Cumhurbaşkanlığı Adaylığı için oluşturulmak istenilen fonu tamamlamak için eylemlerine devam ettiği; Belediyelerden, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden (İBB) ve iştiraklerinden örgüt lideri ya da yöneticilerle bağlantılı olan iş insanlarına ihaleler aldırıldığı, yine kurulan paravan şirketler üzerinden (örneğin, yeni kurdurulan ve sermaye bedelinin 100.000 TL olan bir şirketin İBB iştiraklerinden 300 milyon TL'yi aşan bedellerle) toplamda milyarlarca lira tutarlı ihaleler alındığı, belediyelerde çok sayıda inşaat ruhsatı ve imar usulsüzleri yapıldığı, iş insanlarının örgüt liderinin başkanlığını yapmış olduğu kurumlardan talepte bulunduğu iskan, imar veya ruhsat başvurularında rüşvet karşılığında ya usule aykırılığın gerçekleştirildiği ya da usule uygun taleplerin ilk etapta gerçekleştirilmeyerek iş insanlarının ticari faaliyetlerine devam edebilmek için rüşvet vermek zorunda bırakıldığı, yine usule aykırı şekilde ruhsatlanan ve işletmeye açılan hafriyat döküm sahalarından elde edilen ciddi gelirlerin örgüte kaynak oluşturulduğu, bir diğer maddi kaynağın ise Boğaziçi İmar Müdürlüğü bünyesinde İstanbul'un boğaz bölgesinde yer alan tarihi ve lüks evlerin/yalıların veya ticari işletmelerin tamirat, tadilat ve ruhsatlandırma işlemleri olduğu belirlenmiştir.

1.1.6. Amacı

Suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun kurmuş ve yönetmiş olduğu İMAMOĞLU çıkar amaçlı suç örgütünün yukarıdaki faaliyet alanında kısaca bahsedildiği üzere alınan ya da aldırılan ihalelerden, usule aykırı verilen ruhsat ya da imar izinlerinden gelen paranın iddianame içerisinde yer alan eylemlerdeki ifadelerden anlaşılacağı üzere yüzdelik (%10-15) kısmının kurulan ''sisteme'' aktarıldığı gibi örgüt içerisinde yer alan lider, yönetici ve üyelerin iddianame içerisinde izahı yapılan usulsüzlükler ve yolsuzluklar sonucunda şahsi olarak da ciddi bir zenginleşmelerine sebep oldukları, örgütün ve örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun asıl ve ilk amacının maddi zenginleşme olmasının yanı sıra ikinci amacın elde edilen maddi sermaye ile örgüt liderinin mensubu olduğu siyasi parti olan CHP'nin ele geçirilmesi olduğu, bu amaç doğrultusunda şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı'ndan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak değişimi içeren yıl olan 2019 yılında gerçekleşen ancak basın ve yayın organlarına 2024 yılı içerisinde ''Para Kuleleri'' olarak yansıyan görüntülerden yola çıkarak örgüt liderinin o dönem mensubu bulunduğu partisinin genel başkanı ya da il başkanı gibi vasıflarının olmamasına rağmen İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınmasını sürecini organize eden kişi olduğu ve o dönemden itibaren parti içerisindeki insanların kendi himayesine sokulmaya çalışılarak öncelikle bağlı bulunduğu partide tek söz sahibi kişi olmayı ve partisini ele geçirmeyi hedeflediği, sonraki hedef olan üçüncü amacın ise gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için partisinin Cumhurbaşkanı Adaylığı olduğu,

Şüphelinin Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde tohumlarını attığı ve hem kurup hem de yönetmiş olduğu ''sistem'' olarak tabir edilen çıkar amaçlı suç örgütünden elde edilen maddi kazancın olası Cumhurbaşkanlığı makamı ile çok daha fazlasına ulaşılabilmesi, yani rüşvet, usulsüzlük ve yolsuzluk çarkının daha öncesinde yönettiği belediyelerden ötesine geçilerek ülke geneline yayılmasının hedeflendiği, kurulan ''sistemden'' oluşturulmaya çalışan kaynağın yalnızca maddi bir kaynak olmadığı, bu kaynağın aynı zamanda insan kaynağı olduğu, bu hususun bir takım ifadelerden anlaşılacağı üzere ''geleceğin Cumhurbaşkanına yardım yapıyorsun'', ''şimdi verme vakti!, Ekrem Başkan, Cumhurbaşkanı olunca şimdi verdiklerini ileride fazlasıyla alacaksın, bizim dönemimiz çok yakın!'', ''şimdi kaşıkla ver, ileride kepçeyle alırsın'', ''Kardeşim! Geleceğin Cumhurbaşkanına yardım etmekten niye geri duruyorsunuz'' şeklindeki sözler ile kamu gücünden yararlanılarak şahısların ikna edilmesi hedeflenmiştir.

Soruşturma kapsamında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak açıklamalarda bulunan şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın ifadesinde; "Ekrem İMAMOĞLU tarafından Beylikdüzü Belediye Başkanlığı süresince başlayan öncelik hedef olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonrasında da Cumhurbaşkanlığı için gerekli sermayeyi toplamak amacıyla kurulan, Beylikdüzü'nde temelleri atılıp İstanbul'un tamamına yayılan çıkar amaçlı suç örgütünün tüm yapısını ve faaliyetleri hakkında bildiğim, gördüğüm ve dahil olduğum tüm olayları anlatarak etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum.(…)" şeklinde,

Cumhuriyet Başsavcılığımızca ifadesi alınan Cemal ÜNEŞ isimli şahsın ifadesinde; "(…)Bana önünde inşaat dosyasının iskanının beklediğini, önlerinde bir seçim olduğunu, bu seçim için 500 bin TL vermemin gerektiğini söyledi.(…)" şeklinde,

Cumhuriyet Başsavcılığımızca Ali İhsan MENGİR isimli şahsın soruşturma dosyası kapsamında alınan ifadesinde; "(…)Ayrıca 2024 yılında yapılan yerel seçimlerde kullanılmak üzere yine Ümit POLAT'ın oğlum ve damadımdan 500.000,00 TL para istediğini oğlum ve damadımın anlatması ile bilmekteyim.(….)" şeklinde,

Cumhuriyet Başsavcılığımızca tanık sıfatıyla ifadesi alınan Ahmet TAŞÇI isimli şahsın ifadesinde; "(…)Bildiğim kadarıyla gayrı resmî kazanılan bu paraların bir kısmı ile bir fon oluşturularak seçim döneminde Ekrem İMAMOĞLU'nun afişleri, miting organizasyonları, seçim otobüslerinin temini ve giydirme işlemleri finanse edilmektedir. Hatta seçim döneminde harçlık adı altında sokakta vatandaşlara bu paralar verilerek oy kazandırılmaya çalışılmaktadır.(…)" şeklinde,

Şüpheli itirafçı Yakup ÖNER isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki ifadesinde; "(…) Bu usulsüz döküm neticesinde ciddi paraların alındığı aşikardır. Fatih KELEŞ'e bu konuyu iletmem sonrasında kendisi bana bu konuyu Ekrem İMAMOĞLU'nun bilgisi dahilinde Hasan AKGÜN ile beraber yürüttüklerini, bir sorun olmadığını, süreci kendisinin yürüttüğünü söyledi. Ben kendisine bunu Ekrem İMAMOĞLU'na ileteyim mi diye sorduğumda bana tekraren gerek yok, konuyu ben takip ediyorum demiştir. Anladığım kadarıyla buradan elde edilen usulsüz gelirler seçim sürecinde kullanılmıştır.(…)" şeklinde,

Şüpheli itirafçı Eyüp SUBAŞI isimli şahsın etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki ifadesinde; "(…)Hatta mevcut Mecidiyeköy'de bulunan büyük cam cepheli binamızın reklam iznini iptal ettiler ve bazı parapetlerimi de indirdiler. Böylece Murat Ongun "sisteme'' düzenli gelir sağlayan bir mekanizmayı kurmuş oldu.(…) Ekrem İMAMOĞLU'nun danışmanları ve bu usulsüz işler içerisinde yer alan belediye bürokratları ve çalışanları "sistem" diye tabir edilen bir oluşumun içerisindedirler." şeklinde,

Şüpheli itirafçı Murat KAPKİ isimli şahsın etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki ifadesinde; "(…)Hatırladığım kadarıyla 2023 senesinde Hüseyin Köksal Urbanmedia isimli şirketi tamamen devraldığında bana da %20 ortaklık vereceğini söylemişti fakat daha sonraki süreçte bu ortaklığı vermekten vazgeçti. Ben de kendisine neden bana ortaklık vermediğini sorunca bana "sisteme'' para veriyorum, sana hiçbir şey veremem" dedi. Bunun gibi bazı konuşmalarda Hüseyin KÖKSAL'dan ''sistem'' kelimesini birkaç kez daha duyduğumu hatırlıyorum.(…)"şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.

Soruşturma kapsamında tespit edilen eylemlerden ve alınan diğer ifadelerden de anlaşılacağı üzere; suç örgütünün Beylikdüzü ilçesinde inşaat faaliyetlerinde bulunan şahısları ve firmaları hedef alarak rüşvet eylemleri neticesinde rüşvet temin ettiği, elde edilen suç gelirleri ile İBB Seçimleri için fon oluşturulduğu ve suç gelirlerinin seçim sürecinde yapılan harcamaları fonlamak için kullanıldığı, İBB döneminde temin edilen suç gelirlerinin ise şüphelilerce "sistem'' olarak adlandırılan fona aktarıldığı ve bu fonun da Ekrem İMAMOĞLU’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı seçim sürecinde yapılacak harcamaların fonlanması için kullanılacağının tespit edildiği,

Şüpheli itirafçı Adem SOYTEKİN isimli şahsın ifadesine yukarıda yer verilmiştir. Yer verilen beyanlar ve şüpheli itirafçı Sarp YALÇINKAYA isimli şahsın da ifadesinde; "(…)2023 senesinde Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden önce Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı netleştiğinde Murat Gülibrahimoğlu'nun ofisinde Murat, ben ve Fatih Keleş hep birlikte sohbet ederken, Kemal Kılıçdaroğlu Ekrem İmamoğlu'nu aday yapmadığından dolayı çok içerlediğini, kendileri için bu durumun iyi olmadığını, Kılıçdaroğlu'nu CHP'nin başından göndermedikçe rahat edemeyeceklerini belirttiler. Daha sonraki süreçte de şu an gündemde olan kongre sürecinde delegelere maddi menfaat sağlayarak seçimi Özgür Özel'in kazanmasını sağladılar. Bu hususları zaman zaman bir araya geldiğimizde ettikleri sohbetlerde ben de orada bulunduğumdan dolayı bizzat duydum.(…)" şeklindeki beyanları ışığında; suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun örgütün faaliyeti çerçevesinde elde ettiği ekonomik kazancı CHP içerisinde gerçekleştirilen kongre sürecinde delegelere maddi menfaat temin etmek, sonrasında ise kendisinin Cumhurbaşkanlığı adaylığı sürecinde yapılacak harcamaları fonlamak olduğunun anlaşıldığı,

Soruşturma dosyası kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan Deniz DÖRTYOL isimli şahsın ifadesinde; "(…) Emrah BAĞDATLI yurt dışına kaçtıktan sonra da halen benimle irtibatını devam ettirmektedir. Yurt dışında kaçtıktan sonra benimle yaptığı konuşmalar şekildedir;(…) İMAMOĞLU siyaseten tutuklu. Elbet 6 aya kadar dışarı çıkacak. 6 ay sonra nerede olmak istediğine kararı sen ver. Hapiste mi olmak istersin yoksa İBB’nin herhangi bir iştirakinin başında mı? Cumhurbaşkanı olduktan sonra da önün hepten açılacak. Bugünün yarını var. Yarını düşünerek hareket et. Tarafını belli et. Bizim tarafta olursan kazanırsın.(…)" şeklindeki beyanlarından da anlaşılacağı üzere örgüt içerisindeki şahıslarca örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın Cumhurbaşkanı olacağına inandırılmaya çalışıldığı buna istinaden de kendilerine ödüllendirmelerin yapılacağı konusunda düşüncelerin olduğu anlaşıldığı,

Yine soruşturma dosyası kapsamında şüpheli sıfatıyla ifade veren Sarp YALÇINKAYA isimli şahsın da ifadesinde; "(…) Burada sohbet ediyorduk. Murat, Fatih KELEŞ’e benim güvenilir biri olduğumu rahatça sohbet edebileceğini söyledi. Buradaki sohbette Fatih KELEŞ, Murat’a'Gördüğün gibi parti işi tamam, parti artık bizde, biz ne dersek parti de bundan sonra o olacak, şimdiki hedefimiz Ekrem İMAMOĞLU’nun Cumhurbaşkanı olmasıdır, nasıl ki partinin ele geçirilmesi için bir fon oluşturuldu ve bu hususta başarılı olunduysa şimdi de Cumhurbaşkanı seçimi için büyük bir fona ihtiyacımız var, bu fona katkı verenler abat olacak, Artık kara göründü, daha çok verme zamanı, alma zamanımız yaklaşıyor, şunun şurasında 2 sene kaldı, imar, iskan, ruhsat sıkıntısı olanları piyasadan bulalım, hangi ilçede büyükşehirde iş varsa kapalım, 1 milyon dolar ve üzerinde para alacağımız her işi üstlenelim, küçük işler ile vakit kaybetmeyelim, imarsız büyük arsalar bulalım, imara açtıralım, kazandığımız paraların yarısını Cumhurbaşkanlığı fonuna, yarısını da cebimize koyalım' dedi. Bu sözleri bizzat Fatih KELEŞ’ten duydum. Benzer şeyleri zaten Murat da sohbetlerimizde bana söylerdi.
Ayrıca aynı sohbette Murat Gülibrahimoğlu; Fatih KELEŞ, Ekrem İMAMOĞLU'nun kendilerine 'Cumhurbaşkanlığı fonuna para bulmak için özellikle alışveriş merkezlerini, yalıları, büyük binaları mercek altında tutun, kaçak olan bölümlerini ihbar edin, sonra da yalı, alışveriş merkezi, büyük bina sahipleri ile iletişime geçin ve biz bu işi çözeriz deyip işleri üstlenin, hedefimiz büyük AVM’lerden 10 milyon USD, küçüklerden 5 milyon USD tahsilat yapmak, seçimi kazanmamız için en az 2 milyar dolar paraya ihtiyacımız var' dediğini söyledi. (…)" şeklinde beyanlarda bulunduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli Sarp YALÇINKAYA’nın ifadesindeki "Murat, Fatih KELEŞ’e benim güvenilir biri olduğumu rahatça sohbet edebileceğini söyledi." Hususlarında ise örgüt içerisinde ayrıca bir mahrem yapılanmanın bulunduğu değerlendirilmektedir. Yukarıdaki beyanların ise sözü edilen güvenilir kişiler arasında geçtiği hususları da göz önünde bulundurulduğunda suç örgütünün içerisinde yer alan mahrem yapının asıl amaç ve gayeden haberdar oldukları,

Yukarıda yer verilen beyanlardan özetle; suç örgütünün ilk hedefinin CHP’yi ele geçirmek amacıyla fon oluşturmak olduğu, bu sayede CHP’nin içindeki delege seçimlerinde bu fonu kullanarak parti yönetimini ele geçirmek, bu sayede de partinin siyasi hedeflerini etkilemek olduğu anlaşılmaktadır. Bu hedeflerden birinin suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun kendisini gelecekteki ilk seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisinin Cumhurbaşkanı adayı yapmak olduğu, şüpheli Sarp YALÇINKAYA’nın "seçimi kazanmamız için en az 2 milyar dolar paraya ihtiyacımız var" şeklindeki ifadelerinden anlaşılmıştır.

Yukarıda yer verilen itirafçı ifadelerinde geçen örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun CHP’nin ele geçirilmesi hedefine yönelik olarak yer alan beyanlarına istinaden yapılan çalışmalarda;

1.1.6.1. Kurultay Görüntüleri

04.11.2023-05.11.2023 tarihlerlerineki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 38. Olağan Kurultay video ön incelenmesinde;

1-) 3 dakika 3 saniyelik video kaydında; Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın konuşmasında "…Sevgili dostlar partimizin en önemli organı ve mutlak iradesi olan kurultayımız, ülkemiz ve demokrasimiz adına büyük bir olgunlukla Genel Başkan seçim sürecini tamamlamıştır. Şunu unutmayalım ki sonuç her halükârda Cumhuriyet Halk Partisi’nin her üyesinin kazandığı bir sonuçtur. İşte tam da bu bakış açısıyla sonucu sizlerle paylaşıyorum. Sayın Özgür ÖZEL 812 (sekizyüzoniki) oy, Sayın Kılıçdaroğlu 536 (beşyüzotuzaltı) oy…"
Salonda bulunan kalabalıktan gelen "Başkan Özgür, Başkan Özgür" seslerinin duyulduğu, akabinde konuşmasına devam eden Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın "…Partimizin yeni Genel Başkanı Sayın Özgür Özel olmuştur. Kendilerini kutluyor ve yeni görevinde başarılar diliyorum. Partimize, ülkemize, milletimize, demokrasimize hayırlı uğurlu olsun. Şimdi konuşmalarını yapmak üzere Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’i kürsüye davet ediyorum…" şeklinde konuşmalar yaptığı duyulmuştur. Akabinde görüntülerde konuşması duyulan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür ÖZEL’in;
"…Hayatımın en büyük gururunu, en büyük onurunu yaşıyorum. Bunu Cumhuriyet Halk Partisi 100. Yılında ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin hatta Türkiye’nin 100. Yılda kurulan ilk sandığında, İkinci yüz yıla yön verecek partimizin kurultayında oy birliğiyle ve hepimizin yürekten desteklediği şekilde şahsınıza verilen bu onurlu görevli layıkıyla yerine getirdiğiniz için tüm Cumhuriyet Halk Partililer adına size teşekkür ediyorum…" şeklinde konuşmalar yaptığı duyulduğu,

2-) 7 dakika 59 saniyelik 2. Video kaydında; Türkiye İçin ÖZGÜR Gelecek pankartının delegeler tarafından sallandığı görülmüş, akabinde kalabalık bir grubun "Güzel günler göreceğiz, güneşli günler, motorları maviliklere süreceğiz ve Özgür Başkan, Özgür Başkan" şeklinde tezahüratlar yaptığı duyulmuştur. Akabinde kürsüde bulunan Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür ÖZEL’in "…Şimdi bizimle birlikte, gönlü bizimle birlikte olan Sayın Genel Başkanımıza teşekkür ediyorum. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na. Sırtıma, omzuma, yüklemiş olduğunuz sorumluluğun farkındayım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, İsmet Paşa’nın, Bülent Ecevit’in, Deniz Baykal’ın, Murat Karayalçın’ın, Hikmet Çetin’in,Altan Öymen’in ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunda oturmak, onların emanetine sahip çıkmak, bundan sonra benimle birlikte hepinizin görevidir. Ben sizlere güveniyorum. Bir teşekkürü, bir teşekkürü kolay kolay siyaset sahnesinde görülmeyen ama bu süreçte bütün geçmişteki pratiklerinin aksine yanında* olan beni yetiştiren anneme, babama, kardeşime, sevgili eşim Didem’e, biricik kızım İpek’e ve Özel, Okay ve Menemenlioğlu ailelerine yürekten teşekkür ediyorum. Alkış sesleri. İlk okul öğretmenimden yakın okuldaki öğretmenlerime kadar beni yetiştiren tüm öğretmenlerime bugün beni burada yalnız bırakmayan Bornova Anadolu Lisesi mezunu arkadaşlarıma ve elbette, elbetteböylesi bir gecede gecenin bu saatinde bu büyük onuru benimle birlikte yaşayan tüm delegelerimize tüm Cumhuriyet Halk Partililere yürekten teşekkür ediyorum. Alkış sesleri. Cumhuriyet Halk Partisi’nin 130 milletvekilinden oluşan harika bir grubu var. Çok konuşuldu, buraya kim kaç milletvekilinin desteğiyle geldi diye. Bu salondan 130 milletvekilimizle el ele omuz omuza çıkıyorum. Salona il başkanlarımızla girdik. Bu salondan 81 il başkanımızla kol kola, omuz omuza çıkıyorum. İmza sayıları çok konuşuldu. Ben seçim sonuçlarını sayın başkanım müsaade ederse 1366 delegemizi bana oy vermiş kabul ediyor, hepsine teşekkür ediyorum.
Bu zor süreçte bu salondan dışarıya hiçbir kırgınlık çıkarmayacağıma kendi adıma söz veriyorum. Grubumuz pazartesi sabahından itibaren plan bütçe komisyonundaki mücadelesine büyük bir enerjiyle ve tek yumruk olarak devam edecek. Bizlerde hep birlikte 5 ay sonraki çok önemli yerel seçim sürecine odaklanacağız. Buradan 1.5 milyon üyemize diyorum ki biz Cumhuriyetin 100. Yılında yaşadığımız büyük üzüntüyü telafi etmek, yüzleri güldürmek 2. Yüzyıla zaferle girmek için örgütümüzde yarından itibaren seferberlik ilan ediyorum, seferberlik. Durmayacağız, çalışacağız, omuz omuza çalışacağız. Elimizdeki belediyelerin tamamını yeniden kazanacak, yanlarına yenilerini ekleyecek ve hep birlikte büyük bir zaferi kazanacağız. Ben buna inanıyorum. Bunun için de sizlere güveniyorum. Kendi adıma iki sözü tutacağımı ifade ederek sözlerimi sonlandırayım. Örgüte verdiğim bütün sözleri tutacağım. Yarın sabah 9.30 da 81 il başkanımla yarınki parti meclisi sürecini görüşmek üzere toplantı koydum. Kendilerini davet ediyorum. Ön seçime yönelik demokratik tüzüğe yönelik bundan sonra bu partiye yakışır her türlü iyileştirmede verdiğimiz sözleri hep beraber zaman kaybetmeden tutacağız. Bir de benim bir sözüm var. Sayın Başkan’ın da emeğinin çok olduğu Hatay, Hatay’a gittiğimde Hatay’da siyaset konuşmadım. Dedim ki mazbatamı alacağım ilk ziyareti Hatay’a yapacağım. Hatay’ı ve deprem bölgesini sürekli gündemde tutacağım söz veriyorum. Devamında, ertesi ziyaretim ikinci memleketim Osmaniye’ye olacak söz verdim, Osmaniye geliyorum. Yolumuz açık olsun, yolunuz açık olsun. Hepinizi çok seviyorum. Saygılar sunuyorum…" şeklinde konuşmalar yaptığı duyulduğu,

7 dakika 59 saniyelik video kaydında kürsüde bulunan kişiler incelendiğinde;

İsmail Doğan SUBAŞI (Ek-1)
Video’nun 1.01 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanvekili İsmail Doğan SUBAŞI isimli şahıs olduğu,

Şafak BAŞA (Ek-2)
Video’nun 1.06 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın İSKİ Genel Müdürü Şafak BAŞA isimli şahıs olduğu,


Fatih KELEŞ (Ek-3)
Video’nun 1.30 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın İBB Spor Başkanı Fatih KELEŞ isimli şahıs olduğu,

Murat ONGUN(Ek-4)
Video’nun 1.40 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın Medya A.Ş. Genel Müdür’ü Murat ONGUN isimli şahıs olduğu,


Necati ÖZKAN(Ek-5)
Video’nun 1.43 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın danışmanı Necati ÖZKAN isimli şahıs olduğu,


Mesut KÖSEDAĞI(Ek-6)
Video’nun 1.45 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Mesut KÖSEDAĞI isimli şahıs olduğu,

Özgen NAMA(Ek-7)
Video’nun 1.48 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Halk Ekmek Genel Müdürü Özgen NAMA isimli şahıs olduğu,


Yiğit Oğuz DUMAN(Ek-8)
Video’nun 2.41 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın İBB Başkan Danışmanı Yiğit Oğuz DUMAN isimli şahıs olduğu,


Mithat Bülent ÖZMEN(Ek-9)
Video’nun 4.55 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın dönemin İGDAŞ Genel Müdürü Mithat Bülent ÖZMEN isimli şahıs olduğu,


Nevzat Burak KESİMOĞLU (Ek-10)
Video’nun 5.30 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Özel Kalemi Nevzat Burak KESİMOĞLU isimli şahıs olduğu,

Resul Emrah ŞAHAN(Ek-11)

3 dakika 3 saniyelik video kaydının 1.32 saniyesi sıralarında görülen ve kırmızı daire içine alınan şahsın dönemin İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Resul Emrah ŞAHAN isimli şahıs olduğu tespit edilmiş olup görüntüler soruşturma evrakına eklenmiştir.

İncelenen görüntülerden de anlaşılacağı üzere suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile birlikte soruşturma kapsamında gözaltına alınan şahısların 38. Kurultay ‘da CHP Genel Başkanı Özgür ÖZEL’in yanında Ekrem İMAMOĞLU ile birlikte yer aldıkları anlaşılmaktadır. Soruşturma kapsamında alınan ifadelerden de anlaşılacağı üzere Fatih KELEŞ, Murat ONGUN, Resul Emrah ŞAHAN, Şafak BAŞA, Yiğit Oğuz DUMAN ve Necati ÖZKAN isimli şahısların Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın yakın ekibinde bulunduğu ve sözü edilen şahıslar hakkında da soruşturma dosyası kapsamında şüpheli olarak işlem yapıldığı, İsmail Doğan SUBAŞI, Mesut KÖSEDAĞI, Özgen NAMA, Mithat Bülent ÖZMEN ve Nevzat Burak KESİMOĞLU isimli şahısların İBB’de yönetici kadrosunda görevli oldukları hususları da göz önünde bulundurulduğunda şahısların suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU ile birlikte hareket ederek kurultayda yer aldıkları,

Yine yukarıdaki etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle açıklamalarda bulunan şüphelilerin ifadeleri ve kurultay görüntüleri birlikte değerlendirildiğinde ise; Sarp YALÇINKAYA’nın ifadesindeki güvenilir kişiler arasındaki toplantıda yer alan kişilerin kurultay toplantısında da yer aldığı, bu hususlar ile birlikte de CHP Başkanlık görevine gelen Özgür ÖZEL isimli şahsa suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU ile birlikte destek verdikleri, bu hususlarında Sarp YALÇINKAYA isimli şahsın itirafçı ifadesini doğrular nitelikte olduğu anlaşılmıştır.

2.BÖLÜM-SORUŞTURMANIN GENEL ÖZETİ

2.1.Soruşturmanın Başlangıcı

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Soruşturma Bürosunun 2024/64419 sayılı soruşturma dosyasına kayden başlatılan basın yayın ve medya organlarında ''CHP'de Para Sayma Görüntüleri ve Para Kuleleri'' olarak bilenen video görüntüleri üzerine Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturma kapsamında gerekli tahkikatın yapıldığı ve tahkikat sonucunda dosyada yer alan şüpheliler hakkında Siyasi Partiler Kanununa Muhalefet suçundan kamu davasının tanzim edildiği, soruşturma kapsamında yer alan ifadeler bakımından, ifadelerde ismi geçen kamu görevlilerinin kurmuş oldukları ''sistem'' dahilinde iş sahiplerinden/insanlarından rüşvet aldıkları, iş sahiplerini para vermeye zorladıkları, bazı iş insanları ile birlikte hareket edip haksız kazanç elde ettikleri, piyon diye tabir edilen kişiler üzerinden alım satımlar yaparak suçtan elde edilen parayı akladıkları ve ''sisteme'' dahil ettikleri, para transfer ve tahsilinde 'gizli kasa' olarak tabir edilen sivil kişileri kullandıkları iddiası ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığımızca 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160/1’nci maddesi uyarınca iş bu soruşturma numaralı dosya üzerinden re'sen soruşturmaya başlanmıştır.

2.2.Kamuoyunda “Para Kuleleri” olarak bilinen olaya ilişkin genel ifadeler

Soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifadesi alınan şahıslardan Hasan Hüseyin ŞENYURT'un 23/10/2024 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde özetle, ''(...)Benim 2019 yılında 1907 Ajans isimli firmam vardı. Belbim' in başlattığı, toplu taşımada kullanılan kartların taraftar karta dönüştürülmesi projesi Servet Yıldırım'ın aracılığıyla Murat Ongun ve Tuncay Yılmaz bana verdi. Ben yazılı protokol yapmadım, proje kapsamında çalışmalar ve yatırımlar yaparken Belbim Genel Müdürü Nihat tarafından proje gerekçesiz iptal edildi. Benim yaptığım masraflar da tarafıma ödenmedi. Servet Yıldırım'ı ben yaklaşık 4 senedir tanıyorum. Yakın bir ilişkimiz vardı. Kendisi Hüseyin Köksal'ın özel şoförüdür. Bu süre zarfında Servet, İBB Kültür A.Ş.' den çanta çanta para alıp İmamoğlu Şirketinin genel müdürü Tuncay'a götürdüğünü bana anlatırdı. Paraları Serdal Taşkın' an aldığını anlatırdı. Serdal' ın kendi uhdesine de para geçirip, Nişantaşı Halkbank' ta kiraladığı kasaya külçe altın olarak sakladığını, Ercan Saatçi (şarkıcı) ve abisi Zafer Saatçi birer villa aldığını tespit ettikleri, Serdal Taşkın'ın şoförünün üzerinde 10 milyon para geçirdiğini anlatmıştı.
Hüseyin Köksal; İmamoğlu' nun kasasıdır. Servet, Hüseyin' in yaptığı her işi bilir. Para sayma görüntülerinin ortaya çıkmasından sonra ifade verdiler ancak ifadeleri yalandır. Servet' in mesaj ve ses kayıtları bende mevcuttur. İtirafçı olmak istediğini bile söylemiştir. Chp' nin genel kurultayında 1 milyar 200 milyon lirayı Berber Yaşar' ın döviz ofisinde dövize çevirip delegelere verdiklerini, Kiptaş' ın 70 dairesini delegelere dağıttıklarını, hatta bir delegenin de bir yıl boyunca Amerika' ya gidiş dönüş uçak biletlerini karşıladıklarını anlattı.
Emrah Bağdatlı; Murat Ongun' un en yakın arkadaşıdır. İmamoğlu Büyükşehir Belediye Başkanı olunca Murat Ongun' un başında olduğu Medya A.ş' den işler kendisine verildi. Advertcity isimli reklam firması İmamoğlu Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra kuruldu. Görünüşte Murat Kapki ve Ahmet Köksal sahibidir. Ancak asıl sahipleri Ekrem İmamoğlu, Hüseyin Köksal ve Murat Kapki' dir.
Şirketin ticaret sicilindeki adı BVA Reklam ve Danışmanlıktır. Ticaret Sicili numarası ise 238247-5' tir. Şirketin belediyeden yüksek tutarlarda ihale aldığı ancak asıl işinin sahte faturalar düzenleyerek gayriresmi parayı şirkete soktuğunu Servet anlatmıştır. Yine Hüseyin Köksal' a ait Karsal Örme isimli firma ve Advertcity isimli firmalar adına düzenlenen faturalarla kayıtsız paraları sisteme soktuklarını öğrendim.
(…)Para sayma görüntüleri yayınlanınca Servet bu paraların Kültür A.Ş' den aldığı paralar olduğunu, Servet itirafçı olacağını söyledi. Ancak ifadesinde bunları inkar etti.Hala Hüseyin Köksal' ın yanında çalışıp çalışmadığını bilmiyorum ancak bu yapının bir çok kirli işine kendisi vakıftır.'' şeklinde beyanda bulunmuştur.

Soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifadesi alınan şahıslardan Gökhan TAŞKAPAN'ın 27/02/2025 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde özetle, ''Ben 2019 senesinde medyaya da konu olan CHP İl binasının satışı konusunda binanın satışını yapan Ali Rıza BRAKA'nın sahibi olduğu SEAS BESİCİLİK'in avukatıydım. Bina müvekkil şirkete TOKİ ve GÜL İNŞAAT ile hasılat paylaşımlı ortak olan bu oluşumdan satın almıştık. Daha sonra CHP il binası olarak kullanılmak üzere CHP yetkilileri olan Canan KAFTANCIOĞLU, Özgür NAZ ve Fatih KELEŞ ile pazarlık yaparak 41 Milyon TL'ye mutabık kalındı. (…) GÜL İNŞAAT ve TOKİ ortaklığında 05/11/2019 tarihinde satın aldık, 11/12/2019 da ise Cumhuriyet Halk Partisi'ne 41 milyon TL bedel ile sattık. Tapuda bu bedel 24 milyon TL olarak gösterildi. Banka hesabımıza peyder pey 24 milyon TL yattı, haricen ise tapu harç bedeli olarak 360 bin TL resmi hesabımıza gönderildi. (…) Geriye kalan 17 milyon TL'nin de 15 milyon küsür TL'sini benim avukatlık ofisimde, geriye kalan 1 milyon 400 bin TL civarındaki parayı ise tapu devir gününde 1 milyon TL'si Metin GÜL tarafından haricen ve 400 bin TL'si CHP yetkilisi Fatih KELEŞ tarafından haricen olmak üzere tarafımıza ödendi. Medyaya yansıyan para kuleleri başlıklı haberlere konu olan para sayım işlemi bu bahsettiğim 15 milyon küsür TL'ye ilişkindir.
(...) Ofisime gelen paraların 3 milyon TL'si hatırladığım kadarıyla Beşiktaş Belediyesi'nden, 800 bin TL'si Şişli Belediyesi'nden, 6 milyon TL civarının Beylikdüzü Belediyesi'nden, miktarını hatırlamadığım meblağların Ataşehir Belediyesi, Kartal Belediyesi ve Maltepe Belediyesi tarafından getirildiğini biliyorum.
(…) Fatih KELEŞ'te ofisimde para sayma işlemi esnasında bulunmaktaydı, birkaç kez telefonda başkan diye hitap ettiği şahısla görüştü tahmin ediyorum ki bu şahıs Ekrem İMAMOĞLU'dur. Ayrıca Tuncay YILMAZ isimli şahısla da birkaç kez telefonda görüşmesi oldu. Fatih KELEŞ yine bir konuşmasında İBB'den ihaleye girecek olan bir şahıstan 1 milyon TL geldiğini beyan ettiğine şahit oldum. (...)'' şeklinde beyanda bulunmuştur.

Soruşturma kapsamında tanık sıfatıyla ifadesi alınan şahıslardan Uğur GÜNGÖR'ün 21/10/2024 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde özetle, '' (..) 2016-2017 yıllarında Beylükdüzü'nde bulunan arsamı Gül İnşaat isimli firmaya kat karşılığı verdim. Firmanın sahipleri Ali GÜL, Zafer GÜL ve Osman GÜL'dür. İnşaat devam ederken Gül İnşaat sahipleri konut olarak gözüken yerleri dükkâna çevireceklerini, bunun için belediyeye rüşvet verilmesi gerektiğini belirttiler. Bu rüşvetin yarısını benden istediler ben kabul etmedim. Rüşvet tutarı 15.000.000 milyon Türk Lirasıydı. Ancak daha sonra benim arsamı kat karşılığı vermeme aracılık eden kişi Velittin KÜÇÜK (eski Gürpınar Belediye Başkanı) benimle görüştü, ben de ısrar ve ricasını kıramadım. Görüşme yapmak için ADM İş Merkezine Zafer GÜL ile birlikte gittim. Burada hali hazırda Beylikdüzü Belediye Başkanı olan Murat ÇALIK ile görüştük. Kendisine o dönem belediye başkan yardımcısı diyorlardı ancak aslında Ekrem İmamoğlu'nun danışmanıydı. Rüşvet işlerini takip ediyordu. Benden 15 milyon Türk Lirası para istedi ben de vermeyeceğimi yineledim. Masadan kalkmak istedim. Bana “buradan çıkarsan bir daha giremezsin” dedi. Ben de babanın malı değil burası, geldiğimde beni alma bak bakalım noluyor dedim. Murat ÇALIK'ın odasının karşısında Ekrem İMAMOĞLU'nun odası bulunuyordu. Tartışma seslerini duyunca İmamoğlu dışarı çıktı. Sinirli bir şekilde noluyor deyip gitti. Zafer Gül ve Murat Çalık'ın ısrarı üzerine ben ve Gül İnşaat olarak senet vermeyi kabul ettik. Ofisimde imzaladığım senetleri Zafer Gül'e verdim. Daha sonra Davut AKAY bana senetlerin Fatih KELEŞ'te olduğunu, ödemeyi ona yapmamız gerektiğini söyledi. O dönemki avukatım Oğuzhan GÜNEY (vefat etti), Davut AKAY ve Zafer GÜL ile birlikte Fatih KELEŞ'e ödeme yaptım. Sonrasında ben ve Zafer kalan senetler için 13 daire verme konusunda anlaştık. Yarısını ben, yarısını da Gül İnşaat verecekti. Daireler karşılığında senetleri aldık.
Murat ÇALIK'ın isteği üzerine daireleri Adem SOYTEKİN'in Asoy İnşaat isimli firmasına devrettik. Sonraki süreçte Davut AKAY dairelerin Asoy İnşaat tarafından Gül İnşaat'a devredildiğini ve beni dolandırdıklarını, Fatih KELEŞ'in de Ekrem İMAMOĞLU'nun kasası olduğunu söyledi. (…) Dairelerimin tekrar Gül İnşaat'a verildiğini öğrenince Murat Çalık ile görüştüm, benim dairelerimi verin dedim ancak iade etmeyeceklerini söyledi, daha sonra Adem Soytekin ile görüştüm. Yanında Tuncay Yılmaz da vardı. Adem Soytekin'den de dairelerimi istedim, bana 'ne dairesi vereceğim kardeşim' deyip masadan kalktı gitti. (…) Beylikdüzü ve Büyükçekmece bölgesi kurtarılmış bölge gibidir.
Beylikdüzü Belediyesi'ne ait arazi üzerine Gül İnşaatın yapmış olduğu Vira isimli proje incelendiğinde yapılan usulsüzlükler görülecek ve rant yapısının sistemi anlaşılacaktır. O dönemki Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU düşük bir oranla araziyi Gül İnşaat'a verdi. Daha sonra yapılan dairelerin satış bedelleri düşük gösterildi, resmi belirtilmeyen tutarlar Gül İnşaat ile Ekrem İMAMOĞLU arasında paylaşıldı. İlk projeden sonra, projenin yanındaki arsa da Gül İnşaat'a ihalesiz verildi. İnşaat bittikten sonra Gül İnşaat Belediye hissesine düşen daireleri uzun vadeli çeklerle satın aldı ve çok uzun süre borcunu ödemedi. Bu projeden 500 milyon TL civarında kazanç elde ettiler.
Ekrem İMAMOĞLU, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde işleri Fatih KELEŞ, Adem SOYTEKİN, Murat ÇALIK, Tuncay YILMAZ üzerinden takip ederdi. Adem SOYTEKİN; imarsız arsalar kendisine verilir, daha sonra imara açılır ve bu projelerden büyük gelir Ekrem İMAMOĞLU'yla paylaşılır. Adı basında sık geçmeye başlayınca Ekrem İMAMOĞLU, Adem üzerindeki mallarını Lotus İnşaat isimli firma üzerine devrini yaptı. Sahibi Adem Ceylan'dır. Adem CEYLAN; Lotus İnşaat isimli firmanın sahibidir. Ekrem İMAMOĞLU, Adem SOYTEKİN üzerine olan malvarlığının bir kısmını bu firma üzerine aktarmıştır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra İstanbul genelinde çok sayıda iş almıştır. İş, arsa sahiplerine istedikleri gibi imar garantisi vermektedir.
Fatih KELEŞ; mermer işi yapar, Ekrem İMAMOĞLU'nun gizli kasalarından biridir. Belediyeye verdiğimiz senetlerden ikisinin bedeli kendisine ödendi. Sonra daire karşılığında senetlerimizi geri aldık.
Tuncay YILMAZ; Ekrem İmamoğlu'nun akrabası aynı zamanda şirketinin genel müdürüdür. Ekrem İmamoğlu il belediye başkanı olunca delegelere para verilmesi, il parti binasının alınması gibi olayları organize etmiş, paraları teslim etmiştir.
Ali GÜL; Gül İnşaat'ın sahibidir. Vira projesinde Ekrem İmamoğlu ile ortaklık yaptılar. İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde çok büyük servet sahibi oldular. Büyükçekmece ve Beylikdüzü Belediyelerinde rüşvetle iş yapmaktadır.
Ali Rıza BRAKA emlakçılık yapar. Gül İnşaat binayı onun üzerine devretmiş, oradan da CHP' ye satımı yapılmıştır. Binanın değeri o dönem 200 milyon liraya yakındır. Gerek resmi gerekse gayri resmi tutarlar doğru değildir. Aradaki fark Gül İnşaat ve Ekrem İMAMOĞLU'nun cebine girmiştir.
Bahsettiğim kişiler organize halde çalışmakta, rüşvet başta olmak üzere hukuk dışı yollarla kazanç sağlamaktadır.'' şeklinde beyanda bulunmuştur.

Uğur GÜNGÖR isimli şahsın alınan tanık beyanı kapsamında beyan içeriği ile uyumlu olacak şekilde daha önce yapmış olduğu suç duyurusu bakımından Büyükçekmece CBS tarafından soruşturmanın yürütüldüğü, verilen KYOK kararına karşı Kanun Yararına Bozma yoluna gidildiği ve Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 14/09/2023 tarihli bozma kararına istinaden soruşturmanın yeniden açılarak Büyükçekmece CBS'ye gönderildiği, 18/12/2024 tarihinde ise yetkisizlik kararı ile işbu soruşturma dosyası ile birleştirilmek üzere soruşturma evrakının gönderildiği ve gelen evrakın işbu soruşturma dosyası ile birleştirildiği ve birleşen dosya kapsamında Uğur Güngör isimli şahsın kendisinin de ''rüşvet veren'' olarak ihbar ettiği ifadesinin alındığı anlaşılmakla ifadesi ve iddiaları ile ilgili hususlar aşağıda ayrıntılı olarak izah edilmiştir.

Soruşturma dosyası kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığımızca tanık sıfatıyla ifadesi alınan Tolgahan ERDOĞAN'ın, şüpheli sıfatıyla Metin GÜL isimli şahsın, Gizli tanık sıfatıyla Gürgen kod adlı şahsın, şüpheli sıfatıyla Sarp YALÇINKAYA isimli şahsın, yine şüpheli sıfatıyla Adem SOYTEKİN ve Veysel ERÇEVİK isimli şahısların etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifadeleri alınarak, alınan ifadelere ve yapılan değerlendirmelere aşağıda detaylıca yer verilecektir.

Tanık Tolgahan ERDOĞAN'ın Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde özetle; ''(...) Ben televizyon ve sosyal medyada siyasetle ilgili paylaşımlar yapan birisiyim. Hali hazırda CHP üyesiyim. Son dönemde belediyelerin yolsuzluk yaptığına dair iddialar kamuoyunda sık paylaşılınca ben de sosyal medya ve TV programlarında bundan bahsettim. Bu konuda bildiklerimi paylaşmak istiyorum. Öncelikle geçmiş zamanda kamuoyuna CHP'de para kuleleri olarak yansıyan bir video vardı. Videoda ve sonrasında medya ve adli birimlere yansıyan bilgilerde CHP'nin il binası satım alım sürecine ilişkin olduğu, bu kapsamda paralar toplandığı belirtildi. Ancak satın alınan bina Ekrem İMAMOĞLU'nun ortağı olan Gül İnşaat isimli firmaya aitti. Binanın çeşitli sıkıntıları vardı. Emlak Konut ile bu sıkıntıları aşamamışlardı. Ekrem İMAMOĞLU da o dönem parti yönetimini yeni bir bina konusunda ikna etti ve sürecin kendisinin takip edeceğini belirtti. Sonrasında ortağına ait bu binayı partiye sundu. Bina tamamlanmış bir bina değildi ve genel merkezin de istenilen kadar parası yoktu. Yanlış hatırlamıyorsam bina için 22 ya da 23 milyon dediler. Parti eksik kalan tutarın bağışlarla halledilmesini istedi. Bunun üzerine binayı Gül İnşaat hemen Ali Rıza adında bir şahsa yanlış hatırlamıyorsam 8 milyona sattı. Daha sonra Cumhuriyet Halk Partisi bu binayı yaklaşık 3 katı fiyatına satın aldı. Partinin ödediği para ile bina için ödenen para bellidir. Yine o dönem binanın tadilatı için harcanacak para bellidir. Bunlar ortaya çıkarıldığında söz konusu avukatlık ofisine gelen para ile bina için ödenen para arasında fark görülecektir. Olay adli mercilere yansıdıktan sonra belediye başkanları milyonlarca lira para gönderdiklerini, sadece Bakırköy Belediyesinin göndermediğini çeşitli mercilerde konuşmaya başladılar. İşin bir diğer garip yönü ise bina Ali Rıza'dan alınmasına rağmen pazarlık sürecinde Gül İnşaatın da yer almasıdır. Partinin o süreçte başlattığı 'bir tuğla da sen koy' bağış kampanyasına yatırılan para 600-700 bin TL civarında cüzi miktardadır. Sonrasında bu binanın tadilatı için anlaştıkları firma üzerinden toplanan paraları aklamışlardır.
Görüntülerde Tuncay YILMAZ, Fatih KELEŞ, Hüseyin KÖKSAL isimli şahsın şoförü bulunmaktaydı ve basında da bu kişilerin isimleri geçti. Fatih KELEŞ, Tuncay YILMAZ, Ertan YILDIZ, Murat ONGUN, Yiğit Oğuz DUMAN, Turan Taşkın ÖZER; Ekrem İMAMOĞLU'nun en yakınındaki kişilerdir.'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Yukarıda yer alan bilgiler doğrultusunda; söz konusu binanın satın alınmasını şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın organize ettiği, talep edilen paraların bağış adı altında toplandığı, görüntülere konu CHP il binasının ilk etapta şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın ortağı olduğunu iddia ettiği Gül İNŞAAT unvanlı firmaya ait olduğu, Gül İNŞAAT'a ait olan binanın şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın önermesiyle satın alındığı, Gül İNŞAAT yetkilileri ile örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun İddianamede yer alan eylemler kısımda atılı rüşvet eylemlerinde birlikte yer aldıkları ve aralarında suç teşkil eden para alışverişlerinin detaylıca izah edildiği; söz konusu binanın satın alım süreci sonrasında Ali Rıza BRAKA isimli şahsa devredildiği, böylelikle 3 katı fiyata CHP’ye söz konusu binanın satıldığı, toplanan paralar ile CHP il binasının satın alındığı anlaşılmıştır.

Şüpheli Metin GÜL isimli şahsın alınan ifadesinde; ''(...)Basında para kuleleri olarak geçen söz konusu binayı biz Gül Proje ile Emlak Konut arasında hasılat paylaşımlı olarak yaptık. Ruhsat aşamasında Sarıyer Belediyesi inşaat ruhsat proje işleri için beni defaatle Sarıyer Belediyesi'ne gitik. Burada imardan sorumlu başkan yardımcısı Sevgi isimli hanımefendi ile görüşmeler yaptık. Benim dışında Emlak Konut Genel Müdürü Hakan GEDİKLİ'de birçok görüşme yaptı. Buna rağmen belediye bu işlemleri gerçekleştirmedi. Sevgi ATALAY (0530 035 69 26 numaralı GSM hattını kullanan)bizi arayarak boşuna buraya gidip gelmeyin, Özcan SADIÇ isimli harita mühendisine giderseniz o sizin eksiklerinizi tamamlayacak dedi. Ben Özcan SADIÇ'ın ofisine giderek görüşme gerçekleştirdim. Kendisi bana yapılacak işlemleri sayarak ücretinin 500 bin dolar olduğunu, bunu vermesi durumunda ruhsatın çıkacağını söyledi. Ben bu duruma itiraz ettim. 50 bin liralık işin fiyatının bu kadar olmayacağını belirttim. Hiçbir şekilde indirim yapmadılar. Mecburen 100 bin dolar ön ödemeyi elden yanımızda çalışan personellerimiz aracılığıyla göndererek yaptım, paranın geri kalan kısmını iskandan sonra vereceğimiz konusunda anlaştık. Yine bu ruhsat için Sarıyer Belediye başkanı Şükrü GENÇ ile İstanbul Valiliğinde Vali beyin huzurunda okul bağışı için sözleşme yaptık. Ancak Sarıyer Belediyesi söz konusu okul arsasını temizleyip tarafımıza teslim etmediler. Bunun üzerine bu alanı temizleyemiyoruz, siz başka bir şey yapın dediler, valilikte okul için sözleşme yaptığımızdan dolayı bunu da ben kabul etmedim. İskan aşamasına geldiğimizde Sevgi ATALAY bize Özcan'a gidin o iskan işlerinizi halledicek dedi. Buradaki maksat baştan 100 bin dolarını verdiğim 500 bin dolarlık paranın geri kalanını almaktı. Ancak ben görüşmeye gitmedim. Gitmememin sebebi bu esnada Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatı ile CHP İl Binasının alınmış olması ve iskan için devreye bu şahısların girmiş olmasıydı. Bu şekilde binanın iskanı da verildi. Bu sebepten dolayıda Şükrü GENÇ bize düşman olmuştur. Bu CHP İl Binasının satılması ile ilgiliysede bir gün beni Murat ÇALIK arayarak başkanın talimatıyla burayı il binası yapmak istediklerini ve kendilerine satıp satmayacağımı sordu. Bende orayı zaten sattığımı, onlarla görüşmeleri gerektiğini söyledim. Ertesi gün beni Şükrü GENÇ aradı ve bu bina için binayı sattığım kişilerle görüştürmemi istedi. Bina sahibini temsilen Av. Gökhan TAŞKAPAN ile beraber Sarıyer Belediyesi'nde buluştuk. Mehmet ÇALIK, Hasan AKGÜN, Şükrü GENÇ, Sevgi ATALAY ve bir kısım CHP'li İl Yöneticisi ile beraber toplantı gerçekleştirdik. Bu toplantı esnasında bu binayı Ekrem Başkanın bilgisi doğrultusunda almak istiyoruz şeklinde konuşmalarda gerçekleşti. 45 milyon ile başlayan pazarlık en son 42 milyona anlaştıklarını duydum. Anlaşma sonrasında Şükrü GENÇ, Mehmet ÇALIK veya Sevgi ATALAY'dan birisi beni arayarak 40 milyon paramız var bunun 2 milyonunu senden bekliyoruz dediler, ben bunu kabul etmedim. Av. Gökhanı arayarak bunlar 40 milyonları olduğunu söylüyolar, iki milyonu da benden istiyolar, burda indirim yapın diye talepte bulundum. Bunun üzerine fiyatı 41 milyonda bitirdiler. Ancak ben herhangi bir para vermedim. Bu esnada ben Gümüşhane'deydim, o görüntülerin gerçekleştiği gün orada değildim. Bağış adı altında bir para toplandığına da şahit olmadım.'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Tüm bu hususlar doğrultusunda tanık Tolgahan ERDOĞAN isimli şahsın beyanlarıyla, şüpheli Metin GÜL'ün beyanları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu yerin aslında daha önceden Metin GÜL isimli şahsa ait olduğu, söz konusu yerin CHP İl Başkanlığı binası yapılmasına karar verilmesi akabinde binanın Ali Rıza BRAKA isimli şahsa satıldığı, bu işlemlerin ise şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın talimatları ile gerçekleştirildiği, daha sonraki süreçte ise binanın satın alınması için belediye başkanlarının da devreye girerek bağış adı altında para topladıkları,

Şüpheli Sarp YALÇINKAYA'nın alınan ifadesinde; ''(...)Ayrıca bu rüşvet paralarının bir kısmı medyada para sayma makinaları görüntüleri ile hafızalarımızda yer edinilen CHP İstanbul İl Binası finansmanında kullanılmıştır. Bu olayın davası ile alakalı olarak Murat GÜLİBRAHİMOĞLU'nun ortakları Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ'ın adliyede ifadelerine vermeye aynı zamanda psikolojik destek vermeye Murat GÜLİBRAHİMOĞLU'nun çalışanları ve bizzat kendisi getirmiştir. Murat GÜLİBRAHİMOĞLU'nun çalışanları televizyonlara yansıyan kamera kayıtlarında da gözükmektedir.Toplanan rüşvet paraları ile öncelikli hedef olarak CHP’nin satın alınması sağlanmıştır. Ancak delegelere dağıtılan paraların açığa çıkması üzerine butlan davası açılmıştır.(...)'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Gizli tanık GÜRGEN kod adlı şahsın alınan ifadesinde; ''(...)Ertan Yıldız isimli şahıs İBB’nin bütün iştiraklerinden sorumlu başkan danışmanı olarak görev yapar, kendisini bu şekilde tanırım. 2019 yerel seçimlerinden sonra Ekrem İmamoğlu belediye başkanı olduktan sonra yukarıda bahsettiğim para toplama işi ayda ya da iki ayda bir olmaktadır. Bu paraları Ertan Yıldız İBB’nin tüm iştiraklerinden talep eder. Toplanan bu paralar Ali Sukas’ın şoförü olan Ahmet isimli şahıs tarafından alınarak Capacity Avm’nin otoparkında Ertan Yıldız’ın şoförüne verilir. Bu paraların toplanma amacı kişisel menfaatte kullanmak, seçim süreçlerinde yapılacak harcamaları finanse etmek, Ekrem İmamoğlu’nun harcamalarını finanse etmek gibi sebeplerle toplanır. Hatta CHP il binasının alınması sürecinde Ağaç AŞ’de bu şekilde 8.000.000,00 TL para toplayarak teslim etmiştir.(...)'' şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.

Gizli tanık Gürgen kod adlı şahsın beyanlarında Ağaç A.Ş. gibi iştiraki firmalardan ayda ya da iki ayda bir para toplandığı, bu paraların kişisel menfaatlerde, seçim süreçlerinde ve şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın harcamalarında kullanıldığı, CHP İl Başkanlığı binasının satın almasında da 8 milyon civarı bir paranın buradan temin edildiği, CHP İl Başkanlığı binasının Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın bilgisi ve talimatlarıyla satın alındığı, söz konusu binanın satın alınması için gereken paraların rüşvet olarak toplanan paralar ve belediyelerden temin edilen paralar ile satın alındığı, şüpheliMurat GÜLİBRAHİMOĞLU isimli şahsın da il başkanlığı binasının satın alınma süreci içerisinde bulunduğu,

Şüpheli Veysel ERÇEVİK'in etkin pişmanlık hükümleri kapsamında alınan ifadesinde; '' (...)CHP İl Binasının alımıyla ilgili pazarlık sürecinde Gül İnşaat Beylikdüzü merkezli olduğu için Mehmet Murat ÇALIK ile mevcut binanın bulunduğu ilçe olan o dönem ki Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü GENÇ birlikte yürüttü diye biliyorum. Bildiğim kadarıyla 42 milyon TL civarında bir bedelle anlaşıldı. Binanın satın alınmasından hemen öncesinde o dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olması dolayısıyla Mehmet Murat ÇALIK sinirli bir şekilde bu binanın alımıyla ilgili bedelin CHP'li belediyeler aracılığıyla iş adamlarından, müteahhitlerden tahsil edilmesini söylediklerini belirtti. Mehmet Murat ÇALIK koskoca CHP bir bina alamıyor mu da belediye başkanlarını bu işe bulaştırıyor, hırsızlık mı yapalım, millete mi çökelim diye serzenişlerde bulundu. Kendisinden 1-1.5 milyon gibi bir bedeli bağış olarak toplanması istenmiş. Bu süreçte ben kendisine bu parayı nasıl çözeceğini sordum. Kendisi bana sert bir şekilde sen karışma ben Turan Taşkın ÖZER ile çözdüm dedi. Bu konuya Mehmet Murat ÇALIK bir süre direnmesine rağmen yoğun baskılar sonucu bildiğim kadarıyla 30-35 bin dolar civarında bir bedeli Turan Taşkın ÖZER üzerinden il binasının satın alınması için gönderdi.(...)'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca etkin pişmanlık kapsamında alınan ifadesinde; ''(…) CHP Para kuleleri olarak gündeme gelen, CHP İl Binasının satın alınması olayına açıklık getirmek istiyorum. Bu paraların CHP'li belediyelerden bir şekilde toplandığını, toplanan paraların Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ tarafından bu binanın satın alınması için götürüldüğünü, herhangi bir bağış olmadığını biliyorum. Bu olaylar kamu oyuna yansıdıktan sonra Beylikdüzü'nde Turan Taşkın ÖZER'in ofisinde ben ve İlhan AKBAYIR isimli müteahhit arkadaşım buluştuk. Bu toplantı öncesinde bizim olmadığımız bir toplantı yapılmış. Bu toplantıyı Murat GÜLİBRAHİMOĞLU yönetmiş, bu olaydan nasıl sıyrılması gerektiğini anlatmış. Bu soruşturmanın kitlenmesi için paraları dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin üzerine yıkılması gerektiği fikrini söylemiş. Turan Taşkın ÖZER bu toplantıda bizden yapmadığımız bağışın makbuzunu istedi. Bizde makbuz verdik. Turan Taşkın ÖZER bunun Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatı olduğunu söylemesi üzerine bizde bunu kabul ettik. Bu süreçte benim veya İlhan'ın böyle bağış yapacak nakit durumumuz yoktu. Banka hesaplarımız incelendiğinde bu görülecektir. Turan Taşkın ÖZER bu dekontları milletvekilliğinin düşmesi durumunda kendisini kurtarmak için bizden temin etti. Ben 5 milyon TL + 1 milyon 700 bin euroluk iki ayrı makbuz kestim. İlhan'da buna yakın makbuzlar kesti. Bu makbuzları bizden İlhan AKBAYIR'ın Gürpınar'daki ofisinde Mehmet PEHLİVAN aldı. Bu olay söz konusu görüntülerin basına çıkmasından sonra gerçekleşti. Bu görüntüler basına çıktığında Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ Trabzon'a kaçmışlardı. Yaklaşık 1 hafta hiçbir şekilde kendilerine ulaşılamadı. (…)
Mustafa KELEŞ'in muhasebecilerinden bizim şirketi arayarak size 3 tane daire vereceğiz ve bu daireleri devirle alakalı şirket ya da şahıs ismi istediler. Ben de o dönem satışlara bakan arkadaşımı göndererek 3 dairenin devrini aldım. Mustafa KELEŞ, Chp İl Binasının satın alınmasında para vermediği için bu daireleri bana devretti.'' şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda soruşturma dosyası kapsamında alınan ifadelere detaylıca yer verildiği, söz konusu ifadeler birlikte incelenerek değerlendirildiğinde; hemen hemen bütün ifadelerde CHP İl Binasının satın alınması için bir para toplanmasınından, bu paraların ise belediyelerden ve iş adamlarından (özellikle inşaat alanında faaliyet gösteren müteahhitlerden) toplanmasına yönelik iddiaların bulunduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu CHP il binasının satın alınmasına yönelik yukarıda çözümlemesine detaylıca yer verilen kamera görüntülerine yer verilmiştir. Konuya dair ifadesi alınan Gökhan TAŞKAPAN isimli şahsın da ifadesinde söz konusu paraların belediyelerden toplandığına dair hususların bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu bağlamda; söz konusu ifadelerin birbiri ile örtüşür mahiyette olduğu, CHP il binasının satın alınması için toplanan paraların belediyeler aracılığı ile rüşvet olarak toplandığı, rüşvet için toplanan paralara resmiyet kazandırmak için bağış makbuzları kesildiği tespit edilmiştir.

Alınan beyanlar uyarınca bahse konu para görüntülerinin incelenmesi, ifadelerde isimleri geçen şüpheli şahısların teşhisi ve suça konu eylemlerin tespiti amacıyla Para Kuleleri olarak adlandırılan görüntülerinin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne gönderildiği, verilen talimata istinaden Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerince yapılan çalışmalarda;

10.12.2019 tarihinde saat 12:00:55 de Resim 1 de karşılıklı iki erkek şahsın oturduğu, kırmızı renkli şekil içerisinde bulunan bordo kazaklı şahsın Gökhan TAŞKAPAN (TCKN:33376901978) isimli şahıs olduğu,


10.12.2019 tarihinde saat 13:00:07 de Resim 2 de 4 erkek şahsın olduğu masa üzerinde para olduğu değerlendirilen deste kağıdın olduğu ve şahısların aralarında konuştukları görülmüş, kırmızı renkli şekil içerisinde bulunan siyah ceketli şahsın Tuncay YILMAZ (TCKN:60253385552) isimli şahıs olduğu, görüntünün devam eden kısmında koltukta oturan şahısların ortalarında bulunan masa üzerinde bulunan karton poşet içerisinden para çıkardıkları tespit edilmiştir.

10.12.2019 tarihinde saat 13:08:53 te Resim 3 te şahısların ayağa kalkarak kamera açısı dışında kaldığından para sayma makinesi olduğu değerlendirilen cihazda Gökhan TAŞKAPAN isimli şahıs olduğu değerlendirilen şahsın para saydığı, kırmızı renkli şekil içerisinde bulunan mavi, gri ve lacivert çizgili gömlekli şahsın Fatih KELEŞ (TCKN:24728576944) isimli şahıs olduğu,


Saat 13:03:00 da Resim 4 te para saymaya Fatih KELEŞ isimli şahsın devam ettiği, kırmızı renkli şekil içerisinde bulunan siyah ceket ve beyaz gömlekli şahsın Can POYRAZ (TCKN: 47521285318) isimli şahıs olduğu,


Saat 13:20:05 de Resim 5 de kırmızı renkli şekil içerisinde bulunan takım elbiseli ve kravatlı şahsın resim 4 teokla gösterilen ve elle para sayanşahsın Özgür NAS (TCKN: 18671055700) isimli şahıs olduğu, kamera açısına göre en sağ tarafta bulunan ve Can POYRAZ isimli şahsın kamera açısında bulunan şahısların önünde bulunan masa üzerindeki paraların yine masa üzerinde bulunan çanta içerisine yerleştirildiği görülmüştür.

Saat 13:32:50 de Resim 6 da kırmızı renkli şekil içerisinde bulunan takım elbiseli ve kravatlı şahsın Onur ÖKSEL (TCKN: 14935468392) isimli şahıs olduğu, kamera açısında bulunan şahısların önlerinde bulunan masa üzerinde para desteleri olduğu görülmüş ve masa üzerinde bulunan paraların sayılıp yerde bulunan bavul içine koyulduğu görülmüştür.

Saat 13:59:31 de Resim 7 de kırmızı renkli şekil içerisinde bulunan bordo ceket ve gri çantalı şahsın Ali Rıza BRAKA (TCKN: 74746090816) isimli şahıs olduğu, kamera açısının ön alt tarafında bulunan kısmında Özgür NAS ve Fatih KELEŞ isimli şahısların önlerinde bulunan masa üzerindeki paraları saydıkları görülmüştür. Kamera açısının ön tarafında bulunan masa etrafında en sağdan sırayla Can POYRAZ, Özgür NAS, Onur ÖKSEL ve Fatih KELEŞ isimli şahısların olduğu görülmüş, Onur ÖKSEL isimli şahsın görüntü kaydı resminin öncesinde bulundukları yere geldiği ve yanında getirdiği çanta içerisinden paralar çıkardığı ve önlerinde bulunan masaya koyduğu devam eden görüntülerde masa etrafında bulunan Can POYRAZ, Özgür NAS ve Fatih KELEŞîn para saydıkları ve masa üzerinde bulunan paraları alıp yerde bulunan bavul içerisine koyduğu görülmüştür.

Yukarıda çözümlemeleri verilen kamera görüntülerin 10.12.2019 tarihine ait olduğu, söz konusu görüntülerin basın yayın organlarına yansıyan “CHP Para Sayma Görüntüleri” veya “Para Kuleleri” olarak bilinen görüntüler olduğu bu hususların ise tanık Gökhan TAŞKAPAN isimli şahsın ifadesi ile sabit olduğu anlaşılmıştır. Kamera görüntülerinde kimlik bilgileri tespit edilen şahısların ilgili tarihlerde iş, görev, ünvan, yetki ve sorumluluklarının tespiti amacıyla çalışmanın yapıldığı ve yapılan çalışmalarda;

Ali Rıza BRAKA isimli şahsın belirtilen tarihlerde; Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl binasının satışı konusunda binanın satışını yapan SEAS Besicilik Sanayi Ticaret Limited Şirketi unvanlı firmanın sahibi olduğu,
Gökhan TAŞKAPAN isimli şahsın belirtilen tarihlerde; CHP İl binasının satışı konusunda binanın satışını yapan Ali Rıza BRAKA'nın sahibi olduğu SEAS Besicilik Sanayi Ticaret Limited Şirketi unvanlı firmanın avukatı olduğu,
Mustafa Can POYRAZ isimli şahsın belirtilen tarihlerde; Beşiktaş Belediyesi Personel Hizmetleri Anonim Şirketi çalışanı olduğu, şahsın daha önceki SGK kayıtlarında BELTAŞ Beşiktaş Belediyesi İşletmecilik Sanayi Ve Ticaret A.Ş.’de Büro Memuru olarak görev yaptığı, 2020 yılı itibari ile Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Başkanlığında Yazı İşleri Müdürü olarak SGK kayıtlarının devam ettiği şu anda ise Kentyol Kent Hizmetleri A.Ş.’de İdari Destek Personeli olarak kamu görevi yaptığı, şahsın bir dönem ise CHP İl Başkan Danışmanı olduğu,
Özgür NAS isimli şahsın belirtilen tarihlerde; CHP İl Başkan Yardımcısı olduğu,
Onur ÖKSEL isimli şahsın belirtilen tarihlerde; Şişli Belediye Başkan Yardımcısı olduğu,
Fatih KELEŞ isimli şahsın belirtilen tarihlerde; İBB CHP Meclis Üyesi, İBB Spor Kulübü Başkanı olduğu, 2009-2013 yılları arasında CHP Beylikdüzü İlçe Yönetim Kurulu’nda görev aldığı, 2014-2022 dönemlerinde Beylikdüzü Belediyesinde CHP Meclis üyesi olarak yer aldığı, aynı zamanda şahsın Beylikdüzü Basketbol İhsas Kulübünün kurucularından olduğu ve 2018 yılında da söz konusu basketbol spor kulübünü başkanlığına getirildiği,
Tuncay YILMAZ isimli şahsın belirtilen tarihlerde; İMAMOĞLU İnşaat Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi (VKN: 4740772768) unvanlı firmanın müdürü olduğu, şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın bir dönem belediye başkanlığını yaptığı Beylikdüzü Belediyesi ile iltisaklı olduğu, Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın aile şirketi olan ve Beylikdüzü ilçesi sınırları içerisinde faaliyet gösteren İMAMOĞLU İNŞAAT Ticaret Ve Sanayi Anonim Şirketi unvanlı firmanın uzun yıllar ve halen müdürlüğünü yaptığı tespit edilmiştir.

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca etkin pişmanlık kapsamında alınan ifadesinde; ''(…) CHP Para kuleleri olarak gündeme gelen, CHP İl Binasının satın alınması olayına açıklık getirmek istiyorum. Bu paraların CHP'li belediyelerden bir şekilde toplandığını, toplanan paraların Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ tarafından bu binanın satın alınması için götürüldüğünü, herhangi bir bağış olmadığını biliyorum. Bu olaylar kamu oyuna yansıdıktan sonra Beylikdüzü'nde Turan Taşkın ÖZER'in ofisinde ben ve İlhan AKBAYIR isimli müteahhit arkadaşım buluştuk. Bu toplantı öncesinde bizim olmadığımız bir toplantı yapılmış. Bu toplantıyı Murat GÜLİBRAHİMOĞLU yönetmiş, bu olaydan nasıl sıyrılması gerektiğini anlatmış. Bu soruşturmanın kitlenmesi için paraları dokunulmazlığı olan bir milletvekilinin üzerine yıkılması gerektiği fikrini söylemiş. Turan Taşkın ÖZER bu toplantıda bizden yapmadığımız bağışın makbuzunu istedi. Bizde makbuz verdik. Turan Taşkın ÖZER bunun Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatı olduğunu söylemesi üzerine bizde bunu kabul ettik. Bu süreçte benim veya İlhan'ın böyle bağış yapacak nakit durumumuz yoktu. Banka hesaplarımız incelendiğinde bu görülecektir. Turan Taşkın ÖZER bu dekontları milletvekilliğinin düşmesi durumunda kendisini kurtarmak için bizden temin etti. Ben 5 milyon TL + 1 milyon 700 bin euroluk iki ayrı makbuz kestim. İlhan'da buna yakın makbuzlar kesti. Bu makbuzları bizden İlhan AKBAYIR'ın Gürpınar'daki ofisinde Mehmet PEHLİVAN aldı. Bu olay söz konusu görüntülerin basına çıkmasından sonra gerçekleşti. Bu görüntüler basına çıktığında Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ Trabzon'a kaçmışlardı. Yaklaşık 1 hafta hiçbir şekilde kendilerine ulaşılamadı. (…)'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın etkin pişmanlık kapsamında verdiği beyanlarında CHP İl Başkanlığı binasının satın alınması olarak bahsettiği, basın yayın organlarına ''Para Kuleleri'' veya ''CHP Para Sayma Görüntüleri'' olarak yansıyan görüntüler ile alakalı açıklamalar yaptığı, yapılan açıklamalarda süreci birlikte yürüten şahıslar olan şüpheli Tuncay YILMAZ ve şüpheli Fatih KELEŞ isimli şahısların olaya konu paraları birlikte götürdüğü, söz konusu paraların CHP’li Belediyelerden temin edildiği, herhangi bir bağış olmadığı, olayların kamu oyuna yansıması üzerine toplantılar yapılarak olaylardan sıyrılmanın yolunun arandığı, yapılan toplantılardan birini Murat GÜLİBRAHİMOĞLU isimli şahsın yönettiği, CHP milletvekili olan Turan Taşkın ÖZER’in de sürece dahil olarak yapılmayan bağış için makbuz kesilmesini istediği, söz konusu makbuzu İlhan AKBAYIR’ın ofisinde Avukat Mehmet PEHLİVAN isimli şahsın aldığı, görüntülerin basına yansımasının ardından Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ isimli şahısların Trabzon iline kaçtıkları ve 1 hafta kendilerine ulaşamadıklarını beyan ettiği,

Öte yandan; Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın etkin pişmanlık hükümleri kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde; ''Ekrem İMAMOĞLU tarafından Beylikdüzü Belediye Başkanlığı süresince başlayan öncelik hedef olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonrasında da Cumhurbaşkanlığı için gerekli sermayeyi toplamak amacıyla kurulan, Beylikdüzü'nde temelleri atılıp İstanbul'un tamamına yayılan çıkar amaçlı suç örgütünün tüm yapısını ve faaliyetleri hakkında bildiğim, gördüğüm ve dahil olduğum tüm olayları anlatarak etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum.(…)'' şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmış olup; şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın etkin pişmanlık ifadesindeki samimi beyanlarından ve savcılık makamınca tanık sıfatıyla ifadesi alınan Uğur GÜNGÖR isimli şahsın ifadesinde ise olayların 2016-2017 yıllarına dayandığı, söz konusu şüpheli şahısların ilk etapta şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın Beylikdüzü Belediye başkanı olduğu süreçten itibaren yapılanmaya başladıkları anlaşılmıştır.

2.3. Değerlendirme

2.3.1.Beylikdüzü Belediyesi'nde yapılanmaya başladığı değerlendirilen Çıkar Amaçlı Kurulan Suç Örgütünün; Ekrem İMAMOĞLU isimli şüpheli şahsın Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden başlayan ve 2019 yılında gerçekleşen yerel seçimler sonucunda İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olması ile faaliyetlerine daha kapsamlı bir şekilde devam ettiği, bahse konu kurulan çıkar amaçlı suç örgütünün liderliğini şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun yaptığı, şüphelinin sahip olduğu kamu gücünü sonuna kadar kullandığı ve kullandırttığı, kurulan örgütün faaliyet alanları bakımından; Belediyelerden, İstanbul Büyükşehir Belediyesinden (İBB) ve iştiraklerinden örgüt lideri ya da yöneticilerle bağlantılı olan iş insanlarına ihaleler aldırıldığı, yine kurulan paravan şirketler üzerinden (örneğin, yeni kurdurulan ve sermaye bedelinin 100.000 TL olan bir şirketin İBB iştiraklerinden 300 milyon TL'yi aşan bedellerle) toplamda milyarlarca lira tutarlı ihaleler alındığı, çok sayıda ruhsat ve imar usulsüzleri yapıldığı, alınan ya da aldırılan ihalelerden, usule aykırı verilen ruhsat ya da imar izinlerinden gelen paranın iddianame içerisinde yer alan eylemlerdeki ifadelerden anlaşılacağı üzere yüzdelik (%10-15) kısmının kurulan ''sisteme'' aktarıldığı gibi örgüt içerisinde yer alan lider, yönetici ve üyelerin iddianame içerisinde izahı yapılan usulsüzlükler ve yolsuzluklar sonucunda şahsi olarak da ciddi bir zenginleşmelerine sebep oldukları, yapılan çalışmalar neticesinde ihalelerin aldırılmasının sağlandığı kişilerin bir kısmının 2019, 2020 yılları öncesinde vasıfsız sayılabilecek günlük işler ile uğraşan (otopark işletmecisi, vale görevlisi vb) kişiler olduklarının tespit edildiği, paravan olarak kullanılan bu kişilerden elde edilen ve akabinde ''sisteme'' aktarılan paraların suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kaynak oluşturulmaya da çalışıldığı, bu kaynağın hem maddi kaynak hem de insan kaynağı olduğu, bu hususun bir takım ifadelerden anlaşılacağı üzere ''geleceğin Cumhurbaşkanına yardım yapıyorsun'', ''şimdi verme vakti!, Ekrem Başkan Cumhurbaşkanı olunca şimdi verdiklerini ileride fazlasıyla alacaksın, bizim dönemimiz çok yakın'', ''şimdi kaşıkla vereceksin, ileride kepçeyle alırsın'' şeklinde şahısların ikna edildiği, yine usule aykırı şekilde ruhsatlanan ve işletmeye açılan hafriyat döküm sahalarından elde edilen gelirlerin örgüte kaynak oluşturulduğu, bir diğer maddi kaynağın ise Boğaziçi İmar Müdürlüğü bünyesinde İstanbul'un boğaz bölgesinde yer alan tarihi ve lüks evlerin/yalıların veya ticari işletmelerin tamirat, tadilat ve ruhsatlandırma işlemleri olduğu anlaşılmakla, tüm bu tespitler iddianame kapsamında ayrıntılı olarak izah edildiği,

Her ne kadar çıkar amaçlı kurulan bu suç örgütünün, örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemini içerir 2015-2016 yıllarında tohumları atılıp oluşumu başlamış ise de, bu örgütün gün yüzüne çıkışının 2019 yılı Aralık ayında gerçekleşen ancak basın ve yayın organlarına 2024 yılında ''CHP'de para sayma görüntüleri'' veya ''Para Kuleleri'' olarak yansıyan olayla açığa çıktığı; şöyle ki, görüntülerin içeriğinin CHP İstanbul İl Başkanlığı binasının satın alınmasına ilişkin olduğu, olay tarihinin 2019 yılı olduğu, o tarihte CHP İstanbul İl Başkanı olan kişinin Canan KAFTANCIOĞLU, CHP Genel Başkanının Kemal KILIÇDAROĞLU olmasına karşın il başkanlığı binasının satış işlemleri sırasında görüntülerde İMAMOĞLU İnşaatın genel müdürü olan Tuncay YILMAZ ile Beylikdüzü'nden beri Ekrem İMAMOĞLU'nun yanında olan Fatih KELEŞ'in bulundukları, o dönem İBB Başkanı olmasına rağmen bağlı bulunduğu partinin il başkanlığı binasının satın alınması süreciğini koordine ederek kurulan bu çıkar amaçlı suç örgütünde yönetici konumundan bulunan şahıslara verdiği talimatlar neticesinde örgüt yöneticilerinin paraları getiren, sayan, odada bulunan kişilere direktifler veren kişiler oldukları; örgütün tek amacının yalnızca maddi menfaat olmadığı, örgüt liderinin öncelikli hedefinin bağlı bulunduğu siyasi partiyi ele geçirip, delegelere para verip, kendi oluşumunu kurup, tek ve yegane güç olup ileride gerçekleşecek olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmak ve kurmuş olduğu yolsuzluk çarkını çok daha büyük bir şekilde gerçekleştirebilmek için gerekli insan sermayesi ile maddi gücü sağlamak olduğu, 'CHP'de para sayma görüntüleri'' veya ''Para Kuleleri'' olarak yansıyan görüntülerde balyalar halinde yer alan paraların bizzat örgüt liderinin talimatı ile İstanbul'daki ilçe belediyelerinden temin edildiği ve temin edilen paraların koordinesini de örgüt liderinin talimatı ile örgüt yöneticilerinden Fatih KELEŞ ile partiyle herhangi bir bağı bulunmayan örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOLU'na ait şirket olan İMAMOĞLU İNŞAAT'ın genel müdürü konumundaki Tuncay YILMAZ'ın sağladıkları hususları örgütün ve örgüt liderinin amacını ortaya koymaktadır.

2.3.2. Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde bahsi geçen inşaat yapımında imar, iskan ya da inşaat ruhsatı gibi usulsüzlüklere ilişkin olarak eylemlerinin bulunduğu, inşaat sahiplerinden Belediyenin ihtiyaçları olduğu söylenerek yardımlar istendiği, bu yardımların yine örgüt yöneticileri üzerinden temin edilip ''sisteme'' dahil edildiği, devamında yer alan eylemler bakımından şüphelinin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olması ile benzer usulsüzlük ve yolsuzluklarla örgütün gelir kaynaklarının çok daha artmaya başladığı ve inşaat alanlarındaki imar, iskan ve ruhsat usulsüzlüklerin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.

2.3.3. Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olduğu dönemde imar, iskan ya da ruhsat usulsüzlerini gerçekleştirildiği gibi örgütün önemli gelir kalemlerinden olan 3 ayrı alanlardan ilki olan, Boğaziçi İmar Müdürlüğü bünyesinde gerçekleşen İstanbul'un boğaz bölgesinde yer alan tarihi ve lüks evlerin/yalıların tamirat, tadilat ve ruhsatlandırma işlemleri ile bahse konu bölgede yer alan taşınmazların/ işletmelerin imar veya iskan işlemlerinin rüşvete ve irtikaba konu edildiği, ikinci olarak; ağırlıkla Cebeci Döküm sahası olmak üzere Döküm Sahalarında gerçekleşen Hafriyat alanındaki usule aykırı işlemlerin bulunduğu, üçüncü olarak ise; Raylı Sistemlerde kullanılmak üzere temin edilen Yurt Dışı Kredilerinin finansmanı amacı dışında kullanılarak örgüte ciddi manada sağlanan maddi kaynak aktarıldığı anlaşılmıştır.

Bu hususlara ilişkin usulsüzlerden kısaca bahsetmek gerekirse;

2.3.3.1. Döküm Sahası (Hafriyat)

2019 yılında iflas etmekte olan bir maden şirketine sahip olan Şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun, Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütüne, dosya kapsamında alınan ifadeler ve yapılan tespitler kapsamında, şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasından sonra örgüt üyesi Hakan KARANİS ve Hüseyin KÖKSAL aracılığı ile dahil olduğu, ilk zamanlar Hakan KARANİS ve Hüseyin KÖKSAL aracılığı ile faaliyetlerini yürüttüğü, örgüt içi ilişkilerini geliştirerek örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ ile samimi kurduktan sonra örgüt içerisinde yükselmeye başladığı, suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU ile doğrudan görüşmeye başladığı tespit edilmiştir.

Şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun 01/08/2018 tarih ve 30496 sayılı resmi gazete ile “Cebeci Maden Bölgesi” ilan edilen 29/11/2018 tarihinden itibarenGüney Cebeci Madencilik SanayiTicaret A.Şadına 86483 sicil nolu maden işletme ruhsatı düzenlen alandaki arazileri Cebebi maden bölgesinde faaliyet gösteren bir firmanın eski bir çalışanı olarak bölgeyi bilmenin de avantajını kullanan şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU Ekrem İMAMOĞLU’nun kurmuş olduğu çıkar amaçlı suç örgütüne dahil olduktan sonra, kendisi ile hareket eden Yağmur Cansu YEŞİLYURT ve örgüt lideri adına Fatih KELEŞ ve İbrahim BÜLBÜLLÜ ile Cebeci Maden sahasında malik olan bir çok kişi ile yapmış oldukları görüşmelerde kendilerinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi adına çalıştıklarını ve Ekrem İMAMOĞLU’nun talimatı ile işlem yaptıklarını beyan ederek kamu adına hizmet ettikleri izlenimini verdikleri, söz konusu Cebeci Maden sahasında madencilik faaliyeti yürüteceklerini söyleyerek bölgedeki maden sahalarını satın almak için gerçeğe aykırı vaatler bulunduğu, bu hususları kabul etmeyen ruhsat sahiplerini baskı ve korkutmak suretiyle eylem ve fikir birliği içerisinde örgüte kaynak oluşturmak maksadıyla satın ruhsatlarını alarak esas faaliyet alanları olan Güney Cebeci Maden bölgesinde örgüt yöneticisi Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun tekelinde topladıkları belirlenmiştir. Bu satın alma işlemlerinde şüphleilerin bir çok kişiye Ekrem İMAMOĞLU adına hareket ettiklerini beyan ettikleri anlaşılmış, örgüt mensuplarının bu beyanlarının aslında İBB başkanı Ekrem İMAOĞLU’nun adını kullanmak maksadıyla olmayıp çıkar amaçlı suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU adına hareket ettikleri için gerçeğin ikrarı oluğu anlaşılmıştır.

Şüpheliler Murat GÜLİBRAHİMOĞLU, Yağmur Cansu YEŞİLYURT, Fatih KELEŞ ve İbrahim BÜLBÜLLÜ tarafından Cebeci Maden bölgesindeki bir çok maden sahası farklı yollarla alınarak bölgedeki hakimiyet sağlandıktan sonra İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla hafriyata yetkilendirilmiş belediye iştiraki İSTAÇ’ın işletmekte olduğu farklı hafriyat döküm sahalarının örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ’in talimatı ile kullandırılmadığı, devre dışı bırakıldığı tespit edilmiştir. Hafriyat dökümleri için içerisinde maden, orman, şahıs ve hazine arazilerini de barındıran ancak ilgili kurumlardan hiçbir izin alınmadan, arazisi kullanılan maliklerden muvafakat alınmadan maden çalışma sahası ilan edilen alan kullanılmaya başlanmıştır. Örgüt yöneticisi Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun küçük hissedar olduğu ve nitelikli maden olmadığı tespit edilen Kuzey Cebeci Maden sahasında MAPEG üzerinden küçük bir bölgede döküm izni alarak örgütün esas faaliyet sahası olan Güney Cebeci Maden bölgesinde kaçak inşaat hafriyatı dökmeye başladıkları, bu hafriyet döküm işinin İBB tarafından yapıldığı izlenimi vermek maksadıyla belediye iştiraki olan İSFAT A.Ş bayrağı ve flamalarının kullanıldığı,kaçak döküm faaliyetini kamuoyunda meşrulaştırmak ve suçtan kaçmak için maden ruhsatı verilen alana ilişkin maden kanunu kapsamında herhangi bir “rehabilitasyon” kararı bulunmamasına rağmen, örgüt yönetici ve üyelerinin söz konusu alana yapılan kaçak hafriyat ve atık dökümü için “rehabilitasyon alanı” tabirini kullanarak yaptıkları kamu kuru zararına dolandırıcılık eylemini gizleme yoluna gitmeyi amaçladıkları, MAPEG’ten alınan izne rağmen Kuzey Cebeci bölgesine dolgu faliyeti yapılmayıp kaçak hafriyat dökümünün büyük kısmının önemli maden rezervlerinin yer aldığı ve İSFALT A.Ş’ye ait görsellerin bulunduğu Güney Cebeci Maden sahasına Kuzey İstanbul Modern şirketi aracılığıyla yapıldığı tespit edilmiştir.

Örgüt üyeleri soruşturma kapsamında alınan ifadelerde sahada döküm izni olduğuna ilişkin savunmalarının suçtan kaçmaya yönelik olduğu, maden sahasında herhangi bir hafriyat döküm izni bulunmadığı, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ve uydu görüntü incelemelerinde MAPEG tarafından nitelikli toprak dökülmek suretiyle dolgu maksadıyla izin verilen alanlarda faaliyet gösterilmeyip verilen izin kapsamı dışındaki alanlara inşaat hafriyatı ve atık niteliğinde dökümlerin yapıldığının sabit olduğu tespit edilmiştir.

Şüpheli İbrahim BÜLBÜLLÜ ve şüpheli Mustafa KELEŞ’in örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU adına Murat GÜLİBRAHİMOĞLU'nun sahibi olarak gözüktüğü şirketlerin mali işlerde denetimi sağlamak ve kurumlar ile ilişkileri yürütmek maksadıyla şirketlere yerleştirildiği, şirketlerin satın alma işlerini örgüt yöneticisi şüpheli Fatih KELEŞ’in oğlu Mustafa KELEŞ’in yürütüğü bu işlere karşılıkta Mustafa KELEŞ'e Murat GÜLİBRAHİMOĞLU tarafından rüşvet amaçlı Beşiktaş ilçesinde bir daire de aldığı,şüpheli İbrahim BÜLBÜLLÜ’nün ise İSTAÇ A.Ş, İSFALT A.Ş ve Genel Sekreterlik bünyesindeki yöneticilerle koordinasyonu sağlamak ve Fatih KELEŞ tarafından verilen talimatların yerine getirilip getirilmediğini denetlemekle sorumlu olduğu yine soruşturma dosyasının bütününde Fatih KELEŞ’in emir ve talimatlarını yerine getiren Ali NUHOĞLU’nun şirketi olduğu tespit edilen NEORAY şirketine verilen usulsüz yol yapıl ihalesinin alt yüklenici olarak Murat GÜLİBRAHİMOĞLU'na verildiği ve bu alana da örgüt tarafından kaçak hafriyat dökümü yapıldığı tespit edilmiştir.

Ekrem İMAMOĞLU çıkar amaçlı suç örgütünün en önemli gelir kaynağı olan kaçak hafriyat döküm işi için, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından da düzenlenen döküm sahası izni olmamasına karşın, belediye tarafından ''Atık Taşıma ve Kabul Belgeleri'' düzenlenerek kaçak döküm işleminin örgütün faaliyet gösterdiği maden sahasına yaptırıldığı, bu alanlara yapılan dökümlerin tamamının kaçak olduğu Hazine ve Orman Bölge Müdürlüklerinden gerekli izinlerin alınmadığı, soruşturma dosyası kapsamında alınan ifadeler, raporlar ve ile kurumların cevabi yazıları ile sabittir.

Yapılan teknik tespitlerde, örgütün Cebeci Maden bölgesinde bulunan maden rezervlerine gerçekleştirdikleri kontrolsüz, kaçak ve niteliksiz dökümler nedeniyle zarar gördüğü 2020, 2021, 2022, 2023, 2024 ve 2025 yılları arasında yapılan toplam185 milyon ton kaçak hafriyat dökümü nedeniyle yaklaşık 80 milyar TL tutarında maden kaybı meydana geldiği sahada yapılan teknik ölçümler sonucunda anlaşılmış olup bu suretle örgütün yapmış olduğu usulsüz ve kontrolsüz hafriyat dökümü ile maden varlığında zarar vererek 80 milyar TL tutarında kamu zararına yol açtıkları hem bilirkişi raporu hemde MAPEG denetimerindeki tespitlerden anlaşılmıştır.

Soruşturma kapsamında yer alan ifadeler, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma Daire Başkanlığı, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğünün cevabi yazıları, İSTAÇ A.Ş den gelen yazılar, MASAK raporları, BDDK'nı 11/05/2025 tarihli İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Bağlı Ortaklarınnın Bankalar Nezdindeki Hesap Hareketlerinin incelenmesi raporu ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İstanbul İl Müdürlüğü'nün 22/09/2025 tarihli bilirkişi raporu uyarınca Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan suç örgütü ''sistemine'' finans sağlamak amacıyla şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU, Fatih KELEŞ, Murat GÜLİBRAHİMOĞLU ve İbrahim BÜLBÜLLÜ’nün organizasyonunda, Hakan KARANİS, Hüseyin KÖKSAL ve Tuncay YILMAZ’ın iştirakiile şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun İBB Genel Sekreterliği ile belediye iştirakleri olan İSTAÇ A.Ş ve İSFALT A.Ş de çok etkin olduğu bu kurumlardan kamu zararı oluşturacak nitelikte birçok ihale aldığı ve sözleşmeler imzaladığı, ilgili kurum yöneticilerine Fatih KELEŞ üzerinden talimatlar verdirildiği, örgütün kontrolünde bulunan bu maden sahasının fiilen kaçak döküm alanı olarak kullanılmasını maden sahalarında ve orman alanlarında zarar meydana getirip, çevre kirliliğine yol açılmasının saha organizasyonunu; Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun şirketinde çalışan ancak örgüt adına hareket ettikleri anlaşılan Yağmur Cansu YEŞİLYURT ile Volkan ATEŞ, şirketleri örgüt adına kontrol etmekle görevli örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ’in oğlu Mustafa KELEŞ’in organize ettiği alınan ifadelerle sabit olduğu alanda, “Atık taşıma ve kabul belgesi verilerine” göre yapılan hesaplamada İSTAÇ’a gitmesi gereken ancak örgütün kontrolündeki alana yapılan izinsiz hafriyat dökümü ile toplam 185.877.621(yüz seksen beş milyon sekiz yüz yetmiş yedi bin altı yüz yirmi bir) ton dökümün bedelini örgüt ''sistemine'' aktarmak suretiyle kamu zararına yol açıldığı, şüphelilerin eylem ve fikir birliği içerisinde kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçunu işledikleri neticesinde elde ettikleri kamu geliri miktar dökülen malzemelerin cinsi tam olarak tespit edilemediğinden dolayı (farklı malzemelerde miktar değişmektedir) döküm yapılan miktarın tamamı şüphelilerin lehine olacak şekilde inşaat hafriyat toprağı olarak hesaplanarak, ton başına 140 TL’den hesaplandığında ortaya çıkan bedel 31.227.440.328,00 TL (otuz bir milyar iki yüz yirmi yedi milyon dört yüz kırk bin üç yüz yirmi sekiz Türk Lirası) olduğu değerlendirilmekte olup, Şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nunörgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun hukuka aykırı talimatları neticesinde kurmuş olduğu maden sahalarına kaçak döküm işinde tekelleştirilmesi sağlanarak örgüt liderinin gizli ortağı olarak iştirak halinde kamu kurumu zararına dolandırıcılık yaptıkları, yine şüphelilerin iştirak halinde birden çok ihaleye fesat karıştırdıkları, kamu kurumu zararına dolandırıcılıkve ihaleye fesat sokmak suretiyle kurmuş oldukları kaçak döküm işlemleri esnasında çevre kirliliğine neden olup maden sahalarına ve orman alanlarına telafisi mümkün olmayacak şekilde zarar verdikleri, elde ettikleri gelirlerden vergi ödememek amacıyla naylon fatura düzenlemek ve çek ödemeleri suretiyle şirketlerden çıkardığı suç gelirlerinin bir kısmını örgüt mensuplarının şahsi zenginleşmelerinde bir kısmını ise şüpheli Ekrem İMAMOĞLU liderliğine kurulan suç örgütünün ''sistem'' adını verdiği ve siyasetin dizaynı amaçlı kurulan havuza aktarıldığı, BDDK raporunun incelenmesi neticesinde şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun hesaplarına yatan kaynağı belli olmayan 4.458.011.747 TL nin örgütün öncelikle “Boğaziçi imardan” ve diğer alanlardan temin ettiği suç gelirleri olduğu, dosyamız kapsamında tespit edilen nakit çekim işlemlerinin neredeyse tamamının da ıslak imzasız bir şekilde gerçekleştirdiği tespit edilmiştir. Örgüt yöneticisi Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun bir kısım suç gelirini de örgüt adına yurt dışına kaçırma yöntemlerine başvurduğu, örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ’in kaçak hafriyatta kullanılan şirkete resmi ortak olmak maksadıyla göndermiş olduğu 125.000.000 TL lik işlemi geçersiz hale getirmek için evrakta sahtecilik suçunu şüpheli Adem BAŞER ile iştirak halinde işlediği, şüpheli Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun aktif bir şekilde örgütün Cumhuriyet Halk Partisinin ele geçirmek için gerçekleştirdikleri toplantılarda da yer aldığı anlaşılmıştır. Soruşturma kapsamında alınan ifadelerden ve hesap hareketlerinden anlaşılacağı üzere tamamen kamu kurumuna dolandırıcılık faaliyeti çerçevesinde elde edilen gelirle örgüt yöneticisi Murat GÜLİBRAHİMOĞLU’nun almış olduğu ve üzerinde bulunan mal varlıklarının da örgüte ait olduğu şüphelinin örgüt yöneticiliğinin yanında örgüt sisteminin “kasalarından” olduğu anlaşılmaktadır.

2.3.3.2. Boğaziçi İmar Müdürlüğü

Soruşturma kapsamında şüpheli Ekrem İMAMOĞLU tarafından kurulan ve yönetilen çıkar amaçlı suç örgütünün Boğaziçi İmardan sorumlu olup örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’ndan doğrudan talimat alan ve örgütün kuruluş aşamasından beri üyesi olan şüpheli Yakup ÖNER, örgüt adına Boğaziçi İmar sorumluluğunda bulunan alanlarda gayri menkulü bulunan bir çok vatandaştan rüşvet ve irtikap sonucu elde edilen paraları temin edip örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ’e götürmekle sorumlu olan şüpheli Süleyman Atik ve örgüt yöneticisi Ertan YILDIZ’ın etkin pişmanlık kapsamında örgütün çökmesi maksadıyla vermiş olduğu ifadeler ve soruşturma kapsamında alınan diğer ifadeler ile bu somut etkin pişmanlık beyanları içerisinde yer alan şüpheli, müşteki ve mağdurların beyanları ile bu kapsamda Çevre Şehircilik İstanbul İl Müdürlüğünün hazırlamış olduğu bilirkişi inceleme raporları ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde;


Ekrem İMAMOĞLU tarafından kurulan ve yönetilen çıkar amaçlı suç örgütünün kaçak hafriyat dökümünden sonra en büyük suç geliri kaynaklarından biri olduğu tespit edilen Boğaziçi İmar Müdürlüğü, Ekrem İMAMOĞLU’nun 2019 yerel seçimleri sonrasında İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olmasından sonra resmî hiyerarşiden bağımsız gayriresmî bir “üç ayaklı” mekanizma üzerinden işlediği anlaşılmıştır. Bu kapsamda stratejik düzlemde ve temin edilecek suç geliri miktarının belirlenmesindetalimat ve onay merciinin doğrudan örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU olduğu, finansal koordinasyonun (temin edilen suç gelirlerinin) örgüt yöneticisi şüpheli Fatih KELEŞ tarafından ya doğrudan ya da kendi emir ve talimatı ile hareket eden şüpheliler Zafer KELEŞ veya Süleyman ATİK tarafından alındığı, örgütün büyük çaplı olarak değerlendirdiği Boğaziçi İmardaki işlerin görüşmelerin yürütülmesi, örgüt adına üst düzey iş insanları ile ilişkilerin yürütülmesi (Kalyon, Cengiz, IC, Polat, Sabancı, Kiler, Gülaylar, Sinpaş, Doğuş, Fiba, Torunlar gibi büyük sermaye sahibi iş insanları ile örgüt adına sistematik ve periyodik görüşmeler yaptığı tespit edilmiştir) ve bu şahısların taleplerinin teknik meşrulaştırma işi ile bu talimatları Boğaziçi İmar Müdürü Elçin KARAOĞLU’na talimatlandırma görevinin doğrudan örgüt liderine bağlı ve özel vasfa haiz üye olan şüpheli Yakup ÖNER tarafından yürütüldüğü,örgütün Beylikdüzü’nden beri üyesi olan Boğaziçi İmar Müdürü şüpheli Elçin KARAOĞLU’nun iseörgütün küçük çaplı olarak değerlendirdiği nakdi işlerden sorumlu olduğu, temin ettiği suç gelirlerinin ise büyük bir kısmını örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ’e gönderdiği bir kısmının ise şahsi zenginleşmesinde kullandığı (Şüpheli Elçin KARAOĞLU’nun gözaltında bulunduğu esnada ailesinin Avcılar ilçesinde bulunan evine sakladığı değerlendirilen 700.000 Dolar ve 500 gram altının dolandırıcılık şüphelilerince alındığı bu hususta 28/04/2025 tarihinde Leyla KARAOĞLU’nun şikayeti üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma işlemlerinin yürütüldüğü tespit edilmiştir)anlaşılmıştır.

Boğaziçi İmar Müdürlüğü'nde iş ve işlemler örgüt tarafından iki katmanlı olarak tasnif edilmekte olup, geniş kitleyi ilgilendiren büyük bölüm “rutin işler” olarak adlandırılmakta, bu kapsamda yapılan başvurulara ilişkin dosyalar örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun bu alanda gayri resmi olarakgörevlendirdiği özel vasfa haiz örgüt üyesi şüpheli Yakup ÖNER’e şoförü şüpheli Kamuran ATAÇ tarafından götürülmekte, şüpheli Yakup ÖNER’in dosyalardaki talebe göre belirlediği “sosyal içerikli hizmetlere kaynak sağlanması” adı altında temin edilecek menfaat belirlendikten sonra ve resmi süreç şüpheli Elçin KARAOĞLU tarafından yürümekte, yüksek parasal/siyasi etkisi olan takdire bağlı dosyalarda da, dosyaların teknik uygunluk/uygunsuzluğu yine şüpheli Yakup ÖNER tarafından “ön inceleme-mütalaa” adıyla değerlendirilmekte, bu mütalaaların siyasi, sosyolojik ve estetik boyutları da gözetilerek doğrudan örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’na bildirilmekte, örgüt lideri tarafından belirlenen suç gelirinin temini ise şüpheli Fatih KELEŞ tarafından yürütülmektedir.Örgüt tarafından “uygun görülen” dosya, talep edilen nakdî menfaat yerine getirildiğinde hızla sonuçlandırılmakta; aksi halde sürüncemede bırakılmakta veya olumsuz raporlar verildiği anlaşılmıştır.

Ön görünümde kalan yapılara giden İBB zabıtaları binalarda kaçak olduğu yönünde bir çok müşteki ve şüpheliye imara aykırılık yönünden herhangi bir işlem yapmadan, baskı yaparak, Boğaz içi imar müdürlüğüne yönlendirilmiş Boğaziçi İmar Müdürlüğüne giden vatandaşların tadilat/onarım talepleri neticesinde “önce Elçin KARAOĞLU, sonra Yakup ÖNER ve en son da Fatih KELEŞ hattı” kuralına maruz bırakılmıştır. Bölgedeki saha istihbaratı (Boğaz’daki sitelerin nüfus profili, sosyo-politik durumu, hangi dosyada hangi tepkinin doğacağı, mülk sahiplerinin mali durumu ve yapıların durumu) şüpheli Süleyman ATİK tarafından alınıp, baştan analiz edilerek riskler belirlenerek idari takdir alanı, kişiye/olaya göre menfaat üretecek şekilde genişletilmiştir. Bu riskler şüpheli Yakup ÖNER tarafından değerlendirilip örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ ise örgüt adına temin edilecek menfaati belirleyecek kişi olduğu belirlenmiştir.

Örgüt imara aykırı yapı yaptığı tespit ettiği mülk sahibi şüphelilere “zorlama unsuru” olarakzabıta marifetiyle yapı tatil tutanağı tutmakla tehdit edip “rüşvet” aldığı şüphelilerin aykırı yapılarını görmezden gelmiş, hukuka uygun talepleri bulunan bir çok müşteki/mağdurun dosyalarını ise uzun süreler sürüncemede bırakıp irtikap suretiyle menfaat temin etmişlerdir.

