İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik “yolsuzluk” soruşturmasında gözaltına alınan Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı İbrahim Özkan, savcılıktaki ifadesinde “İmamoğlu’yla siyasi konular dışında yakınlığımız yoktur” dedi.
İbrahim Özkan’ın bu sözleri, İBB yönetiminde başlayan çözülmenin en net göstergesi oldu.
Yıllarca İmamoğlu’nun en yakınındaki isimlerden biri olarak bilinen Özkan, şimdi “yakınlığım yok” diyorsa bu bir savunma değil, dağılmanın ilanıdır.
İBB çevresinde herkes kendi adını temize çıkarma telaşında.
Sorumluluk paylaşılırken ortaklık kuranlar, hesap sorulurken birer birer geri çekiliyor.
Oysa İstanbul halkının merak ettiği tek şey şu:
Bu şehir kimin elinde yönetildi?
Danışmanların bile “yakın değilim” dediği bir belediyede artık güven değil, panik yönetimi vardır.
Ve bu manzara, İmamoğlu için en ağır siyasi faturanın habercisi.
***
İSTANBUL DİPLOMASİSİ
DÜNYA MASASININ MERKEZİ TÜRKİYE
Gazze Zirvesi İstanbul’da başladı.
Ama bu yalnızca bir diplomatik toplantı değil, dünyanın vicdanının yeniden ayağa kalktığı bir andır.
Gazze’de çocuklar ölürken susanlar, İstanbul’da konuşulan her cümlenin ağırlığını hissedecek.
Çünkü bu masa artık sadece Filistin için değil, insanlığın onuru için kuruldu.
Bugün bu zirveye ev sahipliği yapan Türkiye, sadece bir bölge ülkesi değil, adaletin coğrafyasıdır.
ABD’nin soğuk hesapları, Avrupa’nın ikiyüzlü sessizliği karşısında Ankara hem mazlumun sesi hem de diplomasi aklının merkezidir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iradesiyle Türkiye, yıllardır sömürü düzeninin yönettiği uluslararası siyasete meydan okuyor.
Batı’nın korktuğu şey budur:
Türkiye artık “konuşulan” değil; konuşan, belirleyen, yön veren bir devlettir.
İstanbul’da kurulan bu masa, sadece bir barış arayışı değil,
Ankara merkezli yeni bir dünya düzeninin işaretidir.
Ve dünya bunu artık biliyor:
Savaşın olduğu yerde Türkiye barış arar,
zulmün olduğu yerde Türkiye ses yükseltir,
masanın kurulduğu her yerde Türkiye ağırlığını koyar.
Bugün Gazze’nin kalbi İstanbul’da atıyor.
Çünkü bu coğrafyada adaletin dili Türkçe konuşuluyor.
***
FRANSA BİLE İTİRAF ETTİ
TÜRKİYE ARTIK OYUN KURUYOR
Fransa Savunma Bakanlığı’nın parlamentoya sunduğu 2025 Silah İhracat Raporu, Türkiye’nin savunma sanayisindeki yükselişini açıkça teslim etti.
Raporda, Türkiye’nin “son 10 yılın en etkileyici ilerlemesini kaydeden ülke” olduğu vurgulanıyor ve 2024’te savunma ihracatında yüzde 80 artışla rekor kırdığı belirtiliyor.
Bir zamanlar ambargolarla diz çöktürülmek istenen Türkiye, bugün kendi tankını, füzesini ve İHA’sını dünyaya satıyor.
Bu artık bir sanayi başarısı değil, bağımsızlığın çelik zırhla yazılmış hikâyesidir.
Batı yıllarca Türkiye’yi “alıcı” olarak görmek istedi.
Ama bugün tablo tersine döndü:
Paris rapor yazıyor, Ankara üretim yapıyor.
Altay sahada, KAAN gökyüzünde, Akıncı ufukta…
Hepsi aynı gerçeği söylüyor:
Türkiye artık silahların çağını tüketmiyor, yeni bir çağ başlatıyor.