Özel vasfa haiz örgüt üyesi şüpheli Yakup ÖNER, resmî yetki imzası olmaksızın, örgüt lideri düzeyindeki irtibatı ve “teknik danışman” kisvesini örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun talimatı ile örgütün Boğaziçi imar sorumluluğunu fiili yetki hâline getirmiş; dosya içeriklerini şoförü aracılığı ile temin edip incelediği; çoğu kapalı zarf/klasör hâlindeki evrakı Başkanlık Özel Kalemi, Genel Sekreterlik, Emlak ve Boğaziçi İmar dâhil pek çok birimden alıp–verdiği, dosya akışını kurumsal yazışma zincirinin dışına çıkarıp gayriresmî bir “paralel havale” düzenine dönüştürdüğü kendi ikrarı uyarınca anlaşılmıştır. Bu kapsamda şoför-asistan(şüpheli Kamuran ATAÇ) kurgusu altında yürütülen evrak trafiği, kamu kayıt dışılığını sistematik hâle getirmiştir.Boğaz öngörünümde kalan yapılara ilişkin önemli iş insanları ile yaptığı görüşmeleri örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’na ileten şüpheli Yakup ÖNER onun talimatına göre dosyaların uygun görülmesi için, rüşvet/irtikap olarak ''hayır işi olarak kreş, okul, kütüphane vb.'' taleplerinde bulunmuş bu talepleri “hayır işi” olarak kabul etmek zorunda kalan bir çok müşteki ve mağdurdan bu talepler karşılığı yüklü miktarlarda nakit temini ya doğrudan Fatih KELEŞ tarafından (Floryada bulunan ofisinde) veya onun talimatları ile hareket eden Zafer KELEŞ, Murat KELEŞ ve Süleyman ATİK tarafından temin edilmiştir. Temin edilen bu suç gelirlerinin herhangi bir sosyal yardımda kullanıldığına ilişkin tespit olmayıp, bu suç gelirleri bir kısmını örgüt mensuplarının şahsi zenginleşmelerinde bir kısmını ise şüpheli Ekrem İMAMOĞLU liderliğine kurulan suç örgütünün ''sistem'' adını verdiği ve siyasetin dizaynı amaçlı kurulan havuza aktarıldığı, bir kısım parayı da örgüt adına yurt dışına kaçırma yöntemlerine başvurdukları anlaşılmıştır.

Şüpheli Yakup ÖNER’in yapılan soruşturmada örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU ile yaptığı görüşmeler sonucu Boğaziçi İmarda dosyası bulunan önemli iş adamlarına örgüt liderinin belirlediği bedeli iletmiş, rüşvet/irtikap sonucu elde edilen ve Fatih KELEŞ tarafından yürütülen nakit para temini hususuna dahil olmayıp Ekrem İMAMOĞLU’ndan2020–2024 arası “yıllık 100.000 USD gayri resmî ödeme” alındığı anlaşılmıştır.

Sonuç olarak örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU tarafından örgüt içi Boğaziçi İmarda kurulan sistemin korku/itaat ayağında sahada; zabıta marifetiyle yapı tatil tutanağı tutma tehdidi üzerine veya “işlerini hızlandırılmak” istenenlerin doğrudan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU tarafından şüpheli Yakup ÖNER’eyönlendirildiği, 'Elçin-Yakup–Fatih' çizgisine düşmeyen bir işin ilerlemesinin imkânsız hâle getirildiği; bu eksene giren işlerin ise talep edilen menfaat karşılığında öne çekildiği ve “olumlu”ya döndürüldüğü, dosya onayı karşılığı nakdî/aynî taleplerin sistematikleştiridiği ''sosyal yardım'' kılıfıyla koşullu kamu hizmeti sunulmaya başlandığı, önemli iş adamlarının yapıları ile ilgili temin edilecek menfaati örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun belirlediği, geri kalan başvurulara ilişkin taleplerin ise Fatih KELEŞ tarafından belirlendiği, talep edilen suç gelirlerinin genellikle boğaz içi bölgesinde resmi danışmanlık da vermesinden kaynaklı bölgeyi iyi bilen ve şüpheli Fatih KELEŞ ile doğrudan çalışan şüpheli Süleyman ATİK tarafından bir kısım müşteki/şüpheliden temin edildiği tespit edilmiştir.

Soruşturmanın özellikle Boğaz İçi İmar kısmında ve dosyasının bütününde görüleceği üzere; örgüt başta Boğaziçi İmar Müdürlüğü olmak üzere iştirakler üzerinden bir çok müşteki veya şüpheliden ''sosyal yardım'' kılıfı ile rüşvet olarak ''market hediye çekleri'' almış ve bu aldığı hediye çeklerini ihtiyaç sahiplerine dağıtmak yerine örgütün amaçları doğrultusunda kullanmıştır. Bu kapsamda etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanan ve örgütün ''sistemini'' anlatan örgüt yöneticisi Ertan YILDIZ; ''İştiraklerin ''sistem'' adı verilen yapıya katkıları nakdiden ziyade, gayrinakdi ve lojistik destek manasında olmustur. Benim daha önceki ifadelerimde söz ettigim Aykut ERDOĞDU konusu, Süez Katı Atık Isleticisi Firma Konusu, DAP Yapı Otopark alanı meselesi, Ağaç A.Ş. ihalelerindeki Fatih KELEŞ'in Ali SUKAS'la beraber çalısmaları, Fatih KELEŞ ve Ziya Gökmen TOGAY üzerinden Sarilar'dan tahsil edilen sisteme giren paralar, 10 milyon doların üzerinde bir meblağ tutacaktır ve bu nakit bir giristir. Fakat iştiraklerin 5 yılda Ekrem İMAMOĞLU'nun mantığıyla yönetilseydi bu rakam belki 300-400 milyon dolar bile olabilirdi. Benim özellikle sisteme dahil olmamam ve direnmem sayesinde bu yaşanmamış, bunun üzerine de strateji değiştirmişler. Özellikle Fatih KELEŞ, İBB ihalelerinin iştirakler yerine dış firmalara direkt olarak verilmesini böylece ''sisteme'' para girisini organize etmiştir. İştiraklerin gayrinakdi katkılarına örnek vermek gerekirse 2020 ve 2021 yıllarında Hacı Bektaş ilçesine yapılan yol asfaltlama, yeni yol yapım, park bahçe yapım ve düzenleme islemleri, temizlik işleri, misafir evi yapımı gibi çok kapsamlı islerin bugünkü rakamlarla degerinin 10 milyon dolar olduğunu tahmin ediyorum. Bu işler, iştirakler üzerinden Ekrem İMAMOĞLU talimatıyla yapılmıştır.
Aynı şekilde her yıl ramazan ayında hem iştirakler hem de IBB tarafından ramazan kartları toplanmıştır. İştiraklerin topladığı ramazan kartlarının 5 yılda minimum 7-8 milyon dolar değerinde olduğunu tahmin ediyorum. Bu kartların bir kısmı sosyal destek amacıyla kullanılmış fakat diğer bir kısmı da siyasi amaçla seçimlerde ilçe başkanlıkları vesaire gibi siyasi kanallar üzerinden dağıtılmıştır. Bu gelen kartların yarısı sosyal yardım amacıyla kullanılmış, siyasi amaçla kullanılan kartlar Fatih KELEŞ'e gönderilerek onun kontrolünde yürütülmüştür. Yine 2024 yılı seçimleri öncesinde Ekrem İMAMOĞLU bütün iştirak firmalarını seçimdeki ilçe belediye başkan adaylarına yardımcı olmasını istemiş ve firmalarla adaylar eşleştirilmiştir.'' şeklinde ifade verdiği anlaşılmış Ertan YILDIZ’ın şöförü Bayram YILDIRIM’ın İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne Ertan YILDIZ’a getirildiğini beyan ederek teslim ettiği, 2023 tarihli olup, kullanım süresi dolmuş 4.600 hediye kartının kutularında örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ’in emir ve talimatları ile hareket eden Murat KELEŞ’in adının yazdığı tespit edilmiştir.

Başta Boğaziçi İmar Müdürlüğü uhdesinde rüşvet olarak toplanan hediye çeklerine ilişkin soruşturma dosyası kapsamında alınan ifadelerde;

Şüpheli Ümit GÜNGÖR’ün alınan ifadesinde; ''(...)Bu çalışmalarım sırasında zaman zaman İBB çevresinde iş yapan firma temsilcileri ve çalışanları ile sohbet ederken işlerin sorunsuz yürümesi için market kartı vermek, kurban bağışı yapmak, seçim dönemlerinde partiye yardım etmek gibi faaliyetler yapmayan firmaların bir daha iş almayacağı veya yapılan işlerde sorun çıkarılacağı söylenirdi.'' şeklinde,

Şüpheli Murat KAPKİ alınan ifadesinde: ''(...)Murat Ongun, Kültür AŞ kanalıyla ben ve benim gibi bazı şirketlerden market kartı almak için Kültür AŞ hesabına para göndermemizi veya market kartı göndermemizi istiyordu. Senede ben de BVA olarak 500 bin TL civarı parayı Kültür AŞ hesabına gönderiyordum.'' şeklinde,

Şüpheli Ferhat KARTOP alınan ifadesinde: “(...)31 Mart 2024 Belediye seçimleri döneminde de Özer Yıldız’dan zorla ve baskıyla seçimlere yardım aldıklarını biliyorum. Bu dönemde bir gün Özer Yıldız ile karşılaştım. Canı çok sıkkındı. Nasıl gidiyor, niye sıkıntılısın diye sordum. Taner Çetin’in taleplerinin bitmediğini “seçim masraflarını neredeyse tümden bize yükleyecekler, milyonluk “market kartı” almaktan bıktım." şeklinde söylemlerde bulundu. Bu market kartlarını ihtiyaç sahibi kişilere yardım olarak verildiği gibi, bir kısım İBB bürokratlarının bu kartları paraya çevirdiğini de duymuştum.(...)'' şeklinde olduğu anlaşılmıştır.

2.3.3.3. Raylı Sistemlerde Kullanılmak üzere alınan Yurt Dışı Kredileri

Cumhuriyet Başsavcılığı'mızca yapılan soruşturma kapsamında 2019-2025 yılları arasında İBB ve İSKİ tarafından kullanılan yurt dışı finansal kuruluşlardan kredi ve tahvil yoluyla sağlanan finansmanların kullanımına yönelik düzenlenen 11.06.2025 ve 12.09.2025 tarihli Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) raporları ile Hazine ve Maliye Bakanlığı Mali Suçlar Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) raporu kapsamında;

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ tarafından toplam 14 yurt dışı borçlanma yapıldığı, konuları itibarıyla bunların 10 adedinin raylı sistem projeleri ve 4 adedinin diğer altyapı projeleri için temin edilmiştir. Yurt dışı borçlanma kapsamında 19 adet yurt dışı finansal kuruluştan ilgili oldukları proje için Ziraat Bankası ve Vakıfbank nezdinde açılan mevduat hesaplarına 2.036.007.000 Euro ve 1.588.029.000 Amerikan Doları geldiği, ilgili tarihteki kurlar üzerinden yapılan hesaplamaya göre bu tutarların Türk Lirası karşılığının o günkü kurdan 69.516.054.000 TL'ye tekabül etmektedir.
Yapılan kredi ve tahvil yolluyla finansman sözleşmelerinde "alınan kredi veya tahvil yollu finansmanın amacı belirtilmiş ve bu amaç ile kullanılacağı" belirtilmiş olmasına karşın alınan raporlar ışığında soruşturmaya konu finansmanlardan gelen paraların büyük bir kısmının amacı dışında kullanıldığı tespit edilmiştir.

Yurt Dışı Krediyle Finanse Edilen Projelere ilişkin olarak;
1- Seymen Çöp Depolama Sahası Arıtma Tesisi
T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı (HMB) Dış Ekonomik İlişkiler Genel Müdürlüğü (DEİGM)'nün 18.08.2021 tarih ve 503268 sayılı yazısında, İBB tarafından "Silivri İlçesi Seğmen Çöp Depolama Sahasında Arıtma Tesisi Yapım İşi" projesi kapsamında Hazine garantisi olmaksızın sağlanacak finansman için Bakanlıkça daha önce verilen izin süresinin uzatılmasına ilişkin talebe Bakanlık tarafından uygunluk verilmiştir. İBB ile Cargill Financial Services International Inc. (Cargill) arasında 14.11.2021 tarihinde 10.000.000 Euro tutarında sözleşme imzalanmıştır. Projenin yüklenicisinin ÖZKA İnşaat A.Ş. ile LİDYA Yapı San. ve Tic. A.Ş. (Lidya-Özka Adi Ortaklığı)' dir.
Bahse konu sözleşmenin "Amaç" başlığında, "Borçlu, Krediden elde edilen tutar yalnızca bu Sözleşmenin şartlarına uygun olarak Proje ile ilgili yükümlülüklerini finanse etmek için kullanacaktır. Borçlunun Bölüm 3 (Amaç) kapsamındaki yükümlülüklerine halel getirmeksizin, Kredi Veren, bu Sözleşme uyarınca ödünç alınan herhangi bir tutarın uygulanmasını izlemek veya gerçekten uygulamakla yükümlü değildir." ifadeleri, "Ek 1 (Teyid Yazısı-Kredi Tutarlarının Kullanımı)" kısmında ise (s. 23-24) "Borçlu, Krediden elde edilen tutarları yalnızca Kredi Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Proje ile ilgili yükümlülüklerin finanse edilmesi için kullanır." ifadeleri yer almaktadır.
Sözleşme kapsamındaki tutar 26.01.2022 tarihinde İBB'nin Ziraat Bankası nezdindeki hesaplarına geldikten sonra 4.900.000 Euro Şenbay-Kolin-Kalyon Dudullu-Bostancı Metro Yapım Ortaklığına (Şenbay-Kolin-Kalyon Ortaklığı), 1.700.000 Euro Alsim Alarko San. Tesisleri ve Tic. A.Ş. (Alsim Alarko12) firmasına, 6.400.000 Euro ise Fransız Kalkınma Ajansı ve ING Bank NV'ye gönderildiği tespit edilmiştir.

2- Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı Yapımı
DEİGM'nin 25.05.2021 tarih ve 321065 sayılı yazısında İBB tarafından "EminönüAlibeyköy Tramvay Hattı İnşaat, Elektromekanik ve Araç Alım İşi" projesi kapsamında Hazine garantisi olmaksızın sağlanacak finansman için Bakanlıkça daha önce verilen izin süresinin uzatılmasına ilişkin talebe Bakanlık tarafından uygunluk verilmiştir.
İBB ile Fransız Kalkınma Ajansı arasında 29.09.2021 tarihinde 93.000.000 Euro tutarında sözleşme imzalanmıştır. Anılan sözleşmenin ekinde yer alan proje belgeleri içerisinde 30.10.2016 tarihinde Doğuş İnşaat ve Ticaret A.Ş. (Doğuş İnşaat) ile sözleşme yapıldığı belirtilmiş olup projenin yüklenicisinin Doğuş İnşaat'tır.
Söz konusu sözleşmenin "Amaç" başlıklı kısmında "Borçlu, işbu kredi kapsamında kullanacağı tüm tutarları, yalnızca vergiler hariç olmak üzere, Ek 2 (Proje Tanımı) ve Ek 3 (Finansman Planı)'nda belirtilen proje tanımı ve finansman planına uygun olarak uygun harcamaların finansmanı ve yeniden finansmanı amacıyla kullanacaktır." hükmü yer almaktadır.

Bunun yanı sıra, İBB'nin HMB Kamu Finansmanı Genel Müdürlüğü (KFGM)'nü muhatap 05.02.2025 tarih ve 255738 sayılı yazısında, İBB ile Fransız Kalkınma Ajansı arasında 29.09.2021 tarihinde 93.000.000 Euro tutarında imzalanan kredinin 78.975.305,55 Euro olarak kullanıldığı, söz konusu krediye ilişkin kullanılmayan 14.024.694,45 Euro'luk kısmı 12.12.2024 tarihinde iptal edilmiştir.
Sözleşme kapsamındaki tutar ile eşleştirilebilen 78.975.305,55 Euro'nun muhtelif tarihlerde beş fasılda İBB'nin Ziraat Bankası nezdindeki "KAMUTAHSİS EMİNÖNÜ ALBKÖY TRMVY PRJ" isimli hesabına geldiği görülmüştür. Gelen tutarlardan;
• 62.100.000 Euro BNP Paribas, Fransız Kalkınma Ajansı gibi yurt dışında mukim bankalara,
• 11.800.000 TL Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğüne,
• 128.000.000 TL ve 14.700.000 Euro ise İBB ve Ortaklıklarına gönderilmiştir. İBB ve Ortaklıklarının hesabına gönderilen bahse konu tutarın ise sonraki aşamada;
•23.600.00 TL "Eminönü-Alibeyköy Tramvay Hattı" projesinin yüklenici olan Doğuş İnşaat'a,
• 19.000.000 TL üç ayrı firmaya ve Ataşehir Belediyesine gittiği görülmüştür.
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutarlardan sözleşmenin yüklenicisi olan Doğuş İnşaat'a 2.200.000 Euro ve 23.600.000 TL gönderilmiştir.

3- Dudullu-Bostancı ve Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı Projeleri İçin Tahvil İhracı
DEİGM'nin 27.05.2021 tarih ve 327828 sayılı yazısında ise İBB tarafından "İBB Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi", "Dudullu Bostancı Metro Hattı" ve "Kabataş-Mecidiyeköy-Mahmutbey Metro Hattı" projeleri için ABD ve Avrupa piyasalarına ihraç edilmek üzere 353.570.863 Amerikan Doları veya 301.630.151,77 Euro tutarında Hazine garantisi olmaksızın yapılacak tahvil ihracına ilişkin talebe Bakanlık tarafından uygunluk verilmiştir.
İBB ile HSBC Bank PLC, ING Bank N.V., J.P. Morgan Securities PLC ve Societe Generale (Societe) arasında 06.04.2022 tarihinde 305.000.000 Amerikan Doları tutarında sözleşme imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmenin "Tahvil Tutarlarının Kullanımı" başlığı altında "Komisyonlar, ücretler ve tahmini giderler düşüldükten sonra Tahvillerin ihracından elde edilen tahmini net tutar 303.925.000 Amerikan Doları olacak ve Belediyenin metro demiryolu hatları ile ilgili iki projeyi finanse etmek için kullanılacaktır." ifadesine yer verildiği görülmektedir. Sözleşme içeriğinde herhangi bir yüklenici bilgisine rastlanmamıştır. Öte yandan, ödeme emirleri belgeleri üzerinden yapılan incelemede, "Dudullu Bostancı Metro Hattı" projesinin yüklenicisinin Şenbay-Kolin-Kalyon Ortaklığı, "Kabataş, Mecidiyeköy ve Mahmut Bey Metro Hattı" projesinin yüklenicisinin Alsim-Alarko olduğu anlaşılmıştır.
Sözleşme kapsamındaki tutar 12.04.2022 tarihinde iki ayrı fasılda (271.000.000 Amerikan Doları ve 32.000.000 Amerikan Doları olarak) İBB'nin Ziraat Bankası nezdindeki hesabına geldiği görülmektedir. Söz konusu gelen tutardan;
• 71.600.000 TL'nin SGK, vergi ve icra gibi ödemelerde kullanıldığı ve yurtiçi finansal kuruluşlara gönderildiği, 167.400.000 Amerikan Doları tutarında tahvil (Eurobond) alımı yapıldığı,
• 125.500.000 TL İBB ve Ortaklıklarına gönderildiği görülmüştür.
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutardan projenin yüklenicileri olan Şenbay-Kolin-Kalyon Ortaklığına 6.000.000 Euro, Alsim Alarko'ya 2.700.000 Euro ve 24.500.000 TL gönderilmiştir.

4- 120 Metro Alımı
DEİGM'nin 18.04.2018 tarih ve 10984 sayılı yazısında İBB tarafından "Dudullu-Bostancı Metro Hattı" projesi ve "Mahmutbey - Bahçeşehir Metro Hattı" projesi kapsamında Hazine garantisi olmaksızın dış finansman sağlanmasına ilişkin izin talebine Bakanlık tarafından uygunluk verilmiştir.
01.02.2019 tarihinde İBB ile Societe arasında 100.000.000 Euro tutarında sözleşme imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmenin "Giriş hükümleri" başlığı altında "Borçlu, 4 Aralık 2017 tarihli bir sözleşme ile Hyundai Rotem Company (bundan böyle "Yüklenici" olarak anılacaktır) ile, İstanbul, Türkiye'deki Dudullu-Bostancı ve Mahmutbey-Esenyurt metro hatlarına ilişkin olarak 120 metro aracı ile ilgili ekipman ve yedek parçaların temini için bir sözleşme ("Ticari Sözleşme") imzalamıştır." ifadelerine yer verilmiş olup projenin yüklenicisinin Hyundai Rotem Company (Hyundai Rotem) olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin "Amaç" başlıklı bölümünde (s. 18) "Borçlu, Bağlı Ticari Kredi İmkânı kapsamında kullanacağı tüm tutarları, Ticari Sözleşme uyarınca Yükleniciye ödenmiş veya ödenecek tutarların ödenmesi veya geri ödenmesi amacıyla kullanacaktır." hükmü yer almaktadır.
Sözleşme kapsamındaki tutar olarak 16.12.2019 ile 30.06.2022 tarihleri arasında muhtelif zamanlarda Societe tarafından İBB'nin Vakıfbank nezdindeki hesaplarına 66.000.000 Euro geldiği tespit edilebilmiştir. Gelen tutardan;
• 28.800.000 Euro yurt dışında mukim bankalara,
• 16.000.000 TL İBB ve Ortaklıklarına gönderilmiştir. İBB ve ortaklıklarına gönderilen tutarın tamamı Ulaşım İç ve Dış Tic. A.Ş.'ye transfer edilmiştir.
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutardan mezkûr projenin yüklenicisi olan Hyundai Rotem'e 328.000 Euro gönderilmiştir.

5-100 Adet Metro ve 34 Adet Tramvay Temini
DEİGM'nin 17.08.2023 tarih ve 2406896 sayılı yazısında, İBB tarafından "Kaynarca-Pendik-Tuzla Metro Hattı Projesi 240 Adet Araç Alımı" projesi için Hazine garantisi olmaksızın dış finansman temini ve "Edirnekapı-Sultançiftliği Habipler T4 Tramvay Hattı" projesi kapsamında kullanılmak üzere 34 adet tramvay aracı üretilmesi için Hazine garantisiz izin verilmesine ilişkin talebe Bakanlık tarafından uygunluk verilmiştir.
İBB ile Merrill Lynch arasında 12.06.2024 tarihinde 208.000.000 Euro tutarında sözleşme imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmenin "Amaç" başlıklı bölümünde, (s. 19) "Borçlu, bu Kredi kapsamında kullanacağı tüm tutarları, Projelerin finansmanında ve 14. madde (Maliyetler, giderler ve ücretler) uyarınca ücret, gider ve masrafların ödenmesinde kullanacaktır." hükmü yer almaktadır.
Sözleşme içeriğinde projenin yüklenicisine ilişkin bir ibareye ulaşılamamıştır. Ancak, ödeme emirleri üzerinden yapılan incelemede 100 adet metro temini sözleşmesine ilişkin yüklenicinin Bozankaya Raylı Sistemler A.Ş. (Bozankaya) ve 34 adet tramvay temini sözleşmesine ilişkin yüklenicinin ise İBB'nin ortaklığı olan Metro İstanbul San. ve Tic. A.Ş.'dir. Sözleşme kapsamındaki tutar 14.06.2024 tarihinde İBB'nin Ziraat Bankası nezdindeki hesabına geldiği müşahede edilmiştir. Gelen tutardan;
• 84.200.000 Euro yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara,
• 556.000.000 TL vergi, SGK, maaş, icra, elektrik, kredi ödemesi için, kamu kurumlarına ve yurt içinde yerleşik bankaların şubelerine,
•19.500.000 Euro ve 186.700.000 TL İBB ve Ortaklıklarına, gönderilmiştir. İBB ve Ortaklıklarına gönderilen tutarlara bakıldığında ise; 4.800.000 TL'nin Özgün İnşaat Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti. (Özgün İnşaat), 105.600.000 TL'nin Heymo Etkinlik Hizmetleri A.Ş., 173.000.000 TL'nin Kadir Bozdemir'e, VSB Başer Grup Oto A.Ş. gibi muhtelif firmalara gönderildiği görülmüştür.
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutardan mezkûr projenin yüklenicisi olan Bozankaya Raylı Sistemler A.Ş.'ye 1.000.000.000 TL ve Metro İstanbul'a 19.500.000 Euro gönderildiği anlaşılmıştır.

6- Yeşil Tahvil İhracı
DEİGM'nin İBB'yi muhatap 15.11.2023 tarih ve 2629861 sayılı yazısında, İBB'nin 13.11.2023 tarih ve 240954 sayılı yazısında daha önce Bakanlık tarafından İBB'ye "Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli Metro Hattı", "Mahmutbey-Bahçeşehir-Esenyurt Metro Hattı" ve "Kabataş-Mecidiyeköy Mahmutbey Projesinin alt aktivitesi olan 300 Adet Metro Araç Alımı" projeleri kapsamında verilmiş olan Hazine garantisi olmaksızın dış imkân temini izinleri çerçevesinde, toplamda 670.000.000 Euro veya 715.158.000 Amerikan Doları tutarında olmak üzere yurt dışı tahvil ihracı gerçekleştirileceğinin bildirilerek sermaye piyasası mevzuatı uyarınca yurt dışı tahvil ihracında bulunulmak üzere Bakanlığın bilgi ve onayının talep edilmiştir. Aynı yazının devamında ise Bakanlık tarafından söz konusu izinlerin Bakanlığın 05.12.2022 tarih ve 1723546 sayılı yazısı ve 17.08.2023 tarih ve 2406896 sayılı yazısında da belirtildiği üzere, 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetimi Hakkında Kanun (4749 sayılı Kanun)'un 8'inci maddesi kapsamında verildiği, ayrıca zikredilen kanun ve Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Hazine garantisi Olmaksızın Hibe Hariç Dış İmkân Sağlanmasına İzin Verilmesine ve Sağlanan Dış İmkânın İzlenmesine İlişkin Yönetmelik'teki "Dış İmkân"ın tanımlarına yer verildiği görülmektedir.
İBB ile Bank of America, Emirates NBD Capital, ING, J.P. Morgan ve Societe arasında 04.12.2023 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmenin "Tahvil Tutarının Kullanımı" başlığında; "Net Kredi Tutarı, İhraççı tarafından portföy bazlı bir yaklaşımla yönetilecektir. Bu kredi tutarları, Sürdürülebilir Finansman Çerçevesi'nde açıklanan kredi tutarının kullanımı kriterlerine ve değerlendirme/seçim sürecine uygun olarak seçilen Uygun Sürdürülebilir Projeler Portföyü'ne tahsis edilecektir. Tam tahsis tamamlanana kadar, tahsis edilmemiş tutarlar İhraççı'nın genel nakit yönetimi politikalarına uygun olarak yönetilecektir." hükmü yer almaktadır.
Sözleşme içeriğinde herhangi bir yüklenici bilgisine rastlanmamıştır. Ancak Emniyet Müdürlüğü tarafından iletilen ödeme emirleri belgelerinden, DEİGM'nin İBB'yi muhatap 15.11.2023 tarih ve 2629861 sayılı yazısında "Çekmeköy - Sancaktepe - Sultanbeyli Metro Hattı" projesinin yüklenicisinin Doğuş-Yapı Merkezi - Özaltın Ortaklığı, "Mahmutbey - Bahçeşehir - Esenyurt Metro Hattı" projesinin yüklenicisinin IC İçtaş İnşaat San. ve Tic. A.Ş. (IC İçtaş) ve "Kabataş-Mecidiyeköy Mahmutbey Projesinin alt aktivitesi olan 300 Adet Metro Araç Alımı" projesinin yüklenicisinin ise Hyundai Rotem olduğu tespit edilmiştir.
Sözleşme ile eşleştirilebilen tutarın tek fasılda 712.189.491 Amerikan Doları olarak İBB'nin Ziraat Bankası nezdindeki hesabına geldiği görülmüştür. Gelen tutardan;
• 154.200.000 Euro Avrupa Yatırım Bankası (European Investment Bank), EBRD, gibi yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara,
• 2.005.000.000 TL ise vergi, SGK, elektrik ödemeleri için, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü gibi kamu kuruluşları ile yurtiçinde yerleşik bankaların şubelerine,
• 5.700.000 TL ve 42.900.000 Euro ise İBB ve Ortaklıklarına gönderilmiştir.
İBB ve Ortaklıklarının hesabına gönderilen bahse konu tutarlara bakıldığında ise;
•1.600.000.000 TL'nin vergi, sgk, maaş, icra, elektrik, kredi, çek vb. ödemelere,
•1.200.000.000 TL'nin Mişel Organizasyon ve Reklam Tic. Ltd. Şti., Adgreat Dijital Med. ve Rek. Hiz. A.Ş., Medyagold Ajans Reklam Matb. ve Ltd. Şti., Creative Medya Reklam A.Ş. gibi reklam ve medya sektöründe faaliyet gösteren firmalar başta olmak üzere toplam 71 farklı firmaya gönderildiği müşahede edilmiştir. Öte yandan, yurt dışı kredi tutarının 75.700.000 Euro ve 5.300.000.000 TL'sinin 199 farklı firmaya gönderilmiştir.
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutardan sözleşmenin yüklenicileri olan Hyundai Rotem'e 43.200.000 Euro, IC İçtaş'a 735.200.000 TL ve Doğuş İnşaat'a 100.000.000 TL gönderilmiştir.

7- Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metrosu
DEİGM'nin 04.10.2022 tarih ve 155294 sayılı yazısında İBB tarafından "Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metro Hattı" projesi kapsamında 225.000.000 Euro sigorta primi tutarında Hazine garantisi olmaksızın dış finansmana ilişkin izin talebine Bakanlık 5/14 tarafından uygunluk verilmiştir. Diğer taraftan anılan Genel Müdürlüğün 02.09.2024 tarih ve 3386902 sayılı yazısında ise İBB tarafından "Ümraniye Ataşehir Göztepe Metrosu İnşaat ve Elektromekanik Sistemler Temin, Montaj ve İşletmeye Alma İşleri Projesi" kapsamında 75.000.000 Euro + sigorta primi tutarında Hazine garantisi olmaksızın dış finansmana ilişkin izin talebine uygunluk verilmiştir.
İBB ile 27.08.2019 tarihinde Karadeniz Kalkınma ve Ticaret Bankası (BSTDB), 27.08.2019, 14.10.2022 ve 09.09.2024 tarihlerinde EBRD ve 11.05.2023 tarihinde Societe, ING Bank, BNP Paribas, JP Morgan Chase Bank arasında toplam 475.000.000 Euro tutarında kredi sözleşmesi imzalanmıştır. BSTDB ile yapılan 27.08.2019 tarihli sözleşmenin "Tanımlar" başlıklı bölümünde (s. 1), proje yüklenicisinin Gülermak - Nurol Metro Yapım Adi Ortaklığı olduğu, "Proje"nin, Ümraniye-Göztepe-Ataşehir metro hattının inşasını ifade ettiği belirtilmiştir. Aynı sözleşmenin "Bölüm 5.01. Olumlu Taahhütler" isimli kısmında (s. 20), EBRD tarafından yazılı olarak aksi yönde onay verilmedikçe, İBB'nin projeyi yürüteceği ve finansman planında belirtilen finansmanın yalnızca Proje için kullanılmasını sağlayacağı ifade edilmiştir. Yukarıda bahsi geçen sözleşme maddelerinin 27.08.2019, 14.10.2022 ve 09.09.2024 tarihlerinde EBRD ile yapılan kredi sözleşmelerinde de yer almıştır.
27.08.2019 tarihli BSTDB ve EBRD ile yapılan sözleşmeler kapsamındaki toplam 175.000.000 Euro İBB'nin Vakıfbank ve Ziraat Bankası hesaplarına gelmiştir. Gelen tutarlardan;
• 69.100.000 Euro Intesa Sanpaolo, BNP Paribas gibi tarihlerde yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara,
• 120.800.000 TL vergi, SGK, elektrik, icra vb. ödemeler için, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü gibi kamu kuruluşlarına,
•78.700.000 TL İBB ve Ortaklıklarına gönderilmiştir.
İBB ve Ortaklıklarının hesabına gönderilen bahse konu tutarlara bakıldığında ise;
• 35.000.000 TL'nin vergi, SGK, elektrik, icra, kira, maaş vb. ödemeler için kullanıldığı,
•19.500.000 TL'nin Karbonat Reklam Hizmetleri A.Ş., Antre Tasarım Mim. Org. Ltd. Şti., Üçikibir Reklam Promosyon Org.San.ve Tic. Ltd. Şti. gibi 9 farklı firmaya gönderildiği görülmüştür . Öte yandan, söz konusu yurt dışı krediden 281.000.000 TL ve 49.200.000 Euro'yu çeşitli firmalara gönderilmiştir.
Netice itibarıyla, sözleşmeye istinaden gelen tutardan sözleşmenin yüklenicisi olan Gülermak-Nurol Ortaklığına 265.400.000 TL gönderilmiştir.
Öte yandan, Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metrosu Yapım İşi kapsamında EBRD ile imzalanan 14.10.2022 tarihli sözleşme kapsamındaki kredi tutarı olan 75.000.000 Euro İBB'nin Ziraat Bankası nezdindeki hesabına gelmiştir. Gelen tutarlara bakıldığında, 61.000.000 Euro EBRD, BNP Paribas gibi yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara gönderilmiştir. 24.000.000 Euro'nun ise çeşitli firmalara gönderilmiştir.
Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metrosu Yapımı İşi kapsamında imzalanan sözleşmelerden bir diğeri 11.05.2023 tarihli sözleşme ile eşleştirilebilen 136.000.000 Euro'luk tutar 10.07.2023 ve 13.11.2023 tarihlerinde İBB'nin Ziraat Bankası nezdindeki hesabına gelmiştir. Gelen tutardan;
•39.400.000 Euro, BSTDB ve EBRD gibi yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara,
•339.500.000 TL vergi, SGK, elektrik, icra, kira, maaş vb. ödemeler için, Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü gibi kamu kuruluşlarına ve yurt içinde yerleşik bankaların şubelerine,
•989.100.000 TL ve 16.600.000 Euro İBB ve ortaklıklarına gönderilmiştir.
İBB ve Ortaklıklarının hesabına gönderilen bahse konu tutarlara bakıldığında ise;
•231.300.000 TL'nin vergi, SGK ve icra vb. ödemeler için kullanıldığı,
•31.700.000 TL'nin Mişel Organizasyon ve Reklam Tic. Ltd. Şti, Pink Team Proje Yönetimi A.Ş. gibi 18 farklı firmaya gönderildiği görülmüştür. Öte yandan, söz konusu yurt dışı kredi tutarının 1.300.000.000 TL'sinin 90 farklı firmaya gönderilmiştir.
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutardan sözleşmenin yüklenicisi olan Gülermak Nurol Ortaklığı/Gülermak-Nurol-Makyol Ortaklığına 436.200.000 TL gönderildiği anlaşılmıştır.
Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metrosu Yapımı İşi kapsamında imzalanan sözleşmelerden bir diğerini olan 09.09.2024 tarihli EBRD ile yapılan sözleşme kapsamındaki kredi tutarı ile eşleştirilebilen toplam 75.000.000 Euro tutar 10.07.2023 ve 13.11.2023 tarihlerinde olmak üzere İBB'nin Ziraat Bankası nezdindeki hesabına geldiği görülmüştür.
Gelen tutardan;
•22.400.000 Euro Fransız Kalkınma Bankası, ING Bank NV. gibi yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara,
•46.900.000 TL vergi, SGK, elektrik, icra, kira, maaş vb. ödemeler için, kamu kurumlarına ve yurt içinde yerleşik banka şubelerine,
•831.900.000 TL ise İBB ve ortaklıklarına gönderilmiştir.
İBB ve Ortaklıklarının hesabına gönderilen bahse konu tutarlara bakıldığında ise;
•543.000.000 TL'nin çek, vergi, SGK ve icra ödemeleri için,
•118.800.000 TL'nin Antre Tasarım Mimarlık Org. Ltd. Şti., Adgreat Dijital Med. ve Rek. Hiz A.Ş., Üçikibir Reklam Pro. Org. San. ve Tic. Ltd. Şti. gibi firmalara gönderildiği görülmüştür. Öte yandan, söz konusu yurt dışı kredi tutarının 1.100.000.000 TL ve 1.300.000 Euro'luk kısmının 29 farklı firmaya gönderilmiştir.
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutardan sözleşmenin yüklenicisi olan Gülermak-Nurol-Makyol Ortaklığına 504.000.000 TL gönderildiği anlaşılmıştır.


8- Atıktan Enerji Üretme
DEİGM'nin 20.12.2018 tarih ve 31437 sayılı yazısında "Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi Yapım İşi" projesi kapsamında İBB tarafından Hazine garantisi olmaksızın sağlanacak finansman için Bakanlık tarafından uygunluk verilmiştir.
05.1.2021 tarihinde İBB ile Asya Altyapı Yatırım Bankası arasında 100.000.000 Euro tutarında sözleşme imzalanmıştır. Projenin yüklenicisinin HITACHI Zosen Inova AG + MAKYOL İnş. San. Turz. ve Tic. A.Ş. (Hitachi-Makyol)'tir. Öte yandan, sözleşmenin (s. 63) "19.14 Amaç" başlıklı kısmında "Borçlu, Kredi kapsamında kullandırılan 7/14 tüm Kredilerin Madde 2.2 (Amaç) uyarınca kullanılmasını sağlayacaktır." ifadesine yer verilmiştir. İlave olarak, "5.2 Kullanım Talebinin Tamamlanması" başlığı altında (s. 26) "(...) (iv) Kullanım tutarını belirtmeli ve önerilen Kullanım tutarlarının Borçlu Banka Hesabına yatırılmasını sağlamalıdır, bu tutarlar: (A) Ticari Sözleşme kapsamında Borçlunun Yükleniciye ödemesi gereken tutarların ödenmesi için; veya (B) Ticari Sözleşme kapsamında Borçlunun kendi fonlarından Yükleniciye önceden ödediği tutar geri ödenmesi için kullanılacaktır." ifadeleri yer almaktadır.
Sözleşme kapsamındaki kredi tutarı ile eşleştirilebilen hareketlerin 22.02.2021, 19.04.2022, 04.11.2022 ve 08.05.2024 tarihlerinde sırasıyla 18.500.000 Euro, 31.400.000 Euro, 33.100.000 Euro ve 3.900.000 Euro olacak şekilde İBB'nin Vakıfbank hesaplarına intikal ettiği görülmüştür. Gelen tutardan;
•42.100.000 Euro Deutsche Bank, Societe, BNP Paribas gibi yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara,
•169.800.000 TL'nin vergi, SGK, elektrik, icra vb. ödemeler için ve Hatay Büyükşehir Belediyesi'ne,
•137.300.000 TL ve 3.900.000 Euro ise İBB ve Ortaklıklarına gönderilmiştir.
Öte yandan, söz konusu yurt dışı kredi tutarının 42.700.000 Euro'luk kısmı çeşitli firmalara gönderildiği anlaşıltır.

9- Kentsel Katı Atık Yakımı
DEİGM'nin 20.12.2018 tarih ve 31437 sayılı yazısında İBB tarafından "Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi Yapım İşi" projesi kapsamında Hazine garantisi olmaksızın sağlanacak finansmana ilişkin izin talebine Bakanlık tarafından uygunluk verilmiştir.
İBB'nin 22.11.2019 tarih ve 167441 sayılı yazısında ise DEİGM'nin 20.12.2018 tarih ve 31437 sayılı izin yazısı kapsamında "Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi Yapım İşi" ile ilgili olarak 19.11.2019 tarihinde Societe ve BNP Paribas ile 198.100.000 Euro tutarında, SERV Sigortalı Kredi Sözleşmesi, Societe ve BNP Paribas ile 80.000.000 Euro tutarında Bağlı Ticari Kredi Anlaşması, BSTDB ile 40.000.000 Euro tutarında Ticari Kredi Sözleşmesi imzalandığı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, DEİGM'nin 09.11.2020 tarih ve 628085 sayılı yazısında ise 2020 yılı Yatırım Programı Revizyon Cetvelinde 2018K08-91806 proje numarası ile yer alan "İBB Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi Yapım İşi" kapsamında, 2018 yılında verilen hazine garantisiz dış finansman temini izin süresinin dolmuş olmasından bahisle Belediye Meclis Kararı ile dış kredi onayı alınan 340.000.000 Euro ve sigorta primi tutarından 2019 yılında dış finansman temini izni süresi içinde temin edilen 300.000.000 Euro'un düşülerek kalan 40.000.000 Euro için hazine garantisiz dış finansman izin süresinin uzatılması ve söz konusu proje kapsamındaki işin süre sonuna kadar oluşan fiyat farkından dolayı 1.000.000.000 TL karşılığı 150.000.000 Euro ve sigorta primi tutarının dış kredili şekilde temin edilmesi amacıyla hazine garantisi olmaksızın dış finansman sağlanması hususunda izin talebinde bulunulduğu ve bu kapsamda, Hazine garantisi olmaksızın dış imkân sağlanması hususunun uygun bulunduğu ifadelerine yer verilmiştir. "Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi Yapım" işi kapsamında 340.000.000 Euro'luk kredi temin edilmesi hususunda izin alındığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, 19.11.2019 tarihinde kullanılan 198.100.000 Euro Hazine 8/14 garantisiz dış kredi tutarının 18.10.2021 tarihinde yapılan tadilat anlaşması ile 211.500.000 Euro olarak güncellendiği, 08.06.2023 tarihinde sözleşmesinin tadil edilerek tutarın 232.600.000 Euro'ya yükseltildiği, 03.12.2024 tarihinde ise 218.600.000 Euro'luk kısmının kullanıldığı, 13.900.000 Euro'luk kısmının iptal edildiği görülmüştür.
Kentsel Katı Atık Yakımı projesi kapsamında 19.11.2019 tarihinde BNP Paribas Fortis, Societe ve BSTDB ile sözleşme imzalanmıştır. Sözleşmenin "18.11 Amaç" başlıklı kısmında ise "Borçlu, İşlem kapsamında kullandırılan tüm Kredi tutarlarının Madde 3 (Amaç) hükümlerine uygun şekilde kullanılmasını sağlayacaktır." hükmü yer almaktadır.
Söz konusu kredi sözleşmeleri ile eşleştirilebilen tutarların İBB'nin Vakıfbank ve Ziraat Bankası'ndaki hesaplarına 33 fasılda, 316.600.000 Euro geldiği müşahede edilmiş olup 6 fasılda gelen 59.000.000 Euro'luk kısmın diğer proje tutarları ile birlikte gelmesi sebebiyle bu başlık altında değinilmemiştir. Gelen tutardan;
• 248.700.000 Euro ve 1.200.000 Amerikan Doları yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara,
• 40.400.000 TL vergi, SGK, elektrik, icra vb. ödemeler için,
• 315.500.000 TL ve 10.800.000 Euro İBB ve ortaklıklarına gönderilmiştir.
İBB ve Ortaklıklarının hesabına gönderilen bahse konu tutarlara bakıldığında ise;
• 74.000.000 TL'sinin, vergi, SGK, elektrik, icra, kira, maaş vb. ödemeler için ya da kamu kuruluşlarına gönderildiği,
• 55.000.000 TL'sinin ise Otto Akıllı Şehircilik İstihdam ve Teknoloji Sistemleri, Maf Bilişim ve Yazılım Hizmetleri Sanayi Ticaret A.Ş., Mişel Organizasyon ve Reklam Tic. Ltd. Şti., BBM Büyük Baskı Merk. Mat. ve İlt. P. San. Tic. A.Ş. gibi 18 adet farklı firmaya gönderilmiştir.
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutardan sözleşmenin yüklenicisi olan Hitachi-Makyol'a 10.800.000 Euro ve 35.000.000 TL gönderildiği anlaşılmıştır.


10- Kaynarca-Pendik-Tuzla Metrosu
DEİGM'nin 30.07.2019 tarih ve 260130 sayılı yazısında, "Çekmeköy-Sultanbeyli Metro Hattı İnşaat, Elektromekanik İşler ve Araç Alımı Projesi", "Kaynarca-Pendik-Tuzla Metro Hattı İnşaat, Elektromekanik İşler ve Araç Alımı Projesi", "Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metro Hattı İnşaat, Elektromekanik işler ve Araç Alımı Projesi" ve "Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı inşaat, Elektromekanik İşler ve Araç Alımı Projesi" işlerine ilişkin, kreditör ile anlaşma hazırlıklarının uzaması nedeniyle, Bakanlıklarınca verilen onaya istinaden Hazine garantisi olmaksızın dış finansman sağlanması hususunda izin süresinin uzatılması ilişkin talebin Bakanlık tarafından uygun bulunduğu belirtilmiştir.
İBB'nin 18.11.2019 tarih ve 853.99 sayılı DEİGM'nin 30.07.2019 tarih ve 260130 sayılı yazısına istinaden "Kaynarca-Pendik-Tuzla Metro Hattı İnşaat, Elektromekanik İşler ve Araç Alımı Projesi" ile ilgili olarak Fransız Kalkınma Ajansı ile 08.11.2019 tarihinde 86.000.000 Euro tutarında kredi sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin "Amaç" başlıklı kısmında "... yer alan Finansman Planına uygun olarak, vergiler hariç, uygun giderlerin 9/14 finansmanı veya refinansmanı için kullanacaktır." ifadeleri yer almaktadır. 2022 yılından itibaren projenin yüklenicisinin Özgün İnşaat olarak değiştiği anlaşılmıştır. 2022 yılı öncesinde ise bahse konu projenin yüklenicisinin Alarko Cengiz Metro Ortak Girişimi (Alarko Cengiz Ortaklığı) olduğu anlaşılmıştır.
Sözleşme kapsamındaki kredi tutarı ile eşleştirilebilen tutarın 08.04.2020, 21.12.2021, 06.04.2023 tarihlerinde sırasıyla 25.000.000 Euro, 25.000.000 Euro ve 36.000.000 Euro olacak şekilde İBB'nin Vakıfbank hesaplarına intikal ettiği görülmüştür. 08.04.2020 tarihinde İBB hesaplarına gelen 25.000.000 Euro tutarlı kredinin akabinde Kentsel Katı Atık Yakımı projesi kapsamındaki 19.400.000 ve 9.700.000 Euro'luk tutarların da 24.04.2020 tarihinde İBB hesaplarına gelmiştir. Yurt dışı kredi tutarı olarak gelen 115.100.000 Euro tutar bu başlık altında incelenmiştir. Gelen tutarlardan;
• 22.600.000 Euro BNP Paribas SA, EBRD gibi yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara,
• 76.800.000 TL vergi, SGK, elektrik, icra, kira, maaş vb. ödemeler için,
• 89.6000.000 TL İBB ve Ortaklıklarına gönderilmiştir.
İBB ve Ortaklıklarının hesabına gönderilen bahse konu tutar ise;
•167.400.000 TL'sinin vergi, SGK, elektrik, icra, kira, maaş vb. ödemeler için kullanıldığı,
•16.400.000 TL'sinin Sirçel İnşaat ve Taahhüt A.Ş., Şaheser Konut İnşaat A.Ş. gibi 6 adet farklı firmaya gönderildiği,
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutarın 1.600.000.000 TL'sinin projenin yüklenicisi olan Özgün İnşaat'a ve Alarko Cengiz Ortaklığına gönderildiği anlaşılmıştır.

11- Çekmeköy - Sancaktepe - Sultanbeyli Metro Hattı
DEİGM'nin 30.07.2019 tarih ve 260130 sayılı yazısından "Çekmeköy-Sultanbeyli Metro Hattı İnşaat, Elektromekanik İşler ve Araç Alımı Projesi", "Kaynarca-Pendik-Tuzla Metro Hattı İnşaat, Elektromekanik işler ve Araç Alımı Projesi", "Ümraniye-Ataşehir-Göztepe Metro Hattı İnşaat, Elektromekanik İşler ve Araç Alımı Projesi" ve "Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı İnşaat, Elektromekanik İşler ve Araç Alımı Projesi" kapsamında İBB tarafından Hazine garantisi olmaksızın sağlanacak finansman için Bakanlıkça daha önce verilen izin süresinin uzatılmasına ilişkin talebe Bakanlık tarafından uygunluk verilmiştir. İBB ile Deutsche Bank AG-Londra Şubesi arasında 18.10.2019 tarihinde 110.000.000 Euro tutarında sözleşme imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmede "16.14 Amaç" başlığı altında (s. 17) "Alıcı, Murabaha Tesisi'nden elde edilen kredi tutarlarının Madde 4.1 (Amaç) uyarınca kullanılmasını sağlayacaktır." hükmü yer almaktadır. Projenin yüklenicisi Doğuş-Yapı Merkezi-Özaltın Ortaklığıdır.
Sözleşme kapsamındaki 110.000.000 Euro tutarındaki kredi tutarı ile eşleştirilebilen tutarın 15.11.2019 tarihinde İBB'nin Vakıfbank nezdindeki hesabına geldiği, akabinde Kentsel Katı Atık Yakımı projesi kapsamındaki 30.323.476 Euro tutarındaki tutarın üç fasılda aynı hesaba geldiği anlaşılmıştır. Gelen tutardan;
• Yaklaşık 51.900.000 Euro ve 6.200.000 Amerikan Doları Credit Agricole CIB, Fransız Kalkınma Ajansı gibi yurt dışı yerleşik finansal kuruluşlara,
• 387.000.000 TL vergi, SGK, elektrik, icra vb. ödemeler için, 3.000.000 TL yurt içinde yerleşik bankaların şubelerine,
•9.300.000 TL ve 2.500.000 Euro İBB ve Ortaklıklarına gönderilmiştir. Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutardan sözleşmenin yüklenicisi olan Doğuş-Yapı Merkezi-Özaltın Ortaklığına 40.900.000 TL gönderildiği anlaşılmıştır.

12- Kaynarca-Pendik-Tuzla Metro, Çekmeköy-Sancaktepe Metro, Kirazlı-Halkalı Metro, Başakşehir-Kayaşehir Metro, Mahmutbey-Bahçeşehir Metro Projeleri
DEİGM'nin İBB'yi muhatap 14.07.2020 tarih ve 391136 sayılı yazısında, İBB'nin 19.11.2019 tarih ve 165118 sayılı yazısı ile "Kaynarca-Pendik-Tuzla", "Çekmeköy-Sancaktepe-Sultanbeyli", "Kirazlı-Halkalı", "Başakşehir-Kayaşehir" ve "Mahmutbey-Bahçeşehir" yatırım projelerinin finansmanı amacıyla alternatif finansman olanaklarından faydalanmak suretiyle 612.800.000 Amerikan Doları veya 554.000.000 Euro tutarında uluslararası tahvil ihracının gerçekleştirilmesinin planlandığı belirtilerek bahse konu uluslararası tahvil ihracının gerçekleştirilmesini teminen Hazine garantisi olmaksızın dış finansman sağlanması hususunda Bakanlıktan izin talebinde bulunulduğu, buna binaen tahvil ihracına dair İBB'yi yükümlülük altına sokan finansman anlaşmalarının imzalandığı tarih itibarıyla 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 68 (d) maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen limit içerisinde kalınması ve Yatırım Programında yer alan dış kredi tutarının aşılmaması, tahvil yoluyla erişilecek finansal kaynağın münhasıran İBB'nin talebinde belirtilen ve yukarıda zikredilen projelerde kullanılması ve tahvil ihracına yönelik Sermaye Piyasası Kurulundan gerekli izinlerin alınması kaydıyla Bakanlığın yazısı tarihinden itibaren bir yıl geçerli olmak üzere, Hazine garantisi olmaksızın dış imkân sağlanmasının 4749 sayılı Kanun'un 8'inci maddesi uyarınca uygun bulunmuştur.
İBB ile BNP Paribas, ING Bank N.V., JP Morgan, Nomura International ve Societe arasında 07.12.2020 tarihinde sözleşme imzalanmıştır. Söz konusu sözleşmenin "Kredi Tutarlarının Kullanımı" başlığı altında "Tahvillerin ihracından elde edilecek tahmini net kredi tutarı, komisyonlar, ücretler ve tahmini giderler düşüldükten sonra 571.395.500 Amerikan Doları olacak ve aşağıdaki projelerin finansmanında kullanılacaktır..." hükmü yer almaktadır.
Projelerin yüklenici firmaları incelendiğinde; Kaynarca-Pendik-Tuzla Metro Hattı projesinin yüklenicisinin Özgün İnşaat olduğu, Çekmeköy-Sancaktepe Metro Hattı projesinin yüklenicisinin Doğuş-Yapı MerkeziÖzaltın Ortaklığı olduğu, Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı projesinin yüklenicisinin Şenbay - Özgün - Söğüt İş Ortaklığı olduğu, Mahmutbey-Bahçeşehir Metro Hattı projesinin yüklenicisinin IC İçtaş olduğu tespit edilmiştir.
Sözleşme tutarı ile eşleştirilebilen para transferinin iki fasılda 09.12.2020 tarihinde 571.000.000 Amerikan Doları olarak İBB'nin Ziraat Bankası nezdindeki hesaplarına geldiği görülmüştür. Gelen tutardan;
• 64.100.000 Euro ve 20.900.000 Amerikan Doları "The Bank Of New York Mellon (BONY)", Fransa Kalkınma Ajansı (Afd Concours Financiers) gibi yurt dışı finansal kuruluşlara,
• 99.100.000 Amerikan Doları tahvil alımı için, 338.000.000 TL vergi, SGK, elektrik, icra vb. ödemeler için veya Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü gibi kamu kuruluşlarına, 13.300.000 TL yurt içinde yerleşik bankaların şubelerine,
• 377.200.000 TL ve 193.700.000Amerikan Doları İBB ve Ortaklıklarına gönderilmiştir.
İBB ve Ortaklıklarının hesabına gönderilen bahse konu tutarlara bakıldığında ise;
•129.000.000 TL'nin vergi, SGK, elektrik, icra, kira, maaş vb. ödemeler için,
•37.300.000TL'nin Ulaşım İç ve Dış Ticaret A.Ş. gibi 12 farklı firmaya gönderildiği görülmüştür.
Netice itibarıyla, söz konusu sözleşmeye istinaden gelen tutardan sözleşmenin yüklenicileri olan Doğuş-Yapı Merkezi-Özaltın Ortaklığına 59.000.000 TL ve Alsim Alarko'ya 229.000 Euro gönderildiği anlaşılmıştır.

13- Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Hattı Metro Alımı
DEİGM'nin 29.11.2019 tarih ve 527552 sayılı yazısında İBB tarafından "Üsküdar-Altunizade-Ümraniye-Dudullu Metro Hattı Projesi" ne ait "Üsküdar-Ümraniye-Çekmeköy Raylı Ulaşım Toplu Taşıma Sistemi 126 adet Metro Aracı Temini ve İşletmeye Alma İşi" kapsamında Hazine garantisi olmaksızın sağlanacak finansmana ilişkin izin talebine Bakanlık tarafından uygunluk verilmiştir. İBB ile Banco Santander S.A. arasında 04.09.2020 tarihinde 22.300.000 Euro tutarında sözleşme imzalanmıştır. Söz konusu kredi tutarının İBB'nin hesaplarına gelmeden doğrudan yüklenicinin hesabına gitmiş olabileceği düşünülmektedir.

14- İSKİ'nin Cumhuriyet İçme Suyu Arıtma Tesisi ve Paşaköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi (İBAAT) İnşaatı
İSKİ ile Standard Chartered Bank ve ING Bank, A Branch Of ING-Dıba Ag arasında 15.08.2024 tarihinde 166.000.000 Euro tutarında sözleşme imzalanmıştır. Sözleşme kapsamında sağlanan kredi olanağının 67.610.612 Euro tutarındaki kısmının 27.11.2024 tarihinde İSKİ'nin Vakıfbank nezdindeki hesabına geldiği ve devamında Alkataş İnş. Ve Taah. A.Ş.-Nurol İnş. ve Tic. A.Ş. İş Ortaklığı, Neoplant Mühendislik A.Ş. ve Kalyon İnşaat San. ve Tic. A.Ş.'ye gönderildiği tespit edilmiştir.

Sonuç olarak; Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen soruşturma kapsamında İBB ve İSKİ tarafından kullanılan toplam 14 yurt dışı kaynaklı kredi ve tahvil finansmanlarına ilişkin yapılan incelemede sonucunda;
İBB ve İSKİ tarafından kullanılan 14 yurt dışı finansmanlarının 19 finans kuruluşundan sağlanmıştır. İBB ve İSKİ'nin Ziraat Bankası ve Vakıfbank hesaplarına gelen finansmanın toplam büyüklüğünün; 2.036.007.000 Euro ve 1.588.029.000 Amerikan Doları olduğu tespit edilmiştir. Bu finansmanların yatırıldığı gün kuru göz önüne alındığında Türk Lirası karşılığının 69.516.054.000 TL'ye karşılık gelmektedir. (Güncel Türk Lirası Karşılığı yaklaşık 165.000.000.000 TL'dir)
İBB ve İSKİ'nin Ziraat Bankası ve Vakıfbank hesaplarına yatan tutarlarının gönderim dağılımı ise;
-7.710.793.000 TL'nin doğrudan yüklenici firmalara gönderildiği,
-13.630.366.000 TL'nin projeyle doğrudan ilişki kurulamayan işletmelere veya proje kapsamında imzalanan sözleşmenin yüklenicisi dışında farklı bir projenin yüklenicisine/yüklenicilerine gönderildiği,
-19.846.967.000 TL'nin yurt dışı finansal kuruluşlara gönderildiği,
-13.836.609.000 TL'nin İBB'nin ve Ortaklıklarının (İETT, İSFALT, BELBİM, KÜLTÜR A.Ş. vd.) diğer hesaplarına gönderildiği ve bu hesaplardan muhtelif firmalara ve kişilere gönderildiği ya da çeşitli ödemelerde (vergi, SGK, icra) kullanıldığı,
-6.189.294.000 TL'nin ise İBB'nin ve ortaklıklarının diğer hesaplarına gönderildiği, bu hesaplardaki yüksek tutarlı bakiyelere eklendikten veya başka kaynaklardan gelen daha yüksek tutarlı paralarla birleştikten sonra kullanıldığı, dolayısıyla yurt dışı borç ile paranın gittiği yer arasında birebir bağlantı kurulamadığı,
-8.006.999.000 TL'nin vergi, sigorta primi, elektrik ve sair ödemelerde kullanıldığı,
-235.869.000 TL'nin ise firmaların ve kişilerin İBB'den olan alacaklarını kredi teminatı olarak temlik etmelerinden dolayı yurtiçi bankaların şubelerine ödendiği, tespit edilmiştir.
İBB ve İSKİ tarafından 2019-2025 yılları arasında kullanılan yurt dışı finansmanlıların yaklaşık %10-15 civarında bir kısmı doğrudan finansman sözleşmelerinde yer alan ve finansmanın amacı olan yüklenici şirketlere ödenmiş olup kalan kısmı farklı kurum ve kişi hesaplarına aktarılmıştır. Ayrıca finansmanların yaklaşık %20'si tekrardan yurt dışı finans kuruluşlarına ödemelerde kullanılarak tabiri caizse borç borçla kapatılarak kamu zarara uğratılmıştır.
İncelenen yurt dışı finansmanlarının, finansman amacına aykırı olarak kullanılması (ki bu durum aşağıda açıklanacağı üzere; örgütün parasal kaynaklarından biri olarak yurt dışı finansmanlarının kullanılmasıdır) ve bunların doğrudan Ekrem İmamoğlu tarafından kurulan suç örgütüne bağlı ve/veya yakın şirketlere doğrudan aktarılarak yada önce İBB'ye bağlı iştiraklere oradan da usulsüz ihaleler yolu ile dolaylı olarak bu şirketlere aktarılması sebebiyle kullanılan yurt dışı finansmanından amaçlanan fayda sağlanamadığı için aynı hususa ilişkin benzer mahiyette tekrar yurt dışı finansmanı kullanılmasına bu durumunda örgütün amaçları için kamunun zarar uğratılmasına sebep olmuştur.
Dikkat çeken ve en önemli yönü ise kullanılan yurt dışı finansmanlarının yaklaşık %50'si İBB ve ortakları ile proje ile ilgisi olmayan kurum ve kişi hesaplarına aktarılmıştır. İBB ve İSKİ tarafından kullanılan yurt dışı finansmanların Ekrem İmamoğlu'nun kurmuş olduğu suç örgütü'nün parasal kaynaklarından biri olarak kullanılmıştır. Şöyle ki; kullanılan bu finansmanlar amacı dışı kullanılarak buradan gelen parasal kaynak İBB ve ortklarına aktarılmış buradan da usulsüz ihale ve doğrudan teminler yoluyla "SİSTEM" adını verdikleri yapının ekonomik olarak beslenmesi için oluşturulan havuza gönderilmiştir. Bazı yurt dışı finansmanlardan gelen paralar doğrudan örgüt ile irtibatlı ve soruşturma kapsamında el konulan şirketlere aktarılmıştır. Örneğin; yukarıda altıncı başlık altında incelenen yaklaşık 712.000.000 Amerikan Doları büyüklüğünde ki yurt dışı finansmanının 1.200.000.000 TL'si reklam ve medya sektöründe faaliyet gösteren; Mişel Organizasyon ve Reklam Tic. Ltd. Şti., Adgreat Dijital Med. ve Rek. Hiz. A.Ş., Medyagold Ajans Reklam Matb. ve Ltd. Şti., Creative Medya Reklam A.Ş. gibi şirketlere, yine yedinci başlık altında incelenen 175.000.000 Euro büyüklüğünde ki yurt dışı finansmanının 19.500.000 TL'si reklam ve medya sektöründe faaliyet gösteren Karbonat Reklam Hizmetleri A.Ş., Antre Tasarım Mim. Org. Ltd. Şti., Üçikibir Reklam Promosyon Org.San.ve Tic. Ltd. Şti. gibi şirketlere, aynı yedinci başlık altında incelenen bir başka ve 136.000.000 Euro büyüklüğünde ki yurt dışı finansmanının 131.700.000 TL'si reklam ve medya sektöründe faaliyet gösteren Mişel Organizasyon ve Reklam Tic. Ltd. Şti, Pink Team Proje Yönetimi A.Ş. gibi şirketlere, aynı yedinci başlık altında incelenen bir başka ve 75.000.000 Euro büyüklüğünde ki yurt dışı finansmanının 118.800.000 TL'si Antre Tasarım Mimarlık Org. Ltd. Şti., Adgreat Dijital Med. ve Rek. Hiz A.Ş., Üçikibir Reklam Pro. Org. San. ve Tic. Ltd. Şti. gibi şirketlere, dokuzuncu başlık altında incelenen 316.600.000 Euro büyüklüğündeki yurt dışı finansmanın 55.000.000 TL'si Otto Akıllı Şehircilik İstihdam ve Teknoloji Sistemleri, Maf Bilişim ve Yazılım Hizmetleri Sanayi Ticaret A.Ş., Mişel Organizasyon ve Reklam Tic. Ltd. Şti., BBM Büyük Baskı Merk. Mat. ve İlt. P. San. Tic. A.Ş. gibi şirketlere aktarılmıştır. Bu şekilde kurulan suç örgütünün amaçları doğrultusunda faaliyet gösteren ve örgüte destek sağlayan şirketler alınan yurt dışı finansmanlarından gelen paralar ile doğrudan desteklenmiştir. Ayrıca kullanılan bu yurt dışı finansmanlarının büyük bir kısmı da (raporda İBB ortakları olarak bahsedilmektedir) İBB bünyesinde ki iştiraklere aktarılmış ve yine buradan soruşturma kapsamında bilirkişi raporları ile ortaya konulduğu şekli ile usulsüz ihaleler yolu ile yine Ekrem İmamoğlu tarafından kurulan suç örgütüne bağlı ve/veya yakın şirketlere aktarılmıştır. Bu durum soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporları ile diğer kurumların düzenlemiş olduğu raporlar, müşteki ve tanık ifadeleri ile onlarca şüpheli ifadesiyle de ortaya çıkmıştır.
2019-2025 yılları arasında İBB ve İSKİ tarafından kullanılan 14 yurt dışı finansmanından sağlanan kaynağın büyük bir kısmı Ekrem İmamoğlu tarafından kurulan suç örgütünün amacını gerçekleştirmek için kurulan "sistem" ismini verdikleri yapıyı beslemek için doğrudan kendilerine bağlı veya yakın şirketlere yada İBB iştiraklerinden bu süreçte verilen usulsüz ihaleler yolu ile "sistem" isimli yapının beslenmesi için kullanılmıştır.

2.3.4. İBB İştirakleri Açısından Genel Bakış

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına bağlı olan ve İştirakler kısmında açıkça anlatılan bazı iştirakler eli ile örgüt yöneticisi ya da üyeleri tarafından kendilerine bağlı olan, kimi zaman kendileri ait şirketler kimi zaman sıkı ilişki içerisinde oldukları kişilere ait şirketler kimi zaman ise örgüt yöneticilerinin yanlarında çalıştırdıkları şahısların adına şirketler kurdurdukları, kurdurulan bu şirketlere yüzlerce milyon TL tutarında ihaleler aldırıldığı, ihalelere girecek diğer firmaları yine kendilerine bağlı kurdurulmuş olan şirketlerce göstermelik olarak yan teklif verdirildiği, ihalenin sonucunun en başından belli olduğu, tüm bu hususların şüpheli şahısların aralarındaki yazışmalar, MASAK raporları, şirket hesapları, tanık, şüpheli ve etkin pişmanlık ifadeleri ile sabit olduğu, örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun bilgi ve talimatı ile gerçekleşen bu çıkar amaçlı suç örgütünün bu şekilde elde edilen hukuka aykırı gelirin ''sisteme'' aktarıldığı anlaşılmıştır. İddianameye konu teşkil eden örgütün tıpkı bir ahtapotun kolları gibi İBB'ye bağlı iştiraklere ilişkin olarak işleyişi hakkında bilgi vermek gerekirse;

- MEDYA AŞ,

- KÜLTÜR AŞ,

- REKLAM YÖNETİM MÜDÜRLÜĞÜ,

- AĞAÇ AŞ,

- İSFALT AŞ ve

- İETT'dir.

Soruşturmaya konu İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün İSKİ AŞ ve İGDAŞ AŞ kurumları içerisinde kendi iç örgütlenmelerini kurarak gerçekleştirmiş olduğu faaliyetlerine yönelik olarak ise Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülen tahkikat devam etmektedir.

Bu iştirak ve şirketlerin örgüt içerisindeki oluşumu, işleyişi, yönetim şekli, ihalelerin fesada uğramış olarak verilişi, elde edilen gelirin nasıl ve ne şekilde ''sisteme'' dahil edildiği, örgütün bu iştirak kurumları eli ile elde edilen bu gelirin hem şahsi olarak hem de örgüt bünyesinde milyarlarca Türk Lirası artış sağladığı hususları İddianamedeki eylemler kısmında detaylıca anlatılmıştır. Aşağı kısımda ise ilgili iştiraklerle alakalı olarak ''sistemin'' işleyişi kısaca açıklanmıştır.

2.3.4.1. Medya AŞ, Kültür AŞ ve Reklam Yönetim Müdürlüğü

Suç örgütü lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU 2014 seçimlerinde İstanbul ilinin Beylikdüzü ilçesinin Belediye Başkanı olarak seçildiği, şüpheli Ekrem İMAMOĞLU İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden beri kendisiyle yakın ilişkiler içerisinde bulunan kişilerin bir kısmını Büyükşehir Belediyesi’nin birimlerinin ve iştiraklerinin başına getirdiği, bu sayede bu kişilerin bir kısmının adına kurdurttuğu şirketlere, bu kişilerin bir kısmının da eskiden var olan şirketlerine, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraki olan şirketlerden çok sayıda iş ve ihale aldırtarak, bu kişilerle birlikte fikir ve eylem birliği içerisinde milyarlarca Türk Lirası kamu zararına sebep olmuştur.

Bu kişilerin; birlikte, belli bir plan ve amaç odağında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve birçok belediye iştiraki şirketlerde usulsüz ihaleler, doğrudan temin, hizmet alımı nitelikli işler üzerinden ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, rüşvet ve irtikap eylemlerini örgütlü bir şekilde işledikleri tespit edilmiştir.

Suç işlemek amacıyla bir araya gelen bu kişiler; örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatları doğrultusunda Belediye iştiraki olan şirketleri ele geçirerek,İstanbul Büyükşehir Belediyesine aktarılan kamu bütçesini, bu iştirak şirketler eliyle kendi kişisel ve örgüt menfaatleri doğrultusunda harcayarak, devletin ve dolayısıyla Türk Milletinin kazanımlarını halka hizmet için kullanmak yerine, yasa dışı amaçlar için tüketmişlerdir. Ekrem İMAMOĞLU lideriliğindeki suç örgütünün kamu kaynaklarını, örgüt lideri, yöneticileri ve üyeleriyle eylem ve fikir birliği içerisinde gasp etmiş olduğu iştirak şirketlerinin arasında Kültür ve Medya A.Ş de yer almaktadır. Her iki iştirak birbiri ile iç içe geçmiş şekilde faaliyet göstermekte, aralarında irtibat ve iltisak bulunmaktadır.

Soruşturmanın başlarında, göz altı kararlarıverilmeden önce, örgüt tarafından olası bir operasyona karşı alınacak önlemlerin, nasıl savunma verilmesi gerektiğinin konuşulduğu ve Kültür A.Ş de yapılan gizli toplantıda,şüphelilere kendi istekleri dışında zorla avukat görevlendirmeleri yapıldığı, şüphelilerin bu toplantıya katılımlarının üst bir akıl tarafından yönetilmeye çalışılarak, suç örgütünün bir arada tutulup dağılmasının önüne geçilmek amacını taşıdığı ve bu durumun da şüpheliler arasındaki örgütsel bağı ve hiyerarşiyi açıkça işaret ettiği anlaşılmaktadır.

Şüpheli Murat ABBAS'ın tarihli ifadesinde yer alan; "İBB'ye yönelik işbu soruşturmada yapılan 19 Mart operasyonu öncesi 9 Mart'ta Kültür AŞ'de Yiğit adında bir avukatın başkanlığında bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda belediyeye yönelik bir operasyon olabileceği, bu operasyonun olması ihtimaline binaen herkesin ağız birliği yapması gerektiği, Murat Ongun, Fatih KELEŞ, Ertan YILDIZ isimli kişiler hakkında sorular sorulduğunda herkesin aynı minvalde cevap vermesi ve aynı doğrultuda savunma verilmesi yönünde konuşmalar yapıldı. Murat Ongun ve Ertan Yıldız'ı başkan danışmanı olarak, Fatih KELEŞ'i ise İBB spor başkanı ve meclis üyesi olarak bildiğimizi söylememizi, bunun dışında bu kişilerle ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadığımızı söylememizi istediler. Bu toplantıda sadece Kültür AŞ yöneticileri ve çalışanları vardı. Ayrıca bize bu toplantıda isimlerini verdikleri avukatlara vekalet çıkarmamızı söylediler. Ben de bana ismi verilen avukata vekaletname çıkardım. Emniyet aşamasında verdiğim ifadede ve adliyedeki sorgumda bu avukat görev aldı. Dosya kapsamında bulunan, belediye çalışanları olan diğer şüphelilerin de avukatları bu toplantıda belirlendi." şeklindeki beyanı bu örgütsel bağı ve hiyerarşiyi gözler önüne serdiği,

Örgüt içerisinde tartışılmaz ve karşı konulmaz tek söz sahibi olan Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde; örgüt yöneticileri Murat ONGUN'un organize ettiği ve yön verdiği suç örgütünün Kültür A.Ş ve Medya AŞ yapılanmasında, birçok ihaleye fesat karıştırma, kamu kurumu zararına dolandırıcılık ve irtikap eylemlerinin gerçekleştiği, belirli kişilere usulsüz olarak doğrudan bazı işlerin verildiği, bu yasa dışı eylemler neticesi elde edilen kara paranın bir kısmının naylon faturalar ve muvazaalı işlemler vasıtasıyla, örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatıyla oluşturulan ve "sistem'' adı verilen gayri resmi örgüt kuruluşuna aktarıldığı, bir kısmının örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU’nun ve örgüt üyelerinin ortağı olduğu şirketlere aktarılarak kişisel zenginleşme sağlandığı, bir kısmının ise illegal siyasi faaliyetler için kullanıldığı, ''sisteme'' dahil olmayan bazı iş insanlarını para vermeye zorladıkları para vermeyenlere idari yaptırımlar uyguladıkları tespit edilmiştir.

Kültür AŞ ve Medya AŞ'deki suç örgütü yapılanması Ekrem İMAMOĞLU'nun liderliğinde ve talimatıyla, örgüt yöneticileri Murat ONGUN ve Fatih KELEŞ tarafından organize edilmiştir. 2019 Belediye seçimlerinden 2021 senesinin sonlarına kadar örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ, 2021 senesi sonlarından itibaren ise örgüt yöneticisi Murat ONGUN etkin ağırlığında Ekrem İMAMOĞLU suç örgütü faaliyetlerini gerçekleştirmiştir.

Kültür AŞ ve Medya AŞ yapılanmasında Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü belediye başkanlığı döneminden beridir irtibat halinde olduğu, çok güvendiği ve aynı zamanda siyasi danışmanlığını da yapan örgüt üyesi Necati ÖZKAN, örgütün akıl hocası konumundadır. Suç örgütünün illegal faaliyetlerinde çıkan aksaklıklar için çözüm yolu bulmuş, örgüt yöneticileri ve üyeleriyle AK Merkez'de bulunan ofisinde gizli toplantılar yapmış, yasa dışı işlerin kimlere verileceğini organize etmiştir. Suç örgütü üyesi Necati ÖZKAN'ın ofisine,örgüt yöneticileri Murat ONGUN ve Fatih KELEŞ'in, örgüt üyeleri Buğra GÖKÇE, Murat ABBAS'ın sık sık müstakil olarak ve birlikte ziyaret ettiği, Akmerkez ziyaretçi defteri tutanakları, kamera görüntüleri ve iletişim tespit raporlarından tespit edilmiştir.

Bu yapılanmada Murat ONGUN ve Fatih KELEŞ suç örgütü yöneticisi, Kültür A.Ş eski genel müdürü Serdal TAŞKIN, Murat ABBAS, genel müdür yardımcısı Doğan Hamit DOĞRUER, Barış KILIÇ, Gökhan KÖSEOĞLU, Metin BAL, Medya AŞ genel müdürü Fatoş Pınar TÜRKER, yönetim kurulu üyesi İpek Elif ATAYMAN, eski ticaret müdürü Fatoş AYIK, Elif GÜVEN, Emrah BAĞDATLI, Hüseyin KÖKSAL, Ahmet KÖKSAL, Murat KAPKİ, Eyüp SUBAŞI, Kahraman YEŞİLYURT, Mete MAĞDEN, Ömür YILMAZ, Gültem ŞIK, Zeynep Ayten GÖZDEM ONGUN, Mustafa Nihat SÜTLAŞ, Buğra GÖKÇE, Kadriye KASAPOĞLU, Gürkan AKGÜN, Onur ALDI, Erdinç ÇOLAK, Halit Burak ATALAN, Vedat ŞAHİN, Sedat GÜNDÜZ, Özge BAĞDATLI, Deniz DÖRTYOL ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Reklam daire başkanı Kağan SÜRMEGÖZ kurulan İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün üyesidir.

2.3.4.1.1. Örgütün Kültür A.Ş ve Medya A.Ş'deki Yapısal İşleyişi

2019 senesinde yapılan Belediye seçimlerinden hemen sonra şüpheli Serdal TAŞKIN Kültür AŞ Genel müdürü olarak atanmıştır. Örgüt yöneticisi Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatıyla, açık hava reklam mecralarında faaliyet gösteren firma yetkililerini davet ederek, yeni dönemde bir ''sistem'' kurduklarını, Kültür A.Ş'den iş almak isteyen firmaların belirli ödemeler yapması, kendisinin yönlendirdiği ihalelere teklif vermeleri gerektiği hususlarını açıkça belirtmiştir. Serdal TAŞKIN'ın bu yönlendirmesini kabul eden firmalar ''sisteme'' dahil edilmiş, kabul etmeyen firmalara da zorluk çıkartılmak suretiyle iş verilmemiş, mevcut işleri de ellerinden alınmıştır.

Şüpheli Murat KAPKİ ifadesinde; "Ben 2019 seçimlerinden önce Sim Medya ve MSO isimli şirketlerin yetkilisiydim. 2019 seçimlerinden sonra beni önce Eyüp SUBAŞI arayarak bana İBB'nin havuzunda kayıtlı olan şirketlerin 7 milyon TL para vermesi gerektiğini, yoksa İBB havuzundan çıkarılacağını söyledi. Daha sonra beni Serdal Taşkın'ın yardımcısı bir bayan arayarak beni Topkapı'da bulunan Kültür AŞ'ye davet etti. Burada Kültür AŞ'nin genel müdürü Serdal Taşkın ile görüştüm. Aynı şekilde o da bana havuzda kalmak ve belediyeden izin almak istiyorsan 7 milyon TL ödemen gerekiyor dedi. Ben de buna tepki göstererek oradan ayrıldım.
Sonra 30 yıldır tanışık olduğum arkadaşım olan Hüseyin Köksal'ı arayarak benden 7 milyon TL istediklerini, bu konuda bana yardımcı olmasını söyledim. O da bana Murat Ongun'u arayıp durumu ileteceğini söyledi. Ben de bu işlerle Fatih Keleş ilgilenmiyor mu, neden onu aramıyorsun dediğimde Fatih paracıdır, o hiç indirim yapmaz dedi. Hüseyin Köksal'dan öğrendiğime göre kendisi Murat Ongun'u aramış ve fiyatı 6 milyon TL'ye düşürmüş. Ben de bu parayı Kültür AŞ'ye kesmiş olduğu faturaya istinaden çek keserek ödedim. Kültür AŞ'nin bu ödemeyle ilgili faturanın açıklama kısmına grafik tasarım bedeli, drone bedeli gibi ibareler yazarak gönderdiğini hatırlıyorum. Ayrıca bu konuyla ilgili bana grafik tasarım bedeli, drone bedeli konulu bir de muvazaalı sözleşme imzalattılar. Sözleşme konusunda yer alan hususlarla ilgili ben hiçbir hizmet ve mal alımı yapmadım. Kültür AŞ'de bu şekilde reklamcılardan toplanan paralar, sahte fatura yöntemiyle nakde çevrildiğini biliyorum. " şeklindeki beyanları ile örgüt üyesi Serdal TAŞKIN'ın, Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün Kültür A.Ş ayağındaki ''sistemi'' kurma çalışmaları net olarak görülmektedir.

Suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun, 2014 ve 2019 Belediye seçim kampanyalarının açık hava reklam işlerini şüpheli Eyüp SUBAŞI üstlenmiştir. Ekrem İMAMOĞLU şüpheli Eyüp SUBAŞI'na Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini kazanması halinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin tüm açık hava reklam işlerini vereceğini vaat etmiştir. Suç örgütü lideri Belediye seçimlerini kazanınca Eyüp SUBAŞI ve Fatih KELEŞ ile birlikte bir toplantı tertip etmiş ve Eyüp SUBAŞI'na tüm açık hava reklam işlerinin verilmesini, yaptığı cirosundan ise %10'unu suç örgütüne aktarılmasını talep etmiştir. Bu iş için ise tahsildar olarak örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ'i görevlendirmiştir. Şüpheli Eyüp SUBAŞI ise yaptığı ciroların %10'na tekabül eden paraları elden ve nakit olarak belirli zaman dilimlerinde Fatih KELEŞ'e ve Fatih KELEŞ'in talimatıyla Kültür A.Ş Genel Müdürü olan şüpheli Serdal TAŞKIN'a teslim etmiştir.

Şüpheli Eyüp SUBAŞI'nın ifadesinde: "2014 senesinde belediye seçimlerinden 2 ay önce Fatih KELEŞ beni aradı ve Ekrem İMAMOĞLU'nun seçim kampanyasına yönelik baskı ve duvar işlerini benim yapmamı teklif etti. Ben de bu teklifi kabul ettim ve iletişimimiz böylece başlamış oldu. Hemen akabinde Fatih KELEŞ, Beylikdüzü'nde bulunan bir seçim ofisinde beni Ekrem İMAMOĞLU ile tanıştırdı. Ekrem İMAMOĞLU bu görüşmede bana reklam işleriyle alakalı resmi ve gayrıresmi tüm süreci Fatih KELEŞ ile yönetebilirsiniz dedi. Bu süreçten sonra Fatih KELEŞ ile Ekrem İMAMOĞLU'nu önce Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde, sonra Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kendisinin reklam işlerini yaptım." şeklindeki beyanıyla suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun kurduğu ''sistemi'' ifşa etmiş, bir başka ifadesinde ise; "Daha önceki ifadelerimde aldığım işlerin hak edişleri üzerinden %10'luk bir kısmını Fatih KELEŞ'e verdiğimi belirtmiştim. Bu ifademi somutlaştırmak adına hem Fatih KELEŞ'e hem de Serdal TAŞKIN'a gayrı resmi bir şekilde elden nakit olarak yapmış olduğum ödemelere ilişkin tabloyu da savcılığınıza sunuyorum. Bu tablo incelendiğinde Serdal TAŞKIN'a 12/02/2020, 05/03/2020, 07/04/2020, 09/05/2020, 09/06/2020, 02/07/2020, 09/10/2020, 27/11/2020, 29/12/2020 tarihlerinde toplam 591.500,00 TL ödeme yaptığım görülecektir. Serdal TAŞKIN'a yapmış olduğum bu ödemenin tarihi 2020 senesine ait olduğundan tam olarak nerede olduğunu hatırlamasam da Beylikdüzü, Topkapı, Kağıthane DAP Yapı Starbucks ve hatırlamadığım muhtelif yerlerde elden ödeme yaptım.
Aynı şekilde sunmuş olduğum tablo incelendiğinde Fatih KELEŞ'e 2020 Kasım ayında, 12/02/2020, 04/04/2020, 06/05/2020, 16/06/2020, 03/07/2020, 10/07/2020, 20/09/2020, 13/10/2020, 05/11/2020, 03/12/2020, 07/01/2021, 27/01/2021, Mayıs 2021, Temmuz 2021 tarihlerinde toplam 4.400.000,00 TL elden ödeme yaptığım görülecektir. Bu ödemelerin çoğunluğu Beylikdüzü'nde bulunan Fatih KELEŞ'in iş yerinde ve Florya'da bulunan başkanlık konutunda yapılmıştır (ilgili tablo alındı, dosyasına eklendi).
Yukarıda bahsetmiş olduğum Serdal TAŞKIN'a yapılan ödemelerin hepsi Fatih KELEŞ'in bilgisi dahilinde yapılmıştır." şeklindeki beyanlarıyla da suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'na ve kurduğu ''sisteme'' aktarılmak üzere, suçtan elde edilen geliri nasıl ve nerede örgüt yöneticileri Fatih KELEŞ ve Serdal TAŞKIN' a elden ve nakit olarak verdiğini açıkça belirtmiştir. İfadede yer alan hususları HTS, MASAK,BDDK ve bilirkişi raporları doğrulamaktadır.

Şüpheli Hasan Özsoy şahsın ifadesinde yer alan; "2019 yılında İBB ve belediyeler seçim kampanyaları başladığı dönemler Eyüp SUBAŞI bana İBB başkan adayı Ekrem İMAMOĞLU ve Beylikdüzü Belediyesi'nin seçim sponsoru olduğunu söyledi. Bu nedenle Ekrem İMAMOĞLU belediye başkanı seçildiği takdirde bütün reklam alanlarının kendisine bağlanacağını, tüm bu işleri kendisinin alacağını söyledi. Bu nedenle benden de bazı kalemlerle ilgili fiyat teklifi aldı. Ekrem İMAMOĞLU, seçimi kazandıktan sonra ilk olarak İBB'ye ait olan 300 adet üst geçit ve 2000 adet aydınlatma direkleri işlerini Eyüp SUBAŞI'nın genel vekaleti olduğu, resmiyette eşi Gülşah SUBAŞI'nın adına olan Genç Popülist Medya isimli firma aldı. Ben de bu ihalenin dijital baskı ve uygulama işlerini yaptım. Bu çalışma süreci bir buçuk yıl sürdü. Bu süre zarfında bir keresinde Eyüp SUBAŞI beni telefonla arayıp acil olarak Topkapı'da bulunan Kültür AŞ'ye gitmemi, Habibe İlknur KAYA isimli şahsın yanına gitmemi ve kendisinin vereceği flash belleği ondan alıp kendisine getirmem gerektiğini söyledi. Ben de Eyüp SUBAŞI'nın dediği gibi Kültür AŞ'ye gidip İlknur Hanım'ı buldum. O da bana bahsi geçen flash belleği verdi ve bana sakın bunu kimseye söyleme, hızlıca Eyüp SUBAŞI'ya ilet dedi. Flash belleği Eyüp SUBAŞI'ya ilettikten sonra merak ettiğim için sorduğumda bana flash belleğin içinde İBB'nin bütün işlerini kapsayan bilgiler olduğunu ve bu işlerin kendisi tarafından üstlenildiğini söyledi." şeklindeki beyanları 2019 belediye seçimlerinden sonra 2021 senesinin sonuna kadar şüpheli Eyüp SUBAŞI ile açık hava reklam işlerinin organize edildiğini teyit etmektedir.

Suç örgütü içerisinde kuvvetlenmeye başlamasıyla birlikte Murat ONGUN ile Serdal TAŞKIN fikir ayrılıklarına düşmüş olup aralarında büyük anlaşmazlıklar vuku bulmuştur. Bunun üzerine örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun tavrını Murat ONGUN'dan yana göstermesi üzerine Murat ONGUN'un baskı ve zorlamalarıyla Serdal TAŞKIN, 2021 yılında resmiyette istifa etmiş ise de, aslında Murat ONGUN tarafından görevden alınmıştır. Serdal TAŞKIN'ın görevinden ayrılmasından sonra Murat ONGUN, Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün Kültür AŞ ve Medya AŞ' yapılanmasında örgüt liderinden sonra tek sahibi olmuştur. Serdal TAŞKIN'ın istifasından sonra Kültür AŞ genel müdürlüğüne Murat ABBAS atanmıştır. Murat ONGUN'un Kültür AŞ genel müdürlüğüne Murat ABBAS'ı atamasının nedeni, Murat ABBAS'ın reklam, ihale, hizmet alımı gibi işlere karışmayacağını önceden taahhüt etmesidir. Murat ABBAS genel müdürlüğü süresince sadece Kültürel işlerle ilgilenmiş olup, diğer işlerde aktif rol almayıp sadece resmi imzalarını atmıştır. Böylece Murat ONGUN, ihale ve hizmet alımlarını organize edip, Nihat SÜTLAŞ, Emrah BAĞDATLI, Hüseyin KÖKSAL, Murat KAPKİ, Kahraman YEŞİLYURT ve GÜLDEM ŞIK başta olmak üzere iş insanlarından, Kağan SÜRMEGÖZ, Doğan Hamit DOĞRUER, Onur ALDI, Erdinç ÇOLAK, Barış KILIÇ, Gökhan KÖSEOĞLU, Metin BAL, Fatoş Pınar TÜRKER, Fatoş AYIK, Ceyda KIRYAK, İlknur TAŞDELEN ve Elif GÜVEN başta olmak üzere İBB, Kültür AŞ ve Medya AŞ çalışanlarından oluşan ekibiyle birlikte Kültür AŞ ve Medya AŞ'nin adeta kasasını boşaltmıştır.

Kültür A.Ş Genel Müdürü şüpheli Murat ABBAS'ın ifadesinde; "Benden önceki genel müdür Serdal TAŞKIN zamanında Kültür AŞ'nin kendi faaliyetlerinin yanı sıra iletişim koordinatörlüğü kısmı da Serdal Taşkın'a bağlıymış. Benim genel müdür olduğum dönemde iletişim koordinatörlüğü kısmı tamamen benim inisiyatifim dışında Murat ONGUN tarafından yürütülmekteydi ama resmiyette Kültür AŞ faaliyetinde bulunduğu için benim imzam ile işler yürümekteydi. İletişim koordinatörlüğü kısmında yine Murat ONGUN'un yönetiminde Barış KILIÇ, Ceyda KIRYAK, Gökhan KÖSEOĞLU isimleri vardı. İletişim koordinatörlüğü kısmında reklam, milli bayramlarla ilgili organizasyonlar, büyük bütçeli özel günler ile alakalı büyük organizasyonlar organize edilir, bunlarla ilgili sanatçı, prodüksiyon (sahne, saha vb.) bütçeleri tamamen Murat ONGUN tarafından belirlenirdi. Yapılan ihaleler, ihale kontrol birimi tarafından kontrol edilir, en son aşamada bana imzaya gelirdi. Ben sadece imza atardım ama imza aşamasına kadar yapılan işlemler ile alakalı herhangi bir bilgim yoktur. Zaten bu alanda da (ihale, sözleşmeler vb.) uzman biri değilim. Benim yardımcım olan Doğan Hamit DOĞRUER tarafından bu hizmet alımları ve ihaleler düzenlenirdi.'' yer alan beyanları suç örgütünün Kültür A.Ş ve Medya A.Ş ayağındaki yapılanmasını özetlemektedir.

Böylece milyarlarca Türk Lirası kamu zararına neden olarak haksız kazanç sağlayan suç örgütünün Murat ONGUN yapılanması Türk milletinin kazanımlarından oluşan Kamu bütçesini, suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun gayri resmi siyasi faaliyetleri ve kişisel zenginleşme sağlama adına Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün ''sistemine'' aktarmıştır.

Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatıyla suç örgütün Kültür ve Medya yapılanmasının başına geçen Murat ONGUN, milli günler, bayramlar, etkinlikler, konserler gibi organizasyonlarına ilişkin yapılacak olan ihale, mal ve hizmet alımı işlerinin başına İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerinde hiç bir resmi görevi olmayan Emrah BAĞDATLI'yı getirmiştir.

Emrah BAĞDATLI ise, kendisinin veya yakınları adına kurulan şirketler üzerinden bu ihale, hizmet ve mal satın alım işlerinin bir kısmını almıştır. Böyelece hem kişisel zenginleşme sağlamış hem de Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün ''sistemine'' milyarlarca Türk Lirası aktarmıştır. Bu etkinlik ve organizasyon işlerinin bir kısmını da örgüt üyesi şüpheli Kahraman YEŞİLYURT'un sahibi olduğu ANTRE Tasarım isimli firmaya vermiştir. Bu firmanın almış olduğu ihalelere ilişkin işler gerçekte var olmayan işlere ilişkindir. Emrah BAĞDATLI'ya bu organize suç eylemleri süresince yine Belediyede hiç bir resmi görevi olmayan Güldem ŞIK yardım etmiş olup, iştirak halinde atılı eylemleri gerçekleştirmişlerdir.

Kültür A.Ş Genel Müdürü şüpheli Murat ABBAS'ın bir başka ifadesinde ise; "Soyadını bilmediğim Kahraman isimli bu şahsın iletişim koordinatörlüğünde resmi bir görevi bulunmamaktaydı ama Murat ONGUN'un yanında gelir giderdi ve iletişim koordinatörlüğünde sık sık çalıştığını bilirdim. Genel müdür yardımcım Onur ALDI, bana Barış KILIÇ ile adı geçen Kahraman isimli şahsın müzenin kuruluş aşamasında Atina'da arsa ve ev aldıklarını söylediler. Tuce firmasının sahibi olan Cem ÇELİK ile yaptığım bir görüşmede bana Barış KILIÇ'ın Amsterdam ya da Rotherdam'da bulunan teknesini Türkiye'ye nasıl getireceğine dair kendisine fikir sorduğunu, bu esnada yanlarında Tuce isimli firmanın diğer ortağı Tunç Bey'in de bulunduğunu, ilk defa gördüğü bir kişinin yanında nasıl bu kadar rahat konuşabildiğine dair söylemlerde bulundu. Haberlerde yer alan ve teknede bulunan Murat ONGUN, Emrah BAĞDATLI'nın fotoğraflarının yer aldığı tekne, bu bahsettiğim tekne olabilir. (...) Ben dijital deneyim müzesinin kurulma amacının seçimlere fon yaratmak veya kişilere haksız kazanç sağlamak amacı ile kurulduğunu net bir şekilde fark ettim." şeklindeki beyanları suç örgütü yöneticilerinden Murat ONGUN ile örgüt üyelerinden Emrah BAĞDATLI'nın ANTRE Tasarımisimli firmanın yetkilisi olan suç örgütü üyesi Kahraman YEŞİLYURT ile aralarındaki örgütsel ilişkiyi net olarak açıklamaktadır. Şüpheli Murat ABBAS'ın KÜLTÜR A.Ş'nin genel müdürü olarak bu hususları dile getirmesi, görevinin suç örgütünün faaliyetlerinin merkezinde olmasından dolayı önem arz etmektedir.

Şüpheli Mete MAĞDEN'in 20.08.2025 tarihinde verdiği ifadesinde; ''2014 sonu veya 2015 yılı başında daha önce hizmet verdiğim ajanslardan Seda Hasel KİRAZ işinden ayrılıp Emrah BAĞDATLI ile ortak bir şirket kurdular. Bu şirkette özel firmalara çeşitli etkinliklerde özellikle insan kaynakları toplantıları konusunda etkinlik hizmeti verdi. Bana bu tarihlerde kendi etkinlikleri için birlikte çalışma teklifi getirdiler fakat ben gerek işlerimin yoğunluğu gerekse Emrah'ın abartılı hal ve hareketlerinden pek hoşlanmadığım için kabul etmedim. 2021 senesinin başlangıcı olabilir, Emrah beni arayarak İBB'nin işlerini bir ajans gibi üstlendiklerini, bu konuda görevlendirildiğimi söyleyerek İBB olarak düzenlendikleri etkinliklerdeki standlardan, sahnelerden ve marangozluk işlerinden memnun olmadıklarını, bu işi benim düzgün yaptığımı, arzu edersem İBB'nin bu kapsamdaki işlerini bana iletebileceğini söyledi. Mali açıdan zor durumda olduğumdan dolayı kabul ettim. Bu süreç içerisinde İBB nezdindeki etkinlik ihalelerine teklif vererek katıldım ve 4 ihaleyi doğrudan kazandım. İhaleler her ne kadar tüm etkinliğin komple benim üzerimde kalması gibi gerçekleşmiş olsa da ben bu etkinliklerde sadece marangozluk işleri olan stand, sahne vb. gibi şeyleri yaptım. İhalelerin diğer iş ve işlemlerini örneğin tuvalet, aydınlatma, gösteri, elektrik vb. gibi işleri ise İBB içerisinden belirtilen firmalar yapıyordu. Bu firmalar kendi hakediş cetvellerini hazırlar ve doğrudan Güldem ŞIK'a verirdi. Hakediş cetvellerine bağlı faturaları da benim şirketime keserlerdi. Bizim bu hakediş cetvellerini, işlerin yapılıp yapılmadığını, eksik mi yoksa hatalı mı yapılıp yapılmadığını kontrol etme imkanımız yoktu. Zaten bu firmaların işlerine karışmamızı özellikle Emrah ve Güldem istemiyordu.
İBB tarafından düzenlenen ve kâr getirisi yüksek olan işlerin çoğunu Kahraman YEŞİLYURT adlı kişi alırdı. Dijital müzenin yapımı, hemşehri günleri, kadınlar pazarı, fuar standları gibi yüksek kârlı işleri bu şahıs almıştır. Bu şahsı sektörden dolayı tanırım. Bazı projelerde o kendi alanında, ben de kendi alanımda iş yaptığımızdan tanışıklığım ve konuşmuşluğum vardır. Bu şirketlerden Ego Teknik firmasının Güldem ŞIK’ın erkek arkadaşı üzerine kurulu bir şirket olduğunun ve SK Production isimli şirketin ise Emrah BAĞDATLI ile sürekli birlikte hareket ve irtibat halinde olan Serkan isimli şahsa ait olduğunu bilmekteyim. İBB ihalelerinin alınmasından sonra henüz hakediş ödemelerini almadan önce Emrah benden ihaledeki benim yapacağım işe karşılık gelen bedel üzerinden %10 komisyon istediğini söyledi. Ben daha önce hiç kamu kurumu ile çalışmadığım için bu taleplere alışık değildim, fakat ihaleleri hali hazırda almış olduğum ve pandemi dönemi içerisindeki maddi sıkıntı içerisinde olduğumdan bu teklifi kabul ettim. Bana "bu para benim cebime girmiyor, bir sistem var bu sistem içerisinde değerlendiriliyor, ileride çok paraya ihtiyaç olacak bu nedenle İBB ile çalışan herkes bu sisteme katkı yapıyor" dedi.Bu %10 komisyon talebi ile ilgili kendisi ile Acarkent'teki evinde de bir kez görüşmemiz oldu. Beni evin içerisinde bulunan asansörle ilgili bir sticker işlemi için çağırmıştı. Orada yaklaşık onunla bir saat vakit geçirdik. Burada kendisine imalı olarak, artık Acarkent'te rahatça oturabilecek maddi güce sahip olduğunu söyledim. Bana kendisinin bu paraları almadığını, sistem içerisindeki bazı kişilere ileride kullanılmak üzere verildiğini, Acarkent'teki villanın bir tanıdıktan sadece ayda 100.000 TL'ye kiralandığını söyledi.
Ben Emrah'ı piyasa içerisinden de tanıdığım hem etkinlik sahasına gelen diğer birçok insandan duyduğum kadarıyla Murat ONGUN ile birlikte Değişik Hikayeler isimli bir şirkette ortak olduklarını biliyordum. Bu o zaman İBB'ye etkinlik işi yapan herkes tarafından bilinen bir gerçekti. Güldem ŞIK ise bütün ihaleleri evrakları ile birlikte düzenleyen kişidir. Biz de ihalelere teklif vermeden önce Güldem bütün evraklarımızı hazırlar biz sadece imzalardık. Biz kendisine işi yapabileceğimiz fiyatı belirtirdik, diğer firmaların fiyatları ile birlikte fiyat kısmını da Güldem ayarlardı. Ben Güldem'in Emrah'ın şirketinin bir çalışanı olduğunu, İBB çalışanı olmadığını basından öğrendim. Çünkü Güldem orada bir memur gibi çalışıyordu, masası vardı, ofisi vardı. İBB İletişim Ofisi'nde herkes ona oranın bir çalışanı olarak davranıyordu. Yani Güldem ŞIK adrese teslim ihaleleri organize eden, yan teklifleri kimlerin vereceğini, ne kadar teklif verileceğini Barış KILIÇ ile birlikte belirleyen kişidir.

Bu arada Emrah bazen de bazı ihalelere yan teklif sunmamı istemişlerdi. Burada ihaleyi alacak firma bellidir fakat mevzuatın aradığı şartlar için ihaleye başka firmalarda katılmak zorundadır. Bu durumda Güldem bizim evraklarımız hatta antetli kağıtlarımız kendisinde olduğundan bütün ihale dökümanını fiyatlar dahil hazırlar bize gönderirdi biz de kaşe ve imza atıp geri gönderirdik. Bu şekilde de yan teklifler sunmuştum. İBB'deki hakediş ödemeleri her zaman problemliydi. Bu nedenle hakediş ödemelerini almak için hep Emrah'ı aramak zorunda kalıyordum. Emrah'ı aramadığım takdirde hakediş ödemesi yapılmıyordu. Bu nedenle Emrah bana ne zaman hakediş ödemesi yapıldığını da takip ediyordu. Benim doğrudan 15 civarı hakediş alışım olmuştur. Burada Emrah hakediş alındıktan sonra beni arar, parayı hazır etmemi isterdi. Ben de parayı nakit olarak hazır eder bir zarfın içerisine koyar ve Gaziosmanpaşa'daki iş yerimdeki ön mühasebe de çalışan kızlara teslim ederdim. Genellikle de Pınar'a teslim ederdim. Pınar'a Emrah'ın ismini verecek bir kişi gelecek, bu kapalı zarfı ona ver derdim. O da gelen kişiye teslim ederdi. Bu kişi her zaman değişik biri olabilirdi, biz bunu kayıtlı ve imza karşılığı vermezdik. Zira paranın alınacağı gün belli olur, gelen kişi de Emrah'ın ismini verirdi. Bu nedenle isim alma ve kayıt etme gereği duymadık. Sistem bu şekilde ilerlemiştir. Bu ödemeler 2021-2024 Mart arasıdır. Tahminimce tam rakamı bilemiyorum ama 100 milyon TL civarı bir hakediş aldım. Dolayısıyla Emrah BAĞDATLI'ya 10 milyon TL civarı bir komisyonu elden nakit olarak verdim.
2023 yılı itibariyle hem hakedişlerin gecikmesi hem de işlerden istediğim karı kazanamam nedeniyle Emrah'a artık iş yapmak istemediğimi bildirdiğimde bu sefer içeridekiler seni listeye yazar artık hiç hakediş alamazsın, yaptığın işlerin parasını almak istiyorsan çalışmaya devam etmen gerek dedi. Bu şekilde beni ''sistemde'' kalmaya Emrah BAĞDATLI zorladı.
2021-2024 sürecinde ayrıca başka firmaların aldığı ihalelerdeki marangozluk işlerini de alt taşeron olarak benim yapmamı istediler. Fakat firmama 45 Tasarım ihale alan bir firma olduğu için araya başka bir firma koymamı istediler.Emrah bana doğrudan “bazı ihalelerin içeriğinde de senin yapacağın işler var bu işleri de sen yap, sonra sana göstereceğimiz şirketlere fatura kesersin, parayı da o şekilde alırsın. Bu şirketler hakkedişlerini de zamanında alıyorlar, sen de paranı rahat alırsın” demiştir. Ben delise döneminden beri arkadaşım olan Tahsin Mehmet DİKER’den ricacı oldum ve Mehmet DİKER’e ait gözüken ve fakat aslında tüm fatura alış ve verişlerini benim yönettiğim PANGRAM REKLAM VE ORGANİZASYON SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ isimli şirketi kurdum. Resmiyette bu şirket benim adıma kayıtlı değildir ancak fiiliyatta benim şirketimdir. Bu şirket 2021-2024 tarihleri arasında sadece 45 Tasarım Ve Dekors.hizm.tic.ltd.şti. şirketinden fatura almış, bu şirketin yapmış olduğu işlere karşılık şirketin kesmiş olduğu faturaya cüzi miktarda kar ekleyerek ihale alıcısı olduğu diğer şirketlere fatura kesmiştir. 2024 senesinin ortalarında Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhurbaşkanlığı aday turlarına başladığı dönemde artık ben diğer özel firmalarla çalışmaya başladığımdan ve İBB'den hakediş almakta zorlandığımdan işleri kesmeye başladım. Bu sefer Emrah bana, Ekrem Başkan'ın sahne ve stantlarının istedikleri gibi düzgün olmadıklarını, bunları ancak benim yapabileceğimi söyledi. Bitirdiğim işlerin hakedişlerini almak için bu işleri yapmam gerektiği konusunda beni üstü kapalı tehdit etti. Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı aday turnesinin İzmir ve Antalya ayaklarını yerine getirdik. Bunlar için Emrah'tan ödeme yapılmasını istediğimde tüm turnelerin bitmesi gerektiğini söyledi. Bu aşamadan sonra artık Emrah ve İBB ile çalışmayı kestim. Hatta bahsettiğim bu turnelerdeki hakedişlerimi kime fatura keseceğimi bile söylemediler ve ben halen bu işlerimin ücretini alamadım.'' şeklindeki beyanları örgüt üyesi Güldem ŞIK'ın Ekrem İMAMOĞLU suç örgütü içersindeki görevini ve konumunu, suç örgütü yöneticileri Murat ONGUN ve Emrah BAĞDATLI'nın organizasyon ve etkinlik kısmında kurmuş oldukları çarpık ortaklık ilişkilerini ve nihayetinde yürütülen gayri resmi düzeni ortaya koymaktadır.

Şüpheli Deniz DÖRTYOL isimli şüphelinin 29.05.2025 tarihli ifadesinde; "(...)Bu izin süreçlerini çözerken tanıştığımız Murat ONGUN ve onun yönlendirmesi ile Emrah BAĞDATLI ile tanışma sağladık. Emrah BAĞDATLI 2023 yılında bize seçim öncesi iştirak taşeronu olarak çalıştığımız organizasyon işleri gibi Kültür A.Ş’nin de işleri olduğunu, eğer istersek bu işlere bize dahil edebileceğini bildirdi. Murat ONGUN’un yönlendirmesi ile Emrah BAĞDATLI sonradan adının “dosyacılık” olduğunu öğrendiğim ihale işlerini bana teklif etti. Daha Emrah BAĞDATLI’nın teklifini değerlendirme aşamasındayken yine 2019 yılında yaşadığımız süreçleri yaşayıp, yine reklam alanlarım İBB Zabıta ekiplerince sökülmeye başladığından Emrah BAĞDATLI’nın zorlamasını kabul etmek durumunda kaldım. Emrah BAĞDATLI ihale süreçleri için 5 firma organize etmemi istedi. Bu firmaların tamamını kendi çevremde bulunan, kamu harici de aktif ticaret yapan, güvendiğim arkadaşlarımın firmalarından seçtim. Yan teklifleri verebilmek için de arkadaşlarımın firmalarından teklifler aldım.
İlk olarak Emrah BAĞDATLI beni Kültür A.Ş bünyesinde beni Barış KILIÇ ile tanıştırdı. Barış KILIÇ ile yaptığım görüşmede kendisi bana 2019 öncesi İBB iştiraklerine yaptığım organizasyon işleri modeli gibi olacak, ihaleyi alacaksın, işi yapacaksın dedi. Sonradan ihaleyi aldığımızda karşımıza çıkan model bundan çok farklıydı. Barış Kılıç’a bağlı çalışan Metin Bal ve Gökhan KÖSEOĞLU bana ihale tarihinden bir gün önce tüm ihale fiyatlarını içeren çalışma dosyaları teslim ettiler. Bu fiyatlar ile ihaleye girmem gerektiğini, bu şekilde kamu yararına hizmet edeceğimi bildirdiler. İhale süreçleri tamamlandıktan sonra aktif iş yapmak için Kültür A.Ş’den haber beklerden bana proje geliştirmemi, bu proje onaylanırsa eğer iş yapabileceğimi, onaylanmazsa eğer başka onaylanan projeler için sadece fatura keseceğimi, bu faturalar karşılığında şirketime gelecek olan paraları kendilerinin yönlendirdiği firmalara veya kişilere teslim etmem gerektiğini bildirdiler. 2024 yılı boyunca çeşitli projelerle Barış KILIÇ’a gitmeme rağmen hiçbir projem(etkinlik fikrim) kabul görmedi. Her ay sonu Metin BAL’dan bana fatura kesmem için liste, bu faturaya karşılıkta resmi tedarikçi ödeme listesi geldi. Gelen paraların bir kısmını faturalı olarak tedarikçilere ödedik. Artan parayı da Emrah Bağdatlı, Güden Hanım ve Özge BAĞDATLI’nın yönlendirdiği yerlere teslimini sağladım. Bu yerler genellikle Gümüşsuyu’ndaki Emrah BAĞDATLI’nın ofisi, Esentepe’deki Özge BAĞDATLI’nın ofisi, Akasya AVM’deki Yusuf Yüce’nin ofisi oldu. Özge BAĞDATLI’nın ofisinde genellikle ödemeleri Berkşan adında çalışan teslim alırdı" hususlarını belirtmiş olup, bu şahsın ifadesi örgütün aktif üyelerinden olan firari Emrah BAĞDATLI'nın suç örgütü içerisindeki konumunu, usulsüz ihalelerin düzenlenmesi ve haksız elde edilen gelirin elden örgüte aktarılmasının somut örneklerinden birisidir. Bu ifade minvalinde dosya kapsamında onlarca ifade mevcuttur. İfadeler de yer alan anlatımlar HTS, MASAK ve Bilirkişi raporlarıyla somutlaştırılmıştır. Her bir eylemle ilgili ifadeler "eylemler" kısmında açıkça izah edilmiştir.

Örgüt üyesi şüpheli Kağan SÜRMEGÖZ; İstanbul Büyükşehir Belediyesi Reklam Dairesi Başkanıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan, Kültür ve Medya AŞ ye verilen ihalelerin, sonrasında Kültür ve Medya AŞ tarafından gerçekleştirilen alt ihaleleri, hizmet ve iş alımlarını, Ekrem İMAMOĞLU örgütünün yöneticisi olan Murat ONGUN'un kontrolünde organizesini yapan ayrıca muvazaalı ecrimisil tahsili projesini uygulamaya koyan örgütün kritik bir üyesidir.Yukarıda adları yer alan örgüt üyesi iş insanları ile yakın ilişkiler kurup usulsüz ihaleler düzenleyerek örgüt üyelerine iş paslamış olup, böylece elde edilen kazancın Ekrem İMAMOĞLU suç örgütüne aktarılmasında önemli rol oynamıştır.

Kültür A.Ş Genel Müdürü şüpheli Murat ABBAS'ın ifadesinde; ''Bu soruşturma dosyası ortaya çıktıktan sonra 9 Mart'ta bahsettiğim toplantının akabinde, olayın da ciddiyetini anladığından genel müdür yardımcım olan Doğan Hamit Doğruer'e bildiklerini anlatmasını istediğimde bana bu bahsi geçen usulsüz ihaleler, iş alımlarını bizzat Murat ONGUN'un yönettiğini, kendisinin ve Kağan SÜRMEGÖZ'ün ve ihaleleri Murat ONGUN'un talimatlarına göre organize ettiğini, ihaleleri kimin kazanacağının ve kimin yan teklif vereceğinin önceden belirlenerek ihale hazırlığı yapıldığını, yine dosyada yer alan usulsüz ecrimisil tahsillerine ve reklam izni verilmesi için açıktan istenen paralara ilişkin imzalanan muvazaalı sözleşmeler (grafik tasarımı bedeli, drone konulu vb.) hususunda tevdi raporunda yer alan hususların doğru olduğunu, yasa dışı usule aykırı iş ve işlemlerin yapıldığını bana bizzat kendisi söyledi.

"Ben gelinen noktada anladım ki Serdal TAŞKIN'dan sonra benim gibi bir profilin Kültür AŞ'ye genel müdür olarak atanmasının amacı, benim daha çok kültürel ve sanatsal faaliyetlerle ilgimin olması, ihale, iş almak, iş bağlamak, hizmet almak gibi konulara uzak olmam ve sadece evraka imza atabileceğime dair bir profil çizmemden ötürü olduğunu düşünüyorum. Benim bu profilde biri olmamdan dolayı beni bu çerçevenin dışına çıkardılar ve ihale ve iş alımı süreçlerini tamamen Murat ONGUN'un talimatıyla Doğan Hamit DOĞRUER ve Kağan SÜRMEGÖZ üzerinden yaptılar." şeklindeki beyanları örgüt yöneticisi Murat ONGUN'un suç eylemlerini örgüt üyesi Kültür A.Ş genel müdür yardımcısı Doğan Hamit DOĞRUER ve İBB Rekalm Dairesi Başkanı örgüt üyesi Kağan SÜRMEGÖZ ile birlikte organize ettiğini gözler önüne sermektedir.


Suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU, suç örgütü yöneticisi Murat ONGUN, Fatih KELEŞ ve diğer isimleri zikredilen örgüt üyeleri fikir ve eylem birliği içerisinde organize olarak EKREM İMAMOĞLU çıkar amaçlı suç örgütüne para aktarmak adına genel olarak şu eylemleri gerçekleştirmişlerdir:

a-) Ana İhaleler: İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ihaleler, ihaleye fesat karıştırma eylemleri ile öncelikle Kültür AŞ ve Medya AŞ uhdesinde bırakılmıştır. İhalelerin Kültür AŞ ve Medya AŞ ye bırakılmasının ana amacı bu şirketler üzerinden yasal mevzuat kısıtlaması olmadan istedikleri kişi ve firmalara söz konusu hizmet ve mal alımı işlerini serbestçe verebilmektir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ana ihalelerin ihaleye fesat karıştırma eylemleri ile Kültür AŞ ve Medya AŞ nin uhdesinde bırakılmasını organize eden örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU, örgüt yöneticileri Murat ONGUN ile Fatih KELEŞ, örgüt üyeleri Kağan SÜRMEGÖZ, Halit Burak ATALAN, Gürkan AKGÜN, Can Akın ÇAĞLAR, Cemal Ufuk KARAKAYA, Arif Gürkan ALPAY, Murat YAZICI, Turgut Tuncay ÖNBİLGİN, Ali AYÇİÇEK, Ramazan GÖLFEN, Bayram TAŞKIN ve Buğra GÖKÇE' dir.

Şüpheli Selman NARMAN 15.04.2025 tarihli ifadesinde; ''Tevdi raporunda yer alan billboard, gaintboard ihalesiyle ilgili ihalenin ek ve temel belgesini oluşturan lokasyon listesi (reklam alanlarının adetini, koordinatını ve tipini belirten liste) tamamen yanlış bilgilere dayalı yani lokasyonlarının, sayılarının ve tiplerinin bilerek yanlış belirtilerek Vizyonkent Reklam AŞ'ye normal kazanacağı gelirin daha fazlasını kazandırmak adına düzenlendiği, fakat Mülkiye Müfettişi incelemeye geldiğinde aceleyle normal hâline getirilmiştir fakat normal hâle getirilmeden önceki ve ıslak imzalı hâli tarafıma verilerek imha etmem istenmiştir fakat ben bu usulsüzlüğü fark ettiğimden dolayı yanlış bilgilerle hazırlanan listeyi imha etmek yerine sakladım ve şu an Savcılığınıza şirket tarafından kaşeli ve imzalı, belediye yetkilileri tarafından ıslak imzalı hâlini sunmaktayım. Normalde bahsettiğim bu liste encümen tarafından onaylanır ve daha sonra değiştirilmesi imkansızdır. Fakat anlattığım şekilde encümen onayından sonra liste değiştirilerek firmanın daha fazla kâr elde etmesi için değiştirilmiştir. Müfettiş korkusundan dolayı da tekrar normal hâline döndürülmüştür. Bu bahsettiğim ihalede belirttiğim liste firma tarafından hazırlanmıştır. Yani İBB ihalesinden önceki süreçte ihaleyi alacak olan Vizyonkent AŞ bellidir ve liste de bizzat bu şirkete hazırlatılmıştır. İBB kültür AŞ ile devam eden bir davam olduğu ve dolayısı ile husumetli olduğum hususu kasıtlı olarak gündeme getirilen tamamen gerçek dışı bir iddiadan ibarettir. Kültür AŞ’de genel müdür Serdal TAŞKIN’ın görevden alınıp Murat ABBAS’ın göreve başlamasından sonra 2022 yılı başlarından itibaren başlayan yoğun mobing sürecinde yaşanan sürtüşmeler ve bu süreçte bugün gündemde olan usulsüzlüklerden kaynaklı olarak birtakım rahatsızlıklarımı dile getirmiş olmamdan dolayı 2023 yılı şubat ayında iş akdim feshedilmiş olup devamında açılmış olan işe iade davası ise24.05.2024 tarihinde sonuçlanmış ve kapanmıştır. Bugün gelinen noktada iş akdimin feshinden dolayı intikam gütmek bir yana böyle bir yapıdan kurtulmuş olmaktan son derece memnun olduğumu beyan etmek isterim. Bu itibarla tamamen gerçek dışı olarak gündeme getirilen, devam eden bir davam olduğu ve dolayısı ile husumetli olduğum ve intikam duygusu ile hareket ettiğime ilişkin iddianın tamamen bir algı yaratma çabasından ibaret olduğunu düşünmekteyim. Diğer bir husus ise; Mülkiye müfettişi tarafından 2021 yılında yürütülen ve şuan savcılık soruşturmasında da yer alan müfettişlik soruşturma sürecinde verdiğim ifade ile ilgilidir. Müfettiş soruşturması sırasında verilen savunmaların hangi şartlarda verildiğini daha önceki ifademde net bir şekilde anlatmış bulunmaktayım. Ek olarak şunu ifade etmeliyim ki o dönem Kültür AŞ’nin avukatıydım ve bu sebeple mesleki olarak üzerimde bulunan savunma yükümlülüğü gereğince ve her avukatın yapacağı gibi kendimce uygun gördüğüm gerekçelerle avukatlığını yaptığım kurumu savunmak zorundaydım. Bugün ise hiçbir hukuki bağım bulunmayan bir şirketin ve bağlı olduğu kurumun iş ve işleyişinde tarafsız bir vatandaş olarak tanık olduğum olayları anlatmış bulunmaktayım. Gerek o dönem gerekse bugün verdiğim ifadenin izahı bu kadar basittir. Algıya yönelik olarak üretilmeye çalışılan komplo teorileri bu basit gerçeği asla değiştirmeyecektir. Ayrıca ve önemle belirtmek isterim ki o dönem mülkiye müfettişliği soruşturma dosyasına verilen diğer savunma ifadelerinin tamamı tarafımca hazırlanan savunma beyanı üzerinden hazırlanmış olup incelendiğinde tek tip olduğu açıkça görülecektir. İfade veren çoğu çalışan ifadesinde ne yazdığını dahi bilmez çünkü daha önce de ifade ettiğim gibi herkese talimatla, imzalamayan sonuçlarına katlanır tavırlarıyla tek tip ve dayatma olarak imzalattırılmıştır. Yazı İşleri Daire Başkanlığı ve İştirakler Koordinasyon biriminden gelen talimatlar doğrultusunda Kültür AŞ’de bu süreci organize eden bizzat genel müdür yardımcısı Doğan Hamit DOĞRUER’dir. Netice olarak bahsi geçen müfettişlik soruşturma ifadelerinin son bölümünde “talimat almadım” şeklinde yer alan beyanın talimatla ve dayatma ile yazdırıldığını ifade veren herkes bilmektedir. Daha önceki ifadelerimde yer almayan ancak burada son olarak belirtmek istediğim hususlardan biride Kültür AŞ tarafından yapılan organizasyon ihaleleri ile ilgilidir. Zira bu ihalelerde de çok büyük usulsüzlükler ve arka planda kayıt dışı para alışverişinin döndüğünü biliyorum. Bahsettiğim ihaleler İBB tarafından her yıl açık ihale şeklinde rutin olarak gerçekleştirilen ve torba ihale olarak tabir edilen büyük tutarlı ihalenin alt ihaleleri olup torba ihale her yıl Kültür AŞ tarafından alınır ve parçalara bölünerek davet usulü ile yapılan çoklu ihlallerle değişik firmalara verilir. Bu ihalelerde de hangi ihaleyi hangi firmanın alacağı önceden bellidir. Bu ihalelerin organize edildiği birim iletişim birimidir. Bu birim daha önce Miniatürk yerleşkesinde bulunan çadır diye tabir edilen mekandı. Serdal Taşkın’ın burada da bir makam odası bulunuyordu ve haftanın en az 3 günü burada olurdu. Bu ihalelerle ilgili bu birimde firmalardan elden paralar alındığı personel arasında dahi sıkça konuşulurdu. Bu birim ve ihaleler ile ihalelere katılacak firmaların belirlenme süreci de yine Ekrem İMAMOĞLU’nun onayı ile Murat ONGUN’un kontrolünde yürütülürdü. Ekrem İMAMOĞLU’nun onayı olmadan hiçbir firmanın bu torbadan ihale alması söz konusu dahi olamazdı. İfade ettiğim gibi bu ihalelerde ihaleyi alacak firma belli olduğu gibi yan teklif verecek firmalarında teklifleri ve ayrıca yan teklif verecek firmalara hangi şartlarda nasıl bir pay verileceği de önceden belirlenmekteydi. Bu ihalelerde de ihale alan firmalar ile üst yönetim arasında bir kayıt dışı paylaşım sistemi olduğunu biliyorum ancak ayrıntısına vakıf değilim. Bu ihalelerden bildiklerim aşağıda belirttiğim şekildedir ve bu ihalelerin tamamı her hangi bir rekabetin olmadığı adrese teslim ihalelerdir....'' şeklinde beyanda bulunduğu gibi yine 21.03.2025 tarihli ifadesinde de ''(...)Ana İhale dokümanları arasında Reklam ünitelerinin kurulacağı lokasyon listesi yer almaktaydı. Bu liste ihalenin en önemli dokümanı olup, alt ihalede de aynı lokasyon listesinin kullanılması yasal zorunluluktur. Lakin reklam ünitelerinin kurulacağı noktaya göre işletmeci firmanın geliri artmakta yada azalmaktadır. Mesela Küçükçekmece’de kurulan üniteyle Beşiktaş’ta kurulan ünitenin firma tarafından reklam ajanslarına satış fiyatı aynı değildir. Firmanın ve dolayısı ile İBB’nin gelirini artıran daha doğrusu artırması gereken diğer bir husus ise Billboard ve Giantboard farkıdır. Giantboard, billboardın 4’lü olanıdır yani 4 katı büyüklüktedir. Büyüklüğü 4 katıdır ancak kazanç olarak billboarda göre en az 6 kat fazla gelir getirmektedir. Ancak maalesef İBB ve Kültür AŞ’nin yaptığı ihalede Billboard olarak yer alan pano sahada Giantboard olarak kullanılmaktadır. Aynı şekilde Küçükçekmece’de gözüken pano gerçekte Beşiktaş’tadır. Bildiğim kadarıyla bu büyük usulsüzlük ve yolsuzluk mülkiye müfettişi tarafından da açıkça tespit edilmiştir.
Daha önceki ifadelerimde yer almayan ancak burada son olarak belirtmek istediğim hususlardan biride Kültür AŞ tarafından yapılan organizasyon ihaleleri ile ilgilidir. Zira bu ihalelerde de çok büyük usulsüzlükler ve arka planda kayıt dışı para alışverişinin döndüğünü biliyorum. Bahsettiğim ihaleler İBB tarafından her yıl açık ihale şeklinde rutin olarak gerçekleştirilen ve torba ihale olarak tabir edilen büyük tutarlı ihalenin alt ihaleleri olup torba ihale her yıl Kültür AŞ tarafından alınır ve parçalara bölünerek davet usulü ile yapılan çoklu ihlallerle değişik firmalara verilir. Bu ihalelerde de hangi ihaleyi hangi firmanın alacağı önceden bellidir. Bu ihalelerin organize edildiği birim iletişim birimidir. Bu birim daha önce Miniatürk yerleşkesinde bulunan çadır diye tabir edilen mekandı. Serdal Taşkın’ın burada da bir makam odası bulunuyordu ve haftanın en az 3 günü burada olurdu. Bu ihalelerle ilgili bu birimde firmalardan elden paralar alındığı personel arasında dahi sıkça konuşulurdu. Bu birim ve ihaleler ile ihalelere katılacak firmaların belirlenme süreci de yine Ekrem İMAMOĞLU’nun onayı ile Murat ONGUN’un kontrolünde yürütülürdü. Ekrem İMAMOĞLU’nun onayı olmadan hiçbir firmanın bu torbadan ihale alması söz konusu dahi olamazdı. İfade ettiğim gibi bu ihalelerde ihaleyi alacak firma belli olduğu gibi yan teklif verecek firmalarında teklifleri ve ayrıca yan teklif verecek firmalara hangi şartlarda nasıl bir pay verileceği de önceden belirlenmekteydi. Bu ihalelerde de ihale alan firmalar ile üst yönetim arasında bir kayıt dışı paylaşım sistemi olduğunu biliyorum ancak ayrıntısına vakıf değilim." şeklinde olduğu,

Şüpheli Hakan Karaköse'nin konuya ilişkin olarak 25.06.2025 tarihli ifadesinde ''Ben 2007 yılında İBB'de devlet memuru olarak işe başladım. 2017 yılına kadar şef ve memur olarak görev yaptım. 2017-2018 yılları arasında mesken müdür olarak görev yaptım, 2018 yılından 2023 yılının Nisan ayına kadar memur ve şef olarak devam ettim. 2023 yılının Nisan ayından sonra ise reklam müdür yardımcısı olarak görev yaptım. Hâlâ da bu görevdeyim(...)
Serdal TAŞKIN görevden ayrıldıktan sonra 2021 senesinde Murat ABBAS yerine genel müdür olarak atandı. Murat ABBAS, Kültür AŞ genel müdürü olduktan sonra reklam işlerini tamamen Murat ONGUN yönetmeye başladı. ..
Emlak müdürlüğünün yapmış olduğu ihaleleri Kağan SÜRMEGÖZ, Doğan Hamit DOĞRUER ve Murat ABBAS birlikte organize ederlerdi. Murat ONGUN'un yönetiminde reklam müdürlüğünün yapmış olduğu ihaleler ise Kağan SÜRMEGÖZ ve Doğan Hamit DOĞRUER organize ederlerdi...
2011 yılında İBB elmak müdürlüğünce 10 yıllığına 4 bin adet billboard, 600 adet megalight ihalesi yapılmıştı. 2021 yılında ihalenin süresi sona erdiği için tekrar 10 yıllık meclis kararı alınarak yeniden ihaleye çıkıldı. İhale Kültür AŞ bünyesinde kaldı. Yeni ihalede 4 bin adet olan billboard sayısı üç bine düşürüldü. Sahada olan bin adet billboardun İBB'nin hizmet ve tanıtımlarında kullanılacağı belirtildi. İhale sonrası sözleşme imzalandı ancak ihale dosyası incelendiğinde görülecektir ki ihaleyi kazanan İlbak ailesinin şirketi olan Kentvizyon isimli şirket, 1600 billboardun 400 adet gaintboarda çevrilmesi için dilekçe verdiler. Adem TUNCAY ile birlikte böyle bir dönüşümün mümkün olmayacağını, bunun çok net bir şekilde kamu zararı oluşturacağını Kağan SÜRMEGÖZ'e beyan ettik. Kağan Sürmegöz bize karşı ikna olmuş görünse de sahada bu dönüşümü şirketin yapmasına göz yumdu. Esasen İBB tarafından yapılan ve Kültür AŞ uhdesinde kalan ihale yapılmadan Kentvizyon isimli firma kendilerince zaten panoların yerlerini sahada düzenlemişlerdir. Yani ana ihale ve alt ihale yapılmadan bu işi kendilerinin alacağı belliymiş gibi hareket etmişlerdir. Ana ihale yapıldıktan sonra normal şartlarda İBB tarafından zabıtaya kaç adet billboardun hangi lokasyona yapılacağına dair evrak verilir ve zabıta da bunların kontrolünü yapardı. Fakat zabıta bahsi geçen bu ihalede müdahale etmesi gerekirken müdahalede bulunmuyordu. Aradan bir yıl geçtikten sonra Kağan Bey, Kentvizyon isimli firmadan gelen bir dilekçeye istinaden onay yazısı yazmamızı istedi. Adem TUNCAY ve ben imzalamayacağımızı beyan ettik. Kağan SÜRMEGÖZ de kendisi ve o dönemin genel sekreter yardımcısı Buğra GÖKÇE'nin imzalarıyla bu onayı verdiler. Bu ihalede çok yüksek miktarda kamu zararı oluşmuştur. Normalde belediyeye ayrılan bin adet billboardu da İlbaklar pazarlayarak normal bir şekilde satıyordu. ..
Kağan SÜRMEGÖZ daire başkanıyken Murat Yazıcı'nın görevden aldırılmasını sağlamıştır. Şöyle ki Murat YAZICI bazı usulsüzlüklere göz yummayarak Kağan SÜRMEGÖZ tarafından zabıtaya verilen bazı talimatlara engel olmuştur. Bu nedenle Kağan SÜRMEGÖZ, Murat ONGUN vasıtasıyla Murat YAZICI'yı görevden aldırmıştır. Bir daire başkanının kendi amiri konumundaki bir kişiyi görevden aldırabilmesi göstermektedir ki bu soruşturma kapsamında yer alan örgüt içerisinde Kağan SÜRMEGÖZ üst sıralardadır...'' şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır.

Bu beyanlar açıkça göstermektedir ki; ana ihale yapılmadan önce hangi işin hangi şirkete verileceği önceden kararlaştrılıp, ana ihale yapılmaktadır. Hatta dosya kapsamında Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ihale şartnamesinin, alt ihale ile işin verileceği şirket tarafından hazırlandığına dair tespitler mevcuttur. Ekrem İMAMOĞLU suç örgütüne para aktarmak adına gayri resmi bir şekilde organize edilen ihale sürecindeki bu aleni usulsüzlükler, belli bir inanmışlığın, bağlılığın ve belli bir hedefe ulaşmanın gayreti ve azmini açık bir şekilde göstermektedir. Çünkü bu usulsüzlükler aleni ve korkusuzca gerçekleştirilmiş olup, bu da Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün yaşadığı güç zehirlenmesini açıkça ortaya koymaktadır.

b-) Alt İhaleler : İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen ihaleler belirli bir plan dahilinde iştirak şirketlerin uhdesinde bırakıldıktan sonra bu iştirak şirketler eliyle ilgili hizmet ve mal alımları, bazen bütün halinde bazen de parçalara ayırmak suretiyle, 3G kapsamında yapılan alt ihaleler ve doğrudan temin yöntemleriyle örgüt üyesi ve şüphelilerin yetkilisi olduğu şirketlere verilmiştir. Soruşturma kapsamında bu şirketlerin birbirleriyle gayri resmi bağları tespit edilmiştir. Suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU ve yönetici Murat ONGUN'un bu şirketlerin bazılarının fiiliyatta ortağı hatta sahibi olduğu tespit edilmiştir. İhaleye katılmak için gerekli sermaye, tecrübe gibi yeterliliği bulunmayan şirketler Kültür AŞ ve Medya AŞ tarafından yapılan bu alt ihaleler ile milyonlarca liralık işleri almak suretiyle hayatın olağan akışına aykırı olarak yüksek miktarlarda haksız kazanç elde etmişlerdir. Bu haksız kazancın bir kısımını Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün sistemine aktarmışlar bir kısmını ise kendi kişisel zenginleşmeleri için kullanmışlardır.

Şüpheli Adem TUNCAY'ın08.08.2025 tarihli ifadesinde; "2019 seçimlerinden sonra Serdal TAŞKIN isimli şahıs hem Kültür A.Ş. Genel Müdürü hem de İletişim Koordinatörü olarak atandı. Bu süreçte Kağan SÜRMEGÖZ ile haftalık toplantılar yapardı. Bu toplantılarda Kültür A.Ş. Genel müdür yardımcısı Doğan Hamit DOĞRUER'den toplantılara telefon alınmadığını, reklam şirketlerinin tamamının peyderpey davet edildiğini duydum. Doğan Hamit DOĞRUER bu dönem içerisinde ilk defa Serdal TAŞKIN'ın reklam şirketlerine aslında hiç yapılmayan işlere ilişkin konsept belirleme, ürün kaldırma, dron çekimi, tasarım gibi işler adı altında faturalar kestirmeye başladığını yönünde serzenişlerde bulunuyordu. Serdal TAŞKIN'ın belediyeye sonradan geldiğini ancak kontrolsüz gittiğini ifade ediyordu. Nitekim Serdal TAŞKIN yaklaşık 1 yıl kadar çalıştıktan sonra görevden alındı. Kağan SÜRMEGÖZ İBB'de yeni yönetim öncesinde Kentsel Tasarım Komisyon Başkanlığı'nda görev yapmasından kaynaklı büyükşehirde iş yapan birçok reklam firmasıyla tanışıklığı bulunmasından dolayı Serdal TAŞKIN'ın bu reklam firmalarıyla iletişimini sağlamıştır. (...) Hasan ÖZSOY isimli dosya şüphelisi şahıs Serdal TAŞKIN'ın asistanı olan İlknur isimli soyadını bilmediğim bir kadından hangi ihalelere ne teklif verileceğinin bilgilerini içeren bir flash bellek aldığını, ihalelerde bunlara göre hazırlık yaptıklarını belirtmişti.
Murat ONGUN göreve geldikten sonra Kağan SÜRMEGÖZ daire başkanı olana kadar Serdal TAŞKIN ile yürüttüğü işleri aynı şekilde Murat ONGUN ile yürütmeye devam etti. Kağan SÜRMEGÖZ daire başkanı olduktan sonra etkinliği Serdal TAŞKIN dönemine göre artmaya başladı. Bu süreçte Kentsel Tasarım Müdürlüğü kendine gelen reklam izin başvurularını (başvuruların tamamı olmayıp, reklam değeri yüksek olan alanlar) dosyalar halinde Kağan SÜRMEGÖZ'e gönderir, Kağan SÜRMEGÖZ ise genelde haftalık olarak Murat ONGUN'un İletişim Koordinatörlüğü'ndeki ofisine götürerek orada birlikte değerlendirme yaparlardı. Bu değerlendirmede Kağan SÜRMEGÖZ evrakları Murat ONGUN'a arz edip, onun onayladıklarını Kentsel Tasarım Müdürlüğü'ne irade uyarınca işlem yapılması için gönderirdi. Burada mevzuata göre izin verilecek firmalar Medya A.Ş. ile muvazaalı sözleşmeler (muvazaalı sözleşmelerden kastım aslında gerçekleşmeyen ancak gerçekleşmiş gibi faturalandırılan işlerdir) yapmaya yönlendirilirdi. Yönetmeliğe göre izin verilmesi mümkün olmayan ve ağırlıklı olarak Bağdat Caddesi'nde bulunan parapetlere ve bina cephelerine reklam asılması için şirketlerden gelen talepler de Kağan SÜRMEGÖZ tarafından Murat ONGUN'un onayına sunulur. Murat ONGUN'un onayladıkları alanlar için belirlenen reklam firmaları gayri resmi olarak bu alanları kullanırlar. Murat ONGUN bu alanlarda bulunan reklamların indirilmemesi yönünde Kağan SÜRMEGÖZ aracılığıyla zabıtaya talimat verirdi. Bu alanları kullanan reklam firmaları da yine muvazaalı sözleşmeler yapmak üzere Medya A.Ş.'ye yönlendirilirdi. Buna örnek olarak Elif GÜVEN bana 2024 yılı içerisinde Sev Açık Hava Reklam isimli firmadan 25.000.000 TL civarında muvazaalı sözleşme yaptıklarını söylemişti.
Reklamist şirketi resmi olarak Mustafa Nihat SÜTLAŞ'a aittir. Ancak asıl sahibinin Murat ONGUN olduğu bilinmektedir. Bu firmanın işlerinin ve sorunlarının bir kısmını Murat ONGUN, Kağan SÜRMEGÖZ aracılığıyla takip etmektedir. Bu firma hatırladığım kadarıyla ilk defa 2020 sonlarına doğru veya 2021 başları gibi duyulmaya başlandı. 2021 yılı Aralık ayında yapılan 3.000 adet bilboard ve 85 megalight ihalesini Kültür A.Ş. aldı. Bu ihaleden kısa bir süre sonra Kültür A.Ş. söz konusu ihaleyi alt yüklenici olarak İLBAKLAR'a ait Kentvizyon veya Vizyonkent firmalarından bir tanesine verdi. Kültür A.Ş.'nin yapmış olduğu ihaleden yaklaşık 10 gün sonra 1.600 adet bilboardın 400 adet giantboarda çevrilmesi ve bu giantboardların bir kısmının lokasyonlarının değiştirilmesi ile ilgili bir talep geldi. Bu talep ilgili iştirake, işleten şirket tarafından gelmiştir.Bu dönemde ben Reklam Yönetim Müdürlüğü'nde müdür yardımcısı olarak görev yapmaktaydım. Bu talep geldiğinde ben bu talebi onaylamanın doğru olmadığını Kağan SÜRMEGÖZ'e söyledim. Kendisi yaklaşık 1 yıl boyunca peyderpey bu talebi onaylamam konusunda bana sürekli baskı yaptı. Ancak ben imzalamadım. 1 yılın sonunda normalde 3 imzalı olması gereken başkanlık oluru onay formu 2 imzalı olarak Kağan SÜRMEGÖZ ve Buğra GÖKÇE tarafından imzalanarak şirkete onay verildi. Ancak bu 1 yıllık süreçte söz konusu şirket onay gelmeden panoları talep ettiği şekilde değiştirmeye başlamıştı."

Şüpheli Hakan Karaköse'nin 25.06.2025 tarihli ifadesinde; ''Ben 2007 yılında İBB'de devlet memuru olarak işe başladım. 2017 yılına kadar şef ve memur olarak görev yaptım. 2017-2018 yılları arasında mesken müdür olarak görev yaptım, 2018 yılından 2023 yılının Nisan ayına kadar memur ve şef olarak devam ettim. 2023 yılının Nisan ayından sonra ise reklam müdür yardımcısı olarak görev yaptım. Hâlâ da bu görevdeyim.
Kağan SÜRMEGÖZ, eski dönemden beridir İBB'de müdür olarak çalışıp Ekrem İmamoğlu döneminde de müdür olarak devam eden ve bizzat Ekrem İmamoğlu ile görüşen tek kişidir. 2019 belediye seçimlerinden sonra Serdal Taşkın isimli şahıs İBB'nin iletişim koordinatörü olarak bahsediliyordu. Sonra Kültür AŞ genel müdürü oldu. Kağan SÜRMEGÖZ, Serdal TAŞKIN ile birlikte normalde kentsel tasarım müdürlüğünün ve yetkili olduğu reklam izin konularını birlikte organize ediyorlardı.Dosya kapsamında yer alan grafik tasarım bedeli, drone ücreti vb. gibi muvazaalı sözleşmeleri hazırlayan o dönem Medya AŞ'de reklam müdürü olarak çalışan Elif GÜVEN hazırlamaktadır. Kağan SÜRMEGÖZ, Elif GÜVEN, Bahar GEDİK sık sık Murat ONGUN'la görüşürlerdi. Murat ONGUN'a patron diye hitap ettiklerine de şahit oldum. İBB'de etkinlik, organizasyon gibi hususlar hem Adem Tuncay'ın hem de Kağan Sürmegöz'ün müdür olduğu dönemlerde Bahar GEDİK'e gönderilirdi. Onaylanıp onaylanmadığını Bahar Gedik müdürlere bildirirdi. Serdal TAŞKIN görevden ayrıldıktan sonra 2021 senesinde Murat ABBAS yerine genel müdür olarak atandı. Murat ABBAS, Kültür AŞ genel müdürü olduktan sonra reklam işlerini tamamen Murat ONGUN yönetmeye başladı.
Emlak müdürlüğünün yapmış olduğu ihaleleri Kağan SÜRMEGÖZ, Doğan Hamit DOĞRUER ve Murat ABBAS birlikte organize ederlerdi. Murat ONGUN'un yönetiminde reklam müdürlüğünün yapmış olduğu ihaleler ise Kağan SÜRMEGÖZ ve Doğan Hamit DOĞRUER organize ederlerdi." şeklinde beyanda bulundukları anlaşılmıştır. Bu beyanlardan da net olarak anlaşılacağı üzere; ana ihalelerle Kültür AŞ ve Medya AŞ uhdesinde bırakılan hizmet ve mal alımları, bu iştirak şirketler üzerinden önceden belirlenen şirketlere Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün amaçları doğrultusunda adeta peşkeş çekilmiştir.

Kültür AŞ ve Medya AŞ tarafından yapılan alt ihaleler ve doğrudan temin işlerinin verildiği ana şirketler; fiiliyatta suç örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU, resmiyette ise örgüt üyelerinden Hüseyin KÖKSAL ve Murat KAPKİ'nin yetkilisi olduğu BVA Reklam A.Ş,Hüseyin KÖKSAL ve Ahmet KÖKSAL'ın yetkilisi olduğu URBANMEDİA A.Ş, şüpheli Eyüp SUBAŞI, Gülşah SUBAŞI ve Onur Buğra SUBAŞI'nın yetkilisi olduğu PANOFFECT A.Ş ve GENÇ POPÜLİST A.Ş, şüpheli örgüt üyesi Kahraman YEŞİLYURT'un yetkilisi olduğu ANTRE Tasarım A.Ş, şüpheli örgüt üyesi Ömür YILMAZ'ın yetkilisi olduğu OMR A.Ş, Sedat GÜNDÜZ'ünyetkilisi olduğu İMAGİNA A.Ş, Tolga ÖZGEN'in yetkilisi olduğu Adgreate A.Ş'dir.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan ana ihale sonrası alt ihalelerin gerçekleştirdikleri nitelikli dolandırıcılık eylemleri ile Kültür AŞ ve Medya AŞ nin uhdesinde bırakılmasını organize eden örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU, örgüt yöneticileri Murat ONGUN ile Fatih KELEŞ, örgüt üyeleri Serdal TAŞKIN, Murat ABBAS, Doğan Hamit DOĞRUER, Fatoş Pınar TÜRKER, Fatoş AYIK, Barış KILIÇ, Onur ALDI, İpek Elif ATAYMAN, Güldem ŞIK, Erdinç ÇOLAK, Elif GÜVEN, Metin BAL, Gökhan KÖSEOĞLU, Esma BAYRAK'tır.

c-) Ecrimisil Bedeli Kesilmek Suretiyle Verilen Doğrudan İşler : Suç örgütü üyesi ve şüpheli konumunda bulunan şahısların yetkilisi olduğu açık hava reklam alanında faaliyet gösteren şirketlere, bazı reklam mecraları ihale yapılmaksızın doğrudan verilmiştir. Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün yöneticisi Murat ONGUN'un yönlendirmesiyle, belediye yetkilisi konumunda bulunan örgüt yöneticileri ve üyeleri ile şüpheli firma sahipleri önceden anlaşarak sözleşmesiz bir şekilde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi yetki alanında bulunan reklam mecralarına reklam koymuşlardır. Önceden yapılan anlaşmaya göre sözde işgal bedeli olarak bu firmalardan ecrmisil tahsilatı yapılmıştır. Buradaki gerçek amaç şüphelilerin yetkili olduğu şirketlere bu reklam mecralarını yasal mevzuata takılmadan, serbestçe verebilmek ve buradan suç örgütüne para aktarmaktır. Tahsil edilen ecrimisil bedelleri usulsüzlüğe ve yolsuzluğun üstünü örtmek ve saklamak amacıyla yapılan bir kılıftır.Mevzuat gereği ecrimisil bedeli kesildikten sonraki 15 gün içerisinde işgal edilen ilgili reklam İstanbul Büyükşehir Belediyesi zabıtaları tarafından kaldırılması gerekirken, örgüt yöneticisi Murat ONGUN'un ve suç örgütü üyesi Kağan SÜRMEGÖZ'ün talimatıyla kaldırılmayarak usulsüzlüğe göz yumulmuştur. Ayrıca ecrimisil bedelinin yanı sıra kesilmesi gereken idari para cezaları da kesilmemiştir. Bu suretle usulsüz bir şekilde, soruşturma dosyasında mevcut şüphelilerin yetkilisi olduğu şirketlerden belirli periyotlarla muvazaalı olarak ecrimisil bedeli tahsil etmek suretiyle usulsüz kullandırma devam etmiştir. Böylece ihale yapılarak verilmesi gerekn reklam mecraları örgüt üyeleri ve diğer şüphelilere düşük miktarlarla verilerek, idari para cezası kesilmeyerek milyonlarca Türk Lirası kamu zararına sebep olunmuştur. Ayrıca firma yetkilileri ucuz bedellerle bu reklam mecralarını kullanmış olduğundanyine milyonlarca Türk Lirası haksız kazanç sağlamışlardır. Elde edilen bu haksız kazancın bir kısmı ise Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün ''sistemine'' aktarılmıştır. Bu hususta Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün lideri, yöneticileri ve üyeleriyle işbirliği halinde bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin zabıta biriminin yöneticilerinin de atılı suçlardan sorumluluğu hasıl olmuştur. Bahsedilen bu yasa dışı uygulamalar İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişliği tarafından hazırlanan tevdi raporunda ve dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarında net bir şekilde tespit edilmiş olup, alınan tanık ve şüpheli ifadelerinde de bu hususta net beyanlar ve ikrarlar bulunmaktadır.

Şüpheli Rauf Cem'in 27.05.2025 tarihli ifadesinde; "2021 yılında yirmiden fazla reklam alanı tespitinde bulunup bu reklam alanlarına ilişkin kiralama yapmak istediğimden İBB Emlak Yönetim Dairesi başkanı Kağan SüRMEGÖZ'e sunum yaptım. Sunum yapmış olduğum bu reklam alanlarının yedi tanesi Kağan SÜRMEGÖZ tarafından şifai olarak onaylandı. Bu yedi reklam alanından bir tanesi bir neden gösterilmeksizin iptal edildi. Geriye kalan altı reklam alanından beş tanesine reklam koyabilmem için bana ecrimisil bedeli ödemem suretiyle verileceği Kağan SÜRMEGÖZ tarafından söylendi, ben de kabul ettim.
Yani bu reklam koyduğum beş reklam alanına ilişkin herhangi bir sözleşme imzalamaksızın veya ihaleye girmeksizin sadece ecrimisil bedeli ödeyerek kiralamış oldum. 2021 ve 2022 yıllarını kapsayan ve İBB tarafından şirketime gönderilen ecrimisil ihbarnamelerini ve bu ihbarnamelere istinaden yapmış olduğum ödemelere ilişkin dekontları savcılığınıza sunuyorum (alındı, dosyasına eklendi)."

Şüpheli Kaan KETENCİ'nin ifadesinde;" İçişleri Bakanlığı Tevdi Raporu'nda belirtilen muvazaalı ecrimisil tahsili ile ilgili İBB tarafından şirketlere zorlatılan sistemle ilgili bazı detayları anlatmak istiyorum. Bu sistemi yöneten başta Murat ONGUN'dur. İBB ayağında Kağan SÜRMEGÖZ, Medya AŞ ayağında ise Elif GÜVEN bu işleri organize etmektedirler. Murat Ongun, Kağan SÜRMEGÖZ ve Elif GÜVEN benim reklam sektöründeki ticari hayatımı bitirdiler. Şu anda tarafıma afaki tutarlarda fatura kestiklerinden dolayı İBB ve Medya AŞ ile şu an derdest olan icra dosyaları mevcuttur. İhale konusu olmayacak olan bazı reklam alanlarını, örnek vermek gerekirse şantiye kapatma mecralarındaki reklam alanları gibi yerleri kullanmak için şirketlerden ecrimisil bedeli alırlar. Bunu en başta yıllık olarak belirlerler, daha sonra aylık olarak bu ücretleri bizden tahsil ederler. Bunun yanı sıra aynı zamanda emniyet ifademde de bahsettiğim üzere web tasarım, drone sözleşmesi gibi muvazaalı sözleşmeler imzalatıp karşılığında da bizlerden yine talep ediyorlardı. Ben de sahibi olduğum Park Dijital Medya Şirketim üzerinden reklam alanı almak istediğimde bu sistemi bana da zorla uyguladılar. Muvazaalı sözleşme neticesi benim ödediğim miktarın Medya AŞ'ye gönderildikten sonraki akıbetini bilmiyorum ama muvazaalı sözleşme imzalatmak suretiyle bu bedelleri bizden zorla alıyorlardı." şeklinde yer alan beyanlar, sözde ecrimisil bedeli tahsil etmek suretiyle reklam mecralarının kullanımının usulsüz bir şekilde yasal kılıf uydurularak verildiğini ispatlar niteliktedir.

d-) Muvazaalı Sözleşmeler : Normal ve yasal uygulamaya göre; üçüncü kişilere ait olan bina duvarları, şantiye etrafında bulunan güvenlik kapatmaları gibi reklam mecralarına ilişkin, firma sahipleri ilgili reklam alanları için üçüncü kişilerden bu açık hava reklam mecralarını kiraladıktan sonra, ilgili görsel dökümanları ve gerekli reklam vergisini ödedikten sonra makbuzuyla birlikte İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kentsel Tasarım Müdürlüğü'nden reklam iznini aldıktan sonra bu mecrayı kullanmaya başlamaktadır. Bu reklam iznini alabilmek için ödemesi gereken yasal bir ödeme bulunmamaktadır. Fakat Ekrem İMAMOĞLU suç örgütü bu alana da el atmış olup, örgüte para kaynağı sağlamak adına bu reklam izinlerini vermek için bazı şüphelilerden zorla, bazılarından ise önceden anlaşmak suretiyle gayri resmi bir şekilde para tahsil etmiştir. Bu tahsilatları ise Kültür A.Ş ve Medya A.Ş üzerinden gerçekleştirmiştir. Şöyle ki; reklam izni için Kentsel Tasarım Müdürlüğüne müracaat eden şirket yetkililerini, Kültür ve Medya A.Ş'ye yönlendirerek, "grafik tasarım bedeli, drone uçurumu, reklam tasarımı vs." adı altında muvazaalı sözleşmeler imzalattırılmış ve Kültür A.Ş ile Medya A.Ş tarafından kesilen "grafik tasarım bedeli, drone uçurumu, reklam tasarımı vs." konulu faturalar şirketlerden tahsil edilmiştir. Yani normalde verilmeyen ve var olmayan hizmet karşılığı tahsil edilen paralar, şüphelilerin bazılarından önceden anlaşmak suretiyle bazılarından da zorlama ve reklam izni verilmemesi tehdidiyle alınmıştır. Böylece Kültür A.Ş ve Medya A.Ş'ye sağlanan milyonlarca Türk Lirası kaynak, sahte iş sözleşmeleri ve naylon fatura yöntemi ile Ekrem İMAMOĞLU suç örgütüne aktarılmıştır.

Şüpheli Rauf Cem'in 27.05.2025 tarihli ifadesinde; "Geriye kalan bir reklam alanı içinse Medya AŞ ile şirketim arasında grafik tasarım bedeli adı altında muvazaalı bir sözleşme imzalatmak suretiyle ve şirketime Medya AŞ tarafından fatura kesmek suretiyle benden para tahsil edildi. Bu bir reklam alanı da bana bu suretle verilmiş oldu. Bu süreçte de Medya AŞ'de muhatap olduğum kişi Elif GÜVEN'dir. Drone çekim hizmeti, grafik tasarım hizmeti, arşiv video görüntü hizmeti, fotoğraf çekim hizmeti adı altında şirketime İstanbul Dijital Medya AŞ tarafından kesilen faturaları, bu faturalara ilişkin yapmış olduğum ödemelerin dekontlarını savcılığınıza ibraz ediyorum. Bahsettiğim gibi faturaların açıklama kısmında yazılan konulara ilişkin Medya AŞ tarafından şirketime herhangi bir hizmet verilmemiş olup aslında reklam alanlarının tarafıma verilmesi karşılığında şirketimden ve benden tahsil edilen paraya ilişkin faturalardır.
Sonuç olarak İBB tarafından herhangi bir ihale veya sözleşme yapılmaksızın bahsetmiş olduğum bu yedi reklam alanı şirketime verilmiştir. Bu reklam alanları için kesilen ecrimisil bedelleri tamamen muvazaalıdır. Herhangi bir işgal olmaksızın bana bu yerler verilerek ecrimisil bedeli ödettirilmek suretiyle kullanmama izin verilmiştir." şeklindeki beyan ile,

Şüpheli Eray Yazgan'ın alınan ifadesinde; "2019 belediye seçimlerinden sonra Kültür AŞ'ye genel müdür olarak atanan Serdal Taşkın koordinesinde açık hava reklam sektöründe faaliyet gösteren şirketler davet edilerek bir toplantı yapıldı. Bu toplantıya davet geldiği için şirketim adına ben de katıldım. Burada Serdal Taşkın reklam izinleri konusunda bazı sunumlar ve açıklamalar yaptı. Sonraki süreçte bu reklam alanları için firmalarla drone çekimi, fotoğraf çekimi, grafik tasarım bedeli, konsept belirleme vb. konularda sözleşme imzalanacağını belirtti. Ben de bu kapsamda hazırlanmış olan sözleşmeyi imzaladım. Bu sözleşmenin bir suretini savcılığınıza sunuyorum. Bu sözleşmede belirtilen hizmet, tam manasıyla sağlanmamasına rağmen Kültür AŞ tarafından firmama kesilen fatura eksiksiz olarak Kültür AŞ'ye ödenmiştir." şeklindeki beyanları "ecrimisil hilesi" ve "muvazaalı sözleşmeler" imzalamak sureti ile işlerin nasıl verildiğini özetlemektedir.

Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün gerçekleştirmiş olduğu, bu usulsüz ve yasa dışı ana ihale, alt ihale, muvazaalı ecrimisil tahsilatı yoluyla doğrudan iş verme, muvazaalı sözleşmeler ile reklam izni için para tahsilatı eylemlerinden elde edilen haksız kazancın bir kısmına tekabül eden milyonlarca Türk Lirası' sahte fatura yöntemiyle nakte çevrilip, suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatıyla kurulan, yolsuzluk fonu ''sistem'' adlı yapıya aktarılmıştır.

Şüpheli Ahmet Çiçek'in alınan ifadesinde; "Ben Murat KAPKİ isimli şahısla Ataşehir'de bulunan Salon Veysel isimli kuaförde tanıştım. Sonraki süreçte birkaç ticari işimden dolayı telefonla konuştuk, böylece samimiyetimiz ilerledi. Bir gün beni Ferko'da 21.katta bulunan ofisine çağırdı. Burada bana "şirketlerden para çıkarmam gerekiyor, bana fatura keser misin" diye sordu. Ben de Murat KAPKİ'nin teklifini kabul ettim ve %6 komisyonla anlaştık. Ben de bu tarihten sonra Murat Kapki'nin sahibi olduğu Kapki Medya ve BFK isimli firmalara sahte fatura kestim. Bu faturaları da savcılığınıza sunmaktayım (alındı, dosyasına eklendi). Bahsettiğim ofisteki bu görüşmeden sonra Murat KAPKİ ile telefonda fatura veya para alışverişine ilişkin herhangi bir görüşmem olmamıştır, bu konuları Murat KAPKİ ile WhatsApp üzerinden konuşuyorduk.
Ben bahsetmiş olduğum şirketlere sahte fatura kestikten sonra şirketime gelen parayı Sinan isimli şahsın organizesi ve yönlendirmesiyle bankada buluşmak suretiyle ben elden çekip Murat Kapki'nin Şehmus isimli soyadını bilmediğim şahsa elden teslim ediyordum. Sinan isimli şahıs bankalara önceden haber verip hazır etmeleri gereken miktarı ve diğer hususları organize ediyordu. Bankaya bahsetmiş olduğum Şehmus isimli şahsın yanında bir de Murat Kapki'nin yanında çalışan ve korumalığını yapan, emekli polis memuru olduğunu bildiğim şahıs da gelirdi. 2023 senesinin sonlarından 2024 senesinin sonlarına kadar bu şekilde Murat Kapki'nin bahsetmiş olduğu şirketlerine fatura kestim. " şeklindeki beyanı ile Şüpheli Güngör GÜRMAN'ın alınan ifadesinde; "Ahmet ÇİÇEK'in Ferko plazada bulunan BVA Şirketi'ne yönlendirdiği kişileri bankaya para çekmeyle alakalı olarak Berat Kapki ile beraber götürmüşlüğümüz olmuştur. Hatırladığım kadarıyla 2022-2023 yıllarında bu bankaya gidişlerimiz olmuştur. Bu banka 4. Levent'te bulunan Ziraat Bankası Şubesi'dir. Bu bankada Ahmet ÇİÇEK'in gönderdiği ismini hatırlamadığım şahıs parayı çekiyordu, bize valiz içerisinde parayı teslim ediyordu. Biz de parayı Ferko plazada bulunan 21.kattaki ofise çıkarıyorduk. Ofise gelen dövizciler parayı bizden teslim alıyordu, karşılığında ederi kadar USD parayı veriyorlardı.

Dövize çevrilen bu paralar genellikle Murat KAPKİ'nin Beykoz Acarkent'te bulunan villasına, ben, Murat KAPKİ ve Berat Çağrı KAPKİ birlikte götürüyorduk. Murat KAPKİ bu parayı evinin ikinci katında bulunan çatı katındaki kasasına koyuyordu. 2025 yılının Şubat ayında Murat KAPKİ yine bana bir talimat vererek Levent'te bulunan Vakıfbank veya Yapıkredi Bankası olarak hatırladığım bankadan 8 milyon TL civarı parayı, kendi hesabından çekmemi istedi. Berat KAPKİ ile bu bankaya gittik. Bankada yine motorize dövizciler bulunmaktaydı. Ben bu parayı çekerek dövizcilere verdim. Karşılığında da 400.000,00 USD civarı parayı alarak Berat Kapki ile birlikte bankadan ayrıldım. Bu dövizciler tanıdığım kadarıyla Levent Özdilek AVM'nin -1.katındaki döviz bürosunun yetkilileriydi. " şeklindeki beyanları ile Ekrem İMAMOĞLU suç örgütünün elde ettiği haksız kazancın nakte çevrilerek, Ekrem İMAMOĞLU'na ve ''sistemine'' aktarılmak üzere örgüt yöneticilerine elden ve nakit olarak nasıl verildiğine dair somut bir örnek teşkil etmektedir.

Şüpheli Hasan Özsoy alınan ifadesinde; "Eyüp SUBAŞI, kurmuş olduğu Panofect firması ile bu işleri yaparak büyük meblağlarda kâr elde etti. Aylık 60 milyon TL civarında ciro yapıyordu. Pazarlamacılar, grafikerler ve tüm teknik elemanları oturtan büyük bir reklam ajansı hâline geldi. Dolayısıyla Eyüp SUBAŞI'nın yetkilisi olduğu Panofect Medya'ya yüksek tutarlarda KDV çıkıyordu. Bu KDV'leri ödememek için ikinci şirketi olan Genç Popülist Medya'dan fatura alıp bu paraları bu şirkete aktarıyordu. Genç Popülist Medya ise bu miktarın KDV'sini ödememek için naylon fatura düzenleyen firmalardan fatura alıyordu.
Eyüp SUBAŞI, bu fatura işlerini bana anlattıktan sonra 'Hasan, zaten seninle ticari bir ilişkimiz var, durum böyleyken sen benim ikinci şirketim olan Genç Popülist Medya isimli firmaya ekstra hizmet bedeli kesersin. Onu da cari bakiyemizle hâllederiz.' dedi. Yani açıkça benden Genç Popülist isimli firmaya naylon fatura kesmemi istedi. Ben de kendisine bu işten ileride büyük sıkıntılar çıkabileceğini belirtememe rağmen fatura kesmemde ısrarcı oldu. Ben de adı geçen bu Genç Popülist isimli firmaya 2020-2021 yılları arasında hatırladığım kadarıyla 1.000.000,00 TL'lik parça parça faturalar kestim. Eyüp SUBAŞI, bana bu kesmiş olduğum faturalardan %10 oranında komisyon veriyordu. Kesmiş olduğum faturalardan dolayı şirketimin hesabına geçen paraları Eyüp Subaşı bana nakit olarak çekmemi ve kendisine elden vermemi istedi. Ben de bu paraları nakit çekip Eyüp Subaşı'ya teslim ettim, %10 oranında komisyon aldım." şeklindeki beyanı ile,

Şüpheli Kabil Taşçı'nın ifadesinde yer alan; "Soruşturma kapsamında şüpheli olarak yer alan Vedat Şahin isimli şahsa ait olan Vesa Events isimli firmayla ve Eyüp Subaşı isimli şahsın firması olan Genç Popülist isimli firmalara da taşeronluk yapmıştım. Şu an Savcılığınıza ibraz ettiğim Seri A, 003805 sıra numaralı, 749.300,00 TL bedelli, 27/09/2019 tarihli faturayı (alındı, dosyasına eklendi) Vesa Events şirketine kestim. Bu faturanın gerçek bedeli yani benim yaptığım işin bedeli 250.000,00 TL'dir. 749.300,00 TL olarak kesmiş olduğum fatura sonrası Vesa Events tarafından gönderilen meblağı içinden 250.000,00 TL'sini aldıktan sonra geri kalan miktarı nakit olarak bankadan çektikten sonra elden Vedat ŞAHİN'e teslim ettim. Aynı şekilde Savcılığınıza ibraz ettiğim TEF2022000000053 numaralı 145.600,20 TL bedelli, 17/06/2022 tarihli faturayı (alındı, dosyasına eklendi) Eyüp SUBAŞI'nın şirketi olan Genç Popülist isimli firmaya kestim. Bu fatura tamamen sahte faturadır. Bu faturadaki bedel karşılığı herhangi bir iş yapmadım." şeklindeki beyanları, suç örgütünün sahte fatura düzenini açık ve net bir şekilde ortaya koymaktadır.

Şüpheli Serdar Haydanlı'nın ifadesinde; "Sunmuş olduğum belgelerden de anlaşılacağı üzere Saatçi Ajans Eğitim Reklam ve Organizasyon Hizmetleri AŞ'ye sahte fatura kesen şirketler; Talem Ajans Matbaa Ltd. Şti., Karma Ajans Reklam AŞ, Tentech Org. San. Tic. Ltd. Şti'dir. Vedat ŞAHİN'in sahibi olduğu Vesa Events Organizasyon Tic. Ltd. Şti. isimli firmaya sahte fatura kesen şirket Talem Ajans Matbaa Ltd. Şti.'dir. Eyüp SUBAŞI'nın yetkilisi olduğu Genç Popülist Ticaret Limetd Şirketi'ne sahte fatura kesen şirketler;Quara Medya Reklam Tic. Ltd. Şti., Talem Ajans Matbaa Ltd. Şti., Karma Ajans Reklam AŞ, Tentech Org. San. Tic. Ltd. Şti'dir.

BTG Teknik Tasarım Sistemleri LTD. ŞTİ'ne sahte fatura kesen şirket Tentech'tir.
Medya Gold Ajans Reklam LTD. ŞTİ'ne shate fatura kesen şirket Talem Ajans'tır.
Görsel C Ajans LTD. ŞTİ'ye sahte fatura kesen şirket Karma Ajans Reklam AŞ, Tentech Org. San. Tic. Ltd. Şti'dir. Serdal TAŞKIN yine benden bazı alt şirketlere yapmadıkları iş karşılığında fatura kesmemi talep etti ve burada bana sahte faturalara ilişkin bedellerin %5'ini kâr olarak teklif etti. Ben de bu teklifi kabul etmedim. Kültür ve Medya AŞ ayağında tüm süreci Murat ONGUN, Fatih KELEŞ ve Serdal TAŞKIN'ın beraber yönettiğini aşikardır." şeklindeki beyanı ile,

Şüpheli Berat KAPKİ'nin ifadesinde; "Dosya kapsamından daha önce vermiş olduğum ifademde ve diğer şüpheli ve tanıkların beyanlarında olduğu gibi bankalardan çekilen nakit paraları elden teslim alıp Ferko Plaza'da bulunan Murat KAPKİ'nin şirketine ve Acarkent'te bulunan villasına birçok kez götürdüm. Ayrıca Ahmet Çiçek isimli şahsın ifadesinde de bahsettiği üzere Murat KAPKİ'nin Ferko Plaza'da bulunan odasında gizli bir bölme vardı. Bu bölmede bir dolap bulunuyordu. Bu dolabın kapısı açıldığında içeride yaklaşık bir buçuk metre kare büyüklüğünde ve bir buçuk metre uzunluğunda bir kasa vardı. Paraları bu kasada tutardı. Murat Kapki, ofise gelen bu nakit paraların büyük bir bölümünü dövize çevirerek genelde dolar alırdı. Şirkette çalışan Sinan SEPETÇİ, dövizcileri ofise çağırırdı ve bu suretle dövizler teslim alınarak paralar kuryelere verilirdi. Murat KAPKİ'nin Acarkent'te oturduğu B209 numaralı villasında da aynı şeklide bir metre büyüklüğünde iki adet kasa bulunurdu. Sahte faturalarla nakde çevrilip aklanan paraların büyük bir bölümü Acarkent'teki villaya, Feyza Hanım'ın himayesine gönderilirdi." şeklindeki beyanları, örgüt lideri olan şüpheli EKREM İMAMOĞLU'nun kurmuş ve yönetmiş olduğu çıkar amaçlı suç örgütünün suçtan elde ettiği paranın nasıl nakte çevrilerek örgüte aktarıldığını gösteren somut örneklerindendir.

Şüpheli Cem ÇELİK'in ifadesinde; "Bu inşaat karşılığında da bana %40 gelir paylaşımı sözü verdiler. İnşaat süresince herhangi bir sözleşme imzalamamıza rağmen ben inşaat alanındaki yıkım işlerini tamamlayarak inşaatı bitme aşamasına kadar getirdim. Bu aşamada Kültür Aş. Yetkilisi olan Onur ALDI ve Erdinç ÇOLAK beni çağırarak %31 gelir paylaşım şeklinde hazırlamış oldukları sözleşmeyi önüme koydular. Ben şekilde anlaşmadığımızı söylemem üzerine ''mevzuat gereği sizin yaptığınız inşaat sözleşmeye yazamayız dolayısıyla sadece getirdiğim filimden dolayı %31 oranını belirlediklerin zaten müzenin çok iş yapacağını bir çok acente ile anlaşmalar yapıldığını buraya bir çok yabancı misafirlerin geleceğini söylediler''.Bu vaatler üzerine 27/03/2024 tarihinde Yönetim Kurulu Defterinde boş olan 15/01/2024 tarihli sözleşmeyi bana imzalattılar. Bu konuyu Murat ABBAS, Onur ALDI bilmektedir. Açılışı 28/02/2024 tarihinde İBB Başkanı Ekrem İMAMOĞLU'nun katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Söz konusu sözleşmeyi belirttiğim tarihte Akasya Avm de bulanan Divan Restorana gelerek bana imzalattı. Hts kayıtlarından da söz konusu durum görülecektir. Ben gelinen süreçte bana imzalatmış oldukları sözleşmenin karşılığı gelen parayı da alamadım. Beni sürekli Kültür Aş. Üzerinden ödeme yapacakları yönünde oyaladılar. Kasım 2024 tarihinde yapmış olduğumuz son toplantıdan sonra bir hafta içinde ödeme yapacaklarını söylediler. Ancak ödeme yapılmaması üzerine yasal süreci başlattık. Kültür Aş. Bana yaptırmış olduğu inşaat alanı üzerinde ihaleye çıkarak başka firmalara iş yaptırmış gibi gözükse de söz konusu inşaatın bir kısmını bana yaptırmıştır. İhaleyi alan Tenaks ve Uğursa isimli firmalara DDM merkezinin bitişiğinde bulanan iletişim koordinatörlüğü binasını DDM merkezinin bir parçası olduğunu söyleyerek yaptırmışlar. Bu şahıslarda mağdur olmuştur. Beyanlarına başvurulursa mağduriyetleri görülecektir.Söz konusu yaptığım bu inşaatve benden reklam yaptırma bahanesi ile almış oldukları toplamda ki 12 Milyon TL kapsamında başta Murat Ongun ve isimini zikrettiğim diğer şahıslar tarafından dolandırıldığımı anladım. Sözleşmeden paramı alırım ümidi ile herhangi bir başvuru yapmadım. " şeklinde itiraf niteliğindeki beyanlarından da anlaşılacağı üzere, söz konusu inşaat için yapılan ihalenin tamamen göstermelik olduğunu, aslında inşaatın ilgili kısmının TUCE firması tarafından ihale almaksızın yapıldığını, dolayısıyla suç örgütünün suç eylemlerini nasıl yasallaştırmaya çalıştığını sergilemektedir.

İMAMOĞLU çıkar amaçlı suç örgütünün ''sistem'' adını verdikleri yapıya, sürekli olarak para akışını organize eden suç örgütü yöneticileri ve üyeleri, elde edilen bu haksız geliri, suç örgütünün medya ayağında kullanmak ve suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun siyasi propogandasını yapmak amacıyla ve Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatıyla OLAY TV'nin satın alınması için kullanmışlardır.

Şüpheli Umut ŞENOL'un konuyla ilgili vermiş olduğu ifadesinde yer alan; "Kültür AŞ tarafından yapılan bu davet sürecinde ben Kültür AŞ genel müdür Serdal TAŞKIN'ın Kültür AŞ'de bulunan ofisine gittim. Orada yetkilisi olduğum Core Medya'nın da davet edilmesini, Urbanmedia'nın verdiği kira bedelinin yıllık 500.000,00 USD fazlasını vereceğimi söylememe rağmen Serdal Taşkın bana 'Umut sen konuyu anlamıyorsun, burası Olay TV'nin finansmanında kullanılacak. O nedenle burayı Core Medya'nın alma ihtimali yok.' dedi. Serdal TAŞKIN ile yaptığım bu görüşme sonrası 2019'un sonlarında Murat Ongun'u telefonla aradım. Kendisine "Ben de İBB meclis üyesiyim. Neden bu yerleri benden alıyorsunuz ve yeni iş için neden beni davet etmiyorsunuz" diye sorduğumda bana 'Serdal TAŞKIN sana doğru söylemiş, bu sistemin kararıdır. Sen de buna uyacaksın.' dedi. Ben de Murat ONGUN'a aynı görüşmede bana bu yapılanlardan Ekrem İMAMOĞLU'nun haberinin olup olmadığını sorduğumda, bana 'bilgisi var' dedi." şeklindeki beyanı Kültür A.Ş ve Medya A.Ş nin kaynaklarının OLAY TV'nin satın alınmasında kullanıldığını açıkça özetlemektedir.

Şüpheli Murat ABBAS'ın ifadesinde; "2024 belediye seçimleri öncesi Ocak veya Şubat ayında Belediyenin iştirak şirketlerinin katıldığı bir toplantıda hangi iştirak şirketin aracı firmalar üzerinden televizyon kanallarına ne kadar para (belediye tanıtım, reklam, faaliyet tanıtımı vb.) göndereceği belirlenmiştir ve biz de Kültür AŞ olarak net hatırlamıyorum ama 9 veya 10 milyon TL aracı şirkete verdik. Böyle bir usul daha önceki senelerde olmamıştı. Bence bu hususun da araştırılması gerektiği kanaatindeyim. Burada da bir usulsüzlük olabilir. Bu toplantıya başkanlık eden kişi, miktarı belirleyen ve bu paraları ödememizi söyleyen kişi Ertan YILDIZ'dır. Ertan YILDIZ tarafından ayrıca ihale ve iş alan şirketlerden Ramazan kart yardımları kapsamında para toplamamız istenmiştir." şeklindeki beyanı ise suç örgütünün medya ayağının güçlenmesi için örgütü destekleyen yandaş medyasına kaynak aktarımının, İMAMOĞLU çıkar amaçlı suç örgütünün üyelerinin nasıl organize olduğunun, fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettiklerinin, ve tüm yasa dışı süreci Ekrem İMAMOĞLU'nun yönettiğinin göstergesi niteliğindedir.

2.3.4.1.2.Suç Örgütün Kültür A.Ş Ve Medya A.Ş Yapılanmasının Amacı

İMAMOĞLU çıkar amaçlı suç örgütünün amacı, örgütün diğer birçok iştirak yapılanmasında da olduğu gibi; Kültür A.Ş ve MEDYA A.Ş kanalıyla kamu bütçesini suç örgütüne aktarmaktır. Elde edilen bu haksız kazanç ile, suç örgütü liderinin siyasi faaliyetleri organize edilmiş, aynı zamanda kişisel zenginleşme yoluna gidilmiştir.

Bu amaç doğrultusunda, şüpheli Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde ve talimatıyla, Kültür A.Ş ve Medya A.Ş yapılanması içerisinde Murat ONGUN tarafından organize edilen, Necati ÖZKAN tarafından planlanan, Serdal TAŞKIN, Kağan SÜRMEGÖZ, Doğan Hamit DOĞRUER, Emrah BAĞDATLI, Barış KILIÇ, Güldem ŞIK, Fatoş Pınar TÜRKER, Fatoş AYIK, Ceyda KIRYAK, İlknur TAŞDELEN, Elif GÜVEN ve adı geçen diğer örgüt üyeleri tarafından Ekrem İMAMOĞLU suç örgütüne fon sağlamak amacıyla KÜLTÜR A.Ş ve MEDYA A.Ş tarafından gerçekleştirilen usulsüz ihaleler, doğrudan teminler, muvazaalı ecrimisil tahsilatları, muvazaalı sözleşmeler ile para tahsilatı eylemleri organize edilerek İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün ''sistem'' isimli yapısının finanse edilmesi sağlanmıştır.

2.3.4.2. AĞAÇ AŞ

İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ'nin, İstanbul ilinin yeşil alan çalışmalarını yürütmek, ağaç ve süs bitkileri ihtiyacını karşılamak ve bu konuda bilimsel araştırmalar yapmak amacıyla kurulan İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı bir iştirak şirketidir. Şüpheli Ali SUKAS'ın 2019 yılından sonra yapılan yerel seçimler sonucunda, İmamoğlu suç örgütü lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU tarafından Ağaç ve Peyzaj A.Ş'de Genel Müdür sıfatıyla göreve atandığı anlaşılmıştır. Şüpheli Ali SUKAS'ın göreve gelmesinin akabinde tam bir teslimiyet duygusuyla hareket ederek tabi olduğu İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmuştur. Bu kapsamda İMAMOĞLU suç örgütü içerisinde kurulan ''sistem'' isimli yapıya finansal destek sağlamak için Ağaç A.Ş ile iş yapan müteahhitlerden, yaptıkları iş ile orantılı olarak düzenli bir şekilde rüşvet talep etmiştir.İmamoğlu suç örgütü tarafından üzerine yüklenen bu sorumluluğu ise yine Ağaç A.Ş'de satın alma müdürü olarak görev yapan örgüt üyesi şüpheli Ümit Polat ile birlikte paylaşmıştır. Bu hususta önce şüpheliler Ali SUKAS ve Ümit POLAT tarafından Ağaç A.Ş ile iş yapan müteahhitlerden, yaptıkları iş ile orantılı olarak ne kadar rüşvet talep edileceğine ilişkin olarak bir liste hazırlamışlardır. Daha sonra bu liste doğrultusunda ilgili müteahhitlerle şüpheliler Ali SUKAS veyahut Ümit POLAT tarafından irtibata geçilerek rüşvet paralarını ya kendileri almış ya da şüpheli Hüsnü Yüksel TUNAR'a teslim edilmesi için rüşvet veren müteahhitleri yönlendirmişlerdir. Şüpheli Hüsnü Yüksel TUNAR'ın da muhtelif bir çok eylemde rüşvet suçundan elde edilen paraları sorgusuzca teslim alması nedeniyle onunda İMAMOĞLU suç örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olarak üye sıfatıyla yer aldığı kabul olunmuştur. Nitekim bazı ifadelerde şüpheli Hüsnü Yüksel TUNAR'ın, şüpheli Ali SUKAS'ın kasası olduğu dahi dile getirilmektedir.

Elde edilen bu rüşvet gelirleri ise İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütü yöneticisi şüpheli Ertan YILDIZ aracılığı ile ''sistem'' isimli yapıya aktarılmıştır. Nitekim Gürgen isimli gizli tanığın ifadesinde toplanan bu rüşvet paralarının şüpheli Ali SUKAS'ın şoförü olan şüpheli Ahmet ERBEK vasıtasıyla şüpheli Ertan YILDIZ'ın şoförü olan şüpheli Bayram YILDIRIM'a Capacity AVM otoparkında teslim edildiği belirtilmiştir. Dosya kapsamında mevcut olan araştırma tutanağından da anlaşılacağı üzere şüpheliler Bayram YILDIRIM ile Ahmet ERBEK'in çok sayıda muhtelif tarihlerde ortak baz kayıtlarının varlığı tespit edilmiştir. Bu ortak baz verilerinden bir kısmı da gizli tanık Gürgen'in beyanlarına yansıdığı üzere Capacity AVM civarındadır.

Dosya kapsamında beyanlarına başvurulan şüphelilere, rüşvet suçuna ilişkin paraların kendilerinden talep ediliş gerekçeleri sorulduğunda şüpheli Ali SUKAS'ın genellikle '' (..) bizi yukarıdan sıkıştırıyorlar, Ertan YILDIZ talep ediyor, seçim desteği, yukarısının çok ciddi baskısı var'' gibi gerekçeler sunduğunu beyan ettikleri anlaşılmıştır.

Dosya kapsamı içerisinde yer alan araştırma tutanaklarından da anlaşılacağı üzere ifadeleri alınan şüpheli ve tanıkların sıklıkla vurguladıkları 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleştirilen yerel seçim öncesinde, Ağaç A.Ş ile iş yapan müteahhitlerden seçim yardımı adı altında para talep edildiği yönündeki iddialarına yönelik olarak, Ağaç AŞ isimli iştirak şirketine ilişkin hesap hareketleri Mali Suçları Araştırma Kurulundan (MASAK) temin edilmiştir. Ağaç AŞ isimli iştirak şirketinin hesabından ödenen paralara ilişkin yapılan incelemelerde, para çıkış işlemlerinde 2023 yılı son aylarında artış olduğu 2024 yılı Ocak ayında ise en yüksek seviyeye geldiği görülmüştür. Dolayısıyla seçimlere yakın aylarda iş yapan müteahhitlere ciddi bir para ödenmiştir. Zira aşağıda eylem anlatımlarında da değinileceği üzere örgüt üyeleri tarafından rüşvet talebinde bulunulduğu, daha sonra ilgili şüphelilerin ise bu rüşvetleri verecek paralarının an itibariyle bulunmadığı belirtildiğinde ise hemen Ağaç A.Ş hesabından ödeme çıkarıldığı ve rüşvet paralarının genelde buradan karşılandığı anlaşılmıştır.

Ayrıca iş yapan müteahhitlerden sadece para talebinde bulunulmamış olup, aynı zamanda muhtelif firmalar üzerinden hediye kartları, alışveriş kartları alarak teslim etmeleri de talep edilmiştir. Elde edilen bu kartlarda yine İmamoğlu suç örgütü tarafından kullanılmıştır. Şöyle ki;

Ağaç A.Ş'de şüpheli Ali Sukas'ın özel kaleminde uzunca bir süreçtir çalışan şüpheli Murat OR'un 29.09.2025 tarihli alınan ifadesinin ilgili bölümlerinde; '' (..) Ayrıca 2024 yılının Ramazan aylarında Ümit POLAT içerisinde A101, Bim ve Şok gibi market gruplarına ait gıda yardım kartı bulunan bir poşeti Ali SUKAS'a getirmişti. Daha sonra Ali SUKAS beni çağırarak bu yardım kartlarının bulunduğu poşeti Ziya Gökmen TOGAY'a teslim etmemi söyledi. İBB iştirak şirketlerinin kendi arasında gruplandırmıştı, Ağaç AŞ'yi de ticari grup içerisinde konumlandırmış olup bu grubun başkanını da aynı zamanda İSTAÇ'ın başkanı olan Ziya Gökmen TOGAY olarak belirlemişti. O sebepten dolayı bu kartları ona gönderdiğini düşünmekteyim...'' şeklinde beyanda bulunarak bu yardım kartlarının, hediye kartlarının şüpheli Ali SUKAS tarafından örgütün bir diğer üyesi ve aynı zamanda İstaç A.Ş genel müdürü olan şüpheli Ziya Gökmen TOGAY'a gönderildiğini ifade ederek, bu kartların ihtiyaç sahiplerine gitmediğini, örgütün muhtelif amaçları doğrultusunda kullanıldığını görgüye dayalı anlatımları ile açıkça dile getirmiştir.

Örgüt üyesi olan şüpheli Ümit POLAT ve gizli tanık Gürgen'in alınan ifadelerinde de, örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun, Ağaç A.Ş isimli iştirak şirketine gelerek şüpheli Ali SUKAS ile görüşme gerçekleştirdiklerini, bu görüşmede şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun, seçimlerde yeterince destek toplamadığı ve maddi destek sunmadığı için şüpheli Ali SUKAS'a kızdığını ifade etmişlerdir. Hatta şüpheli Ümit POLAT'ın alınan ifadesinde, bu görüşmeden sonra şüpheli Ali SUKAS'ın iş yapan müteahhitlere daha çok saldırdığını ve daha çok para talep ettiğini dile getirmiştir.

Ayrıca İMAMOĞLU suç örgütü üyelerine rüşvet veren şüphelilerin alınan ifadelerinde, kendilerinden talep edilen paraları TL cinsinden nakit olarak götürdüklerinde şüpheli Ali SUKAS tarafından kendilerine '' (...) bu kadar para TL olarak nakit getirilir mi, kurumdan nasıl çıkaralım, bunları USD cinsine çevirip o şekilde geri getirin..'' şeklinde uyarılarda bulunulduğu sıklıkla vurgulanmıştır. Rüşvet paralarının USD cinsinden talep edilmesinin sebebi olarak muhafazasının kolaylıkla sağlanabilecek olmasına hizmet ettiği, nakit olarak talep edilmesinin ise İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün gizlilik prensibine uygun olarak rüşvet eylemlerinin tespitini zorlaştırma çabasının bir ürünü olduğu anlaşılmıştır.

Ağaç A.Ş isimli iştirak şirketi, İMAMOĞLU suç örgütünün maddi açıdan desteklenmesi için defaaten bir araç olarak kullanılmıştır. Şöyle ki;

Yukarıda ki bölümlerde örgütün Ağaç A.Ş isimli iştirak şirketinde görev alan üyelerinin, buradan iş yapan şahıslardan rüşvet aldıklarına değinilmiştir. Rüşvet verme eğiliminde bulunan şüphelilerin yegane amaçlarının, bu iştirak şirketinden daha fazla iş alabilmek ve daha fazla gelir elde edebilmek olduğu anlaşılmıştır. Eylem anlatımlarında değinileceği üzere rüşvet veren şüphelilerin her birisinin, muhtelif şirketleri üzerinden çok sayıda ihale aldıkları anlaşılmıştır. Tam da bu noktada devreye giren şüpheli Ali SUKAS ve Ümit POLAT'ın, örgüte rüşvet vererek maddi destek sağlayacak firmalar üzerinde bu ihalelerin kalmasını sağlamışlardır. Gerek 4734 sayılının 3/g maddesi kapsamındaki istisnai alım yöntemiyle gerekse de doğrudan temin yöntemiyle yapılan alımlarda, iştirak şirketinin davet ettiği, teklif istediği firmaların teklif verebileceği aşikardır. Bu türden alımlara ilişkin olarak açık ihale usulü ile ihale süreci işletilmediğinden, her firmanın teklif vermesi mümkün değildir. Her ne kadar iddianame tarihi itibariyle bilirkişi raporu henüz tanzim edilmemiş ise de, incelenen bu alımlarda genelde örgüte rüşvet vererek maddi destek sağlayan firmaların davet edildiği anlaşılmıştır. Zira ilgili şüphelinin daha fazla iş alması sağlandıkça, bu husus daha fazla rüşvet talebine konu edilmiştir.

Kuşkusuz ki yapılan ihalelerin ve alımların, İmamoğlu suç örgütü tarafından nasıl organize edildiğinin en büyük göstergelerinden birisi şüpheli Dinçer Kantar'ın ifadelerinde yer bulmuştur. Şöyle ki;
Şüpheli Dinçer KANTAR'ın 24/06/2025 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinden özetle;'' (...) 2024 yılında Ağaç AŞ'de yaklaşık 54.000.000,00 TL bedelli bir ithal torf alımı ihalesi yapılacaktı,ihalelerle ilgili bizden de teklif istenildiği için bilgim olduve bu konuda çalışma yürüterek m3 başına 2.600,00 TL teklif verdim. Daha sonra beni Ümit POLAT arayarak Ağaç AŞ'ye çağırdı ve en uygun teklifi bizim verdiğimizi, ancak bu fiyatı revize etmem gerektiğini m3 başına 2.930,00 TL teklif vermemi, arada kalan 330,00 TL'lik farkı da kendilerine ödemem gerektiğini, bu durumdan yine genel müdür Ali SUKAS'ın haberinin olduğunu, bu paranın İştirakler Daire Başkanlığına gideceğini söyledi.
Ben de Ümit POLAT'ı arayarak bunu kabul ettiğimi söyledim ve tekrardan m3 başına 2.930,00 TL teklif verdim. Bu ihalenin numarasını hatırlamamaktayım, bu ihaleyi DY Grup olarak biz kazandık...'' şeklinde beyanda bulunarak ihale bedellerinin şişirildiğini, bu şekilde kamunun zarara uğratılarak İmamoğlu suç örgütünün maddi açıdan desteklendiğini açıkça belirtmiştir.

Yine İMAMOĞLU suç örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olup üye sıfatıyla yer bulan, bir çok şahıstan rüşvet paralarını teslim alan şüpheli Hüsnü Yüksel TUNAR'ın Yaşam Peyzaj Fidancılık isimli firmasını 05.06.2020 tarihinde şüpheli Ali Sukas'ın göreve gelmesinden kısa bir süre sonra kurulduğu anlaşılmıştır. Şüpheli Hüsnü Yüksel TUNAR'ın bu firması üzerinden 44 adet yüksek bedelli iş alarak haksız bir gelir elde etmesi sağlanmıştır. İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün, Ağaç AŞ'deki üyeleri Ali SUKAS, Ümit POLAT ve Hüsnü Yüksel TUNAR'dır.

Soruşturma dosyası içerisinde yer alan tablolardan anlaşılacağı üzere İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ ile iş yapan tedarikçilerden toplanan paraların amacının, Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan suç örgütünün devamlılığını sağlayabilmesi için ihtiyaç duyduğu finansal desteği sağlamak olduğu açıkça anlaşılmıştır. Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan suç örgütünün ihtiyaç duyduğu finansal desteğin önemli bir bölümü, iştirakler üzerinden sağlaması nedeniyle amaç ve saikine ulaşabilmek için iştirakler üzerinden gerçekleşecek işleri daha en başından planladığı ve burada yapılacak işlerin örgüte müzahir firmalar üzerinde kalmasını hedeflediği hususunun ise dosya kapsamında mevcut bilirkişi raporu ortaya koymuştur.

Bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nce yapılan ana ihalelerin şartnamelerine, ihalelere katılı zorlaştırıcı, rekabeti engelleyici nitelikte çok sayıda hüküm eklenip, yapılan ihalelerin İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ üzerinde kalması sağlanmıştır. Akabinde ana ihaleyi kazanan İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ'nin ise bu ihaleleri aldıktan sonra 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu yahut 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında yer alan bir kısım sınırlamalara tabi olmaksızın, yönetmeliği gereği4734 sayılı Kanunun 3/g maddesi kapsamında kendi havuzunda yer alan firmalardandavet usulü ile istediği firmaları davet ederek alt kiralama işlerinin bu firmalar üzerinde kalması sağlandıktan sonra yukarıda detayıyla izah olunduğu üzere bu tedarikçilerden defaaten rüşvet talep edilmiştir. Nitekim şüpheli Ali SUKAS'ın 2019 yılında yapılan yerel seçimlerden sonra İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ'de genel müdür sıfatıyla göreve başladığı, göreve başladıktan sonra aldığı talimat gereği Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde oluşturulan ''sistem'' isimli yapıyı finanse edebilmek için kurum bünyesinde yapılacak 3(g) kapsamındaki istisnai nitelikteki alımları, ihaleleri, doğrudan teminler dahil tüm işleri kendi yakın çevresinin alabilmesini sağladığı, bir kısım şahısların alınan beyanlarında şüpheli Ali Sukas ile Ulmus Fidancılık isimli firmanın sahibi olan şüpheli Tamer GÜMÜŞ isimli şahsın piyasada ortak olarak bilindiğinin ifade edildiği, nitekim şüpheli Tamer GÜMÜŞ'ün alınan ifadesiyle de sabit olduğu üzere 2019 yılında Bitki Dünyası isimli firmasını sattığını ve akabinde Ulmus Fidancılık isimli firmayı kurduğunu ifade ettiği ve Ulmus Fidancılık isimli firmanın kurulduğu tarihten itibaren 2021 yılından başlayıp 2025 yılına kadar devam eden süreçte 6 adet doğrudan temin kapsamında, 37 adet ise yapılan ihaleler kapsamında iş alarak ciddi bir miktar gelir elde ettiği, yine Ali SUKAS'ın bir kısım şahıslara rüşvet paralarını teslim ettirdiği Hüsnü Yüksel TUNAR'ın ise alınan ifadesinde Simge Fidancılık isimli şirketi 2000 yılında kurduğunu, Yaşam Peyzaj Fidancılık Ltd. Şti isimli firmayı da 2020 yılında kurduğunu ifade ettiği, Simge Fidancılık isimli firmanın 2019 yılından 2024 yılına kadar İstanbul Ağaç ve Peyzaj A.Ş'den hiçbir ihale almamasına rağmen 2024 ve 2025 yıllarında 1 adet doğrudan temin kapsamında, 9 adet ise yapılan ihaleler kapsamında iş aldığı ve ayrıca Yaşam Peyzaj Fidancılık isimli firmasının isekurulduğu tarihten itibaren 2021 yılından başlayıp 2025 yılına kadarki süreç içerisinde 2 adet doğrudan temin kapsamında, 41 adet ise yapılan ihaleler kapsamında ihale alarak ciddi bir miktar gelir elde ettiği, yine etkin pişmanlık kapsamında ifadeleri alınan diğer şahısların her birisininde ayrı ayrı sahip olduğu firmalar üzerinden İstanbul Ağaç ve Peyzaj A.Ş'den çok sayıda ihale alarak ciddi bir miktarda gelir elde ettikleri tespit edilmiştir. Her ne kadar İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ ile iş yapan bu şahısların alınan beyanlarında, kendilerinin Ümit POLAT veyahut Ali SUKAS tarafından başka suretle iş yapamayacakları veyahut ödemelerini alamayacakları belirtilmek suretiyle zorlandıklarından bahisle Ali SUKAS, Murat OR, Ümit POLAT ve Hüsnü Yüksel TUNAR'a kendilerinden talep edilen paraları teslim ettiklerini ifade etmiş olsalar da, aşağıda ilgili şahısların eylemleri anlatılırken detayıyla yer verileceği üzere, kendilerinden para talep edildiğinde bu durumdan herhangi bir şekilde kolluk kuvvetlerini yahut yetkili makamları haberdar etmemeleri, bu şahıslara usulsüzce para vermelerinin akabinde halen dahi İstanbul Ağaç ve Peyzaj AŞ ile iş yaparak ilerleyen süreçlerde de şüphelilere para vermeye devam etmeleri nazara alındığında, daha fazla iş alabilmek için rüşvet verme saikiyle paraları teslim ettikleri değerlendirilmiştir.

2.3.4.3. İSFALT AŞ

İstanbul Asfalt Fabrikaları Sanayi ve Ticaret AŞ, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin iştirak şirketlerinden biri olarak faaliyet yürütmektedir. Dosya kapsamında alınan tanık beyanlarından, bir çok şüphelinin itiraf mahiyetindeki beyanlarından, bilirkişi raporlarından ve Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından tanzim olunan raporlardan anlaşılacağı üzere İsfalt A.Ş isimli iştirak şirketinin de, İmamoğlu suç örgütü içerisinde ''sistem'' diye adlandırılan yapıyı finanse etmek için defaaten bir araç olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olarak görev yaptığı süreç içerisinde, 2015/08 ile 2019/10 dönemleri arasında Beylikdüzü Belediyesi'nde ''İnşaat Mühendisi'' meslek adıyla görev yapan şüpheli Mehmet KARATAŞ'ı 2019/11 ile 2022/11 dönemleri arasında İsfalt AŞ'de Genel Müdür Yardımcısı sıfatıyla göreve gelmesini sağlamıştır. Daha sonra buradaki yapılanmasını güçlendirebilmek ve İsfalt A.Ş ile iş yapan müteahhitlerden yaptıkları iş ile orantılı olarak rüşvet alabilmek amacıyla şüpheli Burak KORZAY'ı İsfalt Genel Müdürü olarak atamıştır.

Konuya ilişkin olarak Mustafa MUTLU'nun alınan ifadesinin ilgili bölümünde; ''(...) İSFALT’ da ilk çalışmaya başladığım yıllarda genel müdür Burak SIRALI'ydı. Genel Müdür yardımcısı ise Mehmet KARATAŞ'tı. Mehmet beyin Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediyesinde de yanında olduğunu ve İSFALT'ta getirdiğini duydum. Ali NUHOĞLU'na bağlı şirketlerin aldığı ihalelere ilişkin teknik işler ve hakkedişlerin kontrolü ve yönetimi Mehmet KARATAŞ'ta idi. Genel Müdür Burak SIRALI, Ali NUHOĞLU ve ona bağlı şirketlerin aldığı ihaleler ile ilgili rahatsızlığını hem bana hem de Ertan YILDIZ' a dile getirerek görevden ayrıldı ve yerine Burak KORZAY geldi. Ali NUHOĞLU ve ona bağlı şirketlerin aldığı ihalelerin neredeyse tamamı puanlamalı olarak yapılmaktaydı ve bu puanlamalar ihaleyi alacak firmalara el altından verilmekteydi.(...)'' şeklinde beyanda bulunarak şüpheli Burak KORZAY'ın Genel Müdür, şüpheli Mehmet KARATAŞ'ın ise Genel Müdür Yardımcısı olması noktasında örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun bizzat faaliyet yürüttüğünü açıkça ifade edip, bu şahısların göreve getirilmesinin amacının ise İsfalt A.Ş'de yapılacak olan ihalelerin, İmamoğlu suç örgütüne rüşvet vermekten veyahut başka suretle destek sağlamaktan imtina edecek firmaların üzerinde ihalelerin kalması noktasındaki riski minimum seviyeye indirerek, ihalelerin belirli firmalar üzerinde kalmasını sağlamak olduğunu dile getirmiştir.

Konuya ilişkin olarak gizli tanık Köknar'ın ifadesinin bir bölümünde; ''(...)İSFALT A.Ş. işlerin tamamını 21B davetiye usulü belirli firmalara davetiye göndererek firmalara ihalelerin verilmesini sağladılar. İsfalt üzenden karla mücadele işlerinde, mal alımlarında, İsfalt'ın sorumlu olduğu yollarda serme sıkıştırma işlerini yıllardır aynı firmalar üzerinden devam etmektedir. ” şeklinde beyanda bulunarak burada yapılan ihalelerin İmamoğlu suç örgütünün menfaat elde edebileceği şekilde organize edildiğini ifade etmiştir.

Yine şüpheli Cüneyt YAKUT'un ifadesinin bir bölümünde; ''(...) İsfalt'ta ise bir plentin üretebileceği asfalt miktarı bellidir. Ancak üretilen asfalt miktarını fazla gösterip, gerçek olmayan makbuz, faturalar düzenlemektedirler.(...)'' şeklinde beyanda bulunarak yine İsfalt A.Ş tarafından yapılan ihalelerin bir kısmının usulsüzce yapıldığını açıkça ifade etmiştir.

Nitekim aşağıdaki eylem anlatımlarında İsfalt A.Ş tarafından yapılan bir kısım ihalelere ilişkindetaylıca değerlendirmelerde bulunulduğu üzere bu ihaleler üzerinde bilirkişi marifetiyle yapılan tespitlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca Kış Şartları Mücadele kapsamında yapılan üç adet ihaleden ikisinin, ihale şartnamelerine konan rekabeti kısıtlayıcı hükümler uyarınca önce İsfalt A.Ş isimli iştirak şirketi üzerinde kalması sağlanmıştır. Daha sonra ise İsfalt A.Ş tarafından ana ihale kapsamındaki işler on ayrı kısıma ayrılarak büyük çoğunluğu şüpheli Ali NUHOĞLU'na bağlı firmalar üzerinde bırakılarak bir kısım hileli hareketler ile şüpheli Ali NUHOĞLU'nun usulsüzce menfaat elde etmesi sağlanmıştır.

Burada önemli olan hususun ise İsfalt A.Ş tarafından yapılan ihalelerde şüpheli Mehmet KARATAŞ'ın genellikle ihale komisyon başkanı olarak bu ihalelerde görev almasıdır. Zira şüpheliMehmet KARATAŞ'In, İsfalt A.Ş nezdindeki görevinden ayrılmasının hemen akabinde 2023/01 ile 2023/08 dönemleri arasında Trend İnşaat Sanayi ve Ticaret Aş’de Şantiye Şefi sıfatıyla, 2024/04 ile 2025/05 dönemleri arasında da Bahaş – Neoray Adi Ortaklığı’nda Şantiye Şefi sıfatıyla SGK kayıtlarının bulunduğu tespit edilmiştir.Trend İnşaat Sanayi Ve Ticaret Aş’nin resmiyette de şüpheli Ali NUHOĞLU'na ait olduğu gibi yapılan araştırmalarda Neoray İnşaat isimli şirketin de şüpheli Ali NUHOĞLU'na bağlı olduğu anlaşılmıştır.Nitekim bu konuda şüpheli Mehmet KARATAŞ'ın alınan ifadesinin ilgili kısımlarında ''(...)Oradan ayrıldıktan sonra Ali NUHOĞLU arkadaşım olduğu için benden Adana'da yapmış olduğu bir iştenkendisine yardımcı olmamı istedi. Bende bu süreçte işten ayrıldığım için Ali NUHOĞLU'na ait Neoray isimli firmasında 1 sene çalıştım. (...)'' şeklinde beyanda bulunarak bu hususu doğrulamıştır.

Dolayısıyla Beylikdüzü Belediyesinde suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun danışmanı olarak görev yapan şüpheli Mehmet KARATAŞ'ın, örgüt lideri olan Ekrem İMAMOĞLU'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasının hemen akabinde İsfalt A.Ş'de 2019 yılında Genel Müdür Yardımcısı olarak göreve getirilmesi, yapılan bu ihalelerin şartnamelerine rekabeti kısıtlayıcı bir sürü hüküm eklenerek ihalelerin çoğunlukla şüpheli Ali NUHOĞLU'na bağlı firmalar üzerinde bırakılması, yapılan bu ihalelerde şüpheli Mehmet KARATAŞ'ın ihale komisyon başkanı sıfatıyla görev alması vedaha sonra şüpheli Burak KORZAY'ın 2022 yılında İsfalt Genel Müdürü olarak atanmasının hemen akabinde şüpheli Mehmet KARATAŞ'ın görevinden ayrılarak şüpheli Ali NUHOĞLU'na bağlı firmalarda çalışma hayatına devam etmesi birlikte değerlendirildiğinde, yapılan organizasyonun örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun plan ve kurgusu dahilinde işletildiğini açıkça ortaya koymuştur.

Şüpheli Ali NUHOĞLU'nun sahibi olduğu Nuhoğlu İnşaat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi hakkında, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1078 esas sayılı kararına istinaden 05.10.2018 tarihinde konkordato ilan edildiği nazara alındığında, bu tarih itibariyle şüpheli Ali NUHOĞLU'nun ekonomik olarak zor durumda olduğu aşikardır. Ancak şüpheli Ali NUHOĞLU'nun, İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün içerisine üye sıfatıyla dahil olduktan sonra yüksek bedelli bir çok işin kasıtlı olarak Trend İnşaat, İstcon İnşaat, Akbulut İnşaat ve Neoray İnşaat gibi firmaları üzerinde bırakılması nedeni ile bu ihalelerden ciddi miktarlarda kazanım elde edip, ekonomik olarak yükselişe geçişmiştir. Buradan elde ettiği kazanımları da peyder pey İMAMOĞLU suç örgütü içerisinde kurulan ''sistem'' isimli yapıya aktarmıştır. Bu hususun en bariz örneği şüphesiz ki 04.06.2025 tarihli MASAK raporuna da konu olduğu üzere örgüt liderinin talimatı ile iki adet villayı 31.000.000,00 TL bedel ile alıp, akabinde tadilat masrafları düşüldükten sonra bedelsiz olarak İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun da ortak olduğu İmamoğlu İnşaat isimli firmaya bedelsiz olarak devretmesidir. Bu husus şüpheli Ali NUHOĞLU'nun muhtelif tarihlerde alınan itiraf mahiyetindeki beyanlarına yansımıştır.

Şüpheli Mehmet KARATAŞ'ın görevinden ayrılmasının hemen akabinde, onun tarafından üstlenilen görev şüpheli Burak KORZAY tarafından devralınmıştır. Bu dönemde şüpheli Burak KORZAY tarafından yapılacak olan ihalelere ilişkin bilgiler, İMAMOĞLU suç örgütünün yöneticileri olan şüpheliler Ertan YILDIZ ve Fatih KELEŞ ile paylaşılmış olup,örgüt yöneticileri tarafından İMAMOĞLU suç örgütüne rüşvet vererek maddi destek sağlayacak firma sahipleri ile rüşvet anlaşması yapıldıktan sonra, İsfalt A.Ş nezdinde yapılacak olan ihalelerin, şüpheli Burak Korzay marifetiyle bu firma sahipleri üzerinde kalması sağlanmıştır. Nitekim İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığınca Kış Şartları ile Mücadele kapsamında yapılan üçüncü ihale ise İsfalt A.Ş tarafından alındıktan sonra, ihale şartnamelerine eklenen hükümler gereği tamamen Zenit Yapı isimli firmanın bu işi alabileceği şekilde organize edilmiştir. Bu husus eylem anlatımlarında da belirtileceği üzere bilirkişi raporu ile de tespit edilmiştir.

Öte yandan yine bu hususta İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütü yöneticileri tarafından yapılan rüşvet anlaşmaları ve ihalelerin bu şekilde organize edildiği, İsfalt A.Ş Genel Müdürü olan şüpheli Burak KORZAY'ın itiraf mahiyetindeki ifadelerinde de yer bulmuş olup, İMAMOĞLU suç örgütü yöneticisi olan Fatih KELEŞ'in rüşvet alabilmek adına ihaleyi bilerek Ahmet SARİ ve İsmail SARİ'nin yetkilisi olduğu Zenit Yapı isimli firma üzerinde bırakılmaya çalışıldığını açıkça ifade etmiştir. Nitekim şüpheli Ahmet SARİ'nin alınan ifadesinde de İMAMOĞLU suç örgütü yöneticileri Ertan YILDIZ ve Fatih KELEŞ'e toplamda 232.500.000,00 TL para verdiğini ifade edip, bu hususailişkin dekontları dosya kapsamına ibraz etmiştir.

İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün, İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı iştirak şirketleri üzerinde bırakıldıktan sonra, yapılacak olan ihalelere ilişkin bilgilerin öncesinden örgüt yöneticileri olan şüpheliler Ertan YILDIZ ve Fatih KELEŞ tarafından talep edildiğine ilişkin hususlar hem İsfalt Genel Müdürü Burak KORZAY'ın, hem de İstaç A.Ş Genel Müdürü şüpheli Ziya Gökmen TOGAY'ın ifadesine ayrı ayrı yansımıştır. Bu kapsamda;

İsfalt A.ş'de Genel Müdür olarak görev yapan şüpheli Burak Korzay'ın 24/09/2025 tarihli ifadesinin konuya ilişkin kısımlarında; ''(...) Ertan YILDIZ isimli kişi iştiraklerden sorumlu başkan danışmanı olarak İBB'de görevliydi. Tüm iştiraklerde olduğu gibi İsfalt'ta da yönetim kurulu olarak satın alma yapacağımız zaman, ihaleye çıkacağımız zamanbir karar almak istediğimizde bu karar öncelikle İştirakler Koordinatörlüğü diye geçen ve Ertan YILDIZ'In başında olduğu birime giderdi. Ertan YILDIZ'ın talimatıyla bu evrakın arkasında kaşe vurduktan sonra evrak geri gelir ve o şekilde karar alınırdı.
Fatih KELEŞ isimli şahıs İBB'deki spor kulübünün başkanı olarak bilinse de aslında kendisinin Ekrem İMAMOĞLU'nun kasası olduğu herkes tarafından bilinen bir husustur. Yukarıda da izah ettiğim gibi para alışveriş transferleri, ihalelerin organizesi Fatih KELEŞ tarafından yapılır. Fatih KELEŞ bütçesi yüksek olan iştiraklerden her ayın sonunda bir sonraki ayda yapılacak olan işleri ve bu işlerin bütçesinin ne kadar olduğuna ilişkin bir bilgi talep eder. Fatih Keleş ile bizim aramız iyi olmadığından dolayı bu konuda benimle irtibata geçmedi ancak asistanı olan Kaan isimli şahıs tarafından benim bilgim dahilinde satın alma müdürü olan Rana Uysal'dan o ay ki yapılacak işler çıkılacak ihalelerin konusu ve işin bütçesi alınırdı. (...)'' şeklinde beyanda bulunarak,

İstaç A.Ş Genel Müdürü olan şüpheli Ziya Gökmen Togay’ın 24.06.2025 tarihli ifadesinin konuya ilişkin kısımlarında ise; ''(...) Ertan YILDIZ iştiraklerdeki bütün süreçleri bu koordinatörlükler üzerinden yürütmekteydi. Tüm yönetim kurulu kararları(Satın Alma, İhaleye Çıkış, İhale Sonuç, Atama, Terfi, Finansal Süreçler, Sendikal Süreçler vb.) bu koordinatörlükler üzerinden Ertan YILDIZ tarafından onaylanıyor, daha sonra yönetim kurulu imzasına çıkıyordu. Yönetim kurulu kararlarının aslının üzerine İBB kaşesi vuruyor, bu kaşenin anlamı Ertan YILDIZ'ın bu kararı onayladığı manasına gelmekteydi. Sonrasında bu yönetim kurulu kararları imzaya çıkıyor ve imzalar atılıyordu. Bu yapı yaklaşık 1.5 yıl öncesine kadar bu şekilde devam etti. Söz konusu anlattığım yapı gayri resmi olarak hiçbir hukuki alt yapısı olmadan kontrolsüz yürütülmüş bir yapıydı. Bu yapıda çalışan yaklaşık 70-80 kadar olan personel farklı iştirak şirketlerinde çalışmakta gözüken ancak burada bir fiil bulunan kişilerdir. Yaklaşık 1.5 yıl kadar önce İstanbul Yönetim Ajansı (İYA) şeklinde bir ajans kuruldu. Bahsetmiş olduğum 6 koordinatörlük ve bir çok personeli ile birlikte bu ajansa devroldu. Resmiyette burada gözükmese de burada çalışan bir kısım personelde işlerine burada devam ettiler. Bunun resmiyete dökülmesinin sebebi İBB içerisinde gayri resmi olarak yürütülen ihale kontrol sürecinden ben dâhil birçok kişinin rahatsız olması, yürütülen sürecin hukuka uygun olmadığını dillendirmesinden kaynaklıdır. Bu ajans kurulduktan sonra İBB iştirakleri ile danışmanlık sözleşmeleri imzalanarak resmiyet kazandırılmıştır.
Ben göreve başladıktan bir iki ay sonrasında Ertan YILDIZ ve Fatih KELEŞ satın almalarda çıkacak ihalelerin öncesinde kendilerine bildirilmesini istiyorlardı. Bu listeler ihalelerden yaklaşık 1 ay önce ihalelerin detaylı bilgilerini içerir şekilde (İhalenin Türü, Yaklaşık Maliyet, Daha Önce Hangi Firmanın Kazandığı) kendilerine bildirilmekteydi. Başlangıçta bu bilgileri bizden WhatsApp üzerinden istemişlerdi. Kısa bir süre sonra bu bilgilerin kendilerine kapalı zarf içerisinde çıktı olarak verilmesini istediler. Bu zarfları ya kendilerine yada sekreteryalarına teslim etmekteydik…'' şeklinde beyanda bulunarak örgüt yöneticileri şüpheliler Fatih KELEŞ ve Ertan YILDIZ tarafından yapılacak ihalelere ilişkin bilgilerin öncesinden kendilerine gönderilmeleri yönünde talimat verildiğini açıkça ifade etmişlerdir.

Burak KORZAY'ın İsfalt Genel Müdürü, Ziya Gökmen TOGAY'ın ise İstaç Genel Müdürü olması nedeniyle ifadelerinde bahsettikleri hususları konumları itibariyle bilecekleri gibi her ikisinin beyanlarının da aynı yönde olmasının, hayatın olağan akışı içerisinde tesadüf ile açıklanması mümkün değildir. Burada önemli olan hususun ise hem Ertan YILDIZ'ın hem de Fatih KELEŞ'in bu bilgilere erişmesini gerektirecek bir görev tanımlarının bulunmamasına rağmen bu bilgileri talep etmeleridir. Bunun sebebi ise şüphesiz ki, ihaleleri alacak olan firmaları daha ihaleye çıkılmadan belirlemek ve İmamoğlu suç örgütüne usulsüzce maddi destek sağlayacak firmalar üzerinde ihalelerin kalmasını sağlamak için bu bilgilerin ilgili şahıslarla paylaşılacak olmasındandır. Nitekim ayrı ayrı eylem anlatımlarında da değinildiği üzere dosya kapsamında örgüt yöneticileri şüpheliler Fatih KELEŞ ve Ertan YILDIZ'a usulsüzce para verdiğini ikrar eden bir çok şüpheli bulunmaktadır. Toplanan bu paralar İmamoğlu suç örgütü içerisinde oluşturulan ''sistem'' isimli yapıya aktarıldıktan sonra, bir kısmı suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun siyasi kariyerinin inşasında bir kısmı da kişisel zenginleşme amacı için kullanılmıştır.

Dolayısıyla tüm bu hususlardan anlaşılacağı üzere Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan suç örgütünün, öncelikle İsfalt A.Ş isimli iştirak şirketinde yapılacak olan ihaleleri organize etmek için, İsfalt A.Ş'de önemli görevlere örgüt üyesi olan şüpheliler Mehmet KARATAŞ ve Burak KORZAY'ı getirmiş olup,burada yapılacak ihaleleri İmamoğlu suç örgütü içerisinde kurulan ''sistem'' isimli yapıyı finanse etmek için defaaten bir araç olarak kullanmışlardır.

Ayrıca suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun her ne kadar esas amacının kurduğu suç örgütünün sürekliliğini sağlamak, bu kapsamda örgütü finanse ederek yapılacak seçimlere finansal destek sağlamak amacıyla hareket ederek örgüt yönetici ve üyelerine talimat verdiği anlaşılmış ise de, İsfalt A.Ş nezdinde gerçekleştirdiği bu eylemlerinin bir kısmını ise şahsi menfaat elde etmek amacıyla icra ettiği anlaşılmıştır. Şöyle ki;

Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından hazırlanan 04.06.2025 tarihli rapordan da anlaşılacağı üzere, örgüt üyesi olan şüpheli Ali NUHOĞLU'nun 25.03.2021 tarihinde Güllüce Tarımcılık Sanayi Ticaret Anonim Şirketini kurduğu ve daha sonra bu şirketi üzerinden iki adet villayı 31.000.000,00 TL bedel ile aldığı ve 07.03.2024 tarihinde Güllüce Tarımcılık Sanayi Ticaret Anonim Şirketini, tüm bu taşınmazları ile birlikte 15.000.000,00 TL bedel ile İMAMOĞLU İnşaat Ticaret Ve Sanayi A.Ş isimli firmaya devrettiği anlaşılmıştır. Hatta yapılan tespitlerde bu villaların alımında kullanılan paraların kaynağının, Kiptaş A.Ş isimli İBB iştirak şirketinin yaptığı ihaleyi kazanan ve şüpheli Ali NUHOĞLU'na bağlı olan İstcon A.Ş isimli firmaya, Kiptaş A.Ş tarafından yapılan avans ödemesi olduğu hususu hem MASAK raporu ile hemde bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Her ne kadar şirketlerin ticari defterlerinde ve hesap hareketlerinde bu devir karşılığı örgüt üyesi şüpheli Ali NUHOĞLU'na 15.000.000,00 TL paranın İmamoğlu İnşaat isimli firma tarafından gönderildiğine yönelik kayıt düşülmüş ise de, aslında bu villalar Güllüce Tarımcılık isimli firma ile birlikte bedelsiz olarak İmamoğlu İnşaata devredilmiştir. Bu husus örgüt üyesi şüpheli Ali NUHOĞLU'nun itiraf mahiyetindeki beyanlarında yer bulmuştur. Şöyle ki;

Şüpheli Ali NUHOĞLU'nun konuya ilişkin olarak 01.06.2025 tarihli alınan ifadesinde bu villaların alınması için örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatı üzerine İMAMOĞLU İnşaat yetkilisi olan şüpheli Tuncay YILMAZ'ın kendisini aradığını ve bu villaların alım sürecini tamamen şüpheli Tuncay YILMAZ'ın yürüttüğünü beyan ettiği gibi vilların devri karşılığında aldığı paraya ilişkin olarak ise; ''(...)Bu şirketi ben 2024 yılının Mart ayında İMAMOĞLU İnşaat'a devrettim. devirle alakalı bu süreçte 15 Milyon TL ve Beylikdüzün de6+1 villa vereceklerine (toplamda 48 Milyon TL) ilişkin bir sözleşme yapıldı. Bu olayların basında çok tartışılması üzerine şubat ayı içeresinde formaliteden bir ek sözleşme 87 Milyon TL cari borç tanımı altında ne olduğu belirsiz ibare eklediler,''eğer bu para ödenmediği takdirde iki adet daha villanın verileceğine dair sözleşmenin kapsamını genişlettiler.''şirketindevrindensonrasında toplam bedeli 15 Milyon olan 3 adet çek verildi. Söz konusu olayın meydana geliş şekli anlattığım gibidir. Güllüce Tarımbenim üzerimdeyken söz konusu villalara yapılan yaklaşık 15 Milyonluk tadilat işleri de tarafımca karşılanmıştı. Bana verilen15 Milyonluk 3 adet çekte villalar benim üzerimdeyken yapmış olduğum tadilat masraflarıma ilişkindir.Tadilat yapantaşeronları da bizeTuncay YILMAZ yönlendirdi.(...)'' şeklinde beyanda bulunarak bu villaları aslında bedelsiz olarak verdiğini, hesabına gönderilen 15.000.000,00 TL paranın ise tadilat masraflarına ilişkin olduğunu açıkça ifade etmiştir. Dolayısıyla suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun, iştirak şirketleri üzerinden organize edilerek verilen ihalelerden elde edilen gelir ile örgüt içerisinde kurulan ''sistem'' isimli yapıyı fonlayıp örgütün devamlılığını sağladıktan sonra, bir kısmını yapılacak seçimlerde finans kaynağı olarak, bir kısmını da şahsi menfaat elde etmek için bir araç olarak kullandığı anlaşılmıştır. İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün, İsfalt AŞ'deki üyeleri Burak KORZAY, Mehmet KARATAŞ ve Ali NUHOĞLU'dur.

2.3.4.5. İETT

Cumhuriyet Başsavcılığımızın 2024/236201 sayılı 'Aziz İhsan AKTAŞ suç örgütü' konulu soruşturma dosyasında İETT'den ihale alan firma sahiplerinden İETT'den ihale alan firma sahiplerinden suç örgütü lideri Aziz İhsan AKTAŞ; ''2019 yerel seçimlerinde Ekrem İMAMOĞLU belediye başkanlığını kazanıncaŞefik OK İETT'de bakım onarım işlerini yapan tüm firmaları Küçükçekmece Menderes CEMALOĞLU' na ait şirketin merkez binasında toplantıya davet etti. Şefik OK toplantıda, Ekrem İMAMOĞLU tarafından görevlendirildiğini, Florya'da, başkanlık konutunda toplantı yapılacağını bildirdi. Başkanlık konutunda yapılan toplantıda Ekrem İMAMOĞLU' nun danışmanı İbrahim BÜLBÜLLÜ, Şefik OK, Fatih YADOĞLU, Şaban BAKA, Caner VURAL vardı. İbrahim BÜLBÜLLÜ ihalelerde sözleşme bedeli üzerinden %10 ödeme yapılması ve bu %10'luk ödemenin her hakediş yapıldığında talep ettikleri tutarlarda kendilerine teslim edilmesi gerektiğini söyledi.(...)
Ulaşım İç ve Dış Tic. Aş' nin garaj sayısını artırılken Ak Parti döneminde iş alan diğer firmalar ise sürekli ödeme baskısı altında sıkıştırılıp taleplerin yerine getirilmesi isteniyordu... Bu süreçlerin tamamı Ekrem İMAMOĞLU' nun talimatı ve Fatih KELEŞ' in bilgisi dahilinde İbrahim BÜLBÜLLÜ tarafından organize edildi... İBB yönetiminin talep ettiği ödeme tutarlarını ve ulaşabildiğim dekontları, teslim yeri ve teslim edilen kişileri dosyaya sunuyorum. Paralar İbrahim BÜLBÜLLÜ ve Ebubekir AKIN' a teslim edilmiştir. Diğer firmalardan da aynı bu yöntem ile para toplanmıştır.'' dediği,


Ulaşım İç ve Dış Tic. Aş sahibi şüpheli Remzi BAKA; ''2021 yılında yapılan ihaleyi aldıktan sonra önceki müteaahit Yusuf YADOĞLU' yla ihtilafa düştüm. İhaleye itiraz süresinin bitmesine yakın İBB danışmanı olduğunu öğrendiğim İbrahim BÜLBÜLLÜ aradı ve tanışmaya davet etti. Görüşmede İETT' yle ilgili hizmet alım koordinasyonunu sağlayacağını söyledi... 2021 yılı haziran ayında İbrahim BÜLBÜLLÜ Florya' daki başkanlık konutuna çağırdı. Üst yönetimin kararıyla, büyük çaplı iş yapan firmaların sisteme katkıda bulunup ihalelerden %10 pay vermeleri gerektiğini, aksi takdirde iş alamayacaklarını, ödemelerinin zamanında yapılmayacağını söyledi. Bunun üzerine 2021-2024 dönemlerinde İETT' den aldığım hizmet alımı ihaleleri için 340.000.000, metrobüs alımı ihalesi için 40.000.000 lirayı İbrahim BÜLBÜLLÜ' ye ödemek zorunda kaldım. Parayı parça parça, İbrahim BÜLBÜLLÜ' ye ait Beylikdüzü Kubits Rezidans' ta bulunan ofisinde bizzat teslim ettim... 2022 yılının başında İbrahim BÜLBÜLLÜ başkanlık konutunda beni Fatih KELEŞ ile tanıştırdı. 2023 yılı seçimlerden önce İbrahim BÜLBÜLLÜ başkanlık konutuna görüşmeye çağırdı. Gittiğimde Fatih KELEŞ de oradaydı. Üçümüz arasında geçen toplantıda Fatih KELEŞ, ödemeleri hızlandırmamızı ve seçim arifesi olması nedeniyle daha fazla ödeme yapmamızı istedi... 2024 yılında başkanlık konutunda Fatih KELEŞ ve İbrahim BÜLBÜLLÜ' yle görüştüm. Fatih KELEŞ' e ödemelerin ne zaman ve nasıl yapılacağı konusunda bilgi almak istediğimi, ara ödemelerin yapılmaması nedeniyle firmamızın ekonomik anlamda zorluk yaşamaya başladığını söyledim. Bana 'yönetim ve genel sekreterlik ile görüşeceğini, yardımcı olmaya çalışacağını' söyledi.'' dediği,

Vizyon Ulaşım Servis Hizmetleri Tic. Ltd. Şti' nin sahibi şüpheli Caner VURAL; ''2016 yılından 21/08/2024 tarihine kadar İETT' nin 107 TEMSA marka CNG doğalgazlı araçların bakım ve onarımı konusundaki ihaleleri şirketim uhdesinde kalmıştır. Ancak 2019 yılından sonra oluşan mobing ortamı ve hakkedişlerin geç yatırılması gibi sebeplerden dolayısüreç artık yönetilemez hale gelmişti. Planlama Daire Başkanlığı sefer sayılarını azaltarak daha az kilometre yaptırmakla baskı oluştururdu. Bakım Onarım Daire Başkanlığı ise değiştirilmesi gerekmeyen parçaları, kilometresi henüz tamamlanmamış parçaları değiştirterek maliyeti arttırma çabası içindeydi. En ufak şoför hatasında para cezası uygulanıyordu. Ödemeler geciktirilerek proje yönetilmez hale getiriliyordu. Ebubekir AKIN' ı sektöründen tanıyorum. Kurumla yaşadığım sorunları kendisine anlattığımda sorunlarımın çözümü için beni İbrahim BÜLBÜLLÜ' yle tanıştırdı. 2020 yılında kendisiyle bir defa Florya Başkanlık Konutunda görüştüm. Gittiğimde Aziz İhsan AKTAŞ' da oradaydı.'' dediği,

Şüpheli Yusuf YADOĞLU; ''İETT' nindokuz garajı bulunmaktadır. Garajların altı tanesi Ulaşım A.Ş' ye, üç tanesi de Aziz İhsan AKTAŞ' a ait Bilginay firmasına verilmişti. İETT' nin ihalelerine katılabilecek yeterliliğe sahip firma sayısı çok azdır. Firmalarım dışında, Ulaşım A.Ş, Bilginay, Twin, Vizyon isimli firmalar yeterliliğe sahiptir. İETT' den sorumlu İbrahim BÜLBÜLLÜ ile 2020 yılında belediyedeki makamında tanıştım. Kendisi İETT Genel Müdürünün üzerindedir. İbrahim BÜLBÜLLÜ' nün üstündeki kişi ise Fatih KELEŞ' tir. İETT'nin ihale sistemi garajlar üzerinden yürütülür. Toplamda dokuz garaj belirlenen firmalara verilir. Bu firmalar Remzi BAKA' ya ait Ulaşım A.Ş ve Aziz İhsan AKTAŞ' a ait Bilginay firmasıdır. İhale evrakları usulüne uygun düzenlenir. Ancak arka planda iş paylaştırılır. Belirlenen firma dışında başka birisinin işi almasına izin verilmez. 31/03/2021'de İETT' nin Ayazağa Garajı işine ilişkin sözleşmem bitiyordu. 09/02/2021 tarihinden önce Aziz İhsan AKTAŞ beni arayıp görüşmek istediğini söyledi. Yaptığım görüşmede bana Ak Parti döneminden gelenleri İMAMOĞLU ve ekibinin belediyede istemediğini, yeni yönetimle çalışmaya devam etmek istiyorsam havuza %12 pay vermem gerektiğini söyledi. Kimin talimatı olduğunu sordum. İbrahim BÜLBÜLLÜ' nün talimatı olduğunu belirtti. Bu görüşmeden sonra İbrahim BÜLBÜLLÜ' nün belediyedeki makamına gittim.Bana artık bu işlerle Aziz İhsan AKTAŞ' ın ilgileneceğini, ihaleyi alan firmaların havuza %12 oranında para vermeleri gerektiğini belirtti. Teklifini kabul etmeyince "zaten senin cebinden bir şey çıkmıyor ki" şeklinde yanıt verdi. Burada havuza gidecek %12'lik oran ihalenin yaklaşık maliyeti üzerine ekleniyordu. İhaleler gerçek fiyatından yüksek tutarlarda ihaleye çıkarılıyordu. Bu oran bazı ihalelerde daha yüksek oranlarda uygulanıyordu. Teklif verip de alamadığım ihalelerin sözleşme bedelleri incelendiğinde aradaki fahiş fark görülecektir. 2019 yılının sonu, 2020 yılının başında İkitelli'de bulunan İETT garaj işini Fatih KELEŞ ve İbrahim BÜLBÜLLÜ' nün talimatıyla Tureks' in yan firması Twin isimli firmayı alt yüklenici yapmak zorunda kaldım. 30/06/2021 tarihinde İbrahim BÜLBÜLLÜ beni Florya' daki belediye tesislerine çağırdı. Tesise oğlum Süleyman YADOĞLU ile birlikte gittim. İbrahim BÜLBÜLLÜ "hala aynı görüşte misin" diye sordu. Evet deyince bana "biraz bekle, yukarıda bir görüşmem var, yukarıya çıkıp geliyorum" dedi. Bir süre yanımdan ayrıldı. Döndüğünde bana "o zaman ihaleye girme" dedi.Görüşme sonrasında İbrahim BÜLBÜLLÜ' nün yanına gittiği kişinin Ekrem İMAMOĞLU olduğunu anladım. Çünkü binadan çıktığımda oğlum, Ekrem İMAMOĞLU' nun da binadan çıktığını, çıkış anını video kaydına aldığını bana iletti. Video kaydını da dosyaya sunuyorum. Bu görüşmeden sonra ihale alamadım. İbrahim BÜLBÜLLÜ ile yaptığım görüşmeden sonra sistem dışına çıkarıldım.'' dediği,

Şüpheli Fatih YADOĞLU; ''2021 yılının ortalarına doğru Florya’da İBB başkanlık konutundaki toplantıya abim Yusuf YADOĞLU' nun isteği üzerine katıldım. Toplantıda İbrahim BÜLBÜLLÜ, Aziz İhsan AKTAŞ, Caner VURAL, Şaban BAKA ve adını bilmediğim kendisini İBB yetkili olarak tanıtan biri daha vardı. İbrahim BÜLBÜLLÜ, Ekrem İMAMOĞLU tarafından yetkilendirildiğini, İETT ve diğer kurumlar adına bir havuz oluşturulacağını, bu havuza para katkısı sağlamayanların iş alacamayacağını, iş alsa bile mevcut işlerini zora sokup hak ediş ödemesi yapılmayacağını, İETT genel müdürünün bu konularda yetkisi olmadığı beyan etti.' dediği, Şefik OK 2019 yerel seçimlerinden sonra Menderes CEMALOĞLU' nun ofisinde otururken Aziz İhsan AKTAŞ ve hatırlamadığım biri geldi. Ak Parti döneminde belediyeden iş aldıklarını, Chp belediyeyi kazanınca kendilerine zorluk çıkardıkları, İbrahim BÜLBÜLLÜ' nün konuyla ilgilendiğini söyleyip numarasını ban verdiler. İbrahim BÜLBÜLLÜ' yü aradım, görüşmek istediğimi söyledim. Florya' daki belediye tesisine davet etti. Menderes CEMALOĞLU, Aziz İhsan AKTAŞ ile hatırlamadığım biri görüşmede vardı. İş yapan insanlara neden zorluk çıkarıldığını, haksızlık yaptıklarını sordum.'' dediği hususlar dikkate alındığında;

Suç örgütü lideri Ekrem İMAMOĞLU İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildikten sonra kurduğu sistemde belediye ve iştiraklerinin yapacağı ihalelerde, ihaleyi kazanacak yüklenici firmayı belirledikleri, sözleşme bedelinin en az yüzde 10-12 oranında kendilerine verilecek pay konusunda firmayla önceden anlaşma sağlandığı, bu payın ihale sözleşme bedeline eklendiği, yüklenici firmaya külfet getirmediği,her hak ediş dönemine iştirak veya birimden sorumlu kişiye teslim edildiği, suç örgütünün faaliyet şemasında, İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğü'nden, yaptığı ihaleler ve bu ihalelerden alınacak paydan sorumlu kişinin örgüt üyesi İbrahim BÜLBÜLLÜ olduğu, Florya'da bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı' na ait 'başkanlık konutunu' ofis olarak kullanan İbrahim BÜLBÜLLÜ'nün örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU ve örgüt yöneticisi Fatih KELEŞ'e bağlı olduğu, bu kişilerden aldığı talimatları başkanlık konutunda müteahhitlere ilettiği, müteahhitlerden alınacak paraları ise çoğunlukla Beylikdüzü' nde bulunan, kendisine ait ofiste telsim alıp suç örgütü yöneticisi Fatih KELEŞ'e teslim ettiği anlaşılmıştır.

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan suç örgütünün İETT'nin yaptığı ve özellikle büyük montanlı ihaleleri alacak firmayı önceden belirledikleri, toplam 9 garaj üzerinden yürütülen sistemde garajların suç örgütü lideri Aziz İhsan AKTAŞ ve Remzi BAKA arasında paylaştırıldığı görülmüştür.

Suç örgütü lideri Aziz İhsan AKTAŞ' a ait Bilginay Tem. Hiz. Yem. Bilg. İlaç. Org. Taş. İnş. Danış. Teks. Ayak. Tur. Paz. San. Ltd. Şti' nin aldığı ihalelerde EKAP üzerinden çok sayıda firmanın doküman indirdiği, az sayıda firmanın istekli olarak ihaleye teklif zarfı sunduğu ancak bunların çoğunun da belge eksikliği ya da yetersizliği sebebiyle geçersiz sayıldığı, belge eksikliği ya da yetersizliği olarak da geçici teminatın bulunmadığı ya da 1,00 TL gibi sembolik tutarların yer aldığı, açık usulde yapılan ihalelerde doküman indiren firmaların teklif zarfı sunmamaları, teklif zarfı sunan firmaların da tekliflerinin geçersiz sayılacağını bilmeleri, teklifleri geçerli sayılan firmaların ihale süreci veya sonucuna dair idareye ve Kamu İhale Kurumuna herhangi bir itirazda bulunmamaları, belirli bir zaman zarfında bu sürecin defalarca tekrarlanmasının hayatın olağan akışına uymadığı nazara alındığında Yusuf YADOĞLU'nun ihalelerin paylaştırıldığına dair beyanlarının doğu olduğu, ihale işlem dosyalarına yansımayan ancak bilgi veya belge paylaşılarak sonuçların suç örgütünün istediği şekilde sonuçlandırıldığı anlaşılmıştır.


Şüpheli şahısların, örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde Beylikdüzü İlçesinde gerçekleştirdikleri eylemlerine ''3. BÖLÜM'' başlığı adı altında aşağıda detaylı yer verilecektir:

3.BÖLÜM - (Örgütün Beylikdüzü Dönemi)

Yukarıda yer verilen tanıklar ve şüpheli Adem SOYTEKİN'in etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadelerinden anlaşılacağı üzere; CHP İl Başkanlığı binasının satış işlemlerindeki meblağın büyük kısmını karşılayan belediyenin Beylikdüzü Belediyesi olduğu, Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde kamera görüntülerine yansıyan şüpheli Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ isimli şahısların Beylikdüzü Belediyesi ile iltisaklı oldukları, Fatih KELEŞ, Tuncay YILMAZ ve Adem SOYTEKİN isimli şahısların şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile yakın ilişkilerinin bulunduğu, öte yandan tanık sıfatıyla ifadesi alınan Uğur GÜNGÖR isimli şahsın ifadesinde ise olayların Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemleri içerir 2015-2016 yıllarına dayandığı, bu bağlamda söz konusu şüpheli şahısların ilk etapta Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu süreçten itibaren yapılanmaya başladıkları, yapılan çalışmalar neticesinde şüphelilerden Adem SOYTEKİN, Mehmet Murat ÇALIK, Fatih KELEŞ ve Tuncay YILMAZ isimli şahsın Beylikdüzü ilçe sınırları içerisinde etkin rol oynadıkları, CHP İl Başkanlığı binasının satış işlemlerinde de ödemelerin büyük kısmının şahısların etkin oldukları ilçenin belediyesi tarafından karşılandığı, söz konusu şahısların şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın Beylikdüzü Belediye başkanı olmasından sonra Beylikdüzü Belediyesi bünyesinde yapılanmaya başladıkları, bu yapılanma kapsamında tanık beyanları uyarınca bazı iş ve işlemlerin yapılabilmesi veya onaylanabilmesi için şahıslardan rüşvet talep edildiği iddiası kapsamında tanık Uğur GÜNGÖR isimli şahsın ifadesinde; ''2015 – 2016 yıllarında Beylikdüzü ilçesinde bulunan arsasını Gül İnşaat unvanlı firmaya verdiğini, inşaat olarak görünen yerleri dükkana çevireceklerini ve bu işinde yapılabilmesi için belediyeye rüşvet verilmesi gerektiğinin belirtildiği, rüşvet parasının ise 15.000.000 TL olduğu'', ''rüşvet vermeyi kabul etmediğini ve masadan kalkmak istediğini, ancak dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olan şüpheli Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın kendisine "buradan çıkarsan bir daha giremezsin'' şeklinde yer verilmiştir. Bu hususlar doğrultusunda ise Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde başlanılan yapılaşmanın; belediyece imar, iskan ya da ruhsat işlerimlerinde usulsüz olan işlerin yapılmasına rüşvet karşılığında göz yumulduğu, böylelikle rüşvet çarkının 2015-2016 dönemlerinde kurulduğu, rüşvet talep edilen şahısların rüşvet vermeyi kabul etmemeleri durumda ise tehdit vari konuşmalar ile vatandaşların sindirilmeye ve talep edilen maddi menfaatin temin edilmeye çalışıldığı değerlendirilmiştir.

Bu bağlamda; Beylikdüzü Belediyesi'nde yapılanmaya başlayan örgütte, şüpheli şahısların Beylikdüzü ilçe sınırları içerisindeki faaliyetlerine ilişkin gerçekleşen eylemler aşağıda detaylıca yer verilmiştir.


EYLEMLER

EYLEM 1 - ''Uğur Güngör, Zafer Gül ve Ali Gül İsimli Şahısların Beylikdüzü'nde Yapmış Oldukları 11. Mahalle Projesinde Arsada Konut Olarak Görünen Yerlerin Dükkana Çevirebilmek İçin Para Ve 13 Adet Dairenin Rüşvet Olarak Verilmesi Olayı''

Şüpheliler 1) Ekrem İMAMOĞLU (TC: 19943715964)
2) Mehmet Murat ÇALIK (TC: 34595240664)
3) Fatih KELEŞ(TC: 24728576944)
4) Adem SOYTEKİN (TC: 19847722594)
5) Zafer GÜL (TC: 36925454772)
6) Uğur GÖNGÖR (TC: 22502153572)
7) Ali GÜL (TC: 37540434224)

Suç : Rüşvet

Eylemin Delilleri: Tanık, Şüpheli İfadeleri
MASAK Raporları
HTS – Baz Analiz Verileri
13 Dairenin Devriyle Alakalı Tapu Kayıtları
Hesap Hareketleri

Suç Tarihi : 2015 - 2016 yılları

Uğur GÜNGÖR isimli şahsın kendisini de 'rüşvet veren' olarak ihbar etmiş olduğu ayrıntılı ifadesinde; "2015 - 2016 yıllarında Beylikdüzü ilçesinde bulunan arsasını Gül İNŞAAT unvanlı firmaya kat karşılığı inşaat yapması için verdiği, firma sahiplerinin Ali GÜL, Zafer GÜL ve Osman GÜL olduğu, Gül İnşaat sahipleri konut olarak gözüken yerleri dükkana çevirecekleri ve bu işin de yapılabilmesi için belediyeye rüşvet verilmesi gerektiğinin belirtildiği, rüşvet parasının yarısını kendisinden istedikleri ancak ilk başta kabul etmediği, rüşvet parasının ise 15.000.000 TL olduğu, daha sonra Uğur GÜNGÖR'ün arsasını kat karşılığı vermesine aracılık eden kişi Velittin Küçük (eski Gürpınar Belediye Başkanı) ile görüştüğü, onun ısrar ve ricası üzerine Zafer Gül ile birlikte dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ile ADM İş Merkezi'nde görüşme gerçekleştiği, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın kendisinden 15 milyon TL rüşvet talep ettiği, rüşvet vermeyi kabul etmediği, bunun üzerine Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın kendisine ''buradan çıkarsan bir daha giremezsin'' şeklinde tehdit içerikli sözler söylediği, aralarında tartışma ve bağrışmaların yaşandığı esnada dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın da yan tarafta bulunan makam odasından çıkarak ''ne oluyor'' diye sinirli şekilde geldiği ve daha sonrasında oradan ayrıldığı, Mehmet Murat ÇALIK'ın o dönem belediye başkan yardımcısı olduğu ancak aslında Ekrem İMAMOĞLU'nun danışmanı olduğu ve rüşvet işlerini takip ettiği; Zafer GÜL ve Mehmet Murat ÇALIK’ın ısrarları üzerine senet vermeyi kabul ettiği ve Gül İnşaat ile birlikte senet verdikleri, ofisinde imzaladığı senetleri Zafer GÜL isimli şahsın teslim aldığı, daha sonraki süreçte Davut AKAY isimli şahsın senetlerin dönemin Beylikdüzü Belediyesi CHP Meclis üyesi olan Fatih KELEŞ'te olduğunu ve ödemelerin Fatih KELEŞ'e yapılmasını söylediği, Zafer GÜL, Davut AKAY ve o dönemki avukatı (vefat eden Oğuzhan GÜNEY) ile birlikte Fatih KELEŞ isimli şahsa ödeme yaptıklarını, kalan senetler için ise 13 daire verilmesi konusunda anlaştıkları, Mehmet Murat ÇALIK'ın isteği üzerine dairelerin Adem SOYTEKİN isimli şahsa ait Asoy İNŞAAT firmasına devredildiği, ilerleyen süreçte ise Davut AKAY'ın söylemesi ile, bahse konu dairelerden Asoy İNŞAAT tarafından Gül İNŞAAT' a devir olduğunu ve Uğur'un dolandırıldığı, aslında Beylikdüzü Belediyesi ile yine o bölgede faaliyet gösteren Gül İNŞAAT'ın birlikte hareket ettikleri, Davut Akay'ın Gül İNŞAAT"ın yaptığı inşaatların emlakçılığını yaptığı; daha sonra Uğur'un, Adem SOYTEKİN ile görüştüğü, o sırada Adem'in yanında Tuncay YILMAZ'ın da olduğu (Ekrem İmamoğlu' na ait şirketin genel müdürü, aynı zamanda akrabası olduğu), Adem Soytekin' den de dairelerimi istediği, Adem'in Uğur'a 'ne dairesi vereceğim kardeşim' deyip masadan kalktığını'' beyan ettiği,

Şüpheli Uğur GÜNGÖR'ün ''sistemin'' Beylikdüzü'nde yapılanmaya başlayan işleyişi hakkında yukarıdaki ifadesine devamla verdiği beyanında özetle,'' Beylükdüzü ve Büyükçekmece bölgesi kurtarılmış bölge gibidir. Beylikdüzü Belediyesi"ne ait arazi üzerine Gül İnşaat"ın yapmış olduğu Vira isimli proje incelendiğinde yapılan usulsüzlükler görülecek ve rant yapısının sistemi anlaşılacaktır. O dönemki Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, düşük bir oran araziyi Gül İnşaat' a verdi. Daha sonra yapılan dairelerin satış bedelleri düşük gösterildi, resmi belirtilmeyen tutarlar Gül İnşaat ile Ekrem İmamoğlu arasında paylaşıldı. İlk projeden sonra, projenin yanındaki arsa da Gül İnşaat' a ihalesiz verildi. İnşaat bittikten sonra Gül İnşaat, Belediye hissesine düşen daireleri uzun vadeli çeklerle satın aldı ve çok uzun süre borcunu ödemedi. Bu projeden 500 milyon TL civarında kazanç elde ettiler. Ali Gül; Gül İnşaat' ın sahibidir. Vira projesinde Ekrem İmamoğlu ile ortaklık yaptılar. İmamoğlu' nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde çok büyük servet sahibi oldular. Büyükçekmece ve Beylikdüzü Belediyelerinde rüşvetle iş yapmaktadır. Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde işleri Fatih Keleş, Adem Soytekin, Murat Çalık, Tuncay Yılmaz üzerinden takip ederdi. Adem Soytekin; imarsız arsalar kendisine verilir, daha sonra imara açılır ve bu projelerden büyük gelir Ekrem İmamoğlu'yla paylaşılır." şeklinde beyan ettiği olaya ilişkin yürütülen soruşturmada,

Uğur Güngör isimli şahsın alınan beyanı kapsamında beyan içeriği ile uyumlu olacak şekilde daha önce yapmış olduğu suç duyurusu bakımından Büyükçekmece CBS tarafından soruşturmanın yürütüldüğü, verilen KYOK kararına karşı Kanun Yararına Bozma yoluna gidildiği ve Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 14/09/2023 tarihli bozma kararına istinaden soruşturmanın yeniden açılarak Büyükçekmece CBS'ye gönderildiği, 18/12/2024 tarihinde ise yetkisizlik kararı ile işbu soruşturma dosyası ile birleştirilmek üzere soruşturma evrakının gönderildiği ve gelen evrakın işbu soruşturma dosyası ile birleştirildiği, incelenen soruşturma dosyası kapsamında vermiş olduğu ifadesinin yukarıda belirtilen ifade ile benzer mahiyette olduğunun görüldüğü,

Davut AKAY isimli şahsın alınan tanık beyanlarında özetle, ''(…) Soruşturma dosyasında bahsi geçen konular ile ilgili olarak ise hatırladığım kadarı ile 2016-2017 yıllarında Gül inşaatın sahiplerinden olan Zafer GÜL’ün şirketinde sigortalı olarak ve satışını yaptığım dairelerden prim almam karşılığında çalışıyordum. Beylikdüzü Beykent'te bulunan ve Gül İNŞAAT'ın o dönemde başlatmış olduğu 11. Mahalle isimli inşaat projesinin satışının yapmak üzere Zafer GÜL beni çağırdı. Burada 3 ortak oldukları, bu ortakların Ali GÜL ve arsa sahibinin ise Uğur GÜNGÖR olan MUSCAN İnşaat olacağını söyledi. Eski Gürpınar Belediye Başkanı olan Veliddin KÜÇÜK arsa sahibi Uğur GÜNGÖR'ün Gül İnşaat ve Gül Kentsel İnşaat isimli firmalar ile arasında yapmış oldukları sözleşmeye aracılık ettiği için bir komisyon almış. Ancak tarafların arasındaki sözleşme içeriğine tam vakıf değilim. (…) Bu şahıslar 2015-2016 yılları döneminde Beylikdüzü'nde hasılat karşılığı bir sözleşme imzaladılar. Bu arazi Uğur GÜNGÖR'ün MUS CAN İnşaat isimli firma adına kayıtlıydı. İsmini saymış olduğum şahıslar arasındaki sözleşme kapsamında yapılacak olan site için belediyeden inşaat ruhsatı başvurusunda bulunuldu. Ben o dönemler Zafer GÜL'ün sahibi olduğu Gül Kentsel İnşaat A.Ş'de çalışmaktaydım, kendisiyle hem arkadaşlığımız vardı hem de emlak işlerini takip ediyordum. İnşaat ruhsatı sürecinde belediyenin rüşvet aldığını Ali GÜL'den duymuştum. İnşaatı yapılacak olan sitedeki her bloktan ilk etapta 9 kat olan kat sayısının 5 kat daha fazlaya çıkarıldığını, bunun karşılığında da belediyeye para verildiğini duymuştum. Uğur GÜNGÖR, Zafer GÜL ve Uğur'un (vefat eden avukatı) Oğuzhan GÜNEY’in projedeki inşaat düzenlemesi ile alakalı durumlardan ötürü sık sık belediyeye gidip görüştüklerini biliyorum. (...) Ben, Fatih KELEŞ isimli şahsı tanımam. Zafer GÜL bir keresinde bana Beylikdüzü/Yakuplu'da bulunan Mermerciler Sanayi Sitesi'ne gideceğimizi, daha önce adını duymadığım Dörter Mermer isimli firmanın sahibi olan Fatih KELEŞ'e para vereceğimizi, ödeme yapacağımızı söyledi. Ben ve Zafer GÜL gittik, ben muhasebe kısmında bekledim, Zafer GÜL ise içeride Fatih KELEŞ isimli şahıs ile görüşerek elden para verip senet ya da makbuz aldı ve oradan ayrıldık. Daha önceki ifademde bu hususu söylememiştim ancak HTS kayıtlarından şuan vermiş olduğum ifademin doğruluğu anlaşılacaktır.
Daha önceki ifademde belirtmiş olduğum gibi, Gül İnşaat ile Beylikdüzü Belediyesi arasında gerçekleşen inşaat projeleri kapsamında rüşvet ilişkisi bulunmaktaydı. Ya kat sayısının artırılması ya da daire planlarının değişmesi konularında, bazen de konut vasfının dükkan vasfına çevrilmesi konusunda Gül İnşaatın lehine olacak şekilde değişikler yapılıp karşılığında Beylikdüzü Belediyesi'ne rüşvet verildiğini biliyorum. O dönem yani 2015-2017 yılları arası Beylikdüzü Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'ydu ve yukarıda bahsettiğim rüşvet konuları konuşulurken hep "Ekrem Başkan" şeklinde ismi geçerdi. Bahsetmiş olduğum inşaat projeleri; 11. Mahalle, Kale Kent, Perlavista Avm ve Vira İstanbul isimli projelerdir. Belediye ile Gül İnşaat arasındaki rüşvet ilişkisi Büyükçekmece bölgesindeki emlakçılar tarafından iyi bilinir. Çünkü ortamlarda bu husus çok rahat bir şekilde konuşulmaktadır. Örneğin Perlavista alışveriş merkezinde bulunan ofis statüsünde gösterilmesi gerekirken daire olarak gösterildiği ve bundan dolayı çok yüksek miktarda para cezası yediklerini duydum.(…) " şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Tanık Davut AKAY isimli şahsın ifadesindeki son paragrafında Gül İnşaat firmasının daha önceden de Perlavista Alışveriş Merkezinde bulunan ofisleri daire olarak gösterdikleri hususundan bahsedildiği anlaşılmış, benzer hususlar ile alakalı Uğur GÜNGÖR isimli şahsın ifadesinin başında İnşaat nitelikli taşınmazın Dükkan niteliğinde gösterildiğinin belirtildiği, söz konusu Gül İnşaat firmasının taşınmazların niteliğini değiştirme konusunda ilk eylemlerinin Uğur GÜNGÖR isimli şahsın ifadesinde geçen konu olmadığı, Gül İnşaat firmasının daha önceden de taşınmazların niteliklerini usulsüz şekilde değiştirerek usule aykırı işlemler yaptıkları değerlendirilmiş, taşınmazların niteliklerinin ise ilgili belediyelerce kayıtlarının tutulduğu hususları da göz önünde bulundurulduğunda; Gül İnşaatın Beylikdüzü Belediyesi ile irtibatlı şekilde sözü edilen nitelik değiştirme işini yapmış olabileceğinin değerlendirildiği,

Şüpheli Zafer GÜL'ün Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; "Ben Gül Kentsel Tasarım İnşaat Turizm ve Tic. Ltd. Şti’nin yetkilisiyim. Soruşturmada ismi geçen Ali Gül eskiden Gül İnşaat A.Ş.nin yetkilisiydi. Mus Can İnşaat Turizm San. Ltd. Şti.nin yetkilisi ve sahibi olan Uğur Güngör'ü tanırım.(...) Biz 2015 yılı Nisan ayında arsa maliki Mus Can ile hasılat paylaşımlı inşaat sözleşmesi imzaladık. Daha sonrasında tadilat ruhsatı almak için arsa sahibi Uğur Güngör ile belediyeye müracaat ettik. Tadilat ruhsatını alabilmek için o dönem başkan yardımcısı olan Mehmet Murat Çalık; arsa sahibi Uğur Güngör, Ali Gül ve beni Beylikdüzü Belediyesine toplantıya çağırdı. Toplantıda ruhsatların süresinin dolmak üzere olduğunu ifade ederek 6.000.000 TL (AltıMilyonTürkLirası) bedel istedi. Biz, tüm ortaklar olarak (Gül İnşaat ve Mus Can) bu bedeli ödemek istemediğimizi söyledik. Bu bedeli bizden alma, bunun karşılığında ilçeye cami, sağlık ocağı, park gibi ismini de kendimizin koyacağı bir şey yapalım, bize yer tahsis et dedik. Yani bağış yapmayı teklif ettik. Ancak bu bedeli ödemek zorunda olduğumuzu, yoksa bu işlemi yapmayacağını ifade ederek, "siz gerekli ödemeyi yapın, biz bağış yaparız" dedi. Bu şekilde yaklaşık 6.000.000 TL'yi ödemeyi yapmak zorunda kalarak, Fatih Keleş adına Beylikdüzü Mermerciler Sanayi Sitesi'nde senet bonosu düzenleyip arsa sahibi Uğur Güngör ile beraber, hisseler oranında (%42 arsa sahibi Mus Can adına Uğur Güngör; %58 yükleniciler olarak Gül İnşaat ve Gül Kentsel) düzenleyerek Fatih Keleş'e teslim ettik. Daha sonrasında yükleniciler olarak biz ve Uğur Güngör bir kısım ödeme yaptık. Bu ödemeyi Fatih KELEŞ'in Beylikdüzü'ndeki Mermerciler Sitesine Uğur GÜNGÖR'ün vefat eden avukatı Av. Oğuzhan ile beraber teslim ettik. Bir kısmının ödemesini yapamadığımız için Mehmet Murat Çalık, yerine daire alabileceklerini söyledi. m2 fiyatını onların belirlediği bir fiyattan yerine daire verdik. Verdiğimiz daireler projedeki hasılat paylaşım sözleşmesine istinaden hisseler oranında verilmiştir. Daha sonra, Adem Soytekin bizi arayarak "daireleri ben alacağım, satış ofisine geliyorum" diyerek daireleri maket üzerinden seçmiştir. Böylece 13 adet bağımsız bölüm üzerinde Şekerbank’ın 90.000.000 TL arsa sahibi adına ipoteği bulunarak devredildi. Biz yükleniciler olarak, tapu devirlerini hazırladık, tapu masraflarını üç ortağın ortak hesabından ödedik. Arsa sahibi bu devirlerden kendi rızasıyla ortak hesaptan (yükleniciler ve arsa sahibine ait ortak hesap) Şekerbank'a para göndererek, bunların 6 - 7 tanesi üzerinden ipoteği kaldırdı. Daha sonrasında yükleniciler ile arsa sahibi arasındaki davanın süregelmesi nedeniyle diğer daireler üzerindeki ipoteği kaldırmadı. Ancak, arsa sahibi ipotekleri kaldırmadığı için ipotekli olan 4 adet daireyi, inşaatın yarım kalmaması ve durmaması için bedeli karşılığında Adem Soytekin'den (Asoy İnşaat yetkilisinden) satın aldık. Adem SOYTEKİN ile bizim herhangi bir alacak verecek ilişkimiz hiç olmamıştı. Bu 4 daire için tapu dairesinde Adem SOYTEKİN'e para da verdik. (...) İddialarla ilgili olarak Büyükçekmece CBS'de verdiğim ilk savunmamda bu olayları anlatmamıştım. İnşaatın yarım kalmaması ve mühürlenmemesi için Belediyecilerin zoruyla o şekilde bir ifade vermek zorunda bırakılmıştım. Ancak, olayların geldiği bu noktada gerçekleri, samimiyetle ve bütün açıklığıyla anlatmak istedim. Şimdiki beyanımın esas alınmasını talep ediyorum..."" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Zafer GÜL'ün benzer mahiyetteki alınan ek beyanında özetle, '' Gül İnşaat A.Ş. isimli firmanını yetkilisi akrabam olan şuanda başka bir dosyadan firari olduğunu bildiğim Ali GÜL'dür. Gül Kentsel Tasarım İnş. Tur. A.Ş. İsimli firmanın yetkilisi ise benim Uğur GÜNGÖR, Mehmet Murat ÇALIK, Adem SOYTEKİN, Fatih KELEŞ isimli şahısları tanırım. Ekrem İMAMOĞLU ile iki kereaynı ortamda bulunmuşluğum vardır, kendisini bilirim.
Mus Can İnşaat'ın sahibi Uğur GÜNGÖR'ün Beylikdüzü'nde bulunan ve inşaat ruhsatını almış olduğu bir yaklaşık 27 dönüm içerir arsasına önceki dönem Gürpınar Belediye Başkanı Velittin KÜÇÜK aracılığıyla kat karşılığı inşaat yapma konusunda görüşme yaptık. Yapılan görüşme sonucunda hasılat paylaşımı sözleşmesi sonucunda Uğur GÜNGÖR ile sözleşme imzaladık. Ben bu işe girmeden hemen evvel akrabam Ali GÜL'e bu işi alıp almayacağımız hususunda teklifte bulundum. Kendisinin kabul etmesi üzerine Uğur GÜNGÖR ile gerçekleşen sözleşmeyi Mus Can İnşaat adına Uğur GÜNGÖR, Gülkentsel İnşaat adına ben ve Gül İnşaat adına akrabam Ali GÜL imzalamıştık. Bu arsayı daha öncesinde Uğur GÜNGÖR'e zaten Velittin KÜÇÜK satmış. Arsanın daha öncesinde alınan inşaat ruhsatı Velittin KÜÇÜK'ün şirketi olan Beylikkent İnşaat adına çıkarılmıştı. Biz Uğur GÜNGÖR ile 2015 yılı Nisan ayında sözleşme yaptıktan sonra inşaata başlama işlemleri için yaklaşık 1 ay sonrasında yani 2015 yılı Mayıs ayıiçerisinde Beylikdüzü Belediyesi'ne resmi başvurularımızda bulunduk. Başvurudan yaklaşık 1 ay sonra dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olan Mehmet Murat ÇALIK, belediyedeki imar biriminden bir çalışan üzerinden haber göndererek bizi belediyeye çağırdı. O dönem ADM İş Merkezi olarak geçen ve Beylikdüzü Belediyesi'nin Ek Hizmet Binası olarak kullanılan binanın 4. katında dönemin Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Murat ÇALIK'ın karşılıklı makam odalarının bulunduğu bina girişinde güvenlik, makam arabaları ve korumaların bulunduğu bir yerdi. Yapılan davet üzerine ben, Ali GÜL ve Uğur GÜNGÖR oraya giderek Mehmet Murat ÇALIK ile ADM İş Merkezi'nin 4. katında bulunan makam odasında görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmede bizden toplamda 6-7.000.000 TL parayı ruhsat yenileme işlemi için talep etti. Bu konuşma sırasında bağrışmalar ve tartışmalar oldu. Bu tartışmalar üzerine Mehmet Murat ÇALIK'ın makam odasının tam karşı odasında makam odası bulunan dönemin Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU odasından çıkarak "Ne oluyor burada" şeklinde sözler söyledi. Biz Mehmet Murat ÇALIK'ın bu talebini kabul etmedik ve oradan ayrıldık. Ben bu görüşmeye kadar Mehmet Murat ÇALIK ile tanışmıyordum.
Bu olaydan sonra benim Uğur ile aramdaki sözleşmenin yapılamasına aracı olan Velittin KÜÇÜK'ün yanına gittik. Kendisine durumu anlattık. O da ÇALIK'ı çağırdı ve görüştüler. Bir süre sonra ben ve Ali GÜL yine belediyenin ek binası olan ADM iş merkezinin 4. katına gittik. Yine bizden rüşvet istedi. Uğur GÜNGÖR ile sözleşme imzaladığımız ve yükümlü olduğumuz için belediyenin rüşvet teklifini kabul ettik ve bana Beylikdüzü'nde bulunan Mermerciler Sanayi Sitesi'ne Fatih KELEŞ isimli şahsa gitmemi söyledi. Bir müddet sonra Uğur ve ben senet hazırladık, Uğur'un senedi teslim ettiği avukatı Oğuzhan GÜNEY (sonradan vefat etti) ile birlikte Mermerciler Sitesi'ne giderek Fatih KELEŞ'e teslim ettik. Ali GÜL herhangi bir senet imzalamadık. İmzaladığımız senetlerin toplam tutarı hatırladığım kadarıyla 7.000.000 TL civarındaydı. Akabinde belediyeye giderek işlemleri başlattım ve herhangi bir sorun çıkmadı. Belediye'nin vermiş olduğu yenilenen inşaat ruhsatında benim, Uğur'un ve Ali GÜL'ün imzaları bulunmaktaydı, ruhsat üçümüzün adına çıkmıştı. İnşaattan elde edilen gelirin toplanmış olduğu havuzdaki para ile senette imzası bulunan ben ve Uğur tarafından ödenen senetleri teslim almak için yine benle birlikte Oğuzhan GÜNEY ile Fatih KELEŞ'in Mermerciler Sitesi'ndeki ofisine gittik. İki farklı zamanda hatırladığım kadarıyla 1.000.000 TL'ye yakın parayı bizzat ben elden Fatih KELEŞ'e teslim ettim. Senetlerin bir kısmını ödeyemediğimiz için Beylikdüzü Belediyesi tarafından inşaata zabıtalar 4-5 kere geldi. Her geldiklerinde inşaatı durdurup mahalden ayrıldılar. Sonrasında Mehmet Murat ÇALIK'ın yanına ben ve Ali GÜL gittik. Senetleri ödeyemeyeceğimizi söyledik. ÇALIK, bize ödenmeyen kısım için daire verebileceğimizi söyledi ve anlaştık. Toplam 13 daireyi ÇALIK'ın yönlendirmesi ile benim gençliğimden beri tanıdığım ASOY İnşaat'ın sahibi olan Adem SOYTEKİN'e bila bedel devrettik. Karşılığında ödeyemediğimiz senetleri Fatih KELEŞ'ten bizzat ben teslim aldım. Uğur ile aramızdaki ilk baştaki sözleşmeyi yaptığımızda arsa üzerinde banka ipoteği vardı. Her ne kadar daireleri Asoy'a devretsek de dairelerin üzerinde bu nedenle ipotek mevcuttu. Sonrasında bu dairelerin bir kısmının ipoteğini projenin ortak hasılat havuzundan ödeyerek kaldırdık. Kalan ipotekli kısım için Adem SOYTEKİN, ÇALIK ile görüşerek ipoteğin kaldırılması için baskı yapmaya ve yine inşaatı durdurma konusunda tehdit etmeye başladı. Ancak ipoteği kaldıramadık. Bunun üzerine toplamda ipoteği kaldıramadığımız 4 dairenin tamamını Asoy'dan tekrar ben ve Ali GÜL hissemiz oranında şirketlerimiz olan Gül İnşaat ve Gül Kentsel İnşaat isimli firmalarımızın üzerine aldık. Geri aldığımız ipotekli dairelerin bedelini Adem SOYTEKİN'e elden ben ve Ali GÜL verdik. Bu durum Uğur GÜNGÖR'e söylemiştik.
Daha öncesinde 575 bağımsız bölüm varken sonrasında 637 bağımsız bölüm oldu. A blokların altında yer alan toplamda 22 yer ise konut vasfından dükkan vasfına çevrildi.
ASOY'dan geri devralmış olduğum dairelerin bedellerini tapuda elden ben ve Ali GÜL ödedik. O dönem benim hisseme karşılık gelen paranın 1.200.000 TL karşılığıydı. Parayı ASOY İnşaat sahibi Adem SOYTEKİN'e verdim. Ali GÜL'ün kendi hissesine düşen kısmı ne şekilde verdiğini bilmiyorum. Adem SOYTEKİN yalan söylemektedir. Ben kendisine (geri devralınan) 4 dairenin karşılığını verdim. Beylikdüzü Belediyesi ile birlikte hareket ettiğim iddiası doğru değildir. Ben belediyeye rüşvet verdiğim için pişmanım. Gerçekleşen bu rüşvet çarkı dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU tarafından bizzat yönetilmekteydi. Onun bilgisi dahilinde Mehmet Murat ÇALIK bu süreçleri yönetiyordu. Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN gerçekleşen rüşvet konularındaki parayı teslim alma ya da karşılığında inşaat devri yapılması konularında süreci takip eden kişilerdi. Olay nedeniyle pişmanım.'' şeklinde olduğu,

Şüpheli Ali GÜL hakkında yakalama kararı bulunduğundan ifadesinin alınamadığı,

Tanık Velittin KÜÇÜK'ün alınan beyanında özetle, ''Uğur GÜNGÖR, Zafer GÜL, Ali GÜL, Mehmet Murat ÇALIK, Ekrem İMAMOĞLU isimli şahısları tanırım. Ben 1994-2009 yılları arası Gürpınar Belde Belediye Başkanlığı görevimi ifa etmiştim. Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN isimli şahısları tanımam. Ancak Fatih KELEŞ'i gıyabında duymuşluğum vardır. Uğur GÜNGÖR ve Gül İnşaat arasındaki yapılan sözleşme uyarınca hasılat paylaşımına konu edilen arsa Uğur GÜNGÖR'den önce 4 çocuğumun adına kayıtlıydı. Bu arsa üzerinde Uğur GÜNGÖR'ün şirketi olan Muscan İnşaat ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştı. Çıkartılan ruhsat Zafer GÜL'ün beyanında belirttiği gibi şirketim olan Beylikkent adına değildir. Hatırladığım kadarıyla Uğur GÜNGÖR'ün şirketi olan Muscan İnşaat adına kayıtlıydı. O dönem Uğur GÜNGÖR ile yapmış olduğumuz sözleşme kapsamında Uğur'un maddi açıdan sıkıntıya girmesinden ötürü inşaatı yapamamıştı. Aramızdaki anlaşma ile söz konusu 30 dönüme yakın olan arsayı Uğur GÜNGÖR'e satmıştım. Bu satış bedelini kendisinin daha önceki sözleşme uyarınca ödemesi gereken edimi, nakit para ve yine orada yapılacak olan inşaattan 9 daire ve 1 dükkan vermesi koşuluyla anlaşmıştık. Sonrasında Uğur GÜNGÖR ile Zafer GÜL ve Ali GÜL arasında hasılat paylaşımı sözleşmesi imzalanmış ve belediyeye inşaatın yapılması için başvuruda bulunulmuş. Zafer GÜL'ün beyanında bahsetmiş olduğu gibi yeni bir ruhsat alımına ihtiyaç bulunmamaktaydı. Mevcutta var olan ruhsat inşaat yapımı için yeterliydi ancak yapılacak olan inşaatta bir takım dairelerin vasfının konut sıfatından iş yeri vasfına çevrilmesi amacıyla ruhsat yenilemesi için belediyeye başvuruda bulundular. Belediyeye yapılan bu başvuru yapıldığı dönemde yine Zafer GÜL'ün beyanında bahsettiği gibi inşaata henüz başlanmamış bir aşamada değildi. Daha öncesinde çıkartılmış olan inşaat ruhsatı kapsamında söz konusu inşaat başlamıştı. Sonrasında yenileme için başvuruda bulunuldu.
Uğur GÜNGÖR ile Gül İnşaat arasında gerçekleşen hasılat paylaşımı sözleşmesine benim aracılık ettiğim doğudur. Arazinin eski sahibiydim, araziyle alakalı tanıdığım iki ayrı şahsı ticaret yapmaları için bir araya getirdim ve bu şekilde anlaştılar. Sonraki süreçte ise Zafer GÜL beni arayarak Beylikdüzü Belediyesi'ne birlikte gitmek istediğini söyledi. Ancak bana daha öncesinde belediye ile görüştüğünü ve belediyenin kendilerinden herhangi bir maddi talepte bulunduğuna dair bir şey söylememişti. Ben ve Zafer GÜL birlikte Beylikdüzü Belediyesi'nin ek hizmet birimi olarak faaliyet gösteren ADM İş Merkezi'nin 4. katına gittik. Aradan uzun zaman geçtiği için yılını tam olarak hatırlayamıyorum. Bu ADM İş Merkezi Beylikdüzü Belediyesi'nin ek hizmet birimi olur, imar konusundaki birimlerin bulunduğu yerdi, dönemin belediye başkanı Ekrem İMAMOĞLU ve belediye başkan yardımcısı Mehmet Murat ÇALIK'ın karşılıklı olan makam odaları bulunmaktaydı. Zafer ile birlikte Mehmet Murat ÇALIK'ın makam odasında görüştük. Zafer, inşaatın ruhsat yenileme talebine ilişkin yaptığı başvuruyu söyledi. ÇALIK ise "bu sıralar piyasa biraz kötü, belediyenin bazı ihtiyaçları var, talebinizi Ekrem başkan ile görüşeyim" dedi. Konuşmanın devamında ÇALIK Beylikdüzü Belediyesi'nin ihtiyacı kapsamında nakit para istedi. Ancak Zafer GÜL piyasa sıkışıklığından dolayı yapılacak olan siteden daire verebileceklerini söyledi. ÇALIK 6 daire istemişti, Zafer GÜL ise 4 daire teklif etmişti. Akabinde Zafer GÜL'ün ortağı olan Uğur GÜNGÖR ile bu konuyu konuşacağını söyleyerek oradan ayrıldık. Ben belediyeye giderken bu rüşvet konusunun olabileceğini bilmeden gitmiştim. ÇALIK'ı daha önceden tanıdığım için Zafer GÜL'e başvurusunu belediyenin hızlandırması amacıyla yardımcı olmak için gittim. Ancak konu başka yerlere evrildi. Ben sonrasında neyi ne şekilde yapıldığını, ancak belediyeye toplam 13 daire verildi diye duydum. Bunu hem Zafer GÜL'den hem de Uğur GÜNGÖR'den dolayı biliyorum.
Benim sonraki süreçlere ilişkin herhangi bir bilgim yoktur. Ancak rüşvet olayına bizzat şahit olmuştum. Yine aynı şekilde Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı ve Mehmet Murat ÇALIK'ın Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcılığını yaptığı süreçte bu şekilde rüşvet çarkı olduğunu duyuyordum. Gerçekleşen bu olaydaki rüşvet eyleminin dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU'ndan habersiz olması mümkün değildir. Nitekim yukarıda belirttiğim gibi gerçekleşen görüşmede ÇALIK, yapılan pazarlığı başkan ile görüşerek netleştireceğini söylemişti. Belediyenin vatandaşlardan talep edilen rüşvet parasını Fatih KELEŞ üzerinden temin ettiğini bir çok kez duydum. Beylikdüzü bölgesinde belediye ile iş yapan bir çok kişi bunu bilir. Söyleyeceklerim bundan ibarettir.'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Fatih KELEŞ'in emniyet ifadesinde olayda adı geçen iş adamlarını tanımadığını belirttiği, Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde ise; " Benim belediyede herhangi bir aktif görevim yoktur. İstanbul Büyükşehir Spor Kulübü üyesiyim. 2014-2024 tarihleri arasında Mart ayı sonuna kadar İBB meclis üyesiydim. Ekrem İMAMOĞLU ile 2009 yılından beri tanışırız, kendisiyle hemşehriyiz, Ekrem Başkan aynı zamanda inşaat işleri yapar. Bizim mermer fabrikamız var, bu fabrika şuanda benim. 1990 yılından beri Simaş Mermer, Dörter Mermer firmalarında hem çalıştım hem ticaret yaptım aynı zamanda ortaklık yaptım. Dörter firması da kayınpederimin firmasıdır. Onun vefatından sonra firmayı da devir aldım. Halen daha aktif yaklaşık 40 yıllık çalışan bir firmadır. Şunu özellikle belirtmek isterim ki İBB'nin iştiraki olan Spor AŞ. İle İBB Spor Kulübü arasında herhangi bir ilişki yoktur. Benim de Spor A.Ş.'de herhangi bir yetkim yoktur. Spor A.Ş.'de yapılan ihalelere karşı herhangi bir dahilim veya herhangi birisini yönlendirmem bugüne kadar da olmamıştır. Ben Zafer GÜL isimli şahsı tanımam. Zafer GÜL ile irtibatım yada herhangi bir ilişkim olmamıştır. Bu şahıstan herhangi bir para da almadım. Ortak HTS olarak belirtilen hususların nasıl gerçekleştiğine ilişkin bir bilgim yoktur. Dosya içerisinde de HTS kayıtlarını tam göremedim. Ama belirtilen adreste bulunduğumu hatırlamıyorum. Benim Adem SOYTEKİN ile ilgili herhangi bir ticari ilişkim yoktur. Bana sormuş olduğunuz MASAK raporlarında tespit edilen ticari faaliyetler için ben herhangi bir mal alışverişi yapmadım. Ben oradaki soruyu ticari ortaklık olarak anladım. Ama bir tüketici olarak alışverişimiz olmuş olabilir. MASAK raporlarında gözüken bu durum bu ilişkiden ibarettir.
(...) MASAK raporlarında görülen mal varlığımdaki olağan dışı artış; 1986 yılında sigortalı olarak işe başladım, 1990 yılından beri de şirket ortağı olarak ticari ve sanayi kuruluşlarına ortak oldum. Sonra hissemi devrettim, başka firmada çalıştım. İçinde bulunduğumuz sektörde resmi olmayan satışlardan da gelirler oluyordu. Hem kendim hem eşim eskiden beri varlıklı olan ailelerdik. Kayınpederimin vefatıyla da eşime yüklü miktarda gayri menkul kalmıştır (Beylikdüzü Organize sanayi bölgesinde 15 dönüm arsa, kiralık konut, işhanı vb. gibi varlıklardan kira gelirimiz vardır.) Bu sürede ticaretimiz de zaten devam etmiştir. En son 2021 yılında varlık barışıyla birlikte vergi dairesine müracaat ettim, vergimi yatırdım. Oradaki bankada olmayan birikimlerimi bankaya yatırdım. Gayrimenkul satışı yaptık, alımı yaptık bunlardan da gelirimiz oldu ve mal varlığım bu şekilde artmıştır. Savunmam bunlardan ibarettir" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Mehmet Murat ÇALIK'ın Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde; " 2014 yılında Ekrem İMAMOĞLU’nıun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde kendisinin Teknik Koordinatörü olarak görev yaptım. 2019 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildim. (...) Kollukta bana sorulmuş olan şirket ve firmaların sahiplerini tanımıyorum. Herhangi bir bağım olmamıştır. Kollukta ve sizin huzurunuzda okunan tanık beyanlarını kabul etmiyorum. Dosya kapsamında müşteki Uğur GÜNGÖR hususuna önem verilmiştir. Ancak özellikle şunu belirtmek istiyorum kiUğur GÜNGÖR'ün ifadeleri tamamen asılsız ve soyut iddialardan ibarettir. (...) Söz konusu parselin bulunduğu alan 2006 yılında GürpınarbeldeBelediyesindenruhsatı almıştır. 107,766metrekarelik iskan edilebilir inşaat alanı bulunmaktadır. O dönemRuhsatların geçerlilik süresi 5 yıl olduğundan dolayı ikinci kez Beylikdüzü belediyesinden ruhsatı yeniliyoruz. İlk yenilemeyi 2010 yılında ikinci yenilemeyi de ruhsat süresi bitmeye yakın 2015 yılındaEkrem İMAMOĞLUbaşkan iken tekrar ruhsat başvurusu yapılıyor. Bu defa iskan edilebilir inşaat alanı 106,693 metrekare olarak hesaplanıyor. Görüldüğü üzere 2015 yılında iskan edilebilir bir inşaat alanı müştekinin ifade ettiği gibi artmamış tam tersi azalmıştır. Uğur GÜNGÖR isimli şahıs 2020 yılında Büyükçekmece adliyesine suç duyurusunda bulunmuş olup suç duyurusu içeriğinde 13 daire karşılığında inşaat alanını artırdığımızı ifade etmiştir. Size ifade ettiğimiz üzere o dönem soruşturma dosyasına da ilgili evrakları sunduğumuz için müşteki devamında iddiasını değiştirmiş ve tarafınıza dosyadaki konu ile ilgili suç isnat etmektedir. Nitekim daire devirleri de görüleceği üzere müşteki ruhsat aldıktan iki yıl sonra yani 24/07/2017 tarihinde ASOY inşaata devri yapılmıştır. İfademde de belirttiğim üzere ASOY İnşaat sahibi Adem SOYTEKİN isimli şahsı tanırım ancak kendisiyle herhangi bir ticari faaliyetim yoktur. Nitekim bana sormuş olduğunuz özellikle MUSCAN İnşaatın ASOY inşaata yapmış olduğu 13 dairelik devirve bu devir neticesinde ASOY inşaatın herhangi bir devir ile ilgili malumatı bulunmamaktadır. Nitekim bana ASOY İnşaatın GÜL İnşaat ve Gül Kentsel tasarım şirketlerine devri de sorulmaktadır. Belirttiğim üzere ASOY inşaata yapılan bir devir ile bilgim olmadığı gibi bu şirkete yapılan devir ile ilgili de bilgim yoktur. Ruhsat verildikten ve inşaat başladıktan iki yıl sonra devirler olmuştur. Bu noktada bir usulsüzlük olması hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu soruların bana sorulmasına anlam veremiyorum. Bu soruların muhatabı ben değilim. Firmaların kendi aralarındaki yapmış olduğu işlemlerdir. Ali GÜL ve Zafer GÜL isimli şahıslar Gül İnşaatın sahipleridir. Fatih KELEŞ isimli kişi Beylikdüzü meclis üyesiydi aynı zamanda İBB meclis üyesiydi. Kendisi hemşehrim olur bu sebeple samimiyetimiz bulunmaktadır. Beyan ettiğim gibi bu suçlamaları reddettiğim gibi Fatih KELEŞyönünden verilen iddiaları dakabul etmiyorum. Bana sormuş olduğunuz Bakırköy Asliye Ticaret mahkemesine sunulan 24/01/2025 tarihli bilirkişi raporu hususunda şunları söylemek isterim: Bu saha ile alakalı olarak Bakırköy 4. Asliye Ticaret mahkemesinin bir yargılaması var. Gül inşaat ve Mus Can inşaat arasında mahkemeden bir yazı yazılarak belediyemizden evraklar istenmiştir. Bir hafta içerisinde mahkemenini bu talebine cevap verilmiştir nihayetindeMus Can firmasının avukatı Elif YILDIRIM tekrar başvurarak temel üstü ruhsatı evrakını yerine istemiştir. Oysa yürürlükte olan mevzuatta böle bir belge bulunmamaktadır. Yapı ruhsat belgesinin 12 eki yer alır bunlardan birisi temel üstü vizesidir. Bu evrakların tamamı mahkemeye yollanmıştır. İmar kanunu uygulama yönetmeliği bu konudaki yetkiyi ve sorumluluğu yapı denetim firmasına veriyor. Yine yapı da bulunan eksikliklerle ilgilikontrol görevini de yapı denetime veriyor. İnşaatın yapı ruhsat projesine aykırı olmasının kontrolünde yapı denetim firmasına veriyor. Yapı denetim firması tarafından belediyemize temel üstü vizesinin eksik olduğu yadayapıda eksiklik bulunduğu ya da projeye aykırılık olduğu bildirilmemiştir. Belediyemiz yapı denetim firmasının lisansı çevre şehircilik bakanlığınca iptal edildikten sonra Bakırköy 4. Ticaret Mahkemesinin 2023 tarihli bir raporunun belediyemize ulaşmasına müteakip haberdar olmuş ve 32. Ve 42. Maddeleri derhal işletmiş ve yapı tatil tutağını tutmuş yani inşaatı mühürletmiş savcılıklara ilgili evraklarla suç duyurusunda bulunulmuştur, keza kaymakamlık oluru alınarak belediye çalışanları ile ilgili soruşturma açılmış nihayetinde iddiaların gerçek dışı olduğu görülerek soruşturma izni verilmemiştir. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde: " (...) Benim Emrah BAĞDATLI, Adem SOYTEKİN, Hüseyin KÖKSAL, Fatih KELEŞ gibi şahısların malvarlığı ile ilgili artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatlarıdır. (...) Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. " şeklinde beyanlarda bulunduğu, Uğur GÜNGÖR isimli şahıs örgüt lideri olan şüpheliye sorulduğunda, ''soruyu muhatap almadığı, suçlamaları kesinlikle reddettiğini'' beyan ettiği,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın savcılık makamı tarafından Etkin Pişmanlık Hükümleri kapsamında alınan ifadesinde özetle; " Ekrem İMAMOĞLU tarafından Beylikdüzü Belediye Başkanlığı süresince başlayan öncelik hedef olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonrasında da Cumhurbaşkanlığı için gerekli sermayeyi toplamak amacıyla kurulan, Beylikdüzü'nde temelleri atılıp İstanbul'un tamamına yayılan çıkar amaçlı suç örgütünün tüm yapısını ve faaliyetleri hakkında bildiğim, gördüğüm ve dahil olduğum tüm olayları anlatarak etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum.
(...) Benim Ekrem İMAMOĞLU ile ilişkin Beylikdüzünden beri tanışırız. Babalarımız da inşaat işiyle uğraşmaktaydılar. O zamandan beri İmamoğlu İnşaat ile Asoy İnşaat olarak ticaret yaptım. Arkadaşlığımız dostluğumuz devam etmektedir. Yine Trabzonspor sponsoru olmam ve Ekrem beyin eski Trabzonspor yöneticisi olması hasebiyle ilişkilerimiz mevcuttur. Bundan mütevellit devam eden görüşmelerimiz olmuştur.
(…) 11. Mahalledeki 13 daire iddiası doğrudur. Bu dairelerden 4 tanesini Gül İNŞAAT'a şerhli olduğu için geri devrettim çünkü bu haliyle bu daireleri satamadım. Bana bunun parasını vereceklerini söylediler ancak parayı vermediler. Diğer 9 dairenin 4 tanesini mevcut yaptığımız işlerin carisine saydık, 5 tanesini Beylikdüzü'nde daha önce Park Bahçeler işlerini yapan, bölgede kuğulu park olarak bilinen isimlerini bilmediğim firmanın gösterdiği adamlara Mehmet Murat ÇALIK talimatıyla devrettim. Bu 13 daireden öncesinde mülk sahibi 15 dairede Velihiddin KÜÇÜK isimli eski Gürpınar Belediye Başkanı'na inşaattaki sorunları halletmesi amacıyla rüşvet olarak vermiş ancak bu işler hallolmayınca Mehmet Murat ÇALIK'a gelmişler. Dosya kapsamında bana daire, Fatih KELEŞ'e para verdiğini iddia eden ve bunun irtikap olduğunu söyleyen kişiler olayları çarpıtmaktadırlar. Bu şahısların verdikleri doğrudur ancak bu şahısların tamamı imara aykırı, hukuka aykırı işler yapmış, bu işlerin görmezden gelinmesi maksadıyla bu menfaatleri vermişlerdir. Bu işlerin dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU, yardımcısı Mehmet Murat ÇALIK bilgisi dahilinde yapılmıştır. Beylikdüzü'de Murat ÇALIK teknik işlerdeki konulara, Fatih KELEŞ ise İBB'de de devam ettiği nakit para alma konularında görevliydi. Ben inşaat yaptığım için 'dikkate gelmez' düşüncesiyle bu daireleri de benim üzerime aldılar. Ben bunların sadece emanetçisiydim, asıl sahibi değildim." şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.

Her ne kadar şüpheli Zafer GÜL'ün beyanında bahsetmiş olduğu, 13 adet daireden 4 adedinin tekrardan Asoy İNŞAAT'a devrinin bedeli karşılığında yapıldığı belirtilmiş ise de, devrin karşılığının ödendiğine dair herhangi bir hesap hareketi, banka dekontunun bulunmadığı, Adem SOYTEKİN'in de Etkin Pişmanlık kapsamındaki ifadesinde bahse konu 13 dairenin kendisine emanet olarak karşılığı ödenmeden verildiği, yine bu dairelerin 4'ünün Zafer GÜL ve Ali GÜL'ün sahibi olduğu şirketlere devren geri iade edilmesinde de herhangi bir bedel almadığını belirttiği, bu haliyle; daha önceden Beylikdüzü Belediyesi ile irtibatlı olan ve rüşvet eylemine dahil edilen Gül İNŞAAT ve Gül Kentsel İNŞAAT yetkilileri olan şahıslara elde edilen menfaatten pay verildiği, yine Zafer GÜL'ün ifadesinde söz konusu inşaat ile alakalı olarak daha önceden alınan ruhsatın tanık Velittin KÜÇÜK adına olduğunu beyan etmiş ise de, bu hususun gerçeği yansıtmadığı belediyeye yapılan başvurunun inşaattaki konut vasfılarının dükkan vasfına dönüştürülmesine ilişkin olduğu, neticeden dairelerin dükkan vasfına dönüştürüldüğü,


Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları ve irtibat kayıtları neticesinde,
Şüpheli şahısların birbirleri ile irtibat kayıtlarının ve ortak baz verilerinin bulunduğu ve buna dair HTS Analiz Tutanağı tanzim edilerek soruşturma dosyasına eklendiği tespit edilmiş, aşağıda süzme yöntemi ile HTS Baz verilerine yer verilmiştir.
14/01/2016 tarihi ile 20/12/2017 tarihleri arasında şüpheli Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ile şüpheli Zafer GÜL isimli şahısların arasında 21 adet irtibat kaydının bulunduğu,
01/01/2016 - 22/12/2017 tarihleri arasında şüpheli Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ve şüpheli Zafer GÜL isimli şahısların şüpheli Fatih KELEŞ isimli şahıs ile irtibat kayıtlarının bulunduğu,
01/01/2016 - 30/12/2017 tarihleri arasında şüpheli Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ve şüpheli Zafer GÜL isimli şahısların şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahıs ile irtibat kayıtlarının bulunduğu,

Şüphelerin GSM hatlarının baz verileri üzerinde 1000 metrelik alan içerisinde 10 dakikalık zaman aralığı kullanılarak elde edilen ortak baz verileri ve çakışması neticesinde,
Şüpheli Mehmet Murat ÇALIK ve Zafer GÜL'ün ortak baz verilerinden 800 adet kayıt ile en fazla ortak baz adresinin Ataturk Bulvarı Beylıkduzu Meydanı Eker Plaza (ıstbylıkdzmydn) Beylıkdüzü, İstanbul olduğu, aynı adresten ZAFER GÜL ile Mehmet Murat ÇALIK'ın 365 adet ortak baz verisinin olduğu,
Şüpheli Fatih KELEŞ ile şüpheli Zafer GÜL'ün Mevlana Mahallesı Malazgırt Caddesı Elmas Sokak No:31 Atasehır / Istanbul adresinden 30 adet ortak baz verisinin olduğu,
Şüpheli Mehmet Murat ÇALIK ve Uğur GÜNGÖR'ün İStanbul Beylıkdüzü Osb Orkıde Cd. 2 (ıstbakysyenı) Beylıkdüzü, İstanbul adresinden 6 adet ortak baz verisinin olduğu,
Şüpheli Zafer GÜL ve Uğur GÜNGÖR'ün Adnan Kahvecı Mah. Gölboyu Cad. No:4 Gürpınar/beylıkduzu/ist (ıstbeykvksn) Beylıkdüzü, İstanbul adresinden 5 adet ortak baz verisinin olduğu tespit edilmiştir.
Eyleme konu şüphelilerden Fatih KELEŞ, Mehmet Murat ÇALIK, Zafer GÜL isimli şahısların şüpheli Uğur GÜNGÖR isimli şahıs ile ve kendi aralarında ortak baz verilerinin olduğu,
Şüpheli Mehmet Murat ÇALIK ve Uğur GÜNGÖR'ün İstanbul Beylıkdüzü Osb Orkıde Cd. 2 (ıstbakysyenı) Beylıkdüzü, İstanbul adresinden 6 adet ortak baz verisinin olduğu,
Şüpheli Mehmet Murat ÇALIK ve Şüpheli Zafer GÜL arasındaki 09/03/2016 tarihli irtibat kaydında bazların aynı noktadan verdikleri,
Şüpheli Mehmet Murat ÇALIK ve Şüpheli Zafer GÜL isimli şahsın ortak irtibatı bulunan Asoy Ins. Yap Te San Tıc. Ltd. Stı. unvanlı şirket adına kayıtlı ve Adem SOYTEKİN isimli şahıs tarafından kullanılan 0533 897 66 99 numaralı GSM hattı ile her iki GSM hattı arasındaki baz verilerinin genellikle çok yakın konumlar olduğunun tespit edildiği,
Verilen HTS ve Baz Verilerinden de anlaşılacağı üzere şahısların birbirleri ile irtibatlı oldukları, şahısların ortak baz verilerinden de anlaşılacağı üzere şahısların fiziki görüşmeler de gerçekleştirdikleri tespit edilmiş, bu hususların ise Uğur GÜNGÖR isimli şahsın ifadesi ile örtüşür mahiyette olduğunun anlaşıldığı,

Suça konu 13 dairenin Asoy firmasına devrine ilişkin olarak Mali Suçlar Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından 2025/1103-6, 2025-978-8 sayılı raporda,
Dosya içerisinde yer alan MASAK raporunda Uğur GÜNGÖR isimli şahsın ifadesinde bahsettiği; dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olan şüpheli Mehmet Murat ÇALIK’ın talimatları doğrultusunda şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsa ait olan Asoy İnşaat A.Ş. firmasına devredilen İstanbul ili Beylikdüzü İlçesi Gürpınar Mahallesi 1293 Ada 12 Parselde bulunan 13 adet Mesken/dükkan nitelikli taşınmazların devirlerine ilişkin tespitlere yer verilmiş, yapılan tespitler neticesinde, Muscan İnşaat unvanlı firma adına tescilli olan 13 taşınmazın Asoy İnşaat firmasına devredildiği, devredilen taşınmazlardan 4 tanesinin şüpheliler Zafer GÜL ve Ali GÜL isimli şahıslara ait olan Gül Kentsel Tasarım İnşaat Turizm Ve Ticaret Ltd. Şti. unvanlı firmaya devredildiğine dair tespitler yapıldığı anlaşılmakla, yapılan çalışmalarda; Asoy İnşaat firması tarafından Gül Kentsel firmasına devredilen taşınmazların; 91540735, 91540788, 91540789 ve 91540744 Taşınmaz ID numaralı taşınmazlar olduğu, MASAK tespitlerinin Uğur GÜNGÖR isimli şahsın beyanları ile örtüşür mahiyette olduğu tespit edildiği,

Yapılan Tapu Devri (TAKBİS) kayıtlarının araştırılması neticesinde,
Kolluk Fezlekesinde kalem kalem olacak şekilde yer alan tabloda detaylı bilgilerine yer verilen; İstanbul ili Beylikdüzü ilçesi Gürpınar mahallesi 1293 Ada 12 Parselde bulunan 13 adet Mesken nitelikli taşınmazı şüpheli Uğur GÜNGÖR isimli şahsa ait olan MUS CAN İNŞAAT TURİZM SAN. LTD. ŞTİ. (VKN: 6240362808)'den 24/07/2017 tarihinde şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsa ait olan ASOY İNŞAAT'a devredildiği bilgisine ulaşıldığı,
Şirketin bankacılık işlem kayıtlarında yapılan araştırmalarda ise taşınmazların devralındığı söz konusu MUS CAN İnşaat şirketinin banka hesaplarına ASOY İnşaatın banka hesaplarından herhangi bir para transferi işlemi gerçekleştirilmediği bilgisine rastlanmıştır. ASOY İnşaat tarafından devralınan söz konusu taşınmazlardan 4 adedinin GÜL İNŞAAT A.Ş (VKN:4140378160)'ye 4 adedinin ise GÜL Kentsel Tasarım İnşaat Turizm Ve Ticaret Ltd. Şti. (VKN:4140624568)'ye 09/02/2018 tarihinde devredildiği bilgilerine rastlanıldığı,
Şirketin bankacılık işlem kayıtlarında yapılan araştırmada, söz konusu taşınmazların devir tarihlerinde sadece Gül İnşaat A.Ş'nin banka hesaplarından 17/09/2018 tarihinde "193 ADA 3 PARSEL ESENYURTDEVİR" işlem açıklamasıyla 200.000,00 TL para transferi geldiği bilgisine rastlanılmıştır. Başkaca herhangi bir transfer işlemine rastlanılmadığı,

Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/938 E. sayılı dosyadaki 24/01/2025 tarihli bilirkişi raporunda,
Şüpheliler Ali Gül ve Zafer GÜL'ün sahibi olduklar Gül İNŞAAT A.Ş. ve Gül Kentsel Tasarım İNŞAAT Tur. ve Tic. Ltd. Şti. isimli firmalar ile şüpheli Uğur GÜNGÖR'ün sahibi olduğu Mus Can İNŞAAT Tur. San. Ltd. Şti. isimli firmalar arasında Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2017/938 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen davada düzenlenen 24/01/2025 tarihli bilirkişi raporu düzenlendiği, bahse konu bilirkişi raporunda; "(...)Proje ile uygulama arasında bazı farklılıkların bulunduğu ve bunların projeye aykırılık yarattığı, tadilat projesi alınması suretiyle bu aykırılıkların giderilebileceği, tadilat projesi alınması ve eksikliklerin tamamlanması akabinde iskan alınabileceği,(..)" sonuç ve kanaatine varıldığının belirtildiği,

Şüpheli Zafer GÜL isimli şahsın alınan ifadesi olay kapsamında değerlendirildiğinde; Uğur GÜNGÖR isimli şahsın beyanında geçen şüpheli Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın kendilerinden rüşvet istediğine dair hususlar ile benzerlik gösterdiği, her iki ifade de Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın inşaat sahiplerinden rüşvet istediği, daha sonraki süreçte ise senet verdikleri, senetler için ise şüpheli Fatih KELEŞ isimli şahsa ödeme yapıldığı hususlarının benzerlik gösterdiği, senetleri ödeyememe neticesinde ise rüşvet olarak daire verildiği, daireleri kendilerinden Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın istediği, dairelerin Adem SOYTEKİN isimli şahsa devredildiği, dairelerden 4 tanesinin ise Adem SOYTEKİN'in sahibi olduğu Asoy İNŞAAT'tan tekrardan Gül İNŞAAT firmasına devredildiği hususlarının her iki ifade de benzer şekilde geçtiği anlaşılmakla, iddialar ile de MASAK tarafından düzenlenen raporun, tapu kayıtlarının ve kolluk kuvvetince yapılan tespitlerin örtüşürtüğü, yine şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın etkin pişmanlık beyanlarının verilen olayda ifadesi alınan Uğur GÜNGÖR ve Zafer GÜL isimli şahısların ifadeleri ve tanzim edilen MASAK Raporu ile örtüşür mahiyette olduğu, Fatih KELEŞ isimli şahsın emniyetteki beyanında ''Bahsi geçen iş adamlarını tanımıyorum.'' şeklinde beyanda bulunmuş ise de, tanımadığını beyan ettiği Adem SOYTEKİN, Uğur GÜNGÖR ve Zafer GÜL isimli şahıslar ile çok sayıda ortak HTS Baz verilerinin ve irtibat kayıtlarının olduğu tespit edilmiştir.

Eylem 1 Değerlendirme

Kendisini 'rüşvet veren' olarak ihbar eden şüpheli Uğur GÜNGÖR isimli şahsın beyanına istinaden toplanan tüm deliller ve alınan ifadeler birlikte değerlendirildiğinde; şüpheli şahıslardan örgüt lideri olan Ekrem İMAMOĞLU'nun suç tarihi döneminde Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın ise dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olduğu, şüpheli Fatih KELEŞ'in ise dönemin Beylikdüzü CHP Meclis Üyesi olduğu, Adem SOYTEKİN isimli şahsın ise Asoy İNŞAAT firması sahibi olduğu, şüpheliler Ali GÜL ve Zafer GÜL isimli şahısların Gül İNŞAAT ve Gül Kentsel İNŞAAT isimli firmaların yetkilileri, şüpheli Uğur GÜNGÖR'ün ise Mus Can İNŞAAT isimli firmanın yetkilisi olduğu, şüpheli Uğur GÜNGÖR ile Ali GÜL ve Zafer GÜL arasında Uğur GÜNGÖR'ün Beylikdüzü Beykent'te bulunan 27.000 m2 lik arsası üzerinde bir site yapılması hususunda 2015 yılında hasılat paylaşımı sözleşmesi imzalandığı, sözleşme öncesinde arsa üzerinde inşaat yapılabilmesi hususunda ruhsatın bulunduğu, ruhsat kapsamında inşaat çalışmalarının başladığı, ilerleyen süreçte yapılacak olan site projesinde konut vasfında görünen yerlerin iş yeri vasfına dönüştürülmesi kapsamında inşaat ruhsatının yenilenmesinin gerektiği ve şüpheliler Uğur GÜNGÖR, Zafer GÜL ve Ali GÜL'ün bu ruhsat yenileme işlemi için Beylikdüzü Belediyesi'ne başvuruda bulundukları, ayrıca yapılacak olan inşaatın usule aykırı şekilde 'dükkan' niteliğine dönüştürülmesinin amaçlandığı, bu usulsüz iş ve işlem için ise belediyeye başvuru sonrasında dönemin belediye başkan yardımcısı olan Mehmet Murat ÇALIK'ın taraflar ile belediyenin ek birimi olarak hizmet verdiği anlaşılan ADM İş Merkezi'nin 4.katında bulunan makam odasında görüşme yaptıkları, bahse konu odanın karşı odasında ise dönemin belediye başkanı Ekrem İMAMOĞLU'nun makam odasının bulunduğu, yapılan görüşmede Mehmet Murat ÇALIK'ın, ruhsat yenilenmesi için başvuru sahiplerinden rüşvet talep edildiği, bir kaç kez görüşülmesi sonucunda talebin kabul edildiği, ilk etapta yapılan görüşmeye tanık Velittin KÜÇÜK'ün de şahit olduğu ve o görüşmede ise Mehmet Murat ÇALIK'ın Zafer GÜL'e hitaben "bu sıralar piyasa biraz kötü, belediyenin bazı ihtiyaçları var, talebinizi Ekrem başkan ile görüşeyim" şeklinde şahıslar arasında rüşvet pazarlığı yapıldığı, son aşamada anlaşılan ve talep edilen rüşvet parasının Mehmet Murat ÇALIK'ın yönlendirmesi ile Beylikdüzü ilçe sınırları içerisinde bulunan Mermerciler Sanayi Sitesi'nde faaliyet gösteren Dörter Mermer isimli firmanın sahibi aynı zamanda da Beylikdüzü Belediyesi'nde Meclis Üyesi olan Fatih KELEŞ'e verilmesini istediği, Zafer GÜL ile birlikte Uğur GÜNGÖR'ün avukatlığı yapan (vefat eden) Oğuzhan GÜNEY ile birlikte Fatih KELEŞ'e gittikleri, nakit para yerine senetlerin verildiği, akabinde ruhsat Belediyeden sorunsuz bir şekilde alındığı, senetlerin bir kısmının karşılığının yöne Fatih KELEŞ'e elden ödemesinin yapılarak teslim alındığı, kalan senet ödemelerinin ise yapılamadığı, ödenmeyen kısımlar için ise yine Mehmet Murat ÇALIK ile yapılan pazarlıklar sonucunda yapılacak olan siteden 13 adet dairenin rüşvet parası olarak istendiği, akabinde ÇALIK'ın yönlendirmesi ile o dönem Beylikdüzü'nde faaliyet gösteren Asoy İNŞAAT sahibi Adem SOYTEKİN'e 13 adet dairenin devrinin yapıldığı, bu 13 dairenin ise 4 adedinin Asoy İNŞAAT tarafından Zafer GÜL ile Ali GÜL'ün adına kayıtlı şirketler olan Gül İNŞAAT ve Gül Kentsel İNŞAAT isimli firmalara bedelsiz bir şekilde devir iadesi yapıldığı,

Örgütte yönetici sıfatı ile yer alan şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın alınan etkin pişmanlık ifadesinde; daireleri Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın talimatı ile devrettiği, gerçekleşen iş ve işlemlerden dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın ve dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olan şüpheli Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın bilgisi dahilinde olduğu, Fatih KELEŞ isimli şüpheli şahsın ise söz konusu işlerde nakit para alma konusunda görevli olduğu, kendisinin ise daireleri üzerine alan kişi olduğu ve kendisini emanetçi olarak nitelendirdiği yönünde samimi beyanlarının olduğu,

Örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun savunmasında beyan ettiği ''Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ gibi şahısların malvarlığı ile ilgili artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatlarıdır.'' şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik matuf beyanlardan ibaret olduğu ve gerçekleşen olaylar dikkate alındığında savunmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, şöyle ki; Şüpheli Zafer GÜL'ün ifadesinin son kısmında ''İddialarla ilgili olarak Büyükçekmece CBS'de verdiğim ilk savunmamda bu olayları anlatmamıştım. İnşaatın yarım kalmaması ve mühürlenmemesi için Belediyecilerin zoruyla o şekilde bir ifade vermek zorunda bırakılmıştım.'' şeklindeki cümlesi nazara alındığında, adli mercilerde vatandaşların yaşanan olaylardaki gerçekleri anlatmaktan çekindikleri, Belediye görevlileri olan şüphelileri kendilerine tehdit olarak gördükleri, izahı yapılan eylemde örgüt liderinin her ne kadar rüşvet veren şahıslardan doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da, rüşveti veren şüpheliler Zafer GÜL ve Uğur GÜNGÖR ile tanıklar Velittin KÜÇÜK ve Davut AKAY'ın alınan ifadeleri ve örgütte yönetici sıfatı ile yer alan şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın alınan 'Etkin Pişmanlık' ifadesinde, yapılan usulsüz iş ve işlemlerin dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın bilgisi ve kurmuş olduğu ''sistem'' dahilinde yapıldığının beyan edildiği, örgüte liderlik eden şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın gerçekleşen rüşvet eylemlerinden bilgisinin bulunduğu, kendisinin onayı dahilinde usulsüz iş ve işlemlere izinlerin verildiği, olayda tanık Velittin KÜÇÜK'ün ifadesinde geçen ÇALIK'ın Zafer GÜL'e hitaben söylediği "bu sıralar piyasa biraz kötü, belediyenin bazı ihtiyaçları var, talebinizi Ekrem başkan ile görüşeyim" şeklindeki sözünden de süreci arka planda yöneten pazarlığını yapan kişinin Ekrem İMAMOĞLU olduğunun anlaşıldığı; örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı yaptığı (2009-2013) dönemde şüpheli Fatih KELEŞ'in de CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu'nda İş Dünyası ve STK sorumlusu olarak görev aldığı, yine Adem SOYTEKİN ile de geçmişten gelen ailevi ve ticari ilişkinin olduğu, buradan gelen bağlantı ve hiyerarşi sayesinde rüşvetin elden teslim edildiği/rüşvete aracılık eden şüpheli Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN ile örgütlideri Ekrem İMAMOĞLU'nun talimat ve bilgisi ile o dönemlerde ''sisteme'' elde edilen gelirin sokulmaya başlandığı, rüşvet verenleri Adem SOYETKİN ve Fatih KELEŞ'e yönlendiren kişinin örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun belediye başkan yardımcılığı yapan Mehmet Murat ÇALIK olduğu, örgüt liderinin bilgisi ve kontrolünde şahıslar ile birebir teması kuran kişiler oldukları, yine devam eden eylemlerde de ''sistemin'' benzer şekilde işlemesi ve eylemlerin yoğunluğu dikkate alındığında örgüt liderinin doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da kurmuş olduğu ''sistemi'' bizzat yöneten kişi olduğu,

Tıpkı örgüt lideri gibi suçtan kurtulmaya yönelik beyanda bulunan şüpheli Fatih KELEŞ'e, Uğur GÜNGÖR isimli şahsın ifadesindeki hususlar ve kişiler sorulduğunda, adı geçen iş adamlarını tanımadığını beyan etmiş ise de, rüşvet veren ya da aracılık eden şüpheli şahıslar ile ortak baz ve HTS verilerinin olduğu, çok sayıda irtibat ve arama kayıtlarının da tespit edildiği,

Tıpkı örgüt lideri gibi suçtan kurtulmaya yönelik beyanda bulunan şüpheli Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsa Uğur GÜNGÖR isimli şahsın beyanları sorulduğunda ise; ilk etapta şahsın isminin belirtilmemiş olduğundan dolayı cevap vermekten imtina ettiği, Uğur GÜNGÖR isimli şahsın beyanları ikinci defa sorulduğunda ise; iddiaların asılsız ve soyut olduğunu, Uğur GÜNGÖR isimli şahıs ile belirtilen daireler için görüşmesinin olmadığını, firmalar arasındaki ticari ilişkileri bilmediğini, kimseyi yönlendirmediğini beyan etmiş olsa da; söz konusu HTS verilerinde Uğur GÜNGÖR, Zafer GÜL ve Adem SOYTEKİN isimli şahıs ile görüşmelerinin ve bazlarının olduğu,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında şüpheliler Ali GÜL, Zafer GÜL ve Uğur GÜNGÖR'ün rüşvet verdikleri, rüşvete aracılık eden şüpheli şahısların; atılı suçlamaları ikrar edip yönetici sıfatı ile yer aldığı örgütün faaliyetlerini anlatan şüpheli Adem SOYTEKİN olduğu, diğer aracılık eden şüpheli şahsın ise atılı suçlamaları reddeden Fatih KELEŞ olduğu, rüşveti alan şahısların ise yine atılı suçlamaları reddeden şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK oldukları, her ne kadar şüphelilerin atılı suçlamaları reddetmiş olsalar da, alınan beyanlar, tanık ifadeleri, etkin pişmanlık ifadeleri, kendilerini de ihbar eden şüpheli ifadeleri, MASAK raporları, banka dekontları, tapu TAKBİS kayıtları, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheliler Uğur GÜNGÖR, Zafer GÜL ve Ali GÜL'ün atılı rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 37/1, 53/1, 63/1, 43/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK'ın rüşvet alma suçundan TCK 252/2, 37/1, 63/1, 58/9, 53/1, 43/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 37/1, 63/1, 53/1, 43/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt yöneticilerinden şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Uğur Güngör'ün suça konu eylemi resmi makamlara kendisinin ihbar etmesinden ötürü hakkında Etkin Pişmanlık Hükümleri kapsamında TCK 254/2 maddesinin uygulanması,
Suça konu teşkil eden (13 adet) taşınmaz hakkında TCK 54/1 maddesi uyarınca müsaderesine,
Örgüt üyesi olan şüpheli Mehmet Murat ÇALIK hakkında TCK 220/2-4, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.

EYLEM 2 - ''Metin Gül İsimli Şahsın Beylikdüzü'nde Yapmış Olduğu Kubist İnşaat Projesinde İskân Alabilmek İçin Rüşvet Olarak Para ve 3 Adet Daire Devretmesi Konusu''

Şüpheliler : 1) Ekrem İMAMOĞLU (TC: 19943715964)
2) Mehmet Murat ÇALIK(TC: 34595240664)
3) Fatih KELEŞ(TC: 24728576944)
4) Adem SOYTEKİN (TC: 19847722594)
5) Metin GÜL (TC: 37543434160)

Suç : Rüşvet

Eylemin Delilleri: Şüpheli İfadeleri
Etkin Pişmanlık İfadesi
HTS – Baz Analiz Verileri
Taşınmaz Kayıtları

Suç Tarihi : 2014 - 2016 yılları

Şüpheli Metin GÜL'ün Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde; ''…KUBİST isimli projeyi biz arsa sahibi Aydın ÇEBİ'den kat karşılığı sözleşme imzalamak suretiyle aldık. Bu işi aldığımızda burası Gürpınar Belediye sınırları içerisindeydi. Gürpınar Belediyesi lağvolunca Beylikdüzü Belediyesi sınırları içerisinde kaldı. Biz bu inşaatı Yusuf UZUN Belediye Başkanı olduğu zaman içerisinde tamamladık ancak bir türlü iskan alamadık. Ekrem İMAMOĞLU Beylikdüzü Belediye Başkanı olduktan sonra birkaç kere iskan almak için görüştük. Gerçek olmayan gerekçelerle bize iskan veremeyeceklerini söylediler (...) 2014 yılının sonlarına doğru Adem SOYTEKİN bana gelerek ''Ben bu işi hallederim. İskanı alır masaya koyarım ama bedeli var.'' dedi. O dönemin parasıyla 5 milyon TL istedi. Ben 5 milyonun çok olduğunu söyledim, kendisi yanımızdan ayrıldı. İki gün sonra Fatih KELEŞ ile beraber yanımıza geldiler. Sonunda pazarlıkla 3 milyon TL'ye anlaştık. Bu 3 milyonu, bir daire ve hatırladığım kadarıyla 2,5 milyon TL para olarak aldılar. O dönem Adem SOYTEKİN inşaata iş de yaptığı için iki daire de iş karşılığı benden daire almıştı. Sonuç olarak biri iskan karşılığı ikisi iş karşılığı toplamda 3 daire aldı. Hem parayı hem de daireleri iskanı getirdikten sonra kendilerine verdim. Tapuyu Adem SOYTEKİN ASOY İnşaat üzerine aldı, parayı ise Fatih KELEŞ elden aldı. Bu iskan için ben defaten Murat ÇALIK ile de görüşme gerçekleştirmiştim ancak iskan konusunda bize yardımcı olmadı. Adem ve Fatih ise bu menfaatleri elde ederken yukarıdan geldiklerini birçok defa ima ettiler…" şeklinde beyanlarda bulunduğu olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında,


Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın savcılık makamı tarafından Etkin Pişmanlık Hükümleri kapsamında alınan ifadesinde özetle; " Ekrem İMAMOĞLU tarafından Beylikdüzü Belediye Başkanlığı süresince başlayan öncelik hedef olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonrasında da Cumhurbaşkanlığı için gerekli sermayeyi toplamak amacıyla kurulan, Beylikdüzü'nde temelleri atılıp İstanbul'un tamamına yayılan çıkar amaçlı suç örgütünün tüm yapısını ve faaliyetleri hakkında bildiğim, gördüğüm ve dahil olduğum tüm olayları anlatarak etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum.
(...) Benim Ekrem İMAMOĞLU ile ilişkin Beylikdüzü'nden beri tanışırız. Babalarımız da inşaat işiyle uğraşmaktaydılar. O zamandan beri İmamoğlu İnşaat ile Asoy İnşaat olarak ticaret yaptım. Arkadaşlığımız dostluğumuz devam etmektedir. Yine Trabzonspor sponsoru olmam ve Ekrem beyin eski Trabzonspor yöneticisi olması hasebiyle ilişkilerimiz mevcuttur. Bundan mütevellit devam eden görüşmelerimiz olmuştur." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın Etkin Pişmanlık Hükümlerinden faydalanarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinin devamında; ''(...) (Metin GÜL) bana Ekrem İMAMOĞLU ile görüştüğünü, kendisini Fatih KELEŞ'e yönlendirdiğini, Fatih KELEŞ'i tanıyıp tanımadığımı sordu. Ben de tanıdığımı söyledim ve Fatih KELEŞ'i aradım, kendisi birkaç saat sonra Kale Kent'in satış ofisine geldi. Metin GÜL ve Fatih KELEŞ ayrı bir odaya geçerek özel bir görüşme yaptılar. Bu görüşmeden sonrasında ben Fatih KELEŞ'i uğurlarken bana ''Bu adamın derdi çok, benim çözebileceğimden fazla derdi var'' dedi ve ayrıldı. Sonrasında bu büyük dertlerin tamamının çözüldüğünü öğrendim. Metin GÜL'ün büyük dertleri Kubist, Kale Kent ve Bey City projelerindeki usulsüzlüklerin hukuka uygun hale getirilmesiymiş. Bu projelerden Kubist projesinin yüksek bloğun özellikle kayıtlara geçmesini isterim ki bu binanın statik sisteminde güçlendirme gerekliliği vardı, beton kaliteleri projeye uygun değildi ve binanın arka girişinden kolon kaldırılarak girişin genişletildiği ve sonrasında güçlendirme yapılacak alana güçlendirme yapılmadığını bilmekteyim. Bu nedenle mesleki sorumluluğum gereği bu binanın olası bir İstanbul Depreminde yerle bir olacağını, bu beyanımın ihbar kabul edilerek detaylı incelemelerin yapılarak söz konusu tespitlerin yapılması ve insanların hayatlarına mal olmaması gerekliliğini bildirmek isterim. Ben tutuklu bulunduğum süre içerisinde meydana gelen depremde de bu projede büyük çatlaklar oluştuğunu duydum. Ancak Metin GÜL, Fatih KELEŞ'e ne karşılığında bunları çözdürdüğünü bilmemekteyim. Fatih KELEŞ bu tarz işlerde yaptıklarının detayını benimle paylaşmazdı. Kendisi Ekrem İMAMOĞLU dışında hiç kimseyle bu konuları paylaşmazdı. Kimden ne alındığını ne kadar alındığını sadece Ekrem İMAMOĞLU ve Fatih KELEŞ bilmektedir. Metin GÜL'ün ifadesinde bana bir tane daire verdiğini beyan etmesi üzerine savunma yapmam gerekirse bana Metin GÜL bir tane değil birden fazla daire vermiştir ama bu daireler tamamen aramızdaki ticari ilişkiden kaynaklıdır(...)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Adem SOYTEKİN'in ifadesinde belirttiği riskli bina olarak nitelendirilen yapı ile alakalı olarak vatandaşın can ve mal güvenliği açısından gerekli inceleme ve tespitlerin yapılası amacıyla ilgili idari kurumlara müzekkere yazıldığı,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde: " (...) Benim Adem SOYTEKİN, Fatih KELEŞ gibi şahısların malvarlığı ile ilgili artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatlarıdır. (...) Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. " şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Mehmet Murat ÇALIK'ın Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde; " 2014 yılında Ekrem İMAMOĞLU’nıun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde kendisinin Teknik Koordinatörü olarak görev yaptım. 2019 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildim. (...) Kollukta bana sorulmuş olan şirket ve firmaların sahiplerini tanımıyorum. Herhangi bir bağım olmamıştır. Kollukta ve sizin huzurunuzda okunan tanık beyanlarını kabul etmiyorum. Fatih KELEŞ isimli kişi Beylikdüzü meclis üyesiydi aynı zamanda İBB meclis üyesiydi. Kendisi hemşehrim olur bu sebeple samimiyetimiz bulunmaktadır. Beyan ettiğim gibi bu suçlamaları reddettiğim gibi Fatih KELEŞyönünden verilen iddiaları dakabul etmiyorum. (...) Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Fatih KELEŞ'in Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; " Benim belediyede herhangi bir aktif görevim yoktur. İstanbul Büyükşehir Spor Kulübü üyesiyim. 2014-2024 tarihleri arasında Mart ayı sonuna kadar İBB meclis üyesiydim. Ekrem İMAMOĞLU ile 2009 yılından beri tanışırız, kendisiyle hemşehriyiz, Ekrem Başkan aynı zamanda inşaat işleri yapar. Bizim mermer fabrikamız var, bu fabrika şuanda benim. 1990 yılından beri Simaş Mermer, Dörter Mermer firmalarında hem çalıştım hem ticaret yaptım aynı zamanda ortaklık yaptım. Dörter firması da kayınpederimin firmasıdır. Onun vefatından sonra firmayı da devir aldım. Halen daha aktif yaklaşık 40 yıllık çalışan bir firmadır. (...) Bu şahıstan herhangi bir para almadım. Ortak HTS olarak belirtilen hususların nasıl gerçekleştiğine ilişkin bir bilgim yoktur. Dosya içerisinde de HTS kayıtlarını tam göremedim. Ama belirtilen adreste bulunduğumu hatırlamıyorum. Benim Adem SOYTEKİN ile ilgili herhangi bir ticari ilişkim yoktur. (...) Suçlamaları kabul etmiyorum." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları ve irtibat kayıtları neticesinde,
Şüpheli Metin GÜL'ün 23.09.2016 tarihinde; 11:21 sıralarında "Cumhurıyet Mahallesı Ataturk Bulvarı Beylıkduzu Spor Kulubu Tesıslerı Beylıkduzu/İstanbul" sayılı adreste baz verisinin bulunduğu, aynı gün aynı saatte Adem SOYTEKİN isimli şahsın "Ataturk Bulvarı Beylıkduzu Spor Klubu Sosyal T Cumhurıyet Mah. Beylıkduzu, İstanbul" sayılı adreste baz verisinin bulunduğu, her iki baz verisinin arasındaki mesafenin 86 metre olduğu, aynı gün saat: 11:22 sıralarında Fatih KELEŞ isimli şahsın "Ataturk Bulvarı Beylıkduzu Meydanı Eker Plaza Beylıkduzu, İstanbul" sayılı adreste bulunduğu, bu esnada da Metin GÜL isimli şahsın baz adresinin "Cumhurıyet Mah. Cumhurıyet Cad. Sarıssa Otel Uzerı, İstanbul" sayılı adres olduğu, Fatih KELEŞ ve Metin GÜL isimli şahısların aralarındaki baz mesafesinin 35 metre olduğu,

Şüphelerin GSM hatlarının baz verileri üzerinde 300 metrelik alan içerisinde 10 dakikalık zaman aralığı kullanılarak elde edilen ortak baz verileri ve çakışması neticesinde,
Metin GÜL'ün 30.12.2016 tarihi saat: 10:51 sıralarında "Beylıkduzu Real Shoppıng Mall, İstanbul" sayılı adreste baz verisinin bulunduğu, aynı gün aynı saatte Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN isimli şahısların "1. Cadde Trafo Bınası Beylıkduzu Beykoop Mahallesı Esenyurt, İstanbul" sayılı adreste baz verilerinin bulunduğu,

Şüpheli Metin GÜL'ün,
Şüpheli Adem SOYTEKİN ile 100 farklı tarihte ortak baz verilerinin bulunduğu,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun kullanımında olan 0532 721 03 25 numaralı GSM hattı ile 206 farklı tarihte ortak baz verilerinin bulunduğu, 0533 311 80 36 numaralı GSM hattı ile 146 farklı tarihte ortak baz verilerinin bulunduğu,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile 25.02.2014 tarihi ile 2812.2017 tarihleri arasında 32 defa irtibat kayıtlarının bulunduğu,
Şüpheli Fatih KELEŞ ile 03.03.2014 tarihinde 1 defa irtibat kaydının olduğu,
Şüpheli Adem SOYTEKİN ile 03.02.2017 tarihi ile 01.05.2017 tarihleri arasında 2 defa irtibat kaydının bulunduğu,
Metin GÜL'ün, 12.03.2014 tarihi ile 29.12.2016 tarihleri arasında Fatih KELEŞ isimli şahısla toplamda 14 adet ortak baz verilerinin olduğu,

Suça Konu Taşınmaza yönelik yapılan çalışmalarda,
Müşteki şüpheli Metin GÜL isimli şahsın Savcılık Makamınca alınan ifadesinde beyan ettiği KUBİST isimli inşaat projesinin konumu ve adresi ile alakalı yapılan açık kaynak çalışmalarında; Google arama motorunun Maps uygulaması üzerinden sorgulandığında; söz konusu adresin Adnan Kahveci Mahallesi Avrupa Caddesi No: 108 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adreste olduğu, Adnan Kahveci Mahallesi Avrupa Caddesi No: 108 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adresin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgu Uygulamasında yapılan sorgulamalarda; 647 ada 5 parselde bulunduğu, Taşınmaz Yerinden Sorgu Modülünden yapılan sorgulamalarda; söz konusu KUBİST isimli inşaat projesinin İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Gürpınar Mahallesi, Yirmibir Katlı Betonarme Bina ve Arsası nitelikli, F21D23D38 pafta, 647 ada, 5 parselde bulunan taşınmaz olduğu, bahse konu taşınmazın bağımsız bölümleri sorgulandığında; söz konusu taşınmazın 257, 358 ve 407 numaralı bağımsız bölümlerin Adem SOYTEKİN isimli şahıs adına devredilmiş ancak aktif olarak Adem SOYTEKİN isimli şahsın adına kayıtlı olmadığı,

- KUBİST isimli projede bulunan 257 numaralı bağımsız bölümün 09/09/2016 tarihinde Gül İnşaat Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi unvanlı firmadan Adem SOYTEKİN isimli şahsa devredildiği, 28/11/2016 tarihinde ise Adem SOYTEKİN isimli şahıstan Umut VURAL (TC: 46696155136) isimli şahsa devredildiği,

- KUBİST isimli projede bulunan 358 numaralı bağımsız bölümün 09/09/2016 tarihinde Gül İnşaat Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi unvanlı firmadan Adem SOYTEKİN isimli şahsa devredildiği, 25/05/2017 tarihinde ise Adem SOYTEKİN isimli şahıstan Majıd TAVANGARAN (YKN: 99936758512) isimli şahsa devredildiği,

- KUBİST isimli projede bulunan 407 numaralı bağımsız bölümün 09/09/2016 tarihinde Gül İnşaat Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi unvanlı firmadan Adem SOYTEKİN isimli şahsa devredildiği, 10/08/2017 tarihinde ise Adem SOYTEKİN isimli şahıstan Funda KURTULUŞ (TC: 35662714958) isimli şahsa devredildiği tespit edilmiştir.

Eylem 2 Değerlendirme

Şüpheli Metin GÜL isimli şahsın alınan ifadesinde; hali hazırda Beylikdüzü ilçe sınırları içerisinde bulunan KUBİST isimli inşaat projesine Gürpınar Belediyesi zamanında başladıklarını, Gürpınar Belediyesi, Beylikdüzü Belediyesi sınırları içerisine girdikten sonra inşaatı tamamladıklarını, soruşturma dosyası kapsamında şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın Beylikdüzü Belediye Başkanı olması üzerine görüştüklerini ancak yapmış olduğu projeye iskan alamadığını, yine soruşturma dosyası kapsamında şüpheli konumunda bulunan Adem SOYTEKİN isimli şahsın kendisine "Ben bu işi hallederim. İskanı alır masaya koyarım ama bedeli var." şeklinde söylemde bulunarak ve 5.000.000,00 TL talep ederek alenen rüşvete aracılık etmek suretiyle haksız maddi menfaat temin elde etmeye çalıştığı, Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ isimli şahısların Metin GÜL isimli şahısla rüşvet pazarlığı yaparak 2.500.000,00 TL ve 1 adet daire aldığı, parayı elden Fatih KELEŞ isimli şahsa verdiği, projede iş yapmış olması dolayısıyla 2 adet daire ve rüşvet olarak 1 daireyi Adem SOYTEKİN isimli şahsın Asoy İNŞAAT Anonim Şirketi unvanlı firmasının üzerine devrettiği, Metin GÜL isimli şahsın daha öncesinde dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcı olan Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ile iskan konusunda görüştüğünü ancak şahsın kendisine yardımcı olmadığı, Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ isimli şahısların Metin GÜL isimli şahsa bu menfaatleri elde ederken yukarıdan yani dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı ve yardımcısından geldiklerini birçok defa ima ettikleri,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın alınan ifadesinde; Metin GÜL isimli şahsın kendisine Ekrem İMAMOĞLU ile görüştüğünü, kendisini Fatih KELEŞ isimli şahsa yönlendirdiğini, Fatih KELEŞ isimli şahsı tanıyıp tanıyamadığını sorduğunu, tanıdığını söylediğini ve şahsı aradığını, daha sonra Fatih KELEŞ isimli şahsın Kale Kent’in satış ofisine geldiğini, burada Metin GÜL isimli şahıs ile görüştüğünü, görüşme bittikten sonra Fatih KELEŞ isimli şahsın Adem SOYTEKİN isimli şahsa "Bu adamın derdi çok, benim çözebileceğimden fazla derdi var" dediğini ve oradan ayrıldığını, Adem SOYTEKİN isimli şahsın bu söylemi daha sonradan öğrendiğine göre Kubist projesindeki usulsüzlüklerin hukuka uygun hale getirilmesi olduğunu, bu Kubist projesinin statik sisteminde güçlendirme gerekliliğinin olduğunu, beton kalitelerinin projeye uygun olmadığını, olası bir İstanbul depreminde yerle bir olacağını, Metin GÜL isimli şahsın Fatih KELEŞ isimli şahsa ne karşılığında bu sorunları çözdürdüğünü bilmediği,

Şüpheli Metin GÜL'ün iskan konusu ile alakalı Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile görüştüğünde kendisini Fatih KELEŞ isimli şüpheli şahsa yönlendirdiği, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ile görüştüğü ancak Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın iskan konusunda yardımcı olmayarak Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ isimli şahısların rüşveti temin etmesini sağladıkları, buradan yola çıkarak dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ve dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcı Mehmet Murat ÇALIK isimli şahısların projenin sahibi Metin GÜL isimli şahsa iskan konusunda Beylikdüzü Belediye Başkanlığı bünyesinde herhangi bir resmi görevi olmayan 3. şahıslara yönlendirdiği, Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ isimli şahısların bu yönlendirmeye istinaden Metin GÜL isimli şahıstan rüşvet aldıkları, kurulan ''sistemin'' bu şekilde işlediği,

Örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun savunmasında beyan ettiği ''Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ gibi şahısların malvarlığı ile ilgili artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatlarıdır.'' şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik matuf beyanlardan ibaret olduğu ve gerçekleşen olaylar dikkate alındığında savunmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, izahı yapılan eylemde örgüt liderinin her ne kadar rüşvet veren şahıslardan doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da, rüşveti veren şüpheliler Metin GÜL ve örgütte yönetici sıfatı ile yer alan şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın alınan 'Etkin Pişmanlık' ifadesinde, yapılan usulsüz iş ve işlemlerin dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın bilgisi ve kurmuş olduğu ''sistem'' dahilinde yapıldığının beyan edildiği, örgüte liderlik eden şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın gerçekleşen rüşvet eylemlerinden bilgisinin bulunduğu, kendisinin onayı dahilinde usulsüz iş ve işlemlere izinlerin verildiği, ilk etapta kabul edilmeyen iskan başvurusunun temin edilen rüşvetten sonraki aşama sonrasında verildildiği; örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı yaptığı (2009-2013) dönemde şüpheli Fatih KELEŞ'in de CHP Beylikdüzü İlçe Başkanlığı Yönetim Kurulu'nda İş Dünyası ve STK sorumlusu olarak görev aldığı, yine Adem SOYTEKİN ile de geçmişten gelen ailevi ve ticari ilişkinin olduğu, buradan gelen bağlantı ve hiyerarşi sayesinde rüşvetin elden teslim edildiği/rüşvete aracılık eden şüpheli Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN ile örgütlideri Ekrem İMAMOĞLU'nun talimat ve bilgisi ile o dönemlerde ''sisteme'' elde edilen gelirin sokulmaya başlandığı, rüşvet verenleri Adem SOYETKİN ve Fatih KELEŞ'e yönlendiren kişinin örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun belediye başkan yardımcılığı yapan Mehmet Murat ÇALIK olduğu, örgüt liderinin bilgisi ve kontrolünde şahıslar ile birebir teması kuran kişiler oldukları, önceki eylemde ve iddianamenin devamında gerçekleşen eylemlerde de ''sistemin'' benzer şekilde işlemesi ve eylemlerin yoğunluğu dikkate alındığında örgüt liderinin doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da kurmuş olduğu ''sistemi'' bizzat yöneten kişi olduğu,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında şüphelilerden Metin GÜL'ün rüşvet verdiği, rüşvete aracılık ve temin eden şüpheli şahıslardan atılı suçlamaları ikrar edip yönetici sıfatı ile yer aldığı örgütün faaliyetlerini anlatan şüpheli Adem SOYTEKİN olduğu, diğer aracılık eden şüpheli şahsın ise atılı suçlamaları reddeden Fatih KELEŞ olduğu, rüşveti alan şahısların ise yine atılı suçlamaları reddeden şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK oldukları, her ne kadar şüphelilerin atılı suçlamaları reddetmiş olsalar da, alınan beyanlar, etkin pişmanlık ifadeleri, MASAK raporları, banka dekontları, tapu TAKBİS kayıtları, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheli Metin GÜL'ün atılı rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 53/1, 63/1, 43/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK'ın rüşvet alma suçundan TCK 252/2, 37/1, 63/1, 58/9, 53/1, 43/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 37/1, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt yöneticilerinden şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca,
Suça konu teşkil eden (3 adet) taşınmaz hakkında TCK 54/1 maddesi uyarınca müsaderesine,
Örgüt üyesi olan şüpheli Mehmet Murat ÇALIK hakkında TCK 220/2-4, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.

EYLEM 3 - ''Adem Kameroğlu İsimli Şahsın Beylikdüzü'nde Yapmış Olduğu Kameroğlu İnşaat Metro Home Projesi İçin İskan Alabilmek İçin Pelican Hill Ihlamur Evleri İsimli Siteden 1 Adet Villayı Rüşvet Vermesi Olayı''

Şüpheliler : 1) Ekrem İMAMOĞLU(TC: 19943715964)
2) Adem KAMEROĞLU(TC: 12563015216)
3) Tuncay YILMAZ(TC: 60253385552)

Suçlar : Rüşvet

Eylemin Delilleri : Şüpheli İfade Tutanakları
Hesap Hareketleri Verileri
1 Dairenin Devrine İlişkin Kayıtlar
HTS Kayıtları
Banka Dekontları
Tanık Beyanları
Dosyaya Sunulan Faturalar

Suç Tarihi : 2016 Yılı

Şüpheli Adem KAMEROĞLU isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğuifadesinde; "(…)Ekrem İmamoğlu'nu, Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde tanıdım. 2013 yılında Beylikdüzü'nde yaklaşık 112.000 m2 bir arsa aldım. 2016 yılında ise projeye başladım. Beylikdüzü Belediyesine başvurduğumda benden 5 tane arsa tapusunu toplamda 40.000 m2'lik yeri belediyeye devretmem gerektiğini, aksi taktirde ruhsat vermeyeceklerini söylediler. Ben de bu kadar büyük bir arsayı ne için vereceğimi, belediyenin bu arsayı ne yapacağını sordum. Bana bu arsaya belediye için kamu adına sosyal proje yapılacağını ifade ettiler. Bu alana daha sonra yaşam vadisi yapıldı. Sadece E5'e sıfır 5 dönümlük arsa boş durmaktadır. Ben buraya 1700 daire yaptım. 1600'ünü sattım. İnşaat yaptığım alanda emsal yüksek binalar bulunduğundan bana da imar oranı 3,90 olarak uygulandı. Büyükşehir Belediye projemi mühürledi. İdari dava yoluna gittim. Davayı da kazandım. İskan ve ruhsatımı aldım. Bu projenin adı Metro Home isimli projedir. (…) Fatih Keleş'i, Beylikdüzü Belediyesinde Ekrem İmamoğlu'nun başkanlık döneminden tanırım. Samimiyetim yoktur. Tuncay Yılmaz'ı kendisine Ihlamur Evlerinden Ekrem İmamoğlu'na ait SSB İNŞAAT isimli firmaya satmış olduğum villa nedeniyle tanıyorum. Ertan Yıldız'ı, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminden tanırım. Daha sonra Capacity isimli AVM'mizin otoparkını ruhsatlandırılması için hem ortaklarımdan rüşvet istediler, biz kabul etmedik. Hasan Akgün'ü, Büyükçekmece Belediye Başkanı olması sebebiyle tanıyorum. 2019 yılında Büyükçekmece'de Pelikan Hill (Ihlamur Evleri) isimli projeyi bitirdim. Bu projenin de inşaat ve ruhsat işlerinde belediyenin benden bir talebi olmadı. Ihlamur Evlerinde Tuncay Yılmaz 2017 yılında 1 adet villayı yatırım maksadıyla SSB İnşaat isimli firma adına almak istediğini söyledi. O dönem inşaat sektörü iyi değildi. 1.500.000 TL'ye satacağımı söyledim. Kendisi de bana bunu 24 ayda ödeyebileceklerini belirtti. Ben de teklifini kabul ettim. Villanın parasını 300.000 lirasını çektiler, geri kalanının ise 100.000 liralık taksitlerle toplamda 12 taksitle ödedi. Ben de villanın devrini şirkete yaptım. Buna ilişkin dekontları dosyaya sunuyorum. Ekrem İmamoğlu bu evde hiç oturmamıştır. Bir süre sonra bu ev yabancı uyruklu şahıslara satıldı. Bu husus dışında Ekrem İmamoğlu ile herhangi bir ticarim olmamıştır. Kendisiyle de ortaklık yapmadım. Adem Soytekin'e Metro Home projesinin kabasını yaptığı için nakit dışında Barther olarak Ihlamur Evlerinde 2 adet villayı verdim. Birinde kendisi bir süre oturdu, diğerini sattı. Kendisi de bir süre sonra Dekar Asmalı Konakları sitesine taşındı. Mehmet Murat Çalık ve Ekrem İmamoğlu da burada oturuyordu. Mustafa Keleş'i tanırım. Kendisi AVM'den de ortağımdır. Deniz İstanbul isimli projeyi yaptı. Bu proje gerek konum itibariyle, gerekse de imar şartları itibariyle o bölgeye yapılması mümkün olmayan bir projedir. Eston Yapı isimli firmadan projeyi devraldı ve inşaatı halen devam ediyor. Demir İnşaat (Hamit Demir) isimli firmayı bilirim. Büyükçekmece'de benim yaptığım Ihlamur Konaklarının yakınına 35 katlı 2 blok dikti. Ruhsatı nasıl aldığını bilmiyorum. (…) Ben yukarıda bahsettiğim üzere 40 dönüm yer dışında gerek Ekrem İmamoğlu'na, gerek çevresindekilere, gerekse de Beylikdüzü Belediyesine bir şey vermedim. Kimsenin de benden talebi olmadı. Ekrem İmamoğlu ile hiçbir irtibatım, ortaklığım yoktur. Kendisine menfaat de sağlamadım. Beylikdüzü Cumhuriyet Mahallesi F21D23C2D pafta 121 ada 3 numaralı parselde bulunan arsa için inşaat ruhsat için proje çizdim ve ruhsatı aldım. Projede imara aykırılıklar var mı yok mu bilmiyorum. Benim müteahhitlik belgem olmadığı için Asoy'un belgesini koyarak başvurumu yaptım. Aradan 5 ay geçtikten sonra kendi müteahhitlik belgemi aldıktan sonra bunu belediyeye bildirdim ve ruhsatı Kameroğlu İnşaat olarak aldım. Mevcut ruhsatın Asoy ile bir ilgisi yoktur." şeklinde beyanlarda bulunduğu olaya ilişkin yürütülen soruşturmada,

Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ek beyanında; "Ben 15/04/2025 günü ifademi vermiştim ancak ifademde gerçekleri söylemedim. İş insanı olduğum için belediyenin elindeki yetkileri şahsıma yönelik kötüye kullanabileceğini düşündüm ve yine avukatım da yanımda değildi. İşin ciddiyetini de bilmiyordum. İlk defa böyle bir olayla karşılaştığım için ne diyeceğimi de olayın etkisiyle bilemedim. Ancak bugün önceki ifademde, ifade sırasında tarafıma sorulan konulara tüm samimiyetimle yanıt vereceğim. 2016 yılında Beylikdüzü Derviş Eroğlu Caddesinde bulunan ve halihazırda üzerinde Metro Home isimli sitenin bulunduğu arsalarıma imar almak için Beylikdüzü Belediyesine başvurdum. Projemi çizmiş ve harçları yatırmıştım. Ancak uzun bir süre geçmesine rağmen inşaat ruhsatım verilmedi. O sırada 2013 yılında başlayan Büyükçekmece sınırlarında bulunan Pelican Hill Ihlamur Evleri isimli projem devam ediyordu. Belediyeye yapmış olduğum müracaatlar sırasında belediye görevlileri bu konuda Tuncay Yılmaz isimli kişiyle görüşmem gerektiğini söylediler. Ben o sırada kendisini tanımıyordum. Hangi konuda görüşeceğimi de sordum. Bir şey söylemediler. Ben de şirket çalışanlarımı görüşmeleri için Tuncay Yılmaz'a gönderdim. Üzerinden zaman geçtiği için hangi personelimi gönderdiğimi hatırlamıyorum. Yaptıkları görüşme sonrasında bana Tuncay Yılmaz'ın belediyeye yapmış olduğum inşaat ruhsatına karşılık Ihlamur Evlerinde 1 tane villa seçeceklerini ve bunun karşılığında ruhsatımın verileceğini söylemiş. Ben de yasal haklarımı alamayacağımdan ve belediyenin bana zorluk çıkaracağından korktuğum için teklifini kabul etmek zorunda kaldım. Ihlamur Evlerinin inşaat sürecinde Tuncay Yılmaz, projede olmayan ekstra ve lüks taleplerde bulundu. İstediği şeyleri yerine getirdim. Villanın beyaz eşyaları, mobilyaları, havuz ve peyzajı dahil olmak üzere projede olmayan istedikleri her şeyi alarak villayı kendilerine teslim ettim. Alınan buzdolabı ve beyaz eşyalar, mobilyalar mimarları tarafından en lüks markalar seçilerek aldırıldı. O dönem yaklaşık 600.000 liraya yakın masraf yaptırıldı. Villanın değeri 1.500.000 olduğu gösterildiğinde harcadığım tutarın büyüklüğü anlaşılacaktır. Villa bittikten sonra devri Ekrem İmamoğlu'na ait SSB İnşaat üzerine yaptım. Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek İmamoğlu'da villayı kontrol etmek için siteye geldiler. Hatta Ekrem İmamoğlu'nun oğlu Selim İmamoğlu da zaman zaman bu villada kalıyordu. Villanın devrini İmamoğlu'na ait şirkete yaptığımda, şirket hesabına peyderpey toplamda 1.500.000 TL para gönderildi. Gönderilen bu paralar her defasında çekilip, Tuncay Yılmaz'a elden teslim edilmiştir.
Benzer bir durumu Metro Home'da (4.eylem) devrettiğim dairelerde de yaşadım. (...) Bölgede iş yapan çoğu müteahhit de benim yaşadıklarımı yaşamıştır. Bildiklerimi tüm samimiyetimle anlattım. Kimse parasını ya da taşınmazlarını kendi isteğiyle vermez. Belediye kendi elindeki imkanları ve yetkileri kötüye kullanarak bende yaptıkları gibi iş yapan kişilere taleplerini karşılamaya zorladılar. Bu nedenle ben bu anlattığım bu olayların mağduru durumundayım. Uzun zamandan beri inşaat de yapmıyorum. Ekrem İmamoğlu'nu da en son 2019 yılında bir törende gördüm. Bu tarihten sonra kendisiyle hiçbir temasım da olmamıştır. " şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ek beyanında; "Ben daha önceden Cumhuriyet Başsavcılığınızda ifade vermiştim. Bu ifademde Ekrem İMAMOĞLU tarafından şahsımdan SSB Gayrimenkul isimli firmasına Genel Müdür Tuncay YILMAZ aracılığıyla almış oldukları gayrimenkulün içerisinde bulunan mobilya ve dekorasyon işlerininde şahsımca karşılandığı hususunu belirtmiştim. Buna ilişkin faturaları Cumhuriyet Başsavcılığınıza ibraz ediyorum. Yine bu gayrimenkulün bahçesinde bulunan bahçe, peyzaj ve havuz işleri tarafımızca karşılanmış ve yapılmıştır.(...)" şeklinde beyanlarda bulunduğu anlaşılmıştır.

Yukarıda Adem KAMEROĞLU isimli şahsın alınan her iki ifadesine de detaylıca yer verilmiş olup; Adem KAMEROĞLU isimli şahsın alınan ilk beyanında rüşvet iddialarını her ne kadar reddetmiş olsa da; yine Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ek beyanında belediye personellerinden korkması sebebi ile iddiaları reddettiği yönünde beyanlarda bulunduğu, bu kapsamda; şüpheli belediye görevlilerinin ellerinde bulunan kamu gücünü kötüye kullanmak suretiyle bölgede inşaat yapan iş insanlarından rüşvet talep ettikleri, talep edilen rüşvetin temin edilebilmesi için inşaatlara ruhsat verilmeyeceği, inşaatların mühürleneceği gibi tehditlerde bulunulduğu, bu sebeple inşaat sahibi iş insanlarının adli mercilerde yaşanan olaylardaki gerçekleri anlatmaktan çekindikleri,

Veysel ERÇEVİK isimli şahsın Etkin Pişmanlık hükümleri kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde özetle; ''(...) Kameroğlu İnşaat;
Kameroğlu İNŞAAT Genel Müdürü olarak çalıştığım dönemde Hadımköy Pelikan Hill Villalarını yapmaktaydık. 2017 yılında Adem KAMEROĞLU, Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU'nun eşiyle villa projesini gezdiğini, örnek villayı çok beğendiğini, buradan bir villa alabileceğini belirtti. Daha sonra 155 nolu dubleks villa üzerine anlaştıklarını bildirdi. O zaman ki yaklaşık maliyet 400-450 bin dolar civarında olup, satış fiyatı ise 1 milyon - 1 milyon 200 bin dolar civarında olan villanın maliyet fiyatına anlaştığını söyledi. Aylık 100.000 TL'lik taksitler halinde ödeneceğini söyledi. Satış sözleşmesi Ekrem İMAMOĞLU'na ait SSB Gayrimenkul isimli firma ile yapıldı. İlk taksit ödemesi hatırladığım kadarıyla sözleşmeden yaklaşık 2-3 ay sonra oldu. Kameroğlu İnşaat'ın finans departmanı Kapalı Çarşı'da bulunan merkezdeydi, bu nedenle gelen giden parayı hiçbir zaman inşaat muhasebesi görmemekteydi. İlk taksit ödemesinden sonra Adem KAMEROĞLU beni çağırıp, sonradan Ekrem İMAMOĞLU ile bu yatan taksit bedellerinin geri iade edileceği konusunda anlaştığını söyledi. İmamoğlu İNŞAAT'ın genel müdürü olan Tuncay YILMAZ'a elden iade edilmesi gerektiğini söyledi. Bu şekilde yapılan düzenli, düzensiz taksit ödemeleri (Hatırladığım kadarıyla o dönem için 1.500.000 TL) yapıldıkça bazen benim tarafımdan bazen Adem Bey tarafından Tuncay YILMAZ'a elden iade edildi. Bu ödemeleri Tuncay YILMAZ Hadımköy'de bulunan Kameroğlu şirket binasına veya Beylikdüzü'nde bulunan satış ofisine gelerek elden teslim alırdı. Her ne kadar bankadan ödemeler yapılmış olsa bile söz konusu villa için ödenen paraların tamamını geri aldılar. Bu süreçte Adem KAMEROĞLU Metro Home isimli projesine başlamıştı. Adem KAMEROĞLU, Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olmasından kaynaklı olarak başta villayı maliyetine vermeyi kabul etmişti ancak bu paraların geri iade edilmesi Metro Home projesinin yapılabilmesi amacıylaydı. (...)'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları ve irtibat kayıtları neticesinde,
Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun 9.07.2017 tarihi saat: 19:08:00 sıralarında''ataturk Mah. Zengın Sokak No: 1 Huzur Apt. Buyukcekmece, İstanbul'' sayılı adreste bulunduğu; aynı tarih veaynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynı adreste bulunduğu ve her iki baz adresinin aralarındaki mesafenin 5 metre olduğu,
Adem KAMEROĞLU'nun 25.07.2017 tarihi saat: 10:45:00 sıralarında''Ismet Uran Is Merkezı Beylıkduzu, İstanbul'' sayılı adreste bulunduğu; aynı tarih veaynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynı adreste bulunduğu,
Adem KAMEROĞLU'nun 6.08.2017 tarihi saat: 21:15:00 sıralarında''Dızdarıye Mah. Ibrahımaga Sok. No:1 Buyukcekemece, İstanbul'' sayılı adreste bulunduğu; aynı tarih veaynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynı adreste bulunduğu,
Adem KAMEROĞLU'nun 15.10.2017 tarihi saat: 14:15:00 sıralarında''İstanbul Buyukcekmece Dızdarıye Enver Pasa Cd. 5 A Buyukcekmece Tt Bınası (m_ıstbuyukcekme) Buyukcekmece, İstanbul'' sayılı adreste bulunduğu; aynı tarih veaynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynı adreste bulunduğu ve her iki baz adresinin aralarındaki mesafenin 0 metre olduğu,
Adem KAMEROĞLU'nun 18.10.2017 tarihi saat: 11:28:00 sıralarında ''İstanbul Esenyurt Cumhurıyet E-5 Yolu 12 Esenyurt, İstanbul'' sayılı adreste bulunduğu; aynı tarih veaynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynı adreste bulunduğu ve her iki baz adresinin aralarındaki mesafenin 0 metre olduğu,
Adem KAMEROĞLU'nun 4.12.2017 tarihi saat: 14:58:00 sıralarında ''İstanbul Esenyurt Cumhurıyet E-5 Yolu 12'' sayılı adreste bulunduğu; aynı tarih veaynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynı adreste bulunduğu ve her iki baz adresinin aralarındaki mesafenin 0 metre olduğu,
Adem KAMEROĞLU'nun 22.12.2017 tarihi saat: 14:05:00 sıralarında ''İstanbul Buyukcekmece Fatıh Evlıya Celebı Sk. 4 A No:2 Enız Apt.'' sayılı adreste bulunduğu; aynı tarih veaynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynı adreste bulunduğu ve her iki baz adresinin aralarındaki mesafenin 0 metre olduğu,
Adem KAMEROĞLU'nun 25.12.2017 tarihi saat: 10:45:00 sıralarında''İstanbul Beylıkduzu Adnan Kahvecı Harbıye Cd. 12'' sayılı adreste bulunduğu; aynı tarih veaynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynu adreste bulunduğu ve her iki baz adresinin aralarındaki mesafenin 0 metre olduğu,
Adem KAMEROĞLU'nun 26.12.2017 tarihi saat: 13:26:00 sıralarında''İstanbul Buyukcekmece Cakmaklı Iftıhar Sk. 2.parsel'' sayılı adreste bulunduğu; aynı tarih veaynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynı adreste bulunduğu ve her iki baz adresinin aralarındaki mesafenin 0 metre olduğu,
Adem KAMEROĞLU'nun 18.04.2018 tarihinde saat: 09:02 sıralarında "İstanbul Buyukcekmece Dızdarıye Enver Pasa Cd. 5 A Buyukcekmece Tt Bınası" sayılı adreste baz verisinin bulunduğu, aynı gün aynı saatte Tuncay YILMAZ isimli şahsın aynı adreste baz verisinin bulunduğu,
Yine şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun 24.04.2018, 13.07.2018, 14.07.2018, 18.07.2018, 23.07.2018, 26.07.2018, 11.09.2018, 14.09.2018, 17.09.2018, 22.09.2018, 24.09.2018, 28.09.2018, 25.02.2019, 28.02.2019, 12.03.2019, 18.04.2019, 19.04.2019, 21.05.2019, 23.05.2019, 24.05.2019 tarihlerinde, aynı gün ve aynı saatte TUNCAY YILMAZ isimli şahısla aynı adreste baz verisinin bulunduğu, her iki baz adresinin arasındaki mesafenin 0 metre olduğu,

Bu hususlar kapsamında; Adem KAMEROĞLU isimli şahıs ile Tuncay YILMAZ isimli şahısların ortak baz verilerinin bulunduğu, hatta baz verileri dikkate alındığında aynı adresten birlikte aynı saatte baz verdikleri, farklı adreslerdeki baz verilerinin de birbiri ile yakın olduğu,

Şüpheli Tuncay YILMAZ'ın Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; " Ben İmamoğlu inşaatta 2015 yılından beri genel müdür olarak görev yapıyorum. Ben belediye personeli değilim. Belediyeyle hiçbir ilişkim yok. Dolayısıyla şahsın beyanında geçen hususlarla ilgili bilgi sahibi değilim. İddialar asılsızdır, şahsın suçlamalarını kabul etmiyorum. Rüşvetleri toplayan kişilerden biri olduğum şeklindeki beyanı kabul etmiyorum. Bu iddia asılsızdır. (...) Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde: " (...) Benim Tuncay YILMAZ'ın malvarlığı ile ilgili artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatıdır. (...) Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. " şeklinde beyanlarda bulunduğu, suçlamaları kesinlikle reddettiğini beyan ettiği,

Şüpheli Adem KAMEROĞLU isimli şahıs tarafından BY Kepi unvanlı firmaya yapılan ödemelere dair düzenlenen fatura temin edilerek soruşturma dosyasına eklendiği, söz konusu faturaya aşağıda yer verildiği,


Yukarıda verilen Görsel – 1 ve Görsel – 2’den de anlaşılacağı üzere By Kepi isimli mobilyacı firmasından Kameroğlu firmasına 433.988,00 TL bedelli AT02017000000404 Fatura numaralı 18.09.2017 tarihli fatura kesildiği, incelenen fatura içeriğinde toplamda 48 ayrı kalemden oluşan ev dekorasyon, mobilya malzemelerinin tamamının özel üretim olduklarının görüldüğü, fatura ile Adem KAMEROĞLU isimli şahsın ''Tuncay Yılmaz, projede olmayan ekstra ve lüks taleplerde bulundu. İstediği şeyleri yerine getirdim. Villanın beyaz eşyaları, mobilyaları, havuz ve peyzajı dahil olmak üzere projede olmayan istedikleri her şeyi alarak villayı kendilerine teslim ettim. Alınan buzdolabı ve beyaz eşyalar, mobilyalar mimarları tarafından en lüks markalar seçilerek aldırıldı. O dönem yaklaşık 600.000 liraya yakın masraf yaptırıldı. Villanın değeri 1.500.000 olduğu gösterildiğinde harcadığım tutarın büyüklüğü anlaşılacaktır.'' şeklindeki beyanları ile ayrıca yukarıdaki faturada ifadede bahsedilen beyaz eşyaların yer almadığı ve beyaz eşyaların da maliyetinin yukarıda yer alan faturaya eklemesi yapıldığında ifadede belirtilen rakam ile tamamen örtüşür mahiyette olduğu,

Adem KAMEROĞLU isimli şahsın ifadesinde geçen şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, Tuncay YILMAZ isimli şahsın şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsa ait İmamoğlu İNŞAAT firması ile yine şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsa ait SSB Gayrimenkul unvanlı firmaların yetkilisi olduğu, Adem KAMEROĞLU isimli şahsın ifadesinde geçen tapu devirlerine ilişkin yapılan araştırmalar neticesinde; İstanbul ili Büyükçekmece İlçesi Akçaburgaz Mahallesi 224 Ada 1 Parsel’de bulunan Villa Tipi Konut niteliğindeki taşınmaz olduğu, Taşınmaz Bilgilerinin 105797461(Taşınmaz ID), İstanbul (İl), Büyükçekmece(İlçe), Akçaburgaz (Mahalle), Villa Tipi Konut(Nitelik), 224 (Ada), 1 (Parsel) olduğu,

Söz konusu taşınmazın Cennet ARLI, Mehmet ARLI, Bekir ARLI adına tescilli iken 30/05/2019 tarihinde Kameroğlu İnşaat'a Kat Karşılığında temlik edildiği, Kameroğlu inşaatın da söz konusu taşınmazı aynı gün yani 30/05/2019 tarihinde SSB Gayrimenkul unvanlı firmaya devrettiği, daha sonrasında ise söz konusu taşınmazın 24/10/2022 tarihinde Fatkhullo KAKHOROV isimli şahsa devredildiği; Kameroğlu İNŞAAT'tan Ekrem İMAMOĞLU'na ait olan ve şüpheli Tuncay YILMAZ'ın da genel müdürü olduğu SSB Gayrimenkul isimli şirket adına resmi olarak 2019 yılında devri gerçekleşmiş ise de, taraflar arasındaki rüşvet anlaşmasının bu süreden daha önceki yıllarda sağlandığı,

Büyükçekmece ilçesi Akçaburgaz mahallesinde Villa Tipi Konut nitelikli 105797461 ID numaralı 224 ada 1 parselde bulunan taşınmaz hakkında Adem KAMEROĞLU ve Veysel ERÇEVİK isimli şahısların beyanlarının bulunduğu, alınan beyanlarda şüpheli Adem KAMEROĞLU isimli şahsın söz konusu dairenin devir işlemlerinde banka yolu ile yatan paraların nakit çekilerek İmamoğlu İNŞAAT firması genel müdürü olan şüpheli Tuncay YILMAZ isimli şahsa iade edildiği hususlarının yer aldığı anlaşılmış, şüpheli Veysel ERÇEVİK isimli şahsın da etkin pişmanlık kapsamında verdiği ifadesinde aynı hususlardan söz edildiği anlaşılmakla söz konusu her iki beyanın birbiri ile örtüşür mahiyette olduğu,

Bu kapsamda da; şüphelilerden Tuncay YILMAZ'ın dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsa ait olan şirketlerin genel müdürü olması nedeni ile birbirleri ile irtibatlı ve iltisaklı oldukları, bu haliyle örgüt liderinin talimatları ve bilgisi ile inşaat firmaları sahiplerine ulaştıkları, bu şahıslardan rüşvet talebinde bulundukları ve temin ettikleri anlaşılmıştır.

Eylem 3 Değerlendirme

Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun Beylikdüzü ve Büyükçemece ilçeleri sınırları içerisinde büyük çaplı olan farklı inşaat projeleri gerçekleştirdiği, suç tarihini içeren 2016 yılında da Büyükçekmece ilçesinde yer alan Pelican Hill Ihlamur Evleri isimli inşaatı devam eden projenin sahibi olduğu, şüpheli Adem'in bir başka projesi olan Beylikdüzü ilçesinde yer alan Kameroğlu İnşaat Metro Home isimli projesinin mevcut olduğu, bu mevcut projenin ruhsat başvuruları için Beylikdüzü Belediyesine müracaatta bulunduğu ancak yapılan müracaatların sonuçsuz kaldığı ve belediye görevlilerince şüpheli Adem'in, o dönemde Beylikdüzü Belediye Başkanı şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'na ait olan İmamoğlu İNŞAAT ve SSB Gayrimenkul isimli şirketlerinin genel müdürü olan şüpheli Tuncay YILMAZ'a yönlendirildiği, daha öncesinde tanışık olmayan bu iki şüphelinin görüşmesi sonucunda Beylikdüzü'nde yapılması planlanan Metro Home isimli projenin iskanının verilmesi için yapımı devam eden ve yine şüpheli Adem KAMEROĞLU'na ait Pelican Hill Ihlamur Evleri isimli inşaattan 1 adet villanın şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'na ait olan SSB Gayrimenkul unvanlı şirketinin üzerine devredilmesinin talep edildiği, talep edilen rüşvetin temin edilememesi durumda iskan verilmemekle tehdit edildiği, bu sebepten dolayı Adem KAMEROĞLU isimli şahsın talep edilen rüşveti verdiği, Adem KAMEROĞLU'nun dosyaya sunmuş olduğu faturalar ve beyanı uyarınca suça konu teşkil eden villanın iç ve dış tüm harcama, dekorasyon, mobilya, beyaz eşya ve peyzaj vs gibi harcamalarının da toplam tutarının yaklaşık villa maliyetine yakın olduğunun görüldüğü ve şüpheli Adem KAMEROĞLU tarafından karşılandığı, şüpheli Tuncay YILMAZ isimli şahsın belirtilen tarihlerde Beylikdüzü Belediyesi ile resmi bir bağının bulunmadığı ancak vatandaşların belediyedeki işleri halledebilmek için Adem KAMEROĞLU isimli şahsın da ifadesinde geçtiği gibi Tuncay YILMAZ isimli şahıs ile görüşme yaptıkları anlaşıldığından, Tuncay YILMAZ şahsın Ekrem İMAMOĞLU vasıtası ile Beylikdüzü Belediyesinin görev alanına giren işlerinde söz sahibi olduğu, örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan ''sistemin'' bu eylemde ise örgüt üyelerinden olan şüpheli Tuncay YILMAZ üzerinden işletildiği,

Şüpheli Adem KAMEROĞLU isimli şahsın ek ifadesinde ve Veysel ERÇEVİK isimli şahsın etkin pişmanlık kapsamındaki ifadesinde bahsettiği tapu devrine ilişkin yukarıda yapılan tespitlerin örtüşür mahiyette olduğu, suça konu teşkil eden rüşvet olayı gerçekleşmesinden sonra ifadede belirtildiği üzere Adem KAMEROĞLU isimli şahsın şirket hesabına Tuncay YILMAZ'ın genel müdürü Ekrem İMAMOĞLU'nun ise sahibi olduğu şirket üzerinden peyder pey para gönderilmesi ise taraflar aralarında ticaret gerçekleşmiş gibi gösterilerek alınan rüşvetin gizlenmesine yönelik hareket olduğu,

Örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun savunmasında atılı suçlamaları kabul etmediği şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik matuf beyanlardan ibaret olduğu ve gerçekleşen olaylar dikkate alındığında savunmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, izahı yapılan eylemde örgüt liderinin her ne kadar rüşvet veren şahıslardan doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da, rüşveti veren şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun Beylikdüzü Belediyesinden almak istediği iskanına yönelik başvurusu sonucunda belediye görevlilerince daha önceden bir tanışıklık bulunmayan şüpheli Tuncay YILMAZ'a yönlendirilmiş oluşu, örgüte liderlik eden şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın gerçekleşen rüşvet eylemlerinden bilgisinin bulunduğu, kendisinin onayı dahilinde usulsüz iş ve işlemlere izinlerin verildiği ya da usule uygun taleplerin bekletilip rüşvet temini sonucunda kabul edildiği; örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde şüpheli Tuncay YILMAZ'ın örgüt liderine ait olan şirketlerin genel müdürü olduğu, aralarında ailevi ve ticari ilişkinin olduğu, buradan gelen bağlantı ve hiyerarşi sayesinde rüşvetin temin edildiği/rüşvete aracılık eden şüpheli Tuncay YILMAZ ile örgütlideri Ekrem İMAMOĞLU'nun talimat ve bilgisi ile o dönemlerde ''sisteme'' elde edilen gelirin sokulmaya başlandığı, önceki eylemde ve iddianamenin devamında gerçekleşen eylemlerde de ''sistemin'' benzer şekilde işlemesi ve eylemlerin yoğunluğu dikkate alındığında örgüt liderinin doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da kurmuş olduğu ''sistemi'' bizzat yöneten kişi olduğu,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında şüphelilerden Adem KAMEROĞLU'nun rüşvet verdiği, rüşvete aracılık ve temin eden şüpheli şahsın Tuncay YILMAZ olduğu, rüşveti alan şahsın ise atılı suçlamaları reddeden örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU olduğu, her ne kadar şüpheliler atılı suçlamaları reddetmiş olsalar da, alınan beyanlar, etkin pişmanlık ifadeleri, MASAK raporları, banka dekontları, tapu TAKBİS kayıtları, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları, dosyaya sunulan faturalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun atılı rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 53/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun rüşvet alma suçundan TCK 252/2, 63/1, 58/9 ve 53/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Tuncay YILMAZ'ın alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi olan şüpheli Tuncay YILMAZ hakkında TCK 220/2-4, 58/9 maddeleri uyarınca,
Suça konu teşkil eden taşınmaz hakkında TCK 54/1 maddesi uyarınca müsaderesine,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca,
Her ne kadar bu eylemde yer almasalar da örgüt yöneticileri olan şüphelilerden Fatih KELEŞ'in örgütün kuruluş aşamasından beri paranın toplandığı kişi, ''kasa'' olmasından ötürü, şüpheli Adem SOYTEKİN'in örgütün Beylikdüzü dönemine ait sorumluluğu ve yöneticilik sıfatı bulunmasından ötürü şüpheliler Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN hakkında TCK 220/5 maddesi delaleti ile TCK 252/2, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.

EYLEM 4 - ''Adem Kameroğlu İsimli Şahsın Beylikdüzü'nde Yapmış Olduğu Metro Home isimli İnşaat Projesi İçin İskan Alabilmek İçin 2. Kez Rüşvet Vermesi Olayı''

Şüpheliler : 1) Ekrem İMAMOĞLU (TC: 19943715964)
2) Adem KAMEROĞLU (TC: 12563015216)
3) Tuncay YILMAZ (TC: 60253385552)
4) Necati ÖZKAN (TC: 14194046706)
5) Ayşe HİTCHİNS (TC: 52159744816)

Suçlar : Rüşvet

Eylemin Delilleri : Şüpheli İfade Tutanakları
Hesap Hareketleri Verileri
4 Dairenin Devrine İlişkin Kayıtlar
Banka Dekontları
HTS Kayıtları
Tanık Beyanları

Suç Tarihi : 2016-2021 Yılları

Şüpheli Adem KAMEROĞLU isimli şahsın devam eden ifadesinde; "(…)Benzer bir durumu Metro Home'da devrettiğim dairelerde de yaşadım. Metro Home'un iskanını alabilmek için Tuncay Yılmaz 4 daire karşılığında iskan alabileceğimi söyledi ve bana Necati Özkan isimli şahsı yönlendirdi. Necati Özkan ile protokol yaptık. İnşaatım da bitmek üzereydi ve iskan başvuru aşamasındaydı. Taleplerini karşılamazsam iskan vermeyeceklerini bildiğim için Necati Özkan'a 4 daire vermek zorunda kaldım ve bu konuda protokolü imzaladım. Bu protokole ilişkin evrakları dosyaya sunuyorum. Ben Necati Özkan'ı o döneme kadar tanımıyordum. İsmen biliyordum. Bu daireleri Necati Özkan kendi üzerine almadı. Protokol yaptıktan sonra 27/09/2021'de 124 ada, 3 parsel Beylikdüzü Kavaklı üzerinde bulunan 2 daireyi Öykü Reklam Hizmetleri Ltd.'ye, 125 ada, 2 parselde bulunan 1 daireyi Capital Medya Hizmetleri A.Ş'ye, 01/03/2022'de ise 125 ada, 2 no'lu parsel üzerinde bulunan diğer daireyi Ayşe Hitchins adına devri yapıldı. Buna ilişkin evrakları da dosyaya sunuyorum. Bu dairelerin devri için yine şirket hesabımıza toplamda 2.000.000 lira para göstermelik olarak yatırıldı. Bu para daha sonra tarafımızca Necati Özkan'a iade edilmiştir. Yukarıda da belirttiğim üzere kendilerinin ileride bir sorun yaşamamaları için şirket hesaplarıma göstermelik yatırılan paraların hepsini kendilerine iade ettim.
Bu devirler dışında o dönem Beylikdüzü Belediye Meclis Üyesi olan Fatih Keleş yanıma gelerek "başkanın selamı var, Beylikdüzü Voleybol Takımına sponsor olacaksın" dedi. Ben de bu sözün ne anlama geldiğini bildiğim için tekliflerini kabul etmek zorunda kaldım. 3 sene boyunca Beylikdüzü Voleybol Takımının ana sponsoru oldum. Ancak aramızda herhangi bir protokol yapmadık. 3 sene boyunca yaklaşık 12 milyona yakın para verdim. Bu paranın yaklaşık 4 milyonunu Fatih Keleş şirketimize gelip peyderpey elden aldı. Takımın açıktan ödemeleri var dedi. Bu nedenle kendisine parayı teslim ettik. Beylikdüzü'nde hali hazırda adı Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın olan anaokulunu bana yaptırdılar. Bu okulun yapım süreci de yine Metro Home'un inşaat ruhsatı alınma sürecine denk gelmektedir. Ruhsat alamamaktan endişe ettiğim için tekliflerini kabul ettim. Neticede okul yaptırdım, kamu hizmeti görülmektedir ancak yapım sırasında ve sonrasında benim ismim hiç geçmedi. Okulu Ekrem İmamoğlu'nun, yani belediyenin yaptırdığını lanse ettiler. Metro Home'un yapıldığı arsamda yaklaşık 40 dönümü belediyeye vermek zorunda kaldım. Bu arsanın terkleri daha önce yapılmıştı. Ancak inşaat ruhsatı için başvurduğumda benden bu 40 dönümü belediyeye vermemi istediler. İkinci kez terk yaptılar. İstesem bu 40 dönümü başka birine satar, kalanı üzerinden yine aynı inşaatı yapabilirdim. Ancak bana zorluk çıkaracaklarını biliyordum. O yüzden tekliflerini kabul ettim. Vermek zorunda kaldığım 40 dönüm için bana bir avantaj sağlanmadı. Ruhsat vermek için bana bunu şart koştular. Belediyeye vermiş olduğum bu 40 dönüm şu an yaklaşık 35.000.000 dolar değerindedir.
Metro Home'un inşaatına başlayacağım sırada yine Tuncay Yılmaz inşaatın kabasını Adem Soytekin'e vermemi proje müdürlerime telkin etmiş. Proje müdürlerim de gelip durumu bana anlattılar. Adem Soytekin'le belediyenin arasının iyi olduğunu biliyorum. Ekrem İmamoğlu'yla yakın ilişki içerisindeydi. Bu yakın ilişki sayesinde bölgede yapılan bazı inşaatlarında kabası kendisine verildi. Hızlı bir şekilde taşeronluktan patronluğa geçti.Bahsettiğim bu hususlar dışında başka bir proje yapmadığım için benden talepleri olmadı ancak Metro Home'daki dairelerin satışı sırasındaki yönlendirdikleri kişiler için yüksek indirimle daire vermemi istiyorlardı. Bazı dairelerin fiyatını yarı fiyatına indirmek zorunda kaldım. Bölgede iş yapan çoğu müteahhit de benim yaşadıklarımı yaşamıştır. Bildiklerimi tüm samimiyetimle anlattım. Kimse parasını ya da taşınmazlarını kendi isteğiyle vermez. Belediye kendi elindeki imkanları ve yetkileri kötüye kullanarak bende yaptıkları gibi iş yapan kişilere taleplerini karşılamaya zorladılar. Bu nedenle ben bu anlattığım bu olayların mağduru durumundayım. Uzun zamandan beri inşaat de yapmıyorum. Ekrem İmamoğlu'nu da en son 2019 yılında bir törende gördüm. Bu tarihten sonra kendisiyle hiçbir temasım da olmamıştır. (...) " şeklinde beyanlarda bulunduğu olaya ilişkin yapılan çalışmalar kapsamında,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde: " (...) Benim Tuncay YILMAZ'ın malvarlığı ile ilgili artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatıdır. (...) Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. " şeklinde beyanlarda bulunduğu, suçlamaları kesinlikle reddettiğini beyan ettiği,

Şüpheli Tuncay YILMAZ'ın Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; " Ben İmamoğlu inşaatta 2015 yılından beri genel müdür olarak görev yapıyorum. Ben belediye personeli değilim. Belediyeyle hiçbir ilişkim yok. Dolayısıyla şahsın beyanında geçen hususlarla ilgili bilgi sahibi değilim. İddialar asılsızdır, şahsın suçlamalarını kabul etmiyorum. Rüşvetleri toplayan kişilerden biri olduğum şeklindeki beyanı kabul etmiyorum. Bu iddia asılsızdır. (...) Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Necati ÖZKAN'ın Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde; " Öykü Reklam Ajansı yaklaşık 1985 yılından beri bana aittir. Şirketin ortağı eşimdir. Ekrem İmamoğlu'yla 2013 yılından beri siyası danışmanıyım. Ayrıca girmiş olduğu seçimlerdeki kampanya direktörüyüm. Seçimlerde kampanyaları şirketim adına ben yönetirim. İBB çalışanı değilim. Belediyeyle herhangi bir bağlantım yoktur. İBB'nin gerçekleştirmiş olduğu herhangi bir ihaleye de katılmadım. Bana emniyette gösterilen fotoğraflardan sadece Ekrem İmamoğlu, Mehmet Murat Çalık, Murat Ongun, Fatih Keleş, Ertan Yıldız, Tuncay Yılmaz, Mustafa İlbak, Murat Abbas, Umut Şenol, Vedat Şahin, Cemal Ufuk Karakaya, Murat İlbak, Buğra Gökçe, Furkan Akgün ve Can Akın Çağlar isimli şahısları tanıdığımı beyan ettim. Bu şahıslarla herhangi bir iş ilişkim yoktur. Sadece Mustafa ve Murat İlbak ile iş ilişkim vardır. 1994 yılındaki seçimlerden itibaren İstanbul ve Ankara içerisinde billboardları İlbaklar kiraya veriyordu. Ben de yapmış olduğum işlerle alakalı reklam vermek amacıyla kendilerinden billboard kiraladım. Sonrasında reklamcılık sektörüyle alakalı Medyacat isimli dergiyi 1992 yılından itibaren yayımlamaya başladık. Kendileri de bu dergiye sponsor oldular ve reklam verdiler. Etkinliklerimize sponsor oldular. Hatırladığım kadarıyla 2000 ya da 2002 yılında Türkiye açık hava ödülleri adında bir organizasyon düzenledik. İlbak grupta bu organizasyonun sponsoru oldu. Dolayısıyla şirketlerin gelişiminden itibaren bu seferde onlar bize ödeme yaptılar. Tanıdığımı beyan ettiğim diğer şahısları da Ekrem İmamoğlu'nun çevresinde olduğundan dolayı tanıdım fakat hiçbir ticari ilişkim yoktur. Sadece Vedat Şahin'i Ekrem İmamoğlu'nun mitinglerinde prompter işini yaptığı için tanırım. Hatırladığım kadarıyla bu işi yapan bir şirketi vardı. CHP ile de yalnızca 2014 yılında çalıştım. Bu seçim haricinde partiye çalışmadım. 2009 yılında da Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul kampanyasını yaptım. Bana sormuş olduğunuz şirketlerden Üçüncü Mecra ve Kent Vizyon isimli şirketlerin İlbak holdingi şirketler bünyesindeki şirketler olduğunu biliyorum. Kapital Medya'da eşime ait olan ve benim de hisselerimin olduğu şirkettir. Ben seçim kampanyaları döneminde ya da şirketimizle alakalı işlerde İlbak holding bünyesinde bulunan Üçüncü Mecra ve Kent Vizyon isimli şirketlerle çalıştım. Üçüncü Mecra İstanbul Kent Vizyon ise Ankara'da bulunan billboardları kiralardı. Bana sormuş olduğunuz 14/02/2025 tarihli tanık beyanını kabul etmiyorum. Beyanda bulunan şahsı tanımıyorum. Ben Beylikdüzü'nde Mado olup olmadığını da bilmiyorum. Ayrıca benimle birlikte bahsetmiş olduğu isimlerden Hüseyin Köksal ve Murat Kapki'yi tanımıyorum.Hiç tanışmadım. Hangi amaçla böyle bir beyanda bulunduğunu bilmiyorum fakat beni de bu şahıslara dahil etme çabası olabilir. Bu gizli toplantılara katılmış olsam benimde bir menfaatim olması gerekir. Fakat beyan içerisinde böyle bir husustan bahsedilmemiştir. Beylikdüzü'nde 23/06/2019 tarihinde gece saatlerinde baz kaydımın olmasını açıklayabilirim. Bu tarih Ekrem İmamoğlu'nun ikinci kez seçimi kazandığı tarihtir. Seçimi kazandığı andan itibaren Levent'teki seçim koordinasyon merkezinden otobüsle Beylikdüzü'ne gittik. Beyanda adı geçen Murat Ongun ve Fatih Keleş isimli şahıslarda bu otobüste bulunmuş olabilir. Diğer şahısların otobüste bulunma ihtimali yoktur. Fakat Beylikdüzü'nde seçim zaferini kutlanması sebebiyle bu şahıslarda orada bulunmuş olabilirler. Müşteki olarak beyanda bulunan Sedat Kapıdağ isimli şahsı tanımıyorum. Üniversal medyayı da bilmiyorum. Büyük bir firma olsa muhtemelen çalışırdık. Beyanında bahsettiği hususları bilmiyorum çünkü ben belediye çalışanı değilim. Billboardların ne şekilde kimlere kiralandığını ve hangi yöntemlerin uygulandığını bilmiyorum. MASAK raporunda tespiti yapılan hususları açıklayabilirim. Kapital Medya ve Öykü Reklam hem yöneticisi hem de hissedarı olduğum şirketlerdir. Dolayısıyla kira geliri, maaş ve kar payı olarak bu şirketlerden belli bir ödeme alırım. Dolayısıyla herhangi bir usulsüz para transferi söz konusu değildir. Tolga Başarslan benim şoförümdür. Bazen şirketle alakalı işlemleri gerçekleştirmesi içinkendisine verdiğim miktarı benim hesabıma gönderirdi bizde bu şekilde vergimizi öderdik. Bu transferlerde usulüne uygundur. Her ne kadar miktarlar yüksek görülse de şirket olarak yüksek miktarlarda vergi ödediğimiz için miktar normal miktarlardır. MASAK tarafından tespiti yapılan ve şahsıma ait olan Öykü Reklam isimli şirkete ait para transferlerini kısmen yukarıda açıkladım. Bunlardan Kent Vizyon ve Üçüncü Mecra ile olan transferler yukarıda bahsettiğim gibi ticari ilişki sırasında gerçekleşmiştir. İhtiyaç olursa bu işlemlere ait faturaları dosyaya ibraz edebiliriz. Asist Medya ve Urban Medya isimli şirketlerle olan transferleri hatırlamıyorum. Var ise de küçük meblağlardır. Bana sormuş olduğunuz HTS kayıtlarında yer alan Murat Ongun, Ekrem İmamoğlu, Fatih Keleş, Serdal Taşkın, Murat Abbas, Buğra Gökçe ve Vedat Şahin ile kampanya direktörlüğüm sebebiyle çok sayıda görüşmem olmuştur. Seçim Koordinasyon dönemi üç aylık bir dönemdir. Dolayısıyla bu süreçte koordinasyon merkezinde bir araya geliriz ve telefonla da görüşürüz. Görüşmemiz tespit edilen Elif Subaşı bu kişilerden ayrı olarak sektörden tanıdığım birisidir. Muhtemelen dergimizde haber yaptırmak için benimle iletişim kurmuş olabilir. Toparlamam gerekirse ben askeri liseden mezun olup sonrasında subay oldum.Ankara hukuk fakültesini ve Odtü'de de işletme okudum. 40 yılı aşkın süredir siyasi iletişim hususunda çalışmalar yaparım. Bu konuda çok sayıda kitabım ve makalem vardır. Yurt dışında konferanslara katılır seminerlerde yer alırım. İBB çalışanı değilim. Bu soruşturmaya dahil olma sebebim Ekrem İmamoğlu'yla uzun yıllardır tanışmamdır. Fakat seçim kampanyalarında direktörlük yapmak dışında herhangi bir ticari ilişkin içerisine girmedim. Soruşturma başladıktan sonra özellikle Ekrem İmamoğlu'yla tanışmadan önceki mal varlığım dahil olmak üzere tüm mal varlığıma tedbir konuldu. Ben yurt dışında olmama rağmen ülkeye geri döndüm. Tedbirlerin kaldırılması ve beyanda bulunmak üzere dilekçe verdim. Dolayısıyla Çarşamba gününe kadar bekledim ve operasyona dahil edildim. Pekala yurt dışında kalabilir ve dönmeyebilirdim. Bu masumiyetimin bir göstergesidir. Ayrıcı mal varlığım üzerinde bulunan tedbirin kaldırılmasını talep ediyorum. Dolayısıyla üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. " şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Necati ÖZKAN'ın Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 24/09/2025 tarihinde alınan ek beyanında; " Tarafıma sormuş olduğunuz "Eylem 4"de yer alan konuyu anladım. Bana sormuş olduğunuz Adem KAMEROĞLU'nu 2005 yılından beri tanırım. Tuncay YILMAZ'ı ise 2019 yılında Ekrem İMAMOĞLUnun İBB başkanı olması sonrasında tanıdım. Ekrem İMAMOĞLU Beylikdüzü Belediyesi Başkanı iken birkaç kez görmüşlüğüm vardır ancak samimiyetim yoktur. Ben Ekrem İMAMOĞLU'nun 2013 yılından beridir siyasi danışmanlığını yaparım. Ayrıca girmiş olduğu seçimde kampanya direktörüydüm. Ancak belediye ile herhangi bir bağlantım bulunmamaktadır. Ayşe HİTCHİNS isimli şahıs eşim Pelin ÖZKAN'ın liseden sınıf arkadaşıdır. Daha sonra Kanadalı biri ile evlenip Kanada vatandaşlığı alıp oraya taşınmıştır. Tam olarak emin olmamakla birlikte Ayşe'nin kızlık soyadının Kızıl olduğunu hatırlıyorum. Kendisiyle ailecek görüşmekteyiz. Ayrıca kendisi 2001 yılından bu yana benim şirketim olan Kapital Medya A.Ş isimli firmamda hissedardır.
Ben reklam şirketi yönetmekteyim. Beylikdüzü bölgesinde daha çok faaliyet gösteririm, Adem KAMEROĞLU'nun Pelikan Hill isimli projesindeki inşaatına ilişkin satış kampanyasını yönettim. 2017 yılında Metro Home projesinde ise benimle çalışmak istediler ve bana örnek daireler gösterdiler. Bizim fiyat teklifimizi pahalı buldukları için şirketim üzerinden reklam kampanyası yapma konusunda anlaşamadık. Projeyi gezdiğimde yatırım amaçlı karlı olabileceğini düşündüm ve toplam değeri 400.000 dolara (o günkü piyasa değeri 2 milyon TL) toplamda 4 adet daireyi satın almak üzere anlaştık ve sözleşme imzaladık. Bizzat Adem KAMEROĞLU ile görüşerek yüzde 22.5 indirim ile bahsetmiş olduğum rakama anlaştık. Anlaştığımız rakamı tek kalemde TL olarak o dönem 2 milyon TLyi 2017 yılı Nisan ayında bizzat elden Adem KAMEROĞLU'na Metro Home sitesinin satış ofisinde verdim. Nakit olarak kenarda biriktirmiş olduğum, ofisimin kasasında duran paradan verdim.
Bahse konu sözleşmemiz kapsamında inşaatın bitimi sonrasında dairelerin teslimi yapılacaktı.Ancak projenin bitirilmesi süresi 2021 yılını buldu. Ben bahse konu 4 adet daireden birini Kameroğlu İnşaattan devralmadan önce alacağımı sözleşme ile Ayşe HİTCHİNS'e devrettim. Akabinde 1 adet daireyi Ayşe HİTCİNS adına devretmiş oldum. Benim bu daire kapsamında tapu müdürlüğünde herhangi bir işlemim olmamıştır. Diğer 3 daireden birisini Kapital Medya A.Ş isimli şirketime, diğer ikisini ise Öykü Reklam isimli şirketime sözleşme ile devrettim. Şahsımın nakit ihtiyacı olduğu için devir yaptığım şirketlerimden şahsıma yönelik nakit transferi gerçekleştirdim. Dolayısıyla diğer 3 daireyi bahsetmiş olduğum şirketlerimin üzerine tapudan devrini aldım.
Ben 2 milyon TLyi nakit olarak Adem KAMEROĞLU'na tek kalemde elden verdim. Banka yoluyla kendisine herhangi bir şekilde para havalesi yapmadık. Banka yoluyla göndermememin sebebi Adem KAMEROĞLU ile aramdaki güvene dayalı ilişki ve kendisinin bu yöndeki talebi neticesinin sonucudur.
Şüpheliye Adem KAMEROĞLU'nun Yapıkredi Bankası Nuruosmaniye Şubesinde bulunan hesabından 29/06/2018 tarihinde firma çalışanı vasıtasıyla 2 milyon TL nakit para çekip 4 ayrı işlemde yine çekilmiş olan 2 milyon TLyi Necati ÖZKAN tarafından yatırılmış gibi gösterip aynı çalışanı tarafından aynı gün şirket hesabına geri yatırdığına dair dekontlar ile Adem KAMEROĞLU'nun beyanında geçen "şirket hesabımıza toplamda 2 milyon TL para göstermelik olarak yatırılmıştır." şeklindeki beyanı soruldu:
Şüpheli Cevaben: Ben bahse konu yeri 1 yıl öncesi olan 2017 yılında elden para verip satın aldım. Ancak resmi olarak işlemin tamamlanması açısından benim zorlamamla bu işlem tesis edildi. Kendisiyle Metro Home projesinde reklam anlaşması yapamayacağımız ortaya çıkınca aradaki güven ilişkisi zedelendi ve kendimi garanti altına almak için benim zorlamam ile benim adıma bu 4 dairenin parası banka yoluyla yatırılmış gibi gösterildi. Ben o gün bahsedilen çalışanı ile birlikte Yapıkredi Bankası Nuruosmaniye Şubesinde bulunmaktaydım ve dekontlara imza attım. İddia edildiği gibi rüşvetin teminine aracılık etmedim. Yine daireleri iddia edildiği gibi ticareti yapılıyormuş gibi göstermedim. 4 adet daireyi elden parasını vermek kaydıyla satın aldım. Sonrasındaki hayali banka transferi Adem KAMEROĞLU'nun beyanında bahsetmiş olduğu gibi göstermelik değildir. Ben gerçek bir ticaret yaptım. Aramızda sonrasında husumet çıktı. Tarafımıza teslim edilen daireler gecekondu gibi ayıplı dairelerdir. Bu nedenle iftira attığını düşünmekteyim. Ayrıca daireleri geç teslim ettiğinden dolayı tarafıma 2.5 yıl kira bedeli ödemesi gerekiyordu. Hukuki yollara başvurmadım. İbraname karşılığında daireleri teslim aldık. Ayrıca kendisiyle sözlü tartışmalar da olmuştur.
Ben o dönemde 15-20 milyon USD tutarlı işler yapmaktaydım. 400.000 USDye tekabül eden rakama tenezzül etmem. İddiaları kabul etmiyorum. Ayşe HİTCHİNSe ise 4 adet daireden birisini sözleşme yolu ve para transferini ise banka havalesi ile yaptım." şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 24/09/2025 tarihinde alınan ek beyanında; " İfadelerimde eksik olarak bulunan bazı hususlar mevcuttur. Eylem 3'te bana okuyup sormuş olduğunuz husus Ekrem İMAMOĞLU'nun sahibi, Tuncay YILMAZ isimli şahsın ise genel müdürü olduğu SSB Gayrimenkul isimli şirket adına 2019 yılı Mayıs ayında 224 ada 1 parselde bulunan 155 nolu villa Pelikan Hill Ihlamur Evleri 2.etapta bulunan villanın devrine ilişkindir. Yapılan villanın o dönemki değeri 1.500.000 TL idi.Savunmamın ekinde sunmuş olduğum banka dekontlarından da anlaşılacağı üzere 2017 yılından 2019 yılına kadar ki dönem içerisinde toplamda 13 ayrı kere SSB Gayrimenkul tarafından benim adıma olan Kameroğlu İnşaat adına bu para yatırılmıştır. Bir kez 300.000 TL diğer 12 kez ise 100.000 TL olmak üzere bu paralar şirketin adına gönderilen paralardır. Gönderilen bu paralargönderim tarihinden kısa bir süre sonra çekilmiştir. Sonrasında ise kimi zaman 1 hafta sonra kimi zaman ise 2 hafta sonra olacak şekilde bizzat Tuncay YILMAZ tarafından Beylikdüzünde bulunan Metro Home isimli inşaatın satış ofisinde bulunan odamdan kendisine elden teslim edilmiştir. Bu durum HTSlerle ortaya çıkacaktır. Kendisi benden başka kimseyle muhatap olmak istemiyordu. Gerçek bir alışverişmiş gibi gösterilen ve bu şekilde şirketimin hesabına gönderilen paraları tekrardan Tuncay YILMAZ'a elden teslim ediyordum.
Eylem 4'te tarafıma sormuş olduğunuz yine Metro Home isimli yerin iskanına yönelik Tuncay YILMAZ tarafından Necati ÖZKAN'a yapmış olduğum büyük inşaat projelere engel olunmaması adına ya da tarafıma baskı kurulmaması adına verilmiş olan 4 adet Metro Home isimli projemdeki apartman dairelerine ilişkindir. Ben aslında kuyumculuk sektöründe faaliyet göstermekteydim. Kameroğlu İnşaatı 2000li yılların başlarında uzun bir süre büyük ağabeyim Hüsamettin KAMEROĞLU yürüttü. Necati ÖZKAN'ın firması ile Kameroğlu İnşaat arasında imzalanmış olan medya hizmet sözleşmesi var ise benim nezaretimde değil o dönem Kameroğlu İnşaat ile ilgilenen ağabeyim tarafından süreç yürütülmüştür. Dolayısıyla Necati ÖZKAN'ı ben 2017 yılına kadar ben tanımıyordum. Yalnızca ismen biliyordum, kendisinin ifadesinde belirtmiş olduğu geçmişe yönelik tanışık olduğumuz şeklindeki beyan doğru değildir.
Ayrıca daha önceki beyanımda toplamda 4 adet daire için "şirket hesabımıza toplamda 2 milyon TL para göstermelik olarak yatırıldı, bu para sonrasında Necati Özkan'a iade edildi" şeklindeki sözler zapta geçmiş ise de, aradan 7 yıl gibi uzun bir zaman geçmiş olmasından ötürü ayrıca bu 4 adet daire karşılığı herhangi bir para almadığımızdan kaynaklı olarak bir anlam kargaşası oldu. Daha sonrasında işi detaylıca araştırdıktan sonra daha önceki ifademde göstermelik olarak para yatırıldığı şeklindeki beyanımın şu bakımdan doğrudur: Kameroğlu İnşaatın ait olduğu banka hesabından suça konu dairelerin karşılığı olan toplamda 2 Milyon TL tutarındaki para, aynı gün ve aynı saatler içerisinde çalışanım olan Aydın ŞAHİN tarafından çekilerek tekrardan paranın çekildiği aynı hesaba ve açıklamasına "Necati Özkan'a ait daire bedeli" şeklinde yazılarak 4 ayrı kalemde toplamda 2 Milyon TL bedel tekrardan geri yatırılmıştır. Ben bu hususun ayrımını ilgili belgeleri geçmişe dönük olarak araştırınca tespit ettim. Her ne kadar önceki beyan ile tespit etmiş olduğumuz bu beyan arasında küçük farklılık bulunmuş ise de, işin mantığı aynıdır. Gerçekte tarafıma verilmemiş olan paranın göstermelik olarak şirket hesabıma girdisinin yapılmasından ibarettir.
Necati ÖZKAN ile 20/04/2017 yılında bahse konu 4 adet dairenin satımına ilişkin taşınmaz satış vaadi sözleşmesi imzaladık. Buna ilişkin belgeleri bugün avukatlarım aracılığıyla emniyet birimlerine teslim ettik. Necati ÖZKAN'ın bana bu taşınmaz satış vaadi sözleşmesi sonrasında elden para verdiği yönündeki savunması gerçeği yansıtmamaktadır. Yine ifadesinin ekinde sunmuş olduğu ve savcılığınızca şuan huzurda bana göstermiş olduğunuz toplamda 4 adet daireye ilişkin ödeme taahhütnamelerindeki imzalar tarafıma ait değildir. Benim tarafıma ait olan imza yukarıda belirtmiş olduğum satış vaadi sözleşmelerindeki imzadır. Şuanda Necati ÖZKAN'ın sunmuş olduğu ve sanki tarafıma 2017 yılında ödeme yapılmış gibi gösterilen şirketin kaşesi basılarak üzerine atılmış olan imza tarafıma ait olmadığı gibi tamamen bambaşka ve gerçeğe aykırı şekilde hazırlanmış olan belgelerdir. Kaldı ki 2017 yılında tarafıma elden ödendiği iddia edilen 4 adet dairenin bedeli olan 2 Milyon TLnin bir sonraki yıl çalışanlarım tarafından benim talimatıma istinaden şirket hesabındaki para çekilerek Necati ÖZKAN tarafından daire bedellerinin karşılığıymış gibi tekrardan aynı hesaba geri yatırılması hayatın olağan akışına aykırı olacaktır. Dolayısıyla bu 4 adet dairenin karşılığı olan bedeller tarafıma hiçbir zaman ödenmemiştir. Necati ÖZKAN tarafından kendi şirket muhasebesinin hesaplarını kapatması yönündeki talebine istinaden arkasındaki belediye gücünden dolayı talebini kabul edip bu şekilde göstermelik olarak kendisi tarafından benim şirket hesabıma para yatırılmış gibi işlem yaptık.
Ben bu olaylardan dolayı mağdurum. Bildiklerimi samimi bir şekilde anlattım. Şuanki ifademe ilişkin delil ve dekontları tamamen beyanım desteklenecek şekilde savcılığınıza sunuyorum. Ayrıca belirtmek isterim ki, Necati ÖZKAN tarafından sunulmuş olan ve bana gösterilen belgelerin bir kısmı gerçeği yansıtmamaktadır, imzalar tarafıma ait değildir. Şirketimde hiçbir zaman bir başkasına imza yetkisi veya genel satış vekaletnamesi dahi vermediğim için şirketim adına başka bir yetkilinin imza atması dahi söz konusu değildir." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Tanık Aydın ŞAHİN'in emniyette 24/09/2025 tarihinde alınan ifadesinde; "Ben Kameroğlu İnşaat unvanlı firmada yaklaşık 19 yıldır çalışmaktayım. Kameroğlu inşaat unvanlı firmada yetkili Adem KAMEROĞLU isimli şahıstır. Adem KAMEROĞLU tam olarak hatırlamadığım bir günde benden şirket hesabından toplamda 2.000.000 TL parayı şirket hesabından çekmemi ve parça parça halinde yine şirket hesabına parayı Necati ÖZKAN daire bedeli açıklaması ile yatırmam konusunda talimat verdi. Bende bu talimat doğrultusunda Yapı Kredi Bankası Nuruosmaniye Şubesine(Kapalıçarşı) giderek hatırladığım kadarıyla dört parça halinde aynı gün içerisinde bu bedelde olan parayı Necati ÖZKAN adına yatırdım. Necati ÖZKAN isimli şahsı tanımıyorum, kendisi ile herhangi bir ticari ve sosyal ilişkim yoktur. Ben yetkilim olan Adem KAMEROĞLU isimli şahıstan almış olduğum talimatı yerine getirdim. AdemKAMEROĞLU isimli şahsın bana neden böyle bir talimat verdiğini bilmiyorum. İşim gereği bana söyleneni yaptım. Bu işlemleri yaparken tek başımaydım yanımda kimse yoktu. Bildiklerim bunlardan ibarettir." şeklinde beyanda bulunduğu,

Tanık Aydın ŞAHİN'in beyanı ile Adem KAMEROĞLU'nun beyanlarının birbiri ile örtüşür mahiyette olduğu, Necati ÖZKAN adına Kameroğlu İNŞAAT isimli firmaya para yatıran kişinin Adem KAMEROĞLU'nun yanında çalışan Aydın ŞAHİN olduğu, Adem'in çalışanı Aydın'a bu yönde talimat vermesinin Belediye görevlilerinden bu yöndeki göstermelik para yatırma talebini kabul etmemesi halinde kendisine yaptırım uygulanabileceğini düşündüğü ve bu yöndeki çekince ile hareket ettiği, bu itibarla Necati ÖZKAN tarafından devraldığı daire bedellerini karşılığını verdiğine dair bir tespitin bulunmadığı gibi Necati ÖZKAN'ın beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğunun değerlendirildiği,

Şüpheliler Adem KAMEROĞLU ve Necati ÖZKAN tarafından dosyaya sunulan belgelerin, banka dekontlarının ve sözleşmelerin incelenmesinde,
Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun resmi belgelerdeki imzaları, ifade tutanaklarındaki imzaları ve kendi belgesindeki imzalarının birbiri ile uyumlu olduğu ancak şüpheli Necati ÖZKAN tarafından sunulan belgelerden ödeme taahhütnamesindeki imzalar arasında bilirkişi raporuna gerek duyulmasızın çıplak gözle dahi aynı el ürünü olmadıklarının görüldüğü, Adem KAMEROĞLU'nun çalışanı olan dosyada tanık sıfatıyla ifade veren Aydın ŞAHİN'e verdiği talimat ile kendi şirket hesabından 2.000.000 TL nakit para çekip aynı çalışan tarafından yaklaşık yarım saat sonra aynı tutarı ve açıklamasına ''Necati ÖZKAN tarafından gönderilen para'' şeklinde yazılarak Kameroğlu İNŞAAT hesabına 4 ayrı işlemde yatırdığına dair dekontun dosyaya eklendiği, bu haliyle şüphelilerden Necati ÖZKAN tarafından Adem KAMEROĞLU'na ya da şirketine suça konu 4 adet dairenin karşılığında herhangi bir para transferinin bulunmadığı,

Şüpheli Ayşe HİTCHİNS'in Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 24/09/2025 tarihinde alınan ifadesinde; " Ben hem Kanada hem de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım. Her iki ülkeye ait pasaportum da bulunmaktadır. Bana sormuş olduğunuz Necati ÖZKAN isimli şahsı 45 senedir aile dostu olmasından dolayı tanırım. Necati ÖZKAN'ın eşi benim liseden arkadaşımdır. Tarafıma yöneltilmiş olan suçlamaları anladım. Ben daha önce hayatımda karakola dahi gitmedim. Tarafıma sormuş olduğunuz Adem KAMEROĞLU isimli şahsı tanımam, Tuncay YILMAZ'ı da tanımam. Şuanda Kameroğlu İnşaatın yapmış olduğu Metro Home isimli sitede 3+1 dairede oturmaktayım. Ben bu daireyi Necati ÖZKAN'dan satın aldım. Kendisine dairenin parasını aramızda yapmış olduğunuz taşınmaz satış vaadi sözleşmesi kapsamında 19/06/2019 tarihinde 500.000 TLsini banka yoluyla, 500.000 TLsi ise nakit olmak üzere toplamda 1 Milyon TL bedelle anlaştık. Necati ÖZKAN burayı Kameroğlu İnşaattan almış ancak nasıl ve ne şekilde aldığına dair herhangi bir bilgim yoktur. Ancak Necati ile aramızda yapmış olduğumuz sözleşme kapsamında hatırladığım kadarıyla şuanda hali hazırda oturmuş olduğum bu daireyi doğrudan Kameroğlu İnşaattan 2022 yılında devraldım. 2019 yılında bitmesi planlanan proje çeşitli nedenlerden dolayı bitmemiş, 2022 yılında proje tamamlanmış ve tamamlanması sonrasında devir işlemi gerçekleşmiştir. Benim oturmuş olduğum ve Necati ÖZKAN ile aramdaki sözleşme ile devralmış olduğum dairenin Necati tarafından Kameroğlu İnşaattan rüşvetin teminine aracılık ettiği hususuna ilişkin bilgim bulunmamaktadır. Eğer böyle olduğunu bilseydim bu daireyi satın almak istemezdim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Benim rüşvetin teminine aracılık etmem gibi bir husus söz konusu olamaz. Söz konusu dairenin parasını ben Necati ÖZKAN'a verdiğime dair emniyet sorgumda dekont sundum. Yine tarafıma okumuş olduğunuz gibi Necati ÖZKAN da vermiş olduğu ifadesinde bu hususu doğrulamıştır. Benim yaşımın da göz önüne alınarak serbest bırakılmayı talep ediyorum. Ayrıca hakkımda atılı suç ile hiçbir alakam olmaması nedeniyle takipsizlik kararı verilmesini talep ediyorum." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Veysel ERÇEVİK isimli şahsın Etkin Pişmanlık hükümleri kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde özetle; ''(...) Öykü Ajans, Necati ÖZKAN:
Kameroğlu İnşaat genel müdürü olduğum dönemde Adem KAMEROĞLU, Öykü Ajans adına iki daire seçildiğini ve sözleşmesinin düzenlenmesini söyledi. İki adet daire sözleşmesi imzaladık ama daha sonra Adem Bey bunlarında Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatıyla bedelsiz olarak Öykü Ajansa verildiğini söyledi. Ancak bunun hangi amaçla bedelsiz olarak devredildiği hakkında detaylı bilgiye sahip değilim. (...)'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Veysel ERÇEVİK isimli şahsın etkin pişmanlık kapsamında alınan ifadesinde yukarıda tespitleri yapılan dört daireden ikisi hakkında açıklamalar yapıldığı, devirleri hakkında bilgi verilen dört daireden ikisinin Necati ÖZKAN isimli şahsın firması olan Öykü Ajans unvanlı firmaya bedelsiz devredildiğini beyan ettiği, beyanlarda devredildiği söylenen daireler hakkında çalışmalar yapıldığında, söz konusu dairelerin beyanlarda geçtiği gibi Kameroğlu İNŞAAT firmasından Öykü AJANS unvanlı firmaya devredildiği tespit edildiği, bu kapsamda beyanlar ile tespitlerin örtüşür mahiyette olduğu, ilgili devirlere ilişkin yapılan tespitlere ise aşağı kısımda yer verildiği,

Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları, irtibat kayıtları ve sunulan dekont incelenmesi neticesinde,
Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun para yatırma işlemlerini yaptığını iddia ettiği çalışanı Aydın ŞAHİN isimli şahıs ile 26.01.2018 – 18.02.2025 tarihleri arasında 10 defada 777 saniyelik irtibat verisinin bulunduğu,
Ayrıca Adem KAMEROĞLU tarafından emniyete sunulan işlem dekontları uyarınca işlemlerin 29.06.2018 tarihi saat: 11:07 sıralarında Kameroğlu İnşaatın banka hesabından para çekildiği, aynı gün 11:08, 11:11, 11:15 sıralarında para yatırma işlemi yapıldığı, işlemlerin tamamının Yapı Kredi Bankası Nuruosmaniye Şubesinden yapıldığı,
Şüpheli Necati ÖZKAN'ın Adem KAMEROĞLU ile Kameroğlu İnşaat firmasının hesaplarına para çekme/yatırma işleminin yapıldığı gün olan 29.06.2018 tarihinde 2 defada 72 saniyelik irtibat verisinin bulunduğu,
HTS analizinde bankadan Kameroğlu İnşaat firmasının banka hesaplarına Necati ÖZKAN adına para çekme/yatırma işlemleri yapıldığı gün ve saat aralığında; Adem KAMEROĞLU isimli şahsın para çekme/yatırma yaptığını iddia ettiği Aydın ŞAHİN isimli şahıs ile 2 defa görüşme kaydının olduğu söz konusu görüşmelerin kısa süreli olduğu ve Adem KAMEROĞLU isimli şahsın Aydın ŞAHİN isimli şahıs tarafından arandığı,
Yapılan çalışmalar neticesinde; para çekme/yatırma işleminin yapıldığı gün olan 29.06.2018 tarihinde Necati ÖZKAN ile Adem KAMEROĞLU'un ortak baz verisine rastlanılmadığı,
Necati ÖZKAN isimli şahsın Yapı Kredi Bankası Nuruosmaniye Şubesine para çekme/yatırma işleminin yapıldığı tarih vesaat aralığındaki baz verileri fezlekedeki tabloda verilmiş olup, söz konusu verilerden de anlaşılacağı üzere baz verilerinin söz konusu banka şubesine yakın adreslerde olduğu,

Şüpheli Adem KAMEROĞLU isimli şahsın şüpheli Tuncay YILMAZ isimli şahsın yönlendirmesi ile şüpheliler Necati ÖZKAN ve Ayşe HİTCHİNS isimli şahsa devrettiği toplamda 4 daire ile alakalı olarak yapılan çalışmalar neticesinde,

1.Taşınmaz Bilgileri:
- 105166084(Taşınmaz ID), İstanbul (İl), Beylikdüzü(İlçe), Kavaklı(Mahalle), Mesken(Nitelik), 125 (Ada), 2 (Parsel)
105166084 ID numaralı taşınmazın Kameroğlu İnşaat Firması adına tescilli iken 27/09/2021 tarihinde (şüphelilerden Necati ÖZKAN'a ait olan) Kapital Medya Hizmetleri Anonim Şirketine devredildiği, 28/03/2024 tarihinde söz konusu taşınmazın Mohammad Nazır AKBARI isimli şahsa devredildiği,

2 ve 3. Taşınmaz Bilgileri:
- 105237515(Taşınmaz ID), İstanbul (İl), Beylikdüzü(İlçe), Kavaklı(Mahalle), Mesken(Nitelik), 124 (Ada), 3 (Parsel)
105237515 ID numaralı taşınmazın Kameroğlu İnşaat firması adına tescilli iken 27/09/2021 tarihinde (şüphelilerden Necati ÖZKAN'a ait olan) Öykü Reklam Hizmetleri Limited Şirketine devredildiği, 11/08/2023 tarihinde söz konusu taşınmazın Rafet DURAKER isimli şahsa devredildiği,

- 105237750(Taşınmaz ID), İstanbul (İl), Beylikdüzü(İlçe), Kavaklı(Mahalle), Mesken(Nitelik), 124 (Ada), 3 (Parsel)
105237750 ID numaralı taşınmazın Kameroğlu İnşaat firması adına tescilli iken 27/09/2021 tarihinde (şüphelilerden Necati ÖZKAN'a ait olan) Öykü Reklam Hizmetleri Limited Şirketine devredildiği, 04/03/2024 tarihinde söz konusu taşınmazın Yunus AY isimli şahsa devredildiği,

4. Taşınmaz Bilgileri:
- 105166095(Taşınmaz ID), İstanbul (İl), Beylikdüzü(İlçe), Kavaklı(Mahalle), Mesken(Nitelik), 125 (Ada), 2 (Parsel)
105166095 ID numaralı taşınmazın Kameroğlu İnşaat firması adına tescilli iken 01/03/2022 tarihinde söz konusu taşınmazın Ayşe HİTCHİNS isimli şahsa devredildiğinin tespit edildiği,

Şüpheliler Ayşe HİTCHİNS (TC: 52159744816) isimli şahıs ile Necati ÖZKAN isimli şahıs arasındaki bağlantılar hakkında yapılan araştırma kapsamında,
Şüpheliler Necati ÖZKAN ve Ayşe HİTCHİNS isimli şahısların Holiday İnn Bursa (Sed-Cem Turz. Özl. Eğt. İnş. Sağ. Ltd. Şti.) unvanlı otelde ortak otel kayıtlarının bulunduğu, ayrıca şüpheli şahısların birlikte 4 farklı uçuş kayıtlarının olduğu tespit edildiği, bu bağlamda şahısların işbu eylem kapsamında da fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri, yapılan tespitler ile Adem KAMEROĞLU isimli şahsın ifadesinin örtüşür mahiyette olduğu, ancak her ne kadar şüphelilerden Ayşe HİTCİHNS isimli şahsın suça konu teşkil eden 4 adet daireden 105166095 ID numaralı taşınmazı doğrudan Kameroğlu İNŞAAT'tan tapuda devralmış ise de, anılı dairenin şüpheliler Adem KAMEROĞLU ile Necati ÖZKAN arasında rüşvet konusu olan dairelerden olduğu ve Necati ile Ayşe HİTCHİNS arasındaki yarısı banka yolu ile ödenmiş olan dosyaya dekontu eklenen ve bu şekilde gerçekleşen ticari işlem sonucunda Necati tarafından Adem'den alınacak olan rüşvet konusu dairelerden 105166095 ID numaralı 1 adet taşınmazın Ayşe'ye temlik edildiği, Ayşe HİTCHİNS'in söz konusu dairede halihazırda ikamet ettiği hususu da göz önüne alındığında atılı rüşvetin teminine aracılık etme suçuna ilişkin illiyet bağının bulunup bulunmadığı, Necati ÖZKAN tarafından rüşvete konu edilen dairenin Ayşe HİTCHİNS tarafından satın alınması sürecinin Ayşe HİTCHİNS tarafından anılı dairenin rüşvet konusu olduğunu bilip bilmediği hususundaki delil durumunun mahkemenin takdirine bırakıldığı,

Yukarıda belirtilen suça konu teşkil eden 125 ada 2 parsel ve 124 ada 3 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak Akbük Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından ifadesi alınan ve ifadesinin ekinde de ilgili belgeleri sunan tanık Hasan Basri AKIN'ın 21/05/2025 tarihli beyanında; "(...)Beylikdüzü Cumhuriyet Mahallesi Derviş Eroğlu Cad. 125 ada 2 parsel ve 124 ada 3 parsel sayılı taşınmazlar üzerinde gerçekleştirilen konut projesi adına düzenlenen 18.08.2016 tarihli Yapı Ruhsatlarında dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Olur'uyla düzenlenmiştir. Yapı ruhsatı ve yapı kullanım izin belgesi üzerindeki ''Parselin Kullanma Amacı'' kısmına ''Konut + Ticaret'' yazmak suretiyle hileli davranıp sadece KONUT yapılabilecek olan parseller üzerinde toplam 1.693 adet konut ve her biri yaklaşık 50.milyon tl değerinde olan toplamda 5 miyar tl nin üzerinde bir değere sahip 125 adet ticari amaçlı ''Dükkan'' ve ''Ofis'' inşa edilerek imar kirliliği oluşmasına sebep olunmuştur. Konut Fonksiyonlu parsellere (yol boyu ticaret kararı alınmış olanlar hariç) konut dışında hiçbir yapı yapılamaz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından İstanbul 7. İdare Mahkemesi'ne sunulan cevap yazısında 125 ada 2 parsel ve 124 ada 3 parsel 15.05.2005 tasdik tarihli 1/5000 ölçekli Beylikdüzü Nazım İmar Planı'nda ''301-450 kişi / hektar yoğunlukta Yüksek Yoğunlukta Yerleşik Konut Alanı'' fonksiyonunda kalmakta ve ticaret kullanımına ilişkin bir plan kararı bulunmamaktadır. Şeklindeki ifadelerinden anlaşılıyor ki 125 ada 2 parsel ve 124 ada 3 parsel taşınmazlar Konut Fonksiyonlu alanlardan olup ticaret kullanımına da kapalıdır. Yine Beylikdüzü Belediye Başkanlığı Yapı Kontrol Müdürlüğü tarafından Beylikdüzü Kaymakamlığı'na gönderilen cevap yazısında bu parsellerin Konut Alanında kaldığı belirtilmektedir. Yapı yaklaşma mesafeleri olarak ayrılan alanlarda bina yapılamaz. Planlı Alanlar imar Yönetmeliğinin 23. Maddesine göre yapı çekme mesafeleri içerisinde kalan alanlara 125 ada 2 parselde ''L'' blok adıyla 79 adet, 124 ada 3 parselde ise ''F'' blok adıyla 46 adet dükkan ve ofisler yapılarak mevzuata aykırı hareket edilerek suç işlenmiştir. 03.09.2022 tarih ve 1660513 sayılı şikâyet dilekçeme verilen 16.09.2022 tarihli cevap yazısında iki blok arasındaki çekme mesafeleri olarak ayrılan alan üzerinde mevzuata aykırı olarak yapılan ticaret amaçlı yapıların İmar Kanunu 32 ve 42. Maddeleri gereği yerine getirilerek yıkılmasını, İmar Kirliliğine sebep olan binayı yapan, yaptıran, denetleme görevi verilen Yapı Denetim yetkilileri, İmardan sorumlu belediye çalışanları ile tespit edilecek diğer kusuru olan şahıslar hakkında TCK 184 maddesi hükmüne göre 'İmar Kirliliğine Sebep Olma' suçundan yargılanmaları için Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını talep ve ihbar etmiş olmama rağmen bu güne kadar hiçbir işlem yapılmamış aksine imara aykırı yapılar korunma altına alınmış İmar Kanunu 32. Madde yok sayılmıştır.
Hayali bloklar adına tapu tescili yapılmıştır. 124 ada 3 parseldeki blokların altına ve yapı yaklaşma alanlarına mevzuata aykırı olarak yapılmış olan 46 adet dükkan ve ofis bulunmuş oldukları bloklar üzerinden kaydedilemediği için ''F'' blok adıyla gerçekte var olmayan hayali bir blok adına tapu tescili yapılmıştır.125 ada 2 parseldeki 79 adet dükkan ve ofislerde aynı şekilde ''L'' blok adıyla hayali bir blok adına kaydedilmiştir. Proje alanında ''E-F'' ve ''L'' blok olarak isimlendirilmiş bir blok bulunmamaktadır. Beylikdüzü Belediye Başkanlığı'nın 24.5.2023 tarihli dilekçeme vermiş olduğu 09.06.2023 tarihli cevap yazısında "imar arşiv dosyası incelendiğinde 125 ada 2 parsel ile 124 ada 3 parsel sayılı yerlerin meri imar planında ''Konut'' alanında kaldığı, zemin katlarda yapılan ticari bölümlerin ilgili mevzuatlarda açıklanan kapsama uygun olarak projelendirildiği, 125 ada 2 parselde düzenlenen Yapı Ruhsatları incelendiğinde A,B,C.D.E.F.G.H.I blokların MESKEN olarak, ''L'' bloğun ise ticari olarak ruhsatlandırıldığı, L Bloğun zemin kat ve bodrum kattan ibaret 79 adet DÜKKANDAN oluştuğu, 124 ada 3 parselde ise A,B.C,D.E blokların MESKEN olarak, F bloğun TİCARİ olarak ruhsatlandırıldığı, F bloğunda zemin kat ve bodrum kattan ibaret 46 adet DÜKKANDAN oluştuğunun 1 projelerinin de bu doğrultuda onaylanarak Tapu Müdürlüğü'ne gönderildiğinin anlaşıldığı, ayrıca sözü edilen projenin 125 ada 2 parsel kısmı için 02.05.2023 tarihinde tüm bloklara yapı kullanma izin belgelerinin düzenlendiği, 124 ada 3 parsel kısmı içinde 08.05.2023 tarihinde yine tüm bloklara yapı kullanma izin belgelerinin düzenlendiğinin görüldüğü , ilgide kayıtlı başvuruda sözü edilen iddialar tek tek incelendiğinde ilgili mevzuatlara aykırı bir durum tespit edilmediği tarafımıza bildirilmiştir" denilerek projede mevzuata aykırılık bulunmadığı iddia edilmekte olup gayri yasal olarak mevzuata aykırı inşa edilen dükkan ve ofislere Yapı Kullanma İzin Belgesi verilmesinin akabinde de İşyeri Açma ve Çalıştırma ruhsatı verilmek suretiyle suç işlenmeye devam edilmektedir.
1-) 124 ada 3 parsel için düzenlenen 11.04.2016 tarih, 2016/172 sayılı İMAR DURUMU belgesinde proje alanı AYRIK NİZAM KONUT FONKSİYONLU alanda kalmakta olup başka hiçbir amaç için kullanılamaz.
2-) 125 ada 2 parsel için düzenlenen 11.04.2016 tarih, 2016/173 sayılı İMAR DURUM belgesinde proje alanı AYRIK NİZAM KONUT FONKSİYONLU alanda kalmakta olup başka hiçbir amaç için kullanılamaz.
3-) Mer'i İmar Durumu Raporlarında da 124 ada 3 parsel ve 125 ada 2 parseller 15 katlı konut alanında kalmaktadır. Ancak bu alanlarda 18 katlı yapılar yapılarak imar kirliliğine sebep olunmuştur.
4-) Belediyenin İmar Durumu ve Parsel Yapı Yerleşimlerini gösteren internet sayfasında blokların ayrık nizama göre projelendirildiği ve blok aralarında çekme mesafeleri açıkça görüldüğü ve yine içişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık işleri Genel Müdürlüğü adres sorgu internet sayfasında da net bir şekilde görüldüğü üzere blokların ayrık nizam yapılaşma koşullarına göre projelendirildiği görülmektedir. Ancak parsellere ait Yapı Aplikasyon Projesine bakıldığında yapı çekme mesafeleri içerisine de bina yapıldığını, mimari projesinde Ayrık Nizam Yapılaşma koşulu olduğu görülürken uygulama bitişik nizam şeklinde yapılarak suç işlenmiştir.
1/5000 'lik Beylikdüzü Nazım İmar Planlarında ve 1/1000 Uygulama İmar Planlarında açık bir şekilde "AYRIK NİZAM KONUT FONKSİYONLU" alanlarda kaldığı ve bu alanlarda yol boyu ticaret kararı bulunan parseller hariç konut dışı amaçla kullanılmak üzere yapı yapılmasına müsaade edilmediği halde 18.08.2016 tarihli yapı ruhsatları ile 22.03.2019 tarihli tadilat ruhsatlarında dönemin belediye başkanı ekrem imamoğlu'nun olur'u ile ruhsat üzerinde konut ticaret fonksiyonlu alanda gösterilmek suretiyle ticari amaçlı 125 adet dükkan ve ofis inşaa edilerek imar kirliliğine sebebiyet vererek suç islenmiştir.
Yine Yapı Ruhsatı ve Tadilat Ruhsatlarında blok yükseklikleri ile taban alanı hesapları eksik gösterilmek suretiyle emsal alan kullanımları ve ayrıca blok yaklaşma mesafeleri eksik hesaplanarak suç işlenmiştir. Örneğin 125 ada 2 parsel sayılı taşınmaz üzerinde inşa edilen bloğun 18.08.2016 tarihinde düzenlenen Yapı Ruhsatında yol kotu üstü yüksekliği 18 kat 59,15 metre olarak hesaplanmış ancak gerçekte binanın yol kotu üstü yüksekliği Zemin * 18 kat (5.95 * 59,15) 65.10 metredir. Buna göre yeniden hesaplanacak emsal alanlar ve yapı çekme mesafeleri imara aykırılığın boyutlarını gözler önüne serecektir.
125 ada 2 parselde imara aykırı olarak çekme mesafeleri alanında L blok adıyla inşa edilen dükkanlar ve A-B-C-D-E-F-G-H-I-K1-K2-K3 Blokların zemin katlarında yine L blok adıyla yer alan dükkanlar AYRIK NİZAM yapılaşma yerine Bitişik Nizam şeklinde inşa edilmiş, 124 ada 3 parselde "F" blok adıyla çekme mesafeleri alanına inşa edilen dükkanlar ve A-B-C-D-E bloklarn altına inşa edilen ''E-F'' blok diye adlandırılan dükkanlar Ayrık Nizam yerine Bitişik Nizam şeklinde inşa dilerek suç işlenmiştir.
L ve F bloklar yapı ruhsatında belirtilmiş olmasına rağmen proje alanında bulunmamaktadır, ancak bu hayali L ve F bloklara tapu tescili yapılarak suç işlenmiştir. Ekrem İmamoğlu'nun İBB Başkanı olması ve Mehmet Murat Çalık'ın Belediye Başkanı olarak seçilmesinden sonra defalarca ihbarda bulunup İmar Kanunu 32.Maddesi gereği yerine getirilerek imara aykırılıkların giderilmesi aksi durumda imara aykırı yapıların yıkılması yönünde karar alınması talebinde bulunmuş olduğum halde bu talebim yerine getirilmeyerek suç işlenmeye devam edilmiştir. Onaylı projesinden farklı bir şekilde ruhsat düzenlenerek İmar Mevzuatına aykırı bir şekilde inşa edilmiş projeye Murat Çalık başkanlığındaki Beylikdüzü Belediyesi tarafından Yapı Kullanma İzin Belgesi düzenlenerek suç işlenmiştir. (...) Olaya ilişkin 7 sayfa dilekçem ve 61 sayfa olaya ilişkin evrakları dosyaya eklenmek üzere kendi rızam ile teslim ediyorum. (...)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Eylem 4 Değerlendirme

Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun Beylikdüzü ilçesi sınırları içerisinde Metro Home isimli projesinin ruhsat/iskan başvuruları için Beylikdüzü Belediyesine müracaatta bulunduğu, daha öncesinde herhangi bir tanışıklığının bulunmadığı ve Eylem 3'te izahı yapıldığı üzere iletişim kurmuş olduğu; o dönemde Beylikdüzü Belediye Başkanı şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'na ait olan İmamoğlu İNŞAAT ve SSB Gayrimenkul isimli şirketlerinin genel müdürü olan şüpheli Tuncay YILMAZ ile tanışmış olduğu, işbu eylemde de belediyede herhangi bir görevi bulunmayan şüphelilerden Tuncay YILMAZ'ın yönlendirmesi ile şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun yine daha öncesinde yalnızca ismen bilinen şüphelilerden Necati ÖZKAN isimli şahıs ile görüştüğü, Adem KAMEROĞLU'nun Beylikdüzü Belediyesi'nden iskan konusunda belirtilen iş ve işlemler için 4 daireyi şüpheli Necati ÖZKAN'a rüşvet olarak verdiği, şüpheli Tuncay YILMAZ isimli şahsın belirtilen tarihlerde Beylikdüzü Belediyesi ile resmi bir bağının bulunmadığı ancak Adem KAMEROĞLU'nun ifadesinde belirttiği gibi vatandaşların belediyedeki işleri halledebilmek için Tuncay YILMAZ isimli şahıs ile görüşme yaptıklarından, Tuncay YILMAZ'ın Ekrem İMAMOĞLU vasıtası ile Beylikdüzü Belediyesinin görev alanına giren işlerinde söz sahibi olduğunun anlaşıldığı, yine 4 adet daireyi devralan Necati ÖZKAN'ın örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile arasında sıkı bir ilişkinin bulunduğu, şöyle ki, şüpheli Necati ÖZKAN'ın örgüt liderinin 2013 yılından beri siyası danışmanı olduğu, ayrıca örgüt liderinin girmiş olduğu seçimlerdeki kampanların direktörlüğünü yaptığı, önceki eylemlerde olduğu gibi rüşvetin teminine aracılık eden şahısların bir şekilde örgüt lideri ile aralarında kuvvetli bağ olan kişiler oldukları, şüpheli Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan ''sistemin'' bu eylemde de şüpheli Tuncay YILMAZ üzerinden işletildiği, Tuncay Yılmaz'ın ise şüpheli Adem KAMEROĞLU'nu rüşvet konusu 4 adet daire vermesi için örgüt lideri ile şüphelilerden Necati ÖZKAN'a yönlendirdiği, 3 adet dairenin Necati ÖZKAN'ın sahibi olduğu (2 ayrı) şirketlerinin adına 1 adet dairenin ise Necati ÖZKAN ile irtibat ve iltisaklı olan Ayşe HİTCKİNS isimli şahsın adına devredildiği,

Şüpheli Necati ÖZKAN isimli şahsın şüpheli Adem KAMEROĞLU'ndan devraldığı dairelere karşılık elden ödeme yaptığını beyan etmiş ise de, beyanını destekler nitelikte delilin bulunmadığı, bir önceki eylem olan Eylem 3'teki şüpheli Tuncay YILMAZ isimli şahsın yaptığı davranış yöntemi ile benzeyen bir yöntem ile hareket edilerek, daha önce hiçbir ödeme yapılmamasına karşın şüpheli Necati ÖZKAN tarafından yine Belediye gücünü kullanarak yapılan baskı sonucunda kendi tarafından Kameroğlu İNŞAAT'a 4 adet rüşvet konusu daire karşılığına tekabul eden 2.000.000 TL tutarlı parayı göndermiş gibi gösterilmesini istediği, şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun da çalışanına verdiği talimat ile kendi şirket hesabından 2.000.000 TL nakit para çekip aynı çalışan tarafından yaklaşık yarım saat sonra aynı tutarı ve açıklamasına 'Necati ÖZKAN tarafından gönderilen para' şeklinde yazılarak Kameroğlu İNŞAAT hesabına 4 ayrı işlemde yatırdığı, bu davranış ile rüşveti teminine aracılık eden şahısların rüşveti veren şahıslar ile aralarında ticari faaliyet gerçekleşmiş gibi gösterilerek alınan rüşvetin gizlenmesine yönelik olduğu, Necati ÖZKAN'ın banka hesabı tarafından Kameroğlu İNŞAAT hesabına hiçbir para girişi olmadığı gibi, ifadesi ekinde sunmuş olduğu belgelerden Adem KAMEROĞLU'na elden para verildiğine dair belgenin gerçek olmadığı; şüpheli Adem'in sahip olduğu imza ile şüpheli Necati tarafından sunulan belgedeki Adem'e ait olduğu iddia edilen imzanın bilirkişi raporuna gerek duyulmaksızın çıplak göz ile anlaşılacak şekilde aynı el ürünü olmadığı, şüpheli Tuncay YILMAZ'ın gerçekleşen her iki eylemde (eylem3 ve eylem 4'te), gerçekte var olmayan bir ticari işlemi varmış gibi göstermek suretiyle hareket ettiği ya da 3. kişileri bu şekilde organize ettiği atılı suçları bu benzer yöntemleri kullanarak işlediğinin anlaşıldığı,

Adem KAMEROĞLU isimli şahsın alınan ek ifadesinin devamında ise; "(…)Bu devirler dışında o dönem Beylikdüzü Belediye Meclis Üyesi olan Fatih Keleş yanıma gelerek 'başkanın selamı var, Beylikdüzü Voleybol Takımına sponsor olacaksın' dedi. Bende bu sözün ne anlama geldiğini bildiğim için tekliflerini kabul etmek zorunda kaldım. 3 sene boyunca Beylikdüzü Voleybol Takımının ana sponsoru oldum. Ancak aramızda herhangi bir protokol yapmadık. 3 sene boyunca yaklaşık 12 milyona yakın para verdim. Bu paranın yaklaşık 4 milyonunu Fatih Keleş şirketimize gelip peyderpey elden aldı. 'Takımın açıktan ödemeleri' var dedi. Bu nedenle kendisine parayı teslim ettik.(…)" şeklinde beyanlarda bulunduğu, yine ''Beylikdüzü'nde hali hazırda adı Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın olan anaokulunu bana yaptırdılar.'' şeklindeki beyanlar ile ''Metro Home'un yapıldığı arsamda yaklaşık 40 dönümü belediyeye vermek zorunda kaldım, bu 40 dönüm şu an yaklaşık 35.000.000 dolar değerindedir.'' şeklideki beyanlarından anlaşılacağı üzere şahsın Eylem-3 ve Eylem-4'te rüşvet vermeyi kabul etmesinin ardından belediye görevlileri ya da onlar ile iltisaklı olan şüpheli şahıslarca etkileri altına alındığı, bu sebeple Adem'den sürekli olarak maddi menfaat temin edilmek istendiği, Adem KAMEROĞLU isimli şahsın ise yapmış olduğu ve yapmayı planladığı inşaatların ruhsat işlerini halledebilmesi için belediye ile sürekli olarak ruhsat ya da iskan işlerinin olduğu, bu nedenle rüşvet vermeye devam ettiği,

Yine Adem KAMEROĞLU isimli şahsın ifadesinde; "(…)Metro Home'un inşaatına başlayacağım sırada yine Tuncay Yılmaz inşaatın kabasını Adem Soytekin'e vermemi proje müdürlerime telkin etmiş. Proje müdürlerim de gelip durumu bana anlattılar. Adem Soytekin'le belediyenin arasının iyi olduğunu biliyorum. Ekrem İmamoğlu'yla yakın ilişki içerisindeydi. Bu yakın ilişki sayesinde bölgede yapılan bazı inşaatlarında kabası kendisine verildi. Hızlı bir şekilde taşeronluktan patronluğa geçti.Bahsettiğim bu hususlar dışında başka bir proje yapmadığım için benden talepleri olmadı ancak Metro Home'daki dairelerin satışı sırasındaki yönlendirdikleri kişiler için yüksek indirimle daire vermemi istiyorlardı. Bazı dairelerin fiyatını yarı fiyatına indirmek zorunda kaldım. Bölgede iş yapan çoğu müteahhit de benim yaşadıklarımı yaşamıştır. (…)" şeklindeki beyanından da anlaşılacağı üzere Tuncay YILMAZ isimli şahsın inşaatın kabasını şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın yapması konusunda telkinlerde bulunduğunu belirttiği, böylelikle kendi bölgelerinde yapılacak işlerden kendileri ile irtibatlı şahısların kazanç sağlamasına yardımcı olmak istedikleri, bu kapsamda devam eden ifade neticesinde de kendilerince yönlendirilecek şahıslara dairelerin satışı konusunda fiyatta yarı oranda indirimler yaptırarak daireleri ederinin altında almak istedikleri, kendileri ile irtibatlı olan şahısların da böylelikle kazanç sağlamasında etkin rol oynamak istedikleri,

Her ne kadar şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'e yönelik yukarıda izahı edilen beyanlara istinaden işbu eylemdeki cezalandırma kısmına dahil edilmedikleri görülmüş ise de, gerçekleşen eylemlerin bütünlüğü, örgütün kurmuş olduğu ''sistemin'' nasıl ve ne şekilde işlediğinin görülmesi, belediye ile iş yapan, belediyeden yapılacak olan inşaat karşılığında resmi başvurusuna karşılık şahısların rüşvet talebinde bulundukları, rüşvet vermeyen kişilere ruhsat veya iskan onayının verilmesinin geciktirildiği veya verilmediği hususlarının görülmesi adına Eylemin Değerlendirme kısmında anlatıldığı, örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın talep edilen rüşvetleri doğrudan kendisinin talep etmediği, aracılar vasıtasıyla talep ettiği ve yine aracılar vasıtasıyla temin ettiğinin beyan edildiği, söz konusu yapılanma her ne kadar Beylikdüzü Belediye Başkanlığı olarak görünse de; belediye ile resmi bir bağı olmayan kişilerin de (Necati ÖZKAN, Tuncay YILMAZ, Adem SOYTEKİN) söz konusu yapılanmanın içerisinde oldukları ve şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile yakın ilişkileri olan kişiler olduğunu, belediye dışındaki şahısların da belediyenin işleyişlerinde söz sahibi oldukları (Tuncay YILMAZ ile Adem KAMEROĞLU’nun ruhsat işi için görüşmesi ve rüşvet verilmesi olayı), temin edilen menfaatlerin belediye dışındaki yer alan şahıslar aracılığı ile temin edilerek rüşvet suçunun oluşmasının engellenmesi için zemin hazırlandığı çalışıldığı (Necati ÖZKAN ve Ayşe HİTCHİNS'a devredilen taşınmazlar), menfaatlerin temini aşamasında ise taşınmazı devreden tarafa resmi kanallardan para havaleleri yapılarak söz konusu paraların nakit olarak geri teslim alınmasıyla da rüşvet suçunun oluşmasının engellenmeye veya gizlenmeye çalışıldığı (Tuncay YILMAZ ve Necati ÖZKAN tarafından gönderilen paraların geri iade edilmesi), talep edilen işleri yapmak için sürekli olarak iş yapan kişilerden rüşvet talep edilerek eylemlerin sürekliliğinin devamının sağlandığı (Adem KAMEROĞLU'na Fatih KELEŞ'in voleybol takımına sponsor olmasını şart koşması), rüşvet olarak yalnızca maddi menfaat temin edilmeyerek kamu yararına (Şehit Öğretmen Şenay Aybüke Yalçın Anaokulu'nun) yaptırıldığı,

Örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun savunmasında atılı suçlamaları kabul etmediği şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik matuf beyanlardan ibaret olduğu ve gerçekleşen olaylar dikkate alındığında savunmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, izahı yapılan eylemde örgüt liderinin her ne kadar rüşvet veren şahıslardan doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da, rüşveti veren şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun Beylikdüzü Belediyesinden almak istediği iskanına yönelik başvurusu sonucunda belediye görevlilerince daha önceden bir tanışıklık bulunmayan ancak eylem 3'te tanışık hale gelen şüpheli Tuncay YILMAZ'a yönlendirildiği, bu şekilde taraflar arasında irtibatın başladığı, örgüte liderlik eden şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın gerçekleşen rüşvet eylemlerinden bilgisinin bulunduğu, kendisinin onayı dahilinde usulsüz iş ve işlemlere izinlerin verildiği ya da usule uygun taleplerin bekletilip rüşvet temini sonucunda kabul edildiği, nitekim Adem KAMEROĞLU'na atılı eylem sonrasında giderek Beylikdüzü Voleybol takımına 3 yıl boyunca toplamda yaklaşık 12 milyon TL tutarlı sponsor olmasını örgüt yöneticisi olan şüpheli Fatih KELEŞ'in 'başkanın selamı var, Beylikdüzü Voleybol Takımına sponsor olacaksın' şeklindeki sözleri iletmesi ile yine bizzat örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun istediği; örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde şüpheli Tuncay YILMAZ'ın örgüt liderine ait olan şirketlerin genel müdürü olduğu, aralarında ailevi ve ticari ilişkinin olduğu, buradan gelen bağlantı ve hiyerarşi sayesinde rüşvetin temin edildiği/rüşvete aracılık eden şüpheli Tuncay YILMAZ ile örgütlideri Ekrem İMAMOĞLU'nun talimat ve bilgisi ile o dönemlerde ''sisteme'' elde edilen gelirin sokulmaya başlandığı, önceki eylemde ve iddianamenin devamında gerçekleşen eylemlerde de ''sistemin'' benzer şekilde işlemesi ve eylemlerin yoğunluğu dikkate alındığında örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da kurmuş olduğu ''sistemi'' bizzat yöneten kişi olduğu,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında şüphelilerden Adem KAMEROĞLU'nun rüşvet verdiği, rüşvete aracılık ve temin eden şüpheli şahsın şüphelilerden Tuncay YILMAZ olduğu, yine Tuncay YILMAZ'ın yönlendirmiş olduğu şüpheliler Necati ÖZKAN ile Ayşe HİTCHİNS isimli şahısların da rüşvetin teminine aracılık eden şüpheliler oldukları, (Ayşe HİTCİHNS isimli şahsın dosyadaki mevcut delil durumunun değerlendirmesinin mahkemenin takdirine bırakıldığı), rüşveti alan şahsın ise atılı suçlamaları reddeden örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU olduğu, her ne kadar şüpheliler atılı suçlamaları reddetmiş olsalar da, alınan beyanlar, etkin pişmanlık ifadeleri, MASAK raporları, banka dekontları, tapu TAKBİS kayıtları, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları, dosyaya sunulan faturalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheli Adem KAMEROĞLU'nun atılı rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 53/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun rüşvet alma suçundan TCK 252/2, 63/1, 58/9 ve 53/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Tuncay YILMAZ, Necati ÖZKAN ve Ayşe HİTCHİNS'in alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi şüpheliler Tuncay YILMAZ ve Necati ÖZKAN'ın TCK 220/2-4, 58/9, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Suça konu teşkil eden Ayşe HITCHINS'e devredilenin dışından kalan (3 adet) taşınmaz hakkında TCK 54/1 maddesi uyarınca müsaderesine,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca,
Her ne kadar bu eylemde yer almasalar da örgüt yöneticileri olan şüphelilerden Fatih KELEŞ'in örgütün kuruluş aşamasından beri paranın toplandığı kişi, ''kasa'' olmasından ötürü, şüpheli Adem SOYTEKİN'in örgütün Beylikdüzü dönemine ait sorumluluğu ve yöneticilik sıfatı bulunmasından ötürü şüpheliler Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN hakkında TCK 220/5 maddesi delaleti ile TCK 252/2, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.


EYLEM 5 - ''Beylikdüzü'ndeki Deniz İstanbul isimli inşaat projesinden Veysel ERÇEVİK'in aracılığıyla şüpheli Adem SOYTEKİN'in 3 adet daire, Fatih KELEŞ'in 1 Milyon Dolar rüşvet alması olayı.''

Şüpheliler : 1) Ekrem İMAMOĞLU (T.C. 19943715964)
2) Mustafa KELEŞ (T.C. 35674496408)
3) Fuat KELEŞ (T.C. 35611498504)
4) Dursun KELEŞ (T.C. 35605498730)
5) Adem SOYTEKİN (T.C. 19847722594)
6) Veysel ERÇEVİK (T.C. 24527531830)
7) Fatih KELEŞ (T.C. 24728576944)

Suçlar : Rüşvet

Eylemin Delilleri : İfade Tutanakları
Hesap Hareketleri Verileri
3 Dairenin Devrine İlişkin Kayıtlar
HTS-Baz Analiz Verileri,
Banka Hesap Hareketleri,
Tapu Sorgulamaları

Suç Tarihi : 2017-2021 Yılları Arası

Şüpheli Dursun KELEŞ’in Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; " (...) 2015 yılında da Deniz İstanbul isimli projenin inşaatına başladık. Hazırda ruhsatları da vardı. Bu şekilde inşaatımıza başladık. İnşaatımız etap etaptır. 2021 yılında büyük bir kısmını tamamladık. Bir kısmı da halen devam etmektedir. Ben Ekrem İMAMOĞLU'nu ilçede belediye başkanı olması sebebiyle ismen tanırdım. Adem SOYTEKİN ismini ise o döneme kadar bilmiyordum. Projeye başladığımızda Adem SOYTEKİN isimli kişi şantiyemize geldi ve benle görüşmek istediğini söylemiş. Kendisiyle görüştüğümde bana ''beni (Ekrem) başkan gönderdi, demir ve kalıp işlerini bana vereceksiniz'' dedi. Ben de bize fiyat teklifi hazırlamasını istedim. Daha sonra verdiği fiyat piyasanın %30-%35 üzerinde olunca teklifini kabul etmedim. Projemizin birinci etabını bitirdikten sonra ikinci etabına 2017 yılında başladık. Beni telefonla aradı. Bana başkanın talimatıyla aradığını, ilk kısmın kaba inşaat ve demir işlerini vermediğini ancak ikinci kısmın bu işleri kendisine vermem gerektiğini söyledi. Ben yine teklif vermesini istedim. Kendisinin başkanın adını kullanarak iş takibi yapıyor olabileceğini düşündüm, söylediklerine itibar etmedim.
(...) 2020 yılının başlarında Adem beni aradı. Bana patron (Ekrem İMAMOĞLU) beni arayıp Keleşoğlu bir kreş yapsın dediğini söyledi. Ben de ekonomik durumumuzun buna çok uygun olmadığını söyleyerek geçiştirmeye çalıştım. Bana 1 hafta sonra seni arayacağım deyip aynı gün Deniz İstanbul isimli projede bulunan ofisime geldi. Bana ''param yok diyerek işin içinden sıyrılacağını mı düşünüyorsun, ya 4 milyon lira verirsin ya da daire verirsin'' dedi. Ben de ikisi de aynı şey diyerek ekonomimizin uygun olmadığını belirttim. Bunun üzerine telefonumdan bir arama yaptı, sesini hoparlöre verdi ve bana sus işareti yaptı. Telefondaki kişiye ''başkanım, Dursun KELEŞ'in yanındayım, kreş yapmayacaklarmış, kendisiyle anlaşamıyoruz'' dedi. Bunun üzerine karşıdaki kişinin Ekrem İMAMOĞLU olduğunu anladım ve ''kreş yapmıyorlarsa ben de Keleşoğlu'na o projeyi yaptırmayacağım'' dedi. Ben de ticari olarak bizi zarara uğratacaklarından çekindiğim için Adem'e gözümle teklifini kabul ettiğimi belirttim ve gözlerimi kırptım. Bunun üzerine ''başkanım merak etmeyin ben kendileriyle bir şekilde anlaşacağım'' deyip telefondaki görüşmesini sonlandırdı. Tarafıma yapmış olduğu tehdit ve baskıdan dolayı dairelerin devrine söz vermek zorunda kaldım. Ancak kreş yapımında kullanılacak, satın alınacak malzemeler konusunda dairelerin devrini alan şirketten şirketimize fatura kesmelerini istedim. Fatura konusunda beni aylarca oyaladılar. Israrla fatura istememe rağmen fatura kesilmedi. 2020 yılının Şubat ayında Deniz İstanbul isimli projemizin Mercan Konaklarında E4 Blok No: 1, F3 Blok No: 3, F2 Blok No: 3 numaralı dairelerin devrini Sulkar İNŞAAT'a yaptım. Karşılığında şirketimize hiçbir ödeme yapılmadığı banka kayıtlarından görülecektir.
(...) 2020 yılının sonlarına doğru hatırladığım kadarıyla Kasım ayında dairelerin iki tanesinin sahibinden.com isimli sitede bizim satış fiyatımızın altına satışa sunulduğunu öğrendim. Bu dairelerin fiyatlarının daha düşük olması sebebiyle projemizden insanlar daire almaya yanaşmadı. Sitedeki ilanların daha düşük olduğunu gerekçe gösterdiler. Ben de bunun üzerine ilan sahipleriyle iletişime geçtim. Daireleri satın almak istediğimi belirttim ve 2 daireyi toplamda 3 milyon liraya geri almak zorunda kaldım. Daireleri geri almamın sebebi ise bu ilanların ticari olarak bize zarar vermesi ve satış yapmamızı engellemesiydi. Parayı firmam Eston Yapıdan, Sulkar isimli firma hesabına gönderdim.'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde: " (...) Benim Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN'in malvarlıklarındaki artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatıdır. (...) Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir." şeklinde beyanlarda bulunduğu, suçlamaları kesinlikle reddettiğini beyan ettiği,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın savcılık makamı tarafından 16/06/2025 tarihli Etkin Pişmanlık Hükümleri kapsamında alınan ifadesinde özetle; " Ekrem İMAMOĞLU tarafından Beylikdüzü Belediye Başkanlığı süresince başlayan öncelik hedef olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonrasında da Cumhurbaşkanlığı için gerekli sermayeyi toplamak amacıyla kurulan, Beylikdüzü'nde temelleri atılıp İstanbul'un tamamına yayılan çıkar amaçlı suç örgütünün tüm yapısını ve faaliyetleri hakkında bildiğim, gördüğüm ve dahil olduğum tüm olayları anlatarak etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum.
(...) Benim Ekrem İMAMOĞLU ile ilişkin Beylikdüzü'nden beri tanışırız. Babalarımız da inşaat işiyle uğraşmaktaydılar. O zamandan beri İmamoğlu İnşaat ile Asoy İnşaat olarak ticaret yaptım. Arkadaşlığımız dostluğumuz devam etmektedir. Yine Trabzonspor sponsoru olmam ve Ekrem beyin eski Trabzonspor yöneticisi olması hasebiyle ilişkilerimiz mevcuttur. Bundan mütevellit devam eden görüşmelerimiz olmuştur.
Mustafa KELEŞ ile iş anlamında veya özel hayatta yan yana gelmiş birisi değilim. Mustafa KELEŞ'in muhasebecilerinden bizim şirketi arayarak size 3 tane daire vereceğiz ve bu daireleri devirle alakalı şirket ya da şahıs ismi istediler. Ben de o dönem satışlara bakan arkadaşımı göndererek 3 dairenin devrini aldım. Mustafa KELEŞ, Chp İl Binasının satın alınmasında para vermediği için bu daireleri bana devretti. Kendisini bu daireleri kreş yapımı için devrettiğini beyan etse de bu gerçeği yansıtmamaktadır. Buradaki görüşmeleri Mustafa KELEŞ ile Veysel ERÇEVİK gerçekleştirdi. (...)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın alınan 30/09/2025 tarihli ek ifadesinde; ''(...) Ben daha önceki ifademde Mustafa KELEŞ'in yapmış olduğu Deniz İstanbul projesinde tarafıma 3 daire devredildiğini ve bu dairelerin Veysel ERÇEVİK aracılığıyla görüşülmesi neticesinde Veysel'in bana bunlardan 3 tane daire alacaksın demesinden kaynaklı olarak bildiğimi söylemiştim. Bu Deniz İstanbul projesi çok büyük bir proje olup, bu projede yapılan muhtemel usulsüzlüklerin karşılığının 3 daire ile görmezden gelineceğini düşünmüyorum. Ancak buradaki görüşmelerin detaylarını Mustafa KELEŞ ve Dursun KELEŞ'in bildiğini biliyorum. Benim adımı kendilerini kurtarmak için verdiklerini değerlendiriyorum.(...) " şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Dursun KELEŞ'in Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan 06/10/2025 tarihli ek beyanında; "Eylem 5'te yer alan sormuş olduğunuz Deniz İstanbul isimli Beylikdüzü ilçesi sınırları içerisinde yer alan projenin sahibi ve projenin koordinatörüydüm. Bu projeye 2015 yılında başladım. Adem SOYTEKİN'i ben daha öncesinde tanımıyordum, proje döneminde tanıştık. Daha öncesinde kaba inşaat projesinde farklı projelerle ilgili teklif vermişti ancak kabul etmemiştik.
Deniz İstanbul projesi 8 etaptan oluşmaktadır. Kendisi ilk etapta diğer firmalar gibi kaba inşaat için teklif verdi, sonraki etaplarda ise hatırladığım kadarıyla 2018 yılında Adem SOYTEKİN Beylikdüzü'ndeki Deniz İstanbul'un şantiye ofisine gelerek benimle görüştü. Bu görüşmemizden öncesinde bir kaç kere sektörde iş yapması nedeniyle bir araya gelmişliğimiz vardır. Hatırladığım kadarıyla yanıma geldiğinde ise Deniz İstanbul projesinin kalan etaplarının kaba inşaatına talip olduğunu söyledi ve dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan Ekrem İmamoğlu'nu kastederek "beni başkan gönderdi, bu işleri bana vereceksiniz" dedi. Ben kendisini oyalayıcı sözler ile yolladım.
Hatırladığım kadarıyla 2020 yılında cep telefonumda kayıtlı olan numarasından beni arayarak yine Ekrem İMAMOĞLU'nu kastederek "başkan sizden kreş projesi adı altında yardım yapmanızı istiyor" şeklinde konuştu. O dönem Ekrem İMAMOĞLU İBB başkanıydı ve basın yayın organlarında Ekrem İMAMOĞLU'nun "şu kadar kreş yaptıracağım" şeklindeki demeçlerini görüyorduk. Adem'e ekonomik durumumuzun iyi olmadığını söyledim, geçiştirdim. Bunun üzerine Adem yardım olarak daire de verebileceğimi söyledi ancak ben reddettim. Ekrem İMAMOĞLU ile Adem SOYTEKİN arasındaki diyaloğu sektörden bildiğim ve duyduğum için telefonu kapatırken ki ses tonundan yakın bir zamanda bana yeniden bir hamle yapılacağını anladım. Nitekim öyle oldu, yanılmıyorsam 1 ay ya da 45 gün gibi bir zaman zarfında Adem SOYTEKİN Beylikdüzü'ndeki Deniz İstanbul isimli proje ofisine geldi, kendisiyle görüştük. Aynı konuyu açarak kendisini başkanın gönderdiğini söyledi. Ben yine kendisine olumsuz yaklaşınca cep telefonunu çıkararak hoparlörde konuşacak şekilde Ekrem İMAMOĞLU'nu aradı. Benimle birlikte olduğunu, kreşe yardım konusunda anlaşamadığımızı söyleyince Ekrem İMAMOĞLU'nun "madem anlaşamıyoruz, ben de onlara o projeyi tamamlatmayacağım, yaptırmayacağım" dedi. Ben bunun üzerine ticaretimin sekteye uğrayabileceğini anladım ve göz işaretiyle Adem'e "tamam" anlamı taşıyan taleplerini kabul ettiğimi belirtir işareti yaptım. Adem, Ekrem İMAMOĞLU'na "biz dursunla biraz daha konuşalım, belki anlaşacağız" şeklinde söz söyleyerek telefonu kapattı. Ben yaklaşık 2018 yılından beri Adem SOYTEKİN ile Ekrem İMAMOĞLU'nun yakın ilişki içerisinde olduğunu, diğer inşaat piyasası gibi biliyordum. Ancak Adem SOYTEKİN'i kendi projeme bulaştırmamak için gerekli mücadeleyi verdim. Netice olarakkreşteki ısrarlarına istinaden Deniz İstanbul isimli projenini Mercan Konaklarında toplamda 3 adet devri Adem SOYTEKİN'in belirtmiş Sulkar İnşaat'a devrettim. Karşılığında hiçbir şekilde para almadım ve Adem'e projemde hiçbir şekilde iş yaptırmadım. Devrettiğim 3 adet dairenin ikisini geri almak zorunda kaldım çünkü dairelerin sahibinden.com sitesinde ve piyasadaki emlakçılarda daha uyguna ilana konulduğunu gördüm. Projemdeki tarafıma ait daireleri istediğim fiyata satabilmek için toplamda 3 Milyon TL'ye bu 2 daireyi geri aldım. Normalde o dönem bedelsiz ve karşılıksız şekilde devretmiş olduğum toplamda 3 dairenin fiyatının benim satış fiyatıma göre bedeli yaklaşık 5-6 Milyon TL arasındaydı.
Ben Veysel ERÇEVİK isimli şahsı hiç tanımadım. Babam Mustafa KELEŞ'in Veysel ERÇEVİK'i tanıyıp tanımadığını bilmiyorum. Ancak Adem'in tarafıma yönelik yapmış olduğu iddialar tamamen asılsızdır. Benimle yapmış olduğu görüşmeler ve yine beni tanımadığı yönündeki asılsız iddiaları hts raporları ve baz analiz verileriyle çürütülecektir. Adem SOYTEKİN yalan söylemektedir.Ben o dönem 0532 242 1426 numaralı hattı kullanıyordum, iletişim tespitine rızam vardır. Devretmiş olduğum 3 daireyi verdiğim için pişmanım." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Mustafa KELEŞ'in Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 07/10/2025 tarihinde alınan beyanında: " Beylikdüzü ilçesinde yer alan Deniz İstanbul isimli 8 etaptan oluşan inşaat projesinin sahibiyim. Proje devam ettiği dönemde aile şirketi olduğumuz için bazı sorumlulukları oğlum olan Dursun KELEŞ ve Fuat KELEŞ'e devrettim. Bu projenin yapımı başlarında Ekrem İMAMOĞLU Beylikdüzü Belediye Başkanı'ydı. Daha önceki ifademde anlattığı gibi Adem KAMEROĞLU ile aramızda gerçekleşen bir hukuk davası ile alakalı olarak Ekrem İMAMOĞLU beni telefonla arayarak davayı geri çekmemi söyledi. Ben kabul etmedim. Tartıştık ve telefonu yüzüme kapattı. O olaydan sonra Ekrem İMAMOĞLU ile olan diyaloğumuz koptu. Daha öncesinde de aramızda bir problem gerçekleşmişti. Benimle Beylikdüzü'ndeki Deniz İstanbul projemin satış ofisinde yüz yüze görüştük. Bu görüşmede bana "patron, bana buradan bir villa ver" deyince kendisine "başkanım maliyeti hesaplayıp size maliyetine bir villa verebiliriz" dedim. Bunun üzerine bana "ben buranın Belediye Başkanı'yım, bu ne demek" dedi ve oradan ayrıldı. Aslında aramızın limoni olmaya başladığı olay buydu. Adem KAMEROĞLU ile yukarıda bahsettiğim olayı ise bahane göstererek iletişimimizi kopardı. Yaşanan bu olaylardan sonra aramızda husumet gerçekleşti ve bu durum Beylikdüzü ilçesinde yapımı süren Deniz İstanbul isimli projeme yansıdı, inşaat ruhsatlarımızı uzun bir süre vermedi. Devamında Ekrem İMAMOĞLU'nun sağ kolu ve kasası olduğunu bildiğim Fatih KELEŞ, oğlum Fuat KELEŞ'e gelerek inşaat ruhsatı konusundaki problemi çözebileceğini söylemiş. Hatırladığım kadarıyal 2018 yılındaki bu görüşme sonrasında oğlum Fuat KELEŞ, Deniz İstanbul Projesinin projesini alabilmek için Fatih KELEŞ'e 4 ya da 5 eşit taksit olmak üzere senet düzenleyerek toplamda 1.000.000 Dolar tutarındaki parayı yine 4 ya da 5 kere olmak üzere senetleri alma karşılığında Fatih KELEŞ'in iş yeri olan Dörter Mermer isimli Beylikdüzü'nde faaliyet gösteren yerde elden para vermiştir. Fatih KELEŞ oğlumdan bu parayı isterken "Ekrem başkan ruhsat için bu parayı istiyor" şeklinde söylemiş. Bunlar HTS kayıtlarından görülecektir.
Adem SOYTEKİN'in 30/09/2025 tarihli ek ifadesi doğrudur, Veysel ERÇEVİK benim arkadaşımdır, eski dostumdur, bana "abi" der. 2020 yılının başlarında Veysel ERÇEVİK beni arayarak İBB'ye destek olmak amacıyla Adem SOYTEKİN'in firmasına verilmek üzere hatırladığım kadarıyla 4.000.000 TL yardım istedi. Kabul etmedim, pandemi sürecinde olduğumuzu ve sıkışık olduğumuzu söyledim. Ayrıca Ekrem İMAMOĞLU ve Adem SOYTEKİN ile aramda husumet olduğunu, Deniz İstanbul Projesi'ndeki işleri oğullarım Fuat ve Dursun'a devrettiğimi, onlarla görüşebileceklerini söyledim. Veysel de bana "para yerine daire de verebileceğimi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Deniz İstanbul projemde sorun çıkarabileceğini" söyledi. Ben yine de kabul etmedim, çocuklarıma görüşebileceklerini yineledim. Akabinde Adem SOYTEKİN, oğullarımdan Dursun KELEŞ'e musallat olmuş ve bir kaç kere Deniz İstanbul ofisine gelip gitmiş. Adem SOYTEKİN Deniz İstanbul Projemizde kaba inşaatı yapmak için taşeronluk teklif etti. Hem kendisi ile çalışmak istemediğimizden hem de çok yüksek fiyatla işçilik yaptığından ötürü kabul etmedik. Bildiğim kadarıyla Deniz İstanbul isimli projemde Adem SOYTEKİN 3 adet daireyi karşılığını ödemeden Dursun KELEŞ'ten aldı. Buna ilişkin kayıtlar mevcuttur. Bu devredilen 3 dairenin o dönem ki karşılığı 4-5 milyon TL civarındaydı. Muhtemelen şimdiki değerleri ortalama 30-35 Milyon TL civarındadır." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Veysel ERÇEVİK'in Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 06/10/2025 tarihinde alınan beyanında; " Ben Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olduğum dönemde hatırladığım kadarıyla 2021-2022 yılında Adem SOYTEKİN beni arayarak Mustafa KELEŞ ile görüşmem gerektiğini, Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatı olduğunu, Mustafa KELEŞ'in bize destek olması gerektiğini söylememi iletti. Ben kendisine 'Mustafa KELEŞ ters adamdır, kabul etmez' demem üzerine Adem bana 'sen git görüş, talebi ilet' dedi. Bunun üzerine ben Mustafa KELEŞ'in yanına giderek Adem SOYTEKİN tarafından tarafıma iletilen Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatını Mustafa KELEŞ'e ilettim. Mustafa KELEŞ 'ben niye İBB'ye yardımcı oluyormuşum' diye çıkıştı. Ben kendisine sadece bana söyle denileni size iletiyorum dedim. Sonrasında öğrendiğim kadarıyla İBB tarafından Mustafa KELEŞ'in yapmış olduğu Deniz İstanbul projesine gayri resmi kontrol ekipleri gönderilmiş. Bu ekiplerin bulmuş olduğu eksik imalatlar Mustafa KELEŞ'e tehdit olarak kullanılmış. Bunun karşılığında da Adem SOYTEKİN'e 3 daire devretmiş. Ben Mustafa KELEŞ ile görüşmemde daire veya para konuşmadım. Bildiğim kadarıyla bu görüşmeleri Adem SOYTEKİN gerçekleştirdi. Mustafa KELEŞ'ten alınan daireler esnasında Adem SOYTEKİN, CHP İl Binasının tadilat işlemlerini yapmaktaydı. Bunun masrafları için alınmış olabilir. (...)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın alınan 21/10/2025 tarihli ek ifadesinde; ''Deniz İstanbul projesine ilişkin adıma kayıtlı Sunkar İnşaat'a 3 adet projeden daire devredildi. Bu dairelerin devri karşılığında herhangi bir ücret ödemedim. Bu daireleri bana devralmamı söyleyen kişi Veysel ERÇEVİK'tir. Daha öncesinde de Fatih KELEŞ ve Veysel ERÇEVİK ile ben üçümüz oturduğumuz sırada Deniz İstanbul isimli projeden tarafımıza daire devredileceğini konuşmuştuk. Zannediyorum ki ruhsat karşılığı bu daireler rüşvet bedeli olarak verilmiştir. Ben Dursun KELEŞ ile hiç görüşmedim, ofisine hiç gitmedim. Kendisinin iddialarında belirtmiş olduğu gibi onun ofisine gitmem ya da telefonda Ekrem İMAMOĞLU'nu aramam ya da kendisine para ya da daire vermesi konusunda baskı yapmam gibi iddiaları kabul etmiyorum.
Şüpheli ile Dursun KELEŞ arasında Deniz İstanbul isimli projenin nokta koordinatında çok sayıda ortak baz verisinin olduğu hususu şüpheliden soruldu:
Ben satış ofisine asla girmedim. Dursun KELEŞ ile herhangi bir görüşme yapmadım. İkamet adresim Deniz İstanbul'un yakınındadır. Yine o bölgede restoranlar olması nedeniyle ortak baz vermişimdir.'' şeklinde olduğu,

Şüpheli Veysel ERÇEVİK'in 22/10/2025 tarihli alınan ek beyanında; ''Konuya ilişkin daha önce vermiş olduğum ifadem doğrudur. Adem SOYTEKİN'e devredilen 3 adet dairenin devrini ben daha sonradan öğrendim. Benim Mustafa KELEŞ ile konuşma yapmamı ve o dönem İBB başkanı olmasına rağmen Ekrem İMAMOĞLU talimatı ile Adem SOYTEKİN tarafından bana Mustafa KELEŞ ile görüşerek İBB'nin yaptığı işlere yardım etmesini söyle şeklindeki talebini ilettim. Harici olarak daire devrine yönelik başkaca bir görüşmem olmadı. Kendisinin beyanında bahsettiği gibi olaylardan tamamen Adem'in habersiz olduğu ve kendisine benim söylemim üzerine bahse konu projede 3 adet daireyi devralmasını söylemem üzerine devralmış gibi beyanı gerçeğe aykırıdır.'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Fuat KELEŞ'in Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan 21/04/2025 tarihli beyanında; " Ben aile şirketimiz olan Keleşoğlu Holding'in Eston Yapı Aş.'nin ortaklarındanım. 2015 Yılında Beylikdüzü İlçesinde TMSF'den bir konut projesi devraldık. Proje çok fazla parsel yapısı olan büyük bir projedir. Biz TMSF'den Eston Yapı Aş.'i satın aldığımızda iki parselin inşaat ruhsatı mevcuttu. Bizde bu parsellerde inşaatlarımıza devam ettik. Daha sonraki parsellerde ruhsatlarımızı almak için mimari projeler ve diğer projeleri hazırlayarak Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemde ilgili birime teslim ettik. Bu dönemde babam Mustafa KELEŞ'in diğer şirketi olan Arke İnşaat ile babamın başka projelerindeki ortaklarından Kameroğlu İnşaat ile ticari bir anlaşmazlık ile ilgili davası vardı. Bu konu ile ilgili Ekrem İmamoğlu babamı arayarak ''bu davadan feragat et'' diye emir vaki haber verdi. Babam bahsi geçen davadan feragat etmedi. Bu olayın sonrasında belediyedeki ruhsatımızı imzalamıyordu. İlerleyen zamanda ben nasıl inşaat ruhsatı alacağım diye düşünürken ofisime (Marmara Mahallesi Ulusum Caddesi No 4/1 Beylikdüzü İstanbul) daha önce tanımadığım Fatih KELEŞ isimli birisi ofisime geldi. Benimle görüştü. ''ben senin ruhsat işini çözerim dedi'' ve bununla ilgili benim ofisimde (Mermerciler Sanayi Sitesi Beylizdüzü Dörter Mermer)'de görüşelim dedi. İlerleyen zamanda burada buluştuk. Benden 'senin ruhsat işini çözmem için bana Bir Milyon (1.000.000) Dolar getirmen lazım' dedi. Ben de şahsına senet hazırlayıp üç eşit parça olarak teslim ettim. İlerleyen günlerde yine bu ofise giderek paraları teslim ederek, senetleri alarak imha ettim. Ben bu ödemeyi üç seferde farklı zamanlarda Fatih KELEŞ'in ofisinde bizzat kendisine teslim ederek yapmak zorunda kaldım. Bunun dışında ben şahsım veya şirketim imar planlarının bize verdiği yetki dışında bir metre kare bile fazladan inşaat yapmadım. Bu parayı hakkım olan ve mevzuata uygun hazırlanmış talepli dosyadan ruhsat alabilmek için vermek zorunda kaldım. Ruhsat alamasaydım tüm ticari faaliyetim sekteye uğrayacaktı. Bu şahıs bu durumumuzu bilerek Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU'ndan aldığı direktif ile Bir Milyon Dolar'dan bir kuruş bile aşağı olmaz diyerek beni korkuttu." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Fuat KELEŞ'in İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından alınan 07/08/2025 tarihli ek beyanında; " İfademde eksikkalan hususlar ile alakalı birkaç ekleme yapacağım. Ben Savcılık Makamına vermiş olduğum ifademde Fatih KELEŞ isimli şahsa Beylikdüzü ilçesi Mermerciler Sanayi Sitesiiçerisinde bulunan Dörter Mermer unvanlı firmadabulunan ofisineparçaparça Bir Milyon (1.000.000) Dolar götürdüğümü beyan etmiştim ancak bunların tarihini net olarak hatırlamadığımiçin ifade edememiştim. Ben üzerinden uzun zaman geçtiği için tam olarak hatırlamamakla beraber 2019 yılının Mart ayı ile 2020 yılının Aralık ayları arasında Dörter Mermer unvanlı firmada bulunan ofisegiderek Fatih KELEŞ isimli şahsa elden ödeme yaptım. Yapmış olduğum ödemeleri ilk ifademde 3 seferde yaptığımı beyan ettim ancak daha sonradan hatırladığım kadarıyla bu sayı 4 veya 5 de olabilir. Yaptığım ödemelerin taksit olarak kaça böldüğümü hatırlamıyorum. Yaptığım ödemelerin büyük çoğunluğunu banka hesabımdan çekerek götürdüğümü hatırlıyorum ancak 1-2 tanesi de nakit olarak tuttuğum paralardan da olabilir." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Fatih KELEŞ'in Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan beyanında özetle; " Benim belediyede herhangi bir aktif görevim yoktur. İstanbul Büyükşehir Spor Kulübü üyesiyim. 2014-2024 tarihleri arasında Mart ayı sonuna kadar İBB meclis üyesiydim. Ekrem İMAMOĞLU ile 2009 yılından beri tanışırız, kendisiyle hemşehriyiz, Ekrem Başkan aynı zamanda inşaat işleri yapar. Bizim mermer fabrikamız var, bu fabrika şuanda benim. 1990 yılından beri Simaş Mermer, Dörter Mermer firmalarında hem çalıştım hem ticaret yaptım aynı zamanda ortaklık yaptım. Dörter firması da kayınpederimin firmasıdır. Onun vefatından sonra firmayı da devir aldım. Halen daha aktif yaklaşık 40 yıllık çalışan bir firmadır. (...) Bahsedilen şahıstan herhangi bir para almadım. Ortak HTS olarak belirtilen hususların nasıl gerçekleştiğine ilişkin bir bilgim yoktur. Dosya içerisinde de HTS kayıtlarını tam göremedim. Ama belirtilen adreste bulunduğumu hatırlamıyorum. Benim Adem SOYTEKİN ile ilgili herhangi bir ticari ilişkim yoktur. Bana sormuş olduğunuz MASAK raporlarında tespit edilen ticari faaliyetler için ben herhangi bir mal alışverişi yapmadım. Ben oradaki soruyu ticari ortaklık olarak anladım. Ama bir tüketici olarak alışverişimiz olmuş olabilir. MASAK raporlarında gözüken bu durum bu ilişkiden ibarettir. (...)
MASAK raporlarında görülen mal varlığımdaki olağan dışı artış 1986 yılında sigortalı olarka işe başladım 1990 yılından beri de şirket ortağı olarak ticari ve sanayi kuruluşlarına ortak oldum. Sonra hissemi devrettim, başka firmada çalıştım. İçinde bulunduğumuz sektörde resmi olmayan satışlardan da gelirler oluyordu. Hem kendim hem eşim eskiden beri varlıklı olan ailelerdik. Kayınpederimin vefatıyla da eşime yüklü miktarda gayri menkul kalmıştır (Beylikdüzü Organize sanayi bölgesinde 15 dönüm arsa, kiralık konut, işhanı vb. gibi varlıklardan kira gelirimiz vardır.) Bu sürede ticaretimiz de zaten devam etmiştir. En son 2021 yılında varlık barışıyla birlikte vergi dairesine müracaat ettim, vergimi yatırdım. Oradaki bankada olmayan birikimlerimi bankaya yatırdım. Gayrimenkul satışı yaptık, alımı yaptık bunlardan da gelirimiz oldu ve mal varlığım bu şekilde artmıştır." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Dursun KELEŞ isimli şahsın ifadesinde beyan ettiği "2020 yılının Şubat ayında Deniz İstanbul isimli projemizin Mercan Konaklarında E4 Blok No: 1, F3 Blok No: 3, F2 Blok No: 3 numaralı dairelerin devrini Sulkar İNŞAAT'a yaptım." ile alakalı yapılan çalışmalarda Mercan Konaklarının Marmara Mahallesi Ulusum Caddesi No: 4/1 Beylikdüzü / İSTANBUL sayılı adreste olduğu tespit edildiği, sayılı adresin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgu Uygulaması ile Emniyet sisteminden yapılan sorgulamalarda; İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Yakuplu Mahallesi, 459 ada, 2 parselde bulunan taşınmaz olduğu,

Bahse konu taşınmazın bağımsız bölümleri sorgulandığında,
Emniyet fezlekesinde bulunan tablodan da anlaşılacağı üzere söz konusu taşınmazın E4 Blok No: 1, F2 Blok No: 1 ve F3 Blok No: 3 numaralı bağımsız bölümlerin Sulkar İnşaat Yatırım Sanayi Anonim Şirketi unvanlı firma adına devredilmiş ancak aktif olarak Sulkar İnşaat Yatırım Sanayi Anonim Şirketi unvanlı firma adına kayıtlı olmadığı anlaşılmış, buna ilişkin tespitlere aşağıda yer verilmiş olup;

- E4 Blok No: 1 sayılı bağımsız bölüm 27/02/2020 tarihinde Eston Yapı Anonim Şirketi (VKN:3800106052) unvanlı firmadan Sulkar İnşaat Yatırım Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1230476651) unvanlı firmaya devredildiği, 29/12/2020 tarihinde ise Sulkar İnşaat Yatırım Sanayi Anonim Şirketi unvanlı firmadan Eston Yapı Anonim Şirketi unvanlı firmaya devredildiği,

- F2 Blok No: 1 sayılı bağımsız bölüm 27/02/2020 tarihinde Eston Yapı Anonim Şirketi (VKN:3800106052) unvanlı firmadan Sulkar İnşaat Yatırım Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1230476651) unvanlı firmaya devredildiği, 01/12/2020 tarihinde ise Sulkar İnşaat Yatırım Sanayi Anonim Şirketi unvanlı firmadan Eston Yapı Anonim Şirketi unvanlı firmaya devredildiği,

- F3 Blok No: 3 sayılı bağımsız bölüm 28/02/2020 tarihinde Eston Yapı Anonim Şirketi (VKN:3800106052) unvanlı firmadan Sulkar İnşaat Yatırım Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1230476651) unvanlı firmaya devredildiği, 22/02/2022 tarihinde Sulkar İnşaat Yatırım Sanayi Anonim Şirketi unvanlı firmadan Naser SAMADI (YKN:99635832476) isimli şahsa, 23/12/2022 tarihinde ise Naser SAMADI isimli şahıstan Emin VEFA (YKN:48733964756) isimli şahsa devredildiği,

Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları ve irtibat kayıtları neticesinde,Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları ve irtibat kayıtları neticesinde,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Mustafa KELEŞ isimli şahısla 03.05.2017 ile 26.05.2020 tarihleri arasında 32 defa irtibat kaydının olduğu,

Şüphelerin GSM hatlarının baz verileri üzerinde 300 metrelik alan içerisinde 10 dakikalık zaman aralığı kullanılarak elde edilen ortak baz verileri ve çakışması neticesinde,
Şüpheliler Fuat KELEŞ ve Fatih KELEŞ isimli şahısların kullanımlarındaki telefon hatlarına ait 01.01.2019-31.12.2020 tarihleri arasındaki ortak baz verileri hakkında yapılan çalışmalarda; Fatih KELEŞ isimli şahıs ile Fuat KELEŞ isimli şahısların belirtilen tarih aralıklarında 159 farklı ortak baz verisinin bulunduğu,

Şüpheli Fuat KELEŞ isimli şahsın ifadesinde geçen; "(…)İlerleyen zamanda ben nasıl inşaat ruhsatı alacağım diye düşünürken ofisime(Marmara Mahallesi Ulusum Caddesi No 4/1 Beylikdüzü İstanbul) daha önce tanımadığım Fatih Keleş isimli birisi ofisime geldi. Benimle görüştü. ''ben senin ruhsat işini çözerim dedi'' ve bununla ilgili benim ofisimde (Mermerciler Sanayi Sitesi Beylizdüzü Dörter Mermer)'de görüşelim dedi. İlerleyen zamanda burada buluştuk. Benden senin ruhsat işini çözmem için bana Bir Milyon Dolar getirmen lazım dedi. (...)" şeklindeki beyanlara istinaden yapılan çalışmalarda,
Şüphleiler Fuat KELEŞ ile Fatih KELEŞ isimli şahısların 10.01.2019 tarihinde 15:04 ve 15:17 saat aralığında İstanbul Beylıkduzu Yakuplu Hurrıyet Blv. 125 F No:173 sayılı baz adresinden ortak baz verdikleri,
Şüphleiler Fuat KELEŞ ile Fatih KELEŞ isimli şahısların 06.01.2019, 10.02.2019, 0.02.2019, 8.02.2019, 13.03.2019, 18.05.2019, 02.07.2019, 21.07.2019, 1.08.2019, 6.08.2019, 06.08.2019, 09.08.2019, 06.10.2019, 03.10.2020 tarihlerinde aynı adreslerden aynı saatte ortak baz verilerinin olduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN’in 2018 yılında Deniz İstanbul şantiyesine geldiği ve rüşvet görüşmesi yaptığı iddiasına istinaden şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın Denizim Sitesi Beylikdüzü Baz Verileri İncelendiğinde,
Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın 49 farklı tarihte baz verisinin bulunduğu, söz konusu baz adreslerinin "İstanbul Beylıkduzu Marmara Hurrıyet Blv. 130 " sayılı adres olduğu anlaşılmış, baz adresinin Denizim Sitesine olan uzaklığının ise 157 metre olduğu,
Adem SOYTEKİN isimli şahıs ile Ekrem İMAMOĞLU isimli şahısların 22.03.2018 – 09.10.2018 tarihleri arasında 4 adet irtibat kayıtlarının olduğu tespit edilmiştir.

Tıpkı 4.eylemde olduğu gibi, şüpheli Adem KAMEROĞLU'na ilk etapta yapılmak istenen bölgede yapılan büyük çaplı inşaat prjojelerinin kabasını şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın yapması konusunda telkinlerde bulunduğu, böylelikle kendi bölgelerinde yapılacak işlerden kendileri ile irtibatlı şahısların kazanç sağlamasına yardımcı olmak istedikleri, işbu 5.eylemde de Adem SOYTEKİN tarafından benzer bir yöntemin uygulanmaya çalışıldığı anlaşılmıştır.

Eylem 5 Değerlendirme

Şüpheli Mustafa KELEŞ'in sahibi olduğu Keleşoğlu İNŞAAT tarafından Beylikdüzü ilçesinde yapılan ve 8 ayrı etaptan oluştuğu anlaşılan Deniz İstanbul isimli proje kapsamında, bir takım yetki ve yönetimi oğulları olan şüpheliler Dursun KELEŞve Fuat KELEŞ'e devrettiği, inşaatın farklı etaplarının ruhsatları aşamalarında Beylikdüzü Belediyesinde dönemin Belediye Başkan Yardımcısı olan şüpheli Veysel ERÇEVİK'in Mustafa KELEŞ ile görüştüğü ve belediyenin inşaat sahiplerinden maddi taleplerini ilettiği, Mustafa KELEŞ'in oğlu Dursun KELEŞ'e yönlendirdiği, Veysel ERÇEVİK'in ise Adem SOYTEKİN'i devreye soktuğu, bu şahıslar arasındaki farklı zamanlardaki görüşmeler neticesinde şüpheli Adem SOYTEKİN'in, dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun kendisini gönderdiğini söylediği, önce inşaattaki kaba işçiliği kendisinin yapmak istediği, bunun kabul edilmemesi sürecinde ise yine görüşme sağlayarak Beylikdüzü'ndeki Deniz İstanbul isimli proje ofisine geldiği, tarafların görüştükleri, aynı konuyu açarak kendisini başkanın gönderdiğini söyleyince cep telefonunu çıkararak hoparlörde konuşacak şekilde örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nu aradığı, kreşe yardım konusunda anlaşamaklarını söylediği, şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun "madem anlaşamıyoruz, ben de onlara o projeyi tamamlatmayacağım, yaptırmayacağım" demesi üzerine Dursun KELEŞ'in, Adem'e "tamam" anlamı taşıyan taleplerini kabul ettiğimi belirtir işareti yaptığı ve şüpheli Adem'in, telefonun ucundaki Ekrem İMAMOĞLU'na "biz Dursun'la biraz daha konuşalım, belki anlaşacağız" şeklinde söz söyleyerek telefonu kapattığı, ilerleyen süreçte kreşte yapmak ile başlayan yardım talebi ısrarlarına istinaden Deniz İstanbul isimli projenini Mercan Konaklarında toplamda 3 adet devri Adem SOYTEKİN'in belirtmiş olduğu ve adına kayıtlı olan Sulkar İnşaat'a herhangi bir karşılığı olmaksızın devrettiği, o dinemki satış bedelinin yaklaşık 5-6 Milyon TL olduğu, yine aynı projeye ilişkin olarak Mustafa KELEŞ'in bir diğer oğlu olan Fuat KELEŞ'in de satış ofisine daha önce tanımadığı Fatih KELEŞ'in geldiği, kendisine ''ben senin ruhsat işini çözerim dediği'' ve bununla ilgili Fatih KELEŞ'in Mermerciler Sanayi Sitesi Beylizdüzü Dörter Mermer'de görüşme teklifi ettiği, ilerleyen süreçte tarafların burada buluştukları, Fatih KELEŞ'in Fuat KELEŞ'e 'senin ruhsat işini çözmem için bana Bir Milyon (1.000.000) Dolar getirmen lazım' dediği, 4 ya da5 eşit parça olmak üzere senetlerin düzenlendiği, toplamda 1.000.000 Dolar karşılığı olan senetleri yine farklı tarihlerde Fatih KELEŞ'in ofisinde ödemek suretiyle geri aldığı ve bu şekilde 1.000.000 Dolar tutarında rüşvet verdiği,

Örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun savunmasında atılı suçlamaları kabul etmediği şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik matuf beyanlardan ibaret olduğu ve gerçekleşen olaylar dikkate alındığında savunmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, izahı yapılan eylemde örgüt liderinin her ne kadar rüşvet veren şahıslardan doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da, rüşveti veren şahıslardan Mustafa KELEŞ'in oğlu olan Dursun KELEŞ ile görüşmeye giden Adem SOYTEKİN'in ile telefonda ve hoparlörde konuşarak Deniz İstanbul projesinde istenilen rüşvetin verilmemesi halinde "madem anlaşamıyoruz, ben de onlara o projeyi tamamlatmayacağım, yaptırmayacağım" dediği, daha önceki tarafların diyaloglarında da yine örgüt liderinin kendilerinden yardım talebi olduğunu belirttikleri, şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun rüşvet veren taraflarla bizzat kendisi diyalog kurmasa da dolaylı olarak varlığını ve ''sistemin'' gücünü hissettirdiği, bu netice ile Adem'in suça konu projeden bedelsiz 3 adet daire aldığı, örgüte liderlik eden şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın gerçekleşen rüşvet eylemlerinden bilgisinin ve dahilinin bulunduğu, kendisinin onayı dahilinde usulsüz iş ve işlemlere izinlerin verildiği ya da usule uygun taleplerin bekletilip rüşvet temini sonucunda kabul edildiği, aynı projeye ilişkin yine rüşveti veren şahıslardan Mustafa KELEŞ'in diğer oğlu olan Fuat KELEŞ'in de daha önceden arasında tanışıklık bulunmayan Fatih KELEŞ'e belediyedeki ruhsat işini çözmesi karşılığında 1.000.000 Dolar tutarında rüşvet verdiği, örgütlideri Ekrem İMAMOĞLU'nun talimat ve bilgisi ile o dönemlerde ''sisteme'' elde edilen gelirin sokulmaya başlandığı, önceki eylemde ve iddianamenin devamında gerçekleşen eylemlerde de ''sistemin'' benzer şekilde işlemesi ve eylemlerin yoğunluğu dikkate alındığında örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da kurmuş olduğu ''sistemi'' bizzat yöneten kişi olduğu,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında şüphelilerden Mustafa KELEŞ, Fuat KELEŞ ve Dursun KELEŞ'in rüşvet verdikleri, rüşvete aracılık ve temin eden şüpheli şahsın örgütte yönetici sıfatıyla yer alan şüphelilerden Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ ile örgüt üyesi Veysel ERÇEVİK olduğu, rüşveti alan şahsın ise atılı suçlamaları reddeden örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU olduğu, şüpheliler Adem SOYEKİN ile Veysel ERÇEVİK'in atılı eylemi doğruladıkları, yine rüşvet veren şahısların da atılı suçlamaları ikrar ettikleri, her ne kadar suçlamayı kabul etmeyen şüpheliler Fatih KELEŞ ile Ekrem İMAMOĞLU'nun atılı suçlamaları reddetmiş iseler de, alınan beyanlar, etkin pişmanlık ifadeleri, MASAK raporları, banka dekontları, tapu TAKBİS kayıtları, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları, dosyaya sunulan faturalar bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheliler Mustafa KELEŞ, Fuat KELEŞ ve Dursun KELEŞ'in atılı rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 53/1, 37/1, 43/1,63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun rüşvet alma suçundan TCK 252/2, 63/1, 43/1, 58/9 ve 53/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Adem SOYEKİN, Veysel ERÇEVİK ve Fatih KELEŞ'in alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 63/1, 43/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi şüpheli Veysel ERÇEVİK'in TCK 220/2-4, 58/9, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Suça konu teşkil eden (3 adet) taşınmaz hakkında TCK 54/1 maddesi uyarınca müsaderesine,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt yöneticilerinden şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.


EYLEM 6 - "Beylikdüzü'ndeki Westside İsimli İnşaat Projesindeki, İnşaat Sahipleri İle Arsa Sahiplerinden Şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU, Hasan İMAMOĞLU, Adem SOYTEKİN, Mehmet Murat ÇALIK ve Veysel ERÇEVİK İsimli Şahısların Rüşvet Alması Olayı"

Şüpheliler:1) Ekrem İMAMOĞLU (T.C. 19943715964)
2) Seyfi BEYAZ (T.C. 38356407006)
3) Furkan HAMZAOĞLU (T.C. 35374506452)
4) Yüksel HAMZAOĞLU (T.C. 35476503014)
5) Muzaffer BEYAZ (T.C. 38347407398)
6) Hasan İMAMOĞLU (T.C. 20012713668)
7) Adem SOYTEKİN (T.C. 19847722594)
8) Veysel ERÇEVİK (T.C. 24527531830)
9) Mehmet Murat ÇALIK (TC: 34595240664)
10) Kemal ŞAHİN (T.C.13877278564)
11) İsa ÜNAL (T.C.17300671724)
12) Erhan ÜNAL (T.C.17165676278)
13) Oktay HAMZAOĞLU (T.C.35455503752)

Suç: Rüşvet (Zincirleme)

Eylemin Delilleri: Müşteki- Şüpheli, Tanık, Etkin Pişman İfadeleri
HTS – Baz Analiz Verileri
Banka Hesap Hareketleri
Açık Kaynak Verileri
Kapalı Kaynak Verileri (Tapu Sorgulamaları)

Suç Tarihi: 2014 - 2019 yılları

Şüpheli Muzaffer BEYAZ’ın Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde; "(...) West Side isimli proje, Şahinler Holding’in projesiydi. Burayı Mutlu İNŞAAT, Uzman İNŞAAT başta olmak üzere 5 firma devraldı. Devralan firmalar bizim de sonradan ortak olmamızı istediler. Biz de firma olarak ortaklığa dahil olduk. İnşaat ruhsatı 2014 yılında alınmıştı. Mutlu İNŞAAT inşaatın kabası için Adem SOYTEKİN’e söz verdiğini söyledi. İnşaatın mermer işlerini ise Fatih KELEŞ’e vermemizi istedi. Biz de vermek zorunda kaldık. Bir kısım işi yaptıktan sonra yüksek fiyat verdiği için Fatih’le çalışmak istemedik. Geri kalanını başka kişiler yaptı. Kaba inşaatı Adem yaptı. (...)
West Side isimli projeye 2014 yılında başladık. 2019 yılında iskanını aldık. Bu projenin iskanını Adem SOYTEKİN halletti. Adem'e kaba inşaat yapımından dolayı yüklü miktarda nakit ödeme yaptık. Bu ödemeler inşaatı yapan firmaların kurmuş olduğu ortaklık üzerinden yapıldı. Kayıtları da dosyaya sunacağım. Kalan ödemede iskan işlerini halletmesi için Adem’e 7 dükkan, 5 daire verdik. Ancak devir işlemlerinde sonradan sorun yaşamamak için hesabımıza göstermelik olarak para gönderdiler. Daha sonra bu para proje yöneticileriyle kendilerine iade edildi. Bu projede birden fazla firma ortaktı ancak işleri organize eden Mutlu İNŞAAT’tı.
Ayrıca bu projede 3 daireyi de Hasan İmamoğlu üzerine yaptık. Mehmet Murat Çalık bina ruhsatı için 3 tane daireyi bu şekilde devretmemizi istedi. (…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Seyfi BEYAZ’ın Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; "(...)Bu site ile ilgili olarak iskan almak istediğimizde süreç çok uzadı. Beni Oktay HAMZAOĞLU aradı ''Abi Adem SOYTEKİN ile bir görüş, onun belediyede eli kolu uzun, bu işi halleder" dedi. Ben Adem SOYTEKİN ile görüştüm o da beni ertesi gün WestSide sitesi içerisindeki Mado’ya çağırdı. Buranın sahibi Adem SOYTEKİN’dir. Ben ertesi gün saat 10:00 gibi bu Mado’ya gittim. Adem ile görüşürken belediye başkan yardımcısı Veysel ERÇEVİK geldi, kendisi 100.000 TL verirseniz bir günde hallederiz dedi. Ben bu projeyle ilgili bu kaçıncı, diğer ortaklarla halledebiliyorsanız halledin, ben karışmıyorum dedim. Öğrendiğim kadarıyla bu 100.000 TL Adem SOYTEKİN’e ödenmiş. (...)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Seyfi BEYAZ’ın Savcılık Makamınca alınan ek ifadesinde; "(...) Ayrıca Beylikdüzü’nde yapmış olduğumuz WestSide isimli proje ile alakalı iskan aşamasında Hasan İMAMOĞLU bizden 3 tane daire almıştır. Bu dairelere ilişkin yapılan ödeme dairenin normal satış fiyatıdır, daha sonra Hasan İMAMOĞLU ofise gelerek söz konusu bedelleri elden geri almıştır.(...)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Seyfi BEYAZ'ın Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan 06/10/2025 tarihli ek beyanında; "Yukarıda vermiş olduğum kimlik bilgileri doğrudur, bana aittir. Ben üzerime atılı suçlamayı anladım. Daha önce savcılıkta ifade vermiştim. Vermiş olduğum ifadem doğrudur, içeriğini aynen tekrar ederim. Tarafıma sormuş olduğunuz Eylem-6'daki olayı anladım, Westside isimli inşaat projesine ilişkindir. Bu proje Beylikdüzü ilçe sınırları içerisinde yer alan ve Kemal ŞAHİN isimli şahsın sahibi olduğu Falcons A.Ş. isimli firma adına kayıtlı olan toplamda 72 dönüm üzerinde bulunan taşınmazdır. Şirket birleştirmesi sonucunda Falcons silinip yerine yine Kemal ŞAHİN'e ait olan Bilkont A.Ş. olarak ismi değişti. Bahse konu arazi üzerinde Westside olarak adlandırılan proje için 5 ayrı inşaat firması bir araya gelerek 2013 yılının başında hasılat paylaşımı sözleşmesini Kemal ŞAHİN ile imzaladık. Bu 5 firma Uzman İnşaat, Mutlu İnşaat, Beyaz İnşaat, Mes Madencilik ve Mes Turkuaz isimli firmalardan oluşmaktadır. Uzman İnşaat sonrasında hisselerini Mes Turkuaz'a devrederek ortaklıktan ayrıldı. Toplamda 4 ortak bu inşaat projesine devam ettik. Mutlu İnşaat isimli şirketin yetkililerini Yüksel HAMZAOĞLU ve sonrasında oğlu Furkan HAMZAOĞLU olarak bilirim. Adem SOYTEKİN'i ise o dönem Mutlu İnşaat'ın gizli ortağı olarak bilirim. Beyaz İnşaat olarak yetkili kişiler ben ve kardeşim Muzaffer BEYAZ'dır. Mes Madencilik isimli firmanın yetkilisi Erhan ÜNAL ve Mes Turkuaz isimli firmanın yetilisi ise İsa ÜNAL'dır. Hatırladığım kadarıyla Mes Turkuaz isimli firma daha sonradan ismini Ekspres Kimya olarak değiştirdi.
Biz 4 büyük inşaat firması olarak bu Westside isimli projenin inşaatına 2014 yılında başladık. Yine 2014 yılında iki ayrı parsel için yapı ruhsatı Beylikdüzü Belediyesi'nden alınmıştır. Bu 4 firma arasında yapmış olduğumuz sözleşme neticesinde işlerin yürümesinin hangi firma olduğu önem arz etmemekle birlikte 3 firmanın imzası ile işleri yürütmekteydik. Beylikdüzü Belediyesi'nden 2014 yılının sonundaki ruhsat alımına ilişkin başvuruyu kurmuş olduğumuz adi ortaklık olarak biz yaptık. Bu projedeki kaba inşaatı Adem SOYTEKİN yapmıştır. Sebebi ortaklarımızdan Mutlu İnşaat ile aralarında gizli ortaklık ilişkisinin olması ve düzgün iş yapmasından ötürüdür. Ayrıca kendi gizli ortaklığı da olduğu için işe sahip çıkabileceği düşüncesi vardı. Adem SOYTEKİN'in dönemin belediye başkanı Ekrem İMAMOĞLU ile arasında kuvvetli ilişki olduğunu diğer inşaat firmaları gibi bende biliyordum. Belediyedeki işleri Adem SOYTEKİN'in hızlıca çözüme kavuşturmasından dolayı da inşaattaki işleri kendisine vermiş olabiliriz. Adem SOYTEKİN'in ve Fatih KELEŞ'in taşeron olarak iş yaptıkları mermer, tuğla ve alçıpan vs. işlerini taşeronlarına yaptırarak bizim projemize dahil etmişlerdir.
Bu projenin yapımı sırasında çeşitli problemler ve belediyeden bazı talepler oldu. İskan talebemiz de bunlardan bir tanesiydi. Gerçekleşen bu problemlerin hızlı bir şekilde çözüme kavuşması gerekiyordu. Bu konularda Mutlu İnşaat ile gayriresmi olarak bağı bulunan Adem SOYTEKİN'e yine Mutlu İnşaat'ın yetkilisi olan Oktay HAMZAOĞLU talepleri iletirdi. Adem ise belediye ile görüşüp taleplerin karşılanması için daire ya da rakam konusunda pazarlıklar yapılırdı. Adem'in belediye ile görüşmesinden sonra biz adi ortaklar ile yaptığı pazarlıklar sonucunda kendisine toplamda o dönem 10.000.000 TL karşılığı olan hatırladığım kadarıyla 7 dükkan 5 daire verdik, 3.500.000 TL bedelli çek ödedik. Bu çek koçanlarını bulamadım. Bu nedenle hangi firma tarafından yazıldığını ve içinde benim imzam olup olmadığını bilemiyorum. Bahsetmiş olduğum 5 dairenin 3'ü ya da 4'ü Ekrem İMAMOĞLU'nun babası olan Hasan İMAMOĞLU adına yapılmıştır ve bu yapılan devre istinaden 4 firmadan oluşan adi ortaklığımıza ait banka hesabına göstermelik olarak para yatırıldı. Ancak miktarı şuanda tam olarak hatırlamıyorum. Yatırılan bu para daha sonradan elden bizim ofise gelerek teslim alınmıştır. Kimin kime teslim ettiğine dair bilgiyi ve bankadan para çekimine ilişkin dekontu savcılığınıza sunacağız. Hatırladığım kadarıyla Tuncay YILMAZ ve Hasan İMAMOĞLU parayı elden geri almaya gelen kişilerdir. Bu 3 ya da 4 daireyi Hasan İMAMOĞLU'na devretmemizi isteyen kişi dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Murat ÇALIK'tır. Yine Adem SOYTEKİN üzerinden söz konusu talep iletilmiştir.
Adem SOYTEKİN'in Westside isimli projede yapmış olduğu işe karşılık kendisine para ve daire verildi. Ancak ödenen para ve daire miktarı ile rüşvet konusu daire miktarlarının detaylarını Oktay HAMZAOĞLU bilmektedir.
Bu site ile ilgili olarak iskan almak istediğimizde süreç çok uzadı. Beni Oktay HAMZAOĞLU aradı ''Abi Adem SOYTEKİN ile bir görüş, onun belediyede eli kolu uzun, bu işi halleder" dedi. Ben Adem SOYTEKİN ile görüştüm o da beni ertesi gün Westside sitesi içerisindeki Mado'ya çağırdı. Buranın sahibi Adem SOYTEKİN'dir. Ben ertesi gün saat 10:00 gibi bu Mado'ya gittim. Adem ile görüşürken belediye başkan yardımcısı Veysel ERÇEVİK geldi, kendisi 100.000 TL verirseniz bir günde hallederiz dedi. Ben bu projeyle ilgili bu kaçıncı, diğer ortaklarla konuşmam gerekiyor dedim ve diğer ortaklarla konuştuk. Kabul edip 100.000 TL'yi Adem SOYTEKİN'in ofisine Westside'nin muhasebesinden alınarak bırakılmış. Bu hususu da Oktay HAMZAOĞLU detayı ile bilecektir. Alınan bu 100.000 TL Veysel ERÇEVİK'e sonrasında iletilecekti.
Ben Westside isimli projeye 15 günde bir uğrardım. İmza işleri olduğu zaman ise evrakları ikamet ettiğim Florya'ya getirirlerdi. Bu projede çok ortaklı olarak hareket ettiğimiz için bazı konuların ne şekilde tarafımıza ulaştığı ve tarafımızdan ne şekilde ödeme yapıldığı konuları karışıklık göstermektedir. Benim yukarıda bahsetmiş olduğum olayların üzerinden yaklaşık 7-8 sene geçmiştir. Bazı konularda nicelik olarak rakamsal anlamda yanılabilirim.
İfademin üst kısmında belirttiğim gibi Adem'in almış olduğu daire ve dükkanların bir kısmı kendisinin yaptığı iş karşılığıdır. Ancak büyük kısmı ise belediyede karşılaşılan sorunlara ilişkin devredilen taşınmazlardır. İskan alınmasından önce bu dairelerin devredildiği yönündeki beyan doğru olabilir. Zaten devir yapmasaydık iskanı vermezlerdi. Temel problem buradan çıkmaktadır. Biz verdikten sonra aradan bir süre geçip taleplerimiz karşılanırdı." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Furkan HAMZAOĞLU isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan şüpheliifadesinde; " Bizim aile şirketimiz Mutlu İNŞAAT'tır. Şirketimiz İstanbul'un çeşitli bölgelerinde inşaatlar yapmaktadır. 2013 yılında Kemal Şahin'le (Şahinler HOLDİNG) birlikte hasılat paylaşımıyla Uzman İNŞAAT, Beyaz İNŞAAT, Mes TURKUAZ ve Mes MADENCİLİK ile birlikte inşaat projesi devraldık. Bu projenin adı West Side'dır. 2013 yılında projeden satışa başladık. Ekonomik anlamda sıkışıklığımız olduğu için Adem SOYTEKİN ve Kadir KAYMAZ'ı kendi payımız olan %20'nin %10'una harici ortak yaptık. Adem SOYTEKİN'i 2012 yılında hemşehrilerimize ait Gül İNŞAAT'a kalfalık yapması nedeniyle tanıyordum. 2014 yılında yerel seçimler yapıldıktan ve Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olmasından sonra Adem SOYTEKİN'in, Ekrem İMAMOĞLU'nun seçim çalışmalarına finans sağladığını kendisinden öğrendik. Ekrem İMAMOĞLU seçilince inşaat ruhsat işlemlerimiz devam ediyordu. Ruhsat işlerini ise Beyaz İNŞAAT ile Şahinler HOLDİNG takip ediyordu. Beylikdüzü Belediyesi o dönem 20.000.000 lira arsa sahibinden, 10.000.000 lira ise müteahhitlerden para talep etti. Bu konuya diğer ortaklarımız da vakıftır. Kendilerine sorulabilir. Ancak biz belediyenin bu talebini dükkanlar ve daireler vererek karşıladık. İnşaat ruhsatı için 5 daire, 6 dükkan verdik. İnşaatın kabasını Adem SOYTEKİN yaptı. Ancak yapmış olduğu inşaatın bedelini biz haricen kendisine ödedik. Bahsettiğim 5 daire ve 6 dükkanı Adem SOYTEKİN'in şirketlerine devrettik. Bu taşınmazların hepsi inşaat ruhsatı için verilmiş taşınmazlardır. Benzer bir süreci iskan olma sürecinde de yaşadık. Adem bize iskan almak için 3.500.000 lira para talep etti. Biz de bu paranın şirketten gayri resmi çıkamayacağını belirttik. Bunun üzerine ortak girişime fatura kesti. Bu para Adem'e ödendi. West Side projesinde arsa sahibi olan Kemal Şahin'e Beylikdüzü'nde bir okul yaptırıldı. Bu okul da ruhsat işlemleri için yaptırılmıştır. Adem'in belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'yla olan ilişkisini bölgede inşaat yapan herkes bilirdi. Bu nedenle ruhsat ya da iskan için Adem devreye girer, iş sahiplerinden para ya da daire talep eder. Bunun üzerine de iskan ve izinler verilirdi.(...)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Yüksel HAMZAOĞLU isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan şüpheliifadesinde; " Bizim aile şirketimiz Mutlu İNŞAAT'tır. Şirketimiz İstanbul'un çeşitli bölgelerinde inşaatlar yapmaktadır. 2013 yılında Kemal Şahin'le (Şahinler HOLDİNG) birlikte hasılat paylaşımıyla Uzman İNŞAAT, Beyaz İNŞAAT, Mes TURKUAZ ve Mes MADENCİLİK ile birlikte inşaat projesi devraldık. Bu projenin adı West Side'dır. 2013 yılında projeden satışa başladık. Ekonomik anlamda sıkışıklığımız olduğu için Adem SOYTEKİN ve Kadir KAYMAZ'ı kendi payımız olan %20'nin %10'una harici ortak yaptık. Adem SOYTEKİN'i 2012 yılında hemşehrilerimize ait Gül İNŞAAT'a kalfalık yapması nedeniyle tanıyordum. 2014 yılında yerel seçimler yapıldıktan ve Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olmasından sonra Adem SOYTEKİN'in, Ekrem İMAMOĞLU'nun seçim çalışmalarına finans sağladığını kendisinden öğrendik. Ekrem İMAMOĞLU seçilince inşaat ruhsat işlemlerimiz devam ediyordu. Ruhsat işlerini ise Beyaz İNŞAAT ile Şahinler HOLDİNG takip ediyordu. Beylikdüzü Belediyesi o dönem 20.000.000 lira arsa sahibinden, 10.000.000 lira ise müteahhitlerden para talep etti. Bu konuya diğer ortaklarımız da vakıftır. Kendilerine sorulabilir. Ancak biz belediyenin bu talebini dükkanlar ve daireler vererek karşıladık. İnşaat ruhsatı için 5 daire, 6 dükkan verdik. İnşaatın kabasını Adem SOYTEKİN yaptı. Ancak yapmış olduğu inşaatın bedelini biz haricen kendisine ödedik. Bahsettiğim 5 daire ve 6 dükkanı Adem SOYTEKİN'in şirketlerine devrettik. Bu taşınmazların hepsi inşaat ruhsatı için verilmiş taşınmazlardır. Benzer bir süreci iskan olma sürecinde de yaşadık. Adem bize iskan almak için 3.500.000 lira para talep etti. Biz de bu paranın şirketten gayri resmi çıkamayacağını belirttik. Bunun üzerine ortak girişime fatura kesti. Bu para Adem'e ödendi. West Side projesinde arsa sahibi olan Kemal Şahin'e Beylikdüzü'nde bir okul yaptırıldı. Bu okul da ruhsat işlemleri için yaptırılmıştır. Adem'in belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'yla olan ilişkisini bölgede inşaat yapan herkes bilirdi. Bu nedenle ruhsat ya da iskan için Adem devreye girer, iş sahiplerinden para ya da daire talep eder. Bunun üzerine de iskan ve izinler verilirdi.(...)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Yüksel HAMZAOĞLU isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan şüpheli ek ifadesinde; "Ben daha önceden Cumhuriyet başsavcılığınızda 25/04/2025 tarihinde ifade vermiştim. İfademin içerisinde Adem SOYTEKİN’e inşaat ruhsatı için 5 daire, 6 dükkan devretmek zorunda kaldığımızı beyan etmiştim. Yine bu kapsamda başka bir olay için Adem SOYTEKİN’e 3.500.000 TL’lik çek vermek zorunda kaldığımızı ve bunların dışında başka mağduriyetlerimizin olduğunu da beyan etmiştik. Söz konusu beyanlarımı aynen tekrar ederim. Ancak şirket detaylarını incelediğimde Adem SOYTEKİN’e vermiş olduğumuz 5 daire ve 6 dükkandan, 2 dükkanın iş karşılığında olduğunu fark ettim. Bu hususun düzeltilmesi amacıyla ifade vermeye geldim.(...)Bizim inşaat yaptığımız dönemlerde inşaatçılarla genelde Adem SOYTEKİN muhatap olurdu ve belediyenin taleplerini Adem Soytekin müteahhitlere iletirdi. Devir aldığı daire ve dükkanların kimler üzerine geçirildiğini bilmiyorum ama bizim inşaatımızda kendisine verdiğimiz dairelerden 4 tanesi Ekrem İmamoğlu'nun babası Hasan İmamoğlu'na geçirildiğini öğrendim.(...)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Oktay HAMZAOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 08/10/2025tarihinde alınan beyanında; " Beylikdüzü ilçesinde faaliyet gösteren Westside isimli inşaat projesini ilk etapta 5 ayrı inşaat firması adi ortaklık kurarak Kemal ŞAHİN'in adına kayıtlı olan Falcons isimli firma üzerinde iki ayrı parselden oluşan toplamda 72 dönüm üzerine kurulmuş ve hasılat paylaşımı sözleşmesiyle gerçekleşen inşaat projesidir. Projedeki adi ortaklardan oluşan 5 firmadan Mutlu İnşaat benim akrabalarım olan Furkan HAMZAOĞLU ve Yüksel HAMZAOĞLU'na aittir. Benim inşaatın ruhsat aşamasında Mutlu İnşaat'ta çalışan ve hissedardım. Daha sonrasında hisselerimi akrabalarıma devrettim. Diğer adi ortaklıkta yer alan firmaları ve sahiplerini, yetkililerini tanırım. Bu adi ortaklık ilerleyen aşamada Uzman İnşaat'ın ayrılmasıyla 4 ayrı firma ile devam edip Westside isimli projenin ruhsat, iskan ve imar hususları bu adi ortaklık tarafından yürütülmekteydi. Hangi firma olduğu önem arz etmeksizin bu 4 firmadan 3'ünün imzası ile işlemler yapılmaktaydı.
Westside isimli projenin inşaatının ruhsatı toplamda 2 ayrı parsel için 2014 yılının Ekim ve Aralık aylarında alınmıştır. İnşaat ruhsatı Beyaz İnşaat adına çıkarılmıştı. Bu projenin kaba inşaatını yaklaşık 15 yıldır tanıdığım ve kendisiyle başka projelerde de çalıştığım Asoy İnşaat'ın sahibi olan Adem SOYTEKİN yapmıştır. Kendisini diğer adi ortaklarda tanımaktaydı.
Projenin iskanı 2 ayrı parsel için farklı tarihler olan 2018 yılı Eylül ayı ve 2019 yılı Kasım aylarında alınmıştı. İlk parsel alındığı tarih olan 2018 yılı Eylül ayından yaklaşık hatırladığım kadarıyla 6 ay kadar önce iskan ile alakalı olarak bazı problemleri çözmek amacıyla dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU'na Mutlu İnşaat'ın yetkilileri olan ben ve Yüksel HAMZAOĞLU ile Mes Turkuaz isimli firma yetkilisi olan İsa ÜNAL ile birlikte gittik. Görüşmeye ben kapıda bekledim ve katılmadım. Ekrem İMAMOĞLU ile yapılan görüşmede, Ekrem İMAMOĞLU'nun iskan konusundaki problemleri çözmek için dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olan Mehmet Murat ÇALIK'a gitmelerini söylemiş. Kısa bir zaman sonra İsa ÜNAL ve Yüksel HAMZAOĞLU, Mehmet Murat ÇALIK ile görüştüler, o da Adem SOYTEKİN'e yönlendirmiş ve hatırladığım kadarıyla iskan için 3.000.000 TL para istemiş. Biz bu parayı çek olarak vereceğimiz için KDV'si ile birlikte toplamda 3.500.000 TL'ye tekabül eden birden fazla çekleri verdik. Adem SOYTEKİN ile Mutlu İnşaat'ın başka bir projede ortaklığı vardı, buradan Adem SOYTEKİN'e ödenmesi gereken bir bedel mevcuttu. Bu bedeli Westside isimli projede Mutlu İnşaat'ın payına düşen kısma ortak ederek Adem'i bu projede Mutlu İnşaat ile birlikte aramızdaki protokole istinaden ortak yaptık. Bahsetmiş olduğum bu husus ruhsat aşamasından sonra ancak iskan aşamasından önce gerçekleşmiştir.
Veysel ERÇEVİK'e teslim edilmek üzere Adem SOYTEKİN aracılığıyla 100.000 TL ödendiği hususuna ilişkin bir bilgim yoktur ancak Seyfi BEYAZ'ın bu yönde vermiş olduğu ifade doğru olabilir, ben Seyfi BEYAZ'a Adem SOYTEKİN ile görüşmesini, belediyede aktif olduğunu söyledim. Bunu kendileri de bilmektedir, ayrıca Seyfi BEYAZ Adem SOYTEKİN'i doğrudan da arayabilecek birisiydi.
Adem SOYTEKİN ile aramda eskiye dayalı olan ilişki vardır. Belediye ile yaşanan bazı problem ve talepleri Adem SOYTEKİN aracılığıyla belediyenin taleplerimizi sürüncemede bırakmaması adına onun yardımı üzerinden hızlandırmaya çalışıyorduk. Yukarıda 3.500.000 TL bedelli çeke ilaveten kurulan adi ortaklıktan belediyenin 10.000.000 TL tutarında talebi olmuştu. Bu talep Adem SOYTEKİN aracılığıyla tarafımıza iletildi. Ancak nakit sıkışıklık nedeniyle karşılığında hatırladığım kadarıyla 7 dükkan, 5 daire verdik. Bu dükkan ve dairelerin bir kısmı Adem SOYTEKİN'in Westside isimli projede yapmış olduğu kaba inşaatın karşılığıdır. Ancak büyük bir kısmı ise belediye tarafından istenilen rüşvete ilişkindir.
Ayrıca belirtmek isterim ki yine belediye tarafından arsa sahibi olan Kemal ŞAHİN'e ait ilk başta Falcons Gayrimenkul, sonrasında isim değişikliği ile Bilkont A.Ş. adına kayıtlı Westside isimli projeye ilişkin toplamda iki ayrı okul yaptırıldı. Ömer Halis Demir Özel Eğitim Okulu ile Cevat Güleç Ortaokulu'nu Kemal ŞAHİN Beylikdüzü Belediyesi'nin talebiyle yapmıştır.
Hasan İMAMOĞLU'na Westside isimli bu projeden toplamda 4 adet daire devredilmiştir. Devredilen bu dairelerin karşılığını adi ortaklığın ortak hesabı olan havuzda toplanan paraya havale olarak göndermişlerdir, satış ofisinde sözleşmeler yapılmıştır. Ancak bunlar tamamen göstermelik olmuştur. Çünkü para gönderiminden sonra satış ofisinde elden geri teslim alınmıştır. Bu hususun detaylarını Seyfi BEYAZ daha iyi bilir." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Söz konusu beyanlar ile alakalı olarak yapılan çalışmalarda, Cumhuriyet Başsavcılığımca ifadesi alınan şüphelilerin beyanlarının birbirleri ile örtüşür mahiyette olduğu, söz konusu beyanlarda örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın babası Hasan İMAMOĞLU isimli şahsa rüşvet karşılığı olarak daire devirleri yapıldığının belirtildiği, bu beyanlara istinaden araştırmanın yapıldığı, yapılan araştırma neticesinde iddiaların Westside İstanbul 2 isimli projenin toplamda 4 adet taşınmazına ilişkin olduğunun belirlendiği,

Kemal ŞAHİN isimli şüphelinin 30/09/2025 tarihli Savcılık ifadesinde; ''Benim Beylikdüzü'nde 72 dönüm üzerinde bulunan taşınmazım 2013 yılında şirketim olan Falkons Gayrimenkul adına kayıtlıydı. Bu şirketim daha sonra hatırladığım kadarıyla 14/12/2018 yılında yine başka bir grup şirketim olan Bilkont A.Ş ile birleşince tapuda Falkons silinip yerine Bilkont A.Ş olarak değiştirildi.
Bahse konu arazim üzerinde Westside olarak adlandırılan projenin inşası için o dönemin güçlü 5 ayrı inşaat firması ile bir araya gelerek 15/01/2013 yılında hasılat paylaşımı sözleşmesi imzaladık. Bu 5 firma Uzman İnşaat, Mutlu İnşaat, Beyaz İnşaat, Mes Madencilik ve Mes Turkuaz isimli firmalardan oluşmaktadır. İnşaat yapım sürecinde Uzman İnşaat isimli firma hisselerini diğer 4 firmadan biri olan Mes Turkuaz isimli firmaya devrederek inşaat sürecinden önce ortaklıktan ayrılmıştır. Mutlu İnşaat A.Ş isimli şirketin yetkilisini Yüksel HAMZAOĞLU ve oğlu Furkan HAMZAOĞLU, Beyaz İnşaat isimli şirketin yetkilisini Seyfi BEYAZ ve Muzaffer BEYAZ, Mes Madencilik isimli şirketin yetkilisini Erhan ÜNAL, Mes Turkuaz isimli şirketin yetkilisini ise İsa ÜNAL olarak bilirim.
Westside isimli benim toprak sahibi olduğum ve yukarıda bahsettiğim 4 firma tarafından inşaatı gerçekleştirilen projenin ruhsat işleri için Beylikdüzü Belediyesine ruhsat başvuruları sonucunda 31/10/2014 ve 24/12/2014 yıllarında toplamda 2 ayrı parsel için yapı ruhsatı alınmıştır. Söz konusu bu süreçler arsa sahibi olarak benim tarafımdan değil yukarıda bahsettiğim 4 ayrı firmanın oluşturduğu adi ortaklık tarafından bu başvurular yapılmıştır. Bahsettiğim bu hususlara ilişkin 4 ayrı firma ile aramızda imzalanan sözleşmeyi ve şirketim Falkons tarafından bu adi ortaklığa inşaata ilişkin tüm yetkilerimin verildiğine dair vekaletnameyi ifademin ekinde sunuyorum (alındı). Yine sunulan sözleşmede açıkça ruhsatın zamanında alınması, inşaatın zamanında bitirme, belediyeler ile olan her türlü bürokratik görüşmeler, tarafımıza kesilecek cezaların ödenmesi gibi hususlarda tüm sorumluluk ilgili adi ortaklığa aittir. Yine projedeki satışın yapılması, sözleşmelerin projeden daire 3.kişilerle imzalanması ve paraların tahsili bahsedilen adi ortaklığa aittir. Tahsil edilen paralar adi ortaklık ve benim şirketim olan Bilkont isimli firmanın ortak banka hesabına yatırılırdı, akabinde hasılat yüzde 50 - yüzde 50 olacak şekilde bölüşülürdü. Dolayısıyla bu Westside isimli projeden yapılacak olan tüm tapu devirleri arsa benim firmam olan Bilkont adına olduğu için devirde devreden kısmında firmam olan Bilkont A.Ş yer almıştır.
Tarafıma sormuş olduğunuz emniyet fezlekesinde tablo halinde bulunan bağımsız bölümlerin hissedarları sorgusu kısmındaki Sevim Elektrik İnşaat, İkas Gıda A.Ş isimli firmalara da ilk etapta yapılan devir yine firmam Bilkont tarafından gerçekleşmiştir.
Westside isimli projede toplamda 1152 bağımsız bölüm yani daire ile 115 bağımsız bölüm dükkan yapılmıştır ve bu daire ile dükkanların tüm ilk tapu devirleri firmam Bilkont A.Ş tarafından yapılmak zorundadır.
Ben adi ortaklık yaptığım sözleşmedeki firmaların belediyeden iskan alma süreçlerini takip etmedim. Rüşvet iddiasına ilişkin ise Asoy İnşaat'a yapılan devirler adi ortaklık firmaları tarafından yürütülmekteydi. Ancak bu adi ortaklıktaki hangi firmaların yetkilileri tarafından bu sürecin yürütüldüğünü bilmem. Bu süreç zarfında belediyenin bir talebi var ise bunun muhatabı ben değilim. Evraklardan kontrol ettiğim kadarıyla Westside isimli projemin arsasının bulunduğu 2 ayrı parsel için belediyeden iskan alınan tarihler sırasıyla 07/09/2018 ve 12/11/2019 tarihleridir. Ben benim hasılatımdan payıma düşen yüzde 50lik kısmından herhangi bir pay vermedim. Ancak Beylikdüzü ilçesinde bulunan 2 ayrı okulu (Ömer Halisdemir Özel Eğitim Okulu ile Cevat Güleç Ortaokulu) ben yaptım. Bu okulları yapmamın sebebi benim Westside isimli projeyi sözleşme karşılığında yapan firmalarla toplantı yapmam sonucunda belediyenin kendilerine zorluk çıkardığını söylediler ve benim belediye ile görüşmem gerektiğini bana projeyi yapan inşaat sahipleri söylediler. Ben de dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Murat ÇALIK ile Beylikdüzü Belediyesi'nde kendisinin makam odasında görüşme gerçekleştirdim. Bu görüşme hatırladığım kadarıyla 2016 yılında gerçekleşmişti. Bu görüşme sonrasında bağışçı statüsüyle yine benim adıma kayıtlı olan Santur Turizm A.Ş isimli firmam ile Beylikdüzü Belediyesi arasında 2 ayrı protokol başlığında yine yukarıda sözünü ettiğim 2 ayrı okula ilişkin sözleşme imzalanmıştır. 13/11/2016 tarihinde imzalanan bu 2 ayrı sözleşme ile bahsedilen okulları bağışlama zorunda kaldım. Yine bu okulların inşaatını benim inşaat firmam olmadığı için Adem SOYTEKİN'e ait olan Asoy İnşaat isimli inşaat firması üzerinden yaptırmamın zorunlu olduğunu bana Mehmet Murat ÇALIK söyledi. Bunun üzerine ben bu okulları Asoy İnşaat'a yaptırdım. Hem belediye ile yaptığım protokolü hem de Asoy İnşaat ile yaptığım sözleşmeleri sunuyorum (alındı). İki okulun toplam maliyeti 2017 döneminde yaklaşık 9.980.000 TLdir. Bu para benim firmam olan Santur Turizm A.Ş tarafından Asoy İnşaat'a fatura karşılığı ödenmiştir. Buna ilişkin fatura ve dekontları da sunuyorum (alındı).
Ayrıca belirtmek isterim ki Mehmet Murat ÇALIK ile yaptığım görüşmede Ekrem İMAMOĞLU'nu kastederek "başkan bu okulları yapmanı istiyor" diye defalarca söyledi, bana bölgeye faydalı hayırlı bir iş olacağını söylemişti, ben de hem belediyenin hem de Westside isimli projeyi yapan sözleşme ortaklarımın zoru ile kabul ettim.
Ancak ben Westside projesinde kendi payıma düşen hasılatımdan herhangi bir devir yapmadım. Benim firmam Bilkont tarafından yapılan devirler arsa sahibi ben olduğum için şekli olarak yapılan devirlerdir. Zaten yapmış olduğum 2 ayrı okulun toplam maliyeti bugünün parasıyla yaklaşık 4 Milyon Dolara tekabül ettiği için ayrıca Westside projesinden benim payıma düşen kısımdan daire vermem mümkün değildir. Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir.'' şeklinde olduğu,

Şüpheli Erhan ÜNAL'ın Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 10/10/2025 tarihinde alınan beyanında; " Beylikdüzü'ndeki Westside isimli inşaat projesini ilk başta 5 büyük inşaat firması ile birlikte arazi sahibi olan Kemal ŞAHİN adına kayıtlı Falcons Gayrimenkul ile yapmış olduğumuz hasılat sözleşmesi sonucunda gerekli proje hazırlıklarına başladık ilk başta 5 tane olan adi ortaklık firmasından Uzman İnşaat ayrılarak geriye 4 ayrı firma kalarak bu adi ortaklığı devam ettirdi, projeye başladı. Bu projede 4 firmadan Mes Madencilik isimli firmanın proje temsilcisi ve tek yetkilisi bendim. Mes Turkuaz isimli firmada ise İsa ÜNAL amcam olmakla birlikte yetkilisi oydu ve bu şekilde 4 ayrı firmanın iki firması olan Mes Madencilik ve Mes Turkuaz olarak faaliyet gösterdik. Ancak benim Mes Turkuaz ile her ne kadar yetkilisi amcam olsa da ticari ya da hukuki bağlantım bulunmamaktadır. İlk başta Uzman İnşaat'ında içerisinde yer aldığı adi ortaklıkta Uzman İnşaat hisselerini Mes Turkuaz'a devretmişti.
4 kişi ile devam eden bu adi ortaklıkta yapılan Westside isimli projedeki tüm işlemler herhangi 3 ortağın imzasının olması kaydıyla işlemler gerçekleşmekteydi. Benim temsilcisi olduğum Mes Madencilik ile amcam İsa ÜNAL'ın temsilcisi olduğu Mes Turkuaz isimli firmalar iş kolu olarak inşaat sektöründe faaliyet göstermezler. Westside isimli projedeki diğer adi ortaklarımız olan Mutlu İnşaat ve Beyaz İnşaat isimli firmalar inşaat işinden daha iyi anladıkları ve o alanda faaliyet gösterdikleri için projedeki teknik kısımlar ve personel istidamı gibi konularla daha yakından ilgileniyorlardı. Yine inşaat işiyle ilgilendikleri için belediye ile olan ilişkileri, diyalogları, iskan, imar ya da ruhsat konularındaki süreçleri takip ediyorlardı. Sormuş olduğunuz Adem SOYTEKİN isimli şahsı ben bu projeden önce tanımıyordum. Mutlu İnşaat ve Beyaz İnşaat tarafından bilinen bir kişi olmasından ötürü ve yine Beylikdüzü bölgesinde benzer şekilde inşaat işlerinde yapılan inşaatın kaba inşaatını kendisi yaptığını bildikleri için bu projede görev aldı. Kendisiyle alakalı olarak 2014 yılında gerçekleşen yerel seçimlerde Ekrem İMAMOĞLU'na finansal olarak destek verdiği için bu desteğini seçim sonrasında belediye ile olan ilişkilerini kullanarak ilerleyen süreçte avantaja çevirdi. Olayın üzerinden uzunca bir süre geçtiği için rakamları hatırladığım kadarıyla inşaat ruhsatının talep edildiği dönemde arsa sahibi olan Kemal ŞAHİN'den 20.000.000 TL, adi ortaklıkta yer alan bizlerden 10.000.000 TL tutarında belediye tarafından para talep edildi. Bu süreci Mutlu İnşaat ve Beyaz İnşaat yürütüyordu ancak yapmış olduğumuz toplantılarda bu durumlar masaya geliyordu. Belediyenin bu tüm ruhsat ve iskan süreçlerinde talepleri bitmek bilmiyordu. Sürekli bizlerden talepleri oluyordu. Talepler karşılanmadığı zaman inşaat projesindeki işlerimiz sekteye uğruyordu. Her ne kadar kaba inşaatı alan Adem SOYTEKİN'in inşaatın kabasını resmi olarak alıp almadığı dönemi hatırlamasam da bu işi devralmadan önce dahi projeye gelip gittiğini ve bir şekilde projeyle ilgilendiğini biliyorum. Mutlu İnşaat ile arasında gizli ortaklık olup olmadığını bilmiyorum, yalnızca bu yönde duyumum vardı. Belki bundan dolayı inşaat süreciyle başından beri ilgilenmiş olabilir.İnşaat ruhsatı sürecindeki yapılan belediye ile talepler Adem SOYTEKİN üzerinden adi ortaklığa iletilirdi. Yine Beyaz İnşaat ile belediyenin başka projelerden ötürü diyalogları olmasından kaynaklı olarak bu tarz süreci Beyaz İnşaat yetkilileri olan Seyfi BEYAZ ve Muzaffer BEYAZ yürütmekteydi. Belediyenin ilk etapta bizlerden istemiş olduğu ruhsat aşamasındaki 10.000.000 TL olan tutar o dönem satışların iyi gitmemesinden ötürü daire ve dükkan olarak ödendi, hatırladığım kadarıyla Adem SOYTEKİN'in firması olan Asoy İnşaat'a belediye tarafından talep edilen tutara karşılık 7 adet dükkan, 5 adet dairenin devri yapıldı. Bu devredilen daire ve dükkanların içerisinde Adem SOYTEKİN'in Westside projesinde yapmış olduğu kaba inşaata karşılık olarak bir kısım daire ve dükkan bulunmaktaydı. Ancak kendisinin kaba inşaat işinden kaynaklı olarak kendisine haricen nakit ödemesi de yapılmıştır. Yani tüm masrafı taşınmaz olarak verilmemiştir.
Yine Westside projemizde devredilen dairelerden 4 tanesi Ekrem İMAMOĞLU'nun babası Hasan İMAMOĞLU adına devredilmiştir. Karşılığında herhangi bir bedel ödemesi yapılmamıştır, daha doğrusu hatırladığım kadarıyla göstermelik olarak bu dairelerin bedeli bizim adi ortaklığımızın ortak hesap havuzuna gönderilmiş, sonrasında elden geri alınmıştır. Böyle olmuş diyorlar. Yine adi ortaklığımızın bu konuyla alakalı yapmış olduğu bir toplantıda bizzat Ekrem İMAMOĞLU'nun babasının adına bu şekilde karşılıksız olan işlemin devrinin yapılması hususunu istediklerini duyunca şaşırmıştık. Projenin toprak sahibi olan Kemal ŞAHİN'den istenen 20.000.000 TL'lik tutarın ise akıbetini bilmiyorum, konuyu Adem SOYTEKİN'in takip ettiğini hatırlıyorum.
Projenin iskan aşamalarında ise Adem SOYTEKİN üzerinden Mehmet Murat ÇALIK'ın yönlendirmesiyle 3.000.000 TL para istendi. Oktay HAMZAOĞLU'nun tarafıma okumuş olduğunuz 08/10/2025 tarihli ifadesinde belirtmiş olduğu Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK ile birlikte Mes Turkuaz'ı temsilen İsa ÜNAL'ın ve Mutlu İnşaat'ı temsilen Yüksel HAMZAOĞLU'nun görüşme yapmaları hususuna ilişkin bilgi sahibi değilim. Talep edilen 3.000.000 TL'yi çek olarak vereceğimiz için KDV'si ile birlikte toplamda 3.500.000 TL tutarlı birden fazla çekleri verdik, bu şekilde iskanı alabildik.
Veysel ERÇEVİK tarafından yine Adem SOYTEKİN aracılığıyla talep edilip tahsil edildiği iddia edilen 100.000 TL'lik harici iskan verilmesi hususundaki talebe ilişkin bilgi sahibi değilim. Bu hususu Seyfi BEYAZ bilir. Ben bu inşaat süreçlerinde 25 yaşındaydım. O dönem ki yaşım gereği ve şahsımın sahip olduğu hissenin adi ortaklıktaki en düşük hisseye sahip olan kişi olmamdan ötürü belediye ve inşaat süreçleri ile olan görüşmeleri takip etmedim. Söyleyeceklerim bunlardan ibarettir. Şayet adi ortaklık tarafından belediyenin talep ettiği iskan ve ruhsat başvurularına karşılık talep edilen meblağlar verilmeseydi süreçlerimiz çok uzayacaktı. Bizim belediyeden yapmış olduğumuz başvurulara yönelik olarak usule veya projeye aykırı herhangi bir durumumuz olmadığı için belediye tarafından projede göz yumulabilecek bir durum bulunmamaktaydı. Yapılan tüm talepler projeye ve ilgili başvurulara uygundu." şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli İsa ÜNAL'ın 15/10/2025 tarihli alınan Savcılık ifadesinde; "Beylikdüzü'ndeki Westside isimli inşaat projesini ilk başta 5 büyük inşaat firması ile birlikte arazi sahibi olan Kemal ŞAHİN adına kayıtlı Falcons Gayrimenkul ile yapmış olduğumuz hasılat sözleşmesi sonucunda gerekli proje hazırlıklarına başladık ilk başta 5 tane olan adi ortaklık firmasından Uzman İnşaat ayrılarak geriye 4 ayrı firma kalarak bu adi ortaklığı devam ettirdi, projeye başladı. Bu projede 4 firmadan Mes Turkuaz isimli firmanın proje temsilcisi ve tek yetkilisi bendim. Mes Madencilik isimli firmada ise Erhan ÜNAL yeğenim olmakla birlikte yetkilisi oydu ve bu şekilde 4 ayrı firmanın iki firması olan Mes Madencilik ve Mes Turkuaz olarak faaliyet gösterdik. Ancak benim Mes Madencilik ile her ne kadar yetkilisi yeğenim olsa da ticari ya da hukuki bağlantım bulunmamaktadır. İlk başta Uzman İnşaat'ında içerisinde yer aldığı adi ortaklıkta Uzman İnşaat hisselerini bana ait olan Mes Turkuaz'a devretmişti.
4 kişi ile devam eden bu adi ortaklıkta yapılan Westside isimli projedeki tüm işlemler herhangi 3 ortağın imzasının olması kaydıyla işlemler gerçekleşmekteydi. Benim temsilcisi olduğum Mes Turkuaz ile yeğenim Erhan ÜNAL'ın temsilcisi olduğu Mes Madencilik isimli firmalar iş kolu olarak inşaat sektöründe faaliyet göstermezler. Westside isimli projedeki diğer adi ortaklarımız olan Mutlu İnşaat ve Beyaz İnşaat isimli firmalar inşaat işinden daha iyi anladıkları ve o alanda faaliyet gösterdikleri için projedeki teknik kısımlar ve personel istidamı gibi konularla daha yakından ilgileniyorlardı. Yine inşaat işiyle ilgilendikleri için belediye ile olan ilişkileri, diyalogları, iskan, imar ya da ruhsat konularındaki süreçleri takip ediyorlardı. Özellikle Beyaz İnşaat'ın sahipleri olan Seyfi BEYAZ ve Muzaffer BEYAZ bu hususları yakından takip etmekteydiler. Beyaz İnşaat'ta görev yapan Engin DÜLGER isimli şahıs Beyaz İnşaat'ın belediye ile olan süreçlerini takip ederdi.
Sormuş olduğunuz Adem SOYTEKİN isimli şahsı ben bu projeden önce tanımıyordum. Mutlu İnşaat ve Beyaz İnşaat tarafından bilinen bir kişi olmasından ötürü ve yine Beylikdüzü bölgesinde benzer şekilde inşaat işlerinde yapılan inşaatın kaba inşaatını kendisi yaptığını bildikleri için bu projede görev aldı. Ayrıca Beylikdüzü Belediyesi'nde o dönem başkan yardımcısı olan Mehmet Murat ÇALIK Adem SOYTEKİN'in bizim Westside isimli projede kaba inşaat yapması için baskı yapmıştı, bu nedenle kabul etmek durumunda kalmıştık. Ayrıca projeyi denetleyen yapı denetim firmasının da Adem SOYTEKİN'e bağlı olarak hareket eden bir firma olduğunu sonradan öğrendim. Bu firmanın ismini şuan hatırlamıyorum.
Adem SOYTEKİN ile alakalı olarak 2014 yılında gerçekleşen yerel seçimlerde Ekrem İMAMOĞLU'na finansal olarak destek verdiği için bu desteğini seçim sonrasında belediye ile olan ilişkilerini kullanarak ilerleyen süreçte avantaja çevirdi. Olayın üzerinden uzunca bir süre geçtiği için rakamları hatırladığım kadarıyla inşaat ruhsatının talep edildiği dönemde arsa sahibi olan Kemal ŞAHİN'den 10.000.000 TL, adi ortaklıkta yer alan bizlerden 10.000.000 TL tutarında belediye tarafından para talep edildi. Bu paranın içerisinde iskanı da alma sürecimiz dahildi. Benim hatırladığım kadarıyla rakamlar bu şekildeydi ancak sonrasında yerel seçimlerde belediye tekrardan göreve gelince bizden haricen iskan için para istendi.
Bu süreci Mutlu İnşaat ve Beyaz İnşaat yürütüyordu ancak yapmış olduğumuz toplantılarda bu durumlar masaya geliyordu. Belediyenin bu tüm ruhsat ve iskan süreçlerinde talepleri bitmek bilmiyordu. Sürekli bizlerden talepleri oluyordu. Talepler karşılanmadığı zaman inşaat projesindeki işlerimiz sekteye uğruyordu. Her ne kadar kaba inşaatı alan Adem SOYTEKİN'in inşaatın kabasını resmi olarak alıp almadığı dönemi hatırlamasam da bu işi devralmadan önce dahi projeye gelip gittiğini ve bir şekilde projeyle ilgilendiğini biliyorum. Mutlu İnşaat ile arasında başka projelerdeortaklıkları vardı.
Yine Beyaz İnşaat ile belediyenin başka projelerden ötürü diyalogları olmasından kaynaklı olarak belediye ile olan süreçleri Beyaz İnşaat yetkilileri olan Seyfi BEYAZ ve Muzaffer BEYAZ yürütmekteydi. Belediyenin ilk etapta bizlerden istemiş olduğu ruhsat aşamasındaki 10.000.000 TL olan tutar o dönem satışların iyi gitmemesinden ötürü daire ve dükkan olarak ödendi, hatırladığım kadarıyla Adem SOYTEKİN'in firması olan Asoy İnşaat'a belediye tarafından talep edilen tutara karşılık 7 adet dükkan, 5 adet dairenin devri yapıldı. Bu devredilen daire ve dükkanların içerisinde Adem SOYTEKİN'in Westside projesinde yapmış olduğu kaba inşaata karşılık olarak bir kısım daire ve dükkan bulunmaktaydı. Ancak kendisinin kaba inşaat işinden kaynaklı olarak kendisine haricen nakit ödemesi de yapılmıştır. Yani tüm masrafı taşınmaz olarak verilmemiştir, barter diye tabir edilen sistem uygulanmıştır.
Adi ortaklığımıza belediye tarafından talep edilen meblağlar Beyaz İnşaat yetkilileri olan Seyfi ve Muzaffer BEYAZ tarafından gelmekteydi, projenin sonlarına doğru ise Adem SOYTEKİN tarafından belediyenin talepleri iletilmekteydi. Ben belediyeye açıktan para verilmesine karşı çıkıyordum. Bu konuda Beyaz İnşaat yetkilileriyle görüş ayrılıkları oluyordu. Ancak her ne kadar müsaade etmesem de işlerimizin sekteye uğraması nedeniyle netice olarak belediyenin talepleri kabul edildi. Sormuş olduğunuz Ekrem İMAMOĞLU'nun babası olan Hasan İMAMOĞLU'na yapılan 4 adet daire devrine ilişkin bilgim yoktur.
Projenin toprak sahibi olan Kemal ŞAHİN'den hatırladığım kadarıyla istenen 10.000.000 TL'lik tutarın ise akıbetini bilmiyorum, yalnızca Kemal ŞAHİN'e bunun karşılığında okul yaptırıldığını biliyorum. Konuyu Adem SOYTEKİN'in takip ettiğini yani okul inşaatını kendisinin yaptığını hatırlıyorum.
Projenin iskanı 2 ayrı parsel için farklı tarihler olan 2018 yılı Eylül ayı ve 2019 yılı Kasım aylarında alınmıştı. İlk parsel alındığı tarih olan 2018 Eylül ayından yaklaşık 6 ay kadar önce iskanla alakala olarak bazı problemleri çözmek amacıyla dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan Ekrem İMAMOĞLU'na Mutlu İnşaat yetkilisi olan Yüksel HAMZAOĞLU ile Mes Turkuaz'ın yetkilisi olarak ben giderek görüşme yaptık. İfademin yukarısında bahsetmiş olduğum ruhsat aşamasında belediyenin talebi olan 20.000.000 TLnin içerisinde iskan parası da vardı. Ancak belediye yetkilileri iskanımızı vermiyordu. Bu hususla alakalı olarak Ekrem İMAMOĞLU ile kısa bir görüşme yaptık. ADM İş Merkezi 4. Katında Beylikdüzü Belediyesine ait ek binada yapmış olduğumuz görüşmede Ekrem İMAMOĞLU bizi başkan yardımcısı olan Mehmet Murat ÇALIK'a yönlendirdi. Bir kaç gün sonra ben, Yüksel HAMZAOĞLU ve Oktay HAMZAOĞLU ile birlikte Mehmet Murat ÇALIK ile görüşme yaptık, bu görüşmede odanın içerisinde Adem SOYTEKİN de oturuyordu. Mehmet Murat ÇALIK bizden iskan için para almadan iskanı vermeyeceğini açıkça söyledi. Konuşmanın devamında Adem SOYTEKİN'e çek vererek bu ödemenin yapılabileceğini ve bu şekilde iskan alabileceğimizi söyledi. İlerleyen süreçte hazırlanan bir kaç çek ile toplamda KDVsi ile birlikte 3.540.000 TL bedelli çek Adem'e verildi, bu şekilde iskanı alabildik.
Veysel ERÇEVİK tarafından yine Adem SOYTEKİN aracılığıyla talep edilip tahsil edildiği iddia edilen 100.000 TL'lik harici iskan verilmesi hususundaki talebe ilişkin bilgi sahibi değilim. Bu hususu Seyfi BEYAZ bilir.
Adi ortaklık tarafından belediyenin talep ettiği iskan ve ruhsat başvurularına karşılık talep edilen meblağlar verilmeseydi süreçlerimiz çok uzayacaktı. Bizim belediyeden yapmış olduğumuz başvurulara yönelik olarak usule veya projeye aykırı herhangi bir durumumuz olmadığı için belediye tarafından projede göz yumulabilecek bir durum bulunmamaktaydı. Yapılan tüm talepler projeye ve ilgili başvurulara uygundu." şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın savcılık makamı tarafından Etkin Pişmanlık Hükümleri kapsamında alınan ifadesinde özetle; " Ekrem İMAMOĞLU tarafından Beylikdüzü Belediye Başkanlığı süresince başlayan öncelik hedef olarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı sonrasında da Cumhurbaşkanlığı için gerekli sermayeyi toplamak amacıyla kurulan, Beylikdüzü'nde temelleri atılıp İstanbul'un tamamına yayılan çıkar amaçlı suç örgütünün tüm yapısını ve faaliyetleri hakkında bildiğim, gördüğüm ve dahil olduğum tüm olayları anlatarak etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istiyorum.
(...) Benim Ekrem İMAMOĞLU ile ilişkin Beylikdüzü'nden beri tanışırız. Babalarımız da inşaat işiyle uğraşmaktaydılar. O zamandan beri İmamoğlu İnşaat ile Asoy İnşaat olarak ticaret yaptım. Arkadaşlığımız dostluğumuz devam etmektedir. Yine Trabzonspor sponsoru olmam ve Ekrem beyin eski Trabzonspor yöneticisi olması hasebiyle ilişkilerimiz mevcuttur. Bundan mütevellit devam eden görüşmelerimiz olmuştur. (...) Beylikdüzü West Side projesinin iskan konusu ve belli proje değişikliğiyle ilgili bütün konuları Muzaffer BEYAZ, Ekrem İMAMOĞLU ile direkt kendisi konuşurdu. Konuştuktan sonraki işlemleri de Muzaffer BEYAZ'ın çalışanı olan Engin isimli şahıs takip etmekteydi. Yaptıkları birtakım değişikler şöyledir; paylaşımda kendisine düşen dükkanın altına oto yıkama bağlandı, bu oto yıkamanın iş yapması amacıyla E-5'ten giriş yapıldı. West Side 2 Sitesinin orman tarafındaki yolu ortalama 1.5 metre aşağı indirildi, bunun amacı yolun altında kalan dükkanların değerinin arttırılması ve düz ayak olmasını sağlamaktı. Bu sayede dükkanlar çok değer kazanmıştır. Bir de iskan almak amacıyla Cevat Güleç okulunu yaptılar. Bu okulun inşaatını ben yaptım, bunun karşılığında da bana daire ve dükkan devri yapılmıştır. Bu okulla ilgili görüşmeleri Beyazlar doğrudan Ekrem İMAMOĞLU ile gerçekleştirdiler. İnşaatı ben yaptığım için ben sadece maliyete ilişkin görüşmeler yaptım. Beyazlardan bu proje kapsamında nakit olarak herhangi bir şey alınıp alınmadığını ben bilmemekteyim. Bu konularla Fatih KELEŞ ilgilenmektedir (…)
Bahsetmiş olduğum işlerin tamamının ücreti müteahhitlerden alınan rüşvetler ile tarafıma ödenmiş, ben bu işleri tamamen reel yaptım. (…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın alınan 30/09/2025 tarihli ek ifadesinde; ''(...) Muzaffer BEYAZ'ın ifadesinde bana 7 dükkan 5 daire verdiklerini, devir işlemlerinde sonradan sorun yaşamamak için hesaplarına para gönderdiğimizi ve bu paraların sonradan iade edildiği hususunda, bahsedilen dükkanlardan 3 tanesini ben kendime satın aldım. Bir dükkanı ve inşaatın elektrik işlerini yapan Sevim Elektrik firmasının iş karşılığı aldığı dükkanı ben aldım. Ödemesini de bu şahsa para ve araba olarak yaptım. Bu 4 dükkanın West Side projesinde doğrudan bana geçmesinden kaynaklı olarak bu şekilde beyan verdiklerini düşünüyorum. Bahsetmiş olduğum bu 3 dükkanı iskan aşamasından çok daha önce inşaatın temel aşamasındayken satın aldım. Bunun haricindeki dairelerden kayıtlarımdan gördüğüm kadarıyla 2 tanesini tespit edebildim ancak daha fazla daire olduğunu bilmekle beraber tespitlerimi gerçekleştiremedim. Bu şahıslar bana bir kısım daireler devrettiler ancak bu dairelerin hangi amaçla bu şahıslardan temin edildiğini bilmiyorum. Bunun detayını kendileri vereceklerdir. Söz konusu daire devirleri bahsettikleri projenin iskanından öncedir. İskan aşamasında kiminle ne görüştüklerini bilmiyorum. Bu süreçte bana önceki ifademde bahsettiğim yol yapımı karşılığının parası olan çeki verdi. Bunları da dosyaya ibraz ettim. Bu West Side isimli projede arsa sahibi Kemal ŞAHİN'in şirketi olan Bilkont isimli firmaydı. Tarafıma geçen gayrimenkullerin tamamı bu firma üzerinden gelmiştir. Arsa sahibi olan Kemal ŞAHİN de Ömer Halis Demir okulunun yapılması gerekçesiyle tarafıma yine belirttiğim dairelerden bir kısmını vermiştir. Tarafıma iddia edilen ve Beyazların kendi devrettiğini beyan ettiği daireler ortakların kendi payı oranınca hesaplanması gerekir. Bu devirler sadece Beyazlara ait olmayıp, söz konusu projede ortak olan diğer firma sahiplerinden temin edilen gayrimenkuller de yer almaktadır. Hatırladığım kadarıyla Kemal ŞAHİN iki tane 1. Etap B Blokta 4+1 daire devretmişti.
Hasan İMAMOĞLU'na bu projede daire verildiği hususunda ise satış ofisinde yapılan bir toplantıda 4 daireyi Hasan İMAMOĞLU'na verdiklerini söylediler. İlk bunu duyduğum gün parayla ilgili herhangi bir görüşme olmadı ancak sonradan Hasan İMAMOĞLU'na parayı geri ödediklerini duydum. (...) " şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın alınan 21/10/2025 tarihli ek ifadesinde; ''(...) Ben bu projede toplamda 4 adet dükkan 3 adet daire olmak üzere toplamda 7 adet taşınmazı bilabedel bir şekilde devraldım. Geri kalan tarafıma yapılan devirlerden 3 adet dükkanı bedelini bir kısmını çek bir kısmını da banka yoluyla ödemek suretiyle tarafımca satın alınmıştır. Belediye tarafından adi ortaklara 10.000.000 TL inşaat ruhsatı için istenilen rakamdır. Bu rakamın içerisinde iskan bedeli kesinlikle bulunmamaktaydı. Ben bu projede Mutlu İnşaat ile ortaklık yaptım, Mutlu İnşaat ile başka proje olan Botanica İstanbul isimli projede de ortaktım. Belediyenin inşaat sahiplerinden yapmış olduğu rüşvet taleplerinin benim üzerimden ve Mutlu İnşaat ile ortaklığım olmasından dolayı diğer pay sahiplerine iletildiği yönündeki iddiaları kabul etmiyorum.
Projede toprak sahibi olan Kemal ŞAHİN'den Beylikdüzü Belediyesi tarafından inşaat ruhsatı için ne kadar ücret istendiğini bilmiyorum ancak istenilen ücret daha sonradan Kemal ŞAHİN'e 2 adet okul yapımı ile neticelindi. Bu 2 adet okulu Asoy İnşaat olarak ben yaptım. Yapmış olduğum işe karşılık olarak ise 2 adet daire 1 adet dükkan verdi. Bu verilen toplam 3 taşınmaz yukarıda bahsedilen 7 dükkan 5 dairenin içerisinde olan taşınmazlardır, benim yapmış olduğum işin karşılığıdır. Harici olarak herhangi bir ücret almadım.
Benim hesabıma Kemal ŞAHİN'e ait adını hatırlamadığım bir firma tarafından para girişi yapıldı. Ücretini hatırlayamadığım miktara ilişkin fatura karşılığı olan tutar firmam adına yatırıldı ancak yatırılan para çekilip kendilerine iade edilmiştir. Bu para yatırma işlemi bir ya da iki defa gerçekleşti diye hatırlıyorum. Şirket kayıtlarını isteyip bakabilirim. Ancak cari kapama yapıldı. Hesabıma yatan para göstermelikti.
Görüşmenin yapıldığı Beylikdüzü'ndeki Mado bana aittir, SeyfiBEYAZ ve Veysel ERÇEVİK'in benim Mado isimli iş yerinde görüştüklerini biliyorum. Ancak ben masada yoktum. Veysel ERÇEVİK iskan aşamasında Seyfi BEYAZ'dan 100.000 TL değil 1.000.000 TL istediğini biliyorum. Ben bu şahısları bir araya getirme konusunda aracılık ettim. Ancak para teslimi konusunda herhangi bir aracılığım olmamıştır.
Hasan İMAMOĞLU bahsedilen 7 adet dükkan 5 adet dairenin dışında 4 adet gayrimenkulü almıştır. Karşılığını Westside'ye yatırıp sonrasında tekrardan geri çektiklerini biliyorum. " şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Veysel ERÇEVİK'in Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan 22/10/2025 tarihli ifadesinde; "Ben Seyfi BEYAZ ile Beylikdüzü'ndeki Mado'da görüştüm. Kendisi ile iskan konusunda görüştüm. Adem SOYTEKİN'in West Side isimli projede iskan alınma sürecinin çok uzadığını bana söylemesi üzerine Seyfi BEYAZ ile bu konuda görüşme gerçekleştirdim ve yapılan görüşmede kendisine söz konusu projenin Beylikdüzü'nün en büyük projelerinden birisi olduğunu söyleyerek Adem SOYTEKİN ile aralarında rakam konuşmaları gerektiğini ve anlaşılacak olan rakamı vermesi gerektiğini Seyfi BEYAZ'a söyledim. Ancak 100.000 TL istediğim yönündeki iddiayı kabul etmiyorum, masada rakam konuşulmamıştı. Seyfi ile Adem aralarında anlaşmışlar ancak bana teslim edilen ya da iletilen herhangi bir para olmadı.'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Tanık Engin DÜLGER'in 09/10/2025 tarihli ifadesinde; "Ben Beyaz İNŞAAT'Ta yaklaşık 25 yıldır çalışıyorum. Şu an Beyaz İNŞAAT'ta genel müdür olarak görev yapmaktayım. Dosyaya konu bana sormuş olduğunuz WestSide isimli projenin yapıldığı süreçte Beyaz İnşaat'ın genel müdürüydüm. Söz konusu proje 5 ortak olarak başladı. Uzman İnşaat, Beyaz İnşaat, Mutlu İnşaat, Mes Turkuaz İnşaat (Ekspress Kimya olarak unvanının değiştiğini biliyorum) ve Mes Madencilik olarak işe başladık. Daha sonra Uzman İnşaat tüm hisselerini Mes Turkuaz İnşaat'a devretti. Bu devir neticesinde Mes Turkuaz en büyük hissedar olarak inşaata devam edildi. Söz konusu alanın arsa sahibi de Kemal ŞAHİN'di.
İnşaatın yapıldığı süreç esnasında Mutlu İnşaat'ın temsilcisi olarak Oktay HAMZAOĞLU kaba inşaatın yapım aşamasındaki Adem SOYTEKİN ve Beylikdüzü Belediyesi ile süreçleri yürüttü. Adem SOYTEKİN bu inşaatın alt taşeronuydu. Ödemeler Asoy isimli firmaya hem daire karşılığı (Barter) hem de nakit veya çek ile yapıldı.
İlk ruhsat alma aşamasında Beylikdüzü Belediyesi'nden bazı talepler oldu. Bu talepler daire ve dükkan şeklinde gerçekleşti. Bu taleplerden bir kısmının Hasan İMAMOĞLU'nun adına devredilmesi istendi. Bu devirlerin yapılması esnasında şirket içerisindeki hesabın tutturulabilmesi amacıyla da para hareketinin banka üzerinden yapılması gerekiyordu. Bankadaki yapılacak işlemleri ortaklık adına Mes Grubu'nun getirdiğini bildiğim Yunus isimli muhasebeci arkadaş takip etmekteydi. Para hareketleriyle ilgili detaylara kendisi vakıftır (tapu devir tarihinin 1 hafta öncesi ve 1 hafta sonrasına bakılırsa paranın ne şekilde geldiği ve kim tarafından çekilip yatırıldığı görülecektir).
İnşaatın iskan safhasına gelindiğinde benim duyduğum kadarıyla iş bitirme amacıyla 100.000 TL para istenmiş. 100.000 TL verildikten sonra çok kısa bir süre içerisinde iskan verildi. Bu iskanın imzalanmış çıktılarını da ben aldım. Aldığım iskanın görüntülerini de Seyfi BEYAZ'a gönderdim. Yine bu 100.000 TL konusunun detaylarına da Oktay HAMZAOĞLU ve Yunus isimli şahıs vakıftır.
Bu inşaatın yapılması aşamasında yapı denetim firmasıyla anlaşılacağı süreç içerisinde, sonrasında yaptığım araştırmalar sonucunda öğrendiğim kadarıyla Mehmet Murat ÇALIK'ın yönlendirmesiyle Saliha isimli bir yapı denetim firması yetkilisi geldi. Kendisiyle daha öncesinde çalıştığımız bir projede yaşadığımız sorunlardan kaynaklı anlaşamayacağımızı bildirdik. Sonrasında başkanlıktan tarafımıza Adem SOYTEKİN tarafından kurdurulduğunu bildiğim, sahibiCavit AKIN olan CMH isimli yapı denetim firması ile piyasanın çok üzerinde bir fiyatla anlaşmak zorunda kalındı. Bu süreçte biz çok yüksek bir fiyat isteniyor dememize rağmen bu firma ile anlaşma yapılmak zorunda kalındı.
Söz konusu West Side projesi ile ilgili 3.540.000 TL bedelli, Adem SOYTEKİN'e verilen çeke ilişkin fatura ve Adem SOYTEKİN'e devredilen dükkan ve dairelere ilişkin tapu kayıtlarını dosyaya ibraz ediyorum." şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde: " (...) Benim Adem SOYTEKİN'in malvarlıklarındaki artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatıdır. (...) Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir." şeklinde beyanlarda bulunduğu, suçlamaları kesinlikle reddettiğini beyan ettiği,

Tanık Yunus Emre CUMUR'un emniyette alınan ifadesinde; "(...)Hatırladığım kadarı ile 2015 yılında Uzman İnşaat, Beyaz İnşaat, Mutlu İnşaat, MES Turkuaz ve MES Madencilik Adi Ortaklı ünvanı adı altında SSK'lı olarak çalışmaya başladım. Bir süre sonra Uzman İnşaat Adi Ortaklıktan ayrıldı ve Adi Ortaklık sayısı 4'e düştü. Ben ilk işe başladığımda projeye ait bağımsız bölümlerin vadeli satışlarına ait müşterilerin senetlerinin tahsilat takibini yapıyordum. Daha sonrasında satın alma pozisyonunda personel olmadığı için bu alanda da ilgilenmeye başladım. Muhasebe müdürümüz Hüseyin ÖZKAN (pandemi zamanı vefat etti.) Ehliyeti vardı ancak şoförlüğü olmadığı için ortakların merkez ofislerine ortaklardan imza toplamak için ben gidiyordum. Adi ortaklığı temsil eden 4 ortağın en az 3 tanesinin imzasının bulunması zorunluydu. Gerekli evrakların imzalarını aldıktan sonra evrakları Hüseyin beye teslim ediyordum. Benim dönemimde gayriresmi herhangi bir işlem yoktu. Bütün ödemelerin hepsi belgeli ve hakedişi vardı. Sistemde önce teknik ofis hakedişi hazırlardı proje müdürü, gerekli arkadaşlar kontrol ettikten sonra muhasebeye gelirdi muhasebe de hakediş konusunda fatura talep ederdi. O faturalara istinaden de gerekli ödemeler yapılırdı. Yapı ruhsat süreci ben işe girmeden önceki süreçti. Duyduğum kadarı ile detayını bilmemekle beraber müteahhit firmalar ve arsa sahipleri yapı ruhsatını alabilmek için projeden bazı bağımsız bölümleri verdiler. Ancak kime ne şekilde verildiğini bilmiyorum. Yapı ruhsatlarıyla Beyaz İnşaat ilgileniyordu. Zaten ruhsatlar bu şirket adına çıktı. Süreci bu şirket yönlendirdi. İskan sürecinde firma sahipleri belediye ile görüşme talep ettiler. Sonrasında hatırladığım kadarıyla o zamanki Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olan Mehmet Murat ÇALIK ile görüştüler ancak görüşmeye kimin gittiğini bilmiyorum. Burada konuşulan konu belediye tarafından firma sahiplerine iskan ruhsatı verilmesi için 3.000.000 TL para istendi. Başta firma sahipleri kabul etmedi ancak iskan ruhsatı alamayınca firma sahipleri açıktan para veremeyeceklerini söylediler o kısmı da çeke dökerek KDV dahil 3.540.000 TL fatura karşılığında Asoy İnşaat ünvanlı firma faturayı kesti. Fatura karşılığında çekler düzenlendi ortaklarda imzayı attılar ve çekleri teslim ettiler. Bunların kayıtları muhasebe de vardır. Pandemiden önce işten ayrıldım. O tarihten sonra yapılan iş ve işleyişlerle alakalı hiçbir bilgim yoktur(...)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Westside İstanbul 2 İsimli Projenin,
Emniyet fezlekesinde bulunan tablodan da anlaşılacağı üzere İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü), Yirmiyedi Blok Betonarme Ofis İşyeri Mesken ve Arsası nitelikli, 810 ada, 3 parsel üzerinde bulunduğu tespit edildiği,

Emniyet Fezlekesinde Tablo Halinde Bulunan Bahse Konu Taşınmazın Bağımsız Bölümleri Sorgulandığında,
- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, A3 Blok, 59 numaralı bağımız bölüm 04.09.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan Hasan İMAMOĞLU (TCKN:20012713668) isimli şahıs adına devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, A3 Blok, 60 numaralı bağımız bölüm 04.09.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan Hasan İMAMOĞLU (TCKN:20012713668) isimli şahıs adına devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, A4 Blok, 59 numaralı bağımız bölüm 04.09.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan Hasan İMAMOĞLU (TCKN:20012713668) isimli şahıs adına devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, A4 Blok, 60 numaralı bağımız bölüm 04.09.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan Hasan İMAMOĞLU (TCKN:20012713668) isimli şahıs adına devredildiği tespit edildiği,

Yapılan Açık Kaynak Çalışmaları,
- Google Maps üzerinde Westside İstanbul isimli projenin Barış Mahallesi Enver Adakan Caddesi No: 5 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adreste olduğu,
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgu uygulaması üzerinden yapılan sorgulamada; söz konusu projenin İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü), 264 ada, 8 parsel üzerinde bulunduğu,

- Google Maps üzerinde Westside İstanbul 2 isimli projenin Barış Mahallesi Mehmetçik Caddesi No: 10 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adreste olduğu,
Tablo-2’den de anlaşılacağı üzere söz konusu adresin Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgu uygulaması üzerinden yapılan sorgulamada; söz konusu projenin İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü), 810 ada, 3 parsel üzerinde bulunduğu tespit edildiği,

Emniyet Fezlekesinde Tablo Halinde Bulunan Bağımsız Bölümlerin Hissedarları Sorgulandığında,
- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 264 ada, 8 parsel, D1 Blok, 24 numaralı bağımız bölüm 17.04.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan Adem SOYTEKİN (TCKN:19847722594) isimli şahsa devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 264 ada, 8 parsel, E Blok, 4 numaralı bağımız bölüm 27.02.2020 tarihinde Sevim Elektrik İnşaat Mühendislik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:7650067309) unvanlı firmadan ASOY İNŞAAT Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firma adına devredildiği, 09.03.2020 tarihinde Hassan QURBANZADA (YKN:99759486142), Mohammad Hussaın QURBANZADA (YKN:99429230884), Ewaz Alı MOHAMMADI (YKN:99678488852) ve Edı Mohammad QUARBAN ZADA (YKN:99720487444) isimli şahıslara devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 264 ada, 8 parsel, E Blok, 18 numaralı bağımız bölüm 08.02.2019 tarihinde İkas Gıda İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi (VKN:4700600292) unvanlı firmadan ASOY Gıda Anonim Şirketi (VKN:0910829936) unvanlı firmaya devredildiği, 03.03.2022 tarihinde ise Mohammad Mustafa Mohammad SAFI (TCKN:99102898714) isimli şahıs adına devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 264 ada, 8 parsel, E Blok, 19 numaralı bağımız bölüm 08.02.2019 tarihinde İkas Gıda İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi (VKN:4700600292) unvanlı firmadan ASOY Gıda Anonim Şirketi (VKN:0910829936) unvanlı firmaya devredildiği, 03.03.2022 tarihinde ise Mohammad Mustafa Mohammad SAFI (TCKN:99102898714) isimli şahıs adına devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, A1 Blok, 43 numaralı bağımız bölüm 30.09.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan Adem SOYTEKİN (TCKN:19847722594) isimli şahsa devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, A1 Blok, 42 numaralı bağımız bölüm 30.09.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan Adem SOYTEKİN (TCKN:19847722594) isimli şahsa devredildiği, 19.06.2020 tarihinde ise Ümüt AKSOY (TCKN:13871805766) isimli şahsa devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, K Blok, 1 numaralı bağımız bölüm 14.02.2018 tarihinde Falkons Gayrimenkul Yatırım İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. (VKN:3850531635) unvanlı firmadan ASOY İNŞAAT Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 22.11.2021 tarihinde ise Gurban SUFYANİ (TCKN:20213910514) isimli şahsa devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, K Blok, 36 numaralı bağımız bölüm 29.08.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan ASOY İNŞAAT Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 04.06.2021 tarihinde ise Maresh Taher Hazaea Derhem AL-KAMEL (TCKN:99297697390), Maged Hamood Saeed QAID (TCKN:99288701082) ve Turkı Maresh Taher HAZAEA (TCKN:99405693870) isimli şahıslara devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, K Blok, 16 numaralı bağımız bölüm 29.08.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan ASOY Gıda Anonim Şirketi (VKN:0910829936) unvanlı firmaya devredildiği, 31.10.2019 tarihinde ise Ahmed Adıl Abdulhamza AKRAA (TCKN:99611921996) isimli şahsa devredildiği,

- İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, K Blok, 17 numaralı bağımız bölüm 25.07.2019 tarihinde Bilkont Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmadan ASOY Gıda Anonim Şirketi (VKN:0910829936) unvanlı firmaya devredildiği, 30.09.2019 tarihinde ise Naeem Jan HAFIZI (TCKN:99036375664) isimli şahsa devredildiği,

Yapılan araştırmalarda Asoy Gıda Anonim Şirketi (VKN:0910829936) unvanlı firmanın Adem SOYTEKİN isimli şahsa ait olduğu, Bilkont Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firmanın ise Kemal ŞAHİN isimli şahsa ait olduğu tespit edildiği,

Şüpheli Seyfi BEYAZ’ın Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; "(...)Ayrıca söz konusu sitede şu an ismini hatırlayamadığım ancak belediyede memur olan ve intihar eden bir personelin eşi ve çocukları için bizden bir daire istendi. Yaklaşık 5-6 yıldır bu aile söz konusu dairede oturmaktadır. Adem SOYTEKİN bize söz konusu daireyi belediyeye devretmemizi istedi. Biz de encümen kararı olduğunu en azından dairenin maliyetini ödemelerini istedik. Ancak herhangi bir ödeme yapılmadı ve halen aile burada oturmaya devam etmektedir. (...)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Yüksel HAMZAOĞLU isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan şüpheli ek ifadesinde; "(...)Hatırlamadığım bir tarihte Beylikdüzü Belediyesi'nin muhasebe işlerine bakan kişi intihar etmişti. Belediye meclisi ise karar alarak ölenin ailesine destek olmak için yardım toplama kararı almıştı. Bunun sonrasında Adem Soytekin ölenin ailesine West Side'dan daire alınacağını, bunun için para toplandığını söyledi ve aileyi sitede bir daireye yerleştirdi. Ancak üzerinden yaklaşık 6 yıl geçmesine rağmen aileye daire alınmadı. Aile herhangi bir kira ödemeden dairede oturmaya devam etti. Aile için toplanan paraların nereye gittiğini bilmiyoruz. Ölenin eşi bizden tapuyu istedi ancak biz de ödeme yapılmadığı için tapuyu devredemeyeceğimizi belirttik. Biz de belediyenin bize karşı tavır almaması için kadını bu zamana kadar oturmasına müsaade ettik.(...)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Yukarıda şüpheliler Seyfi BEYAZ ve Yüksel HAMZAOĞLU isimli şahısların Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan ifadelerdeki kesitlere yer verildiği ve ifadelerden de anlaşılacağı üzere belediyede görevli bir şahsın intihar ettiği, intihar eden şahsın ailesinin ikamet edebilmesi için West Side isimli sitede konut imkanı sağlandığı, ödeme yapılacağı ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığı, ailenin ise söz konusu dairede 6 yıldır kira vermeksizin ikamet ettiği yönünde beyanların bulunduğu, her iki beyanında birbiri ile örtüşür mahiyette olduğu, beyanlar doğrultusunda Cumhuriyet Başsavcılığımızca sözü edilen dairede ikamet ettiği tespit edilen Arzu UÇAR isimli şahsın soruşturma dosyası kapsamında tanık sıfatıyla ifadesinin alındığı,

Tanık Arzu UÇAR’ın Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; "Eşim Yaşar Uçar Beylikdüzü Belediyesi'nde vezne görevlisi olarak çalıştığı sırada 29.01.2019 tarihinde intihar ederek vefat etmiştir. Eşimin vefatından birkaç gün sonra dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU evime baş sağlığı ziyaretine gelmiştir (...) Ekrem İMAMOĞLU bize hitaben belediyede bir aile olduğumuzu ve maddi manevi yanımızda olacağını elinden geleni yapacağını söyledi ve vedalaştık (...) Daha sonra o dönem Ekrem İMAMOĞLU’nun özel kalemi olan Yavuz Saltık ile cep telefonu üzerin mesajlaştım. Kendisi bana Ekrem İMAMOĞLU ile makamında 24.02.20219 tarihinde saat 17:30’da randevu ayarladı, ben Ekrem İMAMOĞLU ile görüştüm bir önceki görüşmede Necla Hanımın ve Ömer Bey'in tekliflerini söyledim Ekrem İMAMOĞLU bu durumu kabul etmedi, ben ve orada bulunan Ömer ŞATIR’a dönerek 'o zaman iş adamları almış gibi gösterilir' dedi. Daha sonra Mehmet Murat ÇALIK, Ertuğrul GÜNDOĞDU’yu arayarak Westside 2 sitesinden ev bakmam gerektiğini söylediler. Ben söz konusu sitenin çok lüks bir yer olması sebebiyle başta inanmadım ancak sitede bana 5 tane daire gezdirdiler ve bizim beğendiğimiz daireyi bize tahsis edeceklerini söylediler. Ancak farklı bir daireyi vereceklerini söyleyince ben Mehmet Murat ÇALIK’ı aradım ve kendisi ile doğrudan görüştüm durumu ilettim o da hemen Tuncay Bey’i arayıp durumu düzelteceğini söyledi ancak ben aradığı Tuncay’ın kim olduğunu bilmiyorum. Bunun üzerine şu an oturmakta olduğum Westside 2 Sitesi B1 Blok 21 Numaralı daireyi 09.03.2019 tarihinde teslim aldım. O tarihten beri söz konusu dairede oturmaktayım ancak ne dairenin mülk sahibi ne de kiracısıyım. Daire daha önceden Şahinler Holding şirketlerinden Bilkont adına tapuluyken daha sonra Mutlu İNŞAAT’a geçti şu an kimin üzerine bilmiyorum. (...)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Emniyet Fezlekesinde Tablo Halinde Bulunan Bahse Konu Taşınmazın Malikleri Yönünden Yapılan Araştırmalarda;
İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Kavaklı (Beylikdüzü) Mahallesi, 810 ada, 3 parsel, B1 Blok, 21 numaralı bağımız bölümün 23.01.2019 tarihinde Falkons Gayrimenkul Yatırım İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş. (VKN:3850531635) unvanlı firmadan Bilkont Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi (VKN:1750022759) unvanlı firma adına devredildiği, 04.10.2022 tarihinde Bilkon Dış Ticaret Ve Tekstil Sanayi Anonim Şirketi firmasından Mes Madencilik İnşaat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi (VKN:6190153835), Mutlu İnşaat Ticaret Ve Sanayi A.Ş. (VKN:6260014102), Beyaz İnşaat Petrol Ürünleri Turizm Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:1670556718) ve Ekspres Kimya Dış Ticaret Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:4800500611) unvanlı firmalara devredildiği söz konusu taşınmazın maliklerin 4 firma olduğu,

Tanık Arzu UÇAR isimli şahsın ise 26.03.2019 tarihinden beridir Barış Mahallesi Mehmetçik Caddesi - Sitesi Westsıde2 B1 No:2/7 İç Kapı No:21 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adreste ikamet ettiği,

Yukarıda verilen Arzu UÇAR, Seyfi BEYAZ ve Yüksel HAMZAOOĞLU isimli şahısların beyanlarının ve yapılan araştırmalar neticesindeki tespitlerin birbirini doğrular nitelikte ve örtüşür mahiyette olduğunun anlaşıldığı,

Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları ve irtibat kayıtları neticesinde,
Şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Muzaffer BEYAZ isimli şahısların, 175 farklı lokasyonda birbirine yakın veya aynı lokasyonda baz verilerinin bulunduğu,
Şüpheli Oktay HAMZAOĞLU'nun 03.08.2017 tarihi ile 31.12.2019 tarihleri arasındaVeysel ERÇEVİK isimli şahısla toplamda 125 adet ortak baz verilerinin olduğu,
Şüpheli Oktay HAMZAOĞLU ile şüpheli Veysel ERÇEVİK'in baz analiz verilerinde 2-102 metre mesafe yakınlığındaki baz verileri kontrol edilmesi neticesiyle 78 adet baz verisinin bulunduğu, 125-282 metre mesafede 47 adet baz verisinin bulunduğu,
Şüpheli Oktay HAMZAOGLU'nun 03.05.2019 tarihi ile 19.01.2025 tarihleri arasında Adem SOYTEKİN isimli şahıs ile 570 defa irtibat kaydının olduğu,
Şüpheli Oktay HAMZAOGLU isimli şahsın 09.01.2023 tarihi ile 09.01.2023 tarihleri arasında Tuncay YILMAZ isimli şahıs ile 1 defa irtibat kaydının olduğu,
Şüpheliler Seyfi BEYAZ ile Adem SOYTEKİN'in 48 defa irtibat kaydının olduğu, Mehmet Murat ÇALIK'ın 33 defa irtibat kaydının olduğu, Ekrem İMAMOĞLU'nun 7 defa irtibat kaydının olduğu, Adem SOYTEKİN'in 205 irtibat kaydının olduğu,
Şüpheliler Furkan HAMZAOGLU ile Tuncay YILMAZ'ın 1 defa irtibat kaydının olduğu,
Şüpheliler Muzaffer BEYAZ ile Ekrem İMAMOĞLU(1)'nun 198 defa irtibat kaydının olduğu, Ekrem İMAMOĞLU(2)'nun 185 defa irtibat kaydının olduğu, Adem SOYTEKİN'in 98 defa irtibat kaydının olduğu, Tuncay YILMAZ'ın 86 defa irtibat kaydının olduğu, Mehmet Murat ÇALIK'ın 65 defa irtibat kaydının olduğu, Fatih KELES ile 41 defa irtibat kaydının olduğu,

Arzu UÇAR isimli şahsın irtibat kayıtları ile ilgili yapılan incelemelerde;
Arzu UÇAR isimli şahsın 9.02.2019 tarihi ile 3.03.2023 tarihleri arasında Mehmet Murat ÇALIK isimli şahısla 16 adet irtibat kaydının olduğu,
Arzu UÇAR isimli şahsın 1.03.2019 tarihi ile 2.03.2019 tarihleri arasında Ekrem İMAMOĞLU isimli şahısla 2 adet irtibat kaydının olduğu,
Arzu UÇAR isimli şahsın 4.03.2019 tarihi ile 4.03.2019 tarihleri arasında Ekrem İMAMOĞLU isimli şahısla 2 adet irtibat kaydının olduğu,
Arzu UÇAR isimli şahsın 29.12.2020 tarihi ile 29.12.2020 tarihleri arasında Ekrem İMAMOĞLU isimli şahısla 1 adet irtibat kaydının olduğu,
Arzu UÇAR isimli şahsın 7.10.2024 tarihi ile 7.10.2024 tarihleri arasında Ekrem İMAMOĞLU isimli şahısla 1 adet irtibat kaydının olduğu,
Arzu UÇAR isimli şahsın 30.01.2023 tarihi ile 30.01.2023 tarihleri arasında Ekrem İMAMOĞLU isimli şahısla 1 adet irtibat kaydının olduğu,

Şüpheliler Tuncay YILMAZ ve Hasan İMAMOĞLU'nun 25.11.2016 günü 17:13:00 saatinde E5 Otoyolu Beledıye Yanı Beylıcıum Avm Beylıkduzu İstanbul sayılı adresinden baz verdiği, belirlenen Mehmetçik Cad. No: 10 Beylikdüzü koordinatına 316 metre mesafede olduğu,
Tuncay YILMAZ ve Hasan İMAMOĞLU'nun 21.02.2017 günü 09:20:00 saatinde E5 Otoyolu Beledıye Yanı Beylıcıum Avm Beylıkduzu İstanbul sayılı adresinden baz verdiği, belirlenen Mehmetçik Cad. No: 10 Beylikdüzü koordinatına 316 metre mesafede olduğu,
Tuncay YILMAZ ve Hasan İMAMOĞLU'nun 25.11.2017 günü 15:04:00 saatinde E5 Otoyolu Beledıye Yanı Beylıcıum Avm Beylıkduzu İstanbul sayılı adresinden baz verdiği, belirlenen Mehmetçik Cad. No: 10 Beylikdüzü koordinatına 546 metre mesafede olduğu,
Tuncay YILMAZ ve Hasan İMAMOĞLU'nun 28.02.2018 günü 18:43:00 saatinde E5 Otoyolu Beledıye Yanı Beylıcıum Avm Beylıkduzu İstanbul sayılı adresinden baz verdiği, belirlenen Mehmetçik Cad. No: 10 Beylikdüzü koordinatına 781 metre mesafede olduğu,
Hasan İMAMOĞLU isimli şahıs ile Tuncay YILMAZ isimli şahısların 09.01.2017 günü saat 10:06 sıralarında Ataturk Bulvarı Whıte Corner Avm Beylikdüzü, İstanbul sayılı adresinden baz verdikleri bazlar arası mesafenin 0 metre olduğu,
Hasan İMAMOĞLU isimli şahıs ile Tuncay YILMAZ isimli şahısların 21.11.2018 günü saat 16:34 sıralarında İstanbul Beylıkduzu Buyuksehır Ataturk Blv. 38 A sayılı adresinden baz verdikleri bazlar arası mesafenin 0 metre olduğu,
Hasan İMAMOĞLU isimli şahıs ile Tuncay YILMAZ isimli şahısların 22.12.2018 günü saat 11:52 sıralarında İstanbul Beylıkduzu Buyuksehır Ataturk Blv. 38 A sayılı adresinden baz verdikleri bazlar arası mesafenin 0 metre olduğu,
Şüpheliler Furkan HAMZAOĞLU ile Adem SOYTEKİN'in 85 farklı tarihte ortak baz verdiği, Ekrem İMAMOĞLU ile 102 farklı tarihte ortak baz verdiği, Fatih KELEŞ isimli şahıs ile 97 farklı tarihte ortak baz verdiği, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ile 98 farklı tarihte ortak baz verdiği, Tuncay YILMAZ isimli şahıs ile 60 farklı tarihte ortak baz verdiği, Veysel ERÇEVİK isimli şahıs ile 85 farklı tarihte ortak baz verdiği,
Şüpheliler Muzaffer BEYAZ ile Adem SOYTEKİN'in 175 farklı tarihte ortak baz verdiği, Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile 191 farklı tarihte ortak baz verdiği, Fatih KELEŞ isimli şahıs ile 207 farklı tarihte ortak baz verdiği, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ile 187 farklı tarihte ortak baz verdiği, Tuncay YILMAZ isimli şahıs ile 146 farklı tarihte ortak baz verdiği, Veysel ERÇEVİK isimli şahıs ile 80 farklı tarihte ortak baz verdiği,
Şüpheliler Oktay HAMZAOĞLU ile Adem SOYTEKİN'in 131 farklı tarihte ortak baz verdiği, Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile 14 farklı tarihte ortak baz verdiği, Fatıh KELES isimli şahıs ile 40 farklı tarihte ortak baz verdiği, Mehmet Murat CALIK isimli şahıs ile 54 farklı tarihte ortak baz verdiği, Tuncay YILMAZ isimli şahıs ile 60 farklı tarihte ortak baz verdiği, Veysel ERCEVIK isimli şahıs ile 123 farklı tarihte ortak baz verdiği,
Şüpheliler Seyfi BEYAZ ile Adem SOYTEKİN isimli şahıs ile 39 farklı tarihte ortak baz verdiği, Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile 98 farklı tarihte ortak baz verdiği, Fatıh KELES isimli şahıs ile 120 farklı tarihte ortak baz verdiği, Mehmet Murat CALIK isimli şahıs ile 82 farklı tarihte ortak baz verdiği, Tuncay YILMAZ isimli şahıs ile 31 farklı tarihte ortak baz verdiği, Veysel ERCEVIK isimli şahıs ile 45 farklı tarihte ortak baz verdiği,
Şüpheliler Yüksel HAMZAOĞLU (1) ile Adem SOYTEKİN'in 5 farklı tarihte ortak baz verdiği, Ekrem İMAMOĞLU (1) isimli şahıs ile 5 farklı tarihte ortak baz verdiği, Ekrem İMAMOĞLU (2) isimli şahıs ile 6 farklı tarihte ortak baz verdiği, Fatih KELEŞ isimli şahıs ile 2 farklı tarihte ortak baz verdiği, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ile 2 farklı tarihte ortak baz verdiği, Tuncay YILMAZ isimli şahıs ile 3 farklı tarihte ortak baz verdiği, Veysel ERÇEVİK isimli şahıs ile 1 farklı tarihte ortak baz verdiği,
Şüpheliler Yüksel HAMZAOĞLU (2) ile Adem SOYTEKİN'in 25 farklı tarihte ortak baz verdiği, Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile 17 farklı tarihte ortak baz verdiği, Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs ile 20 farklı tarihte ortak baz verdiği, Fatih KELES isimli şahıs ile 14 farklı tarihte ortak baz verdiği, Mehmet Murat CALIK isimli şahıs ile 19 farklı tarihte ortak baz verdiği, Tuncay YILMAZ isimli şahıs ile 26 farklı tarihte ortak baz verdiği, Veysel ERÇEVIK isimli şahıs ile 12 farklı tarihte ortak baz verdiği tespit edilmiştir.


Eylem 6 Değerlendirme

Beylikdüzü ilçesinde yapımına başlanan Westside isimli inşaat projesinde ilk etapta 5 ayrı firmanın aralarında kurduğu adi ortaklığın bulunduğu, akabinde bir ortağın hisselerini devretmesi sonucunda 4 ayrı firma olan Seyfi BEYAZ ve Muzaffer BEYAZ'ın sahibi olduğu Beyaz İnşaat, Oktay HAMZAOĞLU, Yüksel HAMZAOĞLU ve Yüksel'in oğlu olan Furkan HAMZAOĞLU'nun sahibi olduğu Mutlu İnşat, İsa ÜNAL'ın yetkilisi olduğu Mes Turkuaz ve Erhan ÜNAL'ın yetkilisi olduğu Mes Madencilik isimli firmaların bir araya gelmesi sonucunda kurulan adi ortaklığın arsa sahibi olan Kemal Şahin'in ilk başta adına kayıtlı olan Falkons akabinde isim değişikliği ile Bilkont AŞ ile aralarında yapmış oldukları hasılat paylaşımı sözleşmesi sonucunda projenin yapımına başlandığı, projenin kaba inşaatının Adem SOYTEKİN'e verildiği ve ortakların isteği üzerine mermer işlerinin bir kısmının Fatih KELEŞ isimli şahsa verildiği, inşaatın ruhsat aşaması sürecinde Beylikdüzü Belediyesi yetkilerince inşaat sahibi olan adi ortaklardan (4 ayrı inşaat firması yetkililerinden) toplamda 10.000.000 TL, arsa sahibi olan Kemal ŞAHİN'den ise toplamda 20.000.000 TL tutarlı rüşvetin istendiği, istenilen ücreti Adem SOYTEKİN aracılığı ile istendiği ve inşaat sahiplerinden istenilen 10.000.000 TL karşılığında barter yöntemi ile 7 adet dükkan, 5 adet dairenin verildiği, verilen taşınmazların bir kısmının örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun babası olan Hasan İMAMOĞLU adına devrinin sağlandığı, devre ilişkin adi ortaklık hesabına göstermelik olarak para gönderimi yapılmış ise de, akabinde gönderilen paranın önceki eylemlerde de olduğu gibi elden geri teslim alınarak, rüşvet suçuna resmiyet kazandırmaya çalışıldığı, diğer daire ve dükkanların ise şüpheli Adem SOYTEKİN'e barter yoluyla devredilmiş ise de, devirlerin bir kısmının Adem'in Westside isimli projedeki yapmış olduğu kaba inşaat ücretinin bir kısmının hakedişine ilişkin olduğu, bir kısım alacağının ise nakden kendisine ödenmiş olduğu; kaba inşaat işçiliği dışında kalan daire ve dükkan devirlerinin ise rüşvet ödemesi olduğu,

Şüpheli Kemal ŞAHİN'den arsa sahibi olarak yapılacak olan inşaat projesinin ruhsatı için istenilen 20.000.000 TL'nin ise nakden alınmadığı, Beylikdüzü ilçesinde bulunan 2 ayrı okulu (Ömer Halisdemir Özel Eğitim Okulu ile Cevat Güleç Ortaokulu) yapması ile tamamlandığı, daha önceki eylemlerde ya da başkaca eylemlerde belediye görevlilerince talep edilen rüşvetin kamuya yardım talebi ile taraflara iletildiği ancak akabinde bu durumun nakden ödenmesi ya da yapılan projeden taşınmaz devri ile sonuçlandırıldığının görüldüğü, bu eylemde arsa sahibinden istenilen ücretin okul yapması suretiyle rüşvetin temin edildiği, Kemal ŞAHİN'in bu hususu dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olan Mehmet Murat ÇALIK ile görüştüğü, kendisine Ekrem İMAMOĞLU'nu kastederek "başkan bu okulları yapmanı istiyor" diye defalarca söylediği ve yapılacak olan okulların inşaatının ise şüpheli Adem SOYETKİN'e yapılmasını şart koştuğu, Kemal ŞAHİN tarafından yapılan kabul neticesinde Kemal'in firması olan Santur Turizm A.Ş tarafından Adem SOYTEKİN'e ait Asoy İnşaat'a fatura karşılığı ödendiğinin tespit edildiği,

İskan sürecinde de Beylikdüzü Belediyesi tarafından iskan başvurularına karşılık yine benzer şekilde rüşvet talep edildiği, bunların birisinin dönemin belediye başkan yardımcılarından olan Veysel ERÇEVİK tarafından istendiği ve bu talep doğrultusunda kendisine Adem SOYTEKİN aracılığı ile 100.000 TL elden ödeme gönderildiği, inşaat sahiplerinin ise iskan konusunda örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile görüştükleri, taleplerinin proje ve yasaya uygun olduğunu belirttikleri, Ekrem İMAMOĞLU'nun ise görüşmeleri için Mehmet Murat ÇALIK'a yönlendirdiği, ÇALIK'ın ise Adem SOYTEKİN aracılığı ile 3.000.000 TL rüşvet istediği, inşaat sahipleri olan adi ortaklıktaki 4 ayrı firma tarafından yapılan kabul sonrası talep edilen ücretin çek ile ödemesinin yapıldığı, ayrı ayrı çeklerin KDV'si ile birlikte toplam tutarının 3.540.000 TL bedelli olduğu ve şüpheli Adem SOYTEKİN'e verildiğinin tespit edildiği,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediyesi bünyesinde görevli iken intihar ederek hayatına son veren çalışanın ailesine maddi ve manevi yanında olacağını söylediği ve Westside isimli projeden daire tahsis ettirdikleri, halen söz konusu dairede bedelsiz bir şekilde ikametin sağlandığının anlaşıldığı,

Örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun savunmasında atılı suçlamaları kabul etmediği şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik matuf beyanlardan ibaret olduğu ve gerçekleşen olaylar dikkate alındığında savunmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, izahı yapılan eylemde örgüt liderinin her ne kadar rüşvet veren şahıslardan doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da, rüşveti veren şahıslarla belediyeye yaptıkları talep sırasında görüşme sağladığı ve başkan yardımcısına yönlendirdiği, ve onun da önceki eylemlerde olduğu gibi örgüt liderinin geçmişten gelen ailevi ve ticari ilişkinin olduğu, buradan gelen bağlantı ve hiyerarşi sayesinde Adem SOYTEKİN aracılığı ile talep ve temin edilmiş olmasından ötürü şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın gerçekleşen rüşvet eylemlerinden bilgisinin bulunduğu, kendisinin onayı dahilinde usulsüz iş ve işlemlere izinlerin verildiği, ilk etapta kabul edilmeyen ya da süreç olarak uzatılan ruhsat ve iskan başvurularının temin edilen rüşvetten sonraki aşama sonrasında verildiği, yine şüpheliler İsa ÜNAL ve Yüksel HAMZAOĞLU'nun bizzat Ekrem İMAMOĞLU ile iskan sorunu hususunda görüştükleri, İMAMOĞLU'nun da bu şahısları Mehmet Murat ÇALIK'a yönlendirdiği, ÇALIK'ın ise bu şahıslara para almadan iskanı vermeyeceğini açıkça söyleyerek Adem SOYTEKİN üzerinden para aldıkları; Mehmet Murat ÇALIK ile arsa sahibi olan Kemal ŞAHİN'in görüşmesinde ise, örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nu kastederek "başkan bu okulları yapmanı istiyor" şeklindeki sözleri iletmesi ile rüşveti yine bizzat örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun istediğini gösterdiği; rüşvet verenleri Adem SOYETKİN'e yönlendiren kişinin örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun belediye başkan yardımcılığı yapan Mehmet Murat ÇALIK olduğu, ÇALIK'a da yönlendirmeyi İMAMOĞLU'nun yaptığı, örgüt liderinin bilgisi ve kontrolünde şahıslar ile birebir teması kuran kişiler oldukları, önceki eylemde ve iddianamenin devamında gerçekleşen eylemlerde de ''sistemin'' benzer şekilde işlemesi ve eylemlerin yoğunluğu dikkate alındığında örgüt liderinin doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da kurmuş olduğu ''sistemi'' bizzat yöneten kişi olduğu, hatta işbu eylemde örgüt liderinin babası olan Hasan İMAMOĞLU adına 4 adet dairenin devrini sağlamış olmasının eylemdeki rolünü de bizzat gösterir unsur olduğu,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında şüphelilerden Kemal ŞAHİN, Seyfi BEYAZ, Muzaffer BEYAZ, Oktay HAMZAOĞLU, Yüksel HAMZAOĞLU, Furkan HAMZAOĞLU, İsa ÜNAL ve Erhan ÜNAL'ın rüşvet verdikleri, rüşvete aracılık ve temin eden şüpheli şahısların Hasan İMAMOĞLU ile örgütte yönetici sıfatıyla yer alan şüphelilerden Adem SOYTEKİN olduğu, rüşveti alan şahsın ise atılı suçlamaları reddeden örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt üyeleri olan Veysel ERÇEVİK ve Mehmet Murat ÇALIK olduğu, rüşvet veren tüm şahısların birbirleri ile örtüşür mahiyette beyanda bulundukları, yine tanık beyanlarının da rüşvet verenler ile benzer mahiyette ifade verdikleri, her ne kadar suçlamayı kabul etmeyen şüpheliler Mehmet Murat ÇALIK ile Ekrem İMAMOĞLU'nun atılı suçlamaları reddetmiş iseler de, alınan beyanlar, etkin pişmanlık ifadeleri, MASAK raporları, banka dekontları, tapu TAKBİS kayıtları, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları, dosyaya sunulan faturalar ve çekler bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan zincirleme şekilde haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheliler Kemal ŞAHİN, Seyfi BEYAZ, Muzaffer BEYAZ, Oktay HAMZAOĞLU, Yüksel HAMZAOĞLU, Furkan HAMZAOĞLU, İsa ÜNAL ve Erhan ÜNAL'ın atılı rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 53/1, 37/1, 43/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU, Veysel ERÇEVİK ve Mehmet Murat ÇALIK'ın rüşvet alma suçundan TCK 252/2, 63/1, 58/9, 43/1 ve 53/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Hasan İMAMOĞLU ve Adem SOYEKİN'in alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 63/1, 53/1 ve 43/1(yalnızca şüpheli Adem yönünden) maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi şüpheliler Mehmet Murat ÇALIK ve Veysel ERÇEVİK'in TCK 220/2-4, 58/9, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Suça konu teşkil eden taşınmazlar hakkında TCK 54/1 maddesi uyarınca müsaderesine,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt yöneticilerinden şüpheli Adem SOYTEKİN'in TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca,
Her ne kadar bu eylemde yer almasa da örgüt yöneticilerinden olan şüpheli Fatih KELEŞ'in örgütün kuruluş aşamasından beri paranın toplandığı kişi, ''kasa'' olmasından ötürü, ve örgütün Beylikdüzü dönemine ait sorumluluğu ve yöneticilik sıfatı bulunmasından ötürü şüpheli Fatih KELEŞ hakkında TCK 220/5 maddesi delaleti ile TCK 252/2, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmasına cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.


EYLEM 7 - "Beylikdüzü'ndeki Meydan Yakuplu Projesinde 2 adet taşınmazın Beyaz İnşaata devri karşılığında, Ekrem İMAMOĞLU'na ait olan projenin görünürde Beyaz İnşaat tarafından yaptırılarak Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerinin Aklanması Olayı."

Şüpheliler:1) Ekrem İMAMOĞLU (T.C. 19943715964)
2) Muzaffer BEYAZ (T.C. 38347407398)
3) Adem SOYTEKİN (T.C. 19847722594)
4) Fatih KELEŞ (T.C. 24728576944)
5) Tuncay YILMAZ (T.C. 60253385552)
6) Mehmet ŞAHİN (T.C. 24052275322)

Suç: Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama

Eylemin Delilleri: Şüpheli, Etkin Pişmanlık ve Tanık İfadeleri
HTS – Baz Analiz Verileri
Banka Hesap Hareketleri
Açık Kaynak Verileri
Kapalı Kaynak Verileri

Suç Tarihi: 2017 - 2023 yılları

Şüpheli Muzaffer BEYAZ’ın Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; "(...) Beylikdüzü'nde 2017'de bir proje yapmak için arsa sahibiyle sözleşme yaptım. Sonrasında Adem SOYTEKİN yanıma geldi. ''Başkan burayı istiyor'' dedi. Ben de ne demek istediğini anlamadığımı söyledim. Bana Meydan Yakuplu isimli proje yapılacağını, benim sözleşme imzaladığım yerin yanındaki yeri proje kapsamında kendisinin yapacağını, bu nedenle bu yeri başkanın istediğini söyledi. Ben de ''Madem öyle bana 2 daire verin, ben de projeyi size devredeyim'' dedim. Bana bu konuyu Fatih KELEŞ'le görüşeceğini söyledi. Sonrasında bana Fatih KELEŞ'in teklifimi kabul etmediğini belirtti. Tekliflerini kabul etmemem halinde projeyi bana yaptırmayacaklarını biliyordum. Bu nedenle genel müdürüm Engin DÜLGER ile Adem SOYTEKİN ve Tuncay YILMAZ bir araya geldiler ve sözleşme imzaladılar. Sözleşmeye göre Adem SOYTEKİN benim yerime inşaatı yapacak ve bana da bir daire verecek dedi. Ancak sözünü tutmadı. Sözleşme kapsamında vermeleri gereken daireyi vermediler. Projeyi istedikleri şekilde tamamladılar. (...)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın Etkin Pişmanlık Hükümlerinden faydalanarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde; "(...) Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde Meydan Yakuplu Projesini Beyaz İNŞAAT başlamıştı. Hatırladığım kadarıyla 2018 yılında Muzaffer BEYAZ beni arayarak Ekrem İMAMOĞLU ile beraber oturduklarını ve gelmem gerektiğini söyledi. Ben, BEYAZ'ın Avcılar'da bulunan merkez ofisine gittiğimde Ekrem İMAMOĞLU ve Muzaffer BEYAZ ile beraber bir görüşme yaptık. Bu görüşmede bana ismi Meydan Yakuplu olan projeyi devralmam gerektiği söylendi. Ben burada satış olmazsa nasıl yapacağım diye sorduğumda finansmanını biz destekleriz dediler. Ancak arsa sahibi ÇUHADAROĞLU, Beyazlar ile yapılan sözleşmeyi devretmeyi veya iptal etmeyi kabul etmediği için Beyazların alt taşeronu olarak bu işi ben yaptım. Bu işin esas sahibi Beyazlar ve Ekrem İMAMOĞLU'dur. İnşaat süresince yapılan işleri Beyazların koymuş olduğu mühendis ve Ekrem İMAMOĞLU adına Tuncay YILMAZ kontrol etmekteydi. Yapılan işlerde bunlardan onay alınmaktaydı. İş bitiminde Ekrem İMAMOĞLU'nun Beyazlar arasında yaşanan ticari anlaşmazlıklar neticesinde toplamda 17 dükkan Ekrem İMAMOĞLU'nda kalmıştır. Bu 17 dükkânın 15 tanesi Asak Araç Kiralama şirketinin üzerinde, 2 tanesi de halihazırda arsa sahibi olan ÇUHADAROĞLU'ndadır. ÇUHADAROĞLU bu projenin yan tarafında bulunan kültür merkezinin arsasını şartlı bağış olarak yapmıştır. Bildiğim kadarıyla kültür merkezinin bir kısmına adının verilmesi talebi bulunmaktaydı. Bu isteği karşılanmadığı için dükkanları devretmemiştir. Asak Araç Kiralama üzerinde bulunan 15 dükkanın tüm kiralama ve gelir işleriyle Tuncay YILMAZ ilgilenmektedir. Bunlar sadece tapuda benim üstümde bulunmaktadır. (…)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN'in 21/10/2025 tarihli Savcılıkta alınan ek ifadesinde; ''Meydan Yakuplu projesindeki Mehmet ŞAHİN'e yapılan 4 adet devir ücret karşılığında yapılmıştır. Mehmet ŞAHİN benim çok eski arkadaşım olur. Bu 4 daireyi kendisine emaneten verdiğim yönündeki iddialar doğru değildir. Bana ait olan ancak Mehmet ŞAHİN'in üzerinde bulunan yaklaşık 21 metrelik 1.000.000 Euro değerindeki yat meselesinde ise Mehmet ŞAHİN tarafından dolandırıldım. Yat meselesinde de ben Mehmet ŞAHİN'i mallarımı üzerinde tuttuğum kişi olarak kullanmadım. Kendisiyle yapmış olduğum ticarete yöneliktir.
Muzaffer BEYAZ'ın ifadesinde bahsetmiş olduğu gibi kendisinin yanına giderek Ekrem İMAMOĞLU'nu kastedip "başkan bu projeyi istiyor" şeklinde herhangi bir şey söylemedim. Projeyi zaten kendileri ortak olarak yaptılar.
Bu projenin yanında köprü / kavşak yapımını ben üstlendim. Bu işin karşılığı olarak Muzaffer BEYAZ'dan 750.000 TL Metin GÜL'den ise 1.250.000 TL tutarında olmak üzere toplamda 2.000.000 TL karşılığı çek aldım. Daha önce bunu dosyaya sunmuştum. Kalekent Projesi ile alakalı olarak aleyhimde yapılan iddiaya katılmıyorum, ben iskan karşılığı belediye adına kimseden para almadım. Fatih KELEŞ'e verilmiş olabilir. Metin GÜL ile Fatih KELEŞ'i daha öncesinde ben tanıştırmıştım. '' şeklinde beyanda bulunduğu,

Serpil ALTINTAŞ isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca konuya ilişkin alınan ifadesinde; "(...)Yakuplu Meydan isimli projede ÇUHADAROĞLU ve BEYAZ inşaat bulunmaktaydı. Bu inşaatın alt yüklenici olarak ASOY İNŞAAT olarak biz yüklenmiştik. Bu inşaatın sonunda hatırladığım kadarıyla 14-15 dükkan yine Tuncay Yılmaz'a ait ASAK firmasına bilabedel devredilmiştir. Bu görüşmelerde bir tane dükkanın eksik verildiği konuşulmuştu. Adem Bey eksik olması ''bizim sorunumuz değil' şeklinde cevap vermişti.(…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Ufuk TETİK isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca konuya ilişkin alınan ifadesinde; "(...)İlk olarak Meydan Yakuplu Projesinde satış sorumlusu olarak işleri bize verdi. Burada bana resmini göstermiş olduğunuz Tuncay YILMAZ isimli şahsı 2 toplantıda gördüm. Bu toplantılar daire tipleri ve satış fiyatlarına ilişkindi. Tuncay YILMAZ'In bu projede bir ortaklığı ve dahili yoktu. Ancak süreç içerisinde anladığım kadarıyla Tuncay YILMAZ, İmamoğlu İNŞAAT'ın genel müdürü olması nedeniyle burada bulunmuş. Söz konusu projede de EkremİMAMOĞLU görünmeyen ortakmış. Yine bu projesinin arka kısmında bulunan Beylikdüzü Kültür Merkezinin İnşaatı da Adem SOYTEKİN tarafından yapıldı.(…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Bülent YILMAZ isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca konuya ilişkin alınan ifadesinde; "(...) Bana sormuş olduğunuz Yakuplu Meydan Projesiyle ilgili Emniyette bana sorulan Tuncay YILMAZ ile olan görüşmelerimin bir çoğu bu döneme aittir. Bu projeyi Beyaz İnşaat almıştır. Sonrasında iş Adem SOYTEKİN'e devredildi. Bu devir karşılığında Beyaz İnşaat'a bir ya da iki daire verilmiştir. Bu inşaat aşamasında sebebini tam bilmemekle inşaat işlerini Tuncay YILMAZ takip etmekteydi. Anladığım kadarıyla bu işi Adem SOYTEKİN sadece yapan olarak gözükmekteydi.(…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Yukarıda verilen Ufuk TETİK, Serpil ALTINTAŞ ve Bülent YILMAZ isimli şahısların ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde; ifadelerde Yakuplu Meydan projesindeki işleri Tuncay YILMAZ isimli şahsın takip ettiği yönünde beyanların bulunduğu söz konusu beyanların birbirileri ile örtüşür mahiyette olduğu, yine Adem SOYTEKİN'in alınan etkin pişmanlık ifadesinin de benzer mahiyette olduğunun görüldüğü,

Soruşturma dosyası kapsamında gözaltına alınan Veysel ERÇEVİK isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığına Etkin Pişmanlık hükümleri kapsamında verdiği ifadesinde Meydan Yakuplu Projesi hakkında beyanlarda bulunduğu, Veysel ERÇEVİK isimli şahsın etkin pişmanlık hükümleri kapsamında verdiği ifadesine aşağıda yer verildiği,

Veysel ERÇEVİK isimli şahsın Etkin Pişmanlık Hükümlerinden faydalanarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza konuya ilişkin olarak vermiş olduğu ifadesinde; "(...)Meydan Yakuplu: Çuhadaroğlu firmasının toprak sahibi olduğu Meydan Yakuplu projesini Asoy İnşaat sahibi Adem SOYTEKİN'in yaptığını biliyorum. Bir gün İMAMOĞLU İnşaat genel müdürü Tuncay YILMAZ beni aradı sen hem özel sektör deneyimlisin, hem gayrimenkul işini biliyorsun, bunların dilinden anlarsın, Adem SOYTEKİN'le Çuhadaroğlu firması arasında sorun var, bu sorunu çözmek için aracı olur musun dedi. Ben konunun Tuncay tarafından gelmesini anlamsız buldum, Adem SOYTEKİN ile bu konuyu konuşacak samimiyetteyim. Bunun üzerine Adem SOYTEKİN ile görüştüm, serzenişte bulunarak aramızda sorun mu var, aracı kullanıyorsun, niye benimle kendin konuşmadın bir sorunun varsa beraber gidip çözelim dedim. Adem SOYTEKİN sen de kalsın sadece sen bil, ben bu projede kat karşılığı iş yapan taşeronum, orasının resmi sözleşmesi Beyazlar İnşaatta ama işin asıl sahibi İmamoğlu İnşaat dedi. Ekrem İMAMOĞLU, İmamoğlu İnşaat bilinmesin diye Beyazlar ve beni burada taşeron kullanıyor, projeyle ilgili ben sadece yapım işlerini yapıyorum, tüm onayları, detayları Tuncay YILMAZ'dan alıyorum dedi. Sonrasında ben de birkaç kez Tuncay YILMAZ'ı o projede gördüm. Çuhadaroğlu ile görüşerek eksik işlerden kaynaklı sorunlar konusunda anlaştılar, tapu devirleri yapıldı. Tüm bu süreçlerde de Tuncay YILMAZ, Adem SOYTEKİN tarafından bilgilendirildi." şeklinde beyanda bulunduğu,

Tanık Engin DÜLGER'in 09/10/2025 tarihli ifadesinde; "Ben Beyaz İnşaat'ta yaklaşık 25 yıldır çalışıyorum. Şu an Beyaz İnşaat'ta genel müdür olarak görev yapmaktayım. Meydan Yakuplu Projesi ile alakalı olarak;
Çuhadaroğlu İnşaat ile hatırladığım kadarıyla 2017 yılı Mayıs ayı gibi sözleşme imzalandı. Sözleşmeden sonra biz bu arsanın etrafını çevirerek Beyaz İnşaat tabelası astık. Tabelaların asılmasından sonra Ekrem İMAMOĞLU, Muzaffer BEYAZ'a burayı kendisinin değerlendirmek istediğini söylemiş. Bunun üzerine Adem SOYTEKİN gelerek bu inşaatın yapım işini almak için alt taşeronu sözleşmesi imzalandı. Bu sözleşmeyi Tuncay YILMAZ, ben ve Adem SOYTEKİN hazırladık. Bu sözleşmede 1 daire Beyazlar'a devredileceği yazıldı (öncesinde 2 daire olarak konuşulmuştu). Biz sözleşmede itibarımızın kaybolmaması, sonradan da sorun yaşamamak adına ve arsa sahibinin de Beyaz İnşaat'ın ticari güvencesini istiyor olması nedeniyle sözleşmede kalarak alt taşeronlara Adem SOYTEKİN ile anahtar teslim sözleşme imzalandı. Bu sözleşme imzalandıktan sonra ben, Fatih KELEŞ'e 19/10/2017 tarihinde bu sözleşmeyi gönderdim (mail çıktısı alındı, dosyaya konuldu). 21/10/2017 tarihinde Fatih KELEŞ'ten "Engin Bey uygundur bence. Bunun dışında paylaşım listesi ek protokolünü de görüp onaylamamız doğru olur bence..." şeklinde e-mail geldi (mail çıktısı alındı, dosyaya konuldu). Buna karşılık 23/10/2017 tarihinde Fatih KELEŞ'in talebi doğrultusunda istediği paylaşım listesini göndererek değişiklik istediği yerleri belirtip geri göndermesi için paylaşım listesini gönderdim (mail çıktısı alındı, dosyaya konuldu). Ben bu maili gönderdikten bir süre sonra bize paylaşım listesi ile ilgili toplantı yapılması için belediyenin ek binası olan ADM İş Merkezi'nin başkanlık katında Ekrem İMAMOĞLU'nun odasında Ekrem İMAMOĞLU'nun başkanlığında Fatih KELEŞ, Çuhadaroğlu'ndan genel müdür Kenan Bey, mühendis Burak ÖZDEMİR, Mehmet Murat ÇALIK, ben ve belediyeden kim olduğunu bilmediğim bir kısım çalışan vardı. Adem SOYTEKİN'in bu toplantıda olmadığını hatırlıyorum ancak Tuncay YILMAZ'ın olup olmadığını hatırlamıyorum. Bu toplantıda paylaşım listesi, paylaşımın nasıl yapılacağı ve işleyişi konuşuldu. Sonuç olarak Beyazlar burada sadece taraf olarak göründü. İşin tamamını Adem SOYTEKİN ile Tuncay YILMAZ yürüttüler. Söz konusu yerin Ekrem İMAMOĞLU'na ait olduğunu Ekrem İMAMOĞLU ile yaptığımızı belirttiğim toplantıda bulunan herkes bilmektedir. Söz konusu inşaatın yapılması aşamasında arsa sahipleri ile birlikte birçok toplantı yapıldı. Bu toplantıların hiçbirinde Muzaffer BEYAZ olmadı. Sadece Beyaz İnşaat'ın adı bulunmasından kaynaklı temsilen ben bulundum. Benim dışımda Adem SOYTEKİN, Tuncay YILMAZ ve Çuhadaroğlu'nun genel müdürü Kenan Bey, mühendis Burak ÖZDEMİR ve avukatları Muhammet ÖZDEMİR bu toplantıları takip ettiler.
İnşaatın bitmesinden sonra devir işlemleri gerçekleşti. Bu devir işlemlerinin ASOY'a yapılabilmesi amacıyla sözleşmenin üst yüklenicisi olarak gözükmemizden dolayı bizden muvafakat alındı. Bu muvafakat neticesinde 2 tane gayrimenkul haricinde tüm devirler ASOY'a yapıldı. Bu 2 gayrimenkul en başta anlatmış olduğum Adem SOYTEKİN ile Beyazlar arasındaki sözleşmeden kaynaklı konuşulan 2 gayrimenkuldür. Söz konusu alan ile ilgili bizim tarafımızdan hiçbir ödeme yapılmadı. İnşaata ilişkin tüm ödemeler ASOY tarafından yapıldı. Ödemeler bizim adımıza görünse de ödemeyi yapan ASOY'dur. Buna ilişkin temin ettiğim bir örnek olarak İGDAŞ doğalgaz ödemesi çıktısını dosyaya sunuyorum (alındı, dosyaya konuldu). Bunun gibi diğer tüm ödemeler ASOY tarafından gerçekleşti. Yine işlemlerin yapılabilmesi için Muzaffer BEYAZ tarafından Adem SOYTEKİN'in çalışanı Altan GÖZCÜ'ye vekalet verdik. İşin sonunda inşaata ilişkin KDV ödemesi benim Adem SOYTEKİN'in çalışanı Serpil Hanım'ın göndermiş olduğu mail ile bildirilmiş. Yaklaşık 4.000.000 TL'lik tutar tarafımıza ödendikten sonra arsa sahibine ödenmiştir (mail çıktısı, vergi beyannamesi ve Beyaz İnşaat ile Çuhadaroğlu arasındaki protokol alındı, dosyaya konuldu).
Yine bu inşaat sünesinde inşaatta çalışacak olan mühendisin ismi ve alacağı maaş Fatih KELEŞ tarafından bana mesaj yoluyla bildirildi. Bu kapsamda da mühendis Ömer SAVAÇ (TCKN: 31432428254) işe alınarak belirtilen maaş (5.500 TL) ödendi. 03/05/2018 tarihinde inşaat mühendisi olarak işe başlatıldı. Söz konusu mesajlaşmaların tamamı halihazırda telefonumda bulunmaktadır. Mesaj içeriklerinde maaşın geç yatması durumunda Fatih KELEŞ'in bana göndermiş olduğu maaşı siz ödeyin, size biz ödeyeceğiz şeklinde mesajlar bulunmaktadır. Buna ilişkin mesaj içeriklerini de dosyaya ibraz edeceğim. Söz konusu inşaatın yapı ruhsatında ve iskanında Beyaz İnşaat ile ilgili herhangi bir kimsenin de imzası bulunmamaktadır. Bu inşaatın da yapı denetimi West Side'da olduğu gibi CMH isimli yapı denetim firması tarafından yapılmıştır. " şeklinde beyanda bulunduğu,

Yukarıda verilen Adem SOYTEKİN ve Veysel ERÇEVİK isimli şahısların etkin pişmanlık ifadeleri ve Ufuk TETİK isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesi birlikte değerlendirildiğinde; ifadelerin birbiri ile örtüşür mahiyette olduğu, söz konusu ifadeler Yakuplu Meydan Projesinin gizli ortağının şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs olduğu, İMAMOĞLU İnşaat adına iş ve işlemleri şüpheli Tuncay YILMAZ isimli şahsın takip ettiği hususlarının yer aldığı anlaşıldığı,

Şüpheliler Tuncay YILMAZ ve Fatih KELEŞ'in alınan savunmalarında özetle, atılı suçlamaları kabul etmediklerini beyan ettikleri

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde: " (...) Benim Tuncay YILMAZ, Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN'in malvarlıklarındaki artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatıdır. (...) Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir." şeklinde beyanlarda bulunduğu, suçlamaları kesinlikle reddettiğini beyan ettiği,

Şüpheli Mehmet ŞAHİN'in alınan savunmalarında özetle, ''Adem SOYTEKİN ile aramızda borç alışverişi yapmışımdır. Bu şahısla borç alışverişi yapmamın nedeni de bu şahısla uzun süreli dostluğumuzun bulunması nedeniyledir. Dosya içerisinde yer alan Hts kayıtları bana aittir. Adem SOYTEKİN isimli şahısla aramda geçen Hts kayıtları sorulmaktadır. Bu şahıs benim 15 yıllık arkadaşımdır. Görüşme kayıtlarım dostluğumuzdan kaynaklıdır. Kendisiyle herhangi bir ticari faaliyetimde yoktur. Görüşme kayıtlarımızın herhangi bir özel sebebi de yoktur. 05/02/2025 tarihli tape kayıtları bana aittir. Bu tape kayıtlarında geçen konuşmalardaki Adem SOYTEKİN hakkında belirtmiş olduğum soruşturma konusu Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı'nda yürütülen bir soruşturmaya ilişkindir. Ben Büyükçekmece'de Uğur GÜNGÖR isimli şahsa ait olan Muscan İnşaat isimli firmadan daire satın aldım. Bu nedenle aramızda sıkıntılar yaşandı. Bu olaya ilişkin soruşturma da devam etmektedir. Bu soruşturmalar kapsamında Adem SOYTEKİN'in ismi geçtiğini duyduğum için bu konuda arayıp bilgi vermek istedim. Daha sonra da sıkıntı olacağını düşündüğüm için telefonu kapatıp facetime dan konuşmak istedim ve konuyu da burada aktardığım şekilde Adem SOYTEKİN'e aktardım. Bunun dışında Adem Soytekin ile aramızda herhangi bir konuşma gerçekleşmedi.
(...) Bana sormuş olduğunuz yatı ben Murat ÇOBAN isimli şahıstan 2024 yılında devraldım. Murat ÇOBAN, Adem SOYTEKİN'in pimapen doğrama işlerini yapmaktadır. Bahse konu yatın asıl sahibi Adem SOYTEKİN'dir. Bir gün Adem SOYTEKİN ben ve Murat beraber Bahçeşehir'de Adem SOYTEKİN'in yapmakta olduğu şu an ismini hatırlamadığım proje ofisinde oturmaktayken Adem SOYTEKİN kendisine ait yatı alacaklarına karşılık arkadaşım olan Murat ÇOBAN'a vermeyi teklif etti, bu yatı alırsan bende işi sana veririm dedi. Bende Murat'a sen bu yatı al ben senden alırım dedim. Bu yat 20.5 metrelik yaklaşık 1 milyon euroluk bir yattır. Bu dönem ben de yat almak istediğim için Murat'a bu teklifi ilettim, bu yatı almamın sebebi Adem SOYTEKİN'in mal kaçırmasına yönelik değildir. Yatı aldığım tarih 2024 yılınını ağustos veya eylül tarihiydi. Bu yatı aldıktan sonra sahibinden.com da satış için ilana da koymuştum. Piyasanın durgun olması nedeniyle satamadım. Şuan Büyükçekmece Kıyı Marinada demirlidir. Hesap hareketliliklerimde bulunan Adem SOYTEKİN ile karşılıklı para alışverişi kendi ticari işlerimdeki anlık borçlarımı kapatmak maksatlıydı. Aldığım borçlar ile kendi ödemelerimi yapıp elimepara geçtiği ilk fırsatta yine banka üzerinden ödeme yaptım. Adem SOYTEKİN'in Beylikdüzü ilçesinde bulunan sahibi olduğum Abat Tıp Merkezi'nin hemen yanında bulunan Meydan Kavaklı isimli projesinde dört tane daire almıştım. Bu dairelere karşılık sıralı müşteri çeklerini verdim. Ödemeler tamamlanınca da tapuları üzerime aldım. Söz konusu bu dört daire hastanemizin lojmanı olarak kullanılmaktadır. Bana sormuş olduğunuz Serpil KADIOĞLU isimli şahsın Adem SOYTEKİN'in muhasebe müdürü olarak tanırım. Adem SOYTEKİN'den borç istediğim zamanlar paranın gönderilmesi için kendisi ile iletişime geçmişliğim vardır. Kendisi çok eskiden beri Adem SOYTEKİN'in yanındadır. Ben de Adem SOYTEKİN'i uzun süredir tanıdığım için kendisini tanırım. Söyleyeceklerim bundan ibarettir.'' şeklinde beyanda bulunduğu,

Yapılan Açık Kaynak Çalışmalarında,
Yapılan açık kaynak çalışmalarında Meydan Yakuplu isimli inşaat projesinin Yakuplu Mahallesi 44. Sokak No: 2/1 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adreste bulunduğu anlaşıldığı,
Yukarıda yer verilen tespite ilişkin söz konusu Yakuplu Mahallesi 44. Sokak No: 2/1 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adreste bulunan taşınmazın Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgu Uygulamasında yapılan sorgulamalarda; İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Yakuplu Mahallesi, A1 Blok 9 Katlı Betonarme A2 Blok 14 Katlı Betonarme B Blok 4 Katlı C Blok 4 Katlı Betonarme İşyeri, Ofis, Mesken ve Arsası nitelikli, 740 ada, 2 parselde bulunduğu anlaşıldığı,
Açık kaynak üzerinden yapılan tespitler üzerine Şube Müdürlüğümüz hizmetlerinde kullanılan mevcut sistemler üzerinde bulunan Taşınmaz Yerinden Sorgu Modülünden yapılan sorgulamalarda;
Emniyet fezlekesinde bulunan tablodan da anlaşılacağı üzere Meydan Yakuplu isimli inşaat projesinin İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Yakuplu Mahallesi, A1 Blok 9 Katlı Betonarme A2 Blok 14 Katlı Betonarme B Blok 4 Katlı C Blok 4 Katlı Betonarme İşyeri, Ofis, Mesken ve Arsası nitelikli, 740 ada, 2 parselde bulunduğu anlaşıldığı,
Emniyet fezlekesinde bulunan tablodan da anlaşılacağı üzere Meydan Yakuplu isimli inşaat projesinin ana taşınmazı 06/10/2006 yılında Halil Nejat ÇUHADAROĞLU (TCKN:50284192168) isimli şahıs adına kayıtlıyken 10/06/2010 tarihinde İnteral Alüminyum Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:4780266847) unvanlı firmaya devredildiği, 24/11/2011 tarihinde ise Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) devredildiği tespit edildiği,

Bahse Konu Taşınmazın Bağımsız Bölümleri Sorgulandığında,
A1-1 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 18/08/2021 tarihinde Sanam Sajjadı DEZFULI (YKN: 99435738480) isimli şahsa devredildiği, 23/11/2022 tarihinde ise Reza POSHTKOUHI (YKN: 99816999134) isimli şahsa devredildiği tespit edildiği,
A1-2 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 10/09/2021 tarihinde Abeer Fuad Joudeh MUBARAK (YKN: 99066752442) isimli şahsa devredildiği, 05/12/2024 tarihinde Abeer MUBARAK (YKN:75652067480) isimli şahsa devredildiği, 13/03/2025 tarihinde Marlaın Fuad Judeh MUBARAK (YKN:98128233950) isimli şahsa devredildiği tespit edildiği,
A1-3 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 09/11/2022 tarihinde Sahil Emlakçılık Yatırım Limited Şirketi (VKN:7390521470) unvanlı firma adına devredildiği, 10/10/2024 tarihinde ise Göksu Hanife YILDIRIM (TCKN: 12266474990) isimli şahsa devredildiği,
A1-5 numaralı bağımsız bölümün 31/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği,
A1-6 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 07/10/2021 tarihinde ise Nasser Gamal Moawad MAKLAD (YKN: 99996674548) isimli şahsa devredildiği,
A1-8 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 31/12/2021 tarihinde ise Andrea MANNIAS (YKN: 99354804440) isimli şahsa devredildiği,
A1-10 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 31/12/2021 tarihinde ise Ebrahım Abdullah Mohammed AL-THAWR (YKN: 99966820852) isimli şahsa devredildiği,
A1-12 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 06/06/2022 tarihinde Ahmad DAKIK (YKN:99321919856) isimli şahsa devredildiği, 17/01/2023 tarihinde ise Ahmet DAKİK (TCKN:48670966882) isimli şahsa devredildiği,
A1-13 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 07/03/2023 tarihinde ise Amanda Damascus DURRAH (YKN: 99958423436) isimli şahsa devredildiği,
A1-14 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 24/02/2022 tarihinde ise Naıma TIFAK (YKN:99327888026) isimli şahsa devredildiği,
A1-18 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 07/01/2022 tarihinde ise Khulood Ebrahım Abdullah AL-THAWR (YKN:99819836924) isimli şahsa devredildiği,
A1-19 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 13/05/2022 tarihinde Nabıl Mohammed Abdulhameed AL-DUBAI (YKN: 99723906690) isimli şahsa devredildiği, 24/05/2022 tarihinde ise Nabıl Mohammed Abdulhameed AL-DUBAI (YKN:99288763530) isimli şahsa devredildiği,
A1-20 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 10/01/2025 tarihinde ise Avent Motorlu Taşıtlar Ticaret Limited Şirketi (VKN: 3890760323) unvanlı firmaya devredildiği,
A1-24 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 10/01/2025 tarihinde ise Avent Motorlu Taşıtlar Ticaret Limited Şirketi (VKN: 3890760323) unvanlı firmaya devredildiği,
A1-25 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 10/01/2025 tarihinde ise Avent Motorlu Taşıtlar Ticaret Limited Şirketi (VKN: 3890760323) unvanlı firmaya devredildiği,
A1-26 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 10/01/2025 tarihinde ise Avent Motorlu Taşıtlar Ticaret Limited Şirketi (VKN: 3890760323) unvanlı firmaya devredildiği,
Avent Motorlu Taşıtlar Ticaret Limited Şirketi (VKN: 3890760323) unvanlı firma Şube Müdürlüğümüz hizmetlerinde kullanılan mevcut sistemler üzerinde yapılan sorgulamalarda; soruşturma dosyası kapsamında şüpheli konumunda bulunan Mehmet ŞAHİN (TCKN: 24052275322) isimli şahsa ait olduğu tespit edildiği,

A1-27 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
A1-28 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
A2-1 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 07/01/2022 tarihinde ise Kamel DJOUDI (YKN:99279856814) isimli şahsa devredildiği,
A2-2 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 10/05/2023 tarihinde ise Yasmın Saforı ARAR (YKN:98296023964) isimli şahsa devredildiği,
A2-3 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 12/11/2021 tarihinde ise Abdullah ABUTVAN (YKN:25241742366) isimli şahsa devredildiği,
A2-9 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 07/01/2022 tarihinde ise Kamel DJOUDI (YKN:99279856814) isimli şahsa devredildiği,
A2-10 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 06/10/2021 tarihinde ise Khaled ADAWI (YKN:99564769904) isimli şahsa devredildiği,
A2-11 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 08/12/2021 tarihinde Alem Kahsay GEBREAREGAWI (YKN:99939375396) isimli şahsa devredildiği, 29/07/2024 tarihinde ise Alem GEBREAREGAVI (YKN:13734130158) isimli şahsa devredildiği,
A2-12 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 24/02/2022 tarihinde ise Ahmad R. A. ALNAJI (YKN:99255841452) isimli şahsa devredildiği,
A2-13 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 06/10/2021 tarihinde ise Khaled ADAWI (YKN:99564769904) isimli şahsa devredildiği,
A2-13 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 06/08/2021 tarihinde Wahıdullah AZIZI (YKN:99075721460) isimli şahsa devredildiği, 22/11/2023 tarihinde ise Wahıdullah AZIZI (TCKN: 45698066228) isimli şahsa devredildiği,
A2-21 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 15/11/2021 tarihinde ise Fatih KAZAK (TCKN:14443891330) isimli şahsa devredildiği,
A2-22 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 15/09/2021 tarihinde Yasır Hazım Ammash AL-ANI (YKN:99519754122) isimli şahsa devredildiği, 06/08/2023 tarihinde ise Yasır ALANI (YKN:15564066126) isimli şahsa devredildiği,
A2-23 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 07/01/2022 tarihinde ise Abdalla Mohamed Abdalla HEGAZY (YKN:99765838768) isimli şahsa devredildiği,
A2-24 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 07/01/2022 tarihinde ise Haıthm Ebrahım Abdullah Mohammed AL-THAWR (YKN:99903822956) isimli şahsa devredildiği,
A2-25 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 31/12/2021 tarihinde ise Ayman Fawzy Mahmoud (YKN:99183849674) isimli şahsa devredildiği,
A2-26 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 08/03/2022 tarihinde ise Sulaıman A.S. MURAD (YKN:99894871094) isimli şahsa devredildiği,
A2-28 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 08/09/2021 tarihinde Dalal Abas Ahmed Al ESO (YKN:99219644600) isimli şahsa devredildiği, 23/05/2024 tarihinde ise Ömer Furkan ÇİÇEK (TCKN:28009439836) isimli şahsa devredildiği,
A2-29 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 16/09/2021 tarihinde Dıma El SAIDI (YKN:99504491438) isimli şahsa devredildiği, 26/07/2023 tarihinde ise Dıma ALTINAVI (YKN:64531435090) isimli şahsa devredildiği,
A2-30 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 29/12/2021 tarihinde Abdulbaset Mohmmed Ahmed AL-QAEDI (YKN:99462838122) isimli şahsa devredildiği, 27/06/2022 tarihinde ise Abdulbaset Mohmmed Ahmed AL-QAEDI (YKN:99417904834) isimli şahsa devredildiği,
A2-31 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 29/12/2021 tarihinde ise Alı Alı Ahmed AL-MAKRAMANI (YKN:99972686152) isimli şahsa devredildiği,
A2-32 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 24/02/2022 tarihinde ise Faozıa Yahya Mohammed AL-ORMUZA (YKN:99456418040) isimli şahsa devredildiği,
A2-36 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
A2-37 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
A2-39 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
A2-40 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
B-2 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 07/10/2021 tarihinde ise Elsayed Mohamed Mahmoud Khalıfa RASHWAN (YKN:99312700012) isimli şahsa devredildiği,
B-3 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği,
B-5 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 09/11/2022 tarihinde ise Baıdaa Shakır Abdulaaıma AL ARIDHI (YKN:99660964548) isimli şahsa devredildiği,
B-6 numaralı bağımsız bölümün 31/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 12/11/2021 tarihinde ise Zıad Tarek ALASSALI (YKN:47638995056) isimli şahsa devredildiği,
B-8 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 10/05/2023 tarihinde ise Ghassan TALEB (YKN:98350003840) isimli şahsa devredildiği,
B-9 numaralı bağımsız bölümün 12/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 06/10/2021 tarihinde ise Khaled ADAWI (YKN:99564769904) isimli şahsa devredildiği,
B-11 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 10/09/2021 tarihinde ise Zaın Ul ABDIEN (YKN:99717747988) isimli şahsa devredildiği,
B-12 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 05/10/2021 tarihinde ise Mohammed Ghassan Mohammed AL-MANEA (YKN:99750759146) isimli şahsa devredildiği,
B-19 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
B-20 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
B-21 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
B-22 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
C-1 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 24/02/2022 tarihinde ise Ahmad R. A. ALNAJI (YKN:99255841452) isimli şahsa devredildiği,
C-3 numaralı bağımsız bölümün 17/08/2021 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 07/01/2022 tarihinde ise Haıthm Ebrahım Abdullah Mohammed AL-THAWR (YKN:99903822956) isimli şahsa devredildiği,
C-5 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
C-6 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
C-7 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği,
C-8 numaralı bağımsız bölümün 13/06/2023 tarihinde Çuhadaroğlu Yapı Taahhüt Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (VKN:2640314078) unvanlı firmadan Asoy İnşaat Anonim Şirketi (VKN:0910569865) unvanlı firmaya devredildiği, 21/12/2023 tarihinde ise Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi (VKN:0861606360) unvanlı firmaya devredildiği tespit edildiği,

Adem SOYTEKİN isimli şahsın "(…) Asak Araç Kiralama üzerinde bulunan 15 dükkanın tüm kiralama ve gelir işleriyle Tuncay YILMAZ ilgilenmektedir. Bunlar sadece tapuda benim üstümde bulunmaktadır. (…)" şeklindeki beyanına istinaden Yakuplu Meydan isimli siteye Şube Müdürlüğümüz ekiplerince gerekli çalışmalar yapılabilmesi amacıyla gidilmiş, site yönetimi ile yapılan görüşmede ve site kayıt defterleri kontrol edildiğinde; sitenin bağımsız bölümlerinden A1-27, A1-28, A2-36, A2-37, A2-39, A2-40, B-19, B-20, B-21, B-22, C-5, C-6, C-7 ve C-8 numaralı işyerlerinden sadece B-19 numaralı iş yerinin dolu olduğu, diğer iş yerlerinin inşaat halinde ve boş olduğu, B-19 numaralı iş yerini sahibinin Asak Araç Kiralama Anonim Şirketi adına kayıtlı olduğu ve onlar adına ayda birkaç kez kimlik ve iletişim bilgilerini bilmedikleri bir şahsın dükkana gelip gittiğini ancak dükkanın herhangi bir faaliyette bulunmadığının tespit edildiği,

Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları ve irtibat kayıtları neticesinde,
Şüpheli Adem SOYTEKİN'in 21.03.2018 günü 11:20 saatinde İstanbul Avcılar Merkez Rıfat Sk. 10 A1 sayılı adresinden 40.9822631, 28.7234277 sayılı belirlenen koordinat noktasından baz verisinin bulunduğu; belirlenen koordinat noktası ile baz koordinat arasındaki mesafenin 300 metre olduğu,
Şüpheli Muzaffer BEYAZ'ın 21.03.2018 günü 11:18 saatinde İstanbul Avcılar Merkez Rıfat Sk. 10 A1 sayılı adresinden 40.9822631, 28.7234277 sayılı belirlenen koordinat noktasından baz verisinin bulunduğu; belirlenen koordinat noktası ile baz koordinat arasındaki mesafenin 300 metre olduğu,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU(2)'nun 21.03.2018 günü 11:11 saatinde İstanbul Avcılar Merkez Namık Kemal Cd. 53 A No:53 sayılı adresinden 40.9822631, 28.7234277 sayılı belirlenen koordinat noktasından baz verisinin bulunduğu; belirlenen koordinat noktası ile baz koordinat arasındaki mesafenin 447 metre olduğu; 21.03.2018 günü 11:02 saatinde İstanbul Avcılar Ambarlı Ogretmenler Cd. 45 sayılı adresinden 40.9822631, 28.7234277 sayılı belirlenen koordinat noktasından baz verisinin bulunduğu; belirlenen koordinat noktası ile baz koordinat arasındaki mesafenin 802 metre olduğu; 21.03.2018 günü 11:02saatinde İstanbul Avcılar Ambarlı Ogretmenler Cd. 45 sayılı adresinden 40.9822631, 28.7234277 sayılı belirlenen koordinat noktasından baz verisinin bulunduğu; belirlenen koordinat noktası ile baz koordinat arasındaki mesafenin 802 metre olduğu; 21.03.2018 günü 11:22saatinde İstanbul Avcılar Cıhangır Burnaz Cd. 43 sayılı adresinden 40.9822631, 28.7234277 sayılı belirlenen koordinat noktasından baz verisinin bulunduğu; belirlenen koordinat noktası ile baz koordinat arasındaki mesafenin 825 metre olduğu; 1.03.2018 günü 11:25saatinde İstanbul Avcılar Cıhangır Burnaz Cd. 43 sayılı adresinden 40.9822631, 28.7234277 sayılı belirlenen koordinat noktasından baz verisinin bulunduğu; belirlenen koordinat noktası ile baz koordinat arasındaki mesafenin 825 metre olduğu,
Şüpheli Muzaffer BEYAZ'ın 21.03.2018 günü 11:17 saatinde İstanbul Avcılar Gumuspala Galıp Sk. 6 Zeugma Hotel sayılı adresinden 40.9822631, 28.7234277 sayılı belirlenen koordinat noktasından baz verisinin bulunduğu; belirlenen koordinat noktası ile baz koordinat arasındaki mesafenin 846 metre olduğu; 21.03.2018 günü 11:17 saatinde İstanbul Avcılar Gumuspala Galıp Sk. 6 Zeugma Hotel sayılı adresinden 40.9822631, 28.7234277 sayılı belirlenen koordinat noktasından baz verisinin bulunduğu; belirlenen koordinat noktası ile baz koordinat arasındaki mesafenin 846 metre olduğu,
Şüpheliler Adem SOYTEKİN ile Veysel ERÇEVİK arasında 02.07.2018 ile 31.12.2019 tarihleri arasında 479 adet irtibat kayıtlarının olduğu, Tuncay YILMAZ ile arasında 05.01.2018 ile 31.12.2019 tarihleri arasında 403 adet irtibat kayıtlarının olduğu; 26.01.2018 tarihinde Fatih KELEŞ isimli şahsın, 15:02 ile 15:48 saat aralığında Tuncay YILMAZ isimli şahısla 1 adet, Muzaffer BEYAZ isimli şahıs ile 10 adet ve Adem SOYTEKİN isimli şahısla 2 adet, toplamda 13 adet 0 metre baz aralığında ortak baz verilerinin olduğu; 06.05.2019 tarihinde Fatih KELEŞ isimli şahsın, 22:31 ile 23:06 saat aralığında Tuncay YILMAZ isimli şahısla 2 adet, Muzaffer BEYAZ isimli şahıs ile 7 adet ve Adem SOYTEKİN isimli şahısla 6 adet, toplamda 15 adet 0 metre baz aralığında ortak baz verilerinin olduğu; 26.09.2024 tarihinde Fatih KELEŞ isimli şahsın, 12:03 saatinde Tuncay YILMAZ isimli şahısla 1 adet, Muzaffer BEYAZ isimli şahıs ile 1 adet ve Adem SOYTEKİN isimli şahısla 1 adet, toplamda 3 adet 0 metre baz aralığında ortak baz verilerinin olduğu; 18.03.2025 tarihinde Fatih KELEŞ isimli şahsın, 12:12 ile 15:16 saat aralığında Tuncay YILMAZ isimli şahısla 15 adet, Muzaffer BEYAZ isimli şahıs ile 4 adet ve Adem SOYTEKİN isimli şahısla 9 adet, toplamda 28 adet 0 - 277 metre baz aralığında ortak baz verilerinin olduğu,

Şüphelerin GSM hatlarının baz verileri üzerinde 300 metrelik alan içerisinde elde edilen ortak baz verileri ve çakışması neticesinde,
Şüpheli Tuncay YILMAZ'ın 25.04.2016 tarihinde saat 13:56 sıralarında Osmanlı Cad. Beylıkduzu, İstanbul sayılı adresinden baz verdiği, belirlenen koordinat noktası ile verdiği baz adresi arasında 269 metre mesafenin olduğu,
Şüpheli Fatih KELEŞ'in 25.04.2016 tarihinde saat 14:00 sıralarında Ozal Cad Yakuplu Beylıkduzu, İstanbul sayılı adresinden baz verdiği, belirlenen koordinat noktası ile verdiği baz adresi arasında 211 metre mesafenin olduğu,
Şüpheli Fatih KELEŞ'in 04.05.2016 tarihinde saat 09:45 sıralarında İstanbul Beylıkduzu Yakuplu 8. Sk. 4 sayılı adresinden baz verdiği, belirlenen koordinat noktası ile verdiği baz adresi arasında 215 metre mesafenin olduğu,
Şüpheli Tuncay YILMAZ'ın 04.05.2016 tarihinde İstanbul Beylıkduzu Yakuplu Hurrıyet Blv. 209 A No:235 sayılı adresinden baz verdiği, belirlenen koordinat noktası ile verdiği baz adresi arasında 248 metre mesafenin olduğu anlaşılmıştır.

Eylem 7 Değerlendirme

Şüpheli Muzaffer BEYAZ isimli şahsın Beylikdüzü'nde 2017'de bir proje yapmak için arsa sahibiyle sözleşme yaptığı sonrasında Adem SOYTEKİN isimli şahsın yanına gelerek ''Başkan burayı istiyor'' dediği, Meydan Yakuplu isimli proje yapılacağı, sözleşme imzaladığı yerin yanındaki yeri proje kapsamında kendisinin yapacağı, bu nedenle bu yeri başkanın istediğini söylediği, kendisinin de ''Madem öyle bana 2 daire verin, bende projeyi size devredeyim'' dediği, Adem'in bu konuyu Fatih KELEŞ'le görüşeceği ancak Fatih KELEŞ'in söz konusu teklifi kabul etmediği, buna karşılık olarak Muzaffer BEYAZ'ın örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun kendisine iletilen teklifi kabul etmemesi halinde projeyi kendisine yaptırmayacaklarını bildiği, bu nedenle genel müdürü tanık Engin DÜLGER, şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Tuncay YILMAZ’la bir araya gelerek ve sözleşme imzaladıkları, şüpheli Adem'in, Beyaz İnşaatın alt taşeronu olarak bu işi fiilen yaptığı, bu işin esas sahibinin Ekrem İMAMOĞLU olduğu ancak görünürde işi Beyaz İnşaatın yaptığı, bu nedenle inşaat süresince yapılan işleri Beyaz İnşaatın koymuş olduğu bir mühendis ile Ekrem İMAMOĞLU adına Tuncay YILMAZ kontrol etmekte olduğu, yapılan işlerin bu şahıslardan onay alınmakla gerçekleştiği, iş bitiminde ise şüpheli Ekrem İMAMOĞLU’na toplamda 17 dükkan kaldığı, bu 17 dükkânın 15 tanesi Adem SOYTEKİN'e ait olan Asoy İnşaattan, yine Adem'in adına kayıtlı ancak gerçekte sahibinin Tuncay YILMAZ'a ait olan Asak Araç Kiralama şirketinin üzerine devredildiği, Asak Araç Kiralama üzerinde bulunan bu 15 dükkanın tüm kiralama ve gelir işleriyle Tuncay YILMAZ’ın ilgilenmekte olduğu, bunların sadece tapuda Adem'in üzerinde bulunduğu olduğu, Beyaz İnşaat tarafından Ekrem İMAMOĞLU'na projenin devri karşılığında 2 adet gayrimenkulün Muzaffer BEYAZ üzerinde bırakıldığı, yine Adem SOYTEKİN isimli şahsın firması olan Asoy İNŞAAT Anonim Şirketi unvanlı firma üzerine kayıtlı olan 4 adet bağımsız bölümünde soruşturma dosyası kapsamında şüpheli konumunda bulunan Mehmet ŞAHİN isimli şahsın firması olan Avent Motorlu Taşıtlar Ticaret Limited Şirketine devredildiği,

Ekrem İMAMOĞLU liderliğinde kurulan İMAMOĞLU Çıkar Amaçlı Suç Örgütünün gerek diğer eylemlerde anlatıldığı şekilde gerekse de sonraki eylemlerde izah edileceği üzere suçtan kaynaklanan malvarlığı elde ettikleri ve elde etmiş olup da ''sisteme'' aktarılan gelirlerin aklamasına ya da yasal olarak tedavüle sokulmasına yönelik eylem olan işbu eylem kapsamında, suça konu taşınmazın bulunduğu ve sahibinin Muzaffer BEYAZ olduğu Meydan Yakuplu projesine Ekrem İMAMOĞLU tarafından diğer eylemlerde olduğu gibi Adem SOYTEKİN'in proje sahibine görüşmek için gittiği, bu görüşmesi sonucunda örgüt liderinin söz konusu projenin kendisine devredilmesini sağladığı ve karşılığında Muzaffer BEYAZ'a 2 adet gayrimenkulün verildiği, her ne kadar proje devrinden bahsedilse de, bu devrin taraflar arasında yapılan gizli bir devre ilişkin olduğu, söz konusu inşaatın Beyaz İNŞAAT tarafından resmi işlemlerinin yapıldığı ancak bu projenin finansmanını şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun liderliğini yaptığı örgütün kasası olan Fatih KELEŞ üzerinden temin ettirerek Adem SOYTEKİN'e projeyi yaptırıp elde edilen 15 adet dükkanın İMAMOĞLU İnşaatın genel müdürü olan Tuncay YILMAZ'ın sevk ve idaresinde olan ancak resmiyette Adem SOYTEKİN'in üzerinde bulunan Asak Araç Kiralama şirketinin üzerine yapılarak suçtan kaynaklanan malvarlığı değerinin aklandığı ve tedavüle sokulduğu, Asoy İNŞAAT Anonim Şirketi unvanlı firma üzerine kayıtlı olan 4 adet bağımsız bölümünde soruşturma dosyası kapsamında şüpheli konumunda bulunan şüpheli Mehmet ŞAHİN'in firması olan Avent Motorlu Taşıtlar Ticaret Limited Şirketine devredildiği, Mehmet ŞAHİN ile Adem SOYTEKİN'in arasındaki ilişkiye ve ifadelere bakıldığında tarafların çok eski arkadaş oldukları ve aralarında herhangi bir ticari faaliyetin bulunmadığı, bu eylem kapsamında yapılan devrin de aklamanın konusunu oluşturduğu, yine Mehmet ŞAHİN'in, gerçekte Adem SOYTEKİN'e ait ancak kendisinin adına kayıtlı olan 1 Milyon Euro değerinde yatı da uhdesinde bulundurduğu hususu göz önüne alındığında, Adem'in kendi malvarlığının bir kısmını Mehmet ŞAHİN üzerinde tuttuğunun değerlendirildiği ve eylemde yer alan tüm şüpheli şahısların atılı aklama suçu bakımından iştirak halinde fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri anlaşılmakla;

Şüpheliler Muzaffer BEYAZ, Ekrem İMAMOĞLU, Adem SOYTEKİN, Fatih KELEŞ, Tuncay YILMAZ ve Mehmet ŞAHİN'in üzerilerine atılı Suçtan Kaynaklanan Malvarlığı Değerlerini Aklama suçundan TCK 282/1-3-4, 37/1, 43/1,63/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi şüpheli Tuncay YILMAZ'ın TCK 220/2-4, 58/9, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Suça konu teşkil eden (17 adet) taşınmazlar hakkında TCK 54/1 maddesi uyarınca müsaderesine,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt yöneticilerinden şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.


EYLEM 8 - "Beyliküzü'ndeki Kale Kent projesi ve yanındaki kavşak yapımı için Metin GÜL ile Muzaffer BEYAZ tarafından rüşvet verilmesi olayı"

Şüpheliler: 1) Ekrem İMAMOĞLU (T.C. 19943715964)
2) Metin GÜL (T.C. 37543434160)
3) Mehmet Murat ÇALIK (T.C. 34595240664)
4) Adem SOYTEKİN (T.C.19847722594)
5) Fatih KELEŞ (T.C. 24728576944)
6) Muzaffer BEYAZ (T.C. 38347407398)

Suç: Rüşvet

Eylemin Delilleri: Müşteki- Şüpheli, Bilgi Sahibi, Etkin Pişman İfadeleri
HTS – Baz Analiz Verileri
Banka Hesap Hareketleri
Açık Kaynak Verileri
Kapalı Kaynak Verileri

Suç Tarihi: 2017 - 2023 yılları

Şüpheli Metin GÜL’ün Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde özetle; "(…) Kale Kent isimli projeyi kat karşılığı olarak biz aldık. Arsa sahibi 3S Kale Gayrimenkul A.Ş. idi. Bu proje 230 dönüm, emsal olarak 5 katlı idi. Kanuni terkler neticesinde 100 dönüm arsa kaldı. 11 dönümde sosyal tesis alanı kaldı. Buranın hesaplarını belediyede harita mühendisi sıfatıyla Mehmet Murat ÇALIK yapmaktaydı. Burada sosyal tesis olarak yapılan yeri satış ofisi olarak kullanmaktaydık. Ekrem İMAMOĞLU'nun belediye başkanlığı döneminde ''burayı belediyeye terk edin'' diye bize haber gönderdi. Sonrasında Mehmet Murat ÇALIK yanımıza gelerek ''burayı belediyeye terk etmekten kurtarabiliriz'' dedi. Sonrasında Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ gelerek o bölgeye bir kavşak yapılacağını bunun bedelinin bizim tarafımızdan karşılanması gerektiğini söylediler. Bedel olarak da 6 milyon TL ve iskandan sonra yapılacak tadilat projesi ile ortaya çıkacak 20 dükkandan bir tanesini istediler. Bu bedelle beraber satış ofisi olarak kullanılan alanında iskanını getireceklerini söylediler. Bu bedeli arsa sahiplerinin vermesi gerektiğini söyledim ancak kabul etmediler. İskanın getirilmesi neticesinde hatırladığım kadarıyla 5 milyon TL'yi Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'e verdim. Bu para alt geçit ve kavşak yapılması için kullanılmadı. Buradaki alt geçidi belediyeden ihale açtırarak yaptırdılar. Bu parayı kendileri aldılar. İskan sonrası proje tadilatı yapmadığım için benden istedikleri bir dükkanı alamadılar. Bu bahsettiğim olaylar Ekrem İMAMOĞLU'nun Beylikdüzü Belediye başkanı olduğu dönemlerde geçti. Bu yaşadığımız olaylardan kaynaklı birçok kez Ekrem İMAMOĞLU ve ekibi tarafından mağdur edildik. Hem gayrimenkul hem de para olarak menfaat elde ettiler. Ellerindeki kamu gücünü kullanarak hukuka uygun olarak gerçekleştirdiğimiz projelerde karşılıksız hiçbir onayı alamadık. Çok mağdur edildik. Bunlardan dolayı Ekrem İMAMOĞLU'nun belediye başkanlığı süresince iş yapmadım. (…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Muzaffer BEYAZ’ın Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde özetle; ''Kale Kent ile bahsettiğim Teras Park arasında bulunan köprü için Adem SOYTEKİN yanıma geldi. Kale Kent isimli projeyi Metin GÜL yapıyordu. Adem, iki proje arasında yapılacak köprünün ben ve Metin GÜL'ün yapacağını söyledi. Ben de neden bizim yapmamız gerektiğini sordum. Bana "yukarıdan talimat geldi, iskana karşılık burayı yapacaksınız" dedi. Yukarıdan kastı Ekrem İMAMOĞLU'dur. Ben köprü yapımı için nakit 750.000 TL'yi Adem SOYTEKİN'e verdim. Metin Gül de kendisine düşen kısmı ödedi. Köprü yapıldı. Ancak kim tarafından yapıldığını bilmiyorum. Bu olaydan sonra Ekrem İMAMOĞLU'yla ortak iş yapılmayacağını anladık. Kendisiyle hiçbir ortaklık yapmadık. (…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın Etkin Pişmanlık Hükümlerinden faydalanarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde; "(…) Metin GÜL ile benim eski zamanlardan beri tanışıklığım vardır. Kale Kent isimli projenin bir etabının kaba inşaatını ben yaptım. Metin GÜL bu projeden dolayı o dönem mahkemelikti. Kendisi bana Ekrem İMAMOĞLU ile görüştüğünü, kendisini Fatih KELEŞ'e yönlendirdiğini, Fatih KELEŞ'i tanıyıp tanımadığımı sordu. Bende tanıdığımı söyledim ve Fatih KELEŞ'i aradım, kendisi birkaç saat sonra Kale Kent'in satış ofisine geldi. Metin GÜL ve Fatih KELEŞ ayrı bir odaya geçerek özel bir görüşme yaptılar. Bu görüşmeden sonrasında ben, Fatih KELEŞ'i uğurlarken bana "Bu adamın derdi çok, benim çözebileceğimden fazla derdi var" dedi ve ayrıldı. Sonrasında bu büyük dertlerin tamamının çözüldüğünü öğrendim. Metin GÜL'ün büyük dertleri Kubist, Kale Kent ve Bey City projelerindeki usulsüzlüklerin hukuka uygun hale getirilmesiymiş.
(...) Ancak Metin GÜL Fatih KELEŞ'e ne karşılığında bunları çözdürdüğünü bilmemekteyim. Gördüğüm ifadesinde bir kısmını anlattığını okudum. Ancak bahsettiği kadar mı vermiştir bilmemekteyim. Fatih KELEŞ bu tarz işlerde yaptıklarının detayını benimle paylaşmazdı. Kendisi Ekrem İMAMOĞLU dışında hiç kimseyle bu konuları paylaşmazdı. Kimden ne alındığını ne kadar alındığını sadece Ekrem İMAMOĞLU ve Fatih KELEŞ bilmektedir. Metin GÜL'ün ifadesinde bana bir tane daire verdiğini beyan etmesi üzerine savunma yapmam gerekirse bana Metin GÜL bir tane değil birden fazla daire vermiştir ama bu daireler tamamen aramızdaki ticari ilişkiden kaynaklıdır. Yine Metin GÜL'ün ifadesinde bahsettiği kavşakla alakalı ödeme yapıldığı doğrudur, bahsedilen kavşağı ben yaptım. Hatırladığım kadarıyla kavşak için 750.000 TL değerinde çek verilmiştir. (…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN'in Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan 21/10/2025 tarihli ek beyanında; "Üzerime atılı olan suçlamayı anladım. Bu soruşturma kapsamında daha önce Cumhuriyet Başsavcılığınıza çok kez ifade verdim ve etkin pişmanlık hükümleri kapsamında bildiğim herşeyi anlattım. (...)
Muzaffer BEYAZ'ın ifadesinde bahsetmiş olduğu gibi kendisinin yanına giderek Ekrem İMAMOĞLU'nu kastedip "yukarıdan talimat geldi, iskana karşılık burayı yapacaksınız" şeklinde herhangi bir şey söylemedim. Projeyi zaten Metin GÜL ile ortak olarak yaptılar. Bu projenin yanında köprü / kavşak yapımını ben üstlendim. Bu işin karşılığı olarak Muzaffer BEYAZ'dan 750.000 TL Metin GÜL'den ise 1.250.000 TL tutarında olmak üzere toplamda 2.000.000 TL karşılığı çek aldım. Daha önce bunu dosyaya sunmuştum. Kalekent Projesi ile alakalı olarak aleyhimde yapılan iddiaya katılmıyorum, ben iskan karşılığı belediye adına kimseden para almadım. Fatih KELEŞ'e verilmiş olabilir. Metin GÜL ile Fatih KELEŞ'i daha öncesinde ben tanıştırmıştım. '' şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheliler Mehmet Murat ÇALIK ve Fatih KELEŞ'in alınan savunmalarında özetle, atılı suçlamaları kabul etmediklerini beyan ettikleri

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde: " (...) Benim Mehmet Murat ÇALIK, Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN'in malvarlıklarındaki artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatıdır. (...) Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir." şeklinde beyanlarda bulunduğu, suçlamaları kesinlikle reddettiğini beyan ettiği,

Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları ve irtibat kayıtları neticesinde,
Şüpheli Metin GÜL'ün, 25.12.2014 tarihi ile 21.02.2022 tarihleri arasında Mehmet Murat ÇALIK isimli şahısla toplamda 66 adet ortak baz verilerinin olduğu,
Şüpheliler Metin GÜL ile Mehmet MURAT ÇALIK'ın baz analiz verilerinde 0-87 metre mesafe yakınlığındaki baz verileri kontrol edilmesi neticesiyle 44 adet baz verisinin bulunduğu, 228-259 metre mesafede 22 adet baz verisinin bulunduğu,

Şüphelerin GSM hatlarının baz verileri üzerinde 300 metrelik alan içerisinde 10 dakikalık zaman aralığı kullanılarak elde edilen ortak baz verileri ve çakışması neticesinde,
Şüpheliler Muzaffer BEYAZ ile Adem SOYTEKİN'in 07.04.2018 günü saat 15:28 sıralarında İstanbul Beylıkduzu Adnan Kahvecı Anadolu Cd. 23 sayılı adresinden baz verdikleri, bazlar arası mesafenin 0 metre olduğu,
Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın, 07.02.2018 tarihinde 15 adet baz verisinin olduğu, Adem SOYTEKİN'in verdiği 15 adet baz verisinin, belirlenen koordinat noktası olan Teras Park Beylikdüzü noktası ile arasındaki mesafenin 87 metre olduğu,
Şüpheli Fatih KELEŞ'in, 07.02.2018 tarihinde 63 adet baz verisinin olduğu, Fatih KELEŞ'in verdiği 63 adet baz verisinin, belirlenen koordinat noktası olan Teras Park Beylikdüzü noktası ile arasındaki mesafenin 87 metre olduğu,
Şüpheli Metin GÜL'ün, 07.02.2018 tarihinde 8 adet baz verisinin olduğu, Metin GÜL'ün verdiği 8 adet baz verisinin, belirlenen koordinat noktası olan Teras Park Beylikdüzü noktası ile arasındaki mesafenin 255 metre olduğu tespit edilmiştir.

Yapılan Açık Kaynak Çalışmalarında,
Kale Kent isimli inşaat projesinin Kale Kent 1 ve Kale Kent 2 olmak üzere ikiye ayrıldığı ve Adnan Kahveci Mahallesi Kışla Caddesi No: 34/6 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adreste bulunduğu,
Yukarıda yer verilen tespite ilişkin söz konusu Yakuplu Mahallesi 44. Sokak No: 2/1 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adreste bulunan taşınmazın Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün Parsel Sorgu Uygulamasında yapılan sorgulamalarda; İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Gürpınar Mahallesi, Betonarme Altı Blok Mesken, Ofis ve İş Yeri, Otopark ve Arsası nitelikli, 1878 ada, 4 parselde bulunduğu,
Açık kaynak üzerinden yapılan tespitler üzerine Mali Şube Müdürlüğü hizmetlerinde kullanılan mevcut sistemler üzerinde bulunan Taşınmaz Yerinden Sorgu Modülünden yapılan sorgulamalarda;
Emniyet fezlekesindeki tablodan da anlaşılacağı üzere Meydan Yakuplu isimli inşaat projesinin İstanbul ili, Beylikdüzü ilçesi, Gürpınar Mahallesi, Betonarme Altı Blok Mesken, Ofis ve İş Yeri, Otopark ve Arsası nitelikli, 1878 ada, 4 parselde bulunduğu anlaşılmıştır.

Eylem 8 Değerlendirme

Şüpheli şahıslardan örgüt lideri olan Ekrem İMAMOĞLU'nun suç tarihi döneminde Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın ise dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olduğu, şüpheli Fatih KELEŞ'in ise dönemin Beylikdüzü CHP Meclis Üyesi olduğu, Adem SOYTEKİN isimli şahsın ise örgüt lideri ile geçmişten gelen ailevi ve ticari ilişkinin olduğu olduğu, önceki eylemler yer aldığı üzere örgüt liderinin Beylikdüzü'nde gerçekleşmekte olan büyük çaplı inşaat projelerine ilişkin olarak inşaatsahiplerinden iskan ya da ruhsat karşılığında rüşvet talep ettiği talep edilen rüşveti genellikle başkaca şahıslar üzerinden talep ettiği, bu eylemde iseşüphelilerden Metin GÜL isimli şahsın Kale Kent isimli bir projesi bulunduğu ve projenin içerisinde yer alan sosyal tesis olarak yapılan yerin satış ofisi olarak kullandığı, örgüt lideri tarafından o sosyal alan için ''burayı belediyeye terk edin'' diye bize haber gönderdiği, sonrasında şüpheli Mehmet Murat ÇALIK'ın gelerek ''burayı belediyeye terk etmekten kurtarabiliriz'' dediği, akabinde ise şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in gelerek o bölgeye bir kavşak yapılacağını bunun bedelinin kendileri tarafından karşılanması gerektiğini söyledikleri, bedel olarak da 6 milyon TL ve iskandan sonra yapılacak tadilat projesi ile ortaya çıkacak 20 dükkandan bir tanesini istedikleri, yapılan pazarlıklar sonucunda 5 Milyon TL tutarındaki parayı şüphelilerden Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'e verdiği, bahse konu kavşak ile alakalı olarak da Belediyenin yapması gereken yerin iş sahiplerinden talep edilmek istenilerek Kale Kent projesinin yanında bulunan diğer proje olan ve şüphelilerden Muzaffer BEYAZ'a ait Teras Park projesinin arasında kalan kavşak yapımı için şüphelilerden Adem SOYTEKİN'e 750.000 Ti Muzaffer BEYAZ'ın, 1.250.000 TL ise Metin GÜL'ün verdiği, kavşak yapımın işinin ise şüphelilerden Adem SOYTEKİN tarafından gerçekleştirildiği,

Örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun savunmasında beyan ettiği ''Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ gibi şahısların malvarlığı ile ilgili artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatlarıdır.'' şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik matuf beyanlardan ibaret olduğu ve gerçekleşen olaylar dikkate alındığında savunmasının hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, örgütte yönetici sıfatı ile yer alan şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın alınan 'Etkin Pişmanlık' ifadesinde, yapılan usulsüz iş ve işlemlerin dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın bilgisi ve kurmuş olduğu ''sistem'' dahilinde yapıldığının beyan edildiği, örgüte liderlik eden şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın gerçekleşen rüşvet eylemlerinden bilgisinin bulunduğu, kendisinin onayı dahilinde usulsüz iş ve işlemlere izinlerin verildiği, gerçekleşen iş ve işlemlerde ''sistemin'' bu şekilde işletildiği, örgüt lideri ile şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in geçmişten gelen bağlantıları olduğunun izah edildiği, bu bağlantı ve hiyerarşi sayesinde rüşvetin elden teslim edildiği/rüşvete aracılık eden şüphelilker Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN ile örgütlideri Ekrem İMAMOĞLU'nun talimat ve bilgisi ile elde edilen gelirin ''sisteme'' sokulduğu, rüşvet verenleri Adem SOYETKİN ve Fatih KELEŞ'e yönlendiren kişinin örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun belediye başkan yardımcılığı yapan Mehmet Murat ÇALIK olduğu, örgüt liderinin bilgisi ve kontrolünde şahıslar ile birebir teması kuran kişiler oldukları, yine devam eden eylemlerde de ''sistemin'' benzer şekilde işlemesi ve eylemlerin yoğunluğu dikkate alındığında örgüt liderinin doğrudan rüşveti talep eden kişi olmasa da kurmuş olduğu ''sistemi'' bizzat yöneten kişi olduğu,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında şüpheliler Metin GÜL ve Muzaffer BEYAZ'ın rüşvet verdikleri, rüşvete aracılık eden şüpheli şahısların; atılı suçlamaları kısmen ikrar edip yönetici sıfatı ile yer aldığı örgütün faaliyetlerini anlatan şüpheli Adem SOYTEKİN olduğu, diğer aracılık eden şüpheli şahsın ise atılı suçlamaları reddeden Fatih KELEŞ olduğu, rüşveti alan şahısların ise yine atılı suçlamaları reddeden şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK oldukları, her ne kadar şüphelilerin atılı suçlamaları reddetmiş olsalar da, alınan beyanlar, tanık ifadeleri, etkin pişmanlık ifadeleri, kendilerini de ihbar eden şüpheli ifadeleri, MASAK raporları, banka dekontları, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheliler Muzaffer BEYAZ ve Metin GÜL'ün atılı rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 53/1, 37/1, 43/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK'ın rüşvet alma suçundan TCK 252/2, 63/1, 37/1, 58/9, 43/1 ve 53/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 63/1, 37/1, 43/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi şüpheli Mehmet Murat ÇALIK'ın TCK 220/2-4, 58/9, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt yöneticilerinden şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Fatih KELEŞ'in TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.


EYLEM 9 - "Örgüt Lideri Olan Şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun, Cemal Üneş İsimli Şahıstan Bitirmiş Olduğu İnşaat Projesinin İskanı İçin Ve 2019 Yerel Seçimleri İçin Rüşvet Alması Olayı"

Şüpheliler: 1) Ekrem İMAMOĞLU (T.C. 19943715964)
2) Mehmet ÇAKILCIOĞLU (T.C. 35011731810)
3) Ali AKSU (T.C. 32989651126)
4) Cemal ÜNEŞ(T.C. 13049131574)

Suç: Rüşvet

Eylemin Delilleri: Müşteki İfadesi
HTS – Baz Analiz Verileri
Banka Hesap Hareketleri
Açık Kaynak Verileri
Kapalı Kaynak Verileri

Suç Tarihi: 2018 Yılı


Şüpheli Cemal ÜNEŞ’in Cumhuriyet Başsavcılığımızda alınan ifadesinde; "(…) Aynı zamanda ticaretim de Beylikdüzü ilçesindedir. Yakuplu Mah. Osmangazi Cad. No 3 adresinde bulunan ve yapımını 2018 yılında tamamlamış olduğum inşaatın bitiminde dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan Ekrem İMAMOĞLU beni yanına çağırdı. Bana önünde inşaat dosyasının iskanının beklediğini, önlerinde bir seçim olduğunu, bu seçim için 500 bin TL vermemin gerektiğini söyledi. Ben kesinlikle veremeyeceğimi, çok büyük bir inşaat yükünün altından çıktığımı ve paramın olmadığını söyledim ve oradan ayrıldım. Yaklaşık 4-5 ay boyunca iskan çıkmadı. Bunun üzerine Ali AKSU isimli arkadaş ile Ekrem İMAMOĞLU'nun yanına gittik. Ekrem İMAMOĞLU'nun yanına gittiğimizde Ali AKSU'da benim bu parayı vermem gerektiğini söyleyerek Ekrem İMAMOĞLU'nu destekledi. Sonrasında mecbur kalmamla beraber zor şartlar altında parayı parça parça o dönemin imardan sorumlu başkan yardımcısına kendi makamında elden teslim ettim. Bu paraları yaklaşık 4-5 ay boyunca taksit taksit götürdüm. Hatırladığım kadarıyla paranın ilk kısmını 2018 yılının Ağustos veya Eylül ayının başında gibi götürmüştüm. Zaten Eylül ayının 7’sinde de iskan çıktı. İskan çıktıktan sonrada belirttiğim şekliyle taksitleri götürmeye devam ettim." şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Cemal ÜNEŞ’in İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde alınan ifadesinde; "(…) İfademde eksik kalan hususlar ile alakalı birkaç ekleme yapacağım. İlk ifademde bahsettiğim Yakuplu Mahallesi Osmangazi Caddesi No: 3 Beylikdüzü/İSTANBUL sayılı adreste bulunan bina yine ifademde bahsettiğim Ali AKSU isimli şahsa kiralamıştım, hali hazırda kiracım olur. Ali AKSU isimli şahıs doktordur ve söz konusu adreste Birinci Hastanesi unvanlı hastaneyi işletmekteydi. Hastane kapandı ancak kiramı yatırmaya devam etmektedir. Ali AKSU isimli şahsın şu an nerede olduğunu bilmiyorum, kendisiyle çok uzun zamandır görüşmüyoruz, sadece kiramı firmasının hesabından yatırıyor.
İfademde 'mecbur kalmamla beraber zor şartlar altında parayı parça parça o dönemin imardan sorumlu başkan yardımcısına kendi makamında elden teslim ettim' şeklinde beyanım bulunmaktadır. O dönemde elden parayı verdiğim şahıs Mehmet ÇAKILCIOĞLU isimli şahıstır. Bu şahsın haricinde kimseye para vermedim. Zaten Mehmet ÇAKILCIOĞLU isimli şahsa parayı vermemi Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs istedi. Ben bu parayı Beylikdüzü Belediye Başkanlığına parça parça götürmüştüm, hatırladığım kadarıyla en az 5 sefer götürdüm ancak parça parça götürdüğüm paraların miktarını hatırlamıyorum sadece toplamda 500.000 TL götürdüğümü hatırlıyorum. Götürdüğüm paraları yüksek ihtimalle banka hesabımdan çekip götürmüşümdür ancak bunu da net olarak hatırlamıyorum." şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Mehmet ÇAKILCIOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 29/04/2025tarihinde alınan beyanında; " 2019 yılından beridir İBB bünyesinde çalışmaktayım. Öncesinde de 1989 - 2014 yılları arasında yine İBB'de çalışmaktaydım.
Hts kayıtlarında görüşmelerimin tespit edildiği kişilere ilişkin açıklamamı yapmıştım. Bu şahıslar belediye çalışanları, yöneticileri yahut belediye başkanıdır. Kendileri ile yaptığım konuşmalar İBB ve Beylikdüzü Belediyesinde görev yapmam sebebiyle iş odaklı konuşmalardır. Bunun dışında da şahsi tanışıklığıma ilişkin konuşmalardır. Haricindeki iddiaları kabul etmiyorum. Üzerime atılı olan suçlamayı kabul etmiyorum. Herhangi bir suç işlemedim. " şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 22/03/2025 tarihinde alınan beyananda; "Üzerine atılı olan suçlamaları kabul etmediği" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Cemal ÜNEŞ isimli şahsın beyanlarında geçen Ali AKSU isimli şahsın; 32989651126 kimlik numaralı şahıs olduğunun tespit edildiği, yapılan çalışmalar kapsamında şahsın; 3 ayrı dosyadan aranma/yakalama emri kaydının olduğu, şahsın temini mümkün olmadığından ifadesinin alınamadığı,

Söz konusu iddialara ilişkin araştırılan HTS çalışmaları ve irtibat kayıtları neticesinde,
Şüpheli Cemal ÜNEŞ'in, 01.01.2018 tarihi ile 29.12.2018 tarihleri arasında Ekrem İMAMOĞLU isimli şahısla toplamda 120 adet ortak baz verilerinin olduğu,
Şüpheli Cemal ÜNEŞ ile Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın baz analiz verilerinde 2-102 metre mesafe yakınlığındaki baz verileri kontrol edilmesi neticesiyle 95 adet baz verisinin bulunduğu, 139-296 metre mesafede 25 adet baz verisinin bulunduğu,
Şüpheli Cemal ÜNEŞ'in, 10.01.2018 tarihi ile 31.12.2018 tarihleri arasında Ali AKSU isimli şahısla toplamda 27 adet ortak baz verilerinin olduğu,
Şüpheli Cemal ÜNEŞ ile şüpheli Ali AKSU'nun baz verilerinde 0 – 10 metre mesafe yakınlığındaki baz verileri kontrol edilmesi neticesiyle 20 adet baz verisinin bulunduğu, 273 – 281 metre mesafede 7 adet baz verisinin bulunduğu,
Şüpheli Cemal ÜNEŞ'in, 13.03.2018 tarihi ile 23.11.2018 tarihleri arasında Mehmet ÇAKILCIOĞLU isimli şahısla toplamda 33 adet ortak baz verilerinin olduğu,
Şüpheli Cemal ÜNEŞ ile Mehmet ÇAKILCIOĞLU isimli şahsın baz verilerinde 6- 71 metre mesafe yakınlığındaki baz verileri kontrol edilmesi neticesiyle 28 adet baz verisinin bulunduğu, 166 -237 metre mesafede 5 adet baz verisinin bulunduğu anlaşılmıştır.

Eylem 9 Değerlendirme

Şüpheli şahıslardan örgüt lideri olan Ekrem İMAMOĞLU'nun suç tarihi döneminde Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, Mehmet ÇAKILCIOLU isimli şahsın ise dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olduğu, şüpheli Cemal ÜNEŞ’in, Yakuplu Mah. Osmangazi Cad. No 3 adresinde bulunan ve yapımını 2018 yılında tamamlamış olduğu inşaatın bitiminde dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olan Ekrem İMAMOĞLU'nun kendisini yanına çağırdığı, önünde inşaat dosyasının iskanının beklediği, önlerinde bir seçim olduğu, bu seçim için 500 bin TL vermesi gerektiğini söylediği, kendisinin kesinlikle bu parayı veremeyeceği, çok büyük bir inşaat yükünün altından çıktığı ve parasının olmadığını söylediği, yaklaşık 4-5 ay boyunca iskan çıkmadığı, bunun üzerine Ali AKSU isimli arkadaşı ile Ekrem İMAMOĞLU'nun yanına gittikleri, Ekrem İMAMOĞLU'nun yanına gittiklerinde Ali AKSU'nun, Cemal ÜNEŞ'e bu parayı vermesi gerektiğini söyleyerek Ekrem İMAMOĞLU'nu desteklediği, sonrasında mecbur kaldığı için zor şartlar altında parayı parça parça o dönemin belediye başkan yardımcısı olan Mehmet ÇAKILCIOĞLU'na kendi makamında elden teslim ettiği, bu paraları yaklaşık 4-5 ay boyunca taksit taksit götürdüğü, bu şahsın haricinde kimseye para vermediği, Mehmet ÇAKILCIOĞLU isimli şahsa parayı vermesini örgüt lideri Ekrem İMAMOĞLU'nun istediği, hatırladığı kadarıyla en az 5 sefer götürdüğü, toplamda 500.000 TL parayı elden götürüp teslim ettiği,

Örgüt lideri olan şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun savunmasında beyan ettiği ''üzerine atılı suçlamayı kabul etmediği'' şeklindeki beyanının suçtan kurtulmaya yönelik matuf beyanlardan ibaret olduğu, örgüte liderlik eden şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın gerçekleşen rüşvet eylemlerinden bilgisinin ve bu eylemde ise bizzat örgüt liderinin dahlinin bulunduğu, gerçekleşen iş ve işlemlerde ''sistemin'' bu şekilde işletildiği,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında şüpheli Cemal ÜNEŞ'in rüşvet verdiği, rüşvete aracılık eden şüpheli şahsın yakalanması mümkün olmayan Ali AKSU olduğu, rüşveti alan şahısların ise yine atılı suçlamaları reddeden şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet ÇAKILCIOĞLU oldukları, her ne kadar şüphelilerin atılı suçlamaları reddetmiş olsalar da, alınan beyanlar, tanık ifadeleri, etkin pişmanlık ifadeleri, kendilerini de ihbar eden şüpheli ifadeleri, MASAK raporları, banka dekontları, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheli Cemal ÜNEŞ'in atılı rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 43/1, 53/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet ÇAKILCIOĞLU'nun rüşvet alma suçundan TCK 252/2, 63/1, 43/1, 37/1, 58/9 ve 53/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Ali AKSU'nun alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 43/1, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi olan şüpheli Mehmet ÇAKILCIOĞLU hakkında TCK 220/2-4, 58/9 maddeleri uyarınca,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca,
Her ne kadar bu eylemde yer almasalar da örgüt yöneticileri olan şüphelilerden Fatih KELEŞ'in örgütün kuruluş aşamasından beri paranın toplandığı kişi, ''kasa'' olmasından ötürü, şüpheli Adem SOYTEKİN'in örgütün Beylikdüzü dönemine ait sorumluluğu ve yöneticilik sıfatı bulunmasından ötürü şüpheliler Fatih KELEŞ ve Adem SOYTEKİN hakkında TCK 220/5 maddesi delaleti ile TCK 252/2, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.


EYLEM10 - "Hamit Demir İsimli Şahsın Yapacağı Demir Country İnşaat Projesinin Ruhsatının Verilmesi İçin Daire, Çek Ve Nakit Para Olarak Vermesi Olayı"

Şüpheliler:1) Ekrem İMAMOĞLU (T.C. 19943715964)
2) Mehmet Murat ÇALIK (T.C. 34595240664)
3) Adem SOYTEKİN (T.C.19847722594)
4) Hamit DEMİR (T.C. 13940276428)

Suç: Rüşvet

Eylemin Delilleri: Müşteki ifadesi
Şüpheli İfadeleri
Etkin Pişmanlık İfadesi
Dosyaya Sunulan Çeklerin Görüntüleri
HTS – Baz Analiz Verileri
Açık Kaynak Verileri
Kapalı Kaynak Verileri

Suç Tarihi: 2015 - 2022 yılları

Şüpheli Hamit DEMİR'in Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan beyanında; "(...)Ben Demir inşaat'ın sahibiyim. Uzun yıllardır inşaat sektöründe ticaret yapmaktayım. Yurt içinde ve yurt dışında yap-sat şeklinde inşaat müteahhitliği, yurt dışında ise inşaat, enerji ve tarım alanlarında faaliyet göstermekteyim. 2013 yılının 3. çeyreğinde dönemin belediye başkanı Yusuf UZUN zamanında tamamlanınca ismi Demir Country olan projemizin bulunduğu araziyi kat karşılığı imzaladım. Belediyeye ruhsat için başvuruda bulunduk. Sözleşme imzaladığımız arsanın tehvid ve ifraz işlemleri bunun yanında arsa sahipleri arasında çok hissedar olduğu için bazı sorunlar ve davalar bulunmaktaydı. Bu süreçlerin tamamlanmadığı için ruhsat işlemleri bekledi. Bu sürede belediye seçimleri gerçekleşti ve Ekrem İMAMOĞLU belediye başkanı oldu. Kendisi belediye başkanı olduktan sonra hem tanışma hem de arsayla ilgili ruhsat sürecini görüşmek amacıyla randevu talep ettim. Hatırladığım kadarıyla yaklaşık 1 yıl 2015 yılına kadar randevu vermedi. Kendisi randevu verdikten sonra yanına gittim ve arsayla ilgili ruhsat başvurumuzun olduğunu, bir kısım sorunlar olduğunu söyledim. Kendisi bana "Ne demek, sana yardımcı olmayacağız kime yardımcı olacağım. Merak etme ağabey, ben sana haber vericem." dedi. Bunun üzerine 3-4 ay sonra 2015 yılının sonu gibi beni Beylikdüzü Belediyesinin Ek Binasına çağırdılar. Burada o dönem gelirler müdürlüğünden sorumlu başkan yardımcısı olan İsmail isimli kişinin yanına gittim ve "İmarla ilgili sorunlarım var, kiminle görüşeceğim" dedim. Kendisi bana odasının biraz ilerisinde sağ taraftaki odaya gitmemi ve oradaki kişiyle görüşmemi söyledi. Üzerinden uzunca vakit geçtiği için şu an kim olduğunu hatırlamıyorum. Bu şahsı bir daha da görmedim. Odaya geldiğimde bu şahıs bana konuşma esnasında ruhsat işlerindeki sorunların hallolması için 8.000.000 TL ödeme yapmanız gerekiyor dedi. Ben problemlerimizin çözülmeyeceğini bildiğimden ve ticaretimin sekteye uğrayacağını anlamamdan kaynaklı bunu kabul ettim. Bu şahsa bu kadar param olmadığını, bunun karşılığı gelebilecek daire verebileceğimi söyledim. Kendisine sözleşme imzalayacak mıyız diye sordum,bu şahıs bana ne sözleşmesi ağabey böyle işin sözleşmesi mi olur dedi. Aramızda bu şekilde sözlü olarakanlaşmış olduk. Bundan sonraki süreçte ruhsat işlemleri 2017 yılının sonuna doğru bitti. Ruhsat işlemleri bitene kadar herhangi bir daire ve ödeme yapmadık. 2017 yılının sonunda ruhsatı aldıktan sonra Adem SOYTEKİN isimli şahıs satış ofisine geldi. Bana beni Ekrem Başkan gönderdi, kaba inşaatın taşeronluğuna talibim dedi. Ben başta Ekrem İMAMOĞLU'nun adını duyunca hemen reddetmedim, bir düşünelim dedim. Sonrasında kendisine taşeronluk vermedik. Bir süre sonra Adem SOYTEKİN yinegelerek bana burayla ilgili bir kısım daire verilecekmiş, bunları ben alacağım dedi. Ben de daha öncesinde Ekrem İMAMOĞLU'nun yönlendirmesiyle görüşmüş olduğum ve yukarıda bahsettiğim 8.000.000 TL karşılığı daireler olduğunu anladım. Adem SOYTEKİN devam eden projelerden daire alamayacağını, bitmiş projelerden daire istediğini söyledi. Ben finans müdürünü çağırarak nereden daire verebileceğimizi sordum. Kayıtlardan baktığımızda Esenyurt'ta Ay Işığı Butik projemizden 8 tane daireyi Adem SOYTEKİN'in üzerine devrettik. Bu 8 dairenin o dönem ki Türk Lirasıyla değeri 5 milyon TL etmekteydi. Geriye kalan 3 milyon TL'ye karşılık dosyanıza ibraz ettiğim 20/06/2022 (330.000 TL), 20/07/2022 (330.000 TL), 20/08/2022 (340.000 TL) toplamda 1 milyon TL'lik çek verdim. Geri kalan 2 milyon TL için ise bu süreden yaklaşık 6 ay içerisinde nakit Türk Lirası çekmek suretiyle 3-4 seferde ödedik. Bu nakit ödemeleri muhasebe birimindeki arkadaşlar satış ofisinde akşam vakitlerinde Ekrem İMAMOĞLU veya görevlendirdiği kişi tarafından gönderilen şoförlere teslim etmişler. Bu parayı alan şahısları tanımıyoruz. Ben personele bir seferinde parayı verdiğiniz kişilerden kimlik fotokopisi alın demiştim. Gelen kişiden kimlik fotokopisi isteyince bu şahıs ben niye kimliğimi vereceğim deyip ayrılmış. Sonrasında şahsı geri çağırıp kimlik fotokopisi almadan parayı vermişler. Ben bu süreçte Ekrem İMAMOĞLU'nun belediye başkanı olmasından ve belediye başkanlığı yaptığı dönemde ticaret yapıyor olmamdan kaynaklı olarak ticaretimin zarar görmemesi amacıyla toplamda 8.000.000 TL'yi (8 daire ve 3 milyon TL çek ve nakit olarak) vermek zorunda kaldım. Her ne kadar verdim desem de bunlar bizden alınmıştır. Bu süreçte mağdur edildim. Bunun dışında Ekrem İMAMOĞLU veya yanındaki şahıslarla hiçbir irtibatım olmamıştır. Yaşadığımız bu olaydan dolayı da bu şahıslardan hiçbir talepte bulunmadım.
Ekrem İMAMOĞLU İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduktan sonra bahsetmiş olduğum Demir Country projesinin iskan aşaması esnasında Ekrem İMAMOĞLU tam hatırlamamakla beraber özel kaleminden olan Murat isimli (Murat ONGUN olarak hatırlıyorum) şahsı bana göndererek iskan için kreş yapmam gerektiğini söyledi. Ben kendisine herhangi bir yanıt vermedim. Sonrasında o dönem Beylikdüzü Belediye Başkanı olan Murat ÇALIK'a gittiğimde Murat ÇALIK'a Ekrem İMAMOĞLU benim kreş yapmamı istiyormuş, ben yapmak istemiyorum dedim. Murat ÇALIK da bana tamam ağabey, girme dedi. Yine bana sormuş olduğunuz Beylikdüzünde bulunan Sivaslılar Derneği'nin bulunduğu binayı ben kendi rızam ile Sivaslı olmam dolayısıyla yaptım. Bunun için bana kimsenin herhangi bir baskısı veya telkini olmadı. Bu dernek binası herhangi bir iş karşılığı da yapılmış değildir. Bu konuda ki beyanı kabul etmiyorum. Benden zorla alınan gayrimenkul ve paraları ifademde belirttim.(…)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Hamit DEMİR'in Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde dosyaya sunmuş olduğu belge ve dokümanlar incelendiğinde; ifadesinde bahsetmiş olduğu Demir Grup Yapı İnşaat Sanayi Ve Ticaret A.Ş. unvanlı firma tarafından ASOY İnşaat A.Ş. unvanlı firma adına adına düzenlenmiş 20.06.2022, 20.07.2022 ve 20.08.2022 tarihli toplam değeri 1.000.000,00 TL olan ve rüşvet olarak verilen çeklere ve ASOY İnşaat A.Ş. unvanlı firmanın kaşe ve imzası olan 20.04.2022 tarihli tahsilat makbuzunu ve Demir Grup Yapı İnşaat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi unvanlı firma tarafından ASOY İnşaat Anonim Şirketi unvanlı firma adına devir yapılan 8 (sekiz) adet taşınmazın Tapu Senetlerine ve Demir Grup Yapı İnşaat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından belirtilen taşınmaz satışlarına ilişkin düzenlenmiş E-FATURA'ları dosyaya sunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN'in Cumhuriyet Başsavcılığımızda vermiş olduğu etkin pişmanlık ifadesinde; "(…)Demir İnşaat'tan alınan 8 adet gayrimenkulün görüşmelerini Mehmet Murat ÇALIK yürütmüş olup, hangi amaçla bu dairelerin alındığını bilmemekle birlikte söz konusu firmanın Beylikdüzü'nde o dönem devam eden tek şantiyesi bulunmaktaydı.(…)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN'in Savcılıkta alınan 21/10/2025 tarihli ek beyanında; " Hamit DEMİR isimli şahsın Beylikdüzü Emniyet Müdürlüğü'nün yanında bulunan ve ismini hatırladığım kadarıyla Demir Country olarak bildiğim projesinin satış ofisine gittim. Yıl hatırladığım kadarıyla 2019'du, ben kendisine hiçbir şekilde beni Ekrem Başkan gönderdi, kaba inşaatın taşeronluğunu bana ver ya da beni burayla ilgili bir kısım daire verilecekmiş, daireleri ben alacakmışım şeklinde sözler söylemedim. Yine iddia edildiği gibi 2017 yılının sonlarında ben Hamit DEMİR'in ofisine gitmedim. Kendisiyle görüyordum ancak başkaca yerlerde ya da telefonla görüşürdük. Yine kendisine proje ile alakalı olarak bir kısım dairenin bana verileceği yönünde bir beyanda bulunmadım. Ancak Hamit ile yapmış olduğumuz görüşmeye Veysel ERÇEVİK beni davet etmesi üzerine kendisiyle birlikte gittik ve Demir Country projesine ilişkin olarak iskan karşılığında mı ya da başka birşey karşılığında mı bilmemekle birlikte 8 adet başka bir projesi olan Esenyurt'taki Ay Işığı Butik projesinden 8 adet daireyi benim adıma olan veya benim göstermiş olduğum başkaca firmalara devri sağlandı. Hamit, Demir Country isimli projesinden daire vermek istemedi. Çünkü o projesindeki daireler değerliydi. Ben yine Hamit DEMİR'den çek aldığımı kabul ediyorum ancak bu çekler benim belediyeden olan alacağıma mahsuben verilmiş olan çeklerdir. Yine bu çekler Hamit DEMİR'in beyanında belirtildiği gibi 3 adet çek değil 6 adet çektir ve toplam tutarları yine belirtildiği gibi 1.000.000 TL değil 2.000.000 TL'dir. Bahsedilen tarafıma devredilen daireler rüşvet konusu dairelerdir." şeklinde beyanda bulunduğu,

Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından 22/03/2025 tarihinde alınan beyanında; "Üzerine atılı olan suçlamaları kabul etmediği" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Şüpheli Mehmet Murat ÇALIK'ın Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan beyanında; "Üzerine atılı olan suçlamaları kabul etmediği" şeklinde beyanda bulunduğu,

Ayrıca Adem SOYTEKİN'in Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu etkin pişmanlık ifadesinde dosyaya sunmuş olduğu dokümanlar incelendiği zaman; Hamit DEMİR isimli şahsın ifadesinde sunmuş olduğu belgelerde bulunan E-FATURA'ların bir nüshalarının Adem SOYTEKİN isimli şahsın dosyaya sunduğu belgelerle örtüştüğü anlaşılmıştır.

Eylem 10 Değerlendirme

Şüpheli Hamit DEMİR'in ifadesinde Beylikdüzünde yapacağı inşaatın ruhsatı talebinde bulunmak için örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'ndan randevu talep ettiği ancak bu randevu talebinin yaklaşık 1 yıl kadar verilmediği ve ruhsat için talep edilecek isteklerin yerine getirilmesi için şahsı zor duruma sokarak taleplerin kolayca yerine getirilmesinin amaçlandığı, devamında şüpheli Hamit DEMİR'in vermiş olduğu ifadesinde eylemde adı geçen şahısların inşaat ruhsatı için kendi maddi menfaatleri doğrultusunda açıktan 8.000.000 TL rüşvet talep ettikleri ve bu rüşvetin direk olarak kendilerinden alınmayarak samimi ve iş birliği içerisinde oldukları ASOY İnşaat Anonim Şirketi unvanlı firma sahibi olan örgüt yöneticisi şüpheli Adem SOYTEKİN tarafından bir kısmı daire, bir kısmı çek ve kalan kısmını ise şoförler aracılığıyla tahsil ettikleri, ayrıca bu rüşvet talebinde hiyerarşik ve sistematik bir yapı olduğunun anlaşıldığı,

Bahse konu olayda örgüt yöneticisi şüpheli Adem SOYTEKİN'in dosyaya sunmuş olduğu belgelerde ve şüpheli Hamit DEMİR'in ifadesinde sunmuş olduğu belgelerin aynı belgeler olmaları, işlenen rüşvet olayıyla örtüştüğünün anlaşıldığı,
Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında alınan beyanlar, etkin pişmanlık ifadeleri, hesap hareketleri, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheli Hamit DEMİR'in atılı rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 53/1 43/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK'ın atılı rüşvet alma suçundan TCK 252/1, 43/1, 37/1, 53/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheli Adem SOYTEKİN'in alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 43/1, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi şüpheli Mehmet Murat ÇALIK'ın TCK 220/2-4, 58/9, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Suça konu teşkil eden (8 adet) taşınmazlar hakkında TCK 54/1 maddesi uyarınca müsaderesine,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt yöneticilerinden şüpheli Adem SOYTEKİN'in TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca,
Her ne kadar bu eylemde yer almasa da örgüt yöneticilerinden olan şüpheli Fatih KELEŞ'in örgütün kuruluş aşamasından beri paranın toplandığı kişi, ''kasa'' olmasından ötürü, ve örgütün Beylikdüzü dönemine ait sorumluluğu ve yöneticilik sıfatı bulunmasından ötürü şüpheli Fatih KELEŞ hakkında TCK 220/5 maddesi delaleti ile TCK 252/2, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları gerektiği anlaşılmıştır.

EYLEM 11 VE 12'YE İLİŞKİN OLARAK;

Etkin Pişmanlık Hükümleri kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığına ifade veren Adem SOYTEKİN isimli şahıs; ifadesinde bazı projeler yaptığını, bu projelerin paralarının müteahhitlerden rüşvet olarak alınan paralar ile karşılandığını, söz konusu projelere dair gerekli talimatların şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahıs tarafından verildiğine dair samimi beyanlarının bulunduğu anlaşılmıştır. Söz konusu beyana aşağıda detaylıca yer verilmiştir.

Soruşturma dosyası kapsamında etkin pişmanlık hükümleri kapsamında ifade veren Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımızca alınan ifadesinde; "(…)36- Ben ihalesiz olarak Ekrem İMAMOĞLU'nun talimatıyla birçok iş yaptım. Bu işlerin paraları bana kısmen daire, kısmen çek, kısmen nakit para olarak başka müteahhitler bir suretle temin edilerek tarafıma ödettirilen ücretlerle karşılanmıştır. Bu müteahhitlerin bir kısmı dosya kapsamında bunları söylemiştir. Bu beyanlar doğrudur. Ben bu konularla ilgili cezaevindeyken açıklama yapılmasını Turan Taşkın ÖZER'den ve Ekrem İMAMOĞLU'ndan istediğimde bana biz böyle bir açıklama yaparsak suçu kabul etmiş oluruz, sen boş ver, cevap olarak aramızdaki ticari faaliyet de geç dediler.
A- Cevat Güleç Ortaokulu
B- Ömer Halis Demir Çok Programlı Özel Okul
C- 4 Tane Mahalle Muhtarlık Binaları ve Çevre Düzenlemesi
D- Beylikdüzü'nde bulunan Roman Mahallesi olarak adlandırılan bölgede 202 tane evin çatı ve dış cephe tadilatları
E- Beylikdüzü Pazar Yeri Ön Kısım Çelik İlaveleri ve Panjurları ve Led Ekranı
F- Beylikdüzü Taksi Durağı ve Kapalı Otoparkı
G- Beylikdüzü Yaşam Vadisi Bağlantı Yolları ve Alt Geçidi
H- Evlat Camisi Taziye Evi ve Çevre Düzenlemesi
I- Kuvayi Milliye Camisi (Ekrem İMAMOĞLU'nun Kaçak Cami yaptım dediği cami)
J- West Side Belediye arasındaki yolun aşağı indirilmesi ve bütün alt yapılarının yeniden yapılması
K- Beylikdüzü Atatürk Kültür Merkezi eksik işleri, bütün pompa grupları ve jeneratörleri
L- Beylikdüzü Cemevi Mutfağı ve Bütün Ekipmanları
M- Yuvam İstanbul Projesi Kapsamında 10 tane Kreş Yapımı(Toplamda 11 Kreş yapılmış olup bir tanesi eski eşim tarafından bağış yapılmıştır. Engelli olan oğlum Muhammed SOYTEKİN'in adı konmuştur.)
N- Silivri KİPTAŞ 4. Etap ve 3. Etap Çevreyolları
O- Giresun Tirebolu Kent Meydanı ve Oyun Grupları
P- Fatih Trabzonlular Derneği Yurt Binası
R- CHP İstanbul İl Binası İç Tadilatı ve tefrişatı anahtar teslim (hatırladığım kadarıyla 7-8 milyon dolar civarında)
S- Şişli Gençlik Merkezi ve Medya A.Ş. Genel Müdürlük Binası
T- Gökçeada Meydanı ve Çocuk Oyun Alanları ve Oyun Grupları
U- Hatay Deprem Bölgesi Geçici Yaşam Alanı 310 bağımsız bölüm
Bahsetmiş olduğum işlerin tamamının ücreti müteahhitlerden alınan rüşvetler ile tarafıma ödenmiş, ben bu işleri tamamen reel yaptım. Bu işlere ilişkin kim tarafından tarafıma ne verildiğini dekontları, belgeleri, nakit gelen paralarında bankaya yatan makbuzlarını Cumhuriyet Başsavcılığınıza ibraz edeceğim. Söz konusu işlerde Şişli ile ilgili ve kreşlerle ilgili konuları Resul Emrah ŞAHAN, Trabzonlular Yurduyla ilgili işleri Tuncay YILMAZ, CHP İl Binasıyla ilgili işleri Fatih KELEŞ, KİPTAŞ Silivri 4. Etaptaki ve Hatay'daki işleri Ali KURT, Beylikdüzü'ndeki yerleri Mehmet Murat ÇALIK yaptırmıştır. Bu şahıslar bu talimatları Ekrem İMAMOĞLU'ndan almaktaydılar. (…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın Etkin Pişmanlık Hükümlerinden faydalanarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde; "(…)Ben daha öncesinde 17/06/2025, 27/06/2025 ve 02/07/2025 tarihlerinde etkin pişmanlık kapsamında ifadeler vermiştim. İfadelerimde tahliye olduktan sonrasında dosyanıza ibraz edeceğim belgeler olduğunu belirtmiştim. Tahliye olduktan bugüne kadar imkanım dahilinde hazırlamış olduğum bir kısım belgeyi (yeşil klasör içerisinde 9 adet dosyalanmış vaziyette evrak tomarı alındı, dosyaya eklendi) dosyanıza ibraz etmek istiyorum.(…) 2 Numaralı Dosya: "Gelen nakit ve çekli ödemeler" isimli dosya içerisinde, 1 numaralı dosyada yapılan bir kısım işler kapsamında gönderilen paralar ve çeklere ilişkin örnekler bulunmaktadır. Bu kapsamda;(…) 11 numara) B Grup - Babacan Grup 12 adet toplamda 4.000.000,00 TL'lik çekler (söz konusu çeklerin hangi iş karşılığında verildiğini bilmiyorum ancak söz konusu firmanın Beylikdüzü'nde bir şantiyesi bulunmaktaydı)(…)
14 numara) Kiler GYO tarafından verilen 17 adet toplamda 3.000.000,00 TL'lik çek (söz konusu çeklerin hangi iş karşılığında verildiğini bilmiyorum ancak söz konusu firmanın Beylikdüzü'nde çek tarihlerinde inşaatı bulunmaktaydı)(…)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Yukarıda yer verilen Adem SOYTEKİN isimli şahsın etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki beyanlarında da anlaşılacağı üzere Kiler GYO ve B Grup – Babacan Gruptan bazı çekler alındığı bu çekleri ise bir önceki ifadesinde müteahhitlerden alınan rüşvet paraları olarak nitelendirildiğinin değerlendirildiği,

Soruşturma dosyası kapsamında; şüpheli Veysel ERÇEVİK isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki samimi beyanlarında Adem SOYTEKİN isimli şahsın ifadesinde geçen çeklerin sahibi olan nşaat firmalarından Kiler İnşaat ve Babacan İnşaat’ın yaptıkları inşaat işleriyle alakalı hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi hem de Beylikdüzü Belediyesi meclis üyesi olan Erkan ERDOĞAN isimli şahsın söz konusu inşaat firmalarına kreş veya sosyal donatılara katkı sağlamaları gerektiğini ve bununla alakalı İstanbul Büyükşehir Belediyesinin mi yoksa Beylikdüzü Belediyesinin mi tasarrufta bulunacağı konusunda Mehmet Murat ÇALIK isimli şahıs ile görüşmek istediğine dair beyanlarda bulunduğu anlaşılmış olup, bu beyanlara aşağıda yer verilmiştir.

Şüpheli Veysel ERÇEVİK isimli şahsın Etkin Pişmanlık Hükümlerinden faydalanarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde; "(…)6-Babacan ve Kiler İmar Düzenlemesi: Babacan ve Kiler İnşaatın İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Komisyonunda süreci devam eden birer adet imar dosyaları bulunmaktaydı. Planın komisyon sürecinde hem Beylikdüzü Belediye Meclis Üyesi hem de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi ve İmar Komisyon Üyesi Erkan ERDOĞAN bu imar dosyalarıyla ilgili Mehmet Murat ÇALIK'la görüşmek istemiş, yoğunluğu sebebiyle görüşemeyip konuyu bana aktarmıştır. Bu imar düzenlemelerinde hem Babacan İnşaatın hem de Kiler İnşaatın ciddi imar rant artışı olduğunu belirtti. Bu plan tadilatlarıyla ilgili Beylikdüzü Belediyesinin bunu bilerek bir tasarrufta bulunmasını, bulunmayacaksa İstanbul Büyükşehir Belediyesiyle görüşülerek bu firmalara bir kaç kreş yaptırabileceklerini söyledi. Ben bu durumu Mehmet Murat ÇALIK'a söylediğimde ise kendisi onlara ne oluyormuş, söz konusu arazilerde Beylikdüzü Belediyesinin parselleri var, işlerine baksınlar şeklinde cevap verdi. Söz konusu imar durumları ben gözaltına alınmadan öncesinde askıdaydı, devam eden süreçte ne yaşandığıyla ilgili bir bilgim yoktur.(…)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Yukarıda verilen Adem SOYTEKİN isimli şahsa ve Veysel ERÇEVİK isimli şahsa ait etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki ifadeler birlikte değerlendirildiğinde; Adem SOYTEKİN isimli şahsa bazı inşaatlar yaptırıldığı, bu inşaatların bedellerinin daha önceden müteahhitlerden alınan rüşvet paraları ile karşılandığı, buna dair de çek suretlerini soruşturma dosyasına sunduğu ve bu çek suretleriyle alakalı yine etkin pişmanlık hükümleri kapsamında açıklamalarda bulunduğu anlaşılmış, söz konusu beyanların yanı sıra şüpheli Veysel ERÇEVİK isimli şahsın da etkin pişmanlık hükümleri kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığına ifade verdiği, bu ifadesinde de Adem SOYTEKİN isimli şahıs tarafından soruşturma dosyasına sunulan bazı çeklerde isimleri geçen Kiler İnşaat ve Babacan İnşaatın Büyükşehir Belediyesinde süreci devam eden imar dosyalarının bulunduğu, buna istinaden de Erkan ERDOĞAN isimli şahsın söz konusu firmalara kreş yaptırılabileceği, bu hususlar hakkında ise Beylikdüzü Belediyesinin mi yoksa Büyükşehir Belediyesinin mi tasarrufta bulunacağı konusunda görüşme yapıldığına dair beyanların bulunduğu anlaşıldığı,

Şüpheli Adem SOYTEKİN ve Veysel ERÇEVİK isimli şahısların beyanlarının birbiri ile bağlantılı olduğu değerlendirilmiş, Adem SOYTEKİN tarafından çek suretlerinin soruşturma dosyasına sunulduğu anlaşılmıştır.Söz konusu beyanlara ve çeklere dair Cumhuriyet Başsavcılığınca müşteki sıfatıyla ifadeleri alınan şahısların beyanlarına aşağıda eylem formatında yer verilmiştir.

EYLEM 11 - "İbrahim Halil Babacan İsimli Şahıstan Yakuplu Mahallesinde Yapacağı İnşaatın Ruhsatını Alabilmesi İçin 4 Milyon Civarında 12 Adet Asoy İnşaat Adına Düzenlenmiş Çeklerin Rüşvet Olarak Alınması Ve Tahsil Edilmesi Olayı Ve Devamında Kreş Yapılmasından Bahisle Rüşvet Eylemine Devam Edilmeye Teşebbüs Edilmesi Olayı"

Şüpheliler: 1) Ekrem İMAMOĞLU (T.C. 19943715964)
2) Mehmet Murat ÇALIK (T.C. 34595240664)
3) Adem SOYTEKİN (T.C.19847722594)
4) Veysel ERÇEVİK (T.C. 24527531830)
5) İbrahim Halil BABACAN

Suç: Rüşvet

Eylemin Delilleri: Müşteki İfadeleri, Şüpheli İfadeleri, Etkin Pişman İfadeleri
HTS – Baz Analiz Verileri
Rüşvet Olarak Verilen Çeklerin Görüntüleri
Açık Kaynak Verileri
Kapalı Kaynak Verileri

Suç Tarihi: 2017 - 2019 yılları

Yukarıda Adem SOYTEKİN ve Veysel ERÇEVİK isimli şahısların etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki ifadelerine detaylıca yer verilmiştir. Bu hususlar kapsamında Adem SOYTEKİN tarafından soruşturma dosyasına sunulan çeklerdeki keşidecilerden B-Grup Babacan Grup firması sahibi olan İbrahim Halil BABACAN isimli şahsın ifadesine aşağıda detaylıca yer verilmiştir.

Şüpheli İbrahim Halil BABACAN’ın Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde; "(…)Ben B Grup Yapı Sanayi Ticaret A.Ş.'nin yönetim kurulu başkanı sıfatıyla Beylikdüzü İlçesinde Yakuplu Mah. 19 ada 4 parselde bulunan alanda arsa sahibiyle yapmış olduğumuz hasılat paylaşımı inşaat sözleşmesi neticesinde 2017 yılında inşaat ruhsatı almak için Beylikdüzü Belediyesine başvurdum. Bu süreçte Ekrem İMAMOĞLU'nun belediye başkanı olduğu yönetimde bu konulardan sorumlu belediye başkan yardımcısı Mehmet Murat ÇALIK ile görüştüm. Kendisi inşaatın büyük olduğunu, ilçe sınırlarına yoğunluk ve nüfus getireceği için sosyal donatı alanlarına katkı yapmamız talep edildi. İlçe sınırları içerisinde kapalı spor tesisi yapmamız konusunda talepte bulundu. Bu talep bize gelmesi akabinde ben kendilerine zaten inşaatçı olduğumu, söz konusu alanın gösterilmesi durumunda kendim yapabileceğimi, buranın kendimce yapılması durumunda daha uyguna mal edebileceğimi söyledim. Bana üçün beşin hesabını yapmaya gerek yok tarzında bir cevap vererek, burayı kendilerinin yaptıracaklarını söylediler. Ben Murat ÇALIK' a kurumsal bir şirket olduğumuzu, şirketten sebepsiz bir şekilde ödeme veya para çıkartma işlemlerini yapamayacağımızı söylemem üzerine bize belediyenin anlaşmalı olduğu veya ihale ettiği inşaat şirketi tarafından bu yapının yapılacağı ve şirketimize bunun karşılığında fatura düzenleneceği söylendi. Bunun üzerine şirketimizin banka çek karnesinden Asoy İnşaat firmasına 12 adet hatırladığım kadarıyla 4 milyon TL civarında çek tarafımızca düzenlenmiştir. Vermiş olduğum bu çeklerin tahsilatları çek tarihlerinde ilgili firma tarafından tahsil edildi. Ancak verdiğimiz çeklerin ne kadarının neresi için harcandığı hakkında net bir bilgi sahibi değilim. Bu binanın yapılacağı esnada Mehmet Murat ÇALIK ile yaptığımız bir sohbette kendisine yapılacak binaya rahmetli babamın adının verilip verilemeyeceği üzerine bir konuşma yapmıştım. Kendisi zamanı gelince bakarız demişti ancak buna ilişkin herhangi bir isim verilme olmadı. Tam tarihini hatırlamamakla beraber 2019 yılı gibi Ekrem İMAMOĞLU' nunda açılışına katıldığı bir spor kompleksinde bana ve hatırladığım kadarıyla Adem KAMEROĞLU' na buranın yapılmasıyla ilgili sahneye çıkartıldık. Ancak verdiğimiz çeklerin karşılığı olarak mı yapıldı yoksa belediyeden ihale yoluyla mı yapılan bir yerdi bu detaylara vakıf değilim. Soruşturmanın aydınlatılması için iletişim tespiti yapılmasına rızam vardır.(…)" şeklinde beyanda bulunduğu,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU'nun Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından alınan ifadesinde: " (...) Benim Adem SOYTEKİN'in malvarlıklarındaki artışlarla ilgili bir bilgim yoktur. Kendi ticari hayatıdır.(...) Benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir." şeklinde beyanlarda bulunduğu, suçlamaları kesinlikle reddettiğini beyan ettiği,

İbrahim Halil BABACAN isimli şahsın ifadesinde; şahıslardan Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın dönemin Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın ise dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olduğu, yine İbrahim Halil BABACAN isimli şahsın inşaat yapımı için arsa sahibiyle yapmış olduğu hasılat paylaşımı inşaat sözleşmesi akabinde 2017 yılında inşaat ruhsatı alabilmek için Beylikdüzü Belediyesine başvurduğunda dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın konumlarını kullanarak rüşvet talep ettikleri, yapılması talep edilen iş ve işlemler için sosyal donatı alanlarına katkı yapmasını ve ilçe sınırları içerisinde kapalı spor salonu yapmasını istemesi, ancak İbrahim Halil BABACAN tarafından yaptırılmayarak, Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın kendilerinin yaptıracağını, belediyenin anlaşmalı olduğu veya ihale ettiği inşaat şirketi tarafından yapılıp bunun karşılığında fatura düzenleneceği söylemesi ve akabinde talep edilen rüşvetin alınabilmesi içinMüşteki İbrahim Halil BABACAN isimli şahıstan 4 milyon civarında 12 adet Asoy İnşaat Anonim Şirketi (Sahibi Adem SOYTEKİN) unvanlı firma üzerine çek aldıkları ve bu çekleri çek tarihlerinde tahsil ettikleri iddialarından da anlaşılacağı üzere maddi menfaatin yine kendileri ile irtibatlı olan şahıslar üzerinden temin edildiği,

Yukarıda yer verilen şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığınca alınan etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki ifadesinde ve dosyaya ibraz ettiği bir kısım belge incelendiğinde müşteki İbrahim Halil BABACAN isimli şahsın ifadesinde bahsetmiş olduğu 4 Milyon civarında 12 Adet çekin Asoy İnşaat Anonim Şirketi unvanlı firmaya vermiş olduğu çeklerinde aralarında bulunduğu anlaşılmış, bu hususların da talep edilen rüşvetin ve maddi menfaatin kendileri ile irtibatlı olan şahıslar üzerinden temin edildiği değerlendirmesini destekler nitelikte olduğu ve bu hususların birbiriyle örtüştüğü,

Şüpheli Adem SOYTEKİN tarafından dosyaya ibraz edilen bir kısım belge içerisinden tespit edilen Asoy İnşaat Anonim Şirketi unvanlı firma adına düzenlenmiş olan toplam 4 Milyon Türk Lirası değerinde 12 adet çek suretine emniyet fezlekesinde yer verildiği,

Emniyet fezlekesinde suretleri verilen çeklerden ve İbrahim Halil BABACAN isimli şahsın ifadesinden yola çıkıldığında; söz konusu çeklerin şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemine ait olduğu anlaşılıştır.

Eylem 11 Değerlendirme

Bu hususlar doğrultusunda söz konusu çeklerin Babacan İnşaat tarafından söz konusu inşaatların ruhsat işlerinde ruhsat alabilmek için verilmiş olabileceği değerlendirildiği, şüpheli Veysel ERÇEVİK isimli şahsın Etkin Pişmanlık Hükümlerinden faydalanarak Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğu ifadesinde ise Babacan İnşaatın Büyükşehir Belediyesinde süreci devam eden imar dosyalarının bulunduğu bu hususla da söz konusu firmaya kreş yapırılması gibi hususların yer aldığı anlaşıldığı,

Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde ise daha önceden söz konusu Babacan İnşaattan inşaat ruhsatı için rüşvet alındığı, ilerleyen süreçte ise -Babacan İnşaatın imar dosyasının onay süreci kısmında- tekrardan rüşvet eylemine devam edilerek şahıslardan talepte bulunulduğu değerlendirildiği,

Netice itibari ile Beylikdüzü Belediyesinin ilk etapta şahıslardan talep edilen rüşveti temin ettiği ve verilen çekler ile eylemin tamamlandığı, devam eden süreçte de yeni bir taleple eyleme devam edilmek istenildiği değerlendirilmektedir. Erkan ERDOĞAN isimli şahsın Beylikdüzü Belediyesi ile yaptığı görüşmeden de anlaşılacağı üzere şüphelilerin fikir ve iş birliği içerisinde hareket ettikleri, şüphelilerin rüşvet temin edilen şahısların imar dosyalarının yeni bir talebe karşı askıda tutulması hususlarına istinaden ise şüphelilerin tüm bu işleri daha önceden planlayarak hareket etmiş olabilecekleri değerlendirildiği,

İbrahim Halil BABACAN isimli şahsın ifadesinde kendilerinden talep edilen kreşi inşaat sektöründe faaliyet göstermeleri sebebiyle daha uyguna mal edebileceklerinden bahisle kendilerinin yapabileceklerini söylediği ancak buna rağmen şüpheli Mehmet Murat ÇALIK tarafından söz konusu işi belediye ile anlaşmalı firma tarafından yapılacağı hususlarından ise, hem şahıstan maddi menfaat temin edebilmek için para vermesinin istenildiği, hem de söz konusu inşaat işlerini kendileri ile irtibatlı şahıslar tarafından yaptırarak örgüt içerisindeki şahıslarında bu durumlardan menfaat temin etmesinin sağlandığı değerlendirildiği,

Öte yandan verilen çeklerin Beylikdüzü Belediyesi ile resmi bir bağıolmayan Adem SOYTEKİN isimli şahsa ait Asoy İnşaat firmasına yazıldığı ve söz konusu firma üzerinden tahsil edildiği iddialarından da; rüşvet suçunun unsurlarının ortadan kaldırmanın amaçlanmış olabileceği, netice itibari ile şüpheli şahısların birliktelik halinde rüşvet temin ettikleri değerlendirildiği,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında alınan beyanlar, etkin pişmanlık ifadeleri, hesap hareketleri, HTS irtibat kayıtları, dosyaya sunulan çekler, baz kayıtları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheli İbrahim Halil BABACAN'ın rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 53/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK'ın atılı rüşvet alma suçundan TCK 252/1, 53/1, 37/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Veysel ERÇEVİK'in alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi şüpheliler Mehmet Murat ÇALIK ve Veysel ERÇEVİK'in TCK 220/2-4, 58/9, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt yöneticilerinden şüpheli Adem SOYTEKİN'in TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca,
Her ne kadar bu eylemde yer almasa da örgüt yöneticilerinden olan şüpheli Fatih KELEŞ'in örgütün kuruluş aşamasından beri paranın toplandığı kişi, ''kasa'' olmasından ötürü, ve örgütün Beylikdüzü dönemine ait sorumluluğu ve yöneticilik sıfatı bulunmasından ötürü şüpheli Fatih KELEŞ hakkında TCK 220/5 maddesi delaleti ile TCK 252/2, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına,
Örgüt yöneticisi olan şüpheli Adem SOYTEKİN'in hakkında iş bu eylem kapsamında vermiş olduğu 'Etkin Pişmanlık' ifadesi kapsamında ifadeye konu suç teşkil eden çeklere ilişkin rüşvet eylemini resmi makamlara kendisinin ihbar etmesinden ve suça konu çekleri bizzat kendisinin teslim etmesinden ötürü hakkında Etkin Pişmanlık Hükümleri kapsamında TCK 254/2 maddesinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.


EYLEM 12 - "Nahit Kiler İsimli Şahsın, Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Murat Çalık İsimli Şahsın Yönlendirmesiyle Adem Soytekin İsimli Şahsa Çek Vermesi Olayı"

Şüpheliler: 1) Ekrem İMAMOĞLU (T.C. 19943715964)
2) Mehmet Murat ÇALIK (T.C. 34595240664)
3) Adem SOYTEKİN (T.C.19847722594)
4) Veysel ERÇEVİK (T.C. 24527531830)
5) Nahit KİLER

Suç: Rüşvet

Eylemin Delilleri: Müşteki İfadeleri, Şüpheli İfadeleri, Etkin Pişman İfadeleri
HTS – Baz Analiz Verileri
Dosyaya Sunulan Çeklerin Görüntüleri
Açık Kaynak Verileri
Kapalı Kaynak Verileri

Suç Tarihi: 2017 yılı sonları

Yukarıda Adem SOYTEKİN ve Veysel ERÇEVİK isimli şahısların etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki ifadelerine detaylıca yer verilmiştir. Bu hususlar kapsamında Adem SOYTEKİN tarafından soruşturma dosyasına sunulan çeklerdeki keşidecilerden Kiler İnşaat firması sahibi olan Nahit KİLER isimli şahsın ifadesine aşağıda detaylıca yer verilmiştir.

Şüpheli Nahit KİLER isimli şahsın Cumhuriyet Başsavcılığımıza vermiş olduğuifadesinde; "(…)Ben Kiler Holdingin Yönetim Kurulu Başkanıyım. Uzun yıllardır inşaat alanında faaliyet göstermekteyiz. Bana göstermiş olduğunuz ve Adem SOYTEKİN isimli şahsın dosyanıza ibraz ettiği çekleri gördüm. Bu çekler bizim şirketimize aittir. Ben Adem SOYTEKİN isimli şahsı tanımam. Kendisiyle herhangi bir ticari ilişkim de olmamıştır. Tam yılını hatırlamamakla beraber 2017 yılının sonlarına doğru o dönem Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Murat ÇALIK beni belediye binasına çağırdı. Bana Beylikdüzü'nde birçok inşaat yaptığımızı, belediye adına bir kreş yaptırmamızı istedi. Ben kendisine bizim birçok işimiz var, kreş yapımıyla kendimiz uğraşamayız dedim. Bunun üzerine kendisi bana bizim kreş yaptırdığımız bir firma var, onlar sizinle iletişime geçer, masraflarını sizden alır, dedi. Sonrasında kimin geldiğini bilmemekle beraber dosyada bulunan çekleri inşaatı yapan firmaya verdik. Bizden alınan çekler karşılığında herhangi bir kreş yapıldı mı bir bilgim yoktur. Biz söz konusu talebi Beylikdüzü Belediyesinde çok büyük projelerimiz olması ve bu projelerle belediyeyle olan ilişkilerimizde sorun yaşayabiliriz düşüncesiyle verdik. Söz konusu olay bu şekilde gerçekleşmiştir. İletişim tespitine rızam vardır.(…)" şeklinde beyanlarda bulunduğu,

Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi unvanlı firma tarafından ASOY İnşaat Anonim Şirketi unvanlı firma adına düzenlenen ve cirolanan çeklerin görüntülerine emniyet fezlekesinde yer verilmiş olup,

Emniyet Fezlekesinde Görsel – 1’de;
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi unvanlı firma tarafından Kiler G.Y.O Anonim Şirketi Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortak Girişimi adına 30.12.2017 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi unvanlı firma tarafından Kiler G.Y.O Anonim Şirketi Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortak Girişimi adına 30.01.2018 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi unvanlı firma tarafından Kiler G.Y.O Anonim Şirketi Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortak Girişimi adına 28.02.2018 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı çeke,

Emniyet Fezlekesinde Görsel – 2’de;
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 28.02.2018 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.03.2018 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.04.2018 tarihinde yazılmış 175.000,00 TL tutarlı çeke,

Emniyet Fezlekesinde Görsel – 3’te;
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.11.2017 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.12.2017 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.01.2018 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı çeke,

Emniyet Fezlekesinde Görsel – 4’te;
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.12.2017 tarihinde yazılmış 168.333,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.01.2018 tarihinde yazılmış 168.333,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 28.02.2018 tarihinde yazılmış 168.333,00 TL tutarlı çeke,

Emniyet Fezlekesinde Görsel – 5’te;
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi unvanlı firma tarafından Kiler G.Y.O Anonim Şirketi Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortak Girişimi adına 30.10.2017 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı ve arka kısmında Asoy İnşaat Anonim Şirketinin kaşe ve imzası olan çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi unvanlı firma tarafından Kiler G.Y.O Anonim Şirketi Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortak Girişimi adına 30.11.2017 tarihinde yazılmış 165.000,00 TL tutarlı ve arka kısmında Asoy İnşaat Anonim Şirketinin kaşe ve imzası olan çeke,

Emniyet Fezlekesinde Görsel – 6’da;
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.10.2017 tarihinde yazılmış 168.333,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.11.2017 tarihinde yazılmış 168.333,00 TL tutarlı çeke,
• Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı - Biskon Yapı Anonim Şirketi Ortaklığı tarafından Asoy İnşaat Anonim Şirketi adına 30.03.2018 tarihinde yazılmış 333.335,00 TL tutarlı çeke yer verilmiştir.

Şüpheli Adem SOYTEKİN isimli şahsın etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak verdiği ifadesinde dosyaya ibraz ettiği belgeler arasında Kiler Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Anonim Şirketi unvanlı firma tarafından ASOY İnşaat Anonim Şirketi unvanlı firma adına düzenlenen ve cirolanan çeklerin olduğu tespit edilmiş ve bahse konu çeklerin varlığı Nahit KİLER isimli şahsın bahsettiği ifadeyle örtüşmekte ve verilen rüşvetin delili niteliğinde olduğu,

Yukarıda yer verilen Nahit KİLER isimli şahsın ifadesinde geçen dönemin Beylikdüzü Belediye Başkan Yardımcısı olan Mehmet Murat ÇALIK isimli şahsın Nahit KİLER isimli şahsı belediye binasına çağırıp, bir çok inşaat yaptıklarını belediye adına kreş yaptırmalarını istemesi ancak kreş yapan firmalarının olması ve onlara yaptırması için inşaatı yapacak olan firmayı Nahit KİLER isimli şahsa yönlendirmesi ve gerekli masrafları tahsil ettirmesi konusunda kamuda görev alan şahısların bulundukları makamları ve yetkilerini kullanarak kendi reklamları ve maddi menfaatleri doğrultusunda, kamuda bulunan görevlerini kötüye kullanarak Nahit KİLER isimli şahsın yaptığı inşaat ve kazandığı paralardan rüşvet alabilmek amacıyla kreş yaptırma teklifini sunmaları ve bu doğrultu da Nahit KİLER isimli şahıstan rüşvet olarak bağış adı altına çek aldıkları,

Şüpheli Veysel ERÇEVİK isimli şahsın ifadesinde; Kiler İnşaat firmasının bir imar dosyasının Büyükşehir Belediyesinde bekletildiği hususlarına yer verilmiştir. Yine yukarıda da Adem SOYTEKİN isimli şahsın firması olan Asoy İnşaat firmasına verilen çekler incelendiğinde; çeklerin tarihlerinin 2017 – 2018 yıllarına ait olduğunun anlaşıldığı,

Şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın Beylikdüzü Belediye başkanlığı döneminde şahıslardan rüşvet temin edildiği, yine şüpheli Ekrem İMAMOĞLU isimli şahsın İstanbul Büyükşehir Belediyesi başkanlığı döneminde de kreş yaptırmak adı altında rüşvet eylemine devam edilmek istenildiği değerlendirildiği,

Şüpheli Veysel ERÇEVİK isimli şahsın etkin pişmanlık hükümleri kapsamında verdiği ifadesinde; yapılan inşaatlarda ciddi imar rantlarının olduğundan dolayı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beylikdüzü Belediyesi aralarında geçen kimin tasarrufta bulunacağı konusunda görüşmeleri hususu her iki belediyenin de rant artışlarından dolayı kendi reklamları ve maddi menfaatleri doğrultusunda, eylemler gerçekleştirdiklerini ve Nahit KİLER isimli şahsın vermiş olduğu ifadeyle örtüşür nitelikte olduğu anlaşılmıştır.

Eylem 12 Değerlendirme

Yukarıda yer verilen hususlar birlikkte değerlendirildiğinde; Kiler İnşaat tarafından yukarıda suretleri verilen çeklerden de anlaşılacağı üzere firmanın yapmış olduğu inşaatların ruhsat işlemleri için Beylikdüzü Belediyesine 2017 – 2018 dönemlerinde bağış adı altında rüşvet temin edildiği; devam eden süreçte ise imar dosyasının Büyükşehir Belediye tarafından askıda tutulması hususlarından da anlaşılacağı üzere yeni oluşacak taleplerde söz konusu imar dosyasının koz olarak kullanıldığı ve rüşvet eylemine devam edildiği, Nahit KİLER isimli şahsın ifadesinde şüpheli Mehmet Murat ÇALIK tarafından söz konusu işi belediye ile anlaşmalı firma tarafından yapılacağı firmanın kendisine yönlendirilerek sözü edilen işin masraflarının tahsil edileceğine dair beyanlarından ise, hem şahıstan maddi menfaat temin edebilmek için para vermesinin istenildiği, hem de söz konusu inşaat işlerini kendileri ile irtibatlı şahıslar tarafından yaptırarak örgüt içerisindeki şahıslarında bu durumlardan menfaat temin etmesinin sağlandığı,

Öte yandan verilen çeklerin Beylikdüzü Belediyesi ile resmi bir bağıolmayan Adem SOYTEKİN isimli şahsa ait Asoy İnşaat firmasına yazıldığı ve söz konusu firma üzerinden tahsil edildiği iddialarından da; rüşvet suçunun unsurlarının ortadan kaldırmanın amaçlanmış olabileceği, netice itibari ile şüpheli şahısların birliktelik halinde rüşvet temin ettikleri,

Yukarıda ayrıntılı olarak izah edilen eylem kapsamında alınan beyanlar, etkin pişmanlık ifadeleri, dosyaya sunulan çekler, hesap hareketleri, HTS irtibat kayıtları, baz kayıtları bir bütün halinde değerlendirildiğinde, şüphelilerin atılı suçtan haklarında kamu davası açmaya yarar nitelikte yeterli delil ve şüphenin elde edildiği anlaşılmakla;

Şüpheli Nahit KİLER'in rüşvet verme suçundan TCK 252/1, 53/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Ekrem İMAMOĞLU ve Mehmet Murat ÇALIK'ın atılı rüşvet alma suçundan TCK 252/1, 53/1, 37/1, 63/1 maddeleri uyarınca,
Şüpheliler Adem SOYTEKİN ve Veysel ERÇEVİK'in alınan rüşvetin teminine aracılık etme suçundan TCK 252/2-5, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt üyesi şüpheliler Mehmet Murat ÇALIK ve Veysel ERÇEVİK'in TCK 220/2-4, 58/9, 63/1, 53/1 maddeleri uyarınca,
Örgüt lideri şüpheli Ekrem İMAMOĞLU ile örgüt yöneticilerinden şüpheli Adem SOYTEKİN'in TCK 220/1-4-5, 58/9 maddeleri uyarınca,
Her ne kadar bu eylemde yer almasa da örgüt yöneticilerinden olan şüpheli Fatih KELEŞ'in örgütün kuruluş aşamasından beri paranın toplandığı kişi, ''kasa'' olmasından ötürü, ve örgütün Beylikdüzü dönemine ait sorumluluğu ve yöneticilik sıfatı bulunmasından ötürü şüpheli Fatih KELEŞ hakkında TCK 220/5 maddesi delaleti ile TCK 252/2, 58/9 maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına,
Örgüt yöneticisi olan şüpheli Adem SOYTEKİN'in hakkında iş bu eylem kapsamında vermiş olduğu 'Etkin Pişmanlık' ifadesi kapsamında ifadeye konu suç teşkil eden çeklere ilişkin rüşvet eylemini resmi makamlara kendisinin ihbar etmesinden ve suça konu çekleri bizzat kendisinin teslim etmesinden ötürü hakkında Etkin Pişmanlık Hükümleri kapsamında TCK 254/2’nci maddesinin uygulanması gerektiği anlaşılmıştır